Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 8 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİStRMEN
'Onlar da 5+5 Peşinde'
"Saba "nın 5+5 formülünü eleştirip yerden
yere vuranlan, "kakavan" diye niteleyen ah-
babım sevinçliydi.
Dün bu dünya ahvaliyle yakından ilgili gö-
rünen, ama çoğu zaman sapla samanı birbi-
rine kanştıran ahbabın sesini duyunca tele-
fonda.. gülümsedim.
Çünkü ne diyeceğini biliyordum.
- N'aabeer dedi, gördün mü, senin Fran-
sa'da da Cumhurbaşkanı 5+5 peşinde.
- önce diye yanrtladım, neden benim Fran-
sa olsun, sonra da, olay pek senin sandığın
gibi değil.
- Ne diiili dedi, Chirac açıkladı, eylülde de
referandum var. Hani 'Baba'nın formülü kö-
tûydü?
Kulağından yakalamıştı ya bir olayı, esası-
na gitmeyecek, haklı olmadığını, arada fark-
lar bulunduğunu kabul etmeyecekti.
Aslında, gerçekten Fransa'da politika gün-
deminin birinci konusu şu anda 5+5 tartışma-
sı.
Bilindiği gibi, 1958 tarihli Fransız 5. Cum-
huriyet Anayasası'nın 6 Kasım 1962'de refe-
randumla değiştirilen 7. maddesinin son şek-
line göre cumhurbaşkanı, 7 yıl için genel oy-
la seçiliyor.
Şimdi yeniden referanduma sunularak de-
ğiştirilmesi istenen madde bu.
•••
Olay bizim basına, Chirac'ın isteği gibi yan-
sıdı. Ama pek de öyle değil.
Her ne kadar, Cumhurbaşkanı, geçen se-
çimler sırasında konuyu gündeme getirmiş
idiyse de, son zamanlarda pek ağzına almı-
yordu. Olayı tekrar ısıtıp kamuoyu önüne ko-
yan ve Chirac'ı da, pek gönülsüz de olsa, bu
yola iten, Sosyalist Başbakan'ın, Jospin'in
bu konudaki takipçiliği.
Aslında Chirac'ın hiçbir kazanctyok bu de-
ğişiklikten. Kendisi henüz ilk dönemini yaşı-
yor, yani bugünkü düzenleme değişmediği
takdirde, kendisi bir yedi yılı tamamladıktan
sonra, eğer becerip sandıktan çıkabilirse,
ikinci bir yedi yılla birlikte 14 sene Elysee'de
kalabilir. Ama yeni düzenleme ile bundan
böyle cumhurbaşkanlığının süresi en çok iki
dönem lOyılolacak.
Kısacası Chirac, "kendi için birşey istiyor-
sa namert". Ama bu kez bu laf palavra değil,
dupedüz gerçek.
•••
Tabii, Fransa'da "Yedi mi olsun, beş mi"
tartışmâsı kişiye endeksli değil, tam tersine
rejimin ana yapısını etkileyecek kadar önem-
li.
1958 Anayasası öylesine genişyetkilerve-
riyor ki cumhurbaşkanına, bütün anayasa ve
siyaset bilimcileri bu sistemin tam başkancı
değilse bile pariamenter de olmadığı, baş-
kancı bir yapı olarak nitelendirilebileceği ko-
nusunda görüş birliği içindeler.
Cumhurbaşkanı ile parlamentonun aynı ço-
ğunluktan çıkması halinde, pek sorun oluş-
turmayan sistemin, bu iki kurumun ayn ayn
siyasi kuruluşlara, çoğunluklara dayanması
halinde ne olacağı sorusu ortadaydı.
Nitekim Cumhurbaşkanı Mitterrand - Baş-
bakan Chirac, Cumhurbaşkanı - Chirac Baş-
bakan Jospin döneminde, iki kez gündeme
geldi sorun.
Ama her ikisinde de, "cohabitation" (biıiik-
te ortaklaşa hükümet etme) fonmülüyle kar-
şılıklı uzlaşma sonucunda, sistemin kendi sı-
nırlan içinde ustaca çözüldü.
Ancak söz konusu anayasa değişikliği olur
da, cumhurbaşkanı ile parlamento aynı dö-
nemde ayn ayn seçimlerle seçilirlerse, artık
bu sorun ve iki başlılık tümden ortadan kal-
kacak.
Görüyorsünuz, Fransa'da da 5+5 tartışma-
sı var ama, bizdeki gibi kişiye endeksli değil.
Çünkü Fransa, "Bizi kim kurtanr" anlamsız
sorusunun geçerii oimadığı ve insanlann sü-
rüler gibi "Kurtar bizi Babaaa!" diye haykır-
madığı, aslında çözümün kurumlarda aran-
dığı bir gelişmiş demokrasi.
Bu yüzdendir ki, Süleyman'ın 5+5 'ini eleş-
tirenler de, çok bilmiş görünen ama pek bir
şeyden çakmayan ahbabımın ileri sürdüğü
gibi, kakavan değiller.
TEKSİF'ten Koc'a elestiri
Gozlerı ışçının
üç kuruş maaşmda'
EkonomiSeryisi-Tür-
kiye Tekstil, Örme ve
Giyim Sanayii Işçileri
Sendikası (TEKSlF)
Genel Başkanı Zeki Pb-
lat, hükümetten toplu-
sözleşmelere müdahale
edilmesini ıstcyen Koç
Holding Yönetim kuru-
lu Başkanı RahmiKoç'u
sert birdille eleştirdi. Po-
lat, "Enflasyonla müca-
deie bahanc. Hep bana
zihnheti De karşı karşı-
yayız. tşçmin üç kuruşu-
na göz dikilerek enflas-
yonla mücadele edil-
mez"dedi.
TEKStF yöneticileri
ve çahşanlar, tekstil ve
metal işkollanndatoplu-
sözleşme hazırlık süre-
cinde, "Toplusözleşme-
lere müdahale edilmesi-
ni" isteyen Rahmi Koç'u
protesto ettiklerini açık-
ladılar.
TEKSlF Başkanı Po-
lat, dün yaptığı yazılı
açıklamada, hükümete
çağnda bulunarak "top-
hısözleşme özerkliğinin
knnınmagnı" ıstedi. Po-
lat şunlan söyledi:
"Tûrk ulusunun bü-
yük çoğunluğu katiand-
maz hale gelen geçim so-
nnmyta boğnşmaJktadn*.
Koç Grubu Türk haDo-
nın yabancısı değfldir. A-
ma kendi çıkarlanndan
başka birşey görmemek-
tedir. tşçinin üç kuruşu-
na göz dikerek enflas-
yonla mücadete edilmez.
Başta işçiler ohnak üze-
re, iktisaden güçsüz ke-
simlerle 1980'den bu ya-
na çok oynanmışar. Bu
böyle devam edemez."
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Necmettin Erbakan hakkındaki 1 yıl hapis cezasıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi
Onanmasıgecikti bfle'• Daire yetkilileri, TCY'nin 312. maddesi kapsamındaki
dosyalann öncelikli incelendiğini belirterek "Bunlar
normalde 1 haftada çıkarken dairede en çok Necmettin
Erbakan'ın dosyası bekledi" açıklamasını yaptı.
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
Yargıtay 8. Ceza Dairesi yetkilileri,
kapatılan RP'nin genel başkanı Nec-
mettin Erbakan hakkındaki 1 yıl ha-
pis cezasımn onanması konusunda
yöneltilen eleştirilere yanıt verdi. Da-
ire yetkilileri, TCY'nin 312. madde-
si kapsamındaki dosyalann öncelikli
incelendiğini belirterek "Bunlar nor-
malde 1 haftada çıkarken dairede en
çok Erbakan'ın dosyası bekledL Di-
ğer 312. madde kapsamındaki dosya-
lara göre Erbakan'ın karan gecikti"
görüşünü dile getirdiler.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi yetkilileri,
Erbakan hakkındaki hapis cezasını
onamalanmn ardından kendilerine
gösterilen tepkileri yersiz ve yargıya
saygısızhk olarak değerlendirdiler.
Yetkililer, Batı demokrasisini öraek
gösterenlerin buralardaki yargı karar-
lanna gösterilen saygıyı sergilemeyi
de öğrenmesi gerektiğine dikkat çeke-
rek "Tony Blair'in oğlu yaka paça yol
ortasından götürûJdü. Kimse sesini çt-
karmadT dedıler. Geçen yıllarda da
312. madde ile düzenleme çalışmala-
n yürütüldüğünü ammsatan yetkili,
"Daha önce bunlar neredej düer" gö-
rüşünü dile getirdi.
Dairenin, kişilerin konumuna göre
ceza tayin etmesinin söz konusu ol-
mayacağını vurgulayan yetkililer, ter-
si durumun ceza hukukundaki genel
eşitlik ilkesine aykın olacağına dikkat
çektiler.
Daire yetkilileri, Necmettin Erba-
kan hakkındaki dosyanın öne alınma-
sı yönündeki eleştirilere şu yanıtı ver-
diler:
"312. madde kapsamındaki dosya-
lar öncelikli degerlendirüir. 312. mad-
de kapsamındaki dosyalar diğer suç-
lara göre bekletilmeden incelenir ve 1
haftada çıkarken Erbakan'ın dosyası
en çok bekleyen dosyadır. Dairede 1
aya yakın bir süre kaldı. Erbakan'ın
karan diğer 312. maddedekilere göre
gecikti. Bugüne değin yüzlerce 312.
maddeden karar onandı. Onlann
kimsesi olmadığı için sesleri çıkmıyor-
du. Daha önce neredeydilerr
Türkiye'nin A\Tupa Birliği'ne üye-
liğinin gündemde oldugu dönemde
karann olumsuz etki yaratacağı gö-
rüşüne karşı çıkan yetkililer, "Erba-
kan için böyle bir karar verflince mi
Türkiye'nin AB'ye grrişi etkileniyor,
diğerleri etkilemiyor muydu" diye
tepkilerini dile getirdiler.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi yetkilileri,
TCY'nin312. maddesinin rejimin gü-
vencesi olduğuna işaret ederek "Suç
tanımı kesin çizgUeıİe belirgin hale ge-
tirilebilir. Ancak bu maddenin kakn-
rüması başta laikük olmakûzere cum-
huriyetin temelilkelerinin savunmasız
bırakılması anlamına geür. Ulke bü-
tünlüğü açısmdan da tebüke yaraor"
görüşünü dile getirdiler.
Yetkililer, Erbakan hakkında bırkaç
yıl sonra dava açılmasına gösterilen
tepkılenn anımsatılması üzerine,
"Zamanaşunuıa uğramadığına göre
suç halen ortadan kalkmamıştır. Za-
manaşımı gerçekleşse>di ancak o za-
man suç ortadan kalkann. 7jımgna-
şımına uğramadığına göre halen suç
ortadadır" dediler.
Yetkililer, hakaret ve iftira boyutu-
na varan açıklamalar ile haberler hak-
kında suç duyurusunda bulunmak için
hazırlıklara başlâdıklannı büdirdiler.
islamcı basıti
Zaman'don
FP'ye
'örtütii'
elestiri
ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Türk Ceza Yasa-
sı'nın 312. maddesi nede-
niyle daha önce hüküm gi-
yen sol aydınlarla ilgili tep-
kisiz tavırlan dikkat çeken
tslamcı basın, kapatılan
RP'nin lideri NecmettinEr-
bakan hakkındaki hapis ce-
zasının Yargıtay tarafından
onanmasını manşetlere ta-
şıdı.
Yargıtay'ın karannı ön-
ceki gün "Türldye'yeyakiî-
madT başlığıyla manşeti-
ne taşıyan Zaman gazetesi-
nin dünkü manşetinde ise
FP'nin Erbakau'ı kurtarma
çabalanna yönelik örtülü
bir elestiri yer aidı. "Ortak
aynı sorgulanıyor" manşe-
tiyle "cifte standartiı tavn*-
lara" dikkat çeken Zaman
gazetesinin-"Eşber Yağ-
murdereli, Işık Yurtçu, Ya-
şar Kemal gibi isimler 312.
madde ile biçinrken sessiz
kalanlar, aynı maddeyle
kendileri biçiürken yanhm
isteyen gözlerle etraflanna
bakıyorlar'' yorumu dikkat
çekti. Gazetede "Çiftestan-
dart meselesi hangi kesimle
ilgili ohırsa obun bir ahbk
zaandır. Bunun temel nede-
ni insanlann düşünce fark-
hhğına rağmen ahlaken eşjt
olduklanna inanmamak"
değerlendirmesi de yer aldı.
FP'nin yayın organı ola-
rak bilinen Milli Gazete'de
"Hiç kimse sindiremedi"
manşetiyle karann tepkile-
re neden oldugu görüşüne
yer verildi. Gazetenin baş-
yazısında ise "Hakkı savu-
nan büyüklere ne oldujsa
muhterem Erbakan Ho-
ca'ya da ayıusı olacak. Ne
bekliyordunuz, gerisi oyun-
cak değil mi" denildi.
Yenı Şafak gazetesinin
birinci sayfası da tümüyle
Erbakan'la ilgili karara ve
yansımalanna aynldı. Yeni
Şafak gazetesinin birinci
sayfa başlıklannda, düşün-
cenın suç sayılmaması ge-
rektiğini savunan liderlerin
sözlerini tutmalan gerektiği
belirtildi.
ÎĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
•AZİZHBİN 5.ÖUM mtöMMPZ <MHUA Wİ* MjfffMM MFİKItİUC mmk
PÎKKİK
5 yılda 312'nci madde nedeniyle 77'si çocuk, 2 bin 784 kişi hakkında 1483 dava açıldı
Sadece Erbakan değüANKARA (ANKA) - Düşünen,
konuşan herkesi cezalandırmakta
yaygın olarak kullanılan TCY'nin
312. maddesi Recep Tayyip Erdo-
ğan'dan Akuı Birdal a, Yaşar Ke-
mal'den Müslüm Gündûz'e, Ah-
met Altandan Eşber Yagmurdere-
K'ye, Işık Yurtçu dan Erol Yarar'a
kadar çok sayıda kişinin yaşamını
etkiledi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Tûrk, FP Milletvekili Tevhit Ka-
rakaya'nın soru önergesini yanıt-
larken Adli Sicil ve Istatistik Genel
Müdürlüğü'nce yaş gruplanna ve
karartürlerine göre bilgi toplanma-
sına 1994 yılından itibaren başlan-
dığını ifade etti. Türk, TCY'nin
312'ncimaddesinden 1 l-14yaşla-
n arasında 2'si kız, 7'si erkek 9 ço-
• Düşünen, konıışan herkesi cezalandırmakta yaygın
olarak kullanılan bu madde, Recep Tayyip Erdoğan'dan
Akın Birdal'a, Yaşar Kemal'den Müslüm Gündûz'e,
Ahmet Altan'dan Eşber Yağmurdereli'ye, Işık Yurtcu'dan
Erol Yarar'a kadar çok sayıda kişinin yaşamını etkiledi.
cuk, 15-17 yaşlan arasında da 5'i
bayan 63 kişi hakkında dava açıl-
dığını bildirdi. 5 yıl içinde 312'n-
ci madde nedeniyle 1483 davada 2
bin 784 kişinin yargılandığını be-
lirten Türk, 1151 sanığın mahkûm
olduğunu bildirdi.
TCY'nin 312'nci maddesi bugü-
ne kadar pek çok kişinin canını
yaktı. Düşünen, konuşan herkesi
cezalandırmakta yaygın olarak kul-
lanılan söz konusu madde, sağcı-
sından solcusuna kadar çok sayıda
kişinin yaşamını etkiledi. Daha ön-
ce eski Istanbul Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan, eski Kayseri Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Şökrü Karatepe ve
eski Sincan Belediye Başkanı Be-
kir Yıknz bu madde nedeniyle ce-
zaevine girerken çok sayıda gaze-
te ve derginin yayuı yaşamını da
bu madde sona erdirdi. 312'nci
maddeden haklannda dava açılan
bazı kişi ve kurumlar şöyle:
HasanCeblGüzel,HasanHüse-
yin Cevlan tbrahim HaKl ÇeBk,
Hasan Mezarcı, Müslüm Gündüz,
Akın Birdal, Yaşar Kemal, Hatip
Dicle, eski Şırnak MilleUekili
MahmutAhnak, Ahmet Altan, Eş-
ber Yağmurderelı. Prof. Haluk
Gerger, eski MÜStAD Genel Baş-
kanı Erol Yarar. Yıhnaz Odabaşı.
gazeteci Ali BavTamoğlu, gazeteci
Ragıp Duran, Fatoş Güney, Şanar
Yurdatapan. Amerikalı gazeteci
Atiza Marcus, Dino FHsııîk) (Italya
Banş Derneği üyesi, Fricclanc ga-
zetesi muhabiri), SlP Genel Başka-
nı Aydemir Güler, Özgür Gündem
gazetesinin ilk yazıişleri müdürü
Işık Yurtçu, sendikacı Münir Cey-
lan. eski CHP Gençlik Kollan Baş-
kanı Erhan Baydar, ÇGD tstanbul
Şube Sekreteri Muteber Yıldınm.
HADEP'ten tepki
Demir:
Ecevitsuç
işltyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - HADEP Genel
Başkanı Ahmet Turan De-
mir. Başbakan Bülent Ece-
vit'in, CHP ve HADEP
arasında işbirliği oldugu
yönündeki açıklamalanyla
HADEP'in yasallığını ze-
deleme çabası içinde oldu-
ğunu söyledi. Ecevit'in suç
işlediğini ve demokrasiyi
hazmedemediğini kayde-
den Demir, "Ecevit'in her
beyanaündan sonra başı-
mıza bir musibetgehnekte-
dir"dedi.
HADEP Genel Başkanı
Demir, dün partisinin ge-
nel merkezinde basın top-
lantısı düzenleyerek Ece-
vit'in açıklamalannı eleş-
tirdi. Demir, "Ancak kendi
dtşındakini hazmedeme-
mek, ona karşı kin ve öfke
taşunak, siyasi etiğe, de-
mokrasinin kuraDannasığ-
mayan bir tutum içinde ol-
mak,ldmseninhakkıdeğfl-
dir" diye konuştu.
DSP'yeziyaret
HADEP Ankara II Baş-
karu Cennet Ayhan ve be-
raberindeki il yöneticileri,
dün DSP Ankara tl Baş-
kanlığı'nı ziyaret ettiler.
DSP Ankara İl Başkanı
Mech Şekercioğhı, ziyaret
öncesinde il başkanlığına
gelen gazetecilere, HA-
DEP'lilerin kendılerinin
bilgisi dışında görüşmeyi
basına bildirdiklerini, ga-
zetecilerin de olması halin-
de görüşmeyi kabul etme-
yeceklerini söyledi. "Bu
kapı kimseye kapah değü.
Ama olay belki bir komplo
niteliği taşıvorsa, kabul et-
memekgerekir'' diyen Şe-
kercioğlu, saat 16.00'da zi-
yarete gelen HADEP he-
yetini kabul etti. Şekerci-
oğlu görüşmenin ardınüaü
yaptığı açıklamada, parti-
sirin görüşlerini HA-
DEP'lilere anlartığmı be-
lirterek "Hukuksal açıdan
kendilerine hiçbir şeküde
karşı ohnadığunızı. ancak
siyasi açıdan bazı söylem-
lerde bulunmamızm çok
doğal olduğunu ifade et-
tun"dedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Cezaevlerinden gelmiş sayısız
mektup önümde yığılı duruyor. Ce-
zaevleri üzerine gazetelerde çıkan
yazılan okuyorum. Murat Dil'in kam-
panyalar sonrası serbest bırakılma-
sının ardından gelen ölüm haberi yü-
reğime oturuyor. Ülkemizin aydınla-
n, siyasileri, muhalifleri hep yaşam-
lannın bir bölümünü cezaevlerinde
geçirdiler.
Çevreme bakıyorum, llhan Sel-
çuk, Hikmet Çetinkaya, Aydın En-
gin, Erdal Atabek, Orhan Bursalı,
Ipek Çahşlar, Deniz Teztel, Ali Sir-
men rıemen gözüme çarpan isimler.
Hepsi cezaevlerine defalarca girip
çtkmış insantardan btrkaçı yalmzca.
Türkiye'de cezaevteri, aydıntanmızın
durak yeri. Bu nedenle cezaevi üze-
rine çok şeyler yazılıp çok şeyler söy-
lenir bu ülkede.
Cezaevleri bizim ilgi alanımız. Hap-
se tıkılanlar için, yani siyasiler için te-
mel iddia hep şu olmuştur: "Vatan
haini." Eski gazete koleksiyonlannı
kanştırıyorum: "Bir komünist hain
şebekesi daha yakalandı" başlıklan-
nın ne çok yer aldığını görüyorum.
F tipi (hücre) cezaevleri tartışmâsı
Yine Cezaevi Mektupları, Hücreler
başladığından bu yana, çeşitli yazı-
laryazdım. Yazılanlan datakip etme-
ye çalışıyorum. Öncelikle şu nokta-
da bir bulanıklık oldugu anlaşılıyor.
Cezaevindeki siyasi tutuklu ve mah-
kûmlar, "devlete karşı suçlar" mad-
desinden tutuklanıp yargılandıklan
için, kutsal devletine sahip çıkmak
isteyenler, onlan "devlet düşmam"
olarak görüyorlar ve her türlü cezayı
hak ettiklerine inanıyorlar.
Şu kadannı düşünmüyorlar Anka-
ra'da Mectis'te "Üniversite harçlan-
na hayır" pankartı asan gençler, uzun
sorgulamalardan sonra bir terör ör-
gütünün üyesi olduklan gerekçesiy-
le yargı önüne çıkanldılar. Ortada bir
örgüt olmadığı halde onlar "silahlı
çefe"ye üye olmaktan mahkûm edil-
diler. Manisa'daki çocuklar da du-
variara birkaç kelimelik yazı yazdık-
lan için "terör örgütû üyesi" oldular.
Onlara işkence yaptığı Yargıtay ka-
rarıyla kesinleşen Manisa Emniye-
ti'nin o zamanki müdürü de sanınm
bu faaliyerlerinin karşılığı olarak An-
kara Emniyet Müdürü oldu. Şimdi
Emniyet Genel Müdürlüğü için adı
geçiyor.
•••
Hücre tipi cezaevini ve "terör suç-
lulan"n\ bu boyut içinde düşünme-
dikçe, onlara yapılan hertürtü eziye-
ti onaylayanlar olacaktır. Cezaevin-
deki siyasi tutuklu ve mahkûmlaria
aynı düşünceleri kimse paylaşmak
zorunda değil. Bazı eylemlerin ev-
rensel hukuk içinde suç otaTak kabul
edileceği de bir gerçek. Çoğunluğu-
nun hiçbir şiddet eylemine katılma-
dığı halde "terör suçlusu" olarak sa-
yıldıklan da bir gerçek.
Terörle Mücadele Yasası'nın 16.
maddesinde, bu yasa uyannca mah-
kûm olanlann cezalannı tek kişilik ve-
ya üç kişilik hücrelerde çekeceği
hükmü yeralıyor. Aynı maddede, bu
cezaevine konulanlann birbiıieriyle
ve diğer hükümlülerle irtibatına ve
haberieşmesine de engel olunur, de-
niyor. Bu ne anlama geliyor? Yeni ya-
pılan hücre tipi cezaevleri "Terörle
Mücadele Yasas/"ndan mahkûm
olanlariçin hazıriandı. Yani bunlar si-
yasi amaçlı cezaevleri. Eğer ben de
cezam geçici süre ertelenmeseydi,
yasa gereği bu cezaevlerinin hücre-
lerinde tecrit edilerek cezamt çek-
mek zorunda kalacaktım.
Birden cezaevlerinde, yaşlan 18-
25 arası "terör örgütü üyesi" olduk-
lan gerekçesiyle mahkûm edilen lise
ve üniverstte öğrencitertnf tlöşön»^
düm. Terörist diye anılan 10 bin mah-
kûmun 9 bini bu kategoriye giriyor.
Onlann yeri işte bu hücrelerin diple-
ri. Orada onlara nasıl muamele edi-
leceği ise oradaki cezaevi idaresinin
insafına kalmış. Bir hücreye tıkılmış,
kanun gereği kimseyle haberieşme-
sine izin verilmeyen biryaşama mah-
kûm edilecekler.
Ehü Onlar devlet düşmanı ya, ne
yapılırsa onlara müstehaktır. Haluk
Kırcı mı? Oral Çelik mi? Onlar terö-
rist değil ki... Onlar vatan için ölüp,
öldürmüş kahramanlar.
Hukuk öğrencisiyken hapse atılıp
tam da bu tarif ettiğim tanıma giren
Asude Şafak Bozdoğan durumu
şöyle tanımlıyor: "Bir geceyansı ça-
lan kapılar, yaşamı boyunca silah
kullanmamış bihni 'ele geçirmek'
üzere silahlanmış birçok insan. 14
gün işkence. O günden beri 4 yıldır
Gebze Cezaevi'ndeyim. Aynı örgü-
te üye olmak suçuyia ikinci bir kez
yargılandım. Tekdelil, daha önce ce-
za almamdı. Yardım ve yataklık et-
mekten 3 yıl 9 ay daha ceza aldım.
Yanlış anlamadınız, silahlı-bombalı
^Bytenryapmadım, adam OîdOrme-
dim, kimseyi dolandırmadım. Suça
dair hiçbir delil olmaksızın tam 16 yı-
lı aşkın ceza aldım. Bu konudaki tek
ömek de değilim. Adalet Bakanı'nın
söylemiyle daha 12 yıl bir 'oda'da
yaşayacağım. Dayanabildiğim süre-
ce, işkencenin armağanı birbelfıtığı
ile kimi zaman yataktan bile kalka-
mazken, yaşama savaşı vereceğim o
tabutun içinde."
Asude Şafak'ın yaşı 20'lerde. Sizin
hiç 20 yaşlannda bir yakınınız var mı?