Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14- .AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Öymen: Herkes
atfay olabilir
• NEVŞEHtR
(Cumhuriyet)-CHP
Merkez Yürütme
Kunılu'nun Ürgûp'teki
toplantısına başkanlık
eden Genel Başkan Altan
Öymen, gazetecilerin
Deniz Baykal'ın genel
başkanlığa aday olacağına
ilişkin iddialan sorması
üzerine CHP'de herkesin
her mevki için aday
olabileceğini söyledi.
Öymen,
"Kurultay için önümüzde
bir hayli zaman var. Bu
süreçte bazı
arkadaşlarımız çeşitli
mevkiler için aday olabilir.
bunu son derece doğal
karşılamak gerekir. Bu
kişilerin de göreve
gelmesi kurultay
delegelerimizin takdiriyle
gerçekleşir. Bu
arkadaşlanmızın aday
olacaklan mevkiler için
şanslan ne olur, onu şu
anda bilmek son
derece zor" diye konuştu.
DBP'H Koçoğlu
öldü
• ANKARA(AA)-
Demokrasi ve Banş Partisi
(DBP) Genel Başkan
Yardımcısı Yavuz Koçoğlu
(49), Ankara-Istanbul
karayolunda bir otobüsle
bir TIR'ın çarpışması
sonucu meydana gelen
trafik kazasında vefat etti.
Koçoğlu'nun cenazesi,
dün parti genel merkezi
önünde yapılan törenin
ardından Manisa'nın
Alaşehir ilçesine
gönderildi.
Hacıbektaş Vefi
törenteri
• NEVŞEHÎR
(Cumhuriyet)-
Nevşehir'in Hacıbektaş
llçesi'nde 16-18 Ağustos
günleri arasında
düzenlenecek 37. Ulusal,
11. Uluslararası
Hacıbektaş Veli Anma
Kültür ve Sanat
Etkinlikleri için
hazırlıklann tamamlandıgı
bildirildi. Hacıbektaş
Belediye Başkanı Mustafa
Özcivan, Başbakan Bülent
Ecevit'in de 15 Ağustos
Salı günü Hacıbektaş'a
geleceğini ve kendi evinde
kalacağını belirtti.
Özcivan, törenlere
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'ın
katılamayacağını, 9.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ve çok sayıda
bakanın katılacağını
bildirdiğini söyledi.
Enterppise
I tstanbul Haber Servisi -
Bahama bandıralı SG
Enterprise gemisi,
lstanbul Boğazı'ndan
transit geçişe başladı.
Hava koşullannın uygun
olmaması nedeniyle bir
sûredir Rumelifeneri
açıklannda bekletilen 312
metrelik geminin geçişi
sırasında lstanbul Boğazı
trafığe kapatıldı.
Tarihi eser
kaçakçılıgı
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Mardin'ın Midyat
ilçesindeki îstanbul
Kuyumculuk'ta
Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü
Malı Şube ekiplerinin
yapüğı operasyonda tarihi
eser kaçakçılıgı yaptığı
belirlenen Sabri Sayacı
suçüstü yakalandı.
Sayacı'nın ev ve işyerinde
yapılan aramada piyasa
degeri 50 milyar lirayı
aşaE 131 adet tarihi eser
ele geçirildi.
Cumhurbaşkanı ile Çankaya'daki görüşmemizde 'hukuk ve demokrasi okulunda' gibiydik
Sezer, ziyaretçflere de
6
ders' veriyor
OKTAYEKİNCÎ
"Tfcari kazancı ön planda tutan, yapımn estetik ve
sağlamhk boyutumı gözarth eden, mesİeki bügfleri ye-
tersiz uygulamacüarın rahat hareket alanlan bulma-
lannın olumsuz sonuçlannı ne yazıkki ulus olarak bü-
yük bedeOerle ödemekteyiz™"
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in imzasını
taşıyan bu satırlar, 1 Temmuz 2000 günü Ankara'da
yapılan "7. Ulusal Mimarük Sergisi ve Ödülleri" tö-
renine gönderdiği kutlama mesajında yer alıyordu.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehro-
zoğlu'nun Cumhurbaşkanı'nı da temsilen katıldığı
törende, aynı mesajın en çok alkış toplayan diğer bir
paragrafı ise aynen şöyleydi:
"Bütün bunlann yanı sıra imar aflan, yasalara kar-
şı işlenen suçlann bağışlanması, eski eser ve çevre ko-
ruma yasalannı değiştiren kararnameler, yaşam ala-
mmmia kapanması zor, büyük varalar açnuştm.."
O gün Mimarlar Odası yöneticileri, 1950'lerden bu
yana bir cumhurbaşkanından "ük kez" kendi görüş-
lerine böylesine "koşut" bir mesajı almış olmanın
coşkusunu yaşarken törende bulunan mimarlar da yi-
ne aynı coşkuyu neredeyse yine "50yıkJır" hasret ka-
hnan şu değerlendirmeyi dinlerken paylaşölar:
"Toplumlann düşünce ve eğüimlerinin bir yapı sa-
naü olan mimariye yansımasında o ülkenin toplum-
sal y apısının, kurumlannın, tarihi ve coğrafyasuun et-
kisi bûyüktür. (_.) Mimarinin diğer sanatlara oranla
insanlaruı daha çok iç içe yaşadığı bir sanat olduğu,
zamanla unutulmuştur.J'
Görüşme mi, 'dertieşme' mi?..
9 Ağustos 2000 Çarşamba günü işte bu mesaj hâ-
lâ belleğimizdeyken randevu saatini bekleyip Çanka-
ya'nm yokuşunu çıkmaya başladığımızda, az sonra
gerçekleşecekziyarette "derdimizinasılanlatabilece-
gimirin" de kaygısını taşıyoruz.
Çünkü yine bu mesaj gösteriyor ki Sezer aslında
"derdimizi" en az bizler kadar, belki de "daha iyi"
biliyor...
Dahası. örneğin kendisine "serzenişte" bulunaca-
ğımız ve "Çanakkale Tarih Milli Parkı ve Dünya Ba-
nş ParkT ile "Boğaziçi SİT alanınT, buralarla ilgili
yasalan "geçersiz" kılarak "radar kuleleri tahribab-
na" teslim eden "602 sayüı kanun hükmünde karar-
namenin" bile yine kendi ıfadesıyle "eski eser ve çev-
re konuna yasalannı değistirerek, yasam alanımızda
kapanması zor, bü>ük yarâlar açdğmı" da bizim zor
dile getirebileceğimiz bir açıklıkta zaten önceden vur-
guluyor...
Hele, yapı denetimini "sermaye şirkenerine" dev-
reden 595 sayüı KHKyle ılgılı itırazlanmızı sunma-
ya hazırlanırken, aynı şekilde karşımızda bu kez de
"ticari kazancı ön planda tutan uygulamacılann ya-
ratügj oiumsuz sonuçlardan" -yine bizim gibi- "ya-
• Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, sadece memurlarla ilgili KHK'den değil, son
aylarda imzaladığı diğer KHK'lerden de rahatsız. Çünkü bu yasalann önceden ilgili tüm
kesimlerce tartışıhnasım istiyor. Ne var ki başta "milletvekilleri" olmak üzere asıl
sorumlular hep "sustukça", Sezer de bu duyarlıhğında adeta "yalnız" kalıyor...
kman" bir cumhurbaşkanının bulunduğunu görerek
konuşmak için acaba hangi sözcükleri seçmek gere-
kiyor?..
İşte böylesi bir "sınavı" göğüslemek üzere tam
randevu saatimizde Cumhurbaşkanı Sezer'in kabul
salonuna girip elini sıkarak büyük masanın başına
oturduğumuzda, bizi ilk "rahatlatan* tavnnm "gü-
kç yüzü" ve "sevecen" bakışlan olduğunu söyleme-
liyim.
Mimarlar Odası'nın Merkez Yönetim Kurulu
(MYK) üyelerini tanıtırken aynı bakışla hepimize
"Hoş geldiniz" deyıp "27 bin üyenizvar, değü mi" di-
ye sorarak bu görüşme için "dersuüçahşüğun" da be-
lirtmesı, konuşmanın bundan sonra zaten hep "içten-
UkH bir söyleşj" şeklinde geçmesine yeterli oluyor bi-
le...
Ömeğin, Zeugmakonusunda kendisine yaptığımız
ilk başvuruyu "en kritik" günlerde hemen devreye
soktuğu için "teşekkürkrimizi'" sunarken, aslında sa-
dece Birecik Baraj Gölü havzasında değil, Edirne'den
Kars'a kadar "tüm ülkedeki" tarih, kültür ve doğa mi-
rasının "aynıduyarsızhk" nedeniyle "zordurumda"
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
^ YER YgrUTKiÜ Otm/A &&M...
olduğunu belirtmemiz, bir şikâyet değil, sanki karşı-
hklı bir "dertkşme" gibi geçiyor...
Benzer şekilde, yine omesajındaki "Mimarhğmes-
tetiği ve saglamhgı biıükte gözeten bir yapı sanatı ol-
duğu zamanla unurulmuştur" şeklindekı "üzülerek"
dile getirdiği saptamanın da son aylarda kendi imza-
ladığı KHK"lerde bile mimarlığm daha da dışlanarak
"devam etngini'' belirttiğimizde ise aynı dertleşme-
yi bu kez bir "hukuk ve demokrasi dersine" dönüş-
türerek şöyle konuşuyor:
"tşte son KHK tarüşmasmda da (memurlar hk.) bu
dunım var. Eğer şündi şikâyet ettiğiniz KHK'ler ya-
sa olarak düzenlenseydi, konunun asıl sahipleri olan
sizkr de görüşlerinizi TBNLM'deki yasama sürecine
taşıyabüir, açık vedemokratikortamda katkmızı yap-
ma olanağım bulabilirdiniz...'"
Bu sözleriyle KHK'lerden önce kendisini de zor du-
rumda brraktığını gizlemediği "yasa yerine KHK"
politikasının temel sorun olduğunu "öğreten" Cum-
hurbaşkanı Sezer, 4 yıllık mimarlık eğitiminden son-
ra "meslekiyetkT edinilebilmesi için Mimarlar Oda-
sı'nm 2 yıllık staj önerisini "5yülıkstaj" şeklinde ya-
salaştıran "601 sayüı KHK"ye yönelik eleştirimizi de
aslmda "YÖK'ûn ve ûniversitelerin söylemeleri gere-
ken" bir şekilde şöyle degerlendiriyor:
"Bu da KHK'nin ilgili kesimlerden a\n düzenlen-
diğini gösteriyor. Eğer 4 yıllık egirim yetersizse, önce
eğitimi güçlendirmek gerekirdi. Şimdi yetersiz kabul
edilen eğhim. piyasadaki deneyirnle 5 >ıl bile olsa ta-
mamlanabilir mi; buna ünivcrsitelerie ve sizle görüş-
meden karar veren KHK tabü Id eleştiri konusu olur™"
Kria 'susanlar' yaratıyor
Cumhurbaşkanı Sezer'in yanından işte böylesine
içerikli ve "gûven verid" izlenimlerle aynlırken hem
Kayaköyü'nün "Dûnya Banş, Dostluk ve Mimarlık
Köyü" olması projemize, hem 2005 yılında İstan-
bul'daki 10 bin kişilik katıhm beklenen "Dûnya Mi-
mariık Kongresi" ev sahipliğimize hem de "Gelibo-
lu Dünya Banş Parkı" projesine, önceki dönemde de
Cumhurbaşkanlığf nca gösterilen ilgi ve desteğin
"daha da güçlü olarak süreceğini" anlıyor, seviniyo-
ruz.
Mimarlar Odası'na döndüğümüzde ise gazetelerin
manşetindeki "kararname krizini" bu kez artık şöy-
le yorumluyoruz: "Sahi, bir de sayılan 550'ye yakın
nüuetveküi var. Bunlar neden orta> a çıkıp' Durun ba-
kalun, biz de vanz, ikide bir Çankaya'ya KHK im-
zalatacaksanız bizim varlığımız ne işe yarayacak' di-
ye sesterini yükseltmiyorlar?_"
Evet... TBMM susuyor, YÖK susuyor, ünversite-
ler susuyor, milletvekilleri susuyor ve onlarla bera-
ber Cumhurbaşkanı'nın da "susması" ısteniyor...
İşte, "devlet krizi" denilen olayın "özü" bu...
Bunu öğrenebibnek için de Ahmet Necdet Sezer'le
yinm dakikaük "içtenlikH" bir görüşme yetiyor.^ (>J
'Iade gerekçesi' eklenen KHK bugün yeniden Cumhurbaşkanı Sezer'in onayına sunulacak
Olay kararname 2. kez Köşk'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet. Çankaya Köşkti ile "iple-
rin kopmasına" yol açan memurlar-
la ilgili kanun hükmünde kararname-
yi gerekçeleriyle bırlıkte bugün 2.
kez Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in onayına sunacak. Devlet
Bakanlan Şükrii Sina Gürel, Faruk
Bal ve Yüksel Yalova tarafmdan ha-
zırlanan ve "cumhurfoaşkanınınana-
yasal yetkilerinin de" anımsatıldığı
"iadegerekçesi" KHK'ye eklenerek
Sezere Uetilecek. MHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet
Bahçeti. Sezer'in kararnameyi imza-
layarak uygulamaya geçmesine kat-
kı sağlaması gerektiğini savunurken
Başbakan Bülent Ecevit'le yapması
gereken haftalık olağan görüşmeyi
ertelemesini de "yadırgadığuu" ifa-
de etti.
Hükümetin, "irticayla mücadele"
gerekçesiyle hazırladığı ve memur-
lann meslekten atıknasını kolaylaş-
tıran KHK nedeniyle hükümetle
Çankaya arasındaki kriz "sözdûeflo-
suna" dönüştü. Kararnameyi imzala-
ması için Sezer'e "sözlü baskı" ya-
pan hükümet ortaklannın bugün de
KHK'yi, iade gerekçeleriyle birlikte
yeniden Köşk'e göndermeleri bek-
leniyor. Sezer'in yakın çe\Tesine
"Kararnameyi imzalamak zorunda
değuim" dediği belirtilirken iktidar
ortaklan, Sezer'i hedef alan eleştiri-
lerini sürdürüyorlar.
MHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardrmcısı Devlet Bahçeli, Sezer'in
KHK'yi imzalayarak uygulamaya
geçmesine katkıda bulunması gerek-
tiğini belirtti. Kırşehir'de çeşitli ince-
lemelerde bulunan Bahçeli, gazete-
vu krizinde Başbakan'ı hakh buhı-
yor musunuz" sorusu üzerine de
Bahçeli şurüarı söyledi: "1980'Kyıl-
lardan bu yana saym başbakanlar, sa-
yıncumhurbaşkanlan Ûe haftadabu-
gün ülkenin meseleleri hakkında kar-
şthklı görüş aüş^erişinde bulunmak
için bir gelenek oluşturmuşlardır. Bu
gelenek hâlâ devam etmektedir. Per-
cinin, "kararnamenin imzalanma-
ması dunımunda çöpe atüacagı yo-
rumlannın yapddığuu" ifade etmesı
üzerine de Bahçeli, "Devletin hiçbir
evrakı çöpeaülmaz,öncebunu düzel-
tin" diyerek gazeteciye çıkıştı.
Dün bir basın toplantısı düzenle-
yen DYP Grup Başkanvekili Saffet
Ankan Bedük, Cumhurbaşkanhğı
Hükümet KHK'nin imzalanmasında ısrarlı, gözler Sezer'de. MHP
lideri Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Sezer'e sitem: 'Olağan görüşmesini
ertelemesini yadırgadım. Cumhurbaşkanı KHK'yi imzalayıp
uygulamaya katkıda bulunmalı'
cilerin sorulan üzerine, "Kanunen
böyle bir kararnamenin cumhurbaş-
kanı taranndan imzalanması gere-
kir" dedi. Bir gazetecinin, Başbakan
Ecevit'in, "tmzalamazsa devlette
kriz çıkar" sözlerini anımsatması
üzerine de Bahçeli, "Böyle bir dü-
şünceyi dahi dilfcndirmek doğnı de-
ğfl. Türkfye'nin istikrara ihtiyacı var.
Yapdması gereken birçok meselemiz
var, çözûm bekleyen sorunlar var.
Tûrkiye'vi krize yöneltebüeeek her-
hangi bir davTanıştan kaçuunak la-
zun" dedı. Bir gazetecinin, "Rande-
şembe günü bu görüşmeler yapü-
maktadır. Sayın Cumhurbaşkaıuinı-
zm, böyle bir gelenek haline dönfiş-
mü; ve ülke için çok yararh olduğu-
na inanHığımıy Ud kunımun başın-
dald insanlaruı bir araya gelerek de-
ğenendirmc yapma imkânı bulduk-
lan görüşmeyi ertelememesi lazundı.
Onun için yadırgadığunı ifade etmek
istiyonun" dedi. Bahçeli, Meclis'in
olağanüsrü toplarup toplanmayaca-
ğına ilişkin bir soru üzerine bunun bir
ileri aşama olduğunu ve daha sonra
düşünüleceğini ifade etti. Bir gazete-
makamını bir imza kurumu olarak
görmenin demokrasi ve anayasa ile
bağdaşmayacağuıı söyledi. Bedük,
"Kavgaa ve dayatmacı anlayışa sahip
olan hükümet her gün yapay birgün-
dem çıkanyor. Yeni bir olay çıkanla-
rak bir önceki olayın üzeri örtühne-
ye çahşüryor. Hükümet her başansız-
hğuu bir başkasuıa ihale ediyor" de-
di.
FP lideri Recai Kutan. hükümetin
üç ortağının büyük bir açmaz için-
de olduğunu, Cumhurbaşkanı'nı
KHK'yi imzalamaya zorlayarak,
kaybolan 'hibaıiannı' yeniden ka-
zanmaya çahştıklannı savundu. Ku-
tan, bir gazetecinin, "Cumhurbaş-
kanı jstifa ettirflmeye mi çahşüryor?"
şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Hayır. Ortada bir kriz var; bu
kriz Cumhurbaşkanı ve hükümet
arasmda değü, hükümet ile TBMM
arasındaki bir krizdir. TBMM'nin
ortaya koyduğu iradeye rağmen ta-
mamen farkh birtatbikat yapmakis-
tiyorlar. Bu meselede ahngan olması
gereken Cumhurbaşkanhğı maka-
mıdeğü,TBIVLM'dir."
Bu arada Milli Savunma Bakanı
Sabahartin Çakmakoğlu, KHK'nin
NecmettinErbakan'ın başbakan ol-
duğu dönemde Milli GüvenJik Ku-
rulu'nda alınmış kararlardan biri ol-
duğunu söyledi.
Eğitim-Sen Genel Basın Yayın
Sekreteri Nazun Alkaya da yaptığı
açıklamada, bölücü ve şeriatçı me-
murlann işten çıkanlmadığı şekJin-
deki savlann gerçeği yansıtmadığını
söyledi. Türkiye Kamu-Sen Genel
Başkanı ResulAkay ve Genel Eğitim
Sekreteri Ayhan Çivi taraftndan Baş-
bakan ve Başbakan yarduncılanna
gönderilen mektupta da; "KHKüze-
rmde yapılan tarbşmalann seyrinin
kaygı verici bir boyut kazandığı"
belirtildi.
ÎRMÎKIAYDEV ENGtN aengin@doruk.net.tr.
Eğer günün herhangi bir saatin-
de, hele geceyarısına doğru bizim
"Hukukçu- Yazıişleri Sonımlu Mü-
dürü" Fikret llkiz telefon ederse,
müjdesi o daha konuşmadan bel-
lidir: Savcı bir Tırmık'la ilgili soruş-
turma başlatmıştır; ifade vermek
üzere çağırmaktadır.
Telefon çaldı. Sesinden tanıdım;
o söylemeden sordum:
- Hangiyazı için, ne gün?..
Yanıt pek kestirmeydi:
- Bir değil iki yazı için. Biri F tipi
cezaevleri üstüne yazdığın "Adalet
Bakanlığı ve Tutuklular Hazır. Ya
Biz" başlıklı yazı. Öteki Ulucanlar
Cezaevi'ndeki cankınmı üstüne ya-
zılan "Vazgeçtim, Yazmıyorum"
başlıklısı için...
Vay be! Bu bir yenilik. Aynı anda
iki yazı için ha? Tek'lerine alışığız
da.. böyle "ikizsonışturma" ilk kez
oluyor. N'apalım.. kıdemli bir basın
sanığı olarak (gelecek yıl basın sa-
nıklığında 30. yıl jübilemi yapmayı
düşünüyorum) demek böylesini de
Alınmayan îfademi Takdim Ederim
görecekmişiz.
- Peki sağlık olsun.
Anlaşılan "müjde" bitmemiş. Ek-
ledi:
- Her iki yazı için de Adalet ba-
kanlığı ihbarda bulunup suç duyu-
rusu yapmış...
HoppalaaaaL
Belleğimi dipterine kadar yokla-
dım, bu uygulamanın benim mes-
lek yaşamımda bir benzerine rast-
lamadım. Adalet Bakanlığı işi sav-
cılara bırakmadan kollan sıvamış.
Acep bunun anlamı ne?
Acep F tipini ilkin bende mi de-
nemeye karar verdiler?
Yoksa bunca kıdeme rağmen
açık seçik bir halt yedim de, Türk
Ceza Yasası'nın ünlü 159. madde-
sini gerçekten mi ihlâl ettim?
Koskoca Adalet Bakanlığı yanıl-
mış olabilir mi? Bakan Hikmet Sa-
mi Türk koskoca hukuk profesörü.
Biryazıda suç olup olmadığını o bil-
meyecek de ben mi bileceğim?
Hay allah!
159 bu, şakaya gelmez.
Ne diyor?
Aşağı yukan şöyle:
"Hükümetin, devletin güvenlik
kuvvetlerinin, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin (....) manevi şahsiyetini
tahkir(=hakaret), terzil (=rezil etme)
ve tezyif (=zayıflatma) edenler bir
yıldan az olmamak üzere hapis ce-
zasına mahkûm edilirler. Suç basın
yoluyla işlendiği takdirde ceza teş-
diden (şiddetlendirilerek)yansı ka-
dar artınlır..."
En az bir buçuk yıldan başlıyor.
İkiz dava olduğuna göre eder -en
az- üç yıl...
Bir "^/?neeeee" daha!
İki yazıyı da istif edildikleri bilgi-
sayar belleğinden çekipönüme al-
dım. Kendimi savcı yerine koyup
başladım satır satır okumaya:
- Burda bir şey yok... Bu parag-
rafta da yok. Bu paragrafta?..
• Hımmmm... Bir kez daha okuyalım
hele... Yokcanım, bunda dabirşey
yok... Geç öteki paragrafa... Eee
yooook; bunda da yooook! Valla
yok, billa yok...
Birinci yazı bitti. Ondan kendime
tertemiz bir "beraat" verip ikinciye
geçtim.
O paragraf, bu paragraf, ondan
sonraki cümle, şu kelime, bu keli-
me... l-ıh... Temiz bu yazılar.
Öyleyse savcının lstanbul dışın-
da olduğum için almaya gerek gör-
mediği ifademi vermeliyim. Bakar-
sın Adalet Bakanlığı dikkate alır; al-
mazsa.. karşısına çıkacağım yargı-
cın işi kolaylaşır.
• • •
Adı, soyadı: Aydın Engin
Baba adı: Sadık.
Doğum Yeri ve yılı: Ödemiş,
1941.
Medeni hali: Evli, bir çocuklu.
Cumhuriyet gazetesinde çalışır,
Istanbul'da oturur.
Sabıkası: Yok
Soruldu: "Soruşturmaya konu
olan her iki yazıda da Türk Ceza
Kanunu'nun 159. maddesinin ihlâ-
li söz konusu değildir. Yazıların
içinden bazı cümlelerin alınarak
suç isnadında bulunulması huku-
kun genel ilkelerine ve Yargıtay'ın
çeşitli içtihatlanna aykındır. Yazıla-
nn bütününün esas alınması gere-
kir. Her iki yazıda da basının eleş-
tiri özgürlüğü çerçevesinde fikir
belirtilmiştir. Kovuşturmaya yer ol-
madığına karar verilmesini isterim "
dedi. Ifadesi okundu, "Ekleyecek
bir şeyim yoktur, ifade bana aittir"
dedi, imzası alınarak dosyasına ko-
nuldu.
Cumhuriyet Savcısı, imza, tarih
ve damga.
Kararname
Sezer'e
TMMOB
desteği
tstanbul Haber Servisi
- Türk Mühendis ve
Mimar Odalan Birliği
Başkanı Kaya
Güvenç, memurlann
meslekten ihracını
kolaylaştıran kanun
hükmünde
kararnameyi
hükümete iade eden
Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer' i
destekledıklerini
söyledi. Hükümetin
yargı kararlannı
uygulamadığı gibi,
yasamayı da devre
dışı bırakarak ülkeyi
kanun hükmünde
kararnamelerle
yönetmeyi
amaçladığını savunan
Güvenç, şöyle devam
etti:
"Hükümet, bu
isteğine karşı
çıkıhnasuu ise büyük
tepki ve hırçınlıklarla
karşılamaktadır.
Bunun son örneği,
kamu çahşanlannm
hakh mücadelelerini
engellemek ve bütün
çahşanlanniş
güvencesini ortadan
kakfarmakiçin
hazırlanan KHK'dir.
Cumhurbaşkanı
Sezer'in kararnameyi
hükümete iade
etmesini hukuk devfcti
açısmdan olumlu ve
önerrdi bir davramş
olarak
niteJendiriyoruz ve
rurumunu
desteküyoruz."
Hükümete çağn
Güvenç, hükümcti
'anti demokratik'
uygulamalanndan ve
hayatın bütün
alanlannı 'yönetme ve
denetleme
diretmesinden'
vazgeçmeye
çağırdıklannı
\r
urguladı.