Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
WL UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKÎNCt
• / 2&n/w KentlerBirliği 'nin amacı, 2000 'leri kültür kimliklenni koruyan kentlerleyaşamak
Aeııdeıiıı 'tarihsel' bîriiğîKim bilir kaç kez böylesine "coşku-
lu" toplannlara tanık olan Tayyare Kül-
tür Merkezi, o gün de benzer toplantı-
lann bu kezen "unHrtvericr buluşma-
sına kucak açıyordu.
Çünkü, 22 Temmuz 2000 günü Tür-
kiye'nin tüm yörelerınden 70'e yakın
beledıye başkanıni Bursa'da bir araya
getiren toplantının amacı, ne "siyasaT
bir beklenti. ne "parasnak" ne de hü-
kümetle ve merkezı yönetimle olan
"yetkj" sorunlanydi.
Kültür BakanhğVnın desteği, tçişle-
ri Bakanhğı'nın eşgüdümü ve teşviki ile
Bursa Büvükşehir Belediyesi'nin ev sa-
hıpliğinde yapılan toplannya EdBrne'den
Kars'a kadar tüm yurt cografyasından
gelerek katılan belediye başkanlan ve
temsilcılerinin ortak hedefleri, toplan-
tı çağnsında özetle şöyle vurgulanmış-
tı:
"Kentlerimizdeki kültürel mirasın
korunması ve geleceğe aktanlması için
belediyeler arasında ulusal bir işbirliği-
ni ve dayanışmayı sağtayacak olan Ta-
rihi Kentler Birliğünizin kunıluşunu
gerçekleştirmek_"
Bugüne dek tanhsel kent dokulanmı-
zın "yokedkiimarkararlan" karşısın-
da "korumasK" kalmaJanndaki önde ge-
len "sorumlulan" arasında görülen be-
ledıyelerin, şimdi bunun tam tersı bir
"korumacı imar anlayışı" etrafinda ve
ülke düzeyınde bır "bîrfik*" oluşturmak
üzere toplanmalannın "hangi özlem-
den" kaynaklandığı da aynı toplantı
çağnsındakı şu tür ıfadelerde görülebi-
liyordu:
"Üyesi okhığumuz Avnıpa Konse-
yi'nde ve ada\ üvesi olduğumuz \\ru-
pa Büiiği'nde, zengin kültür kimliği-
mizveonurhıtarihsel zengmliğimizle güç-
lü ve saygm bir ülke olarak yerünizi aİ-
mak; bunun içinde kenüerimizdeki uy-
garhk değerierimizi yhinneden Avrupa
ailesine kaülmak.."
Strasboujrg'da verikn görev
P gün, Bursa Tayyare Kültür Merke-
zi'ndeki buluşmada ışte bu özlemlerle
"kuruluş toplantısı" gerçekleştırilen
• Avrupa Konseyi'nin 50. yıh nedeniyle 1999'da oluşturulan Avrupa Tarihi
Kentler Birliği'ne üye olmak üzere Türkiye'nin de kendi tarihi kentler
birliğini kurması için Bursa'da düzenlenen toplantı, belediyeler arasında bir
"kültür dayanışması"nı da başlatıyor...
Tarihi kentkr Biriiğinin logosu, Cumhuriyet Gazetesi çizeri ve mimar Tan Oral'ın annağanı (soMa). Bursa'daki Belediye Baskanlan ve Valiler buluşınasına
kanlanlar,İçişleriBakanıSadertinTantan'labirüktetarihiCumahkızıkKöyü'nüdegezdüer.(sağda)(Fotoğraf: SELtM LUMALI) ,,. .,-.., , ,
Tarihi Kentler BirfiğU 1999 yılında "50.
yıhnı" lcutlayan Avrupa Konseyi'nin
(AK) yine a\nı \ıl başlattığı "Avrupa
Tarihi Kentler Birliği" örgütlenmesı-
nın de "Türldve ulusal kesiminT olus-
turuyor.
AK'nin 1975te ilan ettiği "Avrupa:
Bir Ortak Miras" kampanyasının da
"25. yılT olması nedeniyle, 2000 yılı-
nın bu örgütlenmede "eytemegeçmeyı-
lı" olmasını benimseyen A\Tupa Tari-
hi Kentler Birliği, 7-8 Ekim 1999'da
Strasbourg'dak] toplantısında: "Üyeül-
kelerin de kendi tarihi kentier birliğini
kurmalan gerektiğini
n
karar altına al-
dı.
1_991 yılında kazandığı "Avrupa Ken-
ti Ödülü" nedeniyle Strasbourg'daki
toplantıya Kültür Bakanlığrnın ıste-
ğıyle
u
Türkiyetemsikisi'' olarak katı-
lan Bursa Büyükşehir Belediyesı, aynı
karan ülkemizde yaşama geçırmek üze-
re 22 Temmuz 2000 tarihindeki Bursa
buluşmasının da hazırlığını üstlenmiş
oldu.
Kültür ve içişleri bakanlıklannın ya-
nı sıra, ÇEKUL Vakfi, Mimarlar Oda-
sı ve Marmara ve Boğazlan Bdedhe-
lerBirfiği'nin etkin katılımı ve desteğiy-
le gerçekleşthilen ve özellikle içişleri
Bakanı Sadertin Tantan'ın aynı gün
"bölgedeki valüeri" de paralel bir top-
lantıyla bu tanhsel buluşmaya ortak et-
tiği Tarihi Kentler Birliği kuruiuş top-
lantısı, kımi belediyelerin "kütalrel mi-
rası sahiplenme" konusundaki çabala-
nnı da sergılediklen, çok yönlü bır "kol-
ktkyum" gibıydi..
Omeğin Yarvaç Belediye Başkanı Te-
kmBayram, antik çaglardan Osmanlı'ya
dek kentini bezeyen tarihsel değerleri
nasıl koruduğunu anlatan broşürlerini
dağıtırken Boğazkale Belediye Başka-
nı fbrahim Bostanlı da fuayedcki "Hat-
rusaş" standıyla "Anadolu uygarülda-
nnm kölderini" kucaklamanın önemi-
ni anlatıyordu...
Hele Beypazan Belediye Başkanı Av.
'Kültürel Mirasm Korunmasında Valilerin Rolü' toplantılan sürüyor
Bıırsa'da valiler de buluştular
Bursa'daki Tarihi Kentier Birliği ku-
ruluş toplantısı, aynı amacı içeren bir
başka paralel buluşmayla da "eşzaman-
h" ve "ortak programh" olarak yapıl-
dı.
İçişleri Bakanhğı'nın, ÇEKÜL. Mi-
marlar Odası ve Marmara ve Boğazlar
Belediyeler Birliği'nin de katılımıyla
3 Haziran 2000 tanhınde Kastamonu'da
başlattığı; "Kültürel Mirasm Korun-
masında Valflikierin Rolü ve Sorumhı-
luklarT konulu "bölge vaüleri toplan-
tüan diasT'nin ıkincisi de 22 Temmuz
2000 günü yine Bursa'daki Tayyare Küt-
tör Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Açıhş ve değerlendirme oturumlann-
da Tarihi Kentler Birliği kuruluş top-
lantıayla "birfikte'' düzenlenen "Vali-
ler Buhışjnasr. birliğin tüzüğü ve ku-
ruJuş bildjrgesi kabul edildikten sonra
bu kez "bağnnsızn
olarak devam etti.
Bursa'nın kentsel kimlik değerierinden eski AdHye Binasfnm bundan
böyle de Tarihi Kentler Birliği'ne hizmet etmesi isteniyor.
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın yönettığı ve
Kültür Bakanlığı Müsteşan FlkretN. Uçcan'ın da
katıldığı bu çalışma sonucunda ise Afyon, Bahke-
sir. Bflecik. Bolu. Bursa, Çanakkale. Düzce. Eski-
şehir. Kastamonu, Kütahya, Sakana ve \alma
valilerinın imzalannı da taşıyan "Bursa Büdirge-
si" kamuoyuna açıklandı...
içişleri Bakanhğı'nın, tarihsel ve kültürel mi-
rasm korunmasına dönflk 2. bölge valileri toplan-
tılanna ev sahipliği yapan Bursa Valisi An" Fuat
Gflven, aslında ek bir kaynak bulunmadan da il özel
idarelerince "konmıavtrestorasyonprojelerinin"
gerçekleştirilebileceğini vurguladı.
Her il için ortalama 5 trilyondan, 80 ilde top-
lam "400 trilyonhık" bütçeler olduğunu aıumsa-
tan Güven; "Bundan sadece yfizde 5'i korumaya
aynlsa, her yıl 20 trihon Kra kültürel mirası kur-
tarmaya harcanabOir" dıyordu.
Bu gibi olanaklann "yasal güvence-
tere" de bağlanması gereğine değinilen
valilerbuluşması, Tarihi Kentler Birli-
ği'nikuran belediye başkanlanylada bir-
likte Bursa ve yöresindekı "koruma
projeierialanlanmn'' geztlmesıyle nok-
talandı. Valilerin Bursa Bildirgesrnde
ise özetle şu kararlar alınarak ilan edil-
di:
1- KastamoouBüdirgesi'ndela (3 Ha-
ziran 2000) ilke ve hedeflerin yurt dü-
zeyinde yaşama geçirilmesi için bu böl-
ge toplantılan dizisi sürdürülecektir.
2- Valilikler ve diğer yerel yönetim-
ler, kentsel ölçekten "havza boyutunda*'
bölgesel komma projelerine geçerek
işbirliği planlan yapacaktır.
3- Her kentte, ilçede ve beldede "ör-
nek mimari miras restorasyonlan'* ve
"tarihi sokakdüzenlemeJerme'' hız ve-
rilecektir.
4- Valiler, Tarihi Kentler Birliği'ni destekleye-
cek ve birliğe üye belediyelerle ortak koruma pro-
jeleri geliştireceklerdir...
Toplantı, İçişleri Bakanlığı'nın bu toplantı di-
zismdeki 3. Bölgesel Valiler Buluşmasf nın ise
sonbahar/kış aylanna dogru "Göneydoğu Anado-
lu kentlerir.deki'' tarihsel mirası ele almak üzere
GAP bölgesınde yapılması benimsenerek sona
erdi.
Mansur Yavaç'ın düzenledıgı "kentsel
korumasergtsT ise adeta "akademflcbir
gösteri" sayıhrdı. Beypazan'nda sade-
ce tek tek eski evlerin değü, bu evlerle
birlikte "kentsel ölçekteki tarihi doku-
nun" nasıl korunduğunu heyecanla gös-
teren Mansur Yavaç, Tanhı Kentler Bu--
liği'nin "hedefled^i'' bir belediyecili-
ği şimdiden yaşama geçirmenin "özel
gururunu" da yansıtıyordu...
~Ve 'Kuruluş bfldjrgea'
Bu gibı çabalann yanı sıra 30'a ya-
kın belediye başkanının da söz alarak
"tarihin korunmasında işbirliği için"
konuşma yaptıklan toplantıda, Tarihi
Kentler Birliğf nin "tüzüğü" de oybir-
liğiyle onaylanıp imzalanırken bu tarih-
sel bir araya gelişüı en önemli belgesi
olan "Kuruluş Bfldirgeğ'' ise aüaşlar ara-
sında okunup ilan edildi.
Başkanlann kabul ettikleri tüzüğü
kendi belediye meclislerinin de onayı-
na sunmalannı ve 6 ay içinde yapılacak
ilk genel kurul ve organ seçimlerine
kadar da Erdoğan Bflenser'in (Bursa
Büyülcşehir Belediye Başkanı) "knru-
cu baskan" oiarak görev üstlenmesini
karar altına alan Kuruluş Bildirgesi'nin
en önemli ve umut verici vurgulaması
ise "1. maddesindeki" şu ıfadelerdi:
"llkemizi dünyada ve Avnıpa'da
farkh ve ayncahkh kılan en önemliVBeş-
siz özelliği. başka hiçbir ülkede buhın-
mayan ve elde edOmesi de mümkün ol-
ma>an tarihsel, küJtfirel ve kentsel mi-
rasnmzınzenghüiğidir.Bu zengmBğin ko-
runarak 21. yüzyılı kimükli kentlerle
yaşamak ve Avrupa aüesinde de kümî-
rel değerlerini >itirmemiş güçlfi ve say-
gm bir ü>e olarak yer almak hedefinde
en önemli sorumluluk da yerel yöne-
timlere düşmektedir.TarihiKentler Bir-
Kği. bu ulusal ve evrensel sorumhıluğun
etrafinda birleşme ve bütûnkşme sfire-
cini başlatmaktadır-"
Dilenz bu "tarihsel başlangıç'' hem
birlik üyesi belediyelerin üstlendikleri
"sorumluluklara" uygun imar politi-
kalanyla hem de ülkenın tüm duyarlı ku-
rum ve kesimlerinin aynı birliğe vere-
cekleri destekle, geleceğimizi kişilikli
kılacak bir "uygaıiıkyürüyüşünün" de
güvencesini oluşturur...
Tarihi Kentler Birliğimizi kutluyor
ve sadece başan dilemekle de yetinme-
yip "Başarmak zorundasınız" diyo-
ruz...
JD Salinger 'ın kızı MargaretAnn, yazarın özelyaşamını da anlatan bir Jdtapyazıyor
'Babam hayalperestbir kurgu yazaruhr'
Kültür Servisi - 'Gönül Çelen'in
dünyadan elinı eteğini çekmiş yazan,
JD Salinger m kızı, çocukluğunun
korkunç ve güzel anılannı gözler
önüne sermeye hazu-lanıyor.
Margaret Ann Salinger, Salinger'ın
bir romanının kaynakçası
sayılabılecek olan 'Dream Catcher'
adım koyduğu kıtabını babasının ona
karşı duyabileceği öfkeyı göze alarak
yazmaya başladı. Bu kıtap New
Hampshıre'da inzıvada olan yazın
dünyasının bir numaralı ıdolünün
tüm özel yaşanunı örten gızlılık
perdesini aralıyor. Margaret Salinger
da her ne kadar babasının
mahremiyet ıle ilgili olan takınnsını
taşıyor gibi gözükse ve kitap
hakkında konuşmayı reddetmiş olsa
da bazı alıntılar basma sızmış
durumda. Ailesi \e arkadaşlan
arasında Peggy olarak çağınlan
Margaret Salinger bır paragrafta
şunlan söylüyor: "Babam, kendi
ayakkabı bağlannı bile gerçek
dünyada zor bağlayan ha>alperest bir
kurğu yazan. Buna rağnıen kendi
kızına tökezlememesi ve düşmemesi
için u\arılarda bulunuyor." 44
yaşında, eski yönetıci danışmanı olan
ve eşiyle Boston kentınin dışında bir
beldede yaşayan Margaret
Salinger'ın, kıtabı yazmaya oğlunun
doğumundan hemen sonra yani ıkı
yıl önce başladığı tahmin ediliyor.
Izlenimlen babasıyla ilgili
görüşlennı geniş bır açıdan ele
almasına zorlamış Margaret Ann
Salinger'ı. "Ben tamamı\la dengesiz
olan, hem çok güzel hem de çok
korkunç bir dünyada büyüdüm"
diyor. "Gerçek yasamda, işi olmadığı
zamanlarda babam hem komik hem
sevgi doluydu. Yanmda ohnayı en çok
istediğim insan olurdiL~" ve sonra
ekliyor: "Ama işine başlamaya
çahşûğı zamanlarda, o kutsal girişimi
herhangi bir şekikle bölmek günah
işjemek anlamma getirdi"
JD Salinger'ın Pocket Books'un
kızına 172 bın sterlin ödediği bu
kitap projesine yardımcı olmayı
reddettiği anlaşılıyor. Peggy'nin
Hollywood yıldızı kardeşi Matt:
"Sanınnı kızkardeşünin içinde çok
büyük bir öfke var. Ama böyle bir
kitap yazmak doğru değiL Bunu biraz
hastahkh buhıyorum" diyor.
Matt ve Peggy Salinger'm
ebeve>Tilennın boşanmasından sonra
babalan JD Salinger ve anneleri
Claire Douglas arasında gidip
gelmelerinden kötü etkilendiğı
düşünülüyor.Peggy ergenlık çağnun
ortalanndayken JD Sahnger'la
beraber olan Joyce Maynard
birliktelıklennı, "Her ne kadar bana
ya da annesinden sonra babasının
yaşamına giren kaduılara karşı sKak
duygular beslemese de,onlann
aknklan yeri ve Ugrvi kendisinin
hakkettiğini düşünse de, Peggy için
bep iyi şeyler Jstedim" şeklınde
anlatıyor kıtapta Maynard, "O,
böyle bir babayia büyümekte eminim
ki çok büyük zorlukİar çekti. Onun
bu öyküyü kaleme almasını
sorgulayan insanlann Udyüzhl ve
hasta olduğunu düsünüyorum" dıye
eklıyor.
Nevv Hampsbire'da inzrvaya çekümişolan
ünlü yazar JD Salinger.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Hakiki' Sanatçıbk
Geçen haftaki "Sanat Eğitiminde Yeni Dûnyalar
Aratmak" başlıklı yazımda, güzel sanatlar alanında
zamanımızın önemli adlarından olan, Yunan asıllı
Italyan ressam lannis Kounellis'in bir söyleşi ara-
sında dile getirdiklerinden yola çıkmıştım. özellikle
20. yüzyıl sanatının ve sanatçısının sorunlannın ele
alındığı bu söyleşide Kounellis, "hakiki" sanatçının
nrtelikleri ve sanatsal çabanın özü üzerinde önemle
duruyor. Bu arada "hakiki" sanatçı ile Ilintili olarak
şöyle bir saptamada bulunuyor "...bizimyapmakzo-
nında olduğumuz şeyyeni örnekler, başka sanatçı-
lar, yeni dûnyalar keşfetmek. Bizler yalnızca eser
ûretenler, 'sanatçılar' olmakla kalmamalıyız; yaptı-
ğımız heriş bağlamında hakiki sanatçılar olmalıyız."
Burada Kounellis'in bir üreticiye "sanatçı" denile-
bilmesi için aradığı koşullar, satt el işçiliğinin, teknik
becerinin sınırlannın çok ötesinde kalan koşullar.
Yanlış anlaşılma olasılığını ortadan kaldırmak için, bir
noktayı burada yine vurgulayalım: Böyle koşullann
ileri sürülmesi, sanatta işçilik öğesini geri plana it-
mek ya da küçümsemek anlamını taşımaz. Zaten bu
öğe olmaksızın, başka deyişle sanatçı, kendi alanı-
nın dilini en üst düzeyde öğrenmeden, yeni dûnya-
lar aramak için denizlere açılabilmek söz konusu
değildir. Geçen haftaki yaamın sonunda şöyle bir sap-
tamada bulunmuştum: "Kendine ait görme biçimi,
'hakiki' sanatçının variık koşulu. Ve bu, yalnızca iş-
çilikle, teknikle gerçekleştirilebilecek bir koşul de-
ğil. Sanatçı hiç kuşkusuz alanının dilini/işçiliğini bil-
diği ölçüde yeni ufuklara yelken açabilecektir. Ama
bu, tekneyle denize açılan birinin o zamana kadar
vanlanlardan başka yeriere ulaşma yöneliminde
olup olmadığını irdelemek gibi bir şeydir. Bu yolda
niyeti/yeterliliği olmayanı en üstûn teknikle yapılmış
teknelerbile ancak bilinenyerlerden birine götüre-
cektir. 'Yeni dünyalara' ulaşabilmek ise, yalnızca tek-
nenin yeterliliğinden ya da niteliğinden bağımlı bir
konum değildir..."
Kounellis, alınftladığım söyleşinin bir başka yerin-
de hakiki sanatçıda aradığı iki temel koşulu, yani
kendine ait bir görme biçimi geliştirme koşulu ile
hep yeni dûnyalar arama yolunda çaba harcama
koşulunu, sanatçının bir ideolojisinin bulunması
gerektiği koşulunun çatısı altında bir araya getiriyor.
Bu arada özellikle modern zamanlarda sanatın içi-
ne sıkça düştüğü bunalımlann temel nedenlerinden
biri olarak da ideoioji eksikliği'ni gösteriyor.
Burada önemli oian nokta, bu "ideoloji" sözcüğün-
den sanatçı bağlamında ne anlamamız gerektiği.
En geniş tanımıyla, ideoloji kavramı, politika (yani
yöneten-yönetilen ilişkileri), ekonomi, hukuk, eğitim,
ahlak ve felsefi bakış da dahıl olmak üzere, toplum-
sal diye nitelendirebilecek bakış ve düşüncelerin,
varolan sınrfsal çıkarlar ve konumlar da göz önünde
tutularak belli bir sistem temeline oturtulması ve bu
sistem doğrultusunda davranış biçimlerinin, tutum-
lann vb. öngörülmesidir.
Bu tanım karşısında, "meselesi" olan sanatçının
ideoloji kavramıyla bir anlamda bir göbek bağının bu-
lunması, kaçınılmaz olmaktadır. Çünkü Kounellis'in
yukarıdaki söyleminde hakiki sanatçı bağlamında
yer alan "yeni dûnyalar" arayışı, sanatçının yaşadı-
ğı dünya ile ilintisiz evrenler arama peşine duşmesi
değildir; hakiki sanatçının araması öngörülen "yeni
dûnyalar", varolan dünyanın seçenekleridir. Amold
Hauser'in çok haklı olarak belirttiği gibi, başlangı-
andan günümüze sanat tarihinde satt varolan ile, baş-
ka deyişle varolanı amaçsız ve yönelimsiz yansıtmak-
la yetinmiş hiçbir sanatçı ve sanat hareketi, kalıcı,
etkili ve inandıncı olamamıştır. Bunun nedeni, sanat-
çıdan yalnızca belli bir dilinin bulunmasının değil,
fakat o dil ile konuşmasmın, söyleyeceği bir şey-
lerinin olmasının beklenmesidir.
Ve sanatçı, kendince yeni, yani olması gereken
bir dünyanın arayışına çıkarken çıkış noktası olarak
elbette ki varolan, içinde yaşadığı dünyayı alacaktır.
Çünkü -en geniş anlamda- o dünya ile bir "mesele-
si", bir sorunu vardır. Dolayıs/yla, kendi sanatının
düzleminde ya o soruna ilişkin çözüm önerilerinde
bulunur, ya da yine sanatının diliyle sorunu başka-
lan için de belirgin, algılanabilir kılar.
Her iki durumda da "hakiki" sanatçının kendi kfe-
dojisini geliştirmeden, başka deyişle biraz yukan-
da verdiğimiz ideoloji kavramının kapsamına giren
konulara ilişkin kendi bakış açısını geliştirmeden bir
sonuca ulaşabilmesi, olanaksızdır.
Bu durumda "sanat ve ideoloji" üzerinde aynca
durmak, ve sanat eğitiminde sanatın ögrendsinin ken-
di ideolojisini geliştirebilmesi için varlığı gerekli te-
melleri araştırmak gerekiyor.
e-posta: ahmetcemal@superonline.com
acem20<ahotmail.com
Cehov Enstitüsâ İstanbırda
I Kültür Servisi - Merkezi Moskova'da bulunan
Çehov Enstitüsü'nün bir şubesi Türkiye'de
açılacak. 2000-2001 döneminde eğitime
ba^layacak olan enstitü, Akademi Istanbul'da
hizmet verecek.Proje kapsamında oyun yazarlığı,
tiyatro eleştirmenliği, rejisörlük(tiyatro ve sinema
yönetmenliği), sinema yazarhğı(senaryo yazma),
sirk sanatçüığı dallannda eğitim verilecek. Aynca
master programı da bulunan projeye katılan
öğrenciler, Moskova Enstitüsü ve Bilimsel
Araştırmalar Akademisi diplomalan almaya hak
kazanacaklar. Proje kapsamında, programdaki
derslerin yanı sıra Çehov Enstitüsü'nün jürisinde
bulunan ünlü Çehov uzmanlan-tiyatro ve sinema
yönetmenleri tarafından verilecek olan seminerler
de yer alacak.Tiyatro dalında eğitim verecek olan
ünlü sanatçılar, Yuri Lubimov, Robert Sturua,
Kama Ginkas, Josef Raikhelgaouz, sinema
alanmda ise Rüstem Ibrahimbekov, Nikita
Mihalkov, Leonid Nehoroşev ve Aleksey Batalov
projede yer alacaklar.
Ressam Derek HR öMü
• LONDRA (AA) - Ingiliz ressam Derek Hill, 83
yaşmda öldü. Hill'in önceki gün öldüğü belirtildi,
ancak ölüm sebebi açıklanmadı. Varlıklı bir
ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hill, 16
yaşında Münih'e giderek sahne tasanrru öğrenimi
aldı. Bu konuda bilgilerini daha sonra Paris ve
Viyana'da aldığı öğrenimle pekiştiren Hill, son
yı1larda özellikle kır manzaralan ve insan
figürlerine ağırlık verdiği resim çalışmalannı
Irlanda'nm Troy Adası'nda sürdürdü. 194O'lı
yıllann sonlannda resim için bir yılını trlanda'da
geçiren Hill, daha sonra buradan bir ev aldı. Evini
ve resimlcrini 1981 'de trlanda halkına bağışlayan
Hill, 1999'da Irlanda'da fahn hemşeri ilan edildi.