23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2000 PERŞEMBE :2 O L A l L A R V.EJ OOKUSLJlJİ olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Uluslararasmntlaşmalar Karşısında.. Vliral SAVAŞ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı A nayasa Mahkeme- ler'inyetiasdttındayapılmışveyaya- si'nde, geçen nisan pdacak olan tüm uluslararası anüaş- ayında yapılan 'Te- malar. ülkenin en üstün yasalan (hu- mdHakveOzgüriük- kuku) olacak ve bütün federe devlet- kre tişkin LTuslarara- lerdeki yargıçlar, herhangi bir federe a Nonnlann Iç Hu- devletin anayasası ya da yasalannda- ayında yapılan 'Te- rndHakveOzgüriük- lere tişkin LTuslarara- , a Nonnlann tç Hu- kuknmuza EtküerT konulu sempoz- yumda konuşan Istanbul Üniversite- si Hukuk Fakültesi öğretim üyelerin- den Prof. Dr. Sait Cüran, uluslarara- sı antlaşmalar karşısında Amerika Bir- leşik Devletleri'nin tutumu ve ege- menlik anlayışını sergileyen ilginç bir konuşma yaptı. Sonradan rica etmem üzerine, kay- nak da göstererek (Thomas Buergen- tal, Intenıational Human Rights in a Nutsehell, 2. Bası, West Pub. Co, Sh. 194, 195, 198, 207, 212, 278, 287, 288,293,294) bana aynntılı bir faks yazısı gönderdi. Bu yazıdaki görüşle- ri Türk hukukçulan ve aydmlannın bilmesinde yarar gördüğümden, aşa- gıya tam metnini alıyorum. ABD Federal Anayasası madde VI, fıkra 2: "Bu anayasa ve anayasa uya- nncayapılacakoîanBirieşikDevleder kanunlanikBirleşik (Federal) Devlet- ki aksine hükümlere rağmen bu üstün hukuka uyacaklartbr." Siyah yazıyla yazılı olan bu yargı (hüküm), bir zamanlar hukuk yetke- leri (otoriteleri) tarafından, antlaşma- lann anayasa ile eşit olduğu biçimin- de yorumlanmıştır. Ancak, anayasa- antlaşma üişkisi konusundaki anaya- sa sorunu hakkında, son ve kesin res- mi yorum, 1957 yılında verilen Reid V Covert karannda Yüksek Mahke- me'den aşağıdaki biçimde gelmiştir ve bugün bu konuda herhangi bir an- laşmazlık yoktur. Yabana birdevlet ile yapılan herhan- gi bir antlaşma, Kongre'ye ya da dev- letin bir başka organına, anayasadaki sınırlamalara tabi olmayan hiçbiryet- ki veremez. Uluslararası antikşmala- nn hiçbir hükmü, anayasanın, Birie- şik Devletler'in yetkflerinin kullanıını- na uygulanabilecek olan yasak ya da suuriamalara avkın otamaz. Bunun anlamı, tepe noktasındaki en üstün " hukuk Dormu" olan anaya- sanın uluslararası antlaşmalara üstün- lüğü ve bağlayıcılığıdır. Başka bir de- yişle, anayasa ile anlaşmazlık (ihti- laf) durumunda bulunduğu takdirde, uluslararası antlaşmanın, Birleşik Dev- letler iç hukuk normu olarak hüküm ifade etmeyeceğidir. Nhekim, bu karardan çokönce, da- ha 1800'lü yıUardan Mbaren Yüksek Mahkeme, Kongre'ninyapoğı yasabr- la antlaşmalara ""hukuksal eşdeğer- ler" (equrvalent)işlemiyaprnış veKong- re'ninçıkanhğıgeçerti bir kanunflege- çerfa' biçimdeyapılan antlaşma arasın- da bir uyuşmazhk çıkbğmda, "üstün iradenin son irade açıklamasının bir ön- cekini denetleyeceği"ne karar ver- miştir. Buna göre. daha sonra çıkan- lan bir kanun ik daha önceki tarihl ant- laşmalaıia belirlenmiş yükümler ara- smda biruyuşmazlıkçıktığında, hukuk- sal etkinin kanuna tanuıacağına; aynı şekilde, sonraki tarihli antlaşmanın da, kendisinden önce çıkanbmş olan kanunun yerini alacağma hükmetmiş- tir. Konunun, insan haklan sözleşme- leri bakmundan değerlendirilmesine gelince, aşağıdaki bilgiler aktanlabi- lir. Amerikan Devletieri Örgütü üyele- rinin kabknğı İnsan Haklan Amerikan Konvansiyonu, ABD taranndan daha sonra imyalanmış ve Başkan Carter taranndan Senato'ya sunulmuştur. Bu metinde, Konvansiyon'un organlan arasmda, insan haklan ihlali iddiala- rmı sonvekesin şekfldeincefcyenve ver- diği hükümler davanuı tarafi ûye dev- letkre uyma yükümü yûkieyen Ame- rika, İçi tnsan Haklan Mahkemesi de buhuımaktadır. ABD, Mahkeme'nin vargı yetkisini tanımış değSdir. Neden (sebep), uluslararası antiaş- malann anayasa karsısındaki hukuk- sal rejimine Uişkin olan vukandaki anayasal açıklamalar ve bazı insan haklan antlaşmalannın ABD Anaya- sası fle uyuşmazhk taşıyan hükümler içeriyor olmasıdır. Aynca, ABD'nın, kendi iç hukukunu, "andasma stan- dartianna" uydurmasını öngören ulus- lararası insan haklan antlaşmalanna rezervasyon koyması bir kural olarak belirmektedir. Bu türrezervasyon,ant- laşmanın, kendisi ile çatışan mevcut iç hukuk kuralımn yerini aldığı veya önüne geçtiği şeklinde anlaşılmama- sını temin etmek amacı ile düzenlen- miştir. Diğer taraftan, insan haklan sözleşmelerine kahlırken, içeriğe iliş- kin hükümlerin kendiliğinden uygu- lanabilir hukuksal etki taşımadığı bil- dirimini koymak, ABD'nin uygula- dığı bir yöntem olmuştur. Bu yakla- şımın amacı, belli bir sözleşmenin, "ABDmahkemeleritaranndan doğru- dan uvgulanabilir haklar yaratDğı" şeklinde anla^ılmamasını sağlamaktır. Özetk: Açıkça gönıhnektedir Id, bu- gün, ABD, bir insan haklan antiaş- masmı (treaty) onayiarken, rezervas- yon uygulaması yolufle,'halen Birle- şik Devletler hukuku ile güvence al- tına aknmış bulunmayan herhangi bir uluslararası insan haklan yükümü al- tına girmemeyi sağlamaktadır; Bun- dan başka, antiaşmalan kendiliğin- den uygulanamaz (non-self-esecutive) kumakla da, kişilerin, ABD mahke- meleri önünde, doğrudan antlaşma hûkfimlerine dayanmasını önlemek- tedir. .JŞu husus açıknr ki, kuşkusuz, ABD, Federal Anayasa hükümlerini ihlal eden bir antiaşmayı uygun re- zervier koymadan onaylayamaz. (Sf. 296). i EVET/HAYIR OKTAY AKBAL j Gîiniz Sokak Ikinci Çankaya' mı? '. "Dokuzuncu Cumhurbaş- yurttaşlargelipelöpsünlŞim- leikidebiryurtdışınacümbür kanı Süleyman Demirel.." diye dek ülkemizde böyte bir cemaat çıkmak yok, öyle iş- Radyolar, TV'ler, gazeteler durum yaşanmadı. Inönü, yerterinin açılışına koşup git- böyle anıyor Süleyman cumhurbaşkanlığından son- mekyok. Bey'iL Bir zamanlar, Morri- ra Pembe Köşk'e yerteşti, Amiral Fahri Korutürk de son Süleyman, Çoban Sülü partisinin genel başkanlığını böyleydi. Her ne kadar Sü- diye bilinen bir kişiye sek- sürdürdü, on yıl sonra baş- leyman Bey "Çankaya Note- senli yaşlara doğru Doku- bakan oldu. Sunay, Koru- ri" diye onu küçümsemişse zuncu Cumhurbaşkanı de- türk, eski cumhurbaşkanı de!.. Yedi yıl boyunca göre- nilmesi epeyce ilginç değil olarak gözlerden uzak bir ya- vini yansızca sürdürdü, gü- mi? şam sürdüter. Evren bile Mar- nü gelince emaneti teslim et- Cumhurbaşkanlannı böy- maris'teki köşkünde çok ge- ti, "Süremi uzatın, üç beş yıl le numaralamak da yeni çık- rek duymazsa ne demeç ve- daha kalayım" demedi. Böy- tı.BirinciAtatürk, Ikinci Inö- riyor ne de yerli yersiz konuk lebirişlemuygulansaydıbel- nü, diye yazıp söylüyor mu- ağırlıyor. ki 12 Eylül olayı da yaşanmaz- yuz? Eski cumhurbaşkanı Demirel, Çankaya'y Gü- dı. demek yetmiyor mu? Ya da niz Sokak'a taşımış gibi... Cumhurbaşkanı Ahmet adınısöylemek...Okuryazar Cumhurbaşkanlığını bu kez Necdet Sezer, uygar ülke- olan olmayan herkes Demi- konağında sürdürüyor, onun- lerde görülen devlet başkan- rel'in de, Evren'in de cum- ladakalmıyor, neredebiraçı- lan gibi... Yasalara saygılı, hurbaşkanlığı görevinde bu- lış, birtören var, orada... Ko- anayasaya bağlı, parti poli- . lunduklannı biliyor. Ameri- rumalar ordusu, yandaşlar tikalanndan uzak bir hukuk : ka'da, Avrupa'da gelip gitmiş kalabalığı, tantanah birgidiş adamı... Doğrusu ya, nice • devlet başkanlanna böyle bir geliş...Atılannutuklar,elöp- zamandır böyle bir cumhur- r sıra numarasının verildiğini meler...Sanki Süleyman Bey başkanına özlem duyuyor- ; duydunuzmu?Eskicumhur- yeniden cumhurbaşkanı se- duk.Herişekanşmayan,dur- başkanı, eski başbakan de- çilmiş. Hiç yadırgamıyor maksızın konuşmayan, irili mek yetmiyor mu? Başba- emekli oluşunu, emrinde sa- ufaklıülkelereyüzkişilikma- kanlan da numaralasak Bü- yısız hizmetli, sayısız dost, iyetle gitmeyen!.. lerrt Ecevrt'e ellinci başba- umutla bir şeyler bekleyen- Süleyman Bey Güniz So- ; kan mı diyeceğiz. ler... kak'asîğmıyor.Oncedenbel- •: BirkişiÇankaya'yaçıkar... OysaÇankaya'dabircum- liydi bir emekli yaşamı, bir "; Görev süresi bitince çekilir hurbaşkanı var. Bütün parti- "bir bilen" yaşamı süreme- î evine...Aradabirçağnyaka- lerinoylanylaseçilmiş...Cid- yeceği... Parti mi kuracak, I; tılır, konuşur, ama her gün dibiradam.Çankaya'yaye- bir partinin başına mı geçe- } evinde yüzlerce konuk ağır- ni bir düzen getirmiş. Âz ko- cek, kamuoyu böyle bir ka- ' lasın; çocuğundan yaşlısına, nuşma, şatafata son verme, rar bekliyor. Güniz Sokak bu ; politikacısından komşu lo- korumalan azaltma, sıradan gidişle7/onc/ÇaA7/caya"ola- ' kantanın garsonlanna kadar biryurttaşgibiyaşama!..Öy- cağabenzeri Belediye îktisadi Teşekkülleri (BÎT'LER)-2- AH S E R D A R Sayıştay Üyesi Öncelikle BlT'lerin kamu ma- Dünkü yazınun kaldıgı yerden maddi özvarhklann iki katı tuta- liyesine, ekonomiye zarar verdik- BÎT'lerin ekonomik boyut ile ko- nnda borçlanmış durumundadır- leri kabul edilerek bu uygulama- nuyu sûrdürelim. lar. Aslında bu durumdakı şirket- lara son verilmelidir. Devletin ti- Belirttığimiz gibi ülke genelin- lerin borçlanma yeterhliği de yok- cari faaliyetlerden çekilmesi şek- de BİT'lerle ılgili saglıklı ve kap- tur. Ancak belediye kaynaklan- linde benimsenen genel politika, samlı istatistiksel bir çalışma ya- runbankalaramevduat olarak ya- belediye ve öbür yerel kuruluşlar pılmamısür. Ülke düzeyinde Ha- ürüması karşılığında borçlanabü- için de kabul edilmelidir. ziran 1998 itibanyla 716 şirket mektedirler. Böylecekarsıhklıbir Bu bağlamda, bu kuruluşlann bulumfugubelirierırnistir. Sayıştay çıkar ilişkisi kurulmakta, kamu belediyenin asli görevlerine ya- BelediyeGrupŞefliği'ncel5bü- zarara uğramaktadır. kınolanlarbelediye bütçesiveye- yükşehir belediyesinde yapılan 4046 sayılı özelleştirmeye Uiş- rel yönetim içine aluımalı, özel- biraraşürmayagöresadecebube- kin kanun kapsamına belediye ve leştirilebilecek nitelikte olanlar lediyelere bağlı 104 şirketin bu- il özel idarelerine ait ticari kuru- ise hızla özelleştirme sürecine lunduğu; bunun 18'ininlstanbul, luşlan ile paylan da dabil edil- aluımahdır. Daç tedavisi yerine 17'sinin Ankara, 16'sının Izmir, miştir. Bu kanunun 26. maddesi operasyondtedaviler'ebaslanma- 9'unun Kayseri belediyelerine ait "Mahalh İdareterde Özelleştirme lıdır. 4046 sayılı kanunun çerçe- oldugu saptanrruşur. Bu 104 şir- Uygulamalan" başhğını taşımak- vesinde,BakanlaıKıırulu'ncaye- ketin sermayeleri 162 triryonu aş- tadır. Bu maddeye göre, BÎT'le- ni BlT'lerin oluşturulmasına izin mışolup,bununyüzde9ribele- rinözelleştinneişlemlerininyerel verilmemeli, izinsiz kurulan ya diyelereaittir.Belirttiğımızgibibu yönetimlerin yetkili organlannca da kaüunan kuruluşlar izlenmeli, veriler sadece 15 büyükşehir be- yürütüleceği hükme bağlanmış- gerekli yasal işlemler yapılmalı- lediyesine dıskındir. İrili ufaklı, il or. Bu durumda, yerel yönetimle- dır. En azından KİT örneğinde veilçebelediyelerininveözelida- rinisteyerekohısturduğuvehertür- görüldüğügibi,BİT'lerdemutla- relerin de bu şeküde çok sayıda şir- lü kolayhk ve keyfiliği sağlayan ka denetim kapsamına alrnmalı- ketleri bulunmaktadır. Bugün için bu kuruluşlann kendi istekleriy- dır. Bugün için yerel yönetimler bunlar hakkında istatistiksel bir leözeUeştirilmesiöngörülmüşol- Sayıştay denetim ve yargılaması- veri elde edemedik. maktadu-. Bu ise eşyanın tabiatı- na tabidirler. Sayıştay'da yapılan bu çalışma- na aykındır. Ve arzulanan amacın BlT'lerin de kamu parasına ta- dasbelirtüenşirketierintoplamı9.6 gerçekleşmesineredey»ımkân- sarruf eden kuruluşlar olmasıgöz trilyon lira zarar ettikleri, bu za- sızdır. 4046 sayılı kanunun 26'n- önüne alınarak, diğer yerel yöne- rarlann özkaynaklann 1997'de cı maddesinin son fikrasuıda be- timler gibi Sayıştay deneumine yüzdel.88,1998'deyüzde5.54'e lediyeve öbür yerel yönetimlerin tabiküuımalıdu-.Ozelleştirmeden yükseldiği; böylece özkaynakla- ticari kuruluş.larkurması veya ser- sorumlu Devlet Bakanınca özefleş- nnı yitirmeye başladığı belirlen- maye katılımuıda bulunmasının tirme kanununun değişnrileceği miştir. Budabuşirketleriniyiyö- Bakanlar Kurulu'nun iznine tabi açıklanmıştır. Bu önemli bir fir- netilmediğini kanıtlamaktadır. olduğu hükme bağlanmıştır. Bu satür. Yerel yöneumlerce oluştu- 1998'de özkaynaklann toplamak- hükümlehıçolmazsa,bundanböy- rulan ve katılınan kuruluşlann tife oranı yüzde 29, toplam ya- le bu tür kuruluşlann kurulması- özelleştirilmesi ya da yerel yöne- bancı kaynağa (borçlara) oranı nın önlenmesi düşünülmüştür. timlerin bütçe ve idareleri içine yüzde 46 (İGDAŞ'dakisermayear- Bir ölçüde başanlı olunmuşsa alınması için gerekli yasal düzen- nnmıçıkanlırsa%30), borçlann da siyasal tercihlerle yeni izle- lemelerhemenyapürnalıdır. Bufir- maddi özvarlığa oranı yüzde nimlerin verildiği de görühnek- satkaçınlmamalıdır. Busonucun 220.38'dir. Bu veriler ekonomik tedir. Bazen de izin abnaksızm elde edilmesi için, yerel yönetim- açıdan son derece kötü gösterge- yeni BİT'ler oluşturulmaktaya da lerin keyfiliğine buakılmaksızuı lerdir.Özkaynaklaryetersizolup, sennajyearmrBnlanmkaüunmak- zorunluk getirilmelidiı. Değiştirme kampanyamızı uzatıyoruz! 15 Haziran'da brten değiştirme kampanyamızı Haziran sonuna kadar uzatbk. • isterseniz, eski çamaşır ya da bdaşık makinenizi getirin, 40 milyon TL'ye sayalım. Yeniterini verelim. • İstErseniz, bir çamaşır ya da btrtaşik maktnesi aim. Yanında tam 40 milyonluk hediye çeki sizin. Hediye çekiniz, yıl sonuna kadar her üründe geçerti. Üstelik, 24 aya varan Koçfinans tuketici kredisi avantajlanyia. >14^ uf« TtMtM HMtoma t^hc, fea<m> >»..>. 0 216 423 41 63 0 800 261 85 89 0 216 423 26 44 Diğer bir Arçelik ürününde geçerli indirim çeki. Eski çamaşır ya da bulaşık makinenizi getirin, 40 milyona değiştirelim! PENCERE TL Yine Moda?.. Geçen gün 'Akşam' gazetesinde harika bir man- şet vardı; çok hoşuma gitti: "TL'nin Zaferi". "Hükümetin ekonomi politikasıyia yıllar sonra değer kazanan Türk Lirası kalpazanlann gözdesj oldu." "Sahte 71 miktan, dolan geçti." Haberin içeriği başlıklardan aşağı kalmıyor; bir- likte okuyalım: "Sahtesi bile kıymete bindi. Yıllardır 'maliyeti kurtarmaz' diye Türk parasına tenezzül etmeyen kalpazanlar, TL'nin yükselişini fark etti. IçişleriBa- kanlığı'nın hazıriadığı rapora göre, geçen yıla ka- dar sahtecilikte Amerikan Dolan önde giderken, ekonomide dengeler değişince; lira, dolar ve mar- kafarkattı." Haberin ara başlığı da var "Son teknolojiyi kullanıyohar." "Polisin yaptığı 687 operasyonda, 68 bin 354 sahte TL, 54 bin 56 ABD Dolan, 893 adet Alman Markı ele geçirildi. Raporda, kalpazanlann geliş- miş bilgisayariar, scanner ve renkli fotokopi ci- hazlanyla aslı gibi para bastıklan belirtilerek uya- nık olunması istendi." • özal ekonomisinde Türkiye tam bir "dolarizas- yon" çağı yaşamıştı; 1990'larda bu süreç hızlan- dı. Türk Lirası mı?.. Boşver çanım!.. x Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduktan sonra, cebinde TL değil, Amerikan Dolan taşıyordu, özal ekonomisinin ünlü göstergeleri neydi?.. Çikita muz.. Fransız peyniri.. Hollanda tereyağı.. Amerikan Dolan.. > \ . - Sonuç neoldu?.. Tek sözcükle: Battık!.. Şimdi de çıkmak için debeleniyoruz; denize dü- şen yılana sanlır; biz de IMF'ye sanldık. Geçmişte bu filmi çok görmüştük; "İnsan belleği unutkan- lıkla sakattır" ama, anımsayalım şu deyişleri: vlz- yon, depolitizasyon, ekonomik transformasyon, do- larizasyon, reformasyon derken enflasyonda bo- ğulup iç ve dış borca, irticaya ve etnik teröre gö- mülmedik mi!.. Ne diyoriardı aklı evveller: "- Ulus devletin de modası geçti, ulusal para- nın da modası geçti..." Peki, şimdi neden ters kepçe olduk?.. Oysa tam alışmıştık, ev kirasından tutun da gay- rimenkul alışverişine, müdür ya da yönetici aylık- lanna dek her şeyde geçerli Amerikan Dolan değil miydi?.. • Ne dönek kişileriz!.. TL'ye dönetim.. Akşam gazetesinin manşetten verdiği haber bu yolda çok önemlidir... Eğer kalpazanlar Türk Urası'na dönmüşlerse, paramızın geleceği pariak!.. Yıllardır "maliyetini kurtarmıyor" diye TL bas- mayan kalpazanın piyasaya sahte lira çıkarma^a başlaması en geçerli ekonomik göstergedir. Bu ülkede kime inanacaksın?.. Tecrübeyle sabtttir. Başbakana inanma, ekono- mi ya da maliye uzmanlanna inanma, Maliye Ba- kanı'na kanma!.. Türi<iye burası.. Sen kalpazana baki.. Antonina T KÜLTÜRGEZİLERİ 16-23Temınuz Gineydoğu Audola "Sanat Tanhçısı Anlla TunarehberiığındeGaziantep, Bırecık, Urfa, Harran, Sogmatar. Vıranşehır'uı Yezıdı köylen, Mardın, Hasankeyf, Tur Abdin'in Sûryanı manastırlan. Dıyarbakır, Nemnıt ve sular alnnda kalacak olan Zeugma'ya olağanûstü bir seyahat..." 26 - 30 Temmuz Bilinmeyen Kapıdokya "Araştirmacı yazar Turgay Yenidûnyarehberlığındebilinenkrin yanı stra, Kapadokya'nm bılınmeyenleri." 22 - 30 Temmuz Oru ve Doğu Karadeniz "Araştirmacı yazar Tunca Vanş ile Amasya, Samsun, Ordu. Trabzon, ^ l R F İ T l Z l " y R)7P Artvın, Fr7lınıml y Tnlcat Zılp" Doç. Dr. M. IHSAN TUNAY İLE 16 Temmuz Pazar EDez(Urihvedniz) * •Günûbırlık tarih, kûhûr ve denız gezisi" 28 - 30 Temmuz Auos, Trova, Berguna "Assos, Truva, Bergama, Apollon Symteon. Aleksandra Troas'ı kapsayan lcpyifli hir hafta^nnn pp7i«ti" Ginöbiriik hjftasoBB gealeri: 1 Temmuz Cumartesı Gtlata, TophiM. Karaköy: Yard. Doç. Dr Aykut Gürçağlar 2 Temmuz Pazar TaribrçindeBoğınçi, kö^kler ve yalılar (tekne tnnı), Doç Dr. M. thsan Tunay ile. Rezervasyon: 0 212 292 28 74-75 BAYBUKT İCRA CEZA MAHKEMESt HÂKİMLtĞl'NDEN Esas No: 2000/9 Davacı Türkiye Emlak Bankası A.Ş. Genel Müdürlü|û vekilleri Av. Ferhan Ataman ve Av. Ece Balı tarafından sanıklar Şaban Göktaş ve Bekir Ürediler aleyhıne mahke- memıze açılan mal beyanında bulunmamak davasında mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince ılanen tebliğıne karar verilmiş olup; Dunışma günü olan 20.07.2000 tarih ve saat 09.00'da yukanda tsımlen yazılı bulunan sanıklar Şaban Göktaş ve Bekir Ürediler'in dunışmada hazır bulunmadıklan ve ken- dilerini bir vekil ile temsil ettırmeleri, dunışmada hazır bu- lunmadıklan ve kendilerini bir vekille temsil ettinnedikle- ri takdirde duruşmanın yokluklannda yapılarak karar veri- leceği Teblıgat Kanunu'nun 213. ve müteakıp maddeleri gereğince ılanen tebliğ olunur. Basın: 36123 H a y a t a . ANKARA 1. SULH HUKLK. MAHKEMESt'NDEN 1999/482 Davacı Milli Eğitim Bakanhğı vekili Av. Şernıin Erbay ta- rafından davalılar Erdal Erol, Ibrahım Aras, Hüseyin Koyu- türk aleyhıne açılan alacak davasının yapılan yargılamasında verilen ara karar gereğince; Davalı Hüseyin Koyurürk, Sıvas Caddesi Ziraat Bankası yanı Gelincik Apt. zenun kat No: 3 Kaysen adresıne adına göndenlen davetiye ve dava dilekçesi adresınde bulunamadığından tebliğ edilemedıği, zabıtaca teb- ligata yarar açık adresi tespıt edılemedığınden yukandaki özeti yazılı davaya karşı varsa savunmalannızı veya delılleri- nizi duruşmanın bırakıldığı 19.07.2000 gûnü saat 09.45'de mahkememıze gelerek beyanda bulunmaruz veya kendınızi bir vekille temsil ettirmeniz, aksı takdirde gıyabınızda karar verileceği hususu HMUK'nun 509. ve 510. maddeleri gere- ğince davetiye yenne kaım olmak uzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 36023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle