Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM însan Haklannı Inceleme Komisyonu Başkanı Pişkinsüt'ün Güneydoğu izlenimleri ' ARAYIŞ
4
Halk koruculardan rahatsız'ANKARA (Cnmhuriyet BOrosu) -
TBMM Insan HakJannı Inceleme Ko-
misyonu Başkanı Sema Pişkinsût Gü-
neydoğu'dayurttaşlann "Dahaçokko-
rucuiara aityaylalar veköyler açıhyor,
bizler köylere gjdemiyoruz" yakınma-
sını ılettıJdennı büdırdi.
Koruculuk sistemınden "çok bûyûk
raiutsEzfak" bulunduğunu kaydeden
Pişkinsût, devletin Ağn'ya "aynma"
davranarak bu kentte yoksulluğun ye-
mlmesının sağlaması gerektiğine işa-
retetti.
Halkın, terör örgütü PKK'ye büyük
tepki gösterdiğini belirten Pişkinsût,
yurttaşlann "yardıın ve yatakhk" ko-
nusunda tedirginlıklerinın sürdüğünü
belirtti.
Pişkinsût; Van, Ağn, Hakkâri, Bin-
göl, Muş, Bitlis, Siirt, Batman ve Di-
yarbakır'a yaptığı 10 günlük gezinin
izlenimlerini dün gazetecilere anlattı.
• Van, Ağn, Hakkâri, Bingöl, Muş, Bitlis, Siirt, Batman ve Diyarbakır'a yaptığı 10
günlük gezinin izlenimlerini dün gazetecilere anlatan Pişkinsût halkın, terör örgütü
PKK'ye büyük tepki gösterdiğini belirtti.
Kendi olanakJan ile gittiği bölgede
aşın sıcak aitında günde 500-600 ki-
lometre katettiğini söyleyen Pişkin-
sût, yurttaşlar, sivil ve mesleki toplum
öıgütleri temsilcileriyle görûştûğûnü
bildirdi.
Pişkinsût, Ağn'da çok büyük mad-
di olanaksızlıklarbulunduğuna dikkat
çekerken "Ağn'ya sosyal devletin tüm
ükelern le vetüm aynmcıhğıyla girme-
si lazun" diye konuştu.
Hakkâri 'de çok hızlı bir değişim ya-
şandığını bildiren Pişkinsût, bu kent-
le ilgili izlenimlerini de şöyle anlattı:
"Hakkâri'de sokaktaki sade vatan-
daşlar çok umutiu, çok beklenti içeri-
sinde. Terörün azabmşobnasmın getir-
diği ortamla birtikte ülkenin birtikte
kalkmma projelerinin işletilebflmesi
çok değişik kesiııüerdekj vatandaşlar
tarafindan dile getirildi. 'Elele vermek
lazım, ancak onurumuzu istiyoruz'
cûmleieri çok belirgin.''
Yurttaşlann "yardun ve yatakhk"
suçu konusunda tedirginlikleri bulun-
duğunu ifade eden Pişkinsût, bu konu-
da bir aynma gidilmesinin istendiğini
belirtti. Pişkinsût, yardım ve yataklık-
la ilgili münferit olaylann terör suçu
sayılmamasının istendiğini anlattı.
Koruculuk sıstemı konusunda da
"çok büyük rahatuzhk" bulunduğunu
bildiren Pişkinsût, koruculuğun ulusal
bir politika içerisinde ele alınıp kısa
sürede sonuçlandınlmasının önemli
olduğunu söyledi. Koruculuğun kaldı-
nlmasının devlet açısından neyi geti-
rip götüreceğinin de konuşulması ge-
rektiğine işaret eden Pişkinsût, Bin-
göl'de yaylalann yüzde 80'den fazla-
sının açıldığını, ancak "daha çok ko-
ruculara aitolanyaylalar veköyier açı-
lıyor,bizler köylere gktemiyonız" söy-
lemleriyle karşılaştığını ıfade etti. Se-
ma Pişkinsût, köye dönüş konusunda
da sorunlar yaşandığını ve bunun in-
sanlan üretimden uzaklaştırmaktan
kaynaklandığını belirtti.
Olağanüstü Hal'in kaldınlmasıyla
birlikte bölgeye sosyal, ekonomik
yönden bazı programlann gırmesinin
planlandığını, baa yerlerde de bunun
çok aktif olarak gûndeme getirildiği-
ni arumsatan Pişkinsût, şunlan kay-
detti:
"Valikrimizin, sivil otoritenin, dev-
letin hizmetveren shü birimlerininçok
daha aktif, çok daha Kyakaüi çok da-
ha demokrat ve uluslararası nonnlan
da gözetebilecek icraat yapan kisikr-
den oluşması lazım. Bürokratlann ta-
rafsız ve aynı zamanda da oradaki ki-
şüeri birevseJ haklan açmndan da ku-
caklayacak yapıda olmalan gerekli."
Bölgedeki son durumla ilgili bir rapor
hazırlayacağını bildiren Pişkinsût, bu
konuda, Anadolu'nun batı kesiminde
yaşayan insanlann düşüncelerini de
öğrenmek istediğini bildirdi.
Güneydoğu 'daki yurttaşlann terör
örgütü PKK'den şikâyetçi olduklannı
da belirten Pişkinsût, "Bölgede yaşa-
yan insanlar bepsi ayn ayn PKK'nin
çok yanhş yapbğını söyKiyoıiar. Bunu
çok net olarak söylüyorlar. PKK'den
aleni olarak şikâyet var" dedı.
Depremzede dernekleri
'Geleceğimiz
hakkmdabirjîkre
sahipdeğiüz' *'
Istanbul Haber Servisi •
Depremzede dernekleri, 17
Ağustos depremınden son-
ra yasanan karmaşanın sür-
düğünü, hâlâ gelecekleri
hakkında bir fıkre sahip ol-
madıklannı belirterek
"Deprem sonrası her şeyi
çok tuzfa yaşadık, çok hızfa
öğrendik. Bunlann başında
da örgütiü toplumve bflimin
öne çıkanlması var" dedı-
ler.
Depremin birinci yılında
uyumayacaklannı söyle-
yen, yurttaşlardan da gece
boyunca ışıklannı acık tut-
malannı isteyen depremze-
deler, 17 Ağustos'ta insan
zinciri oluşturacaklannı, sı-
yah giyineceklerini, siyah
kurdele ve siyah bayraklar
asarak acılannı duyuracak-
lannı söylediler.
Düzce, Adapazan, Yalo-
va ve Avcılar'dan birer, Ko-
caeli'den ise alrı depremze-
de derneği adına görüşleri-
ni açıklayan, Izmit Bekirpa-
şa'dan Sedat Yıbnaz, Ada-
pazan'ndan Ersel Dede ve
Yalova'dan Tuncay Aydıni-
çen, depremin birinci yılın-
da eşgüdüm ve pianlama
eksikliğinin giderilemedi-
ğini, insanlann gelecekleri-
nin her açıdan behrsiz oldu-
ğunu, yetişkinler açısından
iş, çocuklar ve gençler açı-
sından ise eğitimin en baş-
ta gelen sorunlar olduğunu
söylediler. Adapazan Dep-
remzede Derneği'nin, bele-
diyenin deprem sonrasmda
hazırladığı ımarplanına, ze-
min etûtleri dikkate alınma-
dığı için karşı çıktığını be-
lirten depremzedeler,
a
tda-
reye karşı açılan tazminat
davalan sürüyor" dediler.
Depremzede dernekleri-
nin saptama ve istemleri
şöyle:
• 17 Ağustos ve 12 Ka-
sım depremleri, plansız ya-
pılaşma ve kalitesiz yapı
ûretimi konusunda tüm ku-
rum, kuruluş ve bıreylerin
sorumlu olduklannı göster-
di. Yasa önünde sorumlu
olanlaryargılanmalı, bu an-
lamda yerel yönetunler he-
sap vermelidir.
• Hasar tespıü ve hak sa-
hipliği konusunda yapılan
çalışmalarda Bayındırlık ve
Iskân Bakanlığı özensiz
davranmıştır. Bu çalışmalar
daha sağlıklı biçımde yapıl-
malıdır.
• Orta hasarlı binalann
onanmı nedeniyle kurulan
"deprem-ticaret" ılışkısıne
son vermelı, bilimsellik ön-
de tutulmalıdır.
• Kalıcı konutlar en kısa
zamanda bıtınlmeU, dağıü-
mında komşuluk ılişkileri
dikkate alınmalıdır.
• Deprem bölgesinde iş-
siz kalan 58 bin kayıtlı işçi-
nin, kayıtlı olmayan ve sa-
yısı bilinmeyen işsizlerin is-
tıhdam sorunu çözûlmeli-
dir.
• Sakatlanan depremze-
delere tedavi ve rehabilitas-
yon hizmeti verilmeli, gele-
cek güvencesi sağlanmalı-
dır.
• Depremnedeniyle çıka-
nlan ek vergiyle toplanan
paralann, iç ve dış yardım-
lann nereye harcandığı açık-
lanmalıdır.
• Hâlâ bulunamayan, ıs-
rar ve inatla aranan kayıp
insanlar vardır. Devlet bun-
iara karşı duyarsızdır.
• Eğitim ve sağlık hiz-
metlerinde, sosyal devlet il-
kesine uyulmalıdır.
• Yeniden yapılanmada,
kamusal denetim ve meslek
odalannın denetimi sağlan-
malıdır.
• Kiractlann konut soru-
nu çözülmelidir.
• Esnafa kredi desteği
verilmeli, gerekli muafıyet
ve istisnalar sağlanmalı,
mali milat ilan edilmelidir.
tstanbul ve AnkanTdan gelen tutuklu yakmlanndan 30 kişi gezdiriJdikJeri cezaevinin tecrit' olduğunu söylediler.
Afleler F tipi cezaevini inceledi
ANKARA (Cumhmiyet Bürosu)-Adalet
Bakanı Hflanet Sami Türk ile önceki gün
görüşen Tutuklu ve Hükümlü Yakınlan Der-
neği'nden (TAYAD) 30'ar kişilik iki grup
Sincan F Tipi Cezaevi'nde incelemelerde
bulundu. Incelemelerin ardından Güven-
park'ta açıklama yapan Şükran Ağdaş adlı
mahkûm annesi, insanlann beynine hükme-
dileceğini belirterek "Ne kadar güzei olur-
sa obun, ister zümrüoe kaplayuı, ister alön-
la kaplayın, ama ben evladınu oraya koy-
durtnuun. Ne derlerse desmler şu ana yüre-
ğfani inandıramaziaröyle obnadığına
n
diye
konuştu.
Istanbul'dan Ankara'y
a
gelen tutuklu ve
hükümlü yakmlanndan oluşan 2 grup dün
Adalet Bakanlığı görevlileri eşüğinde Sin-
can F Tipi Cezaevi'ni gezdi. Daha sonra Gü-
venpark'a gelen tutuklu ve hükümlü yakın-
lan adına açıklama yapan Şükran Ağdaş,
"kafa yapBinı" tartıştıklannı kaydederek
"Bfz demiyonızki nümari yapısını çok körü
yapnnşsmg.^ıldan,a}'dmlatmasıyokdemi-
yonız. Biz diyonız ki buralar tecrit" dedı.
Şükran Ağdaş izJenimlerini şöyle an-
lattı:
"Cezaevinde çifte standart var. Bir tarafi
çok aydmok, diğer tarafta 3-4 tane karannk
oda var. Bu odalann ne olduğunu sorduk.
'Buralar buzhane. Tutuklulann yiyecekleri-
nin depolan' dedfler. Depo dedikleri yer
mutfaktan çok uzakyeıierdL Çamaprhane
diye bir yere gittik. Bastonumu sokrum, di-
• TAYAD üyesi 30'ar kişilik iki
grup Sincan F Tipi Cezaevi'nde
incelemelerde bulundu.
Incelemelerin ardından açıklama
yapan Şükran Ağdaş, insanlann
beynine hükmedilecef ini belirterek
"Ben evladımı oraya koydurtmam"
diye konuştu.
bine değmiyor. Eğildim yine sokrum, yere
değmedi Bizde mazgal derler. Bu niye bu-
rada diye sorduğumuzda, 'Yıkanan çama-
şırlann suyu buraya akıyor. Burdarı da bo-
ru ile dışanya gıdıyor' dediler. Bizim bfldi-
ğimizöylekuvTilarolraazçamasırhaneterde.
Borudan akar. O kafanuza takıldL Başka
şeyler dnşünfiyoruz."
'Ana yureğimi inandıramaziar'
İ\â tane tecrit odası oiduğunu kaydeden
Ağdaş, "Oranm altma karton koyacaklar-
nuş, fistûne muşamba çekeceklermiş. Niye
diye sorduk. Dediler ki 'Esrar ıçenler geli-
yormuş karakoldan.' Hiç aklını alraadı.
KarakoMan cezaevine esrar içmiş adanu
getirirler mi? 'Deliler geliyor buraya. Ka-
falanm duvara vuruyorlar, kafalan kınl-
masın diye yaptık bunlan.' Dcö beninı bil-
diğim Bakırköy'de omarhanede yatar, ha-
pishanede mi yatar? Oralar hücre. gördfi-
ğfimuz o yerler işkencehaneler. Ne derler-
se desinler şu ana vüreğimi inandıramaz-
iar öyle ohnadıgma" dedi.
İnsanlann beynine hükmedilecegini sa-
vunan Ağdaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her şeyimehükmebne hakkına sahip de-
ğüsm.Bcvııiınedehüknıefn]ehakkuıa sahip
değilsin. Bunun için diyoruz ki ne kadar gû-
zel ohırsa oisun, ister zümrüuV kaplav ın. is-
ter ahınla kaplayın, ama ben eviadmiı ora-
yakoydurtmam.Bizçocuklarınuza,kan ak-
masuıdedik.Bizelimizdengeleniyapacağız.
Bunun ortak bir noktası var efendüer. Akd-
bsımz; ben okuma yazma bflmiyorum. tn-
sanJBnn, bunun ortak noktasuıı buhm, bu
kadar insan karJedflmesin, ölmesinler. Çok
kan akacak, inanın bana çok kan akacak,
Bunun sorumhısu ne içerdeyatanlar olacak
ne debizokcağız.Bunun sorumhısu biüpde
buna bir çare buhnayanlar olacak."
Ağdaş "Biz diyoruz ki buralar tecrit ln-
sanlanyoketmekjcin,be>inleriniçürütnıek
için. 3 kişflik odada kim kalacak dhorum.
'Islah edilmiş olanlar kalacak' di>»r. Bir in-
san bir insanı nasd tslah eder? Benim beyni-
mi sökfip afanan lazım ıslah ofanak için. Biz
tatmin olmadık. Biz bu hücreteri istemiyo-
ruz" diye konuştu.
Ağdaş, "Hepiniz oraya gireceksiıaz. Bir
adam demiş, kim olduğunu nömivorum,
'Cezaevlerini öyle yapın ki bir gün kendi-
niz kaiacaksınız' deîniş.Herkesgirecek. Hu-
kukçu, gazeted, yazar düşünüyorsa o gire-
cek. TerörteMûcadeJeYasas'mn hepteakal-
dınlması gerekjyor"
,;TOKTAMIŞ ATEŞ
Akkuyu Kampı
Mersin Akkuyu'da kurulması öngörülen, fakat Sa-
ylh Bülent Ecevit'in "içinesindinemedipini" ifade et-
mesi üzerine vazgeçilen ya da şimdilik ertelenen
nükleer santralı, protesto etmek ve bu protestoyu bir
"şenliğe" dönüştürmek isteyen gençlerin, "Ulusal
Gençlik Kampı" bugün başlıyor.
Nükleer santra! ihalesinin ertelenmesi üzerine,
"Acaba kampı açmaktan vazgeçeriermi?" diye dü-
şündüğüm Atatürkçü çocuklanmız; bunca hazırlık-
tan sonra, kamptan vazgeçmemişler. Siz bu satıria-
n okurken, programlannın 1. günündeki faaliyetleri-
ni sürdürüyortar.
"Nükleere Hayır, Bağımsız Türkiye" sloganıyia yo-
la çıkan gençler; bu konuda yayımladıklan bir bildi-
ride, şu satırlara yer veriyoriar
"Genç Arkadaş!
Güzelyurdumuzun içinde bulunduğu durvma bir
bak.
Tersanelerimiz, Hmanlanmtz, madenlerimiz birer
bireryabancı tekellerin eline bırakılıyor. Hayvancılı-
ğımız bitirildi, piyasamıza deli dana girdi. Tanmımız
çökertildi. Dünyada kendine yetebilen birkaç ülke-
den biri olan Türkiye, dışandan besin ithal etmeye
başladı. Tütüne kota koydular. Kurtuluş savaşımızın
kahramanlan olan Ege köylüsü perişan. Patatester
elimizde kaldı. Mersin köylüsü bibeheh yollara dö-
küyor. Sıra domates, pamuk, kayısı ve çayda. Işte
milletimizin efendisi dediğimiz köylümüzün durv-
mu.
Eğitim kunımlanmız özelleştiriliyor. Halk çocukla-
n artık üniversite okuyamayacak. Eğitim anlayışımız
değişti. Artık okuluna gelen çocuk, 'Good morning
çocuklar' diyen öğretmenlerie derse baslayacaklar.
ıngilizce eğitim, büyük bir hızla yayılıyor. Kendi dili-
ne, kendi kültürüne yabancı bir gençlik yaratılmaya
çalıştlıyor. Okullanmıztaik ve bilimseleğitim amacın-
dan uzaklaştınlarak, holdinglerin ve tarikatlannpen-
çesine bırakılıyor."
Aynı bildiri daha sonra şöyle sürüyor
"...Bir ulusun bağımsızlığını kazanması, kendi öz
kaynaklanna dayanması ile mümkündür. Köyfüsü-
nûn ünjnünû taıiada bırakıp yabancı besin ithal e-
den, fabrikalannı yabancı sermayeye özeHeştirme
adı aitında teslim edip işçisini sokağa atan, genci-
nin ulusal eğitim hakkını elinden alan hükümetler,
şimdi de ulusal enerji kaynaklannı ten\ edip nükleer
santralaçacaklarmış. Hele de doğalgüzelliklerte do-
lu, birturizm cennetiolan ülkemize ihanettirbu. Ay-
nı anlayış, 1919'da boğazlan Ingilizler'e bırakmış,
Yunanlılar'ın Izmir'igirmesine gözyummuş, tüm ha-
berieşme hatlannı, demiryollannıyabancılara teslim
etmiştir."
• • •
Nükleer santralın ihalesi ertelendi... Geçen günler-
de Melih Aşık ve Şükran Soner'in de işaret ettik-
leri gibi, şimdi ihaleye giren şirketlerin masraflannın,
'tazmin edilmesi" tartışılıyor. Oysa ki ihale şartname-
sinde, ibaJenin verüip verilmemesi konusunda tam bir
serbesti var. Peki, bu tazminat nereden^ıkıyor? Bu
ne biçim bir utanmazlıktır?..
• • •
Turgut Özal, aklımıza hayalimize gelmeyecek ki-
mi uyguJamalara tepki duyulduğu zaman, 'Alışırsı-
ntz, alışırsınız..." degeriendinmesini yapar ve bizleri
iyiceçileden çıkartırdı. "Alışmayacağız..."diyedire-
nirdik.
Fakat şimdilerde bakıyorum da alışmasak bile, ga-
liba "kanıksamaya" başladık. Yoksa, böyte istedik-
teri gibi "at koşturabilirler" mi? Demokrasinin kural-
lannı, böylesine pervasızca istismar edebilirier mi?
Nerede görülmüş bu?
Gerçekten demokrasimiz, bir "rantpaylaşımı" sis-
temine dönüştü. Halkın "katılımı" ya saptınlıyor, ya
engelleniyor veya da her şeyden daha tehlikeli ola-
rak "satın alınıyor". Evet, attını çizerek yineJryorum,
"satın alınıyor..."
Siyaset çok pahalı bir uğraş oldu. Belli bir "biriki-
mi" olmayan insanlar için, hayal bile edilemez. Fa-
kat parası olanlann da belirli "oy desteğine" gerek-
sinimleri var. işte "oyun", burada kirletiliyor. Ve kimi-
leri, "gaye vasıtayı meşru kılar" anlayışında...
Müthiş bir rant paylaşılıyor. Düşünün ki Akkuyu
ihalesine katılan firmalara 30'ar milyon dolar, yani
yaklaşık 20'şer trilyon tazminat ödenmesinden söz
ediliyor. Ve birkaç köşe yazanndan başka, kimsenin
sesi çıkmıyor. Olacak şey değil...
•••
Sanıyonjm, "vatandaşa" haklannı ve yetkisini
anımsatacak bir siyasal orgütlenmenin gereksinimi
içindeyiz. Bu örgüt, aynı zamanda halkın tepkisini de
"kanalize" etmeli.
Ve sanıyorum, CHP'ye ağır bir sorumluluk ve yük
düşüyor.
4 YILLIK YÜKSEKÖĞRETİM PROGFt AMLAR IN IN SIRALI 99 TABAN PUANLARI
Bu listelerde en son
T
99 ÖSYS'de ögrenci alan prog-
ramlar, taban puanlanna göre en yûksekten başlana-
rak sıralannuştır. Bu sıralama sizin seçtiğmiz program-
lann aynı tür puanla öğrenci alan diğer programlar
içindeki yerini görmetüzi sağlayacaknr.
Programın listedekı sırası aynı zamanda, adaylar
tarafindan istenme sırasını da göstermektedır.
Bır programın bu sıraJamadaki yeri, onu tercihleri
arasına alan adaylann puanına ve programı kaçıncı ter-
cihlerine yazdıldanna bağlı olarak oluşmuştur. Bu İis-
teleri yorumlarken "Listelerin en başında yer alan
programlann, kontenjanını, '99*da sınav başansı çok
yüksek adaylarla dolduran, bu adaylar tarafindan çok
istenen programlar" olduğunu söylemek yanhş ol-
maz.
Aşağıya doğnı inildikçe programlann, adaylann
daha ait sıralardaki tercihlerinde yer aldığı. kontenjan-
larının daha az puan alan adaylar tarafindan doldurul-
duğu düşünülmelidir.
*99 ÖSS ile 2000 ÖSS'de DtL puanlanndan Al-
manca dışındakiler arasında çok yaİon değerler oluş-
muştur.
Adaylann ÖSS-DİL Almanca puanıyla öğrenci
alan programlarda en az 10 puanhk bir düşüş; olası-
hğını dikkate almalannda yarar vardır. Bu iıstelerde-
ki programlan ÖSS puanlan 120'nin üstünde olan
adaylann seçebiJeceğini, aJanian dışındakı program-
lara yerleştinnede 0.2 AOBP'li Y-ÖSS puanlannin
kullanılacağmı anımsatalım.
Yeni açılan bolümler bu listede yer almamaktadır.
M.31JFAK9M
U*KM£
MCMİ
•uzifCurı.
ATATtM
»TATİm
M9NÛ
3Ûlf
ATAHjfft
CHUTA
ATUU
NQHQ
vsirrEK
19LtT1
tstrs
1MJK
1MJ36
1M30B
90SVOLOJ ÜÛ)
nw*veora.
SOStdOJ A
(ŞLFTMt
ShTASfT « L M VC IKI& UÇ M7J7T
1*J30
SfVASCT MUM VE UU& 1 4
FATh
UM.Te'
BT/IMU
ÇAC
BKCBIT
IHJtG
13UH
1Mİ12
1Î11M
WTSM0â( ff»
Omtoutn
GftTAOOĞU T
»MCfTTBt
•u.nmı
KJLT vç EparcAtı
'Z OU VE EOÖtYAfl
izc*.l\t€txm*n
İMGUZCEÖGfi
OOKUZEYUJl
CMXxıeiMv
ÇUKUfKVA
SEÇl*
DOÛUÇ
ULUDMS
mouz Uü & tnat
foâ'i tcn
B6VKEKT
GAÜ
MG0J2 DM X.
MOUZPS.BİLM
ITALVAN O»J JE SO
Z 0*1 EDCBrrATI flUtS.U|
Ç<M<*MH£9W*r
MOLZ OU VÇ EOEBtrAn
WÜT£RCMTEKC İMM)
MGUZ DO VE EDe9r/AT1
RUS OU VE EDGtfMI
N £ O ( > (O)
MOLIZORJ WÇ Bxmx
ı a i 2 a j ve eoEBh-AT
n«KTRE>«SUGt
WG»J; c t ve EoarfAT
MGLZCE OÛA 0>>l*
NaU7Otf«Q£tfVA71
taouzgt V E H I
RUSOt/wf E3EVvAn KJRSUJI 153 «33
E5Kİ r t f * * MJ VE H « r t
MJMMf OIU VE S€af¥ATI
ftUS D«J VC aCBTfATI
MMWt ûkJ VE EOarTATI
JHE>t«(AN KUTttKl VE EC
AUİMCACOR
SM0LOJ
MKtH
M2O23
14* H T
MIMI
MJttt* OİÜ VE
*RAF DHJ VE G
ENCMC8
UOTEBCfcl TEJtC 0
•UUAUOGB
U.S«>OUVES>al«ATI
ınaı
«2»
Çağdaş D e r s h a n e ve C u m h u r i y e t i ş b i r l i ğ i ile h a z ı r l a n m ı ş t ı r - lietîşim için: IncirM Cad. No: 8 Bakırköy/ISTANBUL-0212 660 51 52