Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Baz Anten Avni'nin
Damında
Bizim uyanık görünen Saf Avni'den söz et-
miştim dün.
Avni her zaman köşe dönme yanşındadır,
her zaman avanta avındadır.
Saf Avni, emek ile bir yere vanlmayan bir or-
tamda yaşar; bankere, off shore'a para yatınr
ve batar.
Avantaya prim veren, emeğe dirsek çeviren
düzen, Avni'nin yardımına koşar, Avni ne tam
ölür ne de insan gibi yaşar.
Hakça düzen, emek, insan onuru, insanın
hakkı gibi kavramlar Avni'ye vız gelir. Avni için,
içi boş, anlamsız ama çağdaşlık etiketii, öne
ne konursa, yenir.
Yanm yamalak, kulaktan dolma bilgi, med-
ya felsefesi, bayağı dizi estetiği ve köşe dön-
me etiği, Avni'nin şiandır.
Avni'ye göre, karşı olduğu düşünceleri savu-
nanlar, avcının haklı avıdır.
Bir Avni can sıkar, istikrah yaratın iki Avni
mide bulandırır, Avniler çoğaldıkça umut yıkar.
Avni kendine göre kurnazdır, ona göre kur-
nazlıkla akıl karındaştır.
Avniler kendilerine göre küçük köşeler dö-
nerler teker teker, birleşince bütün Avniler, or-
taya koca bir ahmaklık çıkar, küçük küçük kö-
şeleri dönüp hep birlikte çıkmaza saplanan
toplum, kendi ördüğü aşılmaz duvarlairda ken-
di burnunu kırar.
Avniş Avniler ve Avniler toplumu, aklın ge-
rektirdiği bütün uyarılara kulak tıkar.
• • •
Avni, kökenini bilmediği teknolojiye bayılır.
Son zamanlarda Avni cep telefonuna taktı,
aldı bir tane de kendi cebine attı.
Avni kalabalıkta cep'i çalarsa bayılır; hemen
basar düğmesine, götürür kulağına, muhata-
bını "Alluuu" diye çağırır.
Avni'nin cep telefonunun TL miktan, konuş-
tuğu Türkçe sözcükten çok fazladır.
Fazla sözcük kullanmayı sevmez Avni, hep
üç yüz-beş yüz sözcük, üç slogan çevresinde
dolanır.
Sorarsan Avni'ye çağdaştır, küreselleşen
dünyada Mr. John Smith ile kaderde ortaktır.
Avni bilgisayar da koydu evine, çocuklar
başladılar bilgisayar oyunlarına, evire çevire.
Cep telefonu ve bilgisayara sahip olmak
çağdaşlık için yeter.
Bunlarla yetinen Avni, neden yeni düşünce-
ler ve bilgiler için etsin ömrünü heder?
• • • ' •
Avni için teknoloji mutlaka yeni avarrtaîar ver-
melidir.
Her yenilik cebine bir şeyler eklemelidir.
Geçenlerde Avni'nin babadan kalma arsa
üzerine kat karşılığı apartmanın tepesine, cep
telefon için baz istasyon anteni konulması sa-
vı ortaya atıldı.
Hesabını yaptı Avni, 10 bin dolan altıya böl-
dü, 1600'e yakın bir rakam buldu.
Eh nasıl olsa attı daireden ikisi onundu. Avan-
tadan, 3 bin 200 dolar alsa fena mı olurdu.
Avni bu işe hemen seve seve atıldı.
Uyanık öbür komşular da bu işe candan ka-
tıldı.
Sonunda baz istasyonun anteni çatıya takıl-
dı.
Her ne kadar öğretmen Hayati bu işe karşı
çıktıysa da, antenin hem apartman hem de
mahalle sakinleri için tehlike oluşturduğunu
anlatmaya çalıştıysa da, ona kulak asan olma-
dı.
Oysa baz anten; bağışıklık sistemini bozu-
yor, kansere yol açıyor, hem de dört km. ça-
pında bir alanda etkili oluyordu.
Avrupa ve Amerika'da kimse meskûn ma-
hallere, baz istasyon kondurmuyordu.
Ama uyanık Avni, "bi şiiy olmaz abi" zihni-
yetinin milliyetçi versiyonu, "Türk'e bir şey ol-
maz abi" zihniyetiyle uzatmış ayağını oturuyor.
Bu arada, baz anten Avni'nin efradı ailesi ile
birlikte, bütün mahalleliyi oyuyor.
Avni gen teknolojisindeki son yeniliklere ba-
yılıyor.
"Benim oğlan yüz yaşından fazla yaşaya-
cak" diyor.
Baz istasyon yukanda ağlarını örüyor.
Bizim Saf Avni hep avanta avında.
Şimdi bir baz istasyon duruyor Avni'nin da-
mında.
Ah, uyanık görünen, saf, akıllı görünen a-
vanak Avni!
Kars valisi acıkladı
'Ermenileri sınır
dışı etmedik'
" KARS (Cumhuriyet)
-Kars Valisi NevzatTur-
han, Ermenistan'dan
Kars'a gelen 4 kişilik
_heyetin Kars Kent Ku-
rultayı'na alınmaması-
tun doğru olduğunu be-
lirterek, "Ancak ortada
bir sınır dışı olayı yok-
tur" dedı.
Ankara Hilton Ote-
li'nde 8 Mayıs'ta yapı-
lan Kars Kent Kurultayı
Danışma Kurul Toplan-
üsı'na katılan Dışişleri
Bakanlığı Geoel Müdür
Yardımcısı Günal ÇeB-
köz'ün "Kent Kurulta-
yı'aa Ermenistan'dan
kaüluncı yer almasuıın
Türidye'ninchşpolitika-
sma uymayacağuu" ifa-
de ettiği behrtildi.
Ermeni heyetin sınır
dışı edilmesi Ankara'da
rahatsızlık yarattı.
Dışişleri'ndetıbir yet-
kili, "Biz smır dışı edin
demedik, çağırmayın
dedik.Yinedeçağınnaş-
lar. Ülkeye kimin gjrece-
ği tçişleri BakahğYnın
sorumluluğundadır.
Çağnkiıktan sonra sınır
dışıedilmeJeriiseuygun-
suz olmuştur" dedı.
Fırat'ın, Nazlı Ilıcak'ı 'ajan provokatör'lükle suçlamasıyla başlayan tartışma sürüyor
FP'de soruşturtna kavgası
Nazhlhcak
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - FP Adıyaman Miİletvekih
MehmetMir Dengir Fırat'ın so-
ruştunnakomisyonu oylamalan-
na katılmadıklan için kendileri-
ni eleştiren Istanbul Milletveki-
li Nazlı Ihcak'ı "ajan provoka-
törr
lükle suçlamasıyla başlayan
tartışma büyüyor. Ihcak kendi-
sini "ajanprovokatör"lükk suç-
layanlara en iyi yanıtı "tabanla-
nnın vereceğmi " söyledi. Fırat
ise soruşturma komisyonlannın
siyasallaştınldığmı vurgulaya-
rak, "BirüeriMehmetAğar'ı ak-
hyor, ama çetenin adamlanyla
görüşmüş diye başkalannı suçlu-
yorsa burada bir çelişki var de-
mektir. Asıl Ağar, Yüce Divan'a
gönderilmeli" dedi. Fırat. "Baa-
lan kendi pisliklerini örtebilmek
için mesajlar vermek istiyor. 17-
18 katil zanlısı var içlerinde, ön-
ce içlerini temizlesinler'' sözle-
nyle de MHPyi hedef aldı.
FP'nin son grup toplantısında
Ihcak ile Fırat arasında yaşanan
tartışma sürüyor. Ihcak, Yeni Şa-
fak gazetesinde dün yayımlanan
yazısında şu göriişlen belirttı:
"Oylama ile ilgili olarak cu-
martesi günfl yazdığım genei bir
değerkndirme yazısı üzerine ab-
nanlar,Türkbankve çetedavala-
nnda Mesut Yılmaz'ı neden ak-
ladıklarmı makul birşekildeizah
edemeyen 2-3 kişiden ibarettir.
Mazlumun mağdurun oyunu al-
dık. yoisuzluklann takipçisi ola-
cağımızıvaatettik,nıiltetin verdüh
ğj budesteğigüçodaklannın em-
rine transfer edemeyiz. Merve
Kavakçı'nın isteğjüzerine,onun-
la birlikte genei kurul salonuna
girmemi ajan provokatöriük sa-
yanlara ise herhalde en iyi eeva-
bı partimizin tabanı verecektir."
Fırat ise, bu yazı üzerine Ihcak
ile polemiğe girmeyeceğini söy-
ledi. Fırat, "Bazı hatalar vapıldı.
düzehnesilazun. Birilerinindaha
evvel söylemesi lazundı bunlan.
Geç kalındı" sözleriyle Ihcak"ı
hedef almayı sürdürdü.
Soruşturma komisyonlanmn
siyasallaştınldığmı kaydeden Fı-
rat "Soruşturmalannhatalann-
dan birisi, konûsvonlardaki hu-
kukçulann yetersiziiğinden kay-
naklanıyor. MechVe gelen olay-
lara bakbğunızda mesela SEKA
davasında bir suç oluştuğunu
görmedim, ret verdim. Türk-
bank, çete komisyonlanna gelin-
ce; birileri Mehmet Ağar'ı akh-
yor. ama çetenin adamlanyia gö-
rüşmüş diye başkalannı suçlu-
yorsa burada bir çelişki var de-
mektir. Öncelik Ağar'da, Susur-
lukta. Susurluk'uçözemezseniz,
diğerkriniçözemezsiniz.Biriak-'
çalı bir konu, diğeri insan haya-
üyla UgUL Hep berabergötürebi-
liyorsak memnuniyetk o karan
veririm. Ama Ağar'ı aklayıp bi-
rflerini çeteyle görüşüyor diye
göndermeye kalkarsamz,bu, hâi-
kı uyutmak olur. Önerge verilir-
se Ağar \'üce Divan'a gitsin diye
oy veririm.''
TBMM komisyonu, cezaevi olaylannda ihmali olan tüm kesimlere soruşturma açılmasını istedi
Ulucanlar raporu tamâmlahdıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM İnsan Haklannı
Inceleme Komisyonu, 26 Eylül
1999'da meydana gelen ,10 tu-
tuklu ve hükümlünün öldürûl-
mesiyle sonuçlanan Ulucanlar
Cezaevi'ndeki olaylarla ilgüi ra-
porunu tamamladı. Komisyon
raporunda, cezaevi yönetimin-
den, Içışleri ve Adalet bakanlık-
lanna kadar bir dizi "ihmali,za-
»fi" bulunan bürokratlar ve gü-
venlik görevlileri hakkında so-
ruşturma açımıasını isterken
ölümlerin, "kasO aşan şekilde
çok fazla şiddetkuDanmayabag-
h" olduğu sonucuna vardı. Ra-
porda, olaylar sırasında mah-
kûmlartarafindan da ateş açıldı-
ğına ışaret edihrken cezaevi yö-
netiminin gerekli önlemi alma-
dığı, "1993 yıhndan beri niçin
sağükh arama yapümadığı" so-
rusuna ise cezaevi müdüründen,
güvenlik görevlisine kadar,
"Bümiyorum, bana sormayın"
gibi yanıtlar verildiği saptama-
sma yer verildi.
Ulucanlar Cezaevi'nde çıkan
olaylarla ilgili alt komisyonun
hazırladığı rapor, dün üst komis-
yonda oybirliğiyle kabul edildi.
Alt komisyonun hazırladığı ilk
rapordaki sert ifadeler ise dün
kabul edilen alt komisyon rapo-
runda yumuşatıldı. İlk raporda,
Ulucanlar Cezaevi'ndeki olay-
lann U
F tipi cezaevinûı gereldni-
ğiııiortaya kpymak" ıçın cezaevi
yönetüni tarafindan çıkanldığı
kuşkusuna yer verilirken dün ka-
bul edilen raporda "kamuoyun-
da tutukluvehükümlülerin,F ti-
pi cezaevine karşı provokeetmek
cezaevi yönetiminin de Ftipice-
zaevinin gerekliliğini ortaya koy-
mak için olaylaruı çıkarüdığı şe-
kilde kkualar" olduğuna işaret
edildi. TBMM'de düzenlediği
basın toplantısıyla raporu açık-
layan Pişkinsüt, sorular üzerine,
"Cezaevi savcısının olaylardan
hemen önce izne aynhnasuun
dûşündürücü olduğuna" işaret
etti. F tipi cezaevien konusunda
güvenlik görevlileri, Içişleri ve
Adalet bakanlıklannın olaya
yalnızca "güvenlikgerekçesiyie'"
baktığını, tutuklu ve hükümlü-
ler ile sivil toplum örgütlerinin
de "insan haklan ihiali" açısın-
dan baktığmı belirterek "bu iki
farklı görüşün örtüştürühnesi
için çaba harcanması gerektiği''
görüşünü dıle getırdi.
Olaylarla ılgüı idarenin, 2 Ey-
lül'den olayın olduğu güne ka-
dar cezae\ inde başlayan eylem-
ler ve huzursuzluklarla ilgili ge-
rekli önlemleri ahnadığını be-
lirten Pişkinsüt, olaylan soruş-
turan Ankara Cumhuriyet Baş-
savcısı'nm ilk başta komisyona
ifade vermeyi reddettiğine de
işaret etti.
Cakmakoğlu
'212 sayılı
yasa
etkinleşmeli'
IstanbulHaberServisi-Milli Sa-
vunma Bakanı Sabahattin Cakma-
koğlu, emekli Oramiral Güven Er-
kaya ile ilgili bazı yayın organlann-
da çıkan haberler konusunda, "Er-
kaya,Atatürk Okelerini savunan de-
mokrat bir kişiydL 28 Şubatkarar-
lan da sadece Erkaya'ya ait değfl.
Bu karariann altında hükümetin
de imzası bulunmaktadır. Erka-
ya'nın ölümünün ardmdan çıkan
haberler dini açıdan da uygun de-
P " dedı.
Cakmakoğlu, Harp Akademileri
Komutanı Orgeneral Nahit Şeno-
ğul'u ziyaretinin ardından, Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş-
kam Nafl Gûreli'yi ziyaret etti. T-
GC'de Nail Güreli ile bir süre gö-
rüşen Cakmakoğlu, basın özgürlü-
ğüyle çakışan, Medeni Kanun'daki
kişilik haklan ile ilgili değişiklik-
lerin yeni yasama döneminde yapı-
lacağını ifade etti. Cakmakoğlu,
"Bastn mensuplanmn bağholduğu
212 sayıh kanun etkinleştirilmendir.
Yasalann. hızla getişen toplumun
gerisinde kakhğı ortadadır" dedi.
RTÜK Yasasfnın da düzenlen-
mesı gerektiğini belirten Cakma-
koğlu, medyanın belli bir sermaye-
nin tekelinde ohnasmm basın öz-
gürlüğunü kısıtladığını ifade ede-
rek basın sektöründe çalışanlann
medyaya hâkim ohnası gerektiğini
vurguladı. lletişim fakültelerinin
sayısınm artışına dikkat çeken Cak-
makoğlu, "Bu durum pek çok kişi-
yi basın dûnyasma kazandınyor.
Ancak basın mensuplanna sosyal
gûvenceveözgûrlük sağlandığı söy-
lenemez. Basınözgürlüğünden kay-
nakl^nan sorunlar vine basm öz-
gürlüğû sınırlan içinde giderümeli-
dir" diye konuştu.
HADEP'hler Istanbul'da da Eminönü Yenicami önünde basm açıklaması yapmak istedi Açıklamaya izin vermeyen polis
gruba sert şekilde müdahale ederken göstericüerden 21 kişiyi döverek gÖzaltina akü. HADEP Istanbul il ve ilçe örgütieri sah
gûnü polis tarafindan basümış ve çok sayıda yöneticisi gözaltma ahnmışü. (Fotoğraf: UGUR GUNYUZ)
41 HADEP 'ligöstericfyegözaltı
Haber Merkezi - HADEP, PKK lideri
AbduDah Öcalana ölüm cezası
verilişinin 1. yıluıda yurdun çeşitli
bölgelerinde eylemler düzenledi.
Istanbul ve Konya'da yapılan izinsiz
gösterilerde toplam 41 kişi gözaltma
alındı. Diyarbakır HADEP yönetiminin
ölüm cezası ile ilgili açıklamasının
TBMM'ye fakslanmasına polis izin
vermedi. Konya'da merkez PTT binası
önünde toplanan yaklaşık 40 kadar
HADEP'h idam cezasının kaldınhnası
için TBMM'ye faks çekmek istedi.
Polisin 'dağılm' uyansına karşın
aralannda HADEP Konya İl Başkanı
Mehmet Bozdağ ve Başkan Yardımcısı
Süleyman İslambay ın da bulunduğu
bir grup, basın bildirisi okumak istedi.
Gruba müdahale eden polis, basm
bildırismin gazetecilere dağıtdmasını
engellerken yaklaşık 20 HADEP'liyi de
yerlerde sürükleyerek polis otosuna
bindirdi. HADEP'in TBMM
Başkanhğı'na çekmek istediği faks
metninde özetle şu görüşlere yeT
verildi: "Biz HADEP gençüği olarak bir
insanhk suçu olan idamı değil, yaşamı
savunuyoruz, Bazı çe\ rclerin Abdullah
Öcalan'm dışuıda idam cezası kalkabüir
anlayışuu ise insan haklannm
evrenselnğine aytan buluyonız."
HADEP Dîyarbakır Kadin Kollan'nca
yapılan yazılı açıklamada, yülardır
yaşanan çatışma ortamnun halklann
büyük acılar yaşanıasına neden olduğu
belirtildi. Açıklamada, son dönemde
Türkiye'de yaşayan bütün insanlann
geleceği adına oldukça önem taşıyan
bazı siyasal gelişmelerin yaşandığı ve
bunun ülkedeki toplumsal banşm
yerleşmesi yönündeki umutlann
yeşermesini sağladığı ifade edildi.
HADEP Kadm Kollan'ndan yapılan
açıklamada, Türkiye'de halen insan
haklarma aykın birçok yasal düzenleme
bulunduğu behrtilerek, bunlardan
birinin de anti-demokratik idam cezası
olduğu vurgulandı.
TBMM
İşkenceye
telefonlu
baskın
AYŞESAYEM
ANKARA-TBMM
İnsan Haklannı Inceleme
Komisyonu'nun, ışkence
iddialanrun olduğu
cezaevi, tutukevi ve
karakollara yaptığı
baskınlar, yurttaşlardan
da destek görüyor.
Şikâyetler üzerine
"habenaz" baskın
düzenleyerek
kamuoyunun dikkatini
"işkence ve kötü
muaemeleye'* çeken
komisyon, geçen
günlerde ilk kez telcfonla
baskını da gerçeklcsiııdi.
Ankara Cebeci'dekı bır
karakolun çevresinde
oturan bazı yurttaşlarm
gece yansı telefonla
arayarak "tçerden
çtghklar yükseüyor,
işkence yapıhyor, ne ohır
birşe>yapuı''di}c
şikâyette bulunması
üzerine Komisyon
Başkanı Sema Pişkinsüt,
karakol yönetiminı
telefonla arayarak olaya
müdahale etti. TBMM
tnsan Haklannı Inceleme
Komisyonu'nun çeşitli
illerdeki ceza ve
tutukevleri ile
karakollarda yaptığı
incelemelerde, işkence
ve kötü muameleyi
delillenyle
belgelemesinin ardmdan,
yurttaşlardan komisyona
"şjkâyet" yağmaya
başladı. Bunlardan en
ılgıncı ise karakol
çevresınde oturan
yurttaşlardan geldi. Yaz
aylan boyunca karakol,
cezaevi, tutukevlerini
gezerek Türkiye'nin
bütün bölgelerine
ulaşmayı hedefleyen
komisyon, yurttaşlann da
"başvuru adresi" oldu.
Pişkinsüt, "anhk"
olaylarla ilgili mekânın
uzaklığı ya da koşullann
uygun ohnaması
nedeniyle yerinde
inceleme olanağı
bulamadıklan konularda
da yurttaşlann
kendüerini telefonla
arayarak şikâyette
bulunduğunu söyledi.
Pişkinsüt, bu konuda iki
ilgınç öraeği anlatırken
olaya "telefonla
müdahale" yaptığına da
işaret etti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk,
F tipi cezaevleri konusunda bir ömek
göstermek amacıyla yazarlan davet
etti. Kendisi bizzat telefon ederek be-
ni de çağırdı. Çok önceden bır prog-
ramım olduğu için bu geziye katıla-
madım. Günlerdir bu geziyi izleyen
meslektaşlanmın yazılannı okuyo-
rum. Aydın Engin dışındakiler nere-
deyse iyi ki böyle cezaevleri kuruldu
türünden yazılar yazdılar. Aydm En-
gin'in ise ne kadar karşı olduğunu
kendisini göremedigim için sorama-
dım, çünkü yazılanndan bunu tam
anlayamadım.
Insanların göztemlerine saygım
var, ancak orada gazeteciler yatma-
yacak, cezaevınde bulunanlar yata-
cak. Bu nedenle, "Ate iyi olmuş" di-
ye yazmak kolay. Bir kere, cezaevle-
rinde yatanlar ve onlann aileleri, F ti-
pi adı verilen cezaevlerine ölümüne
karşı olduklannı aylardır bağırarak di-
le getiriyorlar. Mahkûmlann ve tutuk-
lulann bu kadar karşı olmalannın bir
anlamı yok mu? Neden kimse onla-
F Tipi Cezaevleri
n dinlemiyor? Meslektaşlanm neden
onlara da bunu sormak gereğıni duy-
madılar?
• • •
Bir cezaevi deneyimlisi olarak ne-
den F tipi'ne karşı çıkıldığını kendi
tecrübeme dayanarak sizlere aktar-
mak istiyorum. Cezaevleri, Türki-
ye'de en ağır baskılann uygulandığı
yerlerdendir. 12 Eylül'den bu yana
cezaevlerinde işkence ve dayak so-
nucu ölenlerin listesini çıkarsanız, sa-
yılarının yüzlere ulaştığını görürsü-
nüz.
Özellikle siyasi mahkûm ve tutuk-
lular, faşist ve ırkçı idarelerin sürekli
tehdidi altındadıriar. Ne zaman, han-
gi baskı ve yaptınmla yüz yüze gele-
ceklerini bilemezler.
Işte bu nedenle, siyasi tutuklu ve
mahkûmlar kendüerini bu baskılara
karşı koruyabilmek için bir arada bu-
lunmayı yeğlerler. Çünkü, bu ülkenin
en acımasız yasalan cezaevlerinde
uygulanır. Eğeryalnızsanız ve sırt sır-
ta verecek arkadaşınız yoksa sizi un
ufak ederier. Bunu da daha çok si-
yasi amaçla yapariar.
Siyasi olsun olmasın bugünün ce-
zaevlerine para ve zorbalık yön verir.
Gücü olan, parası olan cezaevi yö-
netimiyle ilişkisini istediği şekilde dü-
zenesokar.
Cezaevlerinde mtlyonlarca dolarhk
uyuşturucu ticareti yapılır. Şimdi bir
de cezaevlerinden dışanyı yönlen-
dirmek amacıyla cep telefonları ran-
tı ortaya çıktı. Bütün bu paralardan
cezaevleri yönetimleri de bir şekilde
paylannı alırlar. Baskıyla rüşvet, ce-
zaevlerinin iki yüzü gibidir.
• • •
Yeniden siyasilere dönersek, siya-
silerin bulunduğu bölümlerde rüşvet
olmaz; oralarda asıl hedef siyasi
mahkûma boyun eğdirmek, uslu ço-
cuk haline getirmektir. F tipi hücre
cezaevlerini kurma amacı da asıl iti-
banyla siyasilere yöneliktir. Orada,
düzene karşı olan siyasi mahkûmlar
'tslah ed/tece/rter'dir. Bu ıslah işlemi
en kolay nasıl yapılır? Onlan tek tek
hücrelere kapatarak...
Tek tek hücrelere konan mahkû-
mun, direnme gücü sınırlı hale gelir.
Sesm^dtıyuraeağt, destek alacağı
kimse yoktur. Böyte bir ortamda on-
lann 'ıslah'\ kolaylaşır. Adalet Baka-
nı Hikmet Sami Türk'le bir sohbeti-
miz sırasında, "Amaç, militanla sem-
patizanı ayırmak ve militanlann sem-
patizanlarüzerindekibaskılanna son
vermek" demişti. Ben de kendisine
şu soruyu sormuştum: "Bugün Tür-
kiye'de terör suçlusu diye niteledi-
ğiniz, çoğunun yaşlan 18-25 ara-
sındakigençlerin yüzde doksanı her-
hangi bir şiddet eylemine katılma-
yanlardan oluşuyor. Bu gençler, bir
pankart, afiş, miting ve bildiri nede-
niyle 12-24 yıl arası cezalara çarptı-
nlıyortar. Terörist kapsamına girdik-
leri için en ağır koşullarda kalıyortar.
Eğer bunlar sempatizanlarsa, bu
sempatizanlan neden bu kadar ağır
cezalara çarptınyorsunuz? Bu ada-
letsizliği neden değiştirmiyorsu-
nuz?"
•••
Sorun cezaevlerinde çok kişili ko-
ğuşlann, daha az kişili hale getiril-
mest degîtdir. Sorun, cezaevlerine
yön veren kanunlar, yönetmelikler,
ceza yasalan ve daha da önemlisi
cezaevi bürokrasisidir. Işte Eskişe-
hir, işte Kartal cezaevleri. Bu cezaev-
leri de hücre tipi. Buralarda adam da
vuruldu, buralara silah da sokuldu,
cep telefonu da. Çakıcı'nın cep te-
lefonu hâlâ elinde.
Hücre tipi cezaevlerinde mahkûm-
lar yatacak, yazarlar değil. Önce
mahkûmlara sorulsun, onlann dü-
şünceleri dinlensin. Yazarlara da ay-
nı yolu öneriyorum.