Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2T7 AĞUSTOS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP: H * krtnte
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Cevdet Selvi,
hükümeti, halkın yaşadığı
bunalımı arttırmakla ve
toplumsal bunalmı
oluşturmakla suçladı. Tüm
zorlamalara karşın devlet
bunalımı yaşanmadığını,
ancak halkın büyük sontn
yaşadığmı belirten Selvi,
"Çiftçi, memur, esnaf ve
emekli geçinemez noktaya
getirilmeyi sindiremez
hale gelmiştir. Hükümetin
ekonomik hedeflerinın
gerçekleşmeyeceği
görülmektedir" dedi.
Gaz Içtoı Hma
çatası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bfirosn) -
Türkmenistan Dışişleri
Bakanı fiatır Berdiev, 30
Ağustos-1 Eylül gûnleri
arasında Dışişleri Bakanı
tsmail Cem'in resmi
konuğu olarak Tûrkiye'ye
resmi zıyarette bulunacak.
îki ülke heyetleri arasında
yapılacak görüşmelerde
ağırlıklı olarak Hazar
geçişli Tûrkmen doğalgazı
projesinin ele alınacağı,
Tûrkiye'nin, projeyi
askıya alan
Türkmenistan'ı ikna
etmeye çalışacağı
kaydedıldı. Berdiev'in,
temaslan sırasında Cem'le
baş başa ve heyetlerarası
göriişmesi ve
Cumhuıbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafından
kabul edilmesi bekleniyor.
Rüşvete kanşan
poiseHraç
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürlüğü Yüksek
Disiplin Kurulu, rüşvete
kanşan Hüsnü Özkaya adlı
polis memurunu meslekten
ihraç etti. Resmi Gazete'de
dün yayunlanan Emniyet
Genel Müdüriüğü Yüksek
Disiplin Kurulu Başkanlığı
karanna göre Özkaya,
'rüşvet ve yetkisini veya
nüfuzunu kendisine veya
başkalanna çıkar sağlamak
amacıyla kötüye kullanma'
suçlan nedeniyle eylemine
uyan Emniyet Örgütü
Disiplin Tüzüğü'nün 8.
maddesi uyannca
meslekten çıkanldı.
Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Okulu'nda türbanlı hemşireler meslekten çıkanldı
YOK'te türban temizliğiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Milli Güvenlik Kuru-
lu'nda irtica ile mücadelenin
önemının bir kez daha vurgu-
lanmasınm ardından üniversi-
telerde kılık kıyafet yönetme-
liğine uymayan memur ve aka-
demisyenlerin meslekten atıl-
ma süreci yeniden başladı. Ata-
türk Üniversitesi Hemşirelik
Meslek Yüksekokulu'nda gö-
revli Gülşen Doğan Dağdaş,
tüm uyanlara karşm türbanım
çıkarmayınca kurumun huzur
ve çalışma düzenini bozarak
ideolojüc eylem yaptığı gerek-
çesiyle meslekten atıldı.
• Yüksek Öğretim Kurumu Disiplin Kurulu, yeni öğretim dönemi sürecinde
kılık kıyafet yönetmeliğine ödünsüz uyulacağı mesajı verdi. Disiplin Kurulu,
Atatürk ve Yüzüncü Yıl üniversitesitelerindeki türbanlı hemşirelerin
dosyalannı inceledi.
Yüksek Öğretim Kurumu Mahkemesi, Danıştay ve diğer
(YÖK) Disiplin Kurulu, yeni yargı kararian çerçevesinde
öğretim dönemi sürecinde İcılık tüm öğrenci, memur ve akade-
kıyafet yönetmeliğine ödünsüz
uyulacağı mesajı verdi. Disip-
lin Kurulu, Atatürk Üniversi-
tesi ve Yüzüncü Yıl Üniversi-
tesi'ndeki türbanlı hemşirele-
rin dosyalannı inceledi.
llk olarak Atatürk Üniversi-
tesi dosyasını ele alan YÖK
Disiplin Kurulu, Anayasa
misyenlerin kılık kıyafet yö-
netmeliğine uymak zorunda
olduğunu vurguladı. Atatürk
Üniversitesi'ndeki hemşire
Dağdaş ın üniversıte tarafın-
dan çeşitlı tarihlerde defalarca
uyanlmasına karşın görevine
başörtüsü ile gelmeye devam
ettiğine dikkat çeken YÖK, bu
uyanlann sonuç vermediğini
belirtti. Gülşen Dağdaş ise sa-
vunmasında ana hatlanyla şu
görüşleri bildirdi:
" Başörtüsü ile kendimi rahat
hissediyorum. Siyasi yıkıcı, bö-
lücü amaçlaria eylemlerde bu-
lunduğum yönündetd iddialar
doğru değil. Küçüklüğümden
beri başörtüsü ile dolaşıyorum.
Türk gelenek ve göreneklerine
uygun olan başörtüsünü tak-
maktan mutlu oluyorum. Ba-
şörtüsünü dini araç olarak gör-
müyorum, örf ve âdetlerin ge-
reği olduğunu düşünüyorum.
'Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindır' ilkesine göre bür
inancım gereğince örtünüyo-
rum. MflB kühürdetemeJ değer
olarak var olan kıyafetin devlet
varhğına yönehniş ideolojik ey-
lem olarak değerlendirilmesi
hukuk devleti anlayışıyla bağ-
daşmıyor. Bağımsızbğuı en bü-
yük temsilcisi Atatürk 'tür, bu
nedenle bağımsn hareket et-
mem de Atatürk ilke ve inkn
laplanna aykın değüdir."
MGVüe
bağlantı
kesüiyor
SEBAHAT
KARAKOYUN
ANKARA - FP, 28
Şubat sürecinde art
arda açılan soruştur-
malar nedeniyle yıp-
ranan Milli Gençlik
Vakfi (MGV) ile ba-
ğını koparmak üzere
hareketegeçti.FP Ge-
nel Idare Kurulu
(GlK), gençlik ve ka-
dm kollan oluşturul-
ması yönünde karar
aldı.
Muhaliflenn sür-
dürdüğü kampanya-
nın parti tabanında
yankı bulması ve par-
tinin çizgisiyle ilgili
eleştirilerin yoğunlaş-
ması üzerine harekete
geçen FP yönetimi,
yeni bir örgütlenme
modeline yönelik ka-
rarlar aldı. Kapatılan
RP'nin lideri Necmet-
tln Erbakan'a en-
deksli çalışma yürü-
ten ve RP'den bu yana
partinin yan kuruluşu
gibi çalışan MGV'nin
soruşturmalarla yıp-
ranması üzerine, FP
yönetimi alternatif
gençlik örgütlenmesi
için harekete geçti. FP
GlK toplantısında
partinin gençlik kol-
lanmn kurulması ka-
rarlaştınldı.
"MGV'lerin RP dö-
nemindeki etJtinlikle-
rini yitirmesiyle parti-
nin genç kesiınle diya-
loğunun kalmadığr
saptamasmı yapan FP
yönetimi, bunun son
seçimlerdeki oy kay-
bının en önemli ne-
denlerinden bıri oldu-
ğu sonucuna vardı.
YÖnetici
Sekreterlik
Kıırsu
Çağumzm dinamik iş yaşamma kolayca
uyum sağlayacak, mesleki bilgilerle
donatümış Yönetici Sekreterier yetiştirmeyi
amaçhyoruz. En az lise mezunu adaylar,
6 ayük (toplam 600 saatlik, 3'er aylık iki
dönem halinde) bir ders programı sonucunda
MEB tarafmdan onaylanmış diplomalan
almaya hak kazanacaklardır. Adaylann orta
düzeyde İngilizce bilmeleri gerekmektedir.
Adaylar yüz yüze yapılacak görüşme
sonucunda belirlenecektir. Kursa kabul
edilenlere, konusunda uzman kişiler
tarafından teorik ve pratik program
uygulanacaktır. Kurslann başlama tarihi
9 Ekim 2000'dir.
Benzerlerinden çok daha farklı ve nitelikli
kursumuza katümak isteyen adaylann,
başvuru dosyalannı vakıftan almalan;
dosyayı hazırlayıp, son başvuru tarihi olan
19 Eylül 2000'e kadar vakfa ulaşormalan
gerekmektedir.
UğUİAIAŞTIRMACI
Pans Cadöesı No 14
KavaKlıdere 06540 ANKARA
Tel:(0312)417 77 20pbx
Faks (0312)417 57 46
e-posta umagöumag org tr
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
GONDET? ABİ.
NEVARSA
GÖNDER/.
Bakanlık, laiklik karşıtı propaganda^yapan kitaplan önermeyecek
EHyanet Idtaplanna MEFTden veto
ANKARA (ANKA) - Kaduıın hangi
;
koşullarda, hangi ölçülerde dövülebileceğinin
anlatıldığı kitabın yayımcısı Türkiye Diyanet
Vakfi ile Diyanet Işleri Başkanhğı, Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan veto yedı. Bakanlık.
içeriğinde laiklik karşıtı değerlendirmeler
bulunan kitaplara yönelik başlattığı operasyon
kapsamında 3'ü Diyanet lşleri Başkanlığı'nın,
1 'i de Türkiye Diyanet Vaknnın olmak üzere
toplam 73 kitabın tavsiye karannı iptal
etti. İçeriğinde Atatürkçülük ve laiklik
karşın değeriendirmelerin yer aldığı
kitaplara yönelik başlatılan operasyon
kapsamında, 1998-99 döneminde 115
kitabın tavsiye karan kaldınlırken,
2000 yılı incelemeleri sonucunda da
toplam 73 kitabın daha tavsiye karan
iptal edildi. Tavsiye kararian kaldınlan
kitaplann büyük bölümünün yayımcılığını
Erkam Yayınlan, Nil Yayınlan, Yeni Asya
Yayınlan gibi yayınevleri yaparken, iptaller
arasında kadmlann hangi durumlarda
dövülebileceğinin anlatıldığı 'Müslümanın El
Kitabı'nın yayımcısı Türkiye Diyanet
Vakfi'nın bir kitabı da yer aldı. Bakanlık,
Türkiye Diyanet Vakfı'nın yayımladığı '
'Çocuk ve Dua' adlı kitabın tavsiye karannı
kaldırdı. Bu arada Diyanet lşleri
Başkanlığı'nın yayımladığı 'Maturiddivye
Akaidi\ 'Kırk Hadis' ve 'Anglikan Kiüsesine
Cevap' adlı kitaplann da onaylan iptal edıldı.
Tavsiye kararian kaldınlan kıtaplar arasında
'Ibredi Kıssalar Dini Hikâyeler', 'Allah'a
lnanıvorum", 'Resullah'a Göre Ailede ve
• Kadının nasıl dövüleceğini anlatan
kitap da dahil olmak üzere 73 dinci
propaganda yapan yayının bakanlıkça
"tavsiye karan" iptal edildi.
OkuMa Çocuk TerbiyesP. Kıücın Hakkı', 'Ve
Tesettür Mesetesi, Mucizeter \e Kerametler',
'Çocuklara Kırk Hadis', 'Üim-Amel- Seyr-û
Süluk", 'Üa-yı Keümetu'Uah Uğruna', 'Bir
Fazflet Devletinin Kuruluşu', 'Olüm ve Diriliş',
'Temel Dini BUgiler. Müslüman Psikologlann
ÇıkmazT, 'Peygamber Hasreti", 'Çağımızı
Aydmlatan Kuran MucizeterT gibi kıtaplar
yer aldı.
Bakanlığın, 1998 yılında başlattığı operasyon
kapsamında, onaylan kaldınlan dini içerikli
kitap sayısı 200'e yaklaşırken, operasyon,
1990-96 döneminde verilen tavsiye kararian
ile okul kütüphanelerinin. medrese
kütüphanesi nıtelığıni kazandırabilecek
kitaplarla doldurulduğunu da ortaya koydu.
Bakanlık, başlattığı operasyon kapsamında,
hakkında tutuklama karan çıkanlan
Fethullah Gülen'ın. Abdülfettah
Şahin takma a^dıyla yazdığı 'Kınk
Mızrak', 'tlim ve Büim Asnn
Geurdiği Tereddütler", 'Ölçû ve
Yoldaki Işıklar". 'Buhranlar
Anaforunda Insan ile Zamanın Ahın
Dflimi' adlı kitaplannın da
onaylannı iptal etmişti. Bakanlık, son iptal
kararian ile birlikte. onaylan kaldınlan
kitaplann okul ve bakanlık kütüphanelerinden
de toplanması karan aldı. Bu doğrultuda,
tavsiye kararlan kaldınlan kitaplann listeleri
okulİara da dağıtılırken, kütüphanelerdeki
diğer kitaplann denetim işlernleri
sürdürülüyor.
ÎRMIKIAYDIN ENGtV aengin@doruk.net.tr
Kuyruğum çok sıkışıktı.
En az 1500-1600 kelime daha
yazmam, onun en az iki katı yazı-
yı elden geçirmem, hatalan ayık-
lamam, dilini düzeltmem, boyunu
ölçüp biçmem, kesip kısaltmam,
ekleyip uzatmam, yayına hazırla-
mam gefekiyordu. O işler bitince
bu kez yeniden "//sfe"ye dön-
mem, brtmeyen, bitmeyecek, ucu
bir türlü yakalanamayacak deği-
şiklikleri kovalamam, listeyi bil-
mem kaçıncı kez "yayına hazır"
hale getirmem gerekiyordu.
Yani günlerden beri yapmakta
olduğum gibi önceki gece de
"pöstefti saymak" zorundaydım.
llk sayfadaki kocaman "duyu-
rv "dan farkındasınızdır, hapisha-
nelerde, özetlikle siyasal "mapus-
lar"\n tutulduğu cezaevlerinde
hasta, sakat, kimileri ölümüne
hasta, yaşam boyu sakatiaria ilgi-
li yazı dizisi başlamak üzere.
Masanın üsKinde yüzlerce tu-
tuklu yakınının, annelerin, ağa-
beyterin, kız kardeşlerin, babala-
nn, ninelerin mektuplan dağlar gi-
bi yığıldı. Sonra tutuklulardan, hü-
kümlülerden gelen "Görülmüş-
tür" damgah, damgalanmamışsa
bile ilk bakışta nereden yollandığı
-nedense hemen- anlaşılan mek-
tuplar. yazılar, tanıklıklar var.
Hepsini yayımlamaya kalksanız
30 ciltlik kalın kitaplara sığdıra-
mazsınız. Seçeceksiniz.
lyi de seçerken ölçüt ne?
Galatasaray Aspirini
Ulucanlar'dan sağ çıkmış, ama
yaşam boyu sakat bırakılmış de-
likanlının öfke, keder, inanç, inat
ve acıdan örülmüş haykınşını mı
seçeceksiniz; doğuştan saralı og-
lunun terörist diye yakalanıp dört
yıldır içeride tutulmasını kınk dö-
kük, bölük pörçük cümleciklerle
anlatmaya çalışan yaşlı köylü ka-
dının yakanşını mı?
"Sayın Engin, ben21 yaşında-
yım ve dört buçuk yıldırhapisha-
nedeyim..." diye başlayan Uşak
Cezaevi'ndeki genç kızın mektu-
bunu, yazı dizisinin konusuyla
tam uyumlu değil diye, eliniz va-
np nasıl bir yana ayıracaksınız ?
Burdur Cezaevi'nde kolu kep-
çeyle kökünden koparılan (sonra
Isparta'da bir köpeğin ağzında
bulunan) delikanlının, kolu sağ-
lam bir arkadaşına yazdırdığı
mektupta, "...ayıldığımzamanilk
düşündüğüm 'Artık bir daha hiç
işçilik yapamayacağım' oldu. En
çok yandığım hâlâ bu. Yazık..."
cümlelerini okuduktan hemen
sonra, hapishanede astımlı bir
hasta olmanın zorluklannı anla-
tan genç kadının mektubunu,
ötekilerin yanında epey hafif ka-
lıyor hesabıyla bir yana ayırdım.
Sonra birden 22 yıl öncesine, Se-
limiye Kışlası'nın askeri hapisha-
ne olarak kullanılan at ahırlarında,
bitişik ranzada yatan Gümülcine
göçmeni "heimatlos" (= vatan-
sız, bir ülke uyruğu olmayan) Ce-
mil'in gece yansı geçirdiği astım
krizlerini anımsadım. Derin bir
acıyla buruşmuş yüzü ve gögsü-
nün derinlıklerinden kopan ürkü-
tücü hırıltılan, umutsuzca soluk
alma (ve alamama) çabalan yirmi
iki yıl sonra gene gözümün önü-
ne geldi. Uzak bir Anadolu hapis-
hanesinde gece yansı yürek ya-
kan hırıltılaria soluk almaya ça-
balayan astımlı genç kadın göz-
lerini dikmiş, mektubunu bir ya-
na ayıran bana dimdik bakıyor gi-
bi geldi. Utandım.
Galiba ben de hastalanıyorum.
Işi olduğu gibi bıraktım.
Bırakmasam, iş beni bırakacak
nasıl olsa.
Koca bir tas kahve yaptm ken-
dime, pipomu yaktım; televizyo-
nun karşısına kurulup kanal ara-
madan, programlar arası zapla-
madan TRT'yi açtım.
Maç çoktan başlamış; 30 daki-
kası oynanmış bile.
Hey yavrum hey! San-kırmızılı
formalan sırtına geçirmiş 11 deli-
kanlı, o çok ünlü beyaz fonmalan-
nı kuşanıp karşılanna geçmiş Re-
al Madnd'li arkadaşlannın tozunu
atıyorlar. Az sonra gol geldi. Han-
tal görünüşlü, uzun boyu ile kıv-
rak hareketler yapmayı becere-
mez gibi görünen bir detikanlı,
Jardel, kaleciyi bir yana yatırdı,
topu öteki köşeye yollayıverdi.
Sonrası malum. Real Madrid'in
o palavra penaltısı. 1 -1 'lik eşitlik.
Uzatma devreleri ve altın gd!..
Galatasaray Avrupa'nın en bü-
yüğü okju.
Doğru söze ne denir? Sahtden
başka büyük yok, çünkü ortada
artık bir "başka" kalmadı.
• • •
Sonra koğuşlar geldi gözümün
önüne. Orada da şimdi delikanlı-
lar ayağa fırlamışlardır. Bilmem
kaç yıla hükümlü olduklannı, has-
ta, sakat, yaralı olduklannı unu-
tup Galatasaray'ı alkışlamışlar;
Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi tutan
arkadaşlanyla tatlı tatlı dalga geç-
mişlerdir.
Hastalar, sakat bırakılmışlar,
başlan dönenler, sürekli kusanlar,
hepatit B'nin pençesinde kıvra-
nanlar, veremin kısa kesik öksü-
rükteriyle sarsılanlar sarmaş dolaş
olmuşlardır. Astımlı bir mapusla,
bir daha hiç işçi olamayacak, ko-
lu kopmuş detikanlı da birbirlerini
kucaklamışlardır.
Kendimi ölçtüm. Galatasaray
Aspirin gibi iyi geldi. Sabaha ka-
dar çalışınm ben artık.
Aspirin hastalıklara ne kadar iyi
gelirse, sorunlan ne kadar çözer-
se Galatasaray'ın "süperkupası"
da o kadar iyi geldi...
POLflİKA GÜJNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Kim Çaldı Günlerimi?..
Kiraz ağacı yaz yorgunuydu.. bahçedeki yasemin-
ler tek katlı beyaz badanalı evin duvarlan üzerin-
den eğilmiş bakarken hüznün ve yalnızlığın resmini
çiziyordu...
Bir kız çocuğunun gözlerinde umudun yeşerdiği-
ni mi görüyorduk, yoksa bilinmez zaman saatinin
bizi bir başka evrene götürüp avuttuğunu mu?..
Kırılan bir sessizlik gibiydi, gölgesiz heykellere
benzeyen tarihi yansıtan acımasızlık!..
Korkuyorduk!..
Geniş kanatlı dünyanın içinde müziğin ve ölümün
derinliklerini bilmeden, tannlann sesini işitmeden
dört nala atiılar gibi koşuyor, Alberto De Lacer-
da'nın dizeleriyle avunuyorduk:
"Kim çaldıysa günlerimi, söyleyin ona
gelsin alsın beni ölümsûzlüğe."
Eski bir albümden çıkanlmış fotoğraflar masamın
üzerinde duruyordu...
Fotoğrâflara uzun uzun baktım...
Umutlannın bir rüzgâr gibi dağıldığı saatlerde ka-
ranlığın aydınlığa kavuşmasını bekleyen yüzlerie
konuştum...
Bazılannın elleri titriyordu, bazılan kesik kesik ko-
nuşuyordu...
Bir hüzün bulutu sardı her yanımı...
Gecenin içinde bir çığlık yankılandı...
Acaba neydi umutsuzluğun boşluğuna hızla yu-
varlanan o bilinmez tutkular?
Isyancı bir coşku başladı sonra...
Demir sürgüler, mazgallar, ranzalar...
21 yaşındaki Mehmet "Ben" dedi "18yılkalaca-
ğım burada". Aysel, gözlerinin mavisini unutmuş bir
haldeydi. Ellerini saçlanna dokundururken "Umu-
dum hiç kalmadı" diye ekledi....
Onlar ki, ne yıkfızlan görebiliyorlar ne de ayışığı-
nı...
• • •
Gecenin içinde yankılanan çığlık, bir ölüm sanca-
ğı çekilmiş dudaklarda kopan fırtınayı anımsatıyor-
du...
Kiraz ağacına baktım, sonra bir yasemın çiçeği ko-
pardım...
Sapsanydı!..
Dışanda tatlı bir serinlik vardı. O sırada Juana
Detbarbourrou'nun birdizesini anımsargibı oldum:
"Dur, uyuma. Ikimiz/Bir dünya olduk bu ge-
ceJRüzgârdan veyağmurdan anndıkJBir odanın sı-
caklığında.
Dur uyuma. Ikimiz/Derinlere inen bir köküz belki,/
Belki yeni bir soy fışkıracak o kökten/Ve bir filiz ye-
şerecek yannlara."
Bir ağustos sabahında yrarilmiş umutlar bahçe-
sinde dolaşırken, çocuğunun demır sürgülü kapılar
ardında dolan yıllannın acısını yüreğinde taşıyan in-
sanlar gördünüz mü siz?
Onlar anne, baba, kardeş, eş, yeğen, akraba!..
izmir'in Kahramanlar semtınde, Istanbul'da Mal-
tepe'de, Ankara'da Bahçelievler de ve her yerde
onlann hıçkınklan duyuluyor...
Onlar coplanıyor, tekmeleniyor, saçlanndan tutu-
lupsürükleniyor...
Önümde fotoğraflar...
Hüzünler çoğalıyor...
Birağustos sabahında Aydın Engin, asistanı Mih-
riban Cici'yle birlikte "Hapishanede ve hasta!.. "ya-
zı dizisini hazırlıyor...
Cumhuriyet, Yayın Kurulu Başkanı llhan Sel-
çuk'un önerisiyle bir ilke imzasını atıyor...
"Cumhuriyet, hapishanelerdeki hastalar için bir
cankurtaran köprüsü kuruyor..."
ilhan Selçuk diyor ki:
"Yüzlerce genç insanın yaşamını ilgilendiren bir
sorun karşısındayız; hapishane ve hastanelerimizde-
kikoşullann ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Dileğimiz,
bu yolda çözümler için yapılacak girişime devletin
de olumluyönde bakmasıdır, Cumhuriyet, önümüz-
deki günlerde konuya daha yakından eğilecek..."
•••
Gözlerimi yumuyorum...
Sessiz biryakanş o acı umutsuzluğun içinde kay-
bolurken Abdülvahap El-Beyati'nin sesı duyulu-
yor:
"Yıkamayacaksınız sarayını düşlerimin/ Korkut-
mayacakzincirleriniz küçük çocuklannı ülkemin/ Kir-
letemeyeceksiniz sanatın suriannı."
Umarsız bir bulut gibiydi çocuklar...
Yürekleriyse tek başına ve kimsesizdiL
Gök gürledi ve yağmur başladı...
Ve akşam çöktü sokaklara...
Çizgili sözcüklerle onlan anımsamak, soluk ve-
ren doğaya doğru koşmak.. iyıye, güzelliğe ve öz-
gürlüğe yelken açmak zamanıydı...
Peki genç olmanın yanılmaz duygusu neydi?
Vasko Popa yanrt verdi bu soruya:
"Senin gözlerin olmasa
gökyüzü
inmez ıssız evimize hiç
Senin gülüşün olmasa
duvarlar
yaşamaz gözlerimizde hiç
Senin ellerin olmasa
güneş
gecelemez düşlerimizde hiç."
hikmetcetinkaya(g cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhurryet
^ kitap kulübü
ÇA^ININ TAHIĞI ÜÇ YAZAR
2 BASI
KÜIİUY 0UYIVE TARİKAT
SANCIU YIUAR KU$ATIUMI$
SOKAKLAR
4. BASI
KUZJPOSTUNDAKURT
ZAMMK SANA DA BÜLAJTI KAN
DİN BARONUNUN KAZLARI
2. BASI
A$IK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
JERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÛRKİYE'NİN JEY7AN ÜÇ6ENİ
CÖZURİN NTRAZ
Cumhunyet Kitap Kulübu Çağ Pazarlama A Ş. Turkocağı Cad
No:39/41 (34334) Cağalo^lu-lstanbul Tel 514 01 96