Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Festival
Istanbul Kültür
ve Sanat
Vakfı'nın devletten
arazi tahsisi ve milyon
dolariar alarak
bitirmediği Kongre ve
Kültür Merkezi için
Kültür Bakanı
Istemihan Talay ne
yapacak bilemiyoruz
ama istanbul'daki
festivallerin
başlangıcında vakıfta
görev alan Panayot
Abacı ile yapacağı bîr
görüşmenin konuyu
ilginç boyutlara
taşıyacağını
sanıyoruz... Hele bir
de kendini sanata
vakfedenlerin vakıftan
yüklüce maaş alıp
almadığı araştmlırsa
seyreyleyin festivali!
liyatro
Istanbul Kültür ve
Sanat Vakfı'nın
meşhur Kongre ve
Kültür Merkezi
Projesi'nde çok
sayıda kongre ve
konser salonu yer
alırken neden
bir tek bile
tiyatro salonu
olmadığını
merak ediyor
Istanbul Devlet
Tiyatrosu'ndan bir
tiyatro sanatçısı...
Projenin aynntılannı
bilmiyoruz ama
tiyatro salonu
yapılmamışsa, tiyatro
para kazandırmadığı
içindiri
Etektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0,212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- MHP'de pay kavgası
yaşanıyormuş...
"Pavdan doneni vurunl"
tipi cezaevlerine ilişkin geçen ay diziye dönü-
şen yazıları, Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ten yanıt beklediğimizi belirterek bitir-
miştik. Beklediğimiz yanıt geldi... Bakanın irrı-
zasını taşıyan yazılı açıklamayı aynı zamanda bir taah-
hüt olarak kabul ediyoruz:
"Birleşmiş Milletler Cezaevleri Minumum Standartla-
rı ile Avrupa Konseyi Cezaevleri Kuralları'na uygun ola-
rak inşa edilen F tipi cezaevleri, ceza infaz kurumlarının
yeniden yapılandırılması yolunda önemli bir adım teşkil
edecektir."
"Bazı çevrelerin iddialarının tersine, F tipi cezaevle-
rinde hükümlü ve tutuklulann tecrit edilmesi söz konu-
su değildir. Çünkü F tipi cezaevlerinin her birindeki iş
atölyeleri, kitaplık ve okuma salonu, çok amaçlı kapalı
spor salonu ve açık hava futbol sahası, hükümlü ve tu-
tuklulann tretman programlanna uygun olarak birlikte ça-
lışmaları, sporyapmaları ve kendilerini yetiştirmeleri ıçin
düşünülmüştür. terörle Mücadele Yasası'nın 16. mad-
üTürk'ten
desinde, hükümlü ve tutukluların eğitim, spor, toplum-
sal ve kültürel etkinlikler için bir araya gelmelerini önce-
likli olarak açıklığa kavuşturacak değişiklik tasansı, ye-
ni yasama yılının başında Bakanlar Kurulu'na, uygun gö-
rüldüğü takdirde Meclis'e sunulacaktır."
"Sürekli olarak cezaevlerindeki yaşam koşullarını in-
celemek, hükümlü ve tutuklulann şikâyetlerini dinleye-
rek tespitlerini Adalet Bakanlığı'na iletmek üzere, say-
gın kişilerden oluşacak, bağımsız ve tarafsız izleme (de-
netleme) kurullarının kurulması ile ilgili hazırlık çalışma-
lan devam etmektedir."
"Türk Ceza Kanunu Tasansı'nın tamamlanmasından
sonra ele alınacak olan Cezalann Infazı Hakkında ka-
nunda yapılacak değişikliklerle bir yandan hükümlü ve
tutuklulann ceza ve tutukevlerindeki hak ve yükümlü-
lükleri; öte yandan cezalann infazında karşılaşılan hu-
kuki sorunlann infaz hâkimlerince çözülmesi, bu çerçe-
ve içinde hükümlülerin infazla ilgili itiraz ve şikâyetleri-
nin karara bağlanması ile ilgili düzenlemeler getirilecek-
tir."
"Meclis'e sunulan Ceza İnfaz Kurumlan ve Tütukev-
leri Personeli Eğitim Merkezleri Kanun Tasansı, infaz ve
koruma memurlarının, görevlerinin gereklerine en uygun
meslek öncesi ve hizmet içi eğitim aimalanna olanak sağ-
layacaktır. Birbirini tamamlayacak olan bu ve benzeri dü-
zenlemeler, F tipi cezaevleri hakkında kaygıların ne ka-
daryersiz olduğunu gösterecek niteliktedir."
"Bir hükümlü mektubundaki 'Hollanda'da kamuoyu
baskısıyla hücre sistemi cezaevleri kapatılmıştır' iddi-
ası, benzerieri gibi asılsızdır. Tüm Batı Avrupa ülkelerin-
de olduğu gibi, Hollanda'da da kural olarak 'her hücre-
ye bir hükümlü' ilkesi geçeriidir. Birden çok hükümlü ve-
ya tutuklunun aynı odayı paylaşması istisnai veya ola-
ğanüstü bazı durumlarda söz konusudur."
SESStZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
£PEtJC>?L
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Bilinçsiz beslenmenin DÎYETini ödüyoruz!
Sabık pektör eşleri kendini yakar ım?
Rektör atamalarında, Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer, en çok
oyu aimalanna karşın Samsun'daki
Ondokuz Mayıs Üniversitesinde Os-
man Çakır'ı ve Diyarbakır'daki Dicle
Üniversitesi'nde Mehmet Özaydın'ı
yeğlemedi.
Samsun'da olaylar çıktı...
Koltuklarından aynlacak sabık rek-
törterin eşleri de ortaya çıktı... Osman
Çakır'ın doçent kansı Semiha Çakır,
bir adım daha ileri giderek "Eğer eşi-
min bir tek suçu çıkarsa bir bilim in-
sanı olarak çıkıp kendimi yakarım"
dedi. Mehmet Özaydın'ın ev hanımı ka-
nsı Sevim Özaydın da "Suçlamalan
kanıtlasınlar ben de kendimi yakanm"
diyerek ölmeye hazır olduğunu açık-
ladı.
, Ancak bu arada, sabık rektör-
Şt W) lere yönelik suçlamalann ne oldu-
ğuna ilişkin Çankaya'dan biraçık-
lama yapılmadı.
Ortada sadece Cumhurbaşkanı'nın
tercihi var...
Sabık rektör eşlerinin sergilediği ta-
vır, YÖK için yeni bir dönemi başlata-
bilir... Bundan böyle rektörlerin idari,
mali, her türlü tasarruflan eşleri tara-
fından denetlenebilir!
Rektörün biraçığı mı çıktı, eşi yan-
dı demektir!
Ya da biraz bekleyelim...
Samsun'da ve Diyarbakır'da yeni
rektörter kottuklanna otursun... Yeni yö-
netimleroluşsun... Eski dosyalaraçıl-
sın... Bakalım içlerinden neler çıka-
cak, neler!
YÖK'e DaiP
Prof. Dr. FATMA ESİN
Son günlerin favori konusu
YÖK. Daha doğrusu Dokuz
Eylül Üniversitesi'ne rektör
atanması işlemleri ile günde-
me geliveren rektör atamala-
n. Gazeteler bu konuya ilişkin
haberler ve köşe yazarlannın
yorumları iledoluptaşıyor. Bir
bakıma Sayın Kemal Gürûz'e
teşekkür borçluyuz.
Seçim sonuçlannı yok sayıp
çok ekstrem bir listeyi Cum-
hurbaşkanı'na sunduğu için...
Böylece, en azından YÖK sis-
temindeki çarpıklıklardan bi-
rini gündeme taşıdığı için... Ve
sonuç olarak, YÖK sıstemi-
nin ne denli antidemokratik
olduğunu kamuoyunun gözle-
ri önüne serdiği için.
Fakat yine de kamuoyunun
YÖK hakkında yeterince ay-
dınlatıldığı kanısındadeğilim.
Her şeyden önce gazetelerde-
ki yorumlar çok çelişkili ve ka-
fa kanştıncı. Örneğin, 19 Tem-
muz tarihli Hürriyet gazete-
sinde iki köşe yazarı, bu ko-
nuda birbirinden tamamen
farklı görüşler sunmaktaydı-
lar. Birinde Sayın Kemal Gü-
rüz'ün laik cumhuriyeti koru-
ma konusunda yıllardır sür-
dürdüğü çabaya dikkat çeki-
liyor ve Cumhurbaşkanı'nın
davranışının, YÖK'ün bu ko-
nudaki kararlılığına zarar ver-
mesinden korkulduğu ifade
ediliyordu. Halbuki diğerinde
antidemokratik davranış vur-
gulanıp Sayın Kemal Gürüz'ün
çürük YÖK sistemine uygun bir
kişi olduğu ifade edilip Cum-
hurbaşkanı'nı gereksiz yere
uğraştırmamak için görevini
bırakma çağnsı yapılıyordu.
Bu iki görüş, aynı gün gaze-
tede, sadece farklı sayfaJarda-
ki iki yorum!.. Doğal olarak
YÖK ile alışverişi olmayan ki-
şilerin kafası karışır.
Diğer taraftan bu konuda
bunca haber ve yorum yayım-
lanınca, YÖK sisteminde tek
antidemokratik uygulamanın
sadece rektör seçimleri ile sı-
nırlı olduğu gibi bir izlenim or-
taya çıkıyor. Oysa durum öy-
le farklı ki.
Ne yazık ki sistem ta başın-
dan yetkileri belli kişilerin elin-
de toplayan ve keyfi yönetim-
leri yasalaria güvence altına
alan bir sistem olarak kurul-
muştur. Örneğin bölüm baş-
kanlarını dekan seçer ve atar.
Peki bunu nasıl yapar? Yasa-
ya göre o bölümdeki anabilim
dalı başkanlanna, başkan se-
çilebilme hakkına sahip kişi-
lerin listesini yollar ve o liste-
deki bir kişiyi "bölüm başka-
nı" olarak bildirmesini ister.
Buraya kadar her şey demok-
ratiktir. Ancak bütün anabilim
dalı başkanları aynı kişiyi bil-
dirmiş olsalar bile dekan, o ki-
şinin dışındaki birini atayabi-
lir; çünkü yasa ona bu hakkı
vermiştir!
1988 yılında böyle birolayın
ardından dekana böyle bir so-
nuca nasıl varıldığını sormuş-
tum. Aldığım yanıt şöyleydi:
"Anabilim dalı başkanlannın
tercihleri sadece kendilerinin
görüşüdür; dekan onlann gö-
rüşünü alır, fakat tercihini ken-
di görvşüne göre yapar..."
Bu konudaki şikâyetler ar-
tıp sürtüşmeler ortaya çıkınca
199O'lı yılların ortalarına doğ-
ru, bazı fakültelerde, yasal ge-
rekliliği olmamasına rağmen,
demokratik görünme amacı
ile aday belirleme seçimleri
yapılmaya başlandı. örneğin
bölüm başkanı seçileceği za-
man, o bölümdeki öğretim
üyelerinin, profesör, doçent
ve yardımcı doçentlerin katı-
lımı ile dekan gözetiminde bir
seçim yapılır ve dekan, sözde
o seçim sonucuna göre ata-
masını yapar oldu.
Aslında bu da bir aldatma-
cadır. Eğer dekan, kendine öz-
gü nedenlerie veya bazı kişi-
lerin önerisi doğrultusunda
başkan yapacağı kişiyi önce-
den belirlemişse seçime katı-
lacak kişilerle tek tek konu-
şup kimilerine bazı vaatlerde
bulunarak, kimilerini korkuta-
rak hatta kimileri ile pazariığa
girişerek oyları istediği kişiye
yönlendirir ve bunun adı "de-
mokratik seçim " olur.
özellikle YÖK sistemi ile ye-
tişmiş, kariyerterini bu dönem-
de yapmış genç akademis-
yenleri bu yöntemle yönlendir-
mek öylesine kolaydır ki. Çün-
kü onlar, üniversitelerde söz
sahibi kişilerin sadece ve sa-
dece idari konumlardaki kişi-
ler olduğunu ve işlerini onlar
aracılığı yürütebileceklerini ka-
bul etmışlerdir ve bu kişilerin
isteği doğrultusunda davran-
mayı çok doğal buluriar. Ger-
çek düşünceleri farklı olsa bi-
le!..
Yetkileri tartışmasız bir şe-
kilde belli kişilerde toplamış
ve onlann yetkilerini istedikle-
ri gibi kullanmalannı yasalar-
ia güvence altına almış YÖK
yasaları yürürlükte kaldığı sü-
rece, Sayın Cumhurbaşka-
nı'nın karşı karşıya kaldığı du-
rumlara benzer durumlar ve
nice bilimsellikten uzak uygu-
lamalar sürüp gidecektir. Her-
hangi bir rektörün veya baş-
ka bir idari görevdeki birinin
verdiği karar, bilimsellikten ve
sagduyudan uzak olsa bile,
YÖK sistemine göre yasal ve
geçerii olacaktır!
HAYVANLAR İSMAILGÜLGEÇ
ÇÎZGtLİK KÂMİL MASARACI
HARBl SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇlFTçt
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Ağustos
HELSİNKİ OLİMPIYAT OYUNLARI
1952'P£ BUGÜN,
TBMAMLANMtŞr/. &4>KN SPOSCU
il.fi *CE2 SOO 'Ü AÇTfğl BU OYUNI/I&4, TOPiAM
5 &'*/£ ç i
Kt pyuMlAetMtAİ &4f <Vf/İ7, Ç
L£r/ BMIL Z/HüPEiC'Tr. SBiM/OBtN VE M4/B4-
TONU KA2AAJABAK £ AL77N MADACyA ALAN
ZATVPEK 7/V £Çf PAMA OA CİR.İTTE Bİ&NCİ
OLMUŞ7V. İLK K£Z 8İR OUMPty/*r7X, KA&f fCO-
CA SPO&CULARtM t'&Si P£ ALT7N ALMtŞTt.
BU OYUUL4R/M EM /C£İMÇ £
8ıRi oe, ze<SÖ6ÜSLEY£N ATLBTLERDEN
Ü HAM6İSİNİM OAHA ÖNPE BULUNOUĞUNU
ForO -Ft'Ml'f MAtONESİ
ŞİŞLİ 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1997/996
D»vacı Sevgi Rooney vekilı tarafmdan davaiı John Robert Rooney alevhıne mahkememızde ıkame olunan boşanma davasınınyapılan açıkyargılaraası sonunda: Mahkeme-
mızis29 12 1999tarih\e 1997/996E. 1999/1204sayılı ılamıile. 1 - Samsunili.Meıkezilçesi. 19MayısMah..cıltno: 030-18, sayfano: 7,kütüksırano. 2387'denüfusaka-
yıtiı aulunan Emın \e Senem'den olma, 1 1.1954 doğum tanhli Sevgı Rooney üe aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan John Lealıe ve Angela'dan olma 22.6.1949 dofum tanhb
John Robert Rooney'ın MK'nın 134 maddesı gere|ınce boşanmalanna. 2- Bakıye 941.000 TL ilam hareuun davalıdan lahsılıne. 3- Davacı tarafça sarf olunan 2.440 500 TL
yargıUna gıden ile davacı vekilı yaranna takdır olunan 13.500.000.-TL maktu ücretı vekiletin davalıdan tahsili ile da\acı tarafa verilmesine. 4- Temyizı kabil olmak uzere da-
vacı »ekılının vıuzune karşı, davalînın yokluğunda karar verilmış olup. yapılan araştırmalara rağmen davahnın adresı tespıt edılemediğinden Galıp Bey Cad. Basın Apt No. 62.
D: 1" Altıntepe/Küçükyali'lst adresınde mukun davaiı John Robert Rooney'e işbu karann ilanen teblifıne karar venlrniş olmakla, karann tebliğı yenne geçerii olmak üzere
ılan olunur 13.1 2000 ' Basın: 43149
Evde Jngilizce ve Arapça ders verilir.
0 216 359 02 08
l.E.T.T. Pasomu kaybettım hükümsüzdür.
MÜBERRA DEMİREL
DÜZ ÇİZGİ
UMlT ZtLELt
Değişen MHP!•••
Aslına bakarsanız, ben yanılmışım!..
18 Nisan seçimlerinin hemen ardından kaleme
sanlan anlı şanlı "köşe yazarlan", sekiz sütuna "cte-
ğişti" manşeti çeken koca koca gazeteler haklıy-
mış...
-MHP gerçekten değişmiş!..
Bendeki "önyargı'ya, öngörüsüzlüğe bakın; ba-
sında yazılanlardan hiç ders almadan, seçimden
tam on gün sonra, "Medya ve MHP" başlıklı yazım-
da, "Medyamız maalesef omurgasız" diye başlamış
ve bir güzel döktürmüşüm:
"...Cinayetler ne olacak?. Irkçı tema ne ola-
cak?. Mafya bağlantılan ne olacak?.. Bu sorulan
sorduğunuzu biliyorum. Parlamentoya giren
MHP miltetvekiiferinin arasında geçmişin izlerini
taşıyanlar olduğunu biliyorum. Kanlı dönemle
bağlannı koparmak için soyadını değiştiren, biz-
zat mafya olduğu iddia edilen milletvekilleri bili-
yorum...
Biliyorum ki, geçmişi baz alıp yapacağımız her
tahlil, ileriye yönelik bulunacağımız her türlü
varsayım 'önyargılı' etiketinin alnımıza yapışma-
sından başka sonuç getirmeyecek!. Sevgili Fik-
ret Otyam'ın geçtiğimiz gün Radyo Cumhuri-
yette dile geürdiği kehanetin ise gerçekleşme-
mesini diliyorum. Otyam şöyle demişti:
- Asıl şimdi Tann Türk'ü korusun!.."
Gördüğünüz gibi halt etmişim!. Onlann dediği gi-
bi, MHP "fena halde" değişmiş!..
- Tutabılene aşk olsun!..
•••
Gelin, "değişen" MHP'ye şöyle bir göz atalım...
Bu partinin büyük bir hızla "değişim geçirdiğini"
adeta gözümüze sokan örnek Sağlık Bakanı Os-
man Durmuş oldu. Durmuş'un icraatlannı gören en
azılı MHP karşrtları bile "yiğidin hakkını teslim ettü."
Hele bir hastane başhekimıne ceza olarak dakika-
larca ateş gibi yanan kaloriferi tutmasını emretmesı,
bir diğerini odasından "s....r çekerek" kovması de-
ğişimin karşı konulmaz tesciliydi!.. Bakanlıktaki ül-
kücü kadrolaşmayı saymıyorum bile; o MHP'nin ik-
tidarda olmadığı zamanlarda bile becerdiği bir du-
rum. Diğer bir deyişle, kıskanılası bir özellik!.
Neyse, biz değişimden söz ediyorduk; kamuoyu-
nu dehşete düşüren, medyanın "titreyip biraz olsun
kendine gelmesini" sağlayan ikinci büyük değişim
örneği ise yüce parlamentoda yaşandı. MHP'nin
genç ve asabi milletvekili Cemal Enginyurt, kendi
partisinin bakanı Sadi Somuncuoğlu'nun cumhur-
başkanlığına aday olmasını engellemek için elini
beline attı!. Milyonlann izlediği tartaklama sahneleri
sonrası insanlar, "Bu parti gerçekten değişmiş, ken-
di bakanına, ûlküdaşına bunu yapan, başkasına ne
yapmaz ki" diyerek büyük değişimin gerçekliğini bir
kez daha teslim ettilert.
•••
Değişimin son örneği ise Kâhta'da işlenen cina-
yet!..
MHP'nin kasım ayında yapılacak büyük kongresi
öncesi yasal olarak bitirilmesi gereken il ve ilçe
kongreleri zaten vurdulu kırdılı gidiyordu. Bu durum
"normal" kabul edildiği için pek de üstünde durul-
muyordu!. Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde adaylardan
birinin kardeşi diğer adayın kardeşini öldürünce
"değişimin boyutu" ortaya çıktı.
Şimdi MHP büyük kongreyi ertelemenin yollannı
arıyor. MHP'li muhaliflerden Muharrem Şemsek,
ülkücülerin partiden kanunsuz şekilde tasfiye edıl-
diğini ileri sürüyor ve ekliyor;
- Böyle giderse büyük kongrede istenmeyen
olaylar olabilir!..
Bu uyan çok açık; Tûrkeş'in ölümünden sonra
yapılan kongrede sandalyeler, masalar havada
uçuşmuş, yumruklar konuşmuştu. Bu defa kan dö-
külebilir, dikkat!..
Aslında çok doğal; bir önceki seçimde barajı bile
geçemeyen bir radikal parti, hayal bile edemediği,
bu nedenle de hazırtıksız yakalandığı konuma yük-
selince rantı paylaşmaya çalışan çok olur!.. Kemik-
leşmiş tabanının radikal istemleriyle, aslında hiç
ulaşamayacağı hedefler arasında sıkışır kalır!. Bu
partiye yakm bir yazarın çok doğru teşhisi ile bitire-
Hm:
- Dün "vatanın bölünme tehlikesi" böyle bir kitleyi
(ülkücü) oluşturmaya ve çoğaltmaya yetebilirdi.
Şimdi bu kitle ne yapacak? Ne düşünecek? Ne ha-
yal edecek? Tepki ordusu üretmek için yeni bir teh-
like mi icat edeceğiz?!.. , .^
Alın size değişen MHP!.. '
SON DAKİKA: MHP Istanbul İl Kongresi'nde
başkanlığa aday olanlara bakın; genel merkezin
destekiediği Yavuz Ceytan, Abdi Ipekçt suikastında
mahkûm olan tek isim! Bir diğeri de Yılma Durak,
1970'lerde "Doğu'nun Başbuğu" olarak tanınırdı.
MehmetAliAgca'yı cezaevinden kaçtran kişi olarak
bilinir.
- Değişimin bu kadanna pes!..
Eposta: uzilelieixir.com
Faks:(0212)287 42 41
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAftSAĞA:
1/ Güzel koku-
lu ve saç lülesi
görünüşünde
çıçekler açan 3
bir süs bitkisi.
2/ Rütbesiz as-
ker... Piston. 3/
Anlam... Ke-
mirgenbirhay-
van. 4/ Aynı di-
nin içinde ta-
savvufa daya-
nan ve ilkelerde 9
birbirinden ay-
nlan, Tanrı'ya ulaşma
yollanndan her biri. 5/
Yatak doldunnaya yara-
yan yün, pamuk, kıtık 3
gibi şeyler... Pana- 4
ma'nınplakaişareti. 6/ 5
Birnota... "Tekbaşuna g
olsam şaha gedâya kul
olmam/Viranolasıha- fi
nede evlad ü —• var"
(Dertli).7/ Bal koyma- 9
ya yarayan küçük tekne... Ateş. 8/ H.R. Gürpınar'ın
birromanı... Kerestesi ve reçinesi beğenilen bir orman
ağacı. 9/ Bılgiçlik taslayan kimse... Telefon sözû.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Hasırdan örülmüş kuiplu torba... Saka Türiderinin bir
destam. 2/ Vücutta biriken azotlu madde... Çarpık. 3/
Gelecek... "— Gündüz": Yazarımız. 4/ Keten dövmeye
yarayan tokmak. 5/ "Yiğityiğjdin yoldaşı/ — yiğidin öz
kardaşı" (Karacaoğlan)... Osmanlı donanmasında tüm-
generale eş riitbe. 6/ Eş, kan. 7/ Gözü kapalı inanılan dü-
şünce; dogma... Üzeri toprak ya da otla örtülmûş saman
yığuu. 8/ Pusank... Denize uzanan dar ve alçak kara par-
çası. 9/ Çınşlı bir çeşit parlak bez... Japon lirik dramı.