18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2000 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGIJIV ALİ StRMEN Babalar ve Çocuklar Sevgili, Aziz Nesin'in eşsiz oyunu "Biraz Gelirmisi- niz?"\r\ başkahramanı Mate Usta, sesini ancak bazılannın duyabildiği; hamervahın, hödüğün, kulağının almadığı, supi adlı birnefesli çalgının yapım üstadıdır. Mate Usta para için satmaz supilerini; hatta bir keresinde, bunlann renklerini çok beğenip hepsini birden almak için servet öneren zengi- nin, onlan paımaklık olarak kullanacağını öğre- nince kovar adamı. 0 kendini supiye adamıştır ve bu harikulade, büyülü alette yeni bir perde bulmuştur. Ne var ki çoluk çocuk yoksulluk içinde yaşar- lar. Nitekim oyunun bir yerinde Mate Usta şöyle der - lyi bir baba ve eş olmayabilirim, öyle anıl- mayacağım, ama ben hep supide yeni bir per- de bulmuş olan kişi olarak anılacağım, öyle ge- çeceğim tarihe. Kendini işine, toplumsal davalara adamış olan insanlann ahlakı beni hep düşündürmüş- tür. Bütün insanlığı, kadınları ve çocuklarıyla dü- şünerek yola çıkan insan, bu arada kendi eşini ve çocuğunu nice sıkıntının içine atarken haklı mıdır? Bu nasıl bir etiktir ki, "bütün insanlık" derken, kendi yükümlülüğünde olanları sıkıntıya itmek- tedir? Hem sonra ona insanlığın davavekili olmaye- kâletini kim vermiştir? Acaba büyük iyilik, sonsuz özveri denen şey, gerçekte onulmaz bir bencillik midir? Hangi peygambere Tanrı, "Sen insanlığı dü- şünürken, evlad-ı ayalini ihmal etsen de olur" demiştir ki? Kutsal inanca göre Tann, Ibrahim Peygam- ber'in, oğlunu kendisine dahi kurban etmesini kabul etmeyerek koçu göndermedi mi? ••• Her neyse Sevgili, belki de konu güncelliğini yitirmiştir. Artık kimse, kendini ya da yakınlannı feda et- miyor topluma ya da kutsal inançlanna. Ibrahim, oğlunu kurban etmeye hazırdı. Nec- mettin'in oğlu Fatih ise Mercedes'te tehlike saçtı yıllar boyu. Devran değişti. Şimdi öncelik, "ben" ile "benim olan "da. Bu yılın ilk dört ayında 238 trafık kazasının meydana geldiği Bağdat Caddesi'ndeki, Cem Teoman'ın ölümüyle sonuçlanan son trafik ci- nayetine bak! ••• '* * Içkili olarak caddede yanşırken kaldınmda yürüyen Cem Polat'ı öldüren, 17 yaşındaki, eh- liyetsiz Cüneyt Gözen'ın babası Zafer Gözen, oğluna Polo arabasını verme nedenini nasıl açıklıyor biliyor musun? - Üzülmesin diye verdim. Üzülünce burnu ka- nıyor da... Işte şimdi böyle bir dünyada yaşıyoruz: "Bi- rilerinin oğlu ölse de, bir hayat sönse de zarar yok! Benim oğlumun burnu kanamasın da... Mademkien büyük benim; benim oğlum, be- nim kanm, benim kızım da en büyüktür." Onlann öyle öncelikleri vardır ki gerekirse baş- kalan onlar uğruna can bile verebilirler. Evet, böyle bir dünyada yaşıyoruz; hem de resmen, çünkü devlet ve yasalar da cevaz ve- riyorlar buna. Nitekim, katl eylemi için sokağa çıkıp direksiyona geçemediğinde üzüntüden burnu kanayacak kadar hassas bünyeli olan katil, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıra- kılabiliyor. Eh, Bağdat Caddesi'nde yanşlar, durmadan can alarak sürüp gittiğine göre, düzen de "En büyük oğlan benim oğlum, başka büyük yok" diyenlerin bekçiliğinden başka bir şey yapmı- yor. Biz de oturmuş, buradan, kendini topluma adayanlann etiğini sorguluyoruz. Ne enayilik değil mi? Ama merak etme Sev- gili, bu gazetenin okurian arasında böyle ena- yiler çok. Onlar, özveri olarak niteledikleri davranışlan için bu deyimi kullandığımdan dolayı beni affet- sinler. Ne yapalım?> "dinozorluktan kurtulup post- modemliğe söyunarak küreselleşmeye çalışı- yoruz. ^» * r -*w~'. .'••'-t.'v »•>- CHP PM üyesi Fatma Çakır 'Ftipi, insan haklarına ay/an' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Parti Meclisi üyesı Fatma Ça- kır, F tipi cezaevlennin "Terörle Mücadele Ya- sası'na uygun", ancak çağdaş ınfaz hukuku ve insan haklarına aykın olduğunu söyledi. Çağdaş dünyanın F ti- pi uygulamasını terk et- tiğini belirten Çakır, "Çeşhti kuruluşlara gez- dirilen Ftipicezaevlerin- de ortaçağda kalmış ol- masıgereken soyudama- tecrit sisteminin uygula- nacağı. gerek yasanın H- gili maddelerinden, ge- rek bu cezaevlerinin inşa tarzından anlaşılmakta- dn-" dedi. CHP PM üyesi Çakır, yaptığı yazılı açıklama- da, F tipi cezaevlerinin dayanağımn hukuka ay- kın olduğunu savundu. Mevcut "koğuş sisteıni- nin" de uluslararası standartlara uygun ol- madığını kaydeden Ça- kır, "Koğuş sisteminin alternatifi F tipi olma- mabdır. Secenek,oda sis- temli ve ortak yaşam alanh cezaevleri ounan- dır" görüşüne yer verdi. Uluslararası standartlar- da oda sisteminin temel özelliğınin bireye yalnız kalabilme olanağı sağla- ması olduğunu aktaran Çakır, hükümete de bir an önce "ayrunsız genel afçtkanlması" çağnsın- da bulundu. 17 Eylül'de, Altan Öymen'in de katılacağı birinci olağan genel kurulda federasyonlaşma karan alınacak CHP Avrapa'da örgüdeniyorBARIŞDOSTER CHP, Avrupa'da federasyon şeklinde örgütlenecek. CHP Avrupa Destekleme Derneği Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi An" Rıza Gülçiçek, 17 Eylül tarihinde, Genel Başkan Altan Öymen'in de katılacağı birinci olağan genel kurulda federasyonlaşma karan alacaklannı, bunun için her türlü altyapıyı oluşturduklannı söyledi. Federasyonun Avrupa'daki Altan Öymen • Federasyonla amaçlananlar: Partiyi Avrupa'daki demokrat, laik, Atatürkçü, solcu, sosyal demokrat, cumhuriyetçi insanlann çekım merkezi haline getirmek. Partinin sesini duyurmak. Türkiye için lobi çalışmalan yapmak. Türkiye'deki seçimlerde oy kullanan seçmenleri parti çalışmalan hakkında bilgilendirmek. demokrat, laik, Atatürkçü, solcu, sosyal demokrat, cumhunyetçı insanlann çekım merkezi olacağını, partinin sesini duyuracağını, Türkiye için lobi çalışmalan yapacağını, Türkiye'deki seçimlerde oy kullanan seçmenleri parti çalışmalan hakkında bilgilendireceğini ve Türklerin seslerini daha etkın biçimde duyunnalan için Avrupa sıyasetinde baskı grubu olacağını söyleyen Ali Rıza Gülçiçek, "Merkezimiz Almaaya'da Köln'de bulunuyor. Kısa süre içinde Beiçika, HoIIanda, Fransa, tngütere, Avusturya ve tsviçre'de de örgütleneceğiz'' dedi. Depremden sonra 25 ton yardım malzemesi yolladıklannı, 100 depremzede ailenin Alman ve gurbetçı ailelerle kardeş aile olmasıru sağlayarak sorunlannı azaltmaya çalıştıklannı, deprem bölgesindeki okullar için malzeme topladıklannı söyleyen Gülçiçek, düzenledıklen paneller, toplanölar ve konferanslarla da özellikle 'Çe/dşmeleri göz ardı ettim' Istanbul Haber Servisi- CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP'nin geçmişte "birbiriyle fazlasıyla uğraşanlann partisi" gibi göründüğünü belirterek, "Kendi biriiğimizi, dayanışma içinde olmamız gerektiğini unutmavalım" dedi. Öymen, tstanbul ll Başkanı Mehmet Böhlk, tstanbul II Eğitim Sekreteri Deniz Tansi, II Yönetim Kurulu Üyesi Bahtiyar Kuru ve partinin tstanbul'daki 24 ilçe başkanı, CHP Adalar llçe örgütü'nün konuğu olarak önceki gün Büyükada'daki parti binasında bir araya gelip ardından Mılano Restaurant'ta akşam yemeği yediler. Eski atişkanhklar_ Partililere seslenen öymen, parti içinde eski alışkanlıklann tekran nıteliğınde olaylann yaşandığını ifade ederek, "Bunu açıkça gözardı ettim. CHP kamuoyunda 15 aydır birfoirine girmiş bir parti olarak görünmedl Bu işler haddini aşarsa, söyleyebUeceğim şeyler oiduğunu düşünüyonım" dedi. CHP'run iktidar adayıolacağına inandığını vurgulayan Oymen. "Türkiye'de yobuzluklar doğru dürüst takip edihniyor. Yolsuzhık enflasyonu var. Türkiye'yi yobuzhıklardan anndınlmış bir ûlke haline getinneKyiz" dedi. 30 Eylül'de yapılacak tüzük kurultayuun bayram havası içinde geçmesi gerektiğini söyleyen Oymen, kurultay sonrası parti içindeki yapılanmanın büyük ölçüde tamamlanacağmı belirtti. ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN tomM mmsm F tipi cezaevlerini protesto eden göstericilere polis bu hafta da hoşgörü göstermedi 50 eylemciye yine dayaklı gözalütstanbul Haber Merkezi - Galatasa- ray'da tutuklu ve hükümlü yakınlannca yapdmak istenen F tipi cezaevlerini pro- testo gösterisi, polisin sert müdahalesi ile karşılaştı. Göstericileri yerlerde sü- rükleyerek otobüslere bindiren gjüvenlik güçleri 50 kişiyi gözaltına aldı. Umrani- ye'de EMEP, HADEP, ÖDP, SÎP ve Bir- lik Halk evi ve tşçi gazetesince yapılmak istenen basın açıklaması da polis tarafin- dan engellendi. Güvenlik güçleri, 3'ü ka- dın olmak üzere 15 kişiyi gözaltına aldı. F tipi cezaevlerine karşı Umraniye Bir- liği adı altında örgütlenen parti ve sivil toplum örgütlerinin Umraniye'deki İG- DAŞ Anadolu yakası binası önünde ger- çekleştirmek istedikleri basın açıklama- sı, grup üyelerinin HADEP ilçe merke- zinden ahnarak panzerlere ve polis oto- lannabindiribnesi ile engellendi. "Höc- re ölümdür" sloganı atan göstericiler, polisin sert biçimde engellemesi ile kar- şılaşu"ken polisle açıklama yapmak iste- yenler arasındaki yaşanan itiş-kakış ve tartışma yaklaşık 15 dakika sürdü. Şid- detli yağış altında polis, aralannda ÖDP Umraniye tlçe Başkanı Hikmet Akçi- çek'in de bulunduğu 15 kişiyi gözaltına aldı. Ankara'da IHD eylemi İnsan Haklan Derneği (ÎHD) üyeleri, 3 hafta önce başlattıklan "Srj-ah Eyfem" etkinlikleri kapsamında F tipi cezaevle- rini dün Kızılay Meydanı'na siyah bo- yayladaire içinde "F^ harfi yazarak pro- testo ettiler. Bir tHD üyesi çan çalarken eylemciler, "Çanlar Idmin için çabyor" diye bağırdılar. Hücre tipi cezaevini u in- san doğasına aykm" bulduklannı söyle- yen İHD Ankara Şubesı üyesı Saadet Er- dem, "Hücre tipi cezaevlerinin inşaaü durdurubnalı vehücretipi cezaevi proje- sinden vazgeçilmelidir" dedj. Polisle ya- şanan kısa süreli gergınliğın ardından grup dağıldı. İstiklal Caddesi'ni çelik >elekli ve Kalaşnikoflu Çevik Kuvvet Şube Mü- düriüğü ekipleri ile "kontrol altma" alan. bihalanntepesine yeıieştirilen keskin nişancüarile "güvenUği'' sağla>an tstanbulpolisi,yurttaşlann ol- duğu kadar rurisüerin de "ügjsini" çekti. (ALPER TURGUT) gençleri eğitmeyi. dayanışma duygusunu güçlendınneyı amaçladıklannı söyledi. Avnıpa'da şeriatçı ve faşist örgütlenmelerin oldukça güçlü ve yaygın olduklanna dikkat çeken Gülçiçek. Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağh, laik cumhuriyet konusunda ödünsüz, altıoku kıskançlıkla savunan, solun evrensel değerlerini içselleştirmiş bir CHP'nin iktidar olması halinde hem Türkiye'nin sorunlannın çözüleceğini hem de uluslararası ilişkilerdeki saygınlığının artacağını ifade etti. 25 sivil toplum örgütü İnsan haklan sanatyoluyla anlatılacak BARIŞDOSTER İnsan haklan bilincinın toplumda yayguılaştınhnası ve bu alandaki ih- lallerin önlenmesi için bir araya gelen sivil toplum örgütlen, "İnsan haklan küMrünün sanatla benimsetilmesi" amacıyla "Insan Haklan 2000" baş- lıklıbirproje hazırladılar. Projenin 10- 13 Aralık tarihleri arasında Istanbul 'da gerçekleştirileceği belirtildi. Aralannda, DİSK, Istanbul Barosu, Nâzım Hikmet Vakfi, Edebiyatçılar Derneği, tnsan Haklan Vakfi, İnsan Haklan Derneği, MimarlarOdası, Ru- hi Su Vakfi, Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti, Uluslararası Plastik Sanatlar Dernegi, PEN Yazarlar Derneği, Be- yaz Nokta Vakfi, Kadının insan Hak- lan Projesi ve Türkiye Yazarlar Sen- dikası'nuı da bulunduğu 25 sivil top- lum örgütü ve meslek odası, insan haklan kavramının sanat etkinlikleri aracıhğıyla yaygınlaştınlması için ha- zırladıklan "tnsanHaklan2000" pro- jesini yaşama geçırebilmek için çalış- malara başladılar. Düzenleme kurulu sözcülüğünü CHP Parti Meclisi Üye- si Ercan Karakaş'ın, eşgüdümünü 'Sosyal Demokrası Vakn'ndan Aydhn Cmgı ve ErolKızılehna'mn, proje ko- ordinatörlüğünü ise Cumlnırîyet ya- zan Vecdi Sajiır'ın üstlendiği proje- nin, insan haklan temasını işleyen sa- nat yapıtlannm üretilmesini özendir- meyi amaçladığı belirtildi. Diyarbakır HADEP'in mitingine izin verilmedi DtYARBAKIR (CumhuriyetBüro- su)-HADEP'in 1 Eylül Dünya Banş Günüetkinlikleri kapsamında gerçek- leştinnek istediği "Banş MMngi"ne "kamu güveıüiğinin tehlikeye dûşece- ği" gerekçesıyle Diyarbakır'da izin ve- rilmedi. HADEP Diyarbakır Örgütü, "Banş Mitingi''ne katılmalan için Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'e, Başbakan BûlentEcevit'e, MHP liden Devlet Bahçeli'ye, siyasi parti genel başkanlan ilebölge milletvekil- lerine davetiyeler göndermişti. HA- DEP'in Istanbul, Mersin, Van ve Izmir ile 2 Eylül'de de Ankara'da gerçekleş- tireceği mitinglerin başvurulanna da ilgüi valiliklerden yanıt gehnedi. HADEP Diyarbakır Kadın Kollan ise ilk kez "KadınDayanışmaŞöteni" düzenledi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Tuğgeneral Veli Küçük. Abdullah Çath'nın cep telefonu arkadaşıydı. Başka ne gibi arkadaşlıklan olduğu- nu ise bir türlü öğrenemedik, çunkü kendisi hakkında Genelkurmay so- ruşturma açılmasına izin vermedi. Susurluk'un bir ayağı da bu neden- le karanlıkta kaldı. Genelkurmay yet- kilileriyle o dönemde yaptığımız söy- leşilerde Veli Küçük'ü sorduk. Neden soruşturma izni vermediklerini öğ- renmek istedik. "Biz gereken sonış- turmayıyaptık ve mahkeme edilme- sine gerek olmadığına karar verdik" dediler. Eh! Bu noktadan sonra bir şey yapabilmek mümkün değildi. Cafer Çağlayan'ın adını unutmuş olabilirsiniz. Unuttuysanız, bugünler- de gazetelerde yer alan bir haber- den hatırlamanız için ipuçlannı göre- bilirsiniz. Cafer Çağlayan, bundan yıllar önce Güneydoğu'da Yeşilyurt köylülerine bok yedirmişti. O zaman binbaşıydı. Cafer Çağlayan'ın yap- tıklan nedeniyle Türkiye, Avrupa İn- san Haklan Mahkemesi'nde hüküm grydi. Kendisi de Tûrkiye'de yargıla- nıp cezalandınldı. Bu ilişkileri nedeniyle Veli Küçük ve Cafer Çağlayan'ın başına birşey gel- medi, ordudaki görevlerine devam Veli Küçük ve Cafer Çağlayan ettiler, terfi edip yükseldiler. Bu duru- mu anlamakta güçlük çektiğimizi çe- şitli vesilelerle dile getirdik. Benzer olaylan 12 Mart'tan bu yana yaşıyo- ruz. Örneğin 1970 yılında Dr. Teğmen Necdet Güçlü'yü, Ülkü Ocaklan Ge- nel Başkanı Ibrahim Doğan, Hacet- tepe Üniversitesi önünde silahla öl- dürmüştü. Şu anda TBMM'de Kulak Burun Boğaz Uzmanı olarak görev yapan Ibrahim Doğan, bu cinayetten mahkûm oldu. Ibrahim Doğan'ın bu cinayette kullandığı silah ise yine bir ordu mensubuna aitti. Sevgili Uğur Mumcu'nun defalarca ismini yazdı- ğı, silahının numarasını verdiği ikı ki- şi vardı; Teğmen Fehmi Aftınbilek ve Teğmen Mustafa llerisoy. Ibra- him Doğan'ın evinde yapılan arama- da bu teğmenlerin olayda kullanılan silahları bulunmuştu. Fehmi Altınbilek hakkında bu olay nedeniyle soruşturma açılıp açılma- dığını bile bilmiyoruz. Ancak Necdet Güçlü'nün öldürülmesi dosyasında adı ve silahı defalarca kayıtlara geç- ti. Fehmi Altınbilek, sonraki yıllarda ordunun çeşitii kademelerinde gö- rev yaparken karşımıza çıktı. Ibra- him Kaypakkaya'nın yakalanması ve öldürülmesinde, kamuoyunayan- sıyan bazı baskılar nedeniyle ismini duyduk. Birkaçyıl evvel ise Şırnak'ta alay komutantydı. Şimdi nerede, bil- miyoruz. Mustafa llerisoy'un hangi kademeye kadar yükseldiğini de öğ- renemedik. Arşivde, benzer soru işaretleriyle dolu başka isimler ve olaylar da var, ancak bugünkü yazının konusu bu değil. Yazımızın konusu, Veli Küçük ve Cafer Çağlayan'ın son görev yer- leri olan Çanakkale'de yaptıklanna ilişkin. Bu iki bildik isim, kaderin bir cilvesi, Çanakkale'de bir araya gel- diler. Bu ağustos ayında da biıiikte emekli oldular. Emekli olmadan yap- tıklan ise yine gazetelere haber ola- cak kadar ilginçti. Aktüel dergisi muhabiri Tuncay Opçin, bir tesadüf, kısa dönem as- keriiğini Çanakkale'de yapınca, bu ikilinin hizmetlerini öğrenmek olana- ğını buldu. BöyleceÇatlı'nın "telefon arkadaşı" Küçük'le, "bok yediren" Çağlayan'ın bu yeteneklerinin dışın- da başka yetenekleri olduğu da or- taya çıktı. Veli Küçük, 1999 yılı için- de komutanlığını yaptığı Çanakkale 116. Jandarma Er Eğitim Alayı'nın yemekhanesiyle mutfağı arasına 264 metrelik bir dekovil hattı döşenmesi için çalışmalara başladı. 20 Ocak 2000 tarihinde Küçük, bu dekovil hattını hizmete açtı. Daha sonra kendisi Bilecik'etayin oldu. O- nun yaptığı eseri kullanmak ise Ca- fer Çağlayan'a nasip oldu. Bu deko- vil hattının yanına ise şu levha asıldı: "Bu hat, Ikinci Jandarma Er Eğitim TugayKomutanı Tuğgeneral VeliKü- çük'ün projelendirmesi ve şahsi gi- rişimleri ile Izmir Devlet Demiryolla- n Üçüncü Bölge Müdüriüğü'neyap- tınlmaksuretiyle hizmete sunulmuş- tur. Bu dekoer hattı ile günde kara- vana hizmetlerinde kullanılan bin er tasarrufedilmiştir." Levhaya yanlışlıkla dekoer hattı di- ye yazılan dekovil hattı, karargâh bö- lüğünde çalışan erierin çalıştınlma- sıylagerçekteştiriliyor. Gerekli malze- me ise Izmir Demiryollan'ndan hibe olarak gönderiliyor. Bu işin maliyeti ise yine bu levhada 800 milyar lira olarak gözüküyor. Daha önce el ara- balanylataşınan yemekler, şimdi ray- lar üzerinde giden iki araçla taşınıyor. Alayda söylendığine göre değişen bir şey yok, hem de harcanan 800 mil- yar liraya rağmen. Aktüel muhabiri Tuncay Opçin'in yaptığı araştırmaya göre, böyle bir dekovilin yapımının maliyeti, malze- me ve işçilik büyük ölçüde parasız olduğu için olsa olsa 30 milyar civa- nnda olabilir. 30 milyar nerede, 800 milyar nerede? Veli Küçük'ün ve Cafer Çağla- yan'ın hizmetleri dekoville bitrniyor, tugay içinde sorgulamalar, JİTEM usulü ifadealmalarsürüyor. "Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü" üzerine fedakârlıklan devam ediyor, ta ki bu ağustosta emekli olana ka- dar. Şimdi emekliler; Veli Küçük'ün ne yapacağını merak ediyorum. Bel- ki de Fevzi Bir'ın başkanlığını yaptı- ğı öz Sahrayıceditspor takımına yö- netici olur, kim bilir? Cafer Çağlayan da müteahhitliğe başlayabilir. Kendi- lerine bundan sonraki emeklilik ya- şamlannda başanlar diliyor, hizmet- lerinedevam edeceklerine olan inan- cımızı dile getiriyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle