27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2000 SALI HABERLER DUIYYADA BUGUN ALt SİRMEN Giiie Giile Giiven Erkaya Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erka- ya'yı dün toprağa verdik. Erkaya'nın, değerli bir asker olduğu kadar, aydın niteliğinin de ağır bastığını, kendisini ya- kından tanıyanlar ısrarla vurguluyoriar. Uzun süredir çekmekte olduğu hastalık yü- zünden erken yaşta emekliye aynlan ve yine er- ken yitirdiğimiz Erkaya, büyükelçi rütbesiyle kı- sa süren sivil hizmetleri de olmuş bir kişi. Boğazlar'dan emniyetli geçiş konusundaçok değerli çalışmalar yapmış olan Erkaya, dini si- yasete ve ticarete alet etmeyi amentü ve geçim ile iktidar aracı yapmış olan, onu bunu hedef göstermekten çekinmeyen bir kısım basın ta- rafından ölümünden sonra da eteştirildi, eleşti- rilmekten öte, çirkin saldırıların hedefi haline getirildi. Gelişmiş toplumlarda eleştiriden yüksünmek yanlıştır. , Ama böylesine saldınlar... Bunlar onu değil, kamuoyu önünde olsa ol- sa faillerini yaralar. Neyse... J »•./ Erkaya'nın bir kısım suç kışkırtıcısı varakpa- renin boy hedefi haline gelmesinin nedeni, 28 Şubat'a giden yolda tavnnı ortaya koymaktan çekinmediği için, adından sık söz edilen bir ko- mutan olması. • • • Kimi çevreler, 28 Şubat'ı, salt Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin girişimi, hatta onun da içinde belirii bir komuta kademesinin girişimi olarak görme eğilimindeler. Şimdi, TSK'de emir komuta zincirinin halka- lannın yerine otumnuş olmasına karşın, gelene- ğin, yapılan açıklamalann salt kimi komutanla- nn eğilimi olmayıp, genel düşüncenin ürünü ol- masına büyük özen gösterilmesi biçiminde oluştuğu üzerinde uzun uzun tartışacak deği- liz. Yine son yıllarda, TSK'nin bin düşünüp, bin yutkunup, birkonuşmayı şiaredindiği yolunda- ki bilinen gerçeği de yinelemeyeceğiz. Ama ortada başka bir olgu daha var. O da, 28 Şubat sürecinin, yalnızca cihet-i askeriyeden gelen bir girişim olmanın ötesinde, iktidarı bir şekilde ele geçirmiş olanlann, laik sivil demok- rasiyi baltalayıp ortadan kaldırma çabalarına karşı, toplumun geniş sivil kesimlerinin artan tepkilerinin tercümanı olduğudur. Bu gerçeği görmeyenler, Türkiye'nintoplum- sal yapısını da gereğince kavramak olanağın- dan yoksundurlar. • • • Geriye bir tek soru kalıyor: 28 Şubat süreci- ne yol açan tepki ve bu süreç demokratik yapı içinde yer bulabilir mi? Tepkinin, kaynağında sivil ve demokratik ol- duğunu belirtmiştik ve çok geniş kesimler bu gerçeği tartışma götürmez biçimde kabul et- mişlerdir. Tepkinin dile getiriliş biçimi ve yeri ise, iktida- n ele geçirmiş olanlann, başka yolla dışa vuru- lan demokratik tepkilere kulaklannı tıkamalan- nın sonucudur. O çevreler ki, Cumhuriyet'in özüne de açık- çakarşıdırlar... Burada çağdaş demokrasinin önemli ve ben- zeri tehlikelerle karşılaşmış ülkelerde çözüme bağlanmış bir sorunu ile karşılaşıyoruz: Demokrasilerin, bu kendilerini yok etmeye yönelik tehditler karşısında varlıklannı koruma haklan var mıdır, yok mudur? Çağdaş demokrasiler, özellikle bu tür tehlike- lerle karşılaşmış olanlan, sorunun yanrtını, 'evet, vardır' diye vemnişlerdir. p v Bu açıklamalann ışığında, 28 Şubat'a ve Er- " kaya'ya yönelen saldırıların asıl hedefi kendili- ğinden çıkıyor ortaya. Bu saldınların faillerine, geride daha çok Er- v AV Kaya'lar kaldığını da anımsatmak yerinde ola- "oeaktır. -Z- Sayın Erkaya'ya parlak bir yaşamın sonunda güle güle derken gani gani rahmet diliyoruz. Hizbullah operasyonları G.Antep'te 1 erkek cesedi bulımdu GAZİANTEP/BAT- MAN (AA) - Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele Şubesi ekiplerince, şeriatçı te- rör örgütü Hizbullah'a yönelik yürütülen ope- rasyon kapsamında bir evde yapılan kazıda, bir erkek cesedi bulundu. Terörle Mücadele Şu- besi ekipleri, dün Cum- huhyet Savcısı Hüseyin Üsgüloğlu'nun yöneti- minde, terör örgütünün daha önce kullandığı Ye- şilevler Mahallesi 99 -44e'l» Sekat 24-N<>4»- ^eve, Hizbullah'ın askeri kanat üyesi olduğu be- lirtilen 2 kişiyi yüzleri kar maskeli halde getir- diler. Isimleri açıklan- mayan söz konusu kişi- lerin yer göstermesi üze- rine, evin girişindeki merdivenin altında bulu- nan ve garaj olarak kul- lanılan yer4 belediye iş- çisi tarafından kazıldı. Beton zemin ile biriikte 70 santimetre kazı yapıl- dıktan sonra cesede ula- şıldı. Elleri ve ayaklan arkadan bağlanan ve bü- külü durumda olan cese- din, Şırnak'tan kırmızı bir Tempra ile getirile- rek aynı evde sorgulanan 30-35 yaşlanndaki Ab- dullah Tunça ait olduğu belirlendi. Tunç'un 7-8 ay önce teüe boğularak öldürüldüğünün tahmin edildiğini belirten yetki- liler. bağlanma şeklinin domuz bağından farklı olduğuna dikkati çekti- ler. —Batroaa Emniyet Mü- dürlüğü Terörle Müca- dele Şubesi ekiplerince düzenlenen operasyon- da, Hizbullah terör ör- gütüne yardım ve yatak- lık ettikleri iddiasıyla bi- risi Batman Defterdarlı- ğı'nda görevli memur, 9 kişi yakalandı. tfadeleri- nin alınmasına başlanan 9 kişinin önümüzdeki günlerde mahkemeye sevk edilecekleri bil- dirildi. DSP konvoyunun Şanlıurfa'ya sokulmamasının arkasında 5.7 trilyonun paylaşımı yatıyor Konvoy olayında ilıale gölgesiMEHMETFARAÇ Başbakan Bülent Ecevit'i izleyen 1500 araçlık DSP konvoyunun Şanlıur- fa'ya sokulmamasının ardında 5.7 tril- yonluk bir ihale paylaşımının yattığı ileri sürüldü. Köy Hizmetleri ihalele- rindeki usulsüzlükleri önlemeye çalı- şan DSP Urfa örgütünün safdışı bıra- kılması için, bazı MHP'li politikacıla- nn etkilediği Urfa Valiliği ve emniye- tindeki Türk-Islam sentezci kadrolann "kompk>düzenkdiğr iddia edildi. Ola- yı soruşturan üç mülkiye müfettişi, konvoyu kente sokmayan üç yıldızlı ko- misere talimat veren yetkiliyi anyor. Şanhurfa'da özellikle 1985'ten son- ra kurumsallaşan "parti-bürokrat-iha- le" üçgenine geçen yıl atanan DSP Ur- fa örgütü de kanştı. Geçici işçi alımla- n, trafo, sondaj çalışmalan ve köy yol- lan yapımında örgütteki bazı yönetici- lerin yurttaşlarla para ilişkisine girme- si tartışma yarattı. Tartışmalar sürerken DSP D Başka- nı Nihat Ava milletvekili adaylığı için görevden aynldı. Yerine vekil olarak atanan Veysi Kaymazda aynı suçlama- lardan kurtulamadı. DSP içindeki iha- le paylaşımı geçen yılın ortalanndapar- • Komplonun, "Köy Hizmetleri ihalelerindeki usulsüzlükleri önlemeye çahşan DSP Urfa örgütünün safdışı bırakılması için bazı MHP'li politikacılann etkilediği Urfa Valiliği ve emniyetindeki Türk-Islam sentezci kadrolarca düzenlendiği" iddia edildi. 1500 araçlık konvoyu dağıttı. DSP'nin bir yöneticisi, Ecevit'i izleyen konvo- yun güzergâhının Emniyet Müdürü Orhan Okur'un da katıldığı partıdekı bir toplantıda düzenlendiğini söyledi. Buna karşın konvoy Hal Pazan kavşa- ğından itibaren üç yıldızlı bir komiser tarafından dağınlmaya başlandı. Ecevit ziraat fakültesindeyken Mardin Kav- şağı'ndan Gaziantep yönüne çekilen konyovun kente girmemesi için barikat kuruldu. Komiser, DSP konvoy görev- lilerinin tüm uyanlanna karşın, "Emir var kaküramam" diyerek bankatta ıs- rar etti. DSP yöneticilerini bile barikat- tan geçirmeyen komiserin tavn DSP Genel Sekreteri Hayri Diri'nin haber- dar edilmesiyle de değişmedi. Başba- kan da 500 kişilik cılız bir kalabalığın önüne çıkmak zorunda kaldı. Mülkiye müfettişleri skandalla ilgili valilik ve emniyet yetkililerinin ifadelerini ahr- ken komisere talimat veren üst düzey yöneticiyi de saptamaya çalışıyor. Bu arada olaya neden olan köy hizmetle- rinin arazı düzenlemesı, topraktesviye- ti binasında kurşun seslerinin duyul- masıyla dışa vuruldu. Iddiaya göre gö- revden aynlan Avcı ve Kaymaz'ın ye- ğenleri birbirine silah çekti. Çatışma büyümeden önlenirken olay örtbas edildi. İhale mafyasıyla ilişld iddiası Kaymaz bu olaym ardından görev- den alınırken yerine atanan Naci Sa- öş'ın da, eski ANAP milletvekili Seyit Eyüboğlu'nun danışmanı olduğu orta- ya çıktı. Satış da görevden alındı. Urfa DSP il örgütü 4 ay süreyle boş kaldı. "thak mafyasıyla ilişld kurmak"la suç- lanan aralannda eski yöneticilerin de bulunduğu grup, partiye yeniden talip olurken il başkanlığına 29 Mart'ta avu- katMûslümAkaluıatamlı Şaibeyeka- nşmamış, müteahhitlerle hiçbir yakın- lığı bulunmayan çoğu üniversite me- zunlanndan yönetimi oluşturan Aka- lın ihale mafyasının tepkisini çekti. "Parti-bürokrat-ihaİe" üçgenini bo- zan Akalın ve yönetimi, ANAP döne- minde atanan Köy Hizmetleri Bölge Müdürü AK Kaya'nın ilişkilerini de ya- kın takibe aldı. Parti yöneticileri, Kaya ile biriikte Köy Hizmetleri İl Müdürü thsan Albayrak'tan da ihalelerin ilan verilerek şefaf yapumasını istediler. Kı- sas Belde Başkanı Behzat Demirkolu da "temiz politika uygulamasına ters davrandığı" gerekçesiyle görevden alan DSP'nin tavn, kurumdan ihale alan ANAP ve MHP'hlerirahatsızet- ti. Harpırt rahatazhğı Bu arada DSP Genel Merkezi'ne gönderilen bir raporda, Şanlıurfa Vali- si Sehabettin Harput'un uygulamalan- nın yarattığı rahatsızlık yansıtıldı. iha- le mafyasının sıkmtısı ve Harput'la il- gili raporun yarattığı gerginlik, Ece- vit'in Urfa gezisinde konvoy skandalı- na dönüştü. Iddiaya göre, "DSP örgü- tflnü safdışı bırakmak için komplo ha- ztriayan" bazı MHP'li politikacılar, Ur- fa emniyetindeki Türk-Islam sentezci kadrolan kullanarak Ecevit'i izleyen si, köy yolu, içme suyu işlerini kapsa- yan 5 trilyon 770 milyar bedelli ihale- nin paylaşümasuıa yönelik iddialar da müfettişlere yansıdı. 'MHIetvekfli de işin içinde' Köy Hizmetleri'ndeki yetkililer, 1 trüyon 470 milyarlık asfalt ihalesinin Urfa'da, 4.3 trilyonluk ihalenin de An- kara'da yapılacağını söylediler. Yetki- lilere göre, Bölge Müdürü Ali Kaya, bu ihale için uzun süredir Ankara'da. İhalenin peşinde bir MHP milletvekili ile eski bir ANAP milletvekili aday adayı da var. Yurttaşlardan gelen köy yolu ve sondaj taleplerini Köy Hizmet- leri'ndeki bu yapılanma yüzünden ye- rine getiremediklerini anlatan bir DSP yöneticisi,"DSP komploculan gördü" diyerek tartışmalan şöyle noktaladı: "Urfa Valiliği ve emniyetindeki ülkü- cu-şeriatçı kadrolar, partiyi kemiren ihale mafyasını kullanıyor. Bu arada bir emniyet yetkuisi, DSP örgütü ateyhine Ankara'ya iki dakikada bir faks çekfl- diğini söylüyor. Başbakan'a kafa futu- hıyor. Emniyet uygulacu, vaü göz yum- du. Konvoy skandahm birkaç polise yüklemesinler.Birpoiisdevletinvalisin- defLemnhvt müdüründen habersiz ha- reketedebilirmi?" Uyuşturucu yaygınlaşıyor İstanbul eroin, kokain ve uyuşturucu hap, İzmir ise esrar kullanımında birinci. 1999 yılında 168 kişi aşın dozdan öldü İstanbul Haber Servisi - Türkıye'de uyuşturucu kullanımı her gün biraz daha yaygınlaşıyor. Emniyetin verilerine göre istanbul eroin, kokain ve uyuşturucu hap, tzmir ise esrar kullanımında birinci sırada yer aldı. Türkiye'de en çok kullanılan uyuşturucunun esrar olduğu ortaya çıktı. Resmi verilere göre 1992'de 802 olan uyuşturucu kullamcılannın sayısı 1999'dayüzde 234.4 oranında artarak 2 bin 682'yeulaştı. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanhğf nın 1999 yılı çalışma raporuna göre "sosyete uyuşturucusu" olarak bilinen kokain kullamcılannın yüzde 67'si istanbul, geriye kalan yüzde 33'ü diğer illerde yaşıyor. İstanbul'un yüzde 52'lik payla birinci olduğu diğer uyuşturucu türü ise eroin. Bu ili yüzde 19'luk payla Gaziantep, yüzde 7'lik payla Kakkâri, yüzde 4'lük payla Ankara, yüzde 3'lük payla Kilis izlerken, diğer tüm illerin payı da yüzde 15 olarak gerçekleşti. Esrar kullanımında ise yoğunluk, yüzde 26.5'lik oranla Izmir'de oldu. Bunu İstanbul, Adana, Içel, Ankara, Bursa, Balıkesir, Gaziantep, Antalya, Malatya, Manisa, Aydm, Diyarbakır, Muğla ve Şanlıurfa izledi. Uyuşturucu hap kullanımında İstanbul yüzde 19, İzmir yüzde 10, Gaziantep yüzde 8, Malatya yüzde 7, Van yüzde 6'hk paya sahip oldu. Aşın dozda uyuşturucu kullanımı sonucu 1992'de 11, 1993'te27, 1994'te23, 1995'te 24, 1996'da36, 1997'de22, 1998'de 16 ve 1999 yıhnda da 9 kişi hayatuıı kaybetti. SİGARA 1 Yaşam boyu en az bir kez ıçım (%) Eskişehir Diyarbakır Sivas Van Erzurum Kocaeli Trabzon İstanbul İzmir Antalya Denizli Muğla Malatya Ankara Adana 72.9 71.6 67.7 67.6 66.5 65.7 65.2 64.9 63.6 63.4 63.4 60.1 59.1 58.5 54 ALKOL Yaşam boyu en az bir kez sarhoş olma ! İzmir 39.7 Antalya Eskişehir L Kocaeli İstanbul Muğla Adana Ankara Denizli Malatya Trabzon Van Erzurum , Sivas Diyarbakır <%) 35.5 30.3 / 28.4 / V 27.9 / \ 26.7 25.3 252 20 13.9 13.9 12 11.1 11 9.2 VCKll X»AV| TVMSİ K J çok kullandıklan uyuşturucu maddenin ise yüzde 82.3'lük oranla esrar olduğu anlaşıldı. Bunu, yüzde 10'luk oranla eroin, yüzde 2.9'luk oranla uçucu, yüzde 1.9'luk oranla kokain, yüzde 0.3'lük oranla sentetik ve yüzde 2.6'lık oranla da diğer maddeler izledi. Ankette, deneklerin yüzde 44.7'si uyuşturucuya başlama nedeni olarak a arkadaşhk"ı, gösterirken yüzde 37.5'i "merak", yüzde 14.2'si "sonınlar" ve yüzde 3.6'sı da "eğlence'' yüzünden başladıklannı kaydetti. Uyuşturucu madde kullanımmda 1992'den 1999'a kadar yüzde 234.4 oranında artış görülmesine ragmen, bu artışm yürütülen çalışmalar kapsamında "henüz endişe verid ve önü almamaz boyuta ulaşmadığı'" bildirildi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi AMATEM Ue bir bankanın finansmanını sağladığı SAMAY (Gençler arasmda sigara alkol ve madde kuHanım yaygınlığı ile . . . özelliklerinin değerlendirilmesi) anketi gençlerimizin durumunu 1999 verilerine göre kokain kuUananların yüzde 67'si, eroincUerin de ortaya çıkardı. Araştırma llk denenen maddenin nereden bulunduğu Esrar Banaağabeyım veyaablam , 7 tarafından venldı Benden yaşça büyuk bir erkek veya « 7 kız arkadaş tarafından venldı Benım yaşlarımda veya daha küçük bir „ - arkadaş tarafından venldi Bıldığım, fakat kışısel olarak tanımadığım g g bırısı tarafından venldı Bir yabancı tarafından venldı 1-9 Bir grup arkadaş tarafından «0 fi paylaşıldı ^ ö -° Bir arkadaştan satın aldım 5.2 Bıldığım, fakat kışısel olarak tanımadığım - 5 bınsınden satın aldım Bir yabancıdan satın aldım 4.4 Aıle büyüklerımden bınsı tarafından 3 Q verıldi Aılemin iznı olmaksızın evden aldım 1.1 Bunlann hıçbın 13.5 Uçucu 3.3 9.5 5.3 5.3 2.7 17.2 4.1 5.3 6.2 5.6 3.0 32.5 Hap 3.3 14.2 6.6 3.6 2.6 19.7 4.4 5.8 3.3 5.8 6.2 24.5 Eroin 8.1 16.2 2.7 3.6 3.6 21.6 9.0 9.9 8.1 5.4 11.7 - Kokain 5.3 9.5 5.3 6.3 4.2 18.9 9.5 9.5 7.4 5.3 3.2 15.8 Ecstasy 7.0 13.3 3.5 6.3 4.9 25.2 7.7 4.9 8.4 3.5 15.4 - Akineton 7.2 12.4 6.2 6.2 4.1 23.7 2.1 10.3 5 ^ 7.2 3.1 12.4 yüzde 52'si IstanbuTda yaşıyor. Raporda, 1999 yılında 1633 kişi üzerinde uygulanan madde bağımlılığı anketinin sonuçlan da yer aldı. Buna göre uyuşturucu bağımlılannın yüzde 0.3 "ünü 16 yaşından küçükler, yüzde 38. 8 ini 16-30, yüzde 43.7'sini 31-45, yüzde 16.1'ini 46-65, yüzde 1.1 "ini de 65 yaştan büyükler oluşturdu. Geçen yıl, uyuşturucuya başlama yaşının yüzde 77.5'lik oranla 16-30 yaş grubu olduğu görüldü. Bunu, yüzde 11.4'lük oranla 31-45, yüzde 8.6"lık oranla 16 yaş altı, yüzde 2.5'lik oranla 46-65 yaş grubu izledi. Bağımlılann yüzde 97. 6'sını erkekler, yüzde 3. 4'ünü de kadınlar oluştururken, eğitim düzeyi aynmında da ilk su^yı yüzde 57.2'lik payla ilkokul mezunları aldı. Geriye kalan bağımlılann yüzde 15.1* inin ortaokul, yüzde 10.4'ünün lise, yüzde 0.8'inin yüksekokul mezunu, okur-yazar olanm 9.1, okuma yazması obnayanın da 7.4 olduğu görüldü. Aynı ankette, bağımlılann en sonucuna göre ülkemizde genç yaş grubu arasmda giderek artan uyuşturucu maddeleri genelde aileden bin veriyor. 15-17 yaşlan arasındaki gençlerin yüzde 5.7'si esran, yüzde 8.9'u uçuculan, yüzde 13.5'i eroini, yüzde 10.6'sı kokaini kendisine aılesinden birinin verdiğini söylüyor. Gençlerin yüzde 5'i ise maddeye ulaşmayı çok kolay olarak görüyor. Uzmanlar, anne-babalann bilgili olması gerektiğini vurguluyorlar. TİHVnin calısması 'İşkence lOyıhhı 1 mifyon kişiyi etlüledV ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) -Türkiye lnsan Haklan Vakfı (TÎHV), işkence olayla- nnın 10 yıllık bilançosunu çıkardı. Son 10 yılda yaklaşık 1 milyon yurttaşın işkenceden etkilendiğini açıklayan vakıf, Türkiye'de iş- kencenin "münferit'' değil kurumsal, sistcm- h ve yaygın olarak gerçekleştirildiğini bildir- dı. işkenceden sağ kurtulanlara tedavi ve reha- bilitasyon hizmetleri sunan, işkence olayları- nı izleyen, mağdurlara hukuki destekte bulu- nan TİHV, 26 Haziran BM işkence Görenler ile Dayanışma Günü'nde Türkiye'de işkenceT nin önlenmesinc dönük 10 yıllık çabalanna üişkin bir çalışma hazırladı. Çalışmayı basma tanıtan TtHV Başkanı Ya- vuz Önen, Türkiye'de işkencenin sistematik olmaktan çıkacağı konusunda umutlu olduk- lannı belirterek "Umutluyuz, çünkü ulusla- rarası kununlardan sonra uhısal kurumlar tarafindan da geç de olsa sorunlan tespit edip çözüm aranmaya başlannnş görüntüsü bulu- nuyor TI dedi. işkencenin bugüne kadar önle- nememesinin en büyük nedeninin siyasi ira- de eksikhği oldugunu kaydeden Önen, "Söz konusairadenmhepümzmkatkısıik>-akınbir tarihtegeliseceğini ümitetınek isti>t)ruz" diye konuştu. TtHV'nin çahşmasında şu sonuçlar ortaya kondu: - TlHV'nin kurulduğu 1990 yılından bu ya- na Türkiye'de tahmincn 1 milyon yurttaş iş- kenceden etkilendi. -1998 yüınakadargeçen 8 senedeenaz 173 kişi işkencede yaşamını yitirdi. Cezaevlerin- de en az 177 ölüm yaşandı. En az 189 yurttaş kayboldu. 1998 yılında 3 bin 853 işkence ola- yı saptandı. Bunlardan 981' i kadınlara, 209 'u da çocuklara yöneîik. -1999 yılında en az 5 kişi gözaltında yaşa- mını yitirdi. - TtHV'ye, 1999 ydı sonuna kadar 4 bin 696 işkence mağduru tedavi için başvurdu. İşken- ce mağdurlannın büyük çoğunluğunu siyasal suçlamalarla gözalöna alınan ya da tutukla- nanlar oluşturdu. - TlHV'ye başvuranlann çoğu polis kara- kollannda değil emniyet merkezlermde işken- ce gördüklerini belirttiler. Jandarma karakol- lannda da yaygın işkence yapıldığı görüldü. - TlHV'ye tedavi amacı ile başvuran işken- ce mağdurlanmnbüyük çoğunluğunu Güney- doğu ve Doğu Anadolu'da doğan yurttaşlar oluşturdu. İşkencenin, Diyarbakır'ın yanı sı- ra istanbul, Adana, İzmir ve Mersin gibi batı illerinde de yaygın olduğu ortaya çıktı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR :-;i-... *"» oralcalislar@yahoo.com NEMRUT / KAHTA - Güneş Kom- magene tanrılarının yüzünü aydınla- tryor. Kendisini tannlarla eşit koltuğa oturtan Kral Antiokhos, 2000 yılın- da çocuklannı seyrediyor. Gövdesin- den yuvartanmış kafasını bir gün kur- tanrlar da yeniden yerine oturturlar diye bekliyor. Bine yakın insanın sa- bahın seher vaktinde neden bu tepe- ye akın ettiğini anlamaya çalışıyor. Güneşini kesmek için önüne dikilen, sırtına binen bu hoyrat kalabalığın nereden gelip nereye gideceğini me- rak ediyor. önceki gün sulara gömdüğümüz Zeugma (Belkıs harabeleri), Rumka- le ve Halfeti'yi gezip, yitip giden ta- rihe ağrt yakmıştık. Dün sabaha kar- şı ise dünyanın en kıymetli antik yer- lerinden Nemrut'un giderek yok ol- ma tehlikesiyle yüz yüze geldiği en- dişesine kapıldık. İki yıl önce geldi- Tanrılar Dağında Tam Festival ğimde, Nemrut'taki tann heykelleri- nin yerine oturtulacağı ve ciddi bir restorasyon için projelerin kabul edil- diöi söylenmişti. Tki yıl sonra, bu konuda henüz bir adımın atılmadığını dehşetle fark et- tim. Eşi bulunmaz heykeller hâlâ sa- hipsiz, yerlerdeyatıyordu. Aşınmaya, yıpranmaya devam ediyorlardı. Her türlü finansmanın bulunmasına kar- şın neden bir türlü restorasyon baş- lamaz? Restorasyon başlayana ka- dar, neden heykeller korumasız bir halde bırakılırlar? Hangi akıl, aynı an- da yüzlerce insanı, hiçbir koruma ön- lemi almadan dağa çıkanr? • • • Nemrut Dağı'nın çok önemli birtu- rizm potansiyeli olduğu açık. Kâhta- lılann dağa sahip çıkan, Nemrut'u ta~ nıtmaya çalışan tutumlan da yerinde. Ancak, Nemrut çok büyük ve önem- li birtarih hazinesi. Kral mezannı giz- leyen tümülüsün değer açtsından Mısir piramitlerinden ne farkı var? Tümülüsün yapılma tekniği de he- nüz çözülebilmiş değil. Işte böyle bir yer, ne yazık ki, bir anlamda kaderine terk edilmiş du- rumda. Hergelişimizde birtakım pro- jelerden söz ediliyor. Gelip görüyoruz ki bir şey yapılmış değil. Heykeller, hoyrat kullanım yüzünden her yıl bi- raz daha yıpranıyor. Aynca tümülü- se rasgele tırmanıldığı için taşlar et- rafa yayılıyor ve özelliğini yitiriyor. Arsania, Kâhta ve çevresindeki önemli bir antik kent. Rumkale, Ga- ziantep'in Yavuzeli ilçesine 40 km. uzaklıkta. Rumkale, Incil'i yazanlar- dan Johannes'in yaşadhğı bir kale. İki yanından nehrin aktığı ulaşılması zor bir tepe üzerinde kurulan Rum- kale'nin çevresini de sular basıyor. Rumkale'ye, araba lastikleri üzerine konulmuş tahtalardan yapılan ilkel bir salla geçtik. Johannes'in, karanlık merdivenler- le inilen kuyu içindeki odasına indik. Incil'i yazdığı bölmeye gizliden bir ışık sızıyordu. Bu ışıkta Incil'i yazdı- ğı söyleniyor. Rumkale, Kasaba kö- yünün sınırlan içinde. Görülmeye de- ğer başka bir tarih hazinesi. Kasaba köyünün muhtan Mah- mut Nedim Yazgan, Rumkale'ye fazla turist gelmediğinden yakındı. Rumkale, yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekliyor. ••• Son günkü gezimizin son ayağı Ur- fa. Kommagene Festivali eksikleriy- le, yanlışlanyla ve iyi niyetli çabalar- la sona eriyor. Bu festivale en çok emeği geçenlerden birisi, Kâhta Tu- rizm Danışmanı Mahmut Arslan'dı. Son dakikaya kadar gayretini sür- dürdü. Bizim bölgeyı gezmemıze ise Ay- şenur Arun ve Arsan ekibi yardım- cı oldu. önemli bir tarih ve kültür ge- zisini geride bırakırken Anadolu'dan yeni şeyler öğrenerek dönüyoruz. Güneş tannlann yüzüne vuruyor. Nemrut yeni bir güne başlıyor. Kommagene Kralı Antiokhos, 2000 yıl sonra çevresine toplanan oğullannı, kızlannı seyrediyor. Nemrut, kurtanlmayı bekliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle