Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18TEMMUZ2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
l U İ İ L kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Jazz Times'tan Bill Milkowski ile Herald Tribune Intemational'dan Mike Zvverin festivali değerlendirdi
AYŞE KÖKSAL
7. Uluslararası İstanbul Caz Festi-
vali sona erdi. 11 gün süren maraton
sonunda hemen her gece bir ya da
birkaç konser izleme olanağı bulduk.
Kiminden memnun kaldık, kimin-
deyse umduğumuzu bulamadık. Ama
yine müzikle dolu, hareketli ve eğlen-
celi zaman geçirdik. İstanbul Caz Fes-
tivali, artık dünyadaki önemli caz fes-
tivallerinden biri olarak sayıldığın-
dan yurtdışından özel olarak izleme-
ye gelenler de oldu. Özellikle dış ba-
sının,ilgisi oldukça yoğundu. Biz de,
festivali izlemeye gelen yabancı ga-
zetecilere izlenimlerini sorduk. Dün-
yanm sayılı caz müziği dergilennden
Jazz Tîmes'ın yazan Bill Vlilkovvski
ve Herald Tribune International'ın
müzik eleştirmeni Mike Zwerin ile
tstanbul'daki cazı fconuştuk:
-lstanbol CazFestivali'ni genel ola-
rak nasıl değerlendiriyorsunıız?
MİKE ZVVERİN- Her şey çok iyiy-
di. Bütün konserler zamanında baş-
ladı. Ses duzeni iyiydi. Insanlar bir-
biriyle yakın ilişki içindeydi. Açıkça-
sı çok hoş vakit geçirdim.
BİLL MİLKOVSKİ- Bence tüm
dünya festivalleri kadar kaliteli idi. Da-
ha önce Montreux, Montreal Caz Fes-
tivali'ni de izledim. Açıkhava Sah-
nesi çok etkileyici bir mekân. Aynca
farklı müzikler içeren, melez diyebi-
leceğim programı da çok beğendim.
Birçok farklı müziği kanştınyordu.
Türk müziğini ve onu başka müzik-
lerle kanştıran çağdaş yorumlan iz-
leme olanağı buldum. Çünkü kalkıp
da New York'tan buraya gelince za-
ten sûrekli izlediğım insanlan bir ke-
re daha görmek pek de sevimli ol-
mazdı. Daha önce hiç duymadığım
sesleri ve melodileri dinlemek benim
için ilgi çekici bir macera oldu.
ZVVERİN- Özellikle dün geceki
konser çok etkileyici idi. Okay Te-
miz'in çıktığı ilk bölüm de iyiydi ama
bence asıl ikinci bölüm, Burhan Oçal
çok başanlıydı. Daha önce de İstan-
bul'a gelmeme karşın çok fazla Türk
müzisyen dinleme olanağım olmadı.
Aynca bir Türk genç grubu da vardı.
Audio Fact Tiger Okoshi ile birlikte
Roxy'yi inlettiler. Etnik müziği caz-
la bu,kad»jjyi birleşUrerek. böyle
enerjık bir müzık yapmak kolay de-
&•
'Mekânlar daha geniş olmalT
- Bir çok festivali gezdiğiniz için di-
ğer dünya caz festivalleri ile bir kıyav
lama yapmanızgerekirse, Istanbul'da-
kini nasıl değerlendirirsiniz?
MİLKOVVSKİ- Benim sorunum
biraz da mekânlarla ilgiliydi. Biraz da-
ha geniş alanlann da kullanılabilme-
si gerekir. Mesela Montreal Jazz Fes-
tivali'nde en büyük ana caddeyi ka-
patmışlar ve cadde boyunca bir sürü
sahne kurmuşlardı. Her saatte, her
(Fotoğraf: SJ§»E.
»A
1V
1
H | ^ H XJ irçok
^ ^ ^ H farklı müziği
j M B kanştınyordu.
^ ^ * * ^ | Türk müziğini ve
• P . 1 onu başka
1İ müziklerle
d kanştıran çağdaş
JÜ yo r u m
la n
izleme
^ ^ ^ | olanağı buldum.
^ Ö ^ J UteLemper'in
^MiMggfl konserinin
^ ^ ^ ^ B bitiminde
\ ^ ^ ^ ^ 1 herkesin yüzü
^ ^ ^ H gülüyordu. Canlı
' ^ ^ ^ H ve heyecanlı bir
^ ^ ^ H izleyici kitlesi var
^ ^ H burada
^ ^ H kesinlikle.'
. udio Fact,
Tiger Okoshi ile
birlikte Roxy'yi
inlettiler. Etnik
müziği cazla bu
kadar iyi
birleştirerek
böyle enerjik bir
müzik yapmak
kolay değil.
Burhan Oçal ve
Tim Hagan'm
elektronik
müzik ve groove etkisindeki melodileriyle 60'lı
yıllann sonundaki jazz-funk fusion tarzını
ammsatan müziğini çok beğendim.'
sahnede başka bir grup bir şeyler ça-
lıyordu. Üstelik bu bedava. Isteyen
istediği gibi gelip dinleyebiliyor. Bir
başka örnek olarak Chicago Festiva-
li'nde, kocaman bir parka konulan
sahnelerde, açıkhavada miryonlarca irt-
san gelip dinliyordu. Böylece hem
insanlar gelip yeni türleri keşfedebi-
liyor, hem de genç, amatör gruplar da
kendilenni birilerine dinletebiliyorlar.
ZVVERİN- Benim yaşadığım Paris
yakınlannda düzenlenen Marcia Fes-
tivali, bence dünyada gördüğüm en iyi
festivallerdendir. Üç tane meydanı
var, hepsinde öğle saatinden gece ya-
rısına sürekli müzik çaluur festival
boyunca. Benim burada sevmediğim
tek şey, konserlerin akşam yedide baş-
laması. Bu yüzden bir anda bütün
konserler birbiri üstüne geliyor. Öğ-
le vakti yapacak hiç bir şey bulamı-
yorsunuz.
- Orneğin Ute Lemper Lütfi Kır-
dar'da verdiği konserde, New York'ta
vertfikfcrinden çok daha sıcak ve iç-
ten olduğu belirtildi. Birçok müzis-
yen de geldikkri zaman Türk izkyi-
cisinden çoketkilendiğini söylüyor. St-
zin bu tür bir izleniminiz oldu mu?
MİLKOVVSKİ- Bence bu çok doğ-
ru. Ben Avrupa ya da Amerika'da ça-
larken izleyici ile kopuk, ilişki için-
de olmayan, sadece kendi müziğini
belki biraz isteksizce çalıp konseri
bitiren birçok müzisyenin ilgili ve
meraklı bir izleyici kitlesi karşısında
canlandığını, rahatladığmı ve hatta
keyiflendiklerini gördüm. Bence iz-
leyıcinin verdiği enerji ile müzisye-
nin arasında gerçek bir bağ var. Ute
Lemper'in gösterisine gelenler de öy-
leydi gerçekten. O da izleyicinin ken-
disine yönelttiği sıcak elektriğe kar-
şılık verdi. Herkesin yüzü gülüyordu
konser bitiminde. Hem Lemper'in,
hem müzisyenlerin, hem de izleyici-
nin. Canlı ve heyecanlı bir izleyici
kitlesi var burada kesinlikle.
'Say ve Erguner'i beğenmedik'
-Türkmüzisyenlerinden Kudsi Er-
gunerveFazıl Say'uıyaptığıcahşına-
lar da oldukça farklı bir yöndeydL Bu
konuda ne düşünüyorsunuz?
ZVVERİN- Hiç beğenmedim. Ben-
ce Kudsi Erguner neyiyle gerçekten
çok başanlı ve etkileyiciydi. Ama Fa-
zıl Say'ın piyanosunun sesi o kadar
yüksekti ki, başka hiçbir şeyin du-
yuhnasrna izin vermiyordu. Ses dü-
zeni hiç iyi değildi. Ama o da yüksek
çalıyordu. Yani o piano değil, piyano
'forte'(yüksek) çalıyordu. Aynca bu
hiç bir şekilde caza da girmiyor. Caz
demek, doğaçlamanın dans etmenin
kesişmesidir. Bunda danstan eser yok-
tu. İyi bir piyanist oldugunu duydum
ama arkadaki diğer iki müzisyenle
beraber toplu olarak değerlendirdi-
ğimde bazı şeylerin tamamlanmamış
ve kişiliği olmayan bir konser gibi
geldi bana. Bu konser, belki de festi-
valde beğenmediğim tek konserdi.
MİLKOVVSKİ- Ben de bu konse-
rin caz ile bağlantısını kuramadım.
Konserin bir kalitesi ve kendine öz-
gü havası vardı bence ama cazm hiç
bir türüne giremez. Fazıl Say piyano
çalmaktan çok daktilo yazar gibiydi.
Belki klasik müzik çalarken daha ba-
şanlı olabilir. Ama caz biraz daha
ritim, sıcakhk, birbiri ile uyum demek,
bu konserde onu göremedim.
- Caz festivali dendiğinde daha kla-
sik caz dinkrdik eskiden. Şimdi ise
bir çok müzik içiçe girmiş durumda.
Bununasıldeğerlendirrvorsunuz? Aca-
ba bu dünyada yükselen bir trend mi?
ZVVERİN- Programla ilgili benim
hiç bir sorunum yok. Bu kadar fark-
h müziği bir arada dinlemenin bence
mahsuru da yok. Galiba bu tür kan-
şık müzik türünü programda yedirme-
yi Montreux'daki caz festivali başlat-
tı. Sonra herkes onu takip etmeye baş-
ladı. Ama bence buna 'Caz' demek
yanlış. Neden bu terim kullanıhyor.
Sizin haziranda da müzik festivali-
niz, temmuzda caz festivaliniz var.
Bu, caz müzik değildir demek oluyor.
Açık bir ırkçıhk bu. Neden caz mü-
zik festivalinden dışlanıyor? Ya da o
zaman bütün farklı müzikler aynı fes-
tival altında birleşsin ve sorun orta-
dan kalksın. Çünkü bence caz dendi-
ği zaman hâlâ insanlar geleneksel
cazdan izler bulmak istiyor. Onun dı-
şında bütün müzik türleri de başka bir
ad altında toplanabilir. Cheb Mami ve
Natasha Atlas'ın müziklennın cazla
hiç ilgisi yok.
MBLKOVVSKİ- Ama, bu bütün dün-
yada böyle. Montreux'daki festival-
de de Brezilya gecesi, Chaka Kan ça-
lınıyor. Herkes çok memnun. Ama
caz denmesi problem.
ZVVERİN- Cazm para getirdiği de
yok ki. Müzik marketin sadece yüz-
de yirmisi fılan caza aynlmıştır. in-
sanlan da çekmiyor. Neden sihirli bir
kelime gibi bu terim kullanılıyor?
Ben bunu hiç anlamıyorum.
-En çok etkilendiğmiz gece hangi-
si?
ZVVERİN- Kesinlikle Burhan Öçal
ve Audıo Fact.
MÜJCÖVVSKt- Benim de. Burhan
Öçal ve Tiın Hagan'uı elektronik mü-
zik ve groove etkisindeki melodileriy-
le 6O'lı yıllann sonundaki jazz-funk
fusion tarzıru ammsatan müziğini çok
beğendim.
Volcovici'ye göre İstanbul Caz Festivali'nin yeri özel...
'Içeriğî çok yaratıcı'
Kültür Servisi - 7. Uluslararası tstanbul Caz
Festivali 'nı izlemek üzere, 'Muzzik' adlı
televizyon kanalından davet edilen CMivier
Volcovici, festival izlenimlerini aktardı.
Caz festivalinin içeriğini çok yaratıcı bulan
Volcovici. festival kapsamında dünya
müziğine de yer verümesini olumlu
karşüadıklannı söyledi. Volvovici, bu
bağlamda festivalin sadece 'caz' festivali
olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Caz
festivali nitelemesinin müzikseverlere geniş
bir yelpaze sunan festivali tanımlamaya yeterli
oknadığını belirtti. Son yıllarda Montreux
Caz Festivali gibi dünya çapında tanınan
festivallerde de bu gibi eğilimlerin oldugunu
vurgulayan televizyoncu,
İstanbul Caz Festivali'nin diğer festivallerin
arasında özel bir yere sahip oldugunu söyledi.
Olivier Volcovici, festival mekânlannın çok
iyi seçimler oldugunu, kulüplerdeki
konserlerin gece geç başlamasını ve prestijli
konserlerin akşam erken saatlerde yapılmasını
çok doğru bir uygulama oldugunu sözlerine
ekledi.
Öçal ve Erguner şaşırticı
Volcovici İstanbul Caz Festivali'nin en
şaşırtıcı isimlerinin Burhan Öçal ve Kudsi
Erguner oldugunu söyledi. Bunun
yanı sıra bu iki sanatçının geleneksel müziğin
ötesine geçtiğini belirterek festivalde
beğendiği sürpriz isimler oldugunu kaydetti.
Kesişim, diyalog ve ötekiler...
LEVENTÖGET
Ryuichi Sakamoto, İstanbullu müzikseverieri şaşırtü.
Sahneledıği müziğin neden Ro-
bertVVilson'ın tasanmlannda yer
aldığı açıkça bellı olan; "sahne-
lemenin" neden her zaman tasa-
nm sürecinden de geçmesının ge-
rekli oldugunu kılan anlayıştan, ay-
nı mekânı kullanan iki virtüözler
oluşumunun Ryuichi Sakamoto
ve Fazıl Say-Kudsi Erguner'in art
arda göstenmlerinden oluşan zıt-
lıklann arasında dolaşarak söz et-
mek istiyorum: Neredeyse seyir-
ci bakış açılannı dahi inceleyen,
sahneyi gerektiğınde gölgelerle
de olsa tersine çevirebilen fiber-
optik ışık tasanrnlann, yansıma-
sm diye saat bile kullanmayan fi-
güre-mimiğe indirgenecek sıyah
örtüştürmelerin amaçlandığı-kul-
lanıldığı Sakamoto'nun sahnesın-
de, her şey açıkça hesaplı bir mü-
dahalecüiğin ortaya çıkışıydı.
• Kendini aşmaya çalışan Ryuichi
Sakamoto'nun denemelerine yer verdiği konserde
etkileyici kostümüyle sahne alan Moğol şarkıcı,
projenin tam "kesişim" noktasındaydı.
Zıtlıklar, bütünlüklü yapılı kom-
pozisyonlar, doğaçlamalarla, sü-
rekli kendini aşmaya çalışan de-
nemeleri istendiği yerde yakalıyor-
du. Moğol şarkıcı projenin tam
"kesişim" noktasındaydı. Orta-
da-yukanda ve olduğu gibi. Sen-
tez Sharyn Chimedtseye'nin ora-
da oluşuyla bile gerçekleşiyordu
ve senteze dair "mainstream"
(ana akım) tarumlan erteliyor-ge-
çersiz kıhyordu.
Harikauyum
Ryuichi Sakamoto'nun eşlik-
çıleri olamayacak kadar projeyle
bütünleşen bir buluşmuşluğun
keyfındeki üretimleri Jacques Mo-
relenbaum ve Slany ise, keman-
çello-piyanonun harika bir uyu-
mu olarak gösterdiler-dinlettiler!
Sakamoto'nun sahnesindeki özen
ve bin-bir detay sadeliği, ertesi
gün aynı mekânda aranıp da bu-
lunamayana dönüşmüştü...
Düamur Kasn'ndaki seyirci ka-
nşıklığı Lütfû Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı, Anadolu Auditor-
yumu'na taşrnmıştı! Bez afişler-
den geçilmeyen sahne, pazar ye-
rine dönen salon! klimalardan ya-
yılan esans, görünenlerin bir kıs-
mı... Farklı enstrümanlann caz
potasında eritilme çabalan öyle-
sineçokturki... "KestşDn" olsa ol-
sa bütün çabalardaki nıyetin or-
tak adı olabilir böylelikle.
"Müzikal diyalog'' denilebile-
cek algılama, virtüözitenin rahat-
hğıyla gelemeyecek kadar kolek-
tif bir üretimdir. Sahneleme ise
ne pahasına olursa olsun yapıl-
mamalıdrr. "JazzQuartet" adıy-
la caz ruhunun yakalanması her
zaman mümkün olamamaktadır.
John Surman, Karin Krog ile bir
konser vermişti, ertesi gece aynı
yerde aynı grup yeni ortaya çık-
mış gibiydiler.
Robert VVilson ise Rumeli Hi-
san'ndaki bayraklan sahnesinin
görünüm açısına gıriyor diye kal-
dırtmak istemişti... Fazıl Say'ın
kullandığı deyimindekı, "çarpıcı
kontrasfı farklı dillerle sahnele-
yen iki oluşum izledik... Kudsi Er-
guner haklı; ".-bütün birikimfcri
De Fazıl Say ve Kudsi Erguner..."
izledik...
Gendaş Kültüp'de Günten Grass
• Kültür Servisi-
'Teneke
Trampet',
'Kafadan
Doğumlar', 'Dişi
Fare' gibi
yapıtlan ile
tanınan ve 1999
yıhndatüm
yapıtlanna verilen
Nobel Edebıyat
Ödülü ile
dikkatleri bir kez
daha üzerine
çeken ünlü
Alman yazar
Günter Grass'ın
tüm yapıtlan
Gendaş Kültür Yayınevi tarafından yemden
basılıyor. 1959 yılında yazdığı ılk romanı 'Teneke
Trampet'le edebiyat yaşamına başlayan Grass,
Daha sonraki romanlanyla da AJman tanhinin
gizli kahmş olaylannın ve ınsanlık karşıtı
hareketlerinin üstüne gider. Özellikle Teneke
Trampet'in kahramanı Oscar'uı tarihindeki
zalimliklere karşı bir tavır alarak trampetinin
dışında kimseyle konuşmaması, yazann belirgin
yönünü ortaya koyar, öyle ki kahraman Oscar
Matzerath, Grass kadar ünlenir. 1970'lerin
başuıda Willy Brandt'ın arkasındaki 'hayalet
yazar' olarak politikada aktif yer alan yazar, tüm
bu dönem boyunca Alman tarihi ve politikasını
çeşitli örtülerin ardında (ekoloji, yemek pişirme
sanatı..) eşelemeye devam eder. Konuşmalanmn
hemen hepsinde Almanya'nın yaşanması zor bir
yer olduğunun ve insanlann daıma polıtık
sınıflara aynlarak değerlendirildiğinin üzerini
çızen Grass, "Memleketten daha önemli olan
dildir" diyor. Yazann sözünü ettiğimiz ilk üç
yapıtı yayınevi tarafından yayımlandı. Son roman
'Yüzyılım' ise eylül ayında çıkacak.
Dayım'a ttalya'da büyük ödül
I Kültür Servisi - Yönetmenliğiru Tayfun »
Pirselimoğlu'nun yaptığı 'Dayım' adlı kısa film,
7. Capalbio Film Festivali'nde en iyi film ve en
iyi görüntü ödüllerini kazandı. Başlıca rolleri
Ahmet Uğurlu ve Halil Tatari'nin paylaştığı
film daha önce de aralannda Venedik, Bilbao,
Angers, Montpellier gibi birçok festivale katıhp
ödüller almıştı. Capalbio Italya ve Avrupa'nın
prestijli kısa film festivalleri arasında önemli bir
yer tutuyor ve jürisinde dünyaca ünlü
sinemacılara yer veriyor. Pirselimoğlu
Capalbio'da kazandığı ödülün karşıhğında
Italya'da bir film çekecek.
Deniz Müzesi'nde çağdaş sanat
sepgisi
• Kültür Servisi -
Genç sanatçılardan
oluşan Çekırdek
Sanat
Topluluğu'nun her
yıl 'Çağdaş Sanat
Sergisi' adı altında
1-15 Ağustos
tarihleri arasında
Deniz Müzesi'nde
düzenlenecek
serginın bu yılkı
teması 'Kargaşa ve
Gelecek'. Türkiye genelinden 130'un üzennde
sanatçının başvurduğu sergiye, Tanju Demirci,
Ekrem Kahraman, Bedri Baykam, Ibrahim
Çiftçioğlu, Nevzat Metin ve Uğur Bekdemir'in
jüriliğinde 7O'e yakın sanatçının yapıtı kabul
edıldı. Seramık, heykel, enstalasyon gibi çeşıth
alanlarda yapıtlann ızleneceğı sergide İstanbul,
Ankara, Sıvas, Bursa, Antah/a, Eskişehır, Adana,
Izmir, Manisa'nın yanı srra Güney Kore, Abnanya,
New York, Uruguay ve Ingiltere gibi ülke ve
kentlerden sanatçılan izlemek mümkün olacak.
Topkapı Hazinelepi' San Diego'da
• CfflCAGO (AA) - Osmanlı devletınin 700.
kuruluş yüdönümü nedeniyle düzenlenen 'Altın
ve Işık Sarayı: Topkapı Hazineleri' adlı sergi,
ABD'nin San Diego kentindeki sanat müzesinde
açıldı. Daha önce Washington'daki ünlü Corcoran
Müzesi'nde izlenime sunulan sergi, 'Lancet' adlı
bilim dergisinde dünyamn gelmiş geçmiş en
büyük ve en güçlü imparatorluğunun hazineleri
sergisi olarak tanıtılmış. Sergide yer alan önemli
eserler arasmda 1747 yılmda Iran krah Nadir
Şah'a hediye edihnek üzere yaptmlan ünlü
Topkapı Hançeri, zengin Osmanlı tekstiünden
örnekler, Kânuni Sultan Süleyman'ın tahtı,
tuğrası, yün ve ipek halılar, Çin porselenleri,
müzik enstrümanlan ve el yazma eserler
bulunuyor. 24 Eylül'e kadar San Diego'da
gezilecek sergi 15 Ekim tarihinde Florida'daki
Fort Lauderdale Sanat Müzesi'nde Amerikalı
sanatseverler için sergilenmeye devam edecek.
Öte yandan Amerika'da yaşayan Türkler. Türkiye
Cumhuriyeti'nin eserlerinin de bu tür sergilerle
tanıtılmasını istediler.
New York festivalinde Türk filmi
• NEW YORK (AA) - New York'ta düzenlenen
Uluslararası Film ve Video Festıvali'ne bu yıl
Türkiye'den de bir film katıldı. Mevlüt
Akkaya'nın yönettiği 'Bir Caz Hikâyesi' adlı yan
belgesel nitelikli fılmde başrolleri Gary Bartz.
Bernd Stoll ve Tamm Hunt paylaşıyor. Fihn,
Akkaya'nın caz, klasik müzik ve rap üzerine
yapmakta olduğu 'New York Müzik Üçlemesi'nin
ılkı olarak, yaşlı ve efsanevi bir Amerikalı caz
ustası ile Avrupalı genç bir müzisyen arasındaki
arkadaşlığı ve bu arkadaşlık yoluyla genç
müzisyenin sonunda notalarla değil, duygularla
çalmayı öğrenmesıni konu ediyor. Amerika'nuı
en ünlü caz saksofonculanndan Gary Bartz,
fıhndeki yaşlı sanatçıyı canlandırmış. 1994
yılından bu yana New York'ta yaşayan Akkaya,
halen son kısa filmi 'Kanake-2'nin
prodüksiyonunu yapıyor.
BUGÜN
• ENKA VAKFI 'Kültür Programı'nda saat
21.15'te DostiarTiyatrosu'ndanGencoErkal'ın
sahneledıği tek kişılik 'Can' adlı oyun izlenebilir.