23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Stvrthisar'ıta • StVRtHlSAR (AA) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, dûn Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde düzenlenen 'Nasreddin Hoca Dogum Şenlikleri'ne katıldı. Şenlik alanına gelişinde, temsili Nasreddin Hoca tarafından karşılanan Çiller, Nasreddin Hoca Anıtı'na buket koydu. Çiller, hükümeti Nasreddin Hoca fikralan ile eleştirerek "Nasreddin Hoca'ya her zamankinden çok ihtiyaç var, çûnkü adeta millete gülmeyi unutturuyorlar" dedi. Betadfye başkanına destek • MtLAS(AA)- Muğla'nın Milas ilçesi Ören beldesinin CHP'li Belediye Başkanı Kazım Turan'ın Içişleri Bakanlığı'nca görevden alınması ûzerine, Turan'a bu akşam başlatılacak ımza kampanyasıyla destek verüeceği bildirildi. Kampanyaya Yatağan ve Muğla belediye başkanlan ile CHP ilçe başkanlannın da katılacağı belirtildi. Turan'a destek için bu akşam Ören'de belli bir sûre ışıklann karartılacağı, 3 Ağustos Çarşamba günü de CHP yetkililerinin Muğla'da bir basın toplantısı yapacağı kaydedildi. Kutan'dan 312gezisi • ANKARA (ANKA)- Avnıpa'ya yaklaşımındaki büyük dönüşüm tartışma konusu olan FP'nin Genel Başkanı Recai Kutan, Necmettin Erbakan'ın cezası ve partisinin kapatılması davasına karşı AB çevrelerinden bizzat destek istemek için Avrupa gezisine hazırlanıyor. Anayasa Mahkemesi'ndeki FP davasında kaıar oturumlan başlamadan ve Erbakan hapse girmeden hemen önce eylül ayında gerçekleşecek gezi için FP Dış tiişkiler Başkanlığı tarafından ön görüşmeler tamamlandı. Ecevit'in konutu • ANKARA (AA)- Başbakan Bülent Ecevit'in konutunun yakınından gelen silah sesleri, emniyet güçlerini alarma geçirdi. Edinilen bilgiye göre önceki gece Oran'da bulunan Başbakan Ecevit'in konutunun yakınından 3- 4 el silah sesi geldi. Silah seslerini duyan Başbakan'ın korumalan ve asayiş ekipleri alarma geçti. Konut ve çevresinde yapılan incelemelerde emniyet güçleri, ateş eden kişiyi ve silahı aradılar. Kadın üye yazHM • ANKARA (AA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı ÜmranAkkan,DYP Kadın Kollan Başkanlığı'nın başlattığı "yeni kadın üye" kampanyası çerçevesinde, en fazla kadını partisine üye kaydeden il ve ilçe başkanlan ile kadın kollan il ve ilçe başkanlannın DYP lidedir Tansu Çiller tarafından ödüllendirileceğini bildirdi. Başbakanlık, memuriyetten ihracı kolaylaştıran düzenlemenin gerekçesini bildirdi 4 Devlet katüe maaş ödüyor'• Başbakanlık Basın Merkezi, Hizbullah örgütüne üye 535 kamu görevlisinin gözaltına alındığını, bunlardan 378'inin tutuklandığını, ancak devletten maaş almaya devam ettiİderini açıkladı. T a r t ı ş ı l a n k a r a r n a m e m e t n i Kovuşturmayapılmasıgerekmîyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Başba- kanlık, rejime karşı yı- kıcı ve bölücü eylemde bulunan memurlann kamudan atılmasuu ön- gören Kanun Hükmûn- de Kararnamenin (KHK) zorunlu olduğu- nu bildirirken, cinayet işleyen militanlann da aralannda bulunduğu Hizbullah örgütü üyele- rine devletin halen ma- aş ödediğini açıkladı. Başbakanlık Basın Merkezi, Hizbullah operasyonlannda gözaltına alınan 535 kamu görevlisinden 378'inin tutuklan- dığını, bunlardan 118'inin öğretmen, 69'unun imam, 201 'inin de hâkim, be- lediye başkan yardımcısı, doktor ve mü- hendis olduğunu bildirdi. Milli Güven- lik Kurulu'ndan, Cumhurbaşkam Ab- met NecdetSezer'in de ikna edici gerek- çe istediği belirtilen KHK konusunda Başbakanlık Basın Merkezi dün açıkla- ma yaptı. Başbakanlık' ın açıklamasında, yasa- lann devlet memurunu koruyucu dü- zenlemelerine dikkat çekilerek "Ku- nımbınncaaçüandisipnnkovuşturma- lannda haklarmda uyanna, kmama ve ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- detSezer'in inceledıği, memurla- nn işten çıkanlmasını kolaylaştı- ran KHK düzenlemeleri şöyle: Dahiiiye Memuıian Yasası'nın 23. maddesindeki değişikiik: Tür- kiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunlannın açıkça suç saydığı, devletin ülkesi ve rnilleti ile bölün- mez bütünlügüne ve cumhuriyetin niteliklennden herhangi birini de- ğiştirmeye, ortadan kaldırmaya yönelik veya bunlara aykın ey- lemleri veya irtikap ve irşatlan va- zife ve memurluk haysiyet ve şe- refme uymayan kötü itiyat ve hal- leri şayi olduğu ve bu dunımlan ayn ayn iki müfettiş tarafından ve- rilen raporlar ve muhtelif iki ami- rin gizli sicil raporlanyla teeyyüt eden memur hakkında cezai taki- bat yapüıp yapılmadığına bakıl- maksızın vekiller inzibat komıs- yonunun karan ve bakanın onayı ile meslekten çıkanlır. DMY nin 125. maddesinin (E) bendmin (a) ah bendindeki deği- şikiik: Yıkıcı veya bölücü veya cumhuriyetin niteliklerinden her- hangi birisini değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik veya bunlara aykın eylem ve diğer fa- aliyetlerde bulunan veya busuret- le kurumlann huzur, sükûn ve ça- lışma düzenini bozan veya boy- kot, işgal, engelleme, işi yavaşlat- ma, grev, toplu göreve gelmeme eyleınleine kattlan, tahrik ve teş- vık eden veya yardımda bulunan... Aynı maddeyeeklenen diğer bö- K (E) bendinin (a), (b) ve (ı) alt bentlerindeki eylemleri sebebiyle devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandınlanlar, ba- kanhklar, kamu kurum ve kuru- luşlan, yerel yönetimler ile bunla- nn sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu kurum ve kuruluşlarda herhangi bir statüde ıstıhdam edilemezler. Hâkimler«Savcılar Yasası'nın 69. maddesindeki değişikiik: Di- siplin cezasının uygulanmasını gerektiren fıili suç teşkil etmese ve hükümlülüğü gerektirmese bi- le, mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibannı bo- zacak nitelikte görüldüğü veya anayasanm başlangıç bölümünde ve 2. maddesinde belirtilen cum- huriyetin niteliklerine, Türk varîı- ğının devlet ve ülkesiyle bölün- mezlığı esasına, laiklık ükesının gereği olarak kutsal din duygula- nnın devlet işlerine kanştınlama- yacağı ilkesine aykın tutum ve davranışlan içerdiği takdirde ve- ya fıilin görevin yürütülmesinde ideolojik veya sıyası amaclarla ha- reket edilmesi ya da dil, ırk, cin- siyet, siyasi düşünce, felsefı inanç, djn ve mezhep aynmı yapılarak kişilerin yarar ve zararlannı hedef tutan tutum ve davTanışlarda bu- lunulması şeklinde oluşmuş du- rumlarda da meslekten çıkarma cezası verilir. KTTpersoDelininözlükhaklan- na ffişkin 399 sayıh KHK'nin 45. maddesine yapuan ekleme: Yıkı- cı ve bölücü veya cumhuriyetin niteliklerinden herhangi birisini değiştirmeye veya ortadankaldır- maya yönelik veya bunlara aykın eylem ve diğer faaliyetlerde bu- lunmak veya bu suretle kurumla- nn huzur, sükûn ve calışma düze- nini bozmak veya boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katıhnak veya bu amaçlarlatoplu olarak göreve gel- memek, bunlan tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak. Aymmaddeyeeklenen diğer bö- lüm: (f) bendindeki eylemleri se- bebiyle sözleşmesi feshedilerek sona eren personel, bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlan, yerel yönetimler ile bunlann sermaye- sinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu kurum ve kuruluş- larda herhangi bir statüde istih- dam edilemezler. aylıktan kesme gibi disiplin cezalan ve- rîlebilen bu kişflerden cinayet işleyenler de halen devletin memurudur,devletten maaş ahnaktadır" denildi. Devlet içinden istihbarat Başbakanlık'ın açıklamasında, terör örgütü üyelerinin itiraflanna dayanıla- rak devlet içindeki istihbarat çalışmala- nna değinildi. Açıklamada bu konuda şu bilgiler yer aldı: "Cinayet işleyerL, terör örgütüne dev- let daireİerinin yerieşim plamndan ad- res ve teiefon üstelerine kadar çeşitK bü- gileri ilettiğini itiraf eden \-eya PKK te- rör örgütüne devletin mali kaynaklan- nı usulsüz bir şekilde aktaran birmemu- nın faaliyetlerine ancak uyarma ve la- nama gibi disiplin cezalan verilebilme- si ve dolayısryla bu kişilerin memurryet- lerinin devanu. irticai ve bölücü faaliyet- lerde zafiyet yaratmaktadır." Açıklamada, personel yasalannda mevcut olan memuriyetten ihraç ceza- sı verilecek durumlar için "yıkıcı vebö- hlcü faahyetler ile cumhuriyetin temel niteliklerine karşı faaByederin" eklendi- ğine dikkat çekildi. Başbakanlık Basın Merkezi, şu ge- rekçeleri sıraladı: "Memuriann, cumhuriyetin demok- ratik, laik, sosyal hukuk devleti nitelik- lerine aykm veya kanunlann suç saydı- ğv devletin ülkesi vemiDetiylebölünmez bütünhlğünü ve cumhuriyetin nitelikle- rinden herhangi birini değiştinneye ve- ya ortadan kakfarmaya yönelik faaliyet- lerde bulunduğunun befirienmesa hann- de, bu tür faaliyetlerde bulunulması bir disiplin cezası ik cezalandınhnamış ol- duğundan, açılan disiplin kovuşturma- larmdaancak uyarma ve kmamagibi ce- zalar verüebUmektedir. Verflen hafıf di- siplin cezalannın ilgilüerin memuriyet- leri Ue bu nitelikte faali>etlerinin devam etmesine yol açması, irtkai, yüacı ve bö- lücü faaliyetlerin önlenmesindezaaf ya- ratfnaktartır" . . - ' ! : " . Yasalann Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmesine hukukçular tepki gösterdi TBB: Meclis'in yetldsLdevredilemez ANKARA (Cumhuri\«t Bü- rosu) - Hükümetin, TBMM 'den aldığı yetki yasasma dayanarak yasalan Kanun Hükmünde Ka- rarnameler (KHK) ile değiştir- mesine hukukçular tepki gös- terdi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanvekili Burhan Karaçelik, TBMM'nin yasa yapma görevini hükümete dev- retmediğine dikkat çekerek "Çok ivedi konular için bu yet- ki verilmeti ve kullanıhnahdır" dedi. Kamu personelinin meslek- ten çıkanlmasını kolaylaştıran kararname Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayı- nı beklerken tepkiler de sürü- yor. TBB Başkanvekili Burhan Karaçelik, yaptığı yazılı açık- lamada, yasama yetkisinin Türk ulusu adma TBMM'de ol- duğuna işaret etti. Bu yetkinin devredilemeyeceğini kaydeden Karaçelik, anayasanın 91. maddesinde TBMM'nin bazı konularda Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisi verebile- ceğinin öngörüldüğünü anım- sattı. Bu yetkinin "yasa yapma görevinindevri'' rutelığinde ol- maması gerektiğini vurgulayan Karaçelik, "Çok ivedi konular için bu yetki verümeu ve kulla- Cinsel aynmcüığa tepki 'Lambda tstanbul' adb sivH tophun girişimi tems0cileri,E-5karayohındaöWürüldöğüikri sürülen Çağla Ünhl adh travestiyle Ogffi olarak tnsan Haklan Derneği (tHD) tstanbul Şubesi'nde bir açüdama v'apo. Temsücüer toplanaya, yaşadıklan utancı dik geürmek amacryta yüzterini siyaha boysyarak kaükniar. Grup adma açıklamayı okuyan ve tstanbul Onivenitea öğrend» oktağunu söykyen Deniz Yıkhz (23), travesti, transseksâel, kadın ve erkek eşcmseuerin, E-5teki cinayetfcre sessiz kabna> i acaklannıvurgıılay-araktümsrvil toplum kunıluşlannı tepki göstermeye çagtrdL (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL) nılmaMır" dedi. Temel hak ve özgürlüklerin suıırlandınhnasmın ancak ana- yasanm sözüne ve ruhuna uy- gun olarak yasa ile yapılabile- ceğine dikkat çeken Karaçelik, "Anayasamıza göre suçluluğu mahkeme karan ile saptanuı- caya kadar künse suçhı sayüa- maz. Suçluhıgu hükmen subu- ta ermeyen kişiye ceza verik- mez" dedi. Hükümetin çıkar- mak istediği KHK'nin anaya- sal ve yasal ilkelere aykuı oldu- ğunu savunan Karaçelik şunla- n söyledi: "Mahkeme karan olmaksı- zm,bir kimse, şayiahannde da- hi idare tarafından cezalandı- nlmakta. meslekten çıkarüma- sına olanak verihnektedir. bd müfettiş raporuyla memuriyet- ten, bir daha devlet kuruluşla- nnda, hattayerel yönetimlerde işe ahnmamak üzere çıkarma hukuk devleti ilkekrine açıkça aykındır. Bu tip uygulamalar ancak poüs devtetinde olabiür. TürkiyeCumhuriyetipoHsdev- leti değüdir." Karaçelik, devlet yetkilileri- nin bir yandan demokratikleş- me çabası gösterirken diğer yandan polis devleti uygulama- sına olanak vermekten kaçm- malanm istedi. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@doruk.nettr. Gerçek adı bilinmiyor. Ama "kod adı" kesin: Yeşil. Mar- mara Adası'nın güney kıyıla- nnda, Mestanağa Koyu'ndan Miskinler Koyu'na kadar olan bölge onun kesin ve mutlak egemenliği altında. Her gün düzenli olarak bölgeyi dolaşı- yor. Bir tür devriye. Henüz ya da hâlâ boyun eğ- meyenleri pataklıyor, evlerine kaçıp güvenli bir köşeye sinin- ceye kadar kovalıyor. Yeni gelenler için özel bir program uyguluyor. Bir tür "hoş geldin" dayağı ve yanlış anlaşılması olanaksız bir uya- n: - 6u bölgede Yeşil'in sözü geçer, Yeş/7'e karşı çıkılmaz ve haracı verilmedikçe bu bölge- de yaşanılmaz! Çok güçlü ve çok çetin bir yaşam savaşından yenilme- den çıkmayı biliyor. Bu yıl Mar- mara Adası'nda kış çok zorlu geçti. Yıllardır görülmedik öl- çüde kar yağdı; ayaz ısırdı, dondurdu; adalılar evlerinden çıkmaya bile çekindiler. Bu zorlu koşullarda yazlıkçı- ların geride bıraktıklan sar- manlar, tekirler, araplar ve pa- 'Yeşil' Marmara Adası'nda muklar, günlerce belediyenin önündeki meydanda ya da balıkçı teknelerinin yanaştığı limanda bir lokma yiyecek umuduyla bekleştiler. Sonra birer ikişer kışa yenildiler. Ba- han, postlannın ısınacağı gü- neşi bir daha göremeyecek- ler. Yeşil farklı. Bölgesini terk edip köye inmeye bile tenez- zül etmedi. Kapılan sımsıkı ka- panmış, insansız, ıssız, tekir- siz, sarmansız, arapsız ve pa- muksuz villalarda bir iki dolan- dı. Satt martı çığlıklannın ve kı- yıya vuran dalga seslerinin yankılandığı insansız koylar- dan yukanya, tepelere doğru tırmandı. Adanın yerlileri ye- min billah ederek tanıklık edi- yor Yeşil bütün kış tavşan ya- kalayarak açlığı yendl ve kışı geçirdi. Şimdi yazın tadını çı- kanyor. Hem güneşin, hem de yeniden tekirterle, sarmanlar- la, araplar ve pamuklarla can- lanan villalarda bilek gücüyle el koyduğu "Whiskas"\anr\, "Kitekat"\anu ya da yansı yen- miş balıklann tadını... Bu onun sağ çıktığı ve insa- noğluna ödün vermeden üs- tesinden geldiği ikinci kış. Onu tanıyanlar daha çoook kıştan sağ çıkacağına ve bahar ve yaz aylannda Mestanağa Ko- yu'ndan Miskinler Koyu'na kadar koca bir bölgede fırtına gibi eseceğine eminler. Ona "Yeşil" kod adını yakış- tıranlar, istanbul'dan yazlığa gelin<en birlikte getirdikleri na- nemolla, çıtkınldım ev sar- manlannın, tekirlerin, pamuk- ların ve arapların sahipleri. Kendisine "Yaşil" gibi uğursuz bir kod adı takılmasından hoş- nut mu bilemiyoruz; ama bu adın çağrıştırdığı korkudan sonuna kadar yararlandığı bir gerçek. Artık sadece şöyle bir gö- rünmesi yetiyor. Patisini kaldı- np hiçbirine okkalı bir pençe savurmasına bile gerek kal- madan, sarmanlann, tekirle- rin, araplann ve pamukların köşe bucak kaçmalan işini ko- laylaştınyor. Daha geçenlerde Oya Ha- nım'ın kapkara ve yaşlı "kızı", merdiven aralığında gözleri korkuyla kısılmış, soluk bile al- madan, sınlsıklam terlemiş (korku terletir), tüyleri diken di- ken, tıslamaktan bile ürkerek sessizce bakarken, Yeşil olan- ca rahatlığı -ve laf aramızda zarafeti- ile mutfağa süzüldü ve ciğer, şehriye, havuç ren- desinden oluşan özel mama- yı afıyetle yedi ve olanca zara- feti ile ve hiç acele etmeden çekti gitti. Kendi çıtkınldım ve nane- molla "yavrulanna" çok düş- kün ev sahipleri, Yeşil'e karşı örgütlü bir mücadele başlattı- lar. Miskinler Koyu'nda, mü- zisyenlikle balıkçılık arasında gidip gelen Celal ile usta ba- lıkçı, acemi briççi Turan Abi, bir de Mestanağa Koyu'nun kıdemlilerinden Alman Dieter, kendilerine birer lastik sapan edindiler ve bir yerlere ufak taşlardan oluşan cephane stokladılar. Akıllannca Yeşil göründü mü, taş-mermileri sapana sürüp Yeşil'i kovala- yacaklar. Oya Hanım'sayufka yürekli ve şiddet karşıt oldu- ğundan, elinin altında bir ko- va su bulundurmakla yetindi. Aklı sıra Yeşil gelince onu ısla- tıp kaçıracak. Yeşil onlara gülüp geçmiş olmalı. Bugüne kadar taş ya da su isabet ettiren çıkmadı. Oysa Turan Abi'nin Monica'sı da, Celal'in Kızım'ı da, Di- eter'in Pamuk'u da, Oya Ha- nım'ın Nina'sı, Füsun Ha- nım'ın Arap'ı ve Mınk'ı da Ye- şil'den günlük dayaklannı yi- yor ve haraçlannı gönüllü ya da gönülsüz ödemeye devam ediyoriar. Marmara Adası'nda Yeşil efsanesi her gün yeni "menkı- beler"\e zenginleşerek sürü- yor. Belki bu yaz onun üstüne bir Tırmık daha yazılır. Yeşil bunu hak ediyor. Bu yazı okuyucu ile Yeşil'i tanıştırmak için yazılmış bir "Pazaryaz/s(°ndan ibaret. Onunla bu köşede bir, belki birkaç kez daha buluşacaksı- nız. Çünkü yazar "o' Yeşil'den ne kadartiksiniyorsa, "bu" Ye- şil'i o kadar seviyor... POÜTİKA GÜTNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Varlığın Anahtarı Sessiz bir bekleyiş içinde insanlar... Kıyıda taş yapılı evler... Pencerelerinde el örmesi beyaz perdeler... Çocuklar, içlerinde coşkuyta denize taş atıyorlar... Varlığın anahtan nedir sizce? Yaşam mıdır, gecey- le gündüzü birteştiren? Bir kadın ve bir erkek... Belki Vıcente AteixandreI yitartışıyortar bir Akde- niz sabahında... Hava sıcak mı sıcak!.. Havadan sudan konuşuyorlar kadınla erkek... Kadın: "Biliyormusun, senisûrükleyen tekbiryûrektir. El etek çeker, kendi acın, daralmış yüreğin ferahlar. Tekbiryûrekolursun, şakaklannda duyarsın atışını, seni sarar, göğsünü kabartır, yürüdükçe güç verir kollanna..." Erkek: "Ama yürek kimizaman beni sürüklernez, durdu- rur. Birsesle irkilirim. Korkanm işte kirnizaman. El- lerim titrer, başım döner. Bir yaz ormanında yantyor gibi olunım. Düşûncelerim kaçıp gider. Sesini duy- maz olurum..." Kadın: "Sen yanılıyorsun her zamankj gibi. Güçlü olman gerekir. Eğerdikilirsen, bir an yükseltirsen sesini, bi- lirsin ki bir türküdürsöylediğin; karanlık ve uçsuz bu- caksız bütün bedenlenn derininden kopup gelen aydınlıktır bu..." Erkek: "Belki senin söylediğin gibidir. Hiç düşünmemiş- tim. Sedenterde ve ruhlarda senin haykınşınla bor- cunu ödeyendir." Kadın: "Gördün mü, anlasıyoruzseninle. O, sana destek olanlann sesidir. İçinde sen varsın o sesin. Şaşıra- rak kendini tanıdığın, güçlü ve gerçek ses." Erkek: "Sence bu ses, darmadağın olmuş yürekferin se- si mtdir?" Kadm: "Neden olmasın? Gırtlağından fışlanp gökteri sa- ran o ses, sade ve açıktır." Erkek: "O zaman dingin dalgalara bırakalım kendimizi; yumuşak itişlerie gidip gelelim istersen?" Kadın: "Olmaz, çok sıcak hava. Hem bak konuşuyonjz güzel güzet!..' Erkek: "Kafamdan ne geçtiğini biliyor musun?' Kadm: 'Sadece gözlerine bakıyorum ve düşünüyo- rum..." • • • Erkeğin bakışlannda alaya bir gûlümseme var- dı... Kadın başını çevirdi... Bir balıkçı motoru iskeleye yanaşt... Zaman akıp gidiyordu... Erkek, "Haydi, variığının anahtannı anlat bana" dedi. Kadın duraksadı. Üstlerinde mavi bir gökyüzü yürüyordu. Çocuklar kaybolmuştu... Kadın: . . . . . = . . - , - "Benim kalbim narin bir ağaçtr, sen bunun far- kında bile değilsin." Erkek şaşırdı... Dediki: "Nereden çıkardın bunu!" Kadın birden hırçınlaştı: "Senin kalbinin biryağmurmu, yoksa fırtına mı ol- duğunu bilmek istiyonım ben. Sen bir çiçek misin ya da kuş mu? Susuzluk mu, uçurum mu, gûneş mi, kamçı mı? Söyle, sen nesin?" Erkek: "Sesten sözediyorduk. Nereden nereye geldik... Hen\es için yükselir ses. Gel o sesi arayalım. Bütün insanlığın kulağı sende." Kadın: "Of, sıkıldım senden. Beni anlamıyorsun. Ben bil- mek (stfyorum, bir taşın neden tüy olmadığını. De- dim ya, benim kalbim narin birağaç. Sen hiçbir za- man bunu anlamadın." Erkek: "Saçmalıyorsun yinel.." Kadın: "Ben bilmekistiyomm, gecebeyazmı görür? Eğer deniz beni samoş eden gizli bir kuşkuysa, sen ne- den benim yanımdasın? Benim variığımın anahtan, değişken kapılan açar. Sen ise hiç değişken değil- sin. Evet, sen çağdışısın..." • • • Acının depreştiği bir kalabalıkta yaşanryor bu öy- küler... Vıcertte Aleöçandre ne dtyor. "Sair herkes için söyler türküsûnüL " Çocuklar, kadınlar ve erkekler... Acı apaçık onlann bakışlannda... Bir tek kalabalık, tek bir vartık gibi geçer gözleri- nin önünden... Ve sen, daralmış yüreğin, tek başına kalmış acı- nın kudurganlığıyla, son bir çabayla kalabalığa kan- şırsın!.. O anda güneşin rengi alınlarda solar... Kuyvetin ve gerçeğin maviliği yankılar insanlann sesini!.. hikmetcetnkayan cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhurtyet L. Kitap kulübü (A6ININ TÂJdĞI ÜÇ YAZAR 2BASI T KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT UNCIU YILLAR KU$AniJM$ ŞOKAKLAR4 BASI »POSTUNDAKÜRT ZAMAAK SANA DA BULAŞTIKAN BARONUNUN KAZLARI ASf m KADİNLAR SOKAĞI ' BASI &RİAT PAZARI ÎÎVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL nİRKİYE'HİH MYTAN ÜÇ6ENİ ZLERİN POYMZ Cumhunyet Kıtap K u l ^ Ç a ğ P a z a r 1 a m a A .Ş. Türkocağ! Cad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle