Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TEMMUZ 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Deyimlerle bugiin
Cumhuriyet dostlarından Hamza
Saykan, bır yanına gazetelerde ya-
yımlanan haberleri almış, diğer yanı-
na da Atasözleri ve Deyimler Sözlü-
ğü'nü. Güncel özlü sözler üretmiş:
Koalisyonun ömrü lak lakla ge-
çer...
Akılsız politikacının cezasını halk
çeker... iktidardaki, kendini buğ-
day ambannda bulur... Politikacı
koruk yer, halkın dişi kamaşır... Ba-
na dokunmayan politikacı bin ya-
şasın... Düşmez kalkmaz bir poli-
tikacı...
Son bir tane daha:
Çok söz yalansız, çok mal ha-
ramsız olmaz.
100 milyon lira
için grev
Adana'da EXSA işyerinde çalışan
650'ye yakın işçi yaklaşık 20 gündür
grevde.
DlSK'e bağh Tekstil-lş Adana Şu-
be Sekreteri Hüseyin Tayiak. toplu
pazariık görüşme süreci başladığın-
da işçi ücretlerinin ortalama yaklaşık
net 68 milyon lira olduğunu aktardı.
"Sendikanın ücretzammı kabul edil-
seydi işçilerin Temmuz 2000 ücreti
ne olacaktı?" diye sorduk. Taylak, şu
yanıtı verdi:
"Ikramiye hariç ücret net 102 mil-
yon lira kadar olacaktı."
4 kişilik bir ailenin aylık gıda harca-
masının "net" 433 milyon 225 bin li-
raya ulaştığı, en alt gelir düzeyinde-
kilerin aylık harcamasının yaklaşık
"net" 165 milyon lira ve "net" asga-
ri ücretin yaklaşık 87 bin lira olduğu
Türkiye'de işçiler "net" 102 milyon
liralık ücret düzeyine ulaşabilmek için
grevi bile göze alıyor.
Durum bu kadar net.
ISIK KANSÜ
Tekirdağ'da haziran sonunda bin-
lerce çiftçi, köytü bir araya gekJi, IMF
güdümlü uygulamalan yüksek ses-
le eleştirdi. fktidardan tık yok...
Ziraat Mühendisleri Odası Başka-
nı Prof. Dr. Gürol Ergin, Türkiye'de
sinsi bir oyun oynandığını haykırdı
miting alanında:
"Yapılmak istenen, çiftçiyi canın-
dan bezdirip tanm alanlanndan ka-
çırmaktır. Çünkü, gerekABD vege-
rekse Avrupa Biriiği ülkeleri için, ya-
ni bizimkilerin akıl hocalan için ürvn-
lerini satacaklan yeni ve büyük pa-
zarlargerekiyor. fşte Tün\iye 70 mil-
yonayaklaşan, çoğunluğu genç nü-
fusuyla dev bir pazar. Ama bir so-
nın var.
Bu pazarda bugûn kendi ürettiği
ürünler satılıyor. Her ne kadar 20
yıldırtüriüyöntemlerie Türkiye'de ta-
nmsal üretimi baltalamaya çalıştılar-
sa da, yine de beklentilerini karşı-
layacak kadar yabancı ürüne yer
Yine tık yok!yok. öyleyse yapılması gereken,
Türkiye'yi ileri ülkelerin pazan yap-
makiçin üretimiyeniyöntemlerie çö-
kertmek. Ne hazindirki, dışapda ha-
zırianan buplan, içerdekilerin uygu-
lamasıyla gerçekleştiriliyor. Sureti
haktan görünerek ve tanm reformu
yapılıyor sözleriyle, çiftçi dört bir
yandan kuşatılıyor."
Gürol Ergin, söylediklerini kanrt-
lamak üzere tek tek örnekler de
verdi:
"Bir yandan girdi fîyatlan yüksel-
tiliyor, diğeryandan taban HyatSardü-
şürülüyor. Ziraat Bankası kredileriks-
sıltyor ve kredi faizlerinin yüksek tu-
tulacağı ilan ediliyor. Bir yandan şe-
kerpancan üretimine kısıtlama ge-
tirilirken, diğeryandan Cargilladın-
daki uluslararası kunıluşa Bursa 'da
mısırdan yapay tatlandıncı ürete-
cek fabrika kurduruluyor. Bu fabri-
kanın kullanacağı mısırda ta Arian-
tin'den getirilecek. Bakmayın siz
'Mısırı burada üreteceğiz' dedikle-
rine. Bu söylem tam anlamıyla yut-
turmaca. Çünkü, Tün\iye'nin bu-
günkü durumunda bile zaten çok
önemli mısır açığı var.
Biryandan 'Uretici birlikleri yasa-
sı çıkanyoruz, çiftçileri örgütleyece-
ğiz' diyenler, diğeryandan çiftçinin
öz malına göz dikmişler, tanm satış
kooperatiflerinin, ÇUKOBlRLlK'in,
TARlŞ'in, Trakyabirlik'in fabrikala-
nnı elinizden almaya çalışıyoriar. Da-
ha önce Süt Endüstrisi Kurumu'nu
haraç mezat satanlar, şimdi çiftçi-
nin malı olan fabrikalannı elden çı-
karmaya çalışıyoriar
SEK fabrikalannın satışı kime ne
hayır getirdi? Üreticiyi perişan etti,
tüketiciyi sarstı. Üreticiden 140bin-
150 bin liraya alınan sütü paketle-
yip yine üreticiye 550 bin liradan
satıyoriar."
Iktidardan tık yok da.. halkın ca-
nına tak ettiği kesin!
SSK Yönetkn Kuru-
lu'nun oybirliğj ile aldığı
bir kararla kurum perso-
nelinin görevdeyükselme
yönetmeliği Ocak 1999'da
değiştirilmiş, şu ek mad-
de kabul edilmişti:
"Kurum Yönetim Kuru-
lu'nda temsilcileri bulu-
nan sosyal taraflann görû-
şü alınmadan SSK Perso-
nelinin Unvan Yükselme-
Sivilleşmeci
sinde Uygulanacak Usul
ve Esaslara llişkin Yönet-
melik'te değişiklik yapıla-
maz."
Amaç, SSK'de olası
keyfi siyasi atama ve ka-
rarlan önlemekti. Yönet-
meliğin bu maddesi ile
SSK personeline ilişkin bir
karar verilirken kurumun
yönetiminde yer alan
TİSK, Türk-lş ve İşçi
Emekliteri Cemiyeti tem-
sitcilerinin mutlaka görü-
şünün alınması öngörülü-
yordu.
SSK'yi "özerkleştirece-
ği"ni, siyasi baskılardan
kurtaracağını ileri süren
Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Yaşar Oku-
yan'ın doneminde, 27 Ma-
yıs 2000'de kaşla göz ara-
sında bu hüküm yönet-
melikten çıkanlıverdi.
Sivilleşme şampiyonu
ANAR "sMIörgütlere'da-
nışmadan SSK'de istedi-
ği gibi kadrolaşabilir ar-
tık...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMÎROĞLU
Takıyye Siyaseti!Necmettin Erbakan, bir yıl-
lık hapis cezası aldı ve ömür
boyu siyaset yapması yasaklan-
dı. Bu karartar, hukuku ilgilen-
dirse de, sosyal ve siyasal ola-
rak derin boyutları var.
Erbakan'ın ve devamının par-
tilerine asla ne destek ne de oy
verdim. ömür boyu da verme-
yeceğim. Çünkü Islam dini, kim-
senin tekelinde olamaz. Otnia-
yasallaştırıp sömüren tüm ya-
pılanmalara karşı çıkmak da,
kanımca boynumuzun borcu-
dur. Fakat, bu zorluklar hapis-
le, yasakla aşılabilir mi? Soru-
nun kaynağı tek başına Erba-
kan değil ki ona siyaseti yasak-
layarak kurtulabilelim. 0 zihni-
yeti sandıkta yenmemiz gerek-
miyor mu? Erbakan yıllarca "ta-
kıyye siyaseti" yaptı. Yasak kal-
dırılsa da başka bir şey yapa-
cak değil. Ama "Senin yaptığın
politika değil, takıyyedir. Sen
hapse gir, ömür boyu yasaklı
ol" dersek, takıyye belasından
annabileoek roiyiz? Şahıslatın
yerini başka şahıslar aimayacak
mı?
Bence siyaset yasaklan kalk-
malıdır. Siyasal olanaklannı yoz-
laştıranlara, silahsız kuvvetler
ceza vermeye devam etmelidir!
Bizi Büyütenler: Kemal Sunal
Geçen hafta, bu seride Ha-
babam Sınıfı'nın sevgili Mah-
mut Hoca'sı Münir Özkul'u ya-
zarken, birkaç gün sonra sını-
fın komik adamı Inek Şaban'ı,
değerli oyuncu Kemal Sunal'ı
yitireceğimiz aklıma bile gel-
mezdi.
Fakat ölümün ayan yok. Ke-
mal Sunal, arkasında filmlerini
bırakarak gitti.
Sunal, tam da bizim kuşağın
komedi yıldızı. Sinemaya baş-
ladığı yıl 1974, benim 6 yaşın-
da olduğum, artık ufak ufak ev-
de bırakılmayıp akşamları 'tek
eğlence' olan sinemaya götü-
rüldüğüm zamanlar. Çoğumuz
gibi ben de Sunal'ı ilk olarak
Hababam Sınıfı serilerinde iz-
leyip güldüm. Diğer öğrencile-
re göre daha saf, daha alıktı.
Belki size saçma gelebilir, o
yaşlarda Şaban'ın üzerine çok
gidilmesi, ona sürekli "inek" şa-
kaları yapılması içten içe beni
üzerdi. Zor durumda kaldığı
sahneleri çabucak atlatmasını
ister, atlattığında rahatlardım!
Sonradan Sunal'ın göründü-
ğü ilk film olan Tatlı Dillim'i de
iziedim, basketbol oynadığı sah-
neler gerçekten komikti.
llkokul oğrencisiyken, sıra-
sıyla tayin olduğumuz Kayseri
ve Malatya'da yine sinema bü-
yük eğlencemizdi. Vızyona ye-
ni giren Kemal Sunal filmlerine
büyük bir coşkuyla giderdik
ağabeyimle beraber. 9-10 yaş-
larındayken seyrettim Devlet
Kuşu'nu, KapıcılarKralı'nı, Zü-
bük'ü, Salako'yu, Gol Kralı'nı...
Gol Kralı, bu filmler içinde
beni en çok etkileyeniydi. Zü-
bük gibi o da bir Aziz Nesin
uyariamasıydı. Öykünün geli-
şiminde, sıradan hatta zavallı
denebilecek bir adamın, bir di-
zi tesadüf sonucu ünlü bir fut-
bolcu olması ve ikiyüzlü, güce
ve paraya tapan çevresine ade-
ta ders vermesi elbetteki hoş-
tu. Fakat Sunal'ın canlandırdı-
ğı futbolcunun Beşiktaş'ta yıl-
dız olması ve finalde Beşiktaş,
Fenerbahçe'yi yenerken golle-
ri sıralaması ağabeyimle beni
ayn bir heyecana, sevince it-
mişti. Hayal dünyamtzın kah-
ramanları bir araya gelmişti;
film, Kemal Sunal, futbol, Be-
şiktaş, mazlumun zaferi, mut-
lu son ve belki de en önemlisi,
komedi!.. Sonradan bu filmin
yönetmeni, rahmetli Osman F.
Sedenle tanışacak ve gerçeği
öğrenecektim. Osman ağabey,
çok fena Beşiktaşlfydı ve uyar-
lamayı yaparken özellikle Beşik-
taş'ı seçmıştı! Fakat Kemal Su-
nal'ın takımı Beşiktaş değildi.
Ölümünden iki gün sonra katıl-
dığım bir TV programında öğ-
rendim ki Sunal, Fenerbahçe'yi
tutarmış!
80'li yıllar, bizim lise ve son-
rasında üniversite zamanları-
mızda, Sunal filmlerini sinema-
da izlemiyorduk artık. Komedi
filmleri, video kasetlere hapsol-
muştu. Doğrusu eski tadı ala-
mıyorduk. İHem filmler daha sı-
radanlaşmış, hem de beyaz-
perdenin efsunu ortadan kalk-
mıştı. Ayrıca biz de büyümüş,
kazık kadar olmuştuk. Fiziği-
mizle beraber ilgi alanlanmız,
dünya görüşümüz, sosyal uğ-
raşlarımız kabuk değiştiriyor-
du. Yine de annem ve kız kar-
deşimle beraber, Sunal'ın baş-
rolde olduğu (yanılmıyorsam)
Garip adlı fılmi videodan izler-
ken, gözlerimizin dolduğunu
belirtmeliyim. Sunal'daki oyun-
culuk gücünü, belki de ilk kez
düşündüm o gün. Çünkü bizi
ağlatmıştı! Oysa, Sunal zaten iyi
biroyuncuydu, yıllarca hepimi-
zi güldürmeyi başarmıştı. Buna
o kadar alışmıştık ki, ilk kez ağ-
lattığında Sunal'ın oyunculu-
ğunun farkına varabildim.
Sonrasında izlediğim Düttü-
rü Dünya, Polizei, Propaganda
gibi filmleri de belli bir düzeyi tut-
turuyordu ama, eski filmlerinin
tadını asta alamadım. Özellikle
Propaganda, filmden çok uza-
tılmış bir skece benziyordu fa-
kat üstat Metin Akpınar'la be-
raber, yasalarla kişiliğinin ara-
sına sıkışmış memuru canjan-
dıran Kemal Sunal, fılmi âyak-
ta tutuyorlardı.
Hiç unutmayacağfmız bir ko-
medyeni kaybettık. Güle güle
Kemal Sunal. Güle güle ciddi
suratlı adam. Güle güle...
Amatör mizah yazarı Ali Köktürk'ün "Gülüyorum. O Halde
"* Vanm" adlı ilk kitabı çıktı. Işte kitaptan birkaç espri: "Maletm
*:Burm Dünya...", "ARYA dinlemeyen bir toplum elbette VAR
i YA dinler...", "Aptallaria tartışma, embesil okJuğun
'"- anlaşılabiliri.. ° (tsteme adresi: I. Cad. 44. Sk. No: 20/5 C>?
!_ Akdere-Ankara. Tel: 0312 - 367 08 72)
Dokunulmazlık
Bir eski Başbakan, tutmuş
örtülü ödenekten
dolandırıcıya para vermiş.
Soruşturma açılmak
istendi mi, kıyamet
kopuyor:
"Siyasi komplo.
Bir eski Başbakan
hakkında soruşturma açılır
mı, cıkcıkcık..."
Bir eski Başbakan'ın
doneminde bedavaya
arsalar verilmiş,
ihalelere mafya
karışmış ya da Hazine
zarara uğratılmış. Yüce
Divan'da yargılanması
önerildi mi, toz dumana
kanşıyor:
"Vay, bir eski Başbakan
yargılanır mı hiç..."
Yıllarca ülkeyi kana
bulamış karanlık
çetelerin ilişkilerine
"fasa fiso" diyebilen,
"Kanlı mı geleceğiz, kansız
m/"diyesorabilen,
"düşünce"ri\n suç
sayılmaması için kılını
kıpırdatmamış bir eski
Başbakan, ağzına geleni
söylemiş.
Mahkûm edildi mi, ortalık
birbirine giriyor:
"Bir eski Başbakanı
görüşlerinden dolayı
mahkûm etmek ayıptır."
Madem öyle, ilgili
yasalar acilen
değiştirilmeli, yerine şu
hüküm konulmalı:
"Suç işleme ehliyeti
bulunmayan eski
başbakanlar her türlü
cezadan muaftırlar."
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(q turk.net
HARBÎ SEMtHPOROY semihpomy@yahoo.com
KEDÎ LEVO APTÜÜKA
ONLÜI.KJ*...'
fe.'
ivSil
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8 Temmuz
HONKAR ISKELESI AN7L4ŞMASI
18$S'TE 8UGÜN, OSMAAJLJ OBVLBTİ İLEAUSM AIZASINOA, İSTAA/gUL'DA,
"HİMJKÂ* İS/CSlSSJ ANrmÇMAS/*y»PHJU. FH&ŞAH R.MAHMUT ZAMA-
NlHOfi PATIAK V£8£N lAISl* ANLAŞMA2LIĞI, MıSIR VAUSÎMN O6LU
İB8AUIM PAŞA'NIH, ORbusUYLA ANAPOUl'DA İLE£L£MESİn£ TEHÜ-
KEU 8İR 8OYUTALMIfTI.OSMAAİU KUVV£rLE(?İ yEWLMİf,MISI/?Ott-
CHJSU KÜTAHYA'YA DeĞİN SeiMİŞri. BdSI0ADA,PAOİÇAN KüSLAR'PAN
YARDHA İSTEDİ. RUS PONANMASI ISTAHgUL'A SELDİ. PUKUMü ÖĞİZ£-
UEU İBKAHM PAŞA,OSMANULAK'LA KÜmHYA AUTlA$MA&U1 YAPA-
RAK ÇpULPf. ANCAK, ÜUS ÇARl r.MltCÛLA M ŞJfj AUTlAÇMA P
££ YPf- RUSLA*'f/V tS&AI&YtA UÜNKAZ /StiBLESİ ANTlAŞy
MASI İMZALANPI. İKİ PeVL£T/*B4£lNl>A YAfZ&M,
LAŞMAY/ ÖUGÖg£AI AAADOet£&İU YAUI S/B*'
' RUSLAH AV/&JPA İl£SAVAfTtfcLAJZtNPA, BO-
&AZLARIM PÛfMAM 6Bk4İL£HİN£ KAPATtLMÂ-
— GÎZLİ tCOÇUUJ DA ve# AUYO6OU /.
I. Nıkola
GÖRÜŞ
EMİN GURSES
CampDavtfdenCampDavitfe
Clinton yönetimi Ortadoğu'dakı düzenleme-
lerinde yaşanan tıkanıklıkları açmak için yeni bir
girişim başlatıyor. 1978 yılında Camp David'de ya-
pılan anlaşma ile Israil ve Mısır'ın banşması sağ-
lanmış ve MısırArap dünyasından kopartılarak Is-
rail'in üzerindeki önemli biryük kaldırılmış, Was-
hington rahat bir nefes almıştı.
Fılistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bu anlaşmayı red-
detmişti. Haklıydı çünkü Israil'e karşı Arap da-
yanışmasının en önemli ayağı olan Mısır pasifi-
zeedilmekteydi. Mısır Devlet Başkanı EnverSe-
dat o zaman Israil'le sorunlarını çözmek için
ABD'nin öncülüğünü kaçınılmaz görüyordu.
ABD'nin aracılığı, Mısır'a Israil'le yaptığı savaş-
ta kaybettiği Sina'daki topraklarını tekrar kazan-
dırırken zor durumda olan Mısır ekonomisine
Sina'daki petrol gelirlerinin yanında, ABD'nin
sağlayacağı mali imkânlar sayesinde rahat bir ne-
fes aldıracağının hesaplarını yapmaktaydı. Se-
dat bu girişimini hayatıyla ödediyse de hesap-
larında başarılı oldu.
2000 yılının Camp David'i gelecek hafta baş-'
layacak. Barak ve Arafat Camp David'de Was-
hington'un öncülüğünde bir araya gelecekler. Ki-
min ne kadar taviz verebileceği, karşılığında bu
tavizlerin haklılığını halklanna anlatabilmek için ne
ödünleralabilecekleri görüşülecek. Bu birsüreç-
tir. 1978'deki Mısır-lsrail anlaşması öncesı on ay
süren bir görüşme süreci yaşanmıştı.
Arafat, eylül ayında bağımsız Filistin devletini
ilan edeceğinı açıkladı. Bu açıklamaya Israil'den
sert yanıt geldi. ısrail, böyle bir adım atılırsa işgal
edilen bölgelerin ilhak edileceğini açıklayarak
Arafat'ı caydırmayı denedi. Israil'de çoğunluk,
Arafat'ın bağımsız Filistin devleti hesaplarını bir
tür savaş ilanı olarak görüyor. Fakat Arafat yavaş-
layan gelişmelerin kendi aleyhine olduğunu ve sü-
reci hızlandırarak toplumsal talepleri karşılama-
sının zorunlu olduğunu görüyor. Arafat bu tür çı-
kışlannın ABD yönetimi üzerinde görüşmelerin
hızlandırılması konusunda baskı yaratacağını bil-
mektedir.
Filistinlilerin taleplerindeki artışlar, bunları kar-
şılamakta zorluk çeken Arafat'ı zor duruma sok-
maktadır. Arafat, Sedat'ın 1977'deki görüşmele-
re katıl talebini reddetmişti. Uluslararası geliş-
meler Arafat'ı istemediği noktaya yaklaşık 23 yıl
sonra getirmiştir. Fakat şımdi taleplerini elde et-
mesi o dönemdekinden daha zor görünüyor.
Filistin tarafı Israil'in 19G7 savaşı önce~i =
iara çekılmeoıia, ! ii.-oui. o^jLtuun udşıu..,ı, .•.
Kudüsolmasını, Filistinli mültecilerin BM'nin 194
sayılı karanna uygun olarak geri dönmesinin sağ-
lanmasını, Mısır ve Ürdün sınırlarının kendilerin-
ce kontrol edilmesini ve Israilli yerleşimlerin işgal
bölgelerinden kaldınlmasını talep ediyor. Israil
yönetimi ise özellikle Kudüs'un kurulacak bir Fi-
listin devletinin başkenti olmasına içerideki radi-
kallerin taleplerine uygun olarak karşı çıkarken gü-
venlik nedeniyle mılyonlarca Filistinli mültecinin
geri dönüşü talebini de reddediyor.
Kudüs ve mülteciler konusunda Arafat'tan ta-
viz bekltyor Israft yönetimi. Bu tavizler Barak yö-
netiminin gelişmelerin yararlı olduğu konusunda
halkı ikna etmesine yardımcı olacak. Fakat buna
karşılık Arafat'ın bazı kazanımlar elde etmesi de
sağlanmalıdır. Aksi takdirde zaten gelişmelerden
Sedat'ın yaptığına benzer bir sonuç çıkacağını dü-
şünen radikal Filistinli gruplar Arafat'a karşı top-
lumsal muhalefetin artmasını sağlamak için do-
ğan fırsatı kullanacaklardır.
Dr. KJssinger'in hesaplarını iyi yaptığı 1. Camp
David her iki tarafı da memnun edecek şekilde
düzenlenmişti. 2. Camp Davıd'in her iki tarafı da
memnun edecek yönleri öne çıkanlabilirse ABD'nin
bölgesel düzenlemelerinin en önemli ayaklann-
dan birinin tamamlanması surecine girilebilir. Eğer
Filistin yönetimi Planlama Bakanı Nebil Şaath ve
Adalet Bakanı Abu Medein'le Israil Adalet Ba-
kanı Yossi Beilin'in ifade ettikleri gibi, tarafların
konumlannın her zamankinden daha yakın oldu-
ğu iki tarafıntabanlannaanlatılabilirse yeni birsü-
rece girilebilir. ABD yönetimi hem kendisinin hem
de Israil'in üzerinden yük atmak için çaba gös-
teriyor. Bölgedeki yeni koşullara ayak uydurma-
ya çalışan Arafat bunu görüyor ve değeriendir-
meye çalışıyor. 'Camp Davidruhu' Israil'in karşı-
sındaki dayanışmayı bölmekle ilgiliydi. Camp Da-
vid'in yeni versiyonu da artık ABD'nin de zararı-
na işlemekte olan Filistin-lsrail gerginliğinin ve
bölgesel gelişmelerin kontrol altına alınmasıyla il-
gilidir. VVashıngton yönetimi Avrasya'daki reka-
bette etkin olabilmek için üzerinden yük atmaya
ve enerjisini bölgeye yönlendırmeye çalışıyor.
E-mail: eniingurses@yahoo.com
BLJLMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDANSAĞA:
1/ Kadınlarda
doğurma yete-
neğının sona
ennesı. 2/ Çalı o
çırpıdan yapıl-
mış kulübe...
Bir nota. 3/
"Göklerden
emeller gibi -
- oluyor kar"
(Cenap Şaha- _
bettin)... Uy-
ö
gun, tıpatıp ge- 9
len.4/Belirti...
Ağzı geniş tek kulplu
su kabı. 5/ Soğurma,
emme... Satrançta özel 2
birhareket. 6/Cazibe. 3
II Iskambilde koz...
Herkesin gözü önûnde 5
yapılan. 8/ "Dağı tanı- „
yan nasıl tanımaz uçu-
rumu/Mademldyflk-
seklikvar —olmaz
mı"(N.F.Kısakürek)... 9
Donuk renklı. 9/ Üvey ana... Tıtan elementınin sım-
gesı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yan yana dizilmiş tahta ya da metal levhalardan olu-
şan ve ucu topuzlu sopalarla çalınan Afhka kökenli
çalgı. II Vücuttakı AIDS virüsünü saptamakta kulla-
nılan test... Ruh. 3/ "Gelse o şuh meclise — ü tega-
fül eylese" (Şarkı)... Fin hamamı. 4/Biray adı.. Vi-
layet. 5/ Kayseri'nin bir ilcesi. 6/ Ilkel bir sılah... Hı-
ristiyanlann en büyük bayramı II Kuru, sıska. 8/ Bi-
nni başkasına karşı kışkırtma... Ayak dıreme 9/ Uzun
tüylü kalpak... Itıcı neden, güdü.