Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18TEMMUZ2000SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yıknaz Tarsus'ta
• TARSUS
(Cumhuriyet) - Devlet
Bakanı ve Başbakan
Yardımcisı Mesııt Yılmaz.
Adana ve Tarsus'a yaptığı
gezi sırasında,
Türkiye'nin ekonomik
anlamda önemli bir
döneme girdiğini
kaydederek, bu
programdan dar gelirlinin
etkilendiğinin bilincinde
olduklannı ifade etti.
Yılmaz, dar gelirliye
hiçbir etkisi olmayan bir
ekonomik istikrar
programının dünyada
henüz bulnnmadığını
belirtti.
Sezer
Genelkupmay'da
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer,
Genelkurmay Başkanı
Hüseyin Kıvnkoğlu'na
iadei ziyarette bulundu.
Sezer, Kıvnkoğlu'yla bir
süre göriiştü.
Başlangıcında görüntü
alınmasına izin verilen
görüşme, daha sonra
basına kapalı olarak
gerçekleşti.
Ifflroğlu'ndan
suc duyurusu
• DIYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'da I992'de
uğradığı sılahlı saldında
yaşamını yitiren Musa
Anter cinayeti ile ilgili
olarak, saldından yaralı
olarak kurtulan Orhan
Miroğlu, cinayetten
sorumlu tuttuğu Yeşil kod
adlı Mahmut Yıldınm ve
General Zinnar kod adlı
PKK itirafçısı Alaattin
Kanat hakkında "cürûm
işlemek için teşekkül
oluşturmak ve adam
öldürmeye tam teşebbüs"
iddiasıyla, dönemın
OHAL Valisi Ünal Erkan,
Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar, Milli
Savunma Bakanı Ismet
Sezgin ve Başbakan
Süleyman Demirel
hakkında da çete
oluşumunda katkılan
varsa bu suçtan, yoksa da
"görevi kötüye
kullanmak, görevi
savsamak" iddiasıyla
Diyarbakır DGM
Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulundu.
Trafik kazalan:
10kişiöWü
• Yurt Haberieri Servisi -
Kınkkale, Kaysen, Izmir,
Afyon, Nevşehir ve
Batman'da meydana gelen
trafik kazalannda 10 kişi
öldü, 40 kişi yaralandı.
Batman'ın Sason
ilçesinde, römorkunda
yolcu taşıyan bir
traktörün devrilmesi
sonucu meydana gelen
kazada ölen 6 kişiden
5'inin korucu olduğu
belirlendi. Aydın'ın
Nazilli ilçesinde, 15 yıldır
tek bacakla araba
kullanan Dursun Çalışkan
(40) yapılan denetimler
sırasında yakalandı.
haleyasağı
• ANKARA (AA) - Milli
Savunma Bakanlığı,
DevletfiıaleKanunu'nun
84'üncü maddesi
uyarmca, Apex American
Inc. fırmasma 6 ay
süreyle ihale yasağı
getirdi. Apex, Milli
Savunma Bakanlığı'nın
ita amirliği yetkisini
devrettiği kuvvet
komutanlıklan, askeri
birlik ve kurumlar
tarafından yapılan
ihalelere katılamayacak.
"thaleye fesat
kanştırmak, ihale
hükümlerinı yerine
getirmeme ya da eksik
getirme" gibi durumlan
içeren 84'üncü madde,
ilgililere değişik sürelerde
ceza verilmesini
öngörüyor.
Tahran'dald6
derin devlet'
Eski Erzurum Vali Yardımcısı, Termal Kaymakamı Kasım Esen, Uğur Mumcu cinayetinin
arkasındaTahran ve Kum kentindeki 'İmam-ı Ali Askeri Okullan'nın olduğunu ileri sürdü
FARUKKIKrAY
YALOVA - Uğur Mumcu ve
diğer siyasi cinayetlerin arkasın-
da tran'ın Tahran ve Kum ken-
tınde bulunan "Imam-iAB Aske-
ri OkullarTnın olduğu, Pans'te
yazılan ve sadece dıplomatlara
gönderilen istihbarat mektubun-
Dünü, Bugünfi ve Yannı" adlı ra-
por hazırlayarak Hizbullahın
örgütlenme yapısını deşıfre eden
ve aynı yıl Yalova'nın Termal il-
çesıne kaymakam olarak atanan
Kasım Esen, fcışleri Bakanlığı
bünyesinde yayımlanan Polisin
Sesi Bülteni'ne "Uğur Mumcu
ve DiğerSiyasiCinayetier" konu-
da okulun faaliyetlerine yer lu bir ya/ı'yazdı. Esen
verildiği öne sürüldü. Iran denn
devleti ve Hizbullah'ın karargâ-
hı olduğu öne sürülen okulun,
tran'ın özel harp dairesi işlevmi
gördüğü de vurgulandı.
1996 yılında Erzurum Vali
Yardımcısıvken "Hizbullah'ın
yazı yazdı. bseıı, yazısıu-'
da. tran'm Tahran kentınin kuze-
yinde bulunan ve Iran'ın özel
harp dairesi işlevini gören
"tmam-ı Ali Askeri Okulla-
n"nın, tran derin devletinin ve
Hizbullah'ın karargâhı oldugu-
nun istihbarat çalışmalan sonu-
cunda belirlendiğini, Çetin E-
meç'in katil zanlısı trfan Çağn-
cı'nın ifadelerınde de bu okulun
admın geçtiğini vurguladı. Es-
en, yazısında şu görüşlere yer
verdi: "Siyasi cinayerJerin arka-
suıda. global mafya, uluslarara-
sı şirkerkr, yasadışı ekonominin
emrindeki bankalar, bazı devtet-
leı ve buıüaıııı bülıbaıat öfgüt-
leri ile özel olarak eğitilerek dev-
let örgütierinin içine sızrmş ajan
provokatörler bulunmaktadır.
Cumhuriyetin uhıs devlet anlayı-
şını kendilerine engel olarak gö-
ren ve kemalist çizginin kökleri-
ni kemirerek kendilerine yol aç-
mak isteyen örgütfcrin uzanbla-
n deşifre olmamak için Mum-
cu'yu öldürmeteri de doğaldır»"
Kaplan ilişkisi
1992 yılında Almanya'nm
Berlinkentinde gerçekleşen Sos-
yalıst Entemasyonel Kongresi'ni
izlemek için Berlin'e gelen tran
Höirdistan Demokrat Partt lideri
Sadık Şerefkendi ve arkadaşlan-
nın öldürülmesi olayında Iran
gizli servisi mensubu olduğu be-
lirlenen Kâzım Darabi'nin bu-
lunduğunun ortaya çıktığını, ola-
ya kanşan tetikçilerin de Kreuz-
berg'de bulunan camide Darabi
ile defalarca buluştuğunu öne sü-
ren Esen, şöyle devam etti: "Bu
cami MüsJüman Cemaatler ve
Cemrvetkr Birtiği'nin merkezi-
dir. Aynı T^manrfa Tahran'la fle-
tişimin sağlandığı merkezdir. Bu
birtiğin başkanı da Cemalettin
Kaplan'm oğhı Metm Kaplan'dır.
Bu suikast ile eşzamanh olarak
Törkiye'de siyasi cinaverter de
basbnuşar.Ekim 1992deHalkm
Mücahitleri Örgûtü Mderi Man-
sur Amini, Arahk 1992'de tran
şahmın komutanlanndan Abbas
Golizedehkaçmlaraköldürüldû.
24Ocak 1993 günüiseMumcu «-
dürükiü.*
Mesut Yılmaz: Herkes elini taşın altına koymalı
Hükümette öliiııı cezası tarbşması
• Kabineye yeni giren ANAP
lideri Yılmaz'ın verdiği ilk
demeçler, gelecekte iktidarda
işlerin kolay olmayacağını ortaya
koydu. Yılmaz'ın 'Herkes elini
taşın altına koyrnah' sözlerine
Bahçeli, 'Hükümete
girdiğimizden itibaren her türlü
meselesinin altına elimizi
sokmuşuzdur' karşılığını verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz'ın, MHP'nin
ölüm cezasının kaldınlması ko-
nusundaki "bizsiz yapsınlar"
tavnnı "Herkes elinitaşın alûna
koymabdır" sözlenyle eleştir-
mesi, ıki parti arasındakı ger-
ginlıği arttırdı. Muhalefet parti-
lerinin de MHP'yi hedef alma-
sıyla bu partinin iktidardan
uzaklaştırılmasına ilişkin senar-
yolar yaygınlaşırken MHP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Şevket
Bûlent Yahnici, "Canları isti-
yorsa dışlasınlar, Anadolu'ya
düşer, kendimizi anlaünz'" dedı.
Yahnici, ölüm cezası konusun-
daki anlaşmazlığın çözümü için
gündeme getırilen "vatana iha-
netleilgiliolaraköJûmcezasmm
Askeri Ceza Yasası'na konma-
sT formülüne de "lç hukuk açı-
andan dognı değüdir. L luslara-
rası hukuk açısından da sakm-
calar doğurur" diye karşı çıktı.
MHP'lilerin Yüce Divan'a
gitmesi için oy kullandıklan
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın
hükümete girmesi ve verdiği ilk
demeçler. gelecek süreçte ikti-
darda işlerin kolay olmayacağı-
nı ortaya koydu. Yılmaz'ın
r'OtOğftlflUliCl J\luf7S HüTCKCltl ted ErginKonuksever in arşhinden hazuianan "Fotoğraf
"•* •* veObjelerieKıbnsBanşHarekâü"konuhısergiaçıIdLts-
tiklal Caddesi'ndeki Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde düzenknen serginin açıhşında konuşan Beyoğhı Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, Türk miîlefinin "Yurtta sulh. cihanda sulh" anlayışryla hareket ettiğini söyledi. 31 Temmuz'a kadar açık kala-
cak sergide Oranüral Güven Erkaya'nın eşvalaruun bulunduğu bir am köşesi de yer abyor. (Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK)
1 AB Cenel Sekreterliği'nin yetkileri sınırlıl
Yılmaz, sorun devraldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AB ile eşgüdümün
sorumluğuna getirilen
Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz, birçok sorun ve
tartışmayı da devraldı. AB
Genel Sekreterliği'nin
Dışişleri'nin ağırhğı altında
olması. karar alnıa ve
kararlannı uygulatma
konusunda hiçbir icrai
gücünün bulunmaması AB
üyeliği sürecinde
kamuoyunda öne çıkmayı
amaçlayan Yıhnaz'ı rahatsız
ediyor. AB Genel
Sekreterliği içerisinde
Dışişleri ve diğer kamu
kuruluşlan arasında
çekişmenin sürmesi
bekleniyor.
Yılmaz'a bağlı olarak görev
yapacak AB Genel
Sekreterliği'nin AB'ye
uyum ve entegrasyon
konusunda etkinliğinin
yetersiz oldugu yorumlan
yapıhyor.
Dalaman'da olay çıktı
SEKA işçileri coplandı
ÖZCANÖZGÜR
OALAMAN - Mopak'a 40
milyon dolara satılan
Dalaman SEKA Kâğıt
Fabrikası'nda işçiler, işyerini
terk etmeme eylemine devam
ediyor. Çalışanlara dcstek
veren işçi aileleri de fabrika
önüne gelerek oturma eylemi
başlattılar. Dalaman SEKA
Kâğıt Fabrikası ile birlikte
Türkiye'deki 6 kâğıt
fabnkasından
dışanya mal çıkışınm
engellenmeye başlandığı
öğrenildi. Dalaman'da
fabrika içinden dışanya
yürüyüşe geçen işçilere polis
copla saldırdı. Selüloz-İş
Sendikası Dalaman Şube
Başkanı Mehmet
Madenti'nin de tartaklandığı
olayda, işçiler coptan
geçirildi. Yaralanan
işçilerden Sinan Ozdemir,
Fethiye Devlet Hastanesi'nde
tedavi altına alındı.
"Herkes elini taşın altına koy-
malı'' sözlerine MHP lideri
Devlet Bahçefi, "Biz hükümet
oktuğumuz günden itibaren
Türkiye'nin her türlü meseksi-
nin albna elimizi sokmuşuzdur"
karşılığını verdi.
DYP scnaryosu
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Yahnici de partisinin hükü-
metten dışlanarak yerine
DYP'nin girmesi senaryo-
lan konusunda "Böyle bir
senaryoolduğunu sannnyo-
ruz. Ama varsa, kendüeri
bflirler'' dedi "MHP'nin
ölüm cezasının kakünhna-
sına onay vermesi duru-
munda,vatanaihaneteden-
lere ölüm cezası uygulan-
maa için AskeriCeza Yasa-
sı'udadeğişfldikyapıinıaa''
formülüne de karşı çıkan
Yahnici, "Onuyapamazlar.
tç hukuk actsmdan doğru
olan bir uygulama değfldir.
Uluslararası hukuk açBm-
dan da sakuıcalar doğu-
rur" dedı. TCY'nin 312.
maddesinin değiştirihnesi
konusundaki yaklaşımlan
nedeniyle partilenni hedef
alan FP'ye de çatan Yahni-
ci, şunlan söyledi: "Ata-
türk'ün Türkiye'sinde bir
cumhuriyet kunümuş. ¥P,
bu cumhuriyeti bötaneyi,
yıkmayı tahrîk edecek dü-
zenlemeyi istiyor. Sen Ata-
türkçü,laik, demokratcep-
he olarak bu FP'nin >unın-
da yer alacaksın, 312. mad-
de değişsin, diyeceksin. Bu
ohır mu? AB'ye girmennı
şarü Türkiye Cumhuriyeti
devletini yıkmak mı? "
FP-MHP kavgaa
Muhalefet partileri de
MHP'ye yönehk eleştirile-
rinin dozunu arttırmaya
başladılar. FP Genel Baş-
kan Yardımcısı Mehmet
Bekâroğta, MHP-FP ger-
ginliğiyle ilgili olarak
"MHPfle sadece FPdeğü,
Türkive'de demokratikleş-
meyi isteyen herkes anlaşa-
ımyor. MHP herkesle kav-
gao. Önömüzdekigünlenle
MHP'nin bu tavn nedeniy-
le hükümette de dddi so-
runlar yaşanacağı anlaşıb-
yor"dedi.
IRMIKI AYDEV ENGİN aengin(f! doruk.nettr
Gazetecinin en iyi müştensi
gene gazetecidir. Meslek gere-
ği günlük gazeteleri her gün di-
dik didik okumak gerekir ve bu
her zaman keyifli bir uğraş de-
ğildir.
Bazen meslektaş olmaktan
bile utanacağınız birinin yavele-
rini sonuna kadar okumak zo-
runda kahrsınız (Bunlardan biri
bugünlerde ünlü işkenceci
Hortum Süleyman'ı aklamak-
la meşgul ve bizler de ülserimi-
zi azdırmak pahasına onun yaz-
dıklannı okumaktayız).
Bazen meslektaş olmakla
övündüğünüz bir arkadaşıntzın
yazdıklannı dostça bir kıskanç-
lıkla okur; hem kıvanır, hem
"tûh, bunu ben niye akıl ede-
medim" deyip çaktırmadan ye-
rinirsiniz.
Bazen de okuduklannız sizi
çileden çıkanr, çok eski bir
mesiek tuzagına kapılır, "Dur
şuna okkalı bir yanıt vereyim"
diye bilgisayara çökersiniz.
Ustalanmdan böyle öğren-
dim: "Meslektaşlannla zorunlu
olmadıkça polemiğe girme"
dedilerveeklediler: "Okuyucu-
nun çoğu tekgazete alır. Senin
okuyucunsa, öteki gazetenin
yazannı okumamıştır. Senin
yazdığını anlamaz, yazma ne-
Ne O Neo-Popülist, Ne de...
denini kavramaz ve haklıdır.
Açığa düşen sen olursun."
Şu benim yoksul gazetemle
omuzdaşlık edeyim derken her
gün 250 bin papel bastınp ken-
di yoksullaşan Cumhuriyet
okurlan için bu kural iyiden iyi-
ye geçerli olsa gerek.
Ama gene de bugün bir "is-
t/sna "ya izin venn.
Hürriyet gazetesinden söz
etmek istiyorum.
• • •
Hürriyet'te kavga var.
Doğan grubu gazetelerinin
(Hümyet, Milliyet, Radikal vb.)
yazariarı arasında atışmaiara,
şataşmalara alışkınız. Tuncay
Özkan ve Haluk Şahin'le Fa-
tih Altaylı'nın "Gazetecilik ve
MİT ajanlığı" atışması; Çöla-
şan-(rahmetiı) Yavuz Gökmen
çekişmesi, Umur Talu-Ertuğ-
rul Özkök polemiği filan henüz
belleklerde taze.
Ama bu kez durum farklı.
Bu kez gerçek anlamda "ide-
olojik" bir kavga patlak verdi.
{jdeoloji terimini "dünya görü-
şü, toplumsal olgulara bakış
açısı, dünyada olup bitenleri
bûtünsel olarak kavradığımız
düşûnsel düzlem" anlamında
kullanıyorum).
Kavga Serdar Turgut'la Hür-
riyet'teki "iktidar" arasında.
Serdar Turgut'un seveni ka-
dar sevmeyeni; begeneni ka-
dar beğenmeyeni var.
Ben beğenenlerdenim. Onun
ince mizahının, çoğu kez kaba
degertendirmelere kurban edil-
diğini düşünürüm.
Bugüne kadar Hürriyet'teki
iktidarla arasında bir sürtüşme
olmadı (gibi geliyor bana).
"Penis" üstüne yazılar yazdı,
kızmak ne söz sırtını sıvazladı-
lar. Mizahını fazla inceltip "ırkçı
mı bu adam" dedirtecek yazı-
lar yazdı, güldüler ve destekle-
diler. Bir doğruyu yanlış söyle-
di, soldaki lümpen yönelimleri
Yılmaz Güney ekseninde te-
mellendirmeye kalktı; (bence)
meslekı anlamda sendeledi; a-
ma Hürriyetteki iktidann deste-
ğini yitirmedi.
Amaaaaa...
Amaaa, ne zaman ki sağlam
bir ekonomi egitimi gönmüş
Serdar Turgut, 65 mityonluk
Türkiye'de 6 milyon kişinin bü-
tün servetleri, paralan, bütün
rantlan, bütün iyi içkileri, bütün
(o biçim) manken kızlan, yüksek
yaşam standardının bütün ola-
naklannı elinde tuttuğunu, geri
kalan 59 milyonun ise açlık sı-
nınnda yaşadığını yazdı ve bu-
nu alkışlanası bir aydın inadıy-
la yinelemeye başladı...
Işte o zaman Hürriyet "ikti-
dan" kaşlannı çattı. Önce satır
arası tatlı-sert dokundurmala-
ra tanık olduk. Ardından sık sık
birlikte "pizzayiyip şarap içtiği"
Genel Yayın Yönetmeni, köşe-
sinde onu "neo-popûiist" ilan
etti. Neo-popülist deyiminin
günlük dildeki karşılığı "yeni
moda halk dalkavukluğu"dur.
Yani halkın yoksulluğundan,
toplumsal sınıflar arasındaki
gelir uçurumlanndan ve bunun
bir haksızlık, sosyal bir ayıp ol-
duğundan söz etmek, bu he-
sapça, "yeni moda halk dalka-
vukluğu" oluyonYnuş).
Bu ağır sataşma yetmedi.
Aynı gazetenin, ekonomi yazar-
lanndan ve Özal prenstennden
Ercan Kumcu ile bir röportaj
yaptnldı (bir gazetenin yazan
ile o gazetede röportaj yapmak
da yeni bir icat galiba). Röpor-
tajda Kumcu, kendisine Serdar
Turgut'la ilgili olarak yöneltilen
bir "çanak soru"yu şöyle yanıt-
ladı:
- Serdar Turgut'un köşesin-
de dile getirdiği konulardaki
görüşlerini tartışmaya bile de-
ğer bulmuyorvm. Fakirfukara-
nın yanındaymış gibi yazarak
okur kitlesini genişletmek iste-
diğini düşünüyorum...
•••
Hürriyet'teki kavga, bir gaze-
tenin birkaç yazan arasındaki
karşılıklı laf çarptırmalar filan
değil; Türkiyeyazılı medyasının
lokomotifinin sınıfsal tercihinin
actmasızlığının, gözü dönmüş-
lüğünün bir göstergesi.
Serdar Turgut, adeta çocuk-
su bir şaşkınlıkla "Yahu bunlan
ben bulup çıkanmadım. Bu ol-
gu çıplak bir gerçek ve gözSer
önûnde. Ben sadece gerçeği
yazdım. Hepsi bundan ibaret"
diye dursun, 6 milyonluk Türki-
ye'nin sözcülerinin bu çıplak
gerçeğin söyienmesine bile ta-
hammülleri yok.
Hürriyet'teki kavga, Türki-
ye'deki kavganın bırebir yansı-
ması...
POLİTtKA GLONLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Devleöm Benim!..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sayın bakanı,
pantolonunun paçalannı sıvayıp ayaklannı Uzun-
göl'ün şifalı sulanna sokmuş, kollannı yukanya kal-
dınmış, Haldizen Yaylası'nda dinleniyor...
Sayın Bakan Osman Durmuş eşi Ayfer Ha-
nım'la yaylaya çıkmış; sabah yürüyüş yapan dev-
letimin bakanı, kır çiçekleri toplamış, yaylada gü-
zel bir gün yaşamış...
Sayın bakanın yanında bir de Sayın MHP Miilet-
vekili Orhan Bıçakçıoğlu var.
Pantolonunu diz kapaklanna dek sıvamış, göm-
leği, atleti fora edip buzul gölünde yüzüyor...
—Aynt saatterde Beyoglu'nda F tipi cezaevlermi^
protesto eden tutuklu ve hükümlü yakınları, po-
listen iyi bir dayak yiyor, yakıcı güneşin altında...
Benim memleketimde insan manzaralan bol...
Ne ararsan var...
llkellik çağdaşlıkla yanşıyor...
Devletin itibannı korumak için başhekimi ne-
redeyse yumruklayacak hale gelen bakanlar dün de
vardı, bugün de...
Şaka değil, onlar devletin ülkesiyle ve milletiyle
bölünmez bir bütün olduğunu, üniversite kampus-
lannda Necdet Güçlü'yü öldürüp Orhan Yavuz'u
katlederek kanıtladılar...
Bakanım ve milletvekilim Uzungöl'de ayaklannı
göle sokmuş dinleniyorlar...
Yarasın!..
Onlar benim necip milletimin vekili, bakanı...
Ne yaparsa haklandır!..
Döverler de severler de!..
Durmuş bakanım, hastane kapısında doktortan,
hemşireleri sabah sabah esas duruşa sokmuştu.
Başhekim Mehmet Usta, bakanımı karşılamak için
kapı önüne inmemişti...
Bakanım ona haddini bildirdi...
Sonra Uzungöle gitti, stres attı...
Bakanıma ve milletvekilime 'ayyıldız' mayolann-
dan almak gerekir...
Gelecek sefere!...
•••
Benim devletimin bakanı, milletimin vekili deni-
ze, havuza, göle, ırmağa pantolonunun paçalannı
sıvayıp girer...
Gelenek, görenek meselesi canım!..
Benim polisim Beyoglu'nda insan döverL
F tipi cezaevi mi?
Devletim toz kondurmaz!..
Cezaevinin iyisi olur mu?
Benim ülkemde olur!..
Ulucanlar, Burduri..
Köpeğin ağzında kesik kol!..
Benim devletim 15-16 yaşlanndaki çocuklan
işkenceden geçirip cezaevıne tıkar; benim halkım
F tipi cezaevlerine karşı çıkari..
Ama benim devletim ve halkım nedense geniş
kapsamlı af istemez!..
Cezaevleri Amerika'da da kötüdür, Fransa'da
da!..
Bakıyorum, F tipi cezaevlerine karşı çıkan hal-
kım, devlet istemiyor diye kapsamlı bir af için mey-
danlan doldurmuyor...
Erdal Atabek, Aydın Engin "iyi hapishane olma-
dığım" vurgularken bizim medyanın romantikleri "F
tipi cezaevlerine hayır" diyohar...
Yahu hapishanenin iyisi olmadığını hâlâ öğren-
mediniz mi? Hücre mi, oda mı tartışmasının sonu-
cu değiştirmeyeceğini hâlâ anlamadınız mı?
Intikamcılar bıyık burup bizi izliyoıi..
Devletim Ulucanlar'ın hesabını vermedi he-
nüz!..
Vermez de!..
12 Eytül 1980 sonrasrydı...
Askeri Cezaevi'nde Afyonlu bir arkadaş vardı...
Bir gün sormuştum:
"Sen neden düştün buraya?.."
Başını öne eğip yanıtlamıştı:
"Bir deveyi kesip sucuk yaptığım için!"
Ardından eklemişti:
"Ama o deveyi ben Kenan Evren Afyon'a gel-
diği için kesmiştim!.."
Elimi omuzuna koymuştum Afyonlu kasabın,
"Ûzûlme, yakında çıkarsın, biryanlışlık olmuş her-
halde" demlştim.
Kasabın yanıtı ilginçti:
"Yok canım, devletim beni kolay kolay bağışla-
maz..."
•••
Bakanım ve milletvekilim pantolonlannın paçala-
nnı sıvayıp gölün içine girmişler!...
Halkım F tipi cezaevlerini protesto ediyor!..
Hava da sıcak mı sıcak!..
Devletimin canını sıkmayın!..
Ben ve Aydın Engin geçenlerde devletimin biraz
canını sıkmışız, Basın İlan Kurumu'na başvur-
muş...
Demişki:
"Cumhuriyet'in resmi ilanlarını kesin!"
Devletim benim!..
Hem sever, hem de döver!..
Gerekirse işkencelerden geçirir, zindanlara atar,
yargısız infazlarda katleder!..
Çeteleri sağ olsun, onlan başımızdan eksik et-
mesin(!)
hikmetcetinkaya(a cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Usta, Durmuş'la kavga etmişti
Başhekim sürgününe
soruşturma açıldı
AHMET ŞEFİK
TRABZON-Trabzon
Valüiği, Sağhk Bakanı
Osman Durmuş
tarafından
makamından kovulan
Trabzon Numune
Hastanesi Başhekimi
Mehmet Usta'ya,
Kocaeli'ne 2 ay geçici
görevle gönderildiğine
ilişkin bıldirimde
bulunan II Sağlık
Müdürü Fatih
Niyazoğhı hakkında
soruşturma başlattı.
Başhekim Mehmet
Usta, 6 ay önce
görevden alınmış,
ancak 1 ay önce idari
mahkeme karanyla
görevine iade ediknişti.
Usta'ya, Sağlüc Bakanı
Osman Durmuş'un
hastane ziyaretinin
hemen öncesinde
Trabzom tl Sağhk
Müdürü Fatih
Niyazoğlu tarafından 2
ay süreyle Kocaeli
Devlet Hastanesi'nde
doktor olarak geçici
görevle gönderilme
bildirimi yapıknıştı.
Durmuş da kendisini
dışanda karşılamayan
Usta'ya hakaret ederek
makamından
kovmuştu.