Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20HAZİRAN2000SALI
HABERLERÎN DEVAMI
TÜRKİYE
Istanbul PB 23 Sinop
Edime PB 25 Samsun
Y 22 Adana
Kocaeli PB 22 Trabzon
Y 20 Mersin
Çanakkale PB 23 Giresun
Izmir A 25 Ankara
Y 20 Diyarbakır PB 31
_Y 19 Şanhurfa PB 34
Y 22 Mardin PB 32
Manisa A 24 Eskisehir Y 20 Siirt PB 34
Aydın A 2 9 Konya
Denizli A 24 Sıvas
PB 24 Hakkâri PB 27
Y 18 Van
Zonguktak Y
PB 24
20 AntaJya A 31 Kars
/**% Pgşalı buluttu
Yurdun kuzey ke-
simleri parçaJı bulut-
lu. Karadeniz, Iç ve
Doğu Anadolu'nun
kuzeyi sağanak ya-
ğtşlı, diğer yerier az
buluttu ve açıkgeçe-
cek. Hava sıcaklığı
yağış alan yerierde
azalırken diğer yer-
lerde biraz artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
A
PB
Y
PB
PB
PB
A
19
24
24
22
26
26
28
28
Münih A 28 Zürih
Bertin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Betgrad
Sofya
Roma
Atina
A
A
PB
A
A
A
A
A
32
30
31
30
28
26
28
31
A 28 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
A
PB
Y
Y
Y
Y
A
19
36
27
32
28
32
26
34
A 32
k
Çokbulutkj . Yağmuriu
iMMf
Kariı Sulu kar , Gök gûnjttöü
II
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi J. Sayfada
doğru değil.
Beş yıl önceydi. Bir söyleşimizde eski Cumhur-
başkanı Demirei'e, gazetelerin Suriye Devlet Baş-
kanı'nın ölmek üzere olduğunu yazdığını, son fo-
toğraflanndaki görüntülerin haberieri doğrular ni-
telikte olduğunu söytedim. Kısa bir yanrt vermişti:
"Bakma bu haberlere... Hep hastadır, hatta öl-
mek üzere olduğu söylenir ama..."
Görüntüye aldanma demeye getiriyordu.
Esad'ın "ani ölümü" başkentte şaşırtıcı nitelikte
gelişmetere yol açtı.
Çankaya'nın Şam'a gitme olasılığına fazla şans
tanımayan Dışişleri çevrelerinde söylendiğine gö-
re, devleti törende bir bakan temsil edecekti.
Ne çare; Dışişleri de yanıldı. Cumhurbaşkanı Se-
zer'in Şam'a gideceği açıklandı. Turgut Ozal'a ait
olduğu bilinen "değişik bir cumhurbaşkanı" söy-
lemi, Sezer'e yakıştınldı.
Sezer'in karan önce yadırgandı. Daha sonraki
yorumlarda, Hafız Esad'la yıldızı asla banşık olma-
yan Türkiye'nin, cenaze töreninde cumhurbaşka-
nı ile temsil edilerek "ikili ilişkilerde yeni bir sayfa
açmayı" amaçladığı yazıldı.
Şam gezisine bakış açısı birden değişen med-
ya, Sezer-Beşar arasındaki on beş dakikalık gö-
rüşmeyi daha ileri noktalara taşımakta duraksama-
dı.
Yazılanlara bakıltrsa, Sezer, devlet başkanlığına
tek aday Beşar'ı Türkiye'ye davet etmişti. O da Se-
zer'i Şam'a...
öytesine pembe birtablo çiziliyordu ki; o kısa gö-
rüşmede neredeyse Şam'la aramızda pürüzlü bü-
tün sorunlar çözümlenmişti.
Oysa, Cumhuriyet'in dış politika muhabiri Ser-
kan Demirtaş'ın saptadığı ctddi bilgiler eşyanın ta-
biatına uygun içerik taşıyor.
Beşar, o duygu yükiü gün Sezer'e, törene katıl-
masını asla unutmayacaklannı ve niye gekJiğinin
bilincinde olduğunu söytemişti.
"Geçmişi unutmalıydık". İkili ilişkilerde "yeni bir
başlangıç " tstiyorduk. Her seviyede ziyaretleri sık-
laştırmalıydık.
Madalyonun öteki yüzü
Sezer-Beşar görüşmesinde bir vurgulama dik-
katçekiyor.
Cumhurbaşkanı Sezer'in onaylaması olası bir
cümle: "Geçmişi unutalım" ve ola ki, bu cümleyi
tamamlayan şu dilekler "Bölge banşı açısından
önem taşıyan yeni bir başlangıç".
Geçmişi unutmak! Ama nasıl? Babasının çizgi-
sinden aynlmayacağı izlenimi veren Beşar, acaba
Hafız Esad'ın 30 yıldır usanmadan uyguladığı ay-
kın Türk politikalanndan aynlan politikalar izleye-
bilecek mi?
Ne var ki; Sabah'ın dış politika yazan Sedat Ser-
toğlu'nun son yazılanndan birinde, olumlu birçiz-
giye oturması dilenen Türkiye-Suriye ilişkilerine
Hafız Esad gölgesini düşüren bilgiler yer alıyor.
Yalandır, doğrudun tartışma dışı, ama yazılantar
ilginç. Sertoğlu'na göre, "olay, Hafız Esad'ın ABD
Başkanı Clinton /7e 28 Mart 2000'de yaptığı zir-
vede gerçekleşti":
Tutanaklara geçen, ABD'nin Türkiye'ye ilettiği
bikjilere göre:
(1)- GAP projesi ile Türkiye, Suriye'yi susuzluğa
mahkûm etmektedir. Verilecek su miktannın yazı-
lı taahhüt edilmesi zorunludur. (2)- Suriye toprağı
iken Türkiye'nin zorla akjığı Hatay'ın iadesi gerek-
mektedir.
Bu bilgilerin özellikle suyla ilgili olanı akla yakın
geliyor. Hafız Esad zamanında başlayan, Türkiye-
Suriye arasında aylardır süren görüşmelerde ya-
yımlanmasına çaiışılan ilkeler deklarasyonunda bir
türtü uzlaşılamayan konu, su sorunu.
Suriye "sınır aşan sular"dan dem vuruyor; ko-
nuyu uluslararası yükümlülüktere taşımayı öngö-
röyor.
Türkiye ise suda bölüsme olamayacağını, Suri-
ye'ye yeterince su "tahsis edildiğinden ve edile-
ceğinden" söz ediyor.
Uzlaşma için Suriye'nin, Hafız Esad potitikalanna
gerçekçi yumuşamalar getirmesi gerekmiyor mu?
Hatay'a gelince, yanrt hazır. .
Gel de al!
8E7RE7LE
Dolunayda antik
Arykanda kentindeydim
• Baştarafi Arka Sayfada
aydınlatılmış merdivenlerinden inerken kendimi baş-
ka bir zamanın içinde hissediyordum. Arykanda her şe-
yiyle öylesine sapasağlam bir kentti ki, hani dostlanm-
la biriikte bir konsere gitmiştim de az sonra kentteki
otelıme gıdıp y?ıta<-aktım Zaroanlar bırbirine böylesi-
ne kanşnuştı. Sadece ben değil, o gün antik Arykanda
kentinin merdivenlerini usul usul inen herkes aym duy-
gu içindeydi.
Hafıze Hanım iyice gençleşmişti. Merdrvenleri to-
runundan önce iniyordu. Gürer Aykal'akonser sırasın-
da "Yeter gayn biraz da ilkbabardan çal!" diye sıtem
eden Arif köyü ihtiyar heyetinden Ramazan Bey de,
tam merdivenlerde Gürer Aykal'ı kıstırrtuş, tlkbahar
bölümünü yeniden çaldığı için teşekkür ediyordu. Ay,
belleğinde keyifli görüntülerle Toroslar'm doruklanna
doğru yola çıkmıştı.
Evet bütün bunlar bu ülkede yaşanıyordu. Çünkü bi-
rileri bu ülkeyi seviyordu ve ay en çok onlanndı. Ge-
lecek yazıda onlan anlatmaya söz verdim. Çünkü ay da-
ğuı arkasında kaybolurken, belleğindeki bazı adlan ba-
na usulca fısüdadı.
IŞILÖZGENTÜRK
Nükleer ilıale kuşku doluB Baştarafi 1. Sayfada
use'un güvencesi, bu durumda
Parris olmalı.
Bir kez daha açıklanan ihale ta-
rihi öncesınde şaıbe savlan karto-
pu gibi büyüyerek arüyor. Elektnk
Mühendisleri Odası ve DPT 8.
BYKP Nûkleer Enerji Komisyon
üyesi Arif Kûnar'ın derietnesi, ko-
nuya ışık tutuyor. Bu durumda 8
kez ertelenen ihaleye ilişkın süre-
cin, teknik ve ekonomik gerçekler-
den değil, yalnızca siyasi ve mad-
dı çıkarîar temeiinde sürdûrûldûğü
anlaşılıyor. Uztnan, bürokrat ve
gerçek bilim insanlanmn ortaya at-
tığı "şaibe vurgusu"na aldınlma-
dan çahşmalar yûrütülüyor.
Bu sûreçte çok çarpıcı gelişme-
ler de yaşanıyor. thale öteden ben
siyasi partilerde ve hûkümette bir
pazaıiık konusu olarak algılanıyor.
ihaleye katılan fırmalar, lobiler ve
ûlkeler arasında çatışmalar da sürü-
yor.
Şimdi, ilgililerce bir tûrlü değer-
lendirilmeyen şaıbe savlanna tek
tekbakahm.
İlki ITÜ Nükleer Enerji Enstitü-
sü'nden Prof. Dr. Osman Kemal
KadfroghTnun açıklamalannda şc-
kılleruyor. Kendisiyle ilgili basında
yeralan yazılannda akademik kim-
liğini bir yana bırakarak, ihalede
kaybedeceğinden kaygı duyduğu
bir fırma için baskı yaptığı savlan
var. Kadiroğlu, ihale komısyonuna
"bağHHSKdanışmanlann" katılma-
sını öneriyor.
önerilen bağımsız danışmanla-
nn ihalede taraf olduklanna ilişkın
görüşler var. Nûkleer Mûhendisler
Derneği içindeki özel bir Internet
tartışma listesinde, lanse edılen bu
isimler için bakm ne tür görüşler
dile getiriliyor:
"_Bu hocalann nükleer santral-
lar ve yeni teknolojik gefişmeier ko-
nusunda teorikvepratik teknik bO-
tpferinin yetersizotduğu, ihaleyi an-
gaje oMnkbn flrma yânfine çevir-
mckiçinçok temdvebasit konolar-
da bfle yanhş, sapünmuş bflgflerie
müdahale ettikleri ortadadjr-."
"Sağduyulu ve yürekli nükle-
er mûhendisler" adryla kamuoyu-
nun bilgısıne sunulan "Akkuyu ve
Lobfler" başlıklı yazı da bu anlam-
da ilginç:
u
BugünymeaynızaÜar,aynıka-
fa, aynı lobküik faaliyetkriyle Si-
emens'in (KWU) kmde bulundo-
ğu konsorsivıımu kaçırnukiçin ya-
lanlar ve dedikodularla,TBMM'de
dağıttıklanyabuıpropagandalaria,
değişikpartimensubu milletvekiDe-
ri taranndan tehditier \e iftiralara
maruz kaian T£AŞ yetkililerine
baskı yapıp, 'NPI'yi baştan eleme-
niz gerekır' şekhnde medyadan ve
doğrndan tehditkrte amaybnna u-
laşmaya çaoşmaktaduiar. NPI iha-
ledenefcnirvçyaçekUirseVVesting-
house'a da 'Sinop'a git' diyerek
onu da Oıaleden kaçmp AECL fir-
masuıın tek başına kalmasını sağla-
mayıanaçbunaktadırlar. Bu zatlar-
dan Odsi, medyadaki haberierden
doiayı deşifre obnuşbrdır. Birincisi,
Enerji Bakantağı Damşmam Prof.
Dr. Ahmet Bayülken; üdntis, TE-
AŞ Genel Müdüıiûğü Dantşmanı
Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre.
Prof. Dr. Osman Kemal Kadiroğhı
dakendisminbalobidenyanaoldu-
ğunu beyan etnBjtir—"
TÜSÎAD'ın Enerji Raporu'nu
hazırlayan Prof. Dr. Mnstafa Öz-
can Ültemrda yayın kurulu başkan-
lığını yürüttüğü Enerji dergisinin
Mart 2000 sayısındaki yazısında ta-
raf olduğunu şöyle sergiliyor:
"-Türidye'nin uhısalw ulnslara-
raa çıkarlan nükleer santral yapı-
mında Amerika ile işbhüğj ve bu
fludenin VVestinghouse konsorsyn-
muna verihnesL."
lşte böylesine bılım insanlanmn
kimı ABD'lı kimi Kanadalı fırma-
yı, kimi de NPI'yi açıkça destekli-
yor.
Şaibe oluşturan bir başka konu
da gerçeklerin üstûnu örtme çaba-
sı. Akkuyu çevresindeki deprem
riski, her kesimden gizleniyor, çar-
pıülıyor. thale yapanlar bu konuda
bilim ınsanlanrun araştırmalannı
ve sonuçlarau görmezden gelıyor-
lar. Boğazıçi Onıversitesi Kandilli
Sismik Araştırma Enstitüsü'ünden
Prof. Dr. Mustafa Erdik'in, Başba-
kan Bülent Ecevit'e yazdığı, Akku-
yu için daha fazla deprem araşüı-
masına gereksinim olduğu yönün-
deki mektubunun hükümetten giz-
lendiği haberi kısa bir süre önce ba-
sında yer almışti. Kaldı ki başka ça-
lışmalar da var. Örneğin, bölgede
Ü Ö
mun yerli ortaklannın durumu da
incelenmesi gereken başka bir ko-
nu olarak ortaya çıkıyor. Daha ön-
ce Türkbank'ın özelleştırilmesi es-
nasında, ihaleye 'fesat' kanştırdıgı
için hakkında soruşturma açılan,
mahkemesı halen devam eden ve
bu nedenle TÜSlAD üyeliğinden
çıkanlan işadamı Kamuran Çör-
tük ve şırketinın, Akkuyu Nükleer
Santralı ihalesindeki konumu araş-
ünldı mı acaba? Yine RTÜK Yasa-
sı'na rağmen MNG ve Baymdır
Holding gibi özel TV kanallan da
araştırma yapan DEÜ Öğretim olan şirketlerin, ihaleye nasıl gire-
Üyesi Prof. Dr. Ati&a Uhığ, Ecemiş bildiklerinin incelenmesi gerekmi-
fayımn Akkuyu'nun çok yakının-
dan geçtiğini birraporlaortaya koy-
du. Hiçbir yetkili konunun üstüne
gitmedi. Yine Doç. Dr. Hasan Çe-
tin tarafından hazırlanan 'Ecemiş
Fayı Üzerinde PaleoasmoJojik Ka-
ZJ Çahşmalan' adlı rapor da gör-
mezden gelindi.
Rüzgâr, hidrolik santral yatınm-
lan, iletim ve dağmm hatlannm ye-
nilenmesinin önünün ükandığı
Enerji Bakanlığı'nda, nükleer sant-
ral adeta bir dayatma olarak göste-
riliyor. Şu anda Enerji Bakanlı-
ğı'nda fızibilitesi bitip onaylanmış
halde, 1460 MW gücünde, nere-
deyse Akkuyu Nükleer Santrah'nın
ureteceği elektriğe yakın enerjiyi
en geç 1 yıl içinde devreye sokup
hemen üretebilecek rüzgâr santralı
projesi bekletiliyor.
Aynca, ihalesi bitmiş ve inşaan
süren onlarca hidroelektrik santral,
ödenek verilmediği için durduru-
luyor. Özelleştınlen dagıtım ve ile-
tim hatlanna, hiçbir iyileştirici ya-
ünm yapıhnıyor, enerji kaybı ve ka-
çaklann oranı sürekli büyüyor.
Enerji Bakanlığı, yapılması kolay,
çabuk ve ekonomik olan bu önce-
lıkleri devre dışı bırakarak ülkeyi
enerji krizme sokuyor. Böylelikle
nükleer santrallan da kamuoyuna
'tek ve zoruniu tercih' olarak daya-
tryor.
ihaleye katılan üç konsorsıyu-
g
yor mu? Eski BOTAŞ Genel Mü-
dürü ve eski ANAP Milletveküi
Hayrettin Uzun'un rüşvet savlan-
nın da bugüne değın yanıtsız kal-
ması ilginç değil mi? Uzun, geçen
nisan ayında basında yer alan açık-
lamalannda, ihalenın bu kadar sık
ertelenmesinin ardında yatan bir
başka gerçeği şu sözlerle dile geti-
riyordu:
-Daha önce söylediğüngîbi, 3-4
mflyar dolarfak büyük bir Ouüe söz
konusn. Eh, ihale bu kadar büyük
oiunca yenen rüşvetler de büyükoJ-
du tabö. Siyasetçisiyie, bürokratry-
la_ Şimdi kaDapflıaleyi,konsorsi-
vumîan]anbirmeveririerse,kavbe-
denler kıyameti koparacak_ thale-
yisize kazandıracağız diye knnle-
rin kendflerini nasıl sögüşledflderi-
nibir bir açıUayacaklar.Asd korku
bu_"
Bütün bu şaibeler, fesathklar,
rüşvet söylenuleri, uzman nükleer
mühendislerin ve Nükleer Karşıtı
Güç Birlıği'nın ileri sürdüğü savlar,
DPT ve Hazine Müsteşarlığı'mn
uyanlan karşısında, "AkknynNök-
leerSantral ihalesiderhaliptaledO-
metidir
7
' istemi haksız mı? tleri sü-
rülenbütün bu savlann araştınhna-
sı için Enerji Bakanlığı, TEAŞ Yö-
netım Kurulu ve ihale komisyon
üyelerini deiupsayan ihale süreci-"
ne ilişkın soruşturma açılması
gerekmezmi?
6
RTÜK devam edecek'ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)- Anadolu Üni-
versitesi lletışım Fakültesi
öğretim üyeleri Prof. Dr.
Uğur Demiray ve Yardun-
cı Doç. Dr. Oğuz Ünlüer,
Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu'na (RTÜK) yÖne-
lik hazırlanan yasa tasan-
sıyla, Meclis ve siyasetm
kurul üzerindeki kontrol
ve yönlendirme gücünün
aynen süreceğini bildirdi-
ler._
Üyelerin görev süresini
6 yıldan 4 yıla indiren ta-
sannın yeniden seçimle il-
gili sınırlama getirmediği-
ne ışaret eden öğretim
üyeleri, "Tasan, üyeüğin
bir meslek gibi algılanm»-
sı ve çok dar çevreierin te-
keiindekalmasışbi riskfer
taşunaktadn*" dediler.
Uğur Demiray ve Oğuz
Ünlüer, hazırladıklan or-
tak açıklama ile Radyo ve.
Televizyonlann Kuruluş
ve Yayınlan Hakkındaki
Yasa'da değişiklik öngö-
ren tasanyı değerlendirdi-
ler. Açıklamada, belediye,
sendika ve tıcan amaç güt-
meyecek sivil toplum ku-
ruluşlanna yaymcılığın
yasaklanması nedeniyle
toplumun farklı açılardan
sağlıklı bilgilendirilip
yönlendirihnesinin önüne
geçildiği beürtildi.
Yayın ilkeleriyle ilgili
önerilen değişikliklerin
"mevcut yasa maddeleri-
nin ryflestirümesi çabası"
diye nitelendiği açıklama-
da, "Ancak halen yürûr-
hlkteki yasada da buhınan
ve sık sık tarüşma konusu
yapüan gend ahlak, müM
kültür, nülü eğitimin genel
amaçlan gibi muğjak ifa-
delerin tekrarlanmamaa
daha yerinde ohırdu" de-
nildi. Öğretim üyeleri, üst
kurulun yeniden oluşu-
muyla ilgili değişiklikle-
rin, özünde eski yapımn
devamını sağlayıcı oldu-
ğunu beurterek şu görüşle-
ri kaydettiler: "Gerçekte
üst kurul üzerinde Mechs
ve dolayısıyla siyasetin
kontrolveyönlendirme gü-
cü yeni düzenleme ile de
aynen sürebilecektir. Üye-
lerin görev sürelerinin 6
yıldan 4 yıla indirümesi ilk
iztenim olarak yerinde gi-
bi görülebflirse de3984 sa-
yüı yasada yer alan üyete-
rin 1/3'ünün 2 yılda bir ye-
nilenmesi uygulamasmın
kaktınlması üyeHğe yeni-
den seçimle ilgui bir sınır-
lama getirilmemesi üyeti-
ğin bir meslek gibi algüan-
ması ve çok dar çevrekrin
tekeöndekahnasıgibirisk-
Ipr taymaktadır"
Personel sınırlaması
otmnhı
Tasanda RTÜK'ün teş-
kilat ve personeliyle ügüi
sınırlamalara gidilmesinin
olumlu olduğu belirtilir-
ken bu şekilde kurulun
TRT gibi hantal bir kamu
kuruluşu olmasının önüne
geçilebileceği vurgulandı.
Kamu denetçılığı anlamı-
na gelen ombudsmanlık
sistemiyle ilgili bir düzen-
lemenin tasanda yer ahna-
yışı da eleştirildi.
Radyo ve televizyon ya-
yıncılığının ticari ve kamu
tekeli olarak iki uç nokta-
da düzenlenmesinin, bu-
günkü yapının çarpıkhğı-
nm en önemlı nedenlerin-
den biri olduğuna dikkat
çekılen açıklamada, bu ya-
pının tasanda da aynen ko-
runduğu belirtildi. Açıkla-
mada, bir yayın kuruluşun-
da yüzde 10'dan fazla his-
sesi olanlann kamu ihale-
leri ve borsaya girişini ya-
saklayan 29. maddesinde
yapılmak istenen değişik-
liğe de değinilerek şu gö-
rüşlere yer verildi:
"Maddenin tamamı in-
cekndiğinde kamu ihalele-
rine girebOecek ticari ku-
nduşjarm yaymahkla ügi-
lerinin tamamen kesfldiği
yeniohışnmun daha saghk-
h olduğu ileri sûrülebilir.
Ancak bu noktada önenui
olan önerinin sunduğu ko-
şuOarm gerçekten denetim
altmda tutuhm tutulama-
yacağıdır. Şirket içinde şjr-
ket ve daha başka yoDaria
bu maddeierdeki düzenle-
mder aşüabuirse yasal dü-
zenkmenin uygulamada
hiçbir anlam tasnnayacağı
açıknrT
Açıklamada, çapraz te-
kelleşmeyi önlemeye yö-
nelik olarak gazete çıkaran
gerçek ve tüzelkişilerin
radyo-televizyon alamna
girişini kısıtlayıcı hükmün
kaldınhyor olmasmm da
önemli bir hata olduğu be-
lirtüerek "Günümüzde gi-
derek yoğunlastğı görülen
tekelleşmenin önlenmesi
için bu hüküm daha da ge-
liştirilerek korunmahdır"
denıldi.
'îletişim özgürlüğü kalkıyor'
BERTAN AĞANOĞLU
Hûkümet ortaklanmn TB-
MM'ye sunduğu yeni RTÜK ya-
sa tasansıyla ilgili olarak Istanbul
Barosu lletişim Hukuku Komis-
yonu taranndan hazırlanan rapor-
da teklifin yasalaşması halinde
iletişim özgürlüğünün tamamen
ortadan kalkacağı savunuldu.
Hükümet ortağı partilerin mil-
îetvekillerininoluştuTdugûtazıf-
lık komisyonunca hazırlanan ve
hükümetin TBMM'ye sunduğu
yasa tasansı hakkında, Istanbul
Barosu lletişim Hukuku Komis-
yonu bir rapor hazırladı. tstanbul
Barosu Başkanvekili ve lletişim
Hukuku Komisyonu Başkanı
avukat Osman Ergin, 18sayfalık
raporu tüm milletvekillerine gön-
dereceklerini belirtti. Yeni tasan-
nın iletişim özgürlüğü açısından
büyük tehlikeler içerdigini ifade
eden Ergin, " MiDetvekiDeri dû-
şÛDcelerimizi değerlendirmeden
karar vermesinler. Veririerse ile-
tişim özgüriüğü tamamen orta-
dan kalkar" dedi. Yeni tasanmn
frekans planlarnalannı ve frekans
ihalelerini RTÜK'ten alarak si-
yasi etkilere açık iki kuruma ver-
diğini belirten Ergin, yasa tasan-
sıyla tekelleşmenin önünün açıl-
dığım, medya şirketlerinin resmi
ihalelere girmesi yönündeki en-
gelin kaldmldığım belirtti.
Istanbul Barosu lletişim Huku-
ku Komisyonu taranndan hazır-
lanan ve milletvekillerine gönde-
^ilecek raporda, tasandakı mad-
delerin eleştirisi yapıldı ve yeni
madde önerileri getirildi. Rapor-
da yasa tasansının tekelleşmeyi
ve çapraz tekelleşmeyi önleyen
yüzde 20 hisse sımrlamasımn
kaldınhnasmm öngörüldüğü be-
lirtilerek özel radyo ve televiz-
yon kuruluşlannda yüzde 10'dan
fazla hisse sahibi olanlann dev-
letten ve diğer kamu tüzelkişile-
rinden doğrudan ve dolaylı ola-
rak iş kabul etme engelinin kal-
dınlmasının sakıncalan vurgu-
landı.
tstanbul Barosu lletişim Huku-
ku Komisyonu taranndan hazır-
lanan raporda yürürlükten kaldı-
nlması tasarlanan 8. maddenin
(a) fıkrasının "ulusal ve böigesel
frekans planlamalan yapbrma-
yı" üst kurulun görev ve yetkile-
ri arasmda saydığı anımsatıldı.
Madde değişikliği ile bu görevin
üst kuruldan almarak "Teleko-
munikasyon Kurumu" ile "Ha-
berteşme Yüksek Kurukı"na bı-
rakıldığınm ifade edildiği rapor-
da şu görüşlere yer verijdi:
"Ulusal ve böigesel frekans
planlamalan yaptnnıa görev ve
yetkisi 3984 sayıh kanuna göre
'özerk ve tarafsız bir kamu tüzel-
kişüiğı' olarak örgütJenmesi ge-
reken RTÜKten ahp basbakanm
ve görevlendireceği bir devlet ba-
kanınm başkannğmda İçişleri ve
UlaşbrmaBakanı fleMGK Gend
Sekreteri ve Genelkunnay Mu-
habere EJektronikBaşkanı'ndan
oluşan siyasi iktidann etkisinde-
Id bir kurula verümektedir. Bu
durum frekans planlanudannm
'özerk ve tarafsız kuruluş' yerine
doğrudan doğruya veya dolayfa
olarak siyasi organm etkisi altan-
da yapüması, siyasi ve başka etki-
lerden uzak kalamama tehfikesi-
niiçermektedir
T
'
Baro komisyonunun raporun-
da, tasanda yer alan yayın ilkele-
rine ilişkin bölümle ilgili olarak
da "Anayasanm bir kısım hfi-
kûmkri hiçbir beörleme yapd-
maksnm tasanmn bu maddesin-
de temei yaym Ukeleri olarak tek-
rarlanmaktadu: Bunun yannıda,
j^ya vptanıınlannmya İK.
î kktiyaç duyuîan birçok'kavram' ya-
ym ilkesi olarak sayıhnışör. Or-
neğin 'toplumun milli ve manevi
değerleri', 'toplum huzuru',
'Türk aile yapısı', 'karamsarlık
ve umutsuzluk eğüûnleri' gtri ya-
yın flkeleri açısmdan nerede baş-
layıp neredebiteceği befli olma\an
bir alan söz konusudur. Bunlan
üst kurulun anla>ışma bırakmak
çok tehükeli sonuçlar doğurabi-
Br'' denildi.
Tasanmn "uyan, para cezası,
durdurma veıptaT le ilgili bölü-
mü ise "ekran karartmayı bile
aratacak, bir dizi çok ağır akçah
yapünma yer verihniştir'' söz-
leriyle eleştirildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
durum açıkça ortaya çıkıyor. Partiler aynı konuda
üç ayn görüş oluşturuyorlar. Medis'te ayn, toplu-
ma karşı ayn, tabanlanna ayn...
Bugünü iç çekişmelere değil de, Türkiye'nin ko-
nu edilmediği, ama Türkiye güvenliğini doğrudan •
ilgilendiren Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanı
Portekiz'in ev sahipliğinde gerçekleşen Feira Zir-
vesi'ne ayıralım.
Zirvenin ana konusunu, Avrupa Güvenlik ve Sa-
vunma Kimliği (AGSr^ oluşturuyor. Türkiye, AB'nin
bütün kattanna AGSK'nin karar mekanizmalann-
da yer almak istediğini bildirdi. Ancak her kat, bu
isteği katlayıp cebine koydu. Son olarak Portekiz
Dtşişleri Bakanı Jaime Gama, Dışişleri Bakanı ts-
mail Cem'e bir mektup gönderdi. - ; -; f
Mektup şu mesajlan içeriyor: -> •<•"
- Türkiye, Avrupa'nın güvenlik ve istikran için
büyük önem taşımaktadır. Bunun ayırdındayız. ;
- AB'nin kurmak istediği 60 bin kişilik güce Tür- •
kiye'nin de bir tabur seviyesinde katılmak isteme-
si memnuniyetle karşılanmıştır.
- AGSK'de Ankara'nın çıkarlanna aykın bir ya- ,.
pılanma oluşmayacaktır. ;
*
Mektup, Türkiye'yi iyice dışlamamış olma arayı-
şından başka birşey değil. Iş cepheye gelince Tür-
kiye'den bir "tabur", karar mekanizmalanna gelin-
ce "fabure" bile çok görülüyor.
Dün öğleden sonra zirvenin gündemine gelen
plana göre, dünyanın herhangi bir yerinde Avru-
pa'nın güvenliğini tehdit eden bir gelişme oldu-
ğunda, önce NATO çerçevesi içinde değeriendir-
me yapılacak. Diyelim ki müdahale edilmesi kara-
n alındı. Burada Türkiye'nin de söz hakkı buluna-
cak. Ama NATO'nun ilgilenmediği, AB'nin -NA-
TO'nun olanak ve kabiliyetlerini kullanmak koşu-
iuyla- müdahale karan alacağı operasyonlarda ..
Türkiye yer almayacak. '
NATO üyesi olup AB'ye tam üye olmayan 6 ül-
ke var. Türkiye'nin bu ülkelerle birlikte AGSK'nin •
tüm mekanizmalannda olma istemi bu zirve ile bir-
likte reddedilmiş oldu.
Türkiye'nin NATO Büyükelçisi Onur Öymen'in '
bu konudaki değeriendirmesi şöyle:
"AGSK, NATO'dan ayn dûşünülemez ve NA-
TO'ya altematif değil, ancak tamamlaytcı' olabi- :
lir. AGSK'nin gelişmesi, NATO'nun yeni bir kon-
septi gündeme getirdiği bir döneme rastlaması
açısından da önemlidir. NATO, Kosova hareketiy-
le kendi sorumluluk bölgesi dışında da hareketler
yapmaya başladı. Böylece yeni bir stratejik kon-
sept yaşama geçti. Artık NATO sadece banşı ko- •.
rumak için değil, banş yapmak için de devrsye gi-
recek." .,,.,.-., ^ ^ ^ « u ^ u t e
/vıcaK r-etra ztrvesl'nden çıkan sonuç,<AB'nin<<
AGSK'yi ayn bir oluşum olarak yerieştirmek iste-
diğini ortaya koyuyor.
AB'nin gidişi
AB'nin bu girişimini biraz kazıdığımızda altından
şu çjkıyor
Avrupa, dünyaya yön verme girişimlerinde
ABD'nin güdümü dışında, aynca karar veren me-
kanizmalara sahip olmak istiyor.
Bu çerçevede Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra
kurulan uluslararası kurumlann çoğu adım adım iş-
levsizleştiriliyor. Yerine, yeni koşullara uygun ku-
rumlar oluşturulmaya çalışılıyor.
Yakın gelecekte Birleşmiş Milletler'in (BM) yeri-
ne de farklı oluşumlar önerilirse şaşırmamak gere-
kir.
Dünyadaki belli baslı kriz bölgelerini tek tek irde-
leyen strateji raporlannda bizim için şu saptamaya-
pılıyor
Türkiye 16 ciddi kriz bölgesinden 13'üne komşu!
Bir başka deyişle, dünyadaki olumsuzluklann
yüzde 80'i etrafımızda dönüyor. Türkiye artık, so-
ğuk savaş döneminde adı konulan "kanat ûlke" .
değil, etrafı ne zaman sıcaklaşacağı belli olmayan
soğukluklaria çevrili bir ülke. Planlannı da bu gidiş
doğoıltusunda yapması gerekiyor.
AB üyeliği için şu değerlendirme sık yapılır
önce Türkiye'nin kendi evini temizlemesi gere-
kiri
Çok doğru. Ancak çevrenizdeki evlerden sürek-
li duman, kurum çıkıyorsa ne yapabilirsiniz? ,,....
[email protected]
Sonuçlar temmuz
sonunda açıidanacak
ANKARA (Cumhııri-
yetBürosu)-Öğrenci Seç-
me Sınavı'nda (ÖSS), sa-
yısal bölümde, basında
yayımlanan kitapçığa gö-
re 30. ve 44. sorulann ha-
talı olduğu ıddialannı de-
ğerlendirdiklerini söyle-
yen ÖSYM Başkam Dr.
Fethi Toker, "Sadece bu
sorular değO, tüm sorular
inceleniyor. Oluşturulan
büîm kurulu, sorulan in-
cekdikten sonra iptaiine
karar verirse, bunu en ya-
kmzamanda duyurunız.
Ancak bu konuda kesin
bir tarih veremem" dedi.
Toker, yabancı dil eğiti-
mi yapan yükseköğretim
programlanna girecek öğ-
rencileri belirleyecek Ya-
bancı Dil Sınavı'nın 25
Haziran'da yapüacağmı,
sınav sonuçlannm da tem-
muz ayının son haftası
içinde duyunılacağmı
söyledi.
Geçen yıldan farkh ola-
rak sonuçlann Ağırlıklı
Ortaöğretiın Başan Puanı
(AOBP) ile birlikte açık-
lanacagını duyuran Toker,
"Adaylar,2000ÖSYSTer-
dh Formu'nu, kendOerme
2000 Temmuz ayımn son
haftası içjnde gönderile-
cek 2000OSSSmav Sonuç
Belgesi geünceye kadar
ymratmadan saklayacak-
lar. 4 puan türünün en az
birinden 105 puan alama-
yan adaylar, Tercih For-
mu'nu kullanjunayacak"
dedi.
1©ker, smavı kazanan
adaylann, kılavuzda yer
alan yükseköğretim prog-
ramlannı kontenjan ve
koşullara göre, yerleştir-
me puanlan (Y-ÖSS ) ile
yüzdelikdilirnleridikkate
alarak dolduracaklannı
belirtti. ..._:.'_
Toker, sonuçlann açık-
lanmasının ardından mes-
lek yüksekokullanna 112
bin 900, lisans programla-
nna 168 bin 838, özel ye-
tenekle öğrenci alan fa-
kültelere 13 bin 615 ol-
mak üzere toplam 293 bin
353 öğrencinin yerleştiri-
leceğini kaydetti. ' •