Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE
14 İ \JMX kultur@cumhuriyet.com.tr
İtalyan şarkıcı Andrea Bocelli, kendiyaşamını konu alanfilmde başrol oynayacak
'Oyunculuktan korkmuyorum'Küitür Servisi- Ünlü italyan
şarkıcı Andrea Bocelli, 6 Tem-
muz'da New York'ta Özgürlûk
Anıtı'nda verdiği dev konser-
le adından çok söz ettirdi. Bo-
celli, Amerika'yagöç eden Ital-
yanlann rüyalannı, vatanlan-
na duyduklan özlemlen, yaşa-
dıklan umutsuzluklan, başan-
lannı sımgeleyen bu konsenn-
den sonra şımdi de sınema
oyunculuğuna atıldı. Bocel-
li'nin, kendı yazdığı 'Musica dd
silenzio' (Sessizliğin Müziği)
adlı kıtaptan uyarlanan fılmde
şarkıcı kendini oynayacak. IH-
no De Laurentiis yönetmenli-
ğinı üstlendığı filmın çekımle-
nne önümüzdeki yılın yaz ay-
larında başlanacak. Andrea Bo-
celli ile Cornere della Sera'da
film üzerine yapılmış bırröpor-
tajı yayımlıyonız:
- New York'ta başanta konse-
rinizden söz edersek, göç üze-
rine konser verme fîkri nasıl
doğdu? Vatanınızda buluna-
madığınız için siz de kendinizi
göçmen olarak raı hissediyor-
sunuz?
ANDREA BOCELLt - Bu
fikir, 1994'dekı Sanremo Mü-
zik Festivalı'ni kazandığımda,
babamdan çıktı Sonra mena-
jerim Michele Torpedine bu
olayı geliştirdi. Ama babam bu
olayın gerçekleştiğini göreme-
di. Kendımi göçmen olarak his-
settığım aslında bir bakıma
doğru. Amerika herkes için
'umut vaat eden toprak' ola-
rak görülüyor. Bu umudun pe-
şinden 1900'lenn başında ok-
yanusu aşıp bu kıtaya gelenler
anısına bu konseri düzenhyo-
rum. Ama kendı ülkemde hiç
bir zaman dışlanmış hissetme-
dim kendımi. İtalyan halkı be-
ni seviyor.
- Hafif müzikten opera sa-
natçıhğına geçiş yapmış otma-
rua bir eksiklik olarak dûşün-
dûğünüz oldu mu?
BOCELLt - Başan kazanın-
ca, eleştıriler de peşi sıra gelir.
Müzığe ancak hafif mûzık ıle
başlayabilirdim. Sonra haya-
limdeki operaya yöneldim. Ca-
rusove GigB gıbı ünlü opera sa-
natçılan da zaman zaman o dö-
nemın ünlü şarkılan ıle halka
ulaşıyorlar.Tabiı ki 'saT opera
sanatçılan bunu bir ihanet ola-
rak görüyor. Ama sanat yaşa-
mımda önemli değışiklıklere
neden olan Pavarotti başta ol-
mak üzere birçok meslektaşım
beni destekliyor ve cesaretlen-
dinyor. MaazeL, Mehta, Steven
Mercurio gıbı orkestra şeflen
de bana hiçbır zaman önyargı
ileyaklaşmadı.
- Şimdi de sinemaya aolıyor-
sunuz™
BOCELLİ - Evet ama bazı
endişelerim olduğunu da sak-
lamayacağım. Oyunculuktan
korkmuyorum. Bu konuda zor-
lanacağımı sanmanı. Benı uzun
ve sürekli yinelenen sahne çe-
kımleri endişelendinyor. Çok
sıkılabilirim.
- Yani, yaşamınızı kendiniz
anlatacaksınu...
BOCELLİ - Fılm, yaşamun
üzenne kurulu. Ama bazı ger-
çeklen sonuna kadaranlatabıl-
mek için bazen düşgücünü de
kullanmak gerekiyor. Tabıı be-
nim gibi bir sanatçının yaşamı,
özel ve karmaşık problemler-
le dolu. Çocukluğumdan baş-
layıp çeşitli yaşlardaki genclik
yıllanmdan bugüne kadar ge-
"Film, yaşamun üzerine
kurulu. Ama bazı
gerçekleri sonuna kadar
anlatabilmek için bazen
düşgücünü de kullanmak
gerekiyor. Benim gibi bir
sanatçının yaşamı, özel ve
karmaşık problemleıie
dolu. Aslında piyanist
David Helfgott'un
yaşamını anlatan 'Shine'
filmi gibi bir şey olacak."
leceğiz. Aslında, piyanist Da-
vid Helfgott'un yaşamını anla-
tan 'Shine' filmi gibi bır şey ola-
cak.
- Sizeeştikedecekoyuncular-
la nasdbir üetişinıiçindeoiacak-
suuz?
BOCELLt- Fıziksel proble-
mim yüzünden çok iyi bir si-
nema ızleyıcısı olamadım. Bu
yüzden aslında nasıl ıletışim
kurulacak, neler yapacağım
pek bilemiyorum. Ama rol ar-
kadaşımın Sharon Stoneolma-
sını isterdim doğrusu. Onu gör-
medim ama çok güzel olduğu-
nu hayal edebiliyorum.
- Bir keresnde, biraz da ken-
dinirin mfcahını yaparak, ÇO-
nıkfaıgıınırarla h^Kanr7m an «PS-
sizfflroegötûrdüğÜDÜsöyienıiş-
tiniz. Sizin insanlann görerek
lüssettüderinisesleriehayaüniz-
de fnlandtiThgınry doğni nJU?
BOCELLt - Evet. Yıllarca
GraceKely'yi sesiyle hayal et-
tim.Ben bir oyuncuyu ses tonu-
na ve onu nastl kullandığına
göre beğenir ve severim. Stal-
fcme'nin tok sesini ve Roberto
Benigniyi çok beğenıyorum.
özgürlûk AnnVnda verdiğim
konseri izlemeye Robert De
Niro da gelmiş. Bunu duydu-
ğumda onun filmlerinı izleme-
dığim için çok üzüldüm.
- Başan ve boJ para kazan-
mak özel yaşamınızı değiştirdi
mi?
BOCELLt - Mükemmel bir
eşım ve çok güzel iki çocuğum
var. tyi bir koca ve iyı bir ba-
ba olduğuma inanıyorum. Tur-
nelere çıkmadığım zamanlar-
da hep ailemın yakınında ol-
dum. Tabii ki paranın önemi-
nı yadsımıyorum. Benıgni'nin
dediğı gibi "Eger paranın mırt-
lulukgetinnediği doğruvsa,o
zamanyaşam boyufakirtiğin w-
receği huzuru bekle."
- Eğer çocuklanmz da sizin
gibi bir yaşam seçerierse onla-
ra ne öğürjersiniz?
BOCELLİ - Onlan bu konu-
da ne köstekler, ne de destek-
lenm. Ama hiçbır şey öğütle-
mem. Çünkü insanın kendi de-
neyimleri, kazanılmış bir pı-
yango bıleti kadar değerlidir.
Sadece kendi ışıne yarar, baş-
ka kimseye faydası olmaz.
KONSER BU AKŞAM SAAT 21.00'DE AÇIKHAVA'DA
tsmail Hakkı Demircrâğfu ve Erkan Oğnr, 1980'lerin başmdan bu vana birlikte çabyorlar.
'Türküler kokusunu
hiç yitirmemeli'
CUMHUR CANBAZOĞLU
Açıkhava Tryatrosu'nda bu gece halk mü-
zığıne farklı bir bakış getırmeye çalışan ikıli
ErkanOğnrıle ismaüHakkıDemfaöoğnı'nun
konsen var.
Temmuz başında ıkıncı ortak albümleri
Anadolu Beşik'ı, Kalan Mûzik etıketıyle pi-
yasaya çıkartan ikıli, ılk çalışmalan GülünKo-
kusu Vardı'yla günden güne yozlaşan halk
müzığı piyasasına ılginç bir gönderme yap-
mış, zamanla keşfedilen albüm ıyi bır satış ti-
rajı yakalamıştı. Hiç tanıtımı yapılmamasına
karşın satışı 140 bını aşan bu yapıtı takip eden
Anadolu Beşik de ilk bır ay 65 bin alıcı bul-
du.
Sevdikleri türküleri, abartıya kaçmadan, te-
miz, farklı yorumla ve her şeyden önemlısı,
doğru söylemek için gelişen buproje nihayet
Türkiye popüler müzik camiasının en önem-
li sahnesine kadar ulaştı.
Bize ulaşan ilk tepkilere göre Gülün Koku-
su Vardı'ya oranla zor rüketilen parçalara sa-
hip Anadolu Beşik daha rafine kulaklara ses-
lenecekmış gibi gözüküyor...
Bırçoğunun aniden şöhret olup kartviziti-
ne sanatçı yazdırma cesaretini gösterdiği ga-
rip ortamda Erkan Oğur ve Ismail Hakkı De-
mirrioğlu uzun süren maratondan sonra bu nok-
taya gelmişti. Belirttiklerine göre talep de-
vam ettıği sürece projedeki albüm sayısı ar-
tabilirdi.
Projenin öyküsüne gelince; konservatuvar
döneminden arkadaş olan ikıli arada sırada bir
araya gelip çalıyor söylüyordu. Demircioğlu
üçüncü solo albümü için Erkan Oğur'dan yar-
dımını ıstemışti.
Stüdyoda araştırmalar yaparken ortak ıyi iş-
ler çıktığını fark etmişler ve solo albümden
vazgeçip bunlan ortak bır çahşmada toplama-
yı kararlaştırmışlardı...
Oğur'un müzikal kariyeri sürekli deneyler-
le şekilleniyor. Oğur, çeşitli önemli projeler-
de yer aldıktan sonra Doksanlar'ın ıkinci ya-
nsnıdaözeldeneyleregirişti. 1974'ten 1980'e
kadar Federal Alinanya 'da fızık eğitimi gören
Oğur o dönem perdesız gitan keşfetti.
Türkiye'ye döndükten sonra Çekirdek Sa-
natevi'nde deneysel bazı çahşmalaryaptı. Bu
dönemde Maznar Fuat Özkan'la tanıştı. on-
lann ilk albümlennde yer alan Güllerin Içm-
den'e perdesiz gıtanyla çok şeyler kattı.
Ardından yerli popun bir başka özgün is-
mi Bülent Ortaçgil'le çalışmaya başladı ve
halen birlikte müziküretmeyi sürdürüyorlar...
_ Sonra bireyselçalışmalaragınşti.Once Bir
Ömürlük Mbafir, ardından Eşkrya filminin
müzıği, tsmail Hakkı Demircioğhı ile Gülün
Kokusu Vardı albümlerini ürettikten sonra
geçen yıl da Okan Murat Öztürk'le birlikte
IDç adlı projeye hayat verdı Oğur. Anadolu
ınsanının yaşamını yansıtan halk müziğıyle ta-
savvufezgıleri arasrndakı ortaknoktalan araş-
tınyorduHiç...
Ismail Hakkı Demircioğlu ise Oğur'a göre
fazla tanınmayan bir sanatçı. Bu proje doğ-
duktan sonra medyanın bağlamadaki maha-
retini övmeye başladığı Demircioğlu 43 ya-
şında.
1984'te konservatuvardan mezun olduktan
iki yıl sonra ilk albümü Türkükrimiz'i çıkar-
dı. 1988 'de Çekirdek Sanat Merkezı 'nde ver-
diği konser Sırdaş Türküsü adıyla yayımlan-
dı.
Doksanlar'ın ortalanna dek profesyonel
anlamda müziğe ara vermesıne rağmen çalış-
malannı sürdürdü ve yeniden bir albüm yap-
maya karar verdiğinde okul arkadaşı Erkan
Oğur'dan yardım istedi ve birlikte Gülün Ko-
kusu Vardı albümüne hayat verdiler.
Ertuğrul Ateş Danimarka'daki ilk kişisel sergisini açacak
Sürekliliği olan resimler
KüMr Servisi -Ressam Ertuğrul
Ateş geçen mart aymdaki New York
sergisinın ardından 12 Ağustos-1 Ey-
lül tarihleri arasında Kopenhag'da iki
ayn sergı gerçekleştırecek. Sergıler,
Galeri X ve Galen Chhnstensen'de
ızlenebılecek. Sanatçının son dönem
çalışmalanndan derlenen 26 resim-
den oluşan sergimn küratörlüğünü ise
ünlü galencı Tomas Toftyapıyor. Da-
nimarka'daki ılk kişisel sergisini ger-
çekleştırecek olan Ertuğrul Ateş, re-
simlennde sürrealıst birortamda Ana-
dolu mıtolojisine göndermeler yapı-
yor. Ressamın yapıtlan etkileyici mis-
tık yorumlar da ıçeriyor.
Sergı kataloglanm hazırlayan sa-
nat tarihçi ve Kfabüll Modern Dans
Topluluğu'nun kurucusu olan Loise
KlL\bülL 'Obir anlabcı, onun hikâye-
lerinin nasıl başiadtğını ve nerede bit-
tiğini merak ederdim. Onu sevreder-
ken farkma vardım Id. onun resimle-
ri baslamıyor hep de\am edrvor' yorumunu yapı-
yor. Ateş, yurt dışındakı bu sergılenn ardından ekim
aymda, Adana ve Istanbul'da da sergiler gerçek-
leştırecek. Yeni yılda çalışmalanna bır süre Mı-
amı'de devam edecek olan sanatçı, galericı ve kü-
ratör StephanieReed ile çalışacak olan Ateş, 2001
yılının başlannda bır kitap çıkaracak. Kitabm edi-
törlüğünü Deme Anoba ve galerici Leslie Nolen
yapıyor. Dünyadabirçok koleksiyonda yapıtlan bu-
lunan sanatçı halen New York'ta yaşıyor.
arihe son bir bakış,..
KülrürServisi-Antık kent Ze-
ugma, Halfetı ve Rumkale'yı ko-
nu alan, Nezih Başgelen \e Rıfat
Ergeçin Tarihe Son Bakış' ad-
lı çahşması Arkeolojı Sanat Ya-
yınlan'ndan çıktı. Çalışma, baş-
ta Belkıs/ Zeugma antik kentinde
bu güne kadar gün ışığına çıkar-
tılan eserler olmak üzere, Bıre-
cik Barajı göl havzasında yeralan
küitür ve doğa değerlerinı tanıt-
mak, yitip gıdenleri göstermek
üzere hazırlandı.
•Tarihe Son Bakış'. Nevv York
Tımes'da 'Roma Kahntısı İçin
Suhı Mezar' başhklı bır haberin
bir anda yerli ve yabancı basının
ılgısını Gazıantep'teki Belkıs/Ze-
ugma'daki kazılara çekmesıyle
başlayan kurtarma çalışmalan sı-
rasında çekilen Nezih Başgelen,
Rıfat Ergeç, Mehmet Önal ve
Güftekin Tetik'in fotoğraflann-
dan oluşuyor. Nezih Başgelen'in
önsözüyle başlayan yayın, bölge-
den çıkanlan Zeugma Akropolü,
Roma Vıllası, Vılla'mn Tablını-
um taban mozaiği, Dionysos, Me-
tinox, Partenope, Okeanos moza-
ikleri, Roma Hamamı, Belkıs'ın
Çingene Kızı 'Mona LJsa' bu-
luntulannın yanı sıra sular altın-
da kalacak Halfetı ve Rumkale
bölgelen hakkında da bılgıler
içeriyor. Fırat'ındoğukıyısında,
Şanlıurfa iline bağlı ilçe merke-
zi Halfetı ve Gazıantep merkezi-
nin 62 km kuzeydoğusunda, Mer-
zimen Çayı'nuı Fırat Nehri'ne
döküldüğü yerde kurulu Rum-
kale'nin belki de son görüntüle-
nnin yeraldığı yayın, tüm bu kül-
türel zengnıliklerin sular altında
kalmasına neden olacak Birecik
Barajı ve Hidroelektrik Santralı
tşletmesi'nin havadan çekılmış bır
fotoğrafiyla sona eriyor.
Tarihe Son Bir BaJaş' proje-
si, barajm gövdesinın ve çevre-
sinin oturması için su tutma iş-
lemınm yüz günlüğüne durdu-
rulmasının, belki de sonsuza dek
yitirmek üzere olduğumuz tari-
hın kurtanlmasına olanak sağla-
yabileceğini hatırlatarak, kamu-
oyunu daha duyarlı olmaya çağı-
nyor.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
DouinaySE Bir Yazı
Her yazı dolunaylı mı olmalı, sonjsu gelebilir
aklınca, başlığı okuduktan sonra Bu yazının baş-
lığı "Bir Kısa Dinlencede Dolunaysız Bir Ya-
zı "ydı. Kısa bir dinlencede olduğumuzu nasıl ol-
sa bir şekilde anlatınz diye başlığı kırptık.
Aslında "perşembeyazımın" ne başlığı buy-
du ne de konusu. Her yazının bir yazılma süre-
ci olduğuna göre, bir öyküsü de var demektir.
Bunun da şöyle:
Istanbul'un sıcak günlerinden bunalıp ama
iş-güç meselesinden dolayı kenti terk edeme-
diğimden birtürlü denizin serinliğiyle buluşama-
dım, bu yıl. Ancak bıçak kemiğe dayandı ve
1972'den beri her yaz gidesürdürdüğüm Sa-
ros'un yolunu tuttum geçen cuma.
Zaman zaman Saros'un insanı yürekten ya-
kalayan güzelliklerini de perşembeleri yazagel-
dim. Hüznünü, denizin olağanüstü temizliğini ve
dayanılmaz çekiciliğini yazageldim.
Akşamüstü kahvelı bağaltı sohbetlerini, saba-
hın erken saatlennde ağ atmalarını ve dönüş-
teki buz gibi denizini, özellikle de kumsaldaki
gençlik ateşlerini yazageldim.
Ve tabii ki Saros'a, o rüzgârlı körfeze, genç-
lik aşklannın yaşandığı, aşklann ve hüznün bı-
rakıldığı körfeze duşen dolunayı yazageldim.
İki günlük Saros kaçamağında geceler dolu-
naysızdı. Yıllardır, hep aylı günleri hesaplayıp Sa-
ros'a gelir olmuştum. Bu kezdenkdüşmedı, ama
ilk kez bunu önemsemedim.
Oysa, gençliğimin tıril tınlhğinı kumsala bir şi-
irin coşkun dizelen olarak bırakır ve dolunayın
şarkısını içime çekerken körfezin rüzgârlı daJ-
galannı hep yüreğimde duyumsamıştım.
Yayla köyü sahilinde, rüzgârlar ıle soğuk su-
lann öpüştüğü yerde, doğanın guzellığı hep esin
kaynağım olmuştu. Hem yazımın, hem yaşamı-
mın...
Ama bu kez... Saros, benim için artık anın ya-
şanagelen güzelliği değil, "geçmişin güzel anı-
sı" olarak kalacak. Yalnız benim için mi... Yıllar-
ca körfezin şarkısını söyleyen "bizim sahil sa-
kinleri" için de...
Birçok görkemlı doğa parçası gibi, hem insan,
hem yapı açısından bir felakete dönüşmüştü.
Üstelik birkaç yılda. Çarpık bir kent kuruluyor-
du, dünyanın sayılı körfezlerinden birinin kıyı-
sında...
Dolunaylı geceler de olsa, artık eskı güzellik-
ler olmadığı gibi, karşımızdakı bir felaket ve re-
zalet görüntüsüydü. Her şey rant için...
Sonuçta, pazartesi dönecektim. Ne var ki
tüm "yeni çirkinliklere" karşın annemin yaprak
dolmasından, sardalyanın lezzetinden, bızim
sitenin hâlâ varlığını sürdüren geniş yeşilliğin-
den ve geceleri ıslık çalan ağaçlanndan, birkaç
dostun sohbetinden, denizin bana kalan sa-
bah ve akşam cezıbesinden dolayı dönüş gü-
nümü erteîeyip durdum. • •••>
Bildiğimız, güzelliğınde büyüdüğümüz Saros,
deniz, doğa, ayçiçeği tarialan olmasa da birkaç
gün daha kalmalıydım. Ancak yazımı nasıl gön-
derecektim. Neredeyse unutageldiğimiz kalem-
kâğrtia yazmanın keyfine vardıysam da, nasıl gön-
derecektim.
Bu yazıyı okuyabiliyorsanız; her türiü maddi
ve manevi bozgunluğun içinde, "medeniyetin
nimetlerinden"yararlanmışım demektir. Kim bi-
lir belki bundadabir "mutluluk bulmalı" \nsan...
tazfi Dosyalar'ın çekimî
srasmoa DIP KIŞI omu
• LOS ANGELES (AA) - 'Gizli Dosyalar' (The
X Files) adlı dizi fıbnin setinde elektriğe
çarpılan çalışanlardan biri öldü, 6'sı da
yarâlandı. Itfaiye sözcüsü Jim Wells, kazanın,
çalışanlann fiütı iskelesi üstünde dururken sete
4 bin 800 voltluk elektrik verilmesiyle meydana
geldiğini, ancak elektnğin yerden 4 buçuk metre
yükseklikteki ıskeleye nasıl ve niçin
gönderildiğinin bılınmediğmı söyledı. 'Gizli
Dosyalar'ı çeken 20th Century Fox film şirketi
başkan yardımcısı ve medya ilişkileri sorumlusu
Steven Melmck, kazanın, dizinin yeni sezon için
yapılan çekimlen sırasında meydana geldiğini
belirtti. Mehıick, kazada ölen kışinin Jim Engh
adlı bir çalışan olduğunu, ancak yaşuıı ve ne
zamandır dızide çalıştığım ise bilmediğını
kaydettı. Yaralananlardan bir kışınin durumunun
ciddı olduğunu söyleyen Melmck, diğer 5
kişının ise tedavılerinden sonra taburcu
edildiğku ifade etti.
Seflm Naşit Özcan yoğun
bakımdan ç M
• Küitür Servisi - Kadıköy Şifa Hastanesi'nde
pankreas kanserine bağh karaciğer yetmezlığı
nedeniyle tedavi gören tiyatro sanatçısı Selim
Naşıt Özcan yoğun bakımdan çıktı.Hastanenin
başhekım yardımcısı Dr. Alper Tunga
Demirarslan 72 yaşındaki sanatçımn sağük
durumunun daha iyı olduğunu ancak tamamen
iyileşmesmin mümkün olmadığuıı belirtti.
Anadokı'da etnik caz
• Küitür Servisi - Ankara'ya bağlı tipik bir
Anadolu kasabası olan Kesikköprü'de 5-6
Ağustos tarihlen arasuıda suadışı bir müzik
festivali gerçekleştirilecek. Hollanda'da faaliyet
gösteren Külsan Vakfı ve Müzikalite dergisinin
düzenlediği festival, Anadolu'nun çeşitli
yerlerinde düzenlenen festivallerden farklı bir
konsepte sahip. Vakıf. Türkiye'den davet ettikleri
sanatçılan yeni ıçeriklerle Hollandalı
izleyicilerle buluştururken Hollandalı sanatçılan
da Türkiye'ye getirerek sanatsal ve kültürel
anlamda bir sirkülasyon oluşturma çabasmda.
Farklı müzik kültürlerinın bir araya getirildiği
festivalde 'De Amsterdam Klezmer Band', son
zamanlarda oldukça ılgı gören etnik caz türünün
iyi bir örneğini oluşturuyor. The Senem Diyici
Quartet, Musa Eroğlu, Izzet Altınmeşe, Tolga
SağTErdal Erzincan, Orhan Hakalmaz ve Melda
Duygulu festivale katılacak diğer sanatçılar
arasında yer alıyorlar.