Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2000 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGIJIV
ALİ StRMEN
Babalar ve Çocuklar
Sevgili,
Aziz Nesin'in eşsiz oyunu "Biraz Gelirmisi-
niz?"\r\ başkahramanı Mate Usta, sesini ancak
bazılannın duyabildiği; hamervahın, hödüğün,
kulağının almadığı, supi adlı birnefesli çalgının
yapım üstadıdır.
Mate Usta para için satmaz supilerini; hatta
bir keresinde, bunlann renklerini çok beğenip
hepsini birden almak için servet öneren zengi-
nin, onlan paımaklık olarak kullanacağını öğre-
nince kovar adamı.
0 kendini supiye adamıştır ve bu harikulade,
büyülü alette yeni bir perde bulmuştur.
Ne var ki çoluk çocuk yoksulluk içinde yaşar-
lar.
Nitekim oyunun bir yerinde Mate Usta şöyle
der
- lyi bir baba ve eş olmayabilirim, öyle anıl-
mayacağım, ama ben hep supide yeni bir per-
de bulmuş olan kişi olarak anılacağım, öyle ge-
çeceğim tarihe.
Kendini işine, toplumsal davalara adamış
olan insanlann ahlakı beni hep düşündürmüş-
tür.
Bütün insanlığı, kadınları ve çocuklarıyla dü-
şünerek yola çıkan insan, bu arada kendi eşini
ve çocuğunu nice sıkıntının içine atarken haklı
mıdır?
Bu nasıl bir etiktir ki, "bütün insanlık" derken,
kendi yükümlülüğünde olanları sıkıntıya itmek-
tedir?
Hem sonra ona insanlığın davavekili olmaye-
kâletini kim vermiştir?
Acaba büyük iyilik, sonsuz özveri denen şey,
gerçekte onulmaz bir bencillik midir?
Hangi peygambere Tanrı, "Sen insanlığı dü-
şünürken, evlad-ı ayalini ihmal etsen de olur"
demiştir ki?
Kutsal inanca göre Tann, Ibrahim Peygam-
ber'in, oğlunu kendisine dahi kurban etmesini
kabul etmeyerek koçu göndermedi mi?
•••
Her neyse Sevgili, belki de konu güncelliğini
yitirmiştir.
Artık kimse, kendini ya da yakınlannı feda et-
miyor topluma ya da kutsal inançlanna.
Ibrahim, oğlunu kurban etmeye hazırdı. Nec-
mettin'in oğlu Fatih ise Mercedes'te tehlike
saçtı yıllar boyu.
Devran değişti.
Şimdi öncelik, "ben" ile "benim olan "da.
Bu yılın ilk dört ayında 238 trafık kazasının
meydana geldiği Bağdat Caddesi'ndeki, Cem
Teoman'ın ölümüyle sonuçlanan son trafik ci-
nayetine bak!
••• '* *
Içkili olarak caddede yanşırken kaldınmda
yürüyen Cem Polat'ı öldüren, 17 yaşındaki, eh-
liyetsiz Cüneyt Gözen'ın babası Zafer Gözen,
oğluna Polo arabasını verme nedenini nasıl
açıklıyor biliyor musun?
- Üzülmesin diye verdim. Üzülünce burnu ka-
nıyor da...
Işte şimdi böyle bir dünyada yaşıyoruz: "Bi-
rilerinin oğlu ölse de, bir hayat sönse de zarar
yok! Benim oğlumun burnu kanamasın da...
Mademkien büyük benim; benim oğlum, be-
nim kanm, benim kızım da en büyüktür."
Onlann öyle öncelikleri vardır ki gerekirse baş-
kalan onlar uğruna can bile verebilirler.
Evet, böyle bir dünyada yaşıyoruz; hem de
resmen, çünkü devlet ve yasalar da cevaz ve-
riyorlar buna. Nitekim, katl eylemi için sokağa
çıkıp direksiyona geçemediğinde üzüntüden
burnu kanayacak kadar hassas bünyeli olan
katil, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıra-
kılabiliyor.
Eh, Bağdat Caddesi'nde yanşlar, durmadan
can alarak sürüp gittiğine göre, düzen de "En
büyük oğlan benim oğlum, başka büyük yok"
diyenlerin bekçiliğinden başka bir şey yapmı-
yor.
Biz de oturmuş, buradan, kendini topluma
adayanlann etiğini sorguluyoruz.
Ne enayilik değil mi? Ama merak etme Sev-
gili, bu gazetenin okurian arasında böyle ena-
yiler çok.
Onlar, özveri olarak niteledikleri davranışlan
için bu deyimi kullandığımdan dolayı beni affet-
sinler.
Ne yapalım?> "dinozorluktan kurtulup post-
modemliğe söyunarak küreselleşmeye çalışı-
yoruz. ^» * r -*w~'. .'••'-t.'v »•>-
CHP PM üyesi Fatma Çakır
'Ftipi, insan
haklarına ay/an'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Parti
Meclisi üyesı Fatma Ça-
kır, F tipi cezaevlennin
"Terörle Mücadele Ya-
sası'na uygun", ancak
çağdaş ınfaz hukuku ve
insan haklarına aykın
olduğunu söyledi.
Çağdaş dünyanın F ti-
pi uygulamasını terk et-
tiğini belirten Çakır,
"Çeşhti kuruluşlara gez-
dirilen Ftipicezaevlerin-
de ortaçağda kalmış ol-
masıgereken soyudama-
tecrit sisteminin uygula-
nacağı. gerek yasanın H-
gili maddelerinden, ge-
rek bu cezaevlerinin inşa
tarzından anlaşılmakta-
dn-" dedi.
CHP PM üyesi Çakır,
yaptığı yazılı açıklama-
da, F tipi cezaevlerinin
dayanağımn hukuka ay-
kın olduğunu savundu.
Mevcut "koğuş sisteıni-
nin" de uluslararası
standartlara uygun ol-
madığını kaydeden Ça-
kır, "Koğuş sisteminin
alternatifi F tipi olma-
mabdır. Secenek,oda sis-
temli ve ortak yaşam
alanh cezaevleri ounan-
dır" görüşüne yer verdi.
Uluslararası standartlar-
da oda sisteminin temel
özelliğınin bireye yalnız
kalabilme olanağı sağla-
ması olduğunu aktaran
Çakır, hükümete de bir
an önce "ayrunsız genel
afçtkanlması" çağnsın-
da bulundu.
17 Eylül'de, Altan Öymen'in de katılacağı birinci olağan genel kurulda federasyonlaşma karan alınacak
CHP Avrapa'da örgüdeniyorBARIŞDOSTER
CHP, Avrupa'da
federasyon
şeklinde
örgütlenecek. CHP
Avrupa Destekleme Derneği
Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi An"
Rıza Gülçiçek, 17 Eylül tarihinde,
Genel Başkan Altan Öymen'in de
katılacağı birinci olağan genel
kurulda federasyonlaşma karan
alacaklannı, bunun için her türlü
altyapıyı oluşturduklannı söyledi.
Federasyonun Avrupa'daki
Altan Öymen
• Federasyonla amaçlananlar: Partiyi Avrupa'daki demokrat, laik, Atatürkçü, solcu,
sosyal demokrat, cumhuriyetçi insanlann çekım merkezi haline getirmek. Partinin sesini
duyurmak. Türkiye için lobi çalışmalan yapmak. Türkiye'deki seçimlerde oy kullanan
seçmenleri parti çalışmalan hakkında bilgilendirmek.
demokrat, laik, Atatürkçü, solcu,
sosyal demokrat, cumhunyetçı
insanlann çekım merkezi olacağını,
partinin sesini duyuracağını,
Türkiye için lobi çalışmalan
yapacağını, Türkiye'deki seçimlerde
oy kullanan seçmenleri parti
çalışmalan hakkında
bilgilendireceğini ve Türklerin
seslerini daha etkın biçimde
duyunnalan için Avrupa sıyasetinde
baskı grubu olacağını söyleyen Ali
Rıza Gülçiçek, "Merkezimiz
Almaaya'da Köln'de bulunuyor.
Kısa süre içinde Beiçika, HoIIanda,
Fransa, tngütere, Avusturya ve
tsviçre'de de örgütleneceğiz'' dedi.
Depremden sonra 25 ton yardım
malzemesi yolladıklannı, 100
depremzede ailenin Alman ve
gurbetçı ailelerle kardeş aile
olmasıru sağlayarak sorunlannı
azaltmaya çalıştıklannı, deprem
bölgesindeki okullar için malzeme
topladıklannı söyleyen Gülçiçek,
düzenledıklen paneller, toplanölar
ve konferanslarla da özellikle
'Çe/dşmeleri
göz ardı ettim'
Istanbul Haber Servisi- CHP Genel
Başkanı Altan Öymen, CHP'nin
geçmişte "birbiriyle fazlasıyla
uğraşanlann partisi" gibi göründüğünü
belirterek, "Kendi biriiğimizi, dayanışma
içinde olmamız gerektiğini
unutmavalım" dedi.
Öymen, tstanbul ll Başkanı Mehmet
Böhlk, tstanbul II Eğitim Sekreteri
Deniz Tansi, II Yönetim Kurulu Üyesi
Bahtiyar Kuru ve partinin tstanbul'daki
24 ilçe başkanı, CHP Adalar llçe
örgütü'nün konuğu olarak önceki gün
Büyükada'daki parti binasında bir araya
gelip ardından Mılano Restaurant'ta
akşam yemeği yediler.
Eski atişkanhklar_
Partililere seslenen öymen, parti içinde
eski alışkanlıklann tekran nıteliğınde
olaylann yaşandığını ifade ederek,
"Bunu açıkça gözardı ettim. CHP
kamuoyunda 15 aydır birfoirine girmiş
bir parti olarak görünmedl Bu işler
haddini aşarsa, söyleyebUeceğim şeyler
oiduğunu düşünüyonım" dedi. CHP'run
iktidar adayıolacağına inandığını
vurgulayan Oymen. "Türkiye'de
yobuzluklar doğru dürüst takip
edihniyor. Yolsuzhık enflasyonu var.
Türkiye'yi yobuzhıklardan anndınlmış
bir ûlke haline getinneKyiz" dedi. 30
Eylül'de yapılacak tüzük kurultayuun
bayram havası içinde geçmesi
gerektiğini söyleyen Oymen, kurultay
sonrası parti içindeki yapılanmanın
büyük ölçüde tamamlanacağmı belirtti.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
tomM
mmsm
F tipi cezaevlerini protesto eden göstericilere polis bu hafta da hoşgörü göstermedi
50 eylemciye yine dayaklı gözalütstanbul Haber Merkezi - Galatasa-
ray'da tutuklu ve hükümlü yakınlannca
yapdmak istenen F tipi cezaevlerini pro-
testo gösterisi, polisin sert müdahalesi
ile karşılaştı. Göstericileri yerlerde sü-
rükleyerek otobüslere bindiren gjüvenlik
güçleri 50 kişiyi gözaltına aldı. Umrani-
ye'de EMEP, HADEP, ÖDP, SÎP ve Bir-
lik Halk evi ve tşçi gazetesince yapılmak
istenen basın açıklaması da polis tarafin-
dan engellendi. Güvenlik güçleri, 3'ü ka-
dın olmak üzere 15 kişiyi gözaltına aldı.
F tipi cezaevlerine karşı Umraniye Bir-
liği adı altında örgütlenen parti ve sivil
toplum örgütlerinin Umraniye'deki İG-
DAŞ Anadolu yakası binası önünde ger-
çekleştirmek istedikleri basın açıklama-
sı, grup üyelerinin HADEP ilçe merke-
zinden ahnarak panzerlere ve polis oto-
lannabindiribnesi ile engellendi. "Höc-
re ölümdür" sloganı atan göstericiler,
polisin sert biçimde engellemesi ile kar-
şılaşu"ken polisle açıklama yapmak iste-
yenler arasındaki yaşanan itiş-kakış ve
tartışma yaklaşık 15 dakika sürdü. Şid-
detli yağış altında polis, aralannda ÖDP
Umraniye tlçe Başkanı Hikmet Akçi-
çek'in de bulunduğu 15 kişiyi gözaltına
aldı.
Ankara'da IHD eylemi
İnsan Haklan Derneği (ÎHD) üyeleri,
3 hafta önce başlattıklan "Srj-ah Eyfem"
etkinlikleri kapsamında F tipi cezaevle-
rini dün Kızılay Meydanı'na siyah bo-
yayladaire içinde "F^ harfi yazarak pro-
testo ettiler. Bir tHD üyesi çan çalarken
eylemciler, "Çanlar Idmin için çabyor"
diye bağırdılar. Hücre tipi cezaevini
u
in-
san doğasına aykm" bulduklannı söyle-
yen İHD Ankara Şubesı üyesı Saadet Er-
dem, "Hücre tipi cezaevlerinin inşaaü
durdurubnalı vehücretipi cezaevi proje-
sinden vazgeçilmelidir" dedj. Polisle ya-
şanan kısa süreli gergınliğın ardından
grup dağıldı.
İstiklal Caddesi'ni çelik >elekli ve Kalaşnikoflu Çevik Kuvvet Şube Mü-
düriüğü ekipleri ile "kontrol altma" alan. bihalanntepesine yeıieştirilen
keskin nişancüarile "güvenUği'' sağla>an tstanbulpolisi,yurttaşlann ol-
duğu kadar rurisüerin de "ügjsini" çekti. (ALPER TURGUT)
gençleri eğitmeyi. dayanışma
duygusunu güçlendınneyı
amaçladıklannı söyledi. Avnıpa'da
şeriatçı ve faşist örgütlenmelerin
oldukça güçlü ve yaygın olduklanna
dikkat çeken Gülçiçek. Atatürk ilke
ve devrimlerine yürekten bağh, laik
cumhuriyet konusunda ödünsüz,
altıoku kıskançlıkla savunan, solun
evrensel değerlerini içselleştirmiş
bir CHP'nin iktidar olması halinde
hem Türkiye'nin sorunlannın
çözüleceğini hem de uluslararası
ilişkilerdeki saygınlığının artacağını
ifade etti.
25 sivil toplum örgütü
İnsan haklan
sanatyoluyla
anlatılacak
BARIŞDOSTER
İnsan haklan bilincinın toplumda
yayguılaştınhnası ve bu alandaki ih-
lallerin önlenmesi için bir araya gelen
sivil toplum örgütlen, "İnsan haklan
küMrünün sanatla benimsetilmesi"
amacıyla "Insan Haklan 2000" baş-
lıklıbirproje hazırladılar. Projenin 10-
13 Aralık tarihleri arasında Istanbul 'da
gerçekleştirileceği belirtildi.
Aralannda, DİSK, Istanbul Barosu,
Nâzım Hikmet Vakfi, Edebiyatçılar
Derneği, tnsan Haklan Vakfi, İnsan
Haklan Derneği, MimarlarOdası, Ru-
hi Su Vakfi, Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti, Uluslararası Plastik Sanatlar
Dernegi, PEN Yazarlar Derneği, Be-
yaz Nokta Vakfi, Kadının insan Hak-
lan Projesi ve Türkiye Yazarlar Sen-
dikası'nuı da bulunduğu 25 sivil top-
lum örgütü ve meslek odası, insan
haklan kavramının sanat etkinlikleri
aracıhğıyla yaygınlaştınlması için ha-
zırladıklan "tnsanHaklan2000" pro-
jesini yaşama geçırebilmek için çalış-
malara başladılar. Düzenleme kurulu
sözcülüğünü CHP Parti Meclisi Üye-
si Ercan Karakaş'ın, eşgüdümünü
'Sosyal Demokrası Vakn'ndan Aydhn
Cmgı ve ErolKızılehna'mn, proje ko-
ordinatörlüğünü ise Cumlnırîyet ya-
zan Vecdi Sajiır'ın üstlendiği proje-
nin, insan haklan temasını işleyen sa-
nat yapıtlannm üretilmesini özendir-
meyi amaçladığı belirtildi.
Diyarbakır
HADEP'in
mitingine
izin verilmedi
DtYARBAKIR (CumhuriyetBüro-
su)-HADEP'in 1 Eylül Dünya Banş
Günüetkinlikleri kapsamında gerçek-
leştinnek istediği "Banş MMngi"ne
"kamu güveıüiğinin tehlikeye dûşece-
ği" gerekçesıyle Diyarbakır'da izin ve-
rilmedi. HADEP Diyarbakır Örgütü,
"Banş Mitingi''ne katılmalan için
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'e, Başbakan BûlentEcevit'e, MHP
liden Devlet Bahçeli'ye, siyasi parti
genel başkanlan ilebölge milletvekil-
lerine davetiyeler göndermişti. HA-
DEP'in Istanbul, Mersin, Van ve Izmir
ile 2 Eylül'de de Ankara'da gerçekleş-
tireceği mitinglerin başvurulanna da
ilgüi valiliklerden yanıt gehnedi.
HADEP Diyarbakır Kadın Kollan
ise ilk kez "KadınDayanışmaŞöteni"
düzenledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Tuğgeneral Veli Küçük. Abdullah
Çath'nın cep telefonu arkadaşıydı.
Başka ne gibi arkadaşlıklan olduğu-
nu ise bir türlü öğrenemedik, çunkü
kendisi hakkında Genelkurmay so-
ruşturma açılmasına izin vermedi.
Susurluk'un bir ayağı da bu neden-
le karanlıkta kaldı. Genelkurmay yet-
kilileriyle o dönemde yaptığımız söy-
leşilerde Veli Küçük'ü sorduk. Neden
soruşturma izni vermediklerini öğ-
renmek istedik. "Biz gereken sonış-
turmayıyaptık ve mahkeme edilme-
sine gerek olmadığına karar verdik"
dediler. Eh! Bu noktadan sonra bir
şey yapabilmek mümkün değildi.
Cafer Çağlayan'ın adını unutmuş
olabilirsiniz. Unuttuysanız, bugünler-
de gazetelerde yer alan bir haber-
den hatırlamanız için ipuçlannı göre-
bilirsiniz. Cafer Çağlayan, bundan
yıllar önce Güneydoğu'da Yeşilyurt
köylülerine bok yedirmişti. O zaman
binbaşıydı. Cafer Çağlayan'ın yap-
tıklan nedeniyle Türkiye, Avrupa İn-
san Haklan Mahkemesi'nde hüküm
grydi. Kendisi de Tûrkiye'de yargıla-
nıp cezalandınldı.
Bu ilişkileri nedeniyle Veli Küçük ve
Cafer Çağlayan'ın başına birşey gel-
medi, ordudaki görevlerine devam
Veli Küçük ve Cafer Çağlayan
ettiler, terfi edip yükseldiler. Bu duru-
mu anlamakta güçlük çektiğimizi çe-
şitli vesilelerle dile getirdik. Benzer
olaylan 12 Mart'tan bu yana yaşıyo-
ruz. Örneğin 1970 yılında Dr. Teğmen
Necdet Güçlü'yü, Ülkü Ocaklan Ge-
nel Başkanı Ibrahim Doğan, Hacet-
tepe Üniversitesi önünde silahla öl-
dürmüştü. Şu anda TBMM'de Kulak
Burun Boğaz Uzmanı olarak görev
yapan Ibrahim Doğan, bu cinayetten
mahkûm oldu. Ibrahim Doğan'ın bu
cinayette kullandığı silah ise yine bir
ordu mensubuna aitti. Sevgili Uğur
Mumcu'nun defalarca ismini yazdı-
ğı, silahının numarasını verdiği ikı ki-
şi vardı; Teğmen Fehmi Aftınbilek
ve Teğmen Mustafa llerisoy. Ibra-
him Doğan'ın evinde yapılan arama-
da bu teğmenlerin olayda kullanılan
silahları bulunmuştu.
Fehmi Altınbilek hakkında bu olay
nedeniyle soruşturma açılıp açılma-
dığını bile bilmiyoruz. Ancak Necdet
Güçlü'nün öldürülmesi dosyasında
adı ve silahı defalarca kayıtlara geç-
ti. Fehmi Altınbilek, sonraki yıllarda
ordunun çeşitii kademelerinde gö-
rev yaparken karşımıza çıktı. Ibra-
him Kaypakkaya'nın yakalanması
ve öldürülmesinde, kamuoyunayan-
sıyan bazı baskılar nedeniyle ismini
duyduk. Birkaçyıl evvel ise Şırnak'ta
alay komutantydı. Şimdi nerede, bil-
miyoruz. Mustafa llerisoy'un hangi
kademeye kadar yükseldiğini de öğ-
renemedik.
Arşivde, benzer soru işaretleriyle
dolu başka isimler ve olaylar da var,
ancak bugünkü yazının konusu bu
değil. Yazımızın konusu, Veli Küçük
ve Cafer Çağlayan'ın son görev yer-
leri olan Çanakkale'de yaptıklanna
ilişkin. Bu iki bildik isim, kaderin bir
cilvesi, Çanakkale'de bir araya gel-
diler. Bu ağustos ayında da biıiikte
emekli oldular. Emekli olmadan yap-
tıklan ise yine gazetelere haber ola-
cak kadar ilginçti.
Aktüel dergisi muhabiri Tuncay
Opçin, bir tesadüf, kısa dönem as-
keriiğini Çanakkale'de yapınca, bu
ikilinin hizmetlerini öğrenmek olana-
ğını buldu. BöyleceÇatlı'nın "telefon
arkadaşı" Küçük'le, "bok yediren"
Çağlayan'ın bu yeteneklerinin dışın-
da başka yetenekleri olduğu da or-
taya çıktı. Veli Küçük, 1999 yılı için-
de komutanlığını yaptığı Çanakkale
116. Jandarma Er Eğitim Alayı'nın
yemekhanesiyle mutfağı arasına 264
metrelik bir dekovil hattı döşenmesi
için çalışmalara başladı.
20 Ocak 2000 tarihinde Küçük, bu
dekovil hattını hizmete açtı. Daha
sonra kendisi Bilecik'etayin oldu. O-
nun yaptığı eseri kullanmak ise Ca-
fer Çağlayan'a nasip oldu. Bu deko-
vil hattının yanına ise şu levha asıldı:
"Bu hat, Ikinci Jandarma Er Eğitim
TugayKomutanı Tuğgeneral VeliKü-
çük'ün projelendirmesi ve şahsi gi-
rişimleri ile Izmir Devlet Demiryolla-
n Üçüncü Bölge Müdüriüğü'neyap-
tınlmaksuretiyle hizmete sunulmuş-
tur. Bu dekoer hattı ile günde kara-
vana hizmetlerinde kullanılan bin er
tasarrufedilmiştir."
Levhaya yanlışlıkla dekoer hattı di-
ye yazılan dekovil hattı, karargâh bö-
lüğünde çalışan erierin çalıştınlma-
sıylagerçekteştiriliyor. Gerekli malze-
me ise Izmir Demiryollan'ndan hibe
olarak gönderiliyor. Bu işin maliyeti
ise yine bu levhada 800 milyar lira
olarak gözüküyor. Daha önce el ara-
balanylataşınan yemekler, şimdi ray-
lar üzerinde giden iki araçla taşınıyor.
Alayda söylendığine göre değişen bir
şey yok, hem de harcanan 800 mil-
yar liraya rağmen.
Aktüel muhabiri Tuncay Opçin'in
yaptığı araştırmaya göre, böyle bir
dekovilin yapımının maliyeti, malze-
me ve işçilik büyük ölçüde parasız
olduğu için olsa olsa 30 milyar civa-
nnda olabilir. 30 milyar nerede, 800
milyar nerede?
Veli Küçük'ün ve Cafer Çağla-
yan'ın hizmetleri dekoville bitrniyor,
tugay içinde sorgulamalar, JİTEM
usulü ifadealmalarsürüyor. "Vatanın
ve milletin bölünmez bütünlüğü"
üzerine fedakârlıklan devam ediyor,
ta ki bu ağustosta emekli olana ka-
dar. Şimdi emekliler; Veli Küçük'ün
ne yapacağını merak ediyorum. Bel-
ki de Fevzi Bir'ın başkanlığını yaptı-
ğı öz Sahrayıceditspor takımına yö-
netici olur, kim bilir? Cafer Çağlayan
da müteahhitliğe başlayabilir. Kendi-
lerine bundan sonraki emeklilik ya-
şamlannda başanlar diliyor, hizmet-
lerinedevam edeceklerine olan inan-
cımızı dile getiriyoruz.