27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HAZİRAN 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 BDAŞ'tan Boğaziçi Elektrik D a ğ r t m Anonim Şirkeii'nin Etiler'deki sosyal tesislerine gecenin bir yansı g«Jen Genel Müdür Mustafa Kavlu'ya çay servisi yapmadığı için sCargüne gönderilen resepsiyon g&reviisinden söz etrniştik. Mustafa Kavtu'dan onbeş gün sofira yanıt geldi. Biz d e Genel Müdürün yanıtanı biraz ge«ikerek de olsa alctanyoruz... Genel Müdür Kavlu özetie, "Ofay mahalli bir sosyal tesis olduğu git>i zamart zaman genel müdürlüğümüz toplantlannın yapıldığı ve Istanbul dışından görevti olarak genel misafir personel kaldığı için bu tesiste görevlendirilen aersonel, bu tesislerdeki her türiü -lizmetleri yerine getirmekle /ükümlüdür; vardiya sistemiyle çalıştiklan çin de mesai /erilmesi söz <onusu değildir" jjyor. Bu mantk orşısında, arıza ledeniyle elektriği tesilen yurttaşlann da tayın genel müdürden ılinde takım-taklavat merji nakil hatlanna ırmanmasını bekleme lakkı doğuyor olmalı! 4e dersiniz? Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212^12 05 05 Faks; 0212.512 44 97 - Demirel, güne tûrkü dinleyerek başlıyormuş... "Aöıt dinlevecek değil va!" ünden devam ediyoruz... Tarihi Kuran'ın çalınması üzerine Topkapı Sarayı Müze- si'ne kurulacak elektronik güvenlik sistem- leri projesini hazırlamak için"çok gizli" gö- rev üstlenen Askeri Elektronik Sanayii ASELSAN'ın ,proje danışmanı Alp Saul'ün, iki yıl önce Güneş Tarîer'in müzeye 1 milyarlık bağış sistem kuımak üze- re önerdiği Protek şirketinin sahibi olduğu gazete ha- beri ile anlaşılınca kısa bir araştırma sonunda baş- ka bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Topkapı Sarayı Müzesi'nde ASELSAN adına ça- lışan "gizli görevli"lerden Berk Datver'in adı da Is- tanbul'daki bir başka güvenlik sistemcisi, Perpro şir- ketinden çıkıyor... Topkapı Sarayı Müzesi'nde "çok gizli görev"le ça- lışmalar yapan "yetkililer" arasında geriye ASEL- SAN'dan bir tek Yavuz Kavaklıoğlu kalıyor. Alp Saul'ün ASELSAN amblemi taşıyan kartvizi- tindeki numaraçevrildiğinde, santral görevlisi "Buy- Çok Gizli (2)run ASELSAN" diyor... Santral görevlisine, Alp Sa- ul adındaki ASELSAN proje danışmanı ile görüşmek istediğinizi söylediğinizde hangi numaraya bağlaya- cağını bilemiyor çünkü kayıtlannda böyle bir isirrt bu- lunmuyor. Konunun önemli olduğunu belirtince, per- sonel servisine aktarıyor. ASELSAN'ın bilgisayar ortamındaki personel ka- yıtlannda da Alp Saul adı geçmiyor. Oysa Alp Saul, ASELSAN amblemli kartvizitinde dahili numarasını da veriyor. Dahili numaranın han- gi birime ait olduğunu sorunca santraj görevlisi "in- şaat direktörlüğü" diyor. ASELSAN'ın inşaat direktörü: Haluk Tatver. Haluk Tatver, ASELSAN'ın Genel Müdürü Hacim Kamoy'un damadı. ASELSAN özel bir şirket olmasına rağmen serma- yesi kamuya ait ve ilgi alanına giren konularda "giz- lilik" söz konusu olduğu için ihaJesLz iş yapma du- rumunda olan bir kurum. ASELSAN kartviziti kullanan özel şirketlerin Top- kapı Sarayı Müzesi'nde yaptıklan çalışmanın so- nunda, ortaya yaklaşık 150 sayfalık bir rapor çıkı- yor... Rapor, konuyu başından beri ve yakından iz- leyen Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü AJpay Pa- sinli'nin de takdirini kazanıyor! "ASELSAN"ın raporu "çok gizli" bir toplantıda Kültür Bakanı Istemihan Talay'a sunuluyor. "ASELSAN", Topkapı Sarayı Müzesi'ne kurula- cak güvenlik sistemi için 2 trilyon liralık bir fatura çı- kanyor. Talay, Bakanlık bütçesini çok aşan bu "çok gizli" yatınmın ancak 1.3 trilyonluk kısmına "olur" di- yor... Şimdi, özel şirketlerle ihale sorunu olmadan hazırlanmış "çok gizli" proje için 1.3 trilyon liralık "çok özel" kaynak aranıyor. SESSİZ SEDASIZ (!) NURJKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Sayın abonemiz, aradığınız istikametteki bütün hatlar özelleştirilmiştir! Tüpkiye Tatil Rehberi: Gezi 2000 Ellerinde, Türkiye'yi anlatan kitapla ülkemizi karış kanş gezen yabancı turistlere uzaktan gıpta ile baktığınız oldu mu? Bizim bilmediğimiz turistik ve tarihi yerleri nasıl buluyorlar diye şaşırdığınız oldu mu? O halde buyrun, siz de "Gezi 2000"le yola çıkıp Türkiye'yi keşfedin! Ekin Yazım Merkezi'nin son altı yıldır hazırladığı ve yılda bir kez yayımladığı "Gezi" yaklaşık 1000 sayfalık son sayısında sanınm mükemmeli yakalamış. Türkiye'nin en gözde turizm merkezlerinden gözden ırak katmış keşfedilmeyi bekleyen beldelere kadar... Haritasından yol tarifine, müzesindeki eserlerden eğlence yeıierine, ortalama sıcaklıktan otobüs firmalannın telefonlanna kadar ne ararsanız var... Hem de fotoğraf sanatçısı Haluk Özözlü'nün objektifinden görüntüler ve kaleminden önerilerle. Yıllar önce Haluk'la "Türkiye'nin Yedi Harikast"nı keşfe çıktığımız için ne denli titiz çalıştığının tanığıyım... Çektiği onbinlerce kare dia ile dört mevsim Türkiye'nin fotoğraf arşivine not düşen Haluk'u yıllar sonra kızının çektiği fotoğraflan gördüm; sakaltna ak düşmüş... Türkiye Tatil Rehberi'nin yanı sıra Ekin'in iki yayını daha var: Türkiye'nin Bütün Otelleri. * Türkiye'nin Antik Kentleri. Yabancı turistleri kıskandıracak yayınlar bunlar... Bu Iş Burada Bitmez! «STAFA KUL teama faaliyetleri TBMM'- iasli görevidir. Yasama fa- iptlerinin yanı sıra anaya- an 98, 99 ve 100. madde- erTBMM'ye denetleme gö- yde vermiştir. TBMM şoru, gensoru, Meclis araştırfnası, Medis soruşturması ve genel ! görûşme yollarıyla "denetle- me vebilgiedinme" görevini yerine getirmektedir. Demok- . rafikişleyişin devamı için Mec- istn denetleme işlevini ger- çenteştirebilmesi son derece önemlidir. Siyasal iktidardan faaliyetleri nedeniyle hesap soruamaması veya bunun yol- lannn dejenere edilmesi, be- raberinde çok büyük sorunla- n da getirir. Denetleyemeyen bir meclis, denetlenemeyen birhükümet, toplumu uçurum- tara sürükler. Yolsuzluklar ve usülsüzlükler ülkeyi hem eko- norrnk hem de ahlaki anlam- da yozlaştırır. Toplumda gü- vensizliğe ve umutsuzluğa yol açar. Böylesi ülkelerde erdem- sizlık ve ilkesızlik geçerii hale geldiği gibi bu durumun birkaç neslibile etkilediği bilinmekte- dir. TBMM kurulalı beri, denet- leme görevini çok ciddi bir şe- kıldebirçok kez işletmiştir. Hiç- ü b i r siyasi kaygı, beklenti, TBMM üyelerini, özgür irade- leriyle oylarını kullanmaktan alıkoyamamıştır. Bunun sonu- cu olarak alınan kararlar kamu- oyunda kuşku yaratmamış ve eieştırilmemişti. TBMM'nin de saygmltğı artmış, siyasilere kar- şı bir güven duygusu oluşmuş- tu. Bugün en çok yıpranan ku- rumlann başında parlamento gelmektedir. Bunun da nede- ni, parlamentoda geçen hafta Meclis soruşturmaları konu- sunda yaşanan olayların sık sık tekrarlanmasıdır. BugelenekREFAHYOLhü- kümeti zamanında başlamış- tır. DYP, Refah Partisi hakkın- da vermiş olduğu soruştuıma önergelerini, bu partiyle hükü- met ortağı olduktan sonra in- kâretmiş, eski iddialarının ak- sine RP'yi savunarak partinin o günkü Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan'ı Yüce Di- va'na gitmekten kurtarmıştı. Böylelikle hem DYP hem de RP tam bir siyasi ilkesizlik örneği vermiş ve bu tür anlaşmaların da yolunu açmıştır. REFAH- "YOLhükümeti'nin kurulma rte- denini de şöyle bir hatırlama- ya çalışalım... Çok kjsa süren DYP-ANAP koalisyonu sıra- sında, Çiller aleyhinde kuru- lan bir komisyonda ANAP'ın eğiliminin Çiller'i Yüce Divan'a göndermek yönünde belirme- si üzerine Çiller, ortağının ken- disini arkadan vurmak istedi- ğini, bunun ortaklığayakışma- dığını, Mesut Yılmaz'ın güve- nilmez biri olduğunu belirte- rek koalisyonu bozmuştu. Da- ha sonra bu parti, RP ile anla- şarak REFAHYOL hükümetini kurmuştu. Anlaşma, komis- yonlarda karşılıklı aklanmate- meline dayanıyordu. Her şey kısa bir süre içerisinde anlaşıl- mıştı zaten. Bu gelişmelerto- şısında Mesut Yılmaz sürekli hukuktan, adalelten söz^et- miş, yolsuzluklann üstünün ör- tülmemesi gerektiği yolunda demeçler vermişti. Soruştur- ma konusu olan kişi hükümet ortağı da olsa, yolsuzluğa izin vermeyeceğini belirtmişti. Daha sonra ülkemiz, DYP ve ANAP'ın genel başkanlan aleyhinde verdikleri soruştur- ma önergelerinde birbirlerini nasıl karşılıklı olarak akladık- lanna da tanık oldu. Bugün ay- nı kirli oyun bir kez daha oy- nanmaktadır. Mesut Yılmaz ile ilgili SEKA, POAŞ, çete, Türk- bank ve Izmit Köıiezi Geçiş Projesi ile ilgili soruşturma ko- misyonu kararları, genel ku- rulda yapılan görüşmeler ve verilen önergelerin reddedil- mesiyle son buldu. Böylelikle Mesut Yılmaz aklanmış oldu. Mafya, siyaset, işadamı, medya ilişkisinin deşifre olma- sına neden olan Türkbank iha- lesi, olayın ortaya çıkmasın- dan itibaren çeşitli kesimlerin konuya yaklaşımlarındaki tu- tumları nedeniyle de bir sınav özelliği taşımaktadır aslında. Tabii anlayana!.. Türkbank ola- yında, bir taraf televizyonlar- da günlerce konuyla ilgili ko- nuştu, bilgi verdi. Karşı taraf bu anlatılanlar için "doğru değil" diyemedi. Alınan televizyon- lar, gazeteler, gece yansı pa- zarlıkları, verilen sözler, Hazi- ne'den bir gecede çekilen 480 milyon dolar.. tüm bu iddialar şimdili yok sayılıyor. Mesut Yılmaz, hakkındaki soruşturmalara yanıt verme- ye çalışırken gene CHP'ye ve sol değerlere saldırdı. Tabii bu tepkiler boşuna değil. CHP'nin temsil ettiği kitlelerin çıkarlan ve sahip çıktığı değerler, Me- sut Yılmaz'ın sahip çıktığı ke- sim ve değerferle ödünsüz bir mücadele içerisindedir. Ülke- de adaleti, hukuku ayaklar al- tına alan, yurttaşımızı açlığa, sefalete sürükleyen, insanca yaşama hakkını ortadan kaldı- ran, eşit koşullarda eğitim ve sağlık olanaklarını yok eden, koskoca bir ülkenin geleceği- ni karanlığa boğan anlayışın temsilcUerinin tabii ki karşısın- dadır CHP. Nâzım Hikmet, "Hiçbirkorkuya benzemez, hal- kını satanın korkusu" derken tam da Mesut Yılmaz ve onun gibi yaşayanların halet-i ruhi- yesini yansıtıyordu. Ve başka bir şiirinde de şöyle sesieniyor- du üstat: "Günü gelir çarh düzüne çevrilir, günü gelir hesabınız görülür. Günü gelir sualiniz sorulur: Beyler bu vatana nacıl kıydınız?" HAYVANLAR İSMAIL GÜLCEÇ igulgec@yahoo.com KİM ItİME DU3ltDtJMA behicak(a turk.net BULUT BEBEK MRAYçtFTÇt TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Haziran _ tsos'oe ESRARENG/Z TUNGUSKA OLAYH. ÇOK güyı/tz gıR PHTIAMA OLMUŞTV! ÇEV- O4ĞANC/S71/ <4Y0fHL47?4A/ && /fr*T V£ /CO£- *u//vç Sı/s ses, yüzLeeeE' *y£p/M£-neE U24K- ' ö i, ŞOK / AR43iPe; Ç Ş, fteeçey ALJTJST CHMUŞTV. 8İR PATIAA4A, ANCAK, ÛAHA MİŞ ATDM SOM&ASryL* HİÇ ÛVSA/VffV ÖLM£PİĞt~ SApmMAAJ OLAY, HEeHAMG/ St/S SOA4UT fif4fl/tr sr KIRIKKALE ASLtYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1999168 Davacı Mıyase Ateş vekıli tarafından davalı Cengiz Ateş aleyhine açılan boşanma davasında mahkeme karannın ılanen davalı Cengız Ateş'e tebliğine karar venlmiştir. Davacı vekilı dılekçesinde taraflann evli ve iki müşterek çocuk sahibi olduklaruu, aralannda şıddetli geçimsizlik bulımduğunu ve ayn yaşa- dıklannı. müşterek çocuklardan Şahın'üı davacı yanında, Orhan'ın ise babası yanında bulunduğu, boşaranaya karar verilerek çocuklannın ve- layetmın yanında bulunduklan kişiye verilmesini istemıştir. Davalının Fevzi Çakmak Mahallesi PTT Caddesi Kayserı adresınde ikamet ettiği bildırilmiş ıse de kendisine tebligat yapılamamış ve yaptı- nlan tahkıkat sonucunda adresı bulunamanuştır. Mahkememize ait 1999/168 esas ve 2000/18 karar sayjlı ve 26.01.2000 tarihli karan ile Kayseri ili Tomarza ilçesi Kale köyü 32 cilt, 23 say- fa, 14 kutük, 41 birey sıra numarada nüfusa kayıtlı Süleyraan oğlu 1965'de Hüsne'den doğma Cengiz Ateş ile aynı yer nüfusuna kayıtlı Osman kızı Rebiş'den olma Mıyase Ateş'in boşanmalanna karar verilmiştir. Işbu ılanın yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra hükmün kesinleştirilecegi hususu davalı Cengiz Ateş'e ilanen tebliğ olunur 31.05.2000 Basın: 36005 ANKARA...ANKA... MÜgERREF HEKİMOGLU Binlerce Mimar Yıldız Kenter telefon etti Çorum'dan. Dönüş yo- lunda bir gece Ankara'da kalacak. Körfez'de bir ak- şam yemeğinde buluşacağız. Sevinçle koştum. Sev- da Şener, Ayşegül Gülyüksel, Erendiz Atasü, kı- zı Reyhan Atasü, Ayla Kutlu da geldi. Türkiye'nin en güzel kadınları buluştu bir masada. "En güzel ka- dınlar" deyimi Şükran Güngör'ün. Yemeğe çağrıl- madığı için tepki gösteriyor, "Türkiye'nin en güzel kadınlanndan yoksun bırakıyorsun beni" diye yakı- nıyor eşine. Kahkahalarla aniatıyor Yıldız Kenter. En güzel kadınlarla en güzel gecelerimden birini yaşıyorum ben de. Kuşaklar değişik ama duygular, düşünceler birleşik. Belli konularda benzer titreşim- ler varyüreğimizde. Gözler ekrandatüm masalar maç izliyor Körfez'de. Önce mutlu bir beklenti, sonra sessizlik. En güzel kadınlar da yorum yapıyor. Yıl- dız Kenter Çorum'daki oyunun coşkusunu anlatıyor, genç seyircileri, oyundan sonraki kucaklaşmayı. Üz- günüm, son oyunu "Hep Aşk Vardı"y\ görmedim henüz. Ben Istanbul'agidemedim, onlar Ankara'da oynamadı. YakındaÖren'egideceğim, Ege'debiryer- de yakalamayı umut ediyorum. Ama yaz programı belli değil henüz. Yıldız Kenter doruklara tırmanıyor, panltısını güzel koruyor, ama sahnenin gerisi de var Kişiliğini, düzeyini korumak için büyük savaşlar ve- riyor sanatçılar. Belli sorunları çözmek kolay olmu- yor. Acı faturalar ödeniyor. Maria Callas'ı anımsa- dım birden. Yıldız Kenter'i taçlandıran bir oyun ama çabuk sona erdi, başkentli tiyatroseverler seyrede- medi. Sanınm sahne sorunu var. Başka oyuncular, topluluklar, örneğin Dostlar Tiyatrosu da yaşadı bu sorunu. Oysa Devlet Tiyatroları çözebilir. Çözmesi gerekir bence. Uyduruk oyunlar yerine konuk tiyat- rolann başanlı oyunları devlet sahnelerinde yer ala- bilir. Yeni yapılanmada bu sorun da gündeme gelir belki. Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın anketi de gündeme geldi masamızda. Olumlu bir girişim diye yorumlanıyor. llk kez başvurulan bir yöntem, geniş katılımı amaçlıyor her şeyden önce. En güzel kadınlann masasında en güzel erkekler de vafdı o akşam. Mustafa Kemal ve izindekiler. Ro- manlar, öyküler, senaryolar yazıldı. Yıldız'a roller arandı, Latrfe Hanım, Fikriye Hanım, Afet Hanım, Sabiha Gökçen gündeme geldi. Ayla Kutlu'nun sorulan, yanıtlar, anılar, öyküler, çağnşımlarla geç- mişten geleceğe bir salıncakta geçti saatler. "Salın- cakta İki Kişi"y\ de anımsadık elbet. İki değerii yazarımız Ayla Kutlu ve Erendüz Ata- sü, Yıldız Kenter'i ilk kez izledikleri oyunlardan söz ederken nostaljik çağrışımlar oldu masamızda. Dev- let Tiyatroları altın yıllannı yaşıyor, birbirinden güzel oyunlar sahneleniyor. Tiyatro sevgisi o oyunlaria ge- lişti, sahnedeki tırmanış halkımızın beğeni düzeyini de tırmandırdı! Tırmanış değil iniş var uzun süredir! Yazınca kı- zanlar var, veryansın ediyorlar ama bizim tiyatromuz bu, bizim sanatçılanmız.. beklentilerimiz yanıtlanmaz- sa eleştirmekten geri kalamayız. Bu da bizim göre- vimiz. Kültür Bakanı'nı içten kutluyorum. Olayı sa- hiplendiğini kanıtlıyor her şeyden önce. Çirkin bo- yutlara varan tepkiler, söylentilerle kişiler de, ku- rumlar da düzey yitiriyor ancak. ••• Eve dönünce haberi aldım. En güzel erkeklerden biri, güzel bir insan, güzel bir komutan, karanlık güç- lerin gerçeğini, amacını ışığa çıkaran aydın bir kişi, Cumhuriyetimizi oluşturan ilkelerin yürekli bir söz- cüsü ayrıldı dünyamızdan. 28 Şubat'ın mimarı diye anılıyorOramiral Güven Erkaya. Nedir28 Şubat, di- ni politikaya araç ederek, laik Cumhuriyetimizi yık- mak isteyenlere tepki ve uyarı değil mi? Karşı dev- rimciler bundan hoşlanmıyor, kara çalmayı, saygı- sızlığı çok çirkin boyutlara vardınyor ama boşuna! Sayın Erkaya'nın cenaze töreni en güzel yanıt on- lara. Son yolculuğunda binlerce kişi eşlik ediyor ona, binlerce mimar. Başmimarın verdiği görevi üst- lenerek yüruyor. Emaneti korumanın kesin kararlıh- ğını kanıtlıyor. Tepkisi, davranış biçimini açık seçik belirtiyor. Sayın Erkaya, rahat uyusun mezannda Uyanık bek- çiler görevi sürdürecek sonuna dek. ••• Körfez'deki buluşmada en güzel erkeklerden bi- ri de Boray Uras'tı masamızda. O Istanbul'dan An- kara'ya yürüyor, biz de izliyoruz. Güzel bir yolcu, gü- zel bir insan, güze! bir vatandaş olarak selamlıyo- ruz. Acılı bir baba yollara düşüyor, trafik canavan- na tepkisini, ilgisizlere uyan görevini, davranış biçi- mini uygarca gösteriyor. Tek başına ama yalnız de- ğil. Milyonlarla birlikte yapıyor yolculuğunu. Ölü can- lar, yaralı, acılı insanlar da eşlik ediyor ona. Kaç ki- şinin gücü var ayaklarında, kaç kişinin soluğu yüre- ğinde. Ortak bir tepkiyi belirtiyor, ortak bir çağnyı. Olay boyutlanıyor, ilgi yaygınlaşıyor, yeni biryasata- sarısı hazırlanıyor. Ama Meclis tatiie giriyor bugün. Gündemde onca tasarı beklerken sayın milletvekil- leri nasıl dinlenecek acaba? Yaşayarak biliyoruz, yoz ortamı oluşturan sorun- lar tepkisizliğin ürünü ülkemizde. Her dalda tepki var, ama sağırlığı aşmak kolay değil her zaman. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 I I I I I I I I i 9 \— 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Çoktan seç- meli bir test so- rusunda yer alan yanlış se- çenek. II Ka- rakter... Kıreız- lann ünlü des- tanı. 3/ Kadın- lann gözkapak- lanna sürdük- leriboya...Bah- çelerinyeşülen- dirilmesinde kullanılan kü- çükbitki. 4/Sa- hip... Yeterince aydın- lık olmayan... Güney Afiika Cumhuriyeti' nin plaka işareti. 5/ Onıç 2 ayı. 6/ Ayrıntılı fotoğ- 3 raf klişesi üzerindeki 4 noktaların sıkhğını, seyrekliğini belirleyen ölçü.. Erışmış. ulaş- 6 Tfflş.T/Hayvanlardabu- 7 runucu... Asya'da bir ır- mak. 8/ Osmanlılarda taşradaki nüfuzlu aile- lere verilen unvan... Maden eşya üzerine vurulan bir cins cıla. 9/ Tüzuk. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ötüşüyle kendi soyundan olan kuşlan başına top- lasın diye avcılann kullandığı kuş. 2/ Yiğit... Kaygu- suz Abdal'ın bazı şiirlerinde kullandığı mahlas. 3/ Söz, lakırdı... Sürülmemiş, otbüriimüş toprak. 4/Büyük ve süslü balıkçı kayığı. 5/ Gökçeada'nın eski adı. 6/ Ar- jantin'ın plaka işareti... tnsan sesiyle ezgili sesler çı- karma, müzik yapıtlannı seslendirme sanatı... Hayvan- lara vurulan damga. 7/ Bir Ingiliz uzunluk ölçüsü... Ünlü bir Osmanlı tarihçisi. 8/" Yâre doydum diyenin/ —-'dir boynun vurmak" (Türkü)... Mahkeme sonucu- nu gösteren resmi belge. 9/ Şiiliğin en önemli kolu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle