25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başoğta-ndan Okuyan'a ziyapet • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, iş güvencesinin sağlanması konusunda hazırladıkian yasa taslagına sosyal taraflardan yanıt beldediklerini söyledi. Okuyan'ı dün ziyaret eden Sağlık-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, iş güvencesi sağlayacak yasal düzenlemenin çıkanlmasuıı istedı. YaMci: FP ve DYPbaykuş • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, FP ve DYP'nin partisine yönelik eleştirilerine, "Baykuşluk ediyorlar" yanıtını verdi. FP'nin "Libya, Suriye, îran sendromuna kapıldığını" kaydeden Yahnici, DYP'yi de baa soruşturma komisyonlannda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı kurtarmakla suçladı. Nevruz davası • tZMtR(Cumhııriyet Bürosu)-DGM'de sürmekte olan 20 sanıldı Nevruz davası karara kaldı. Duruşmada mütalaasuu okuyan DGM Savcısı, sanıklann 18 Martl999tarihindeEge Üniversitesi Kampusu'nda toplanarak "Nevruz"u kutladıklannı, bir kısmının, "Bıji PKK- Kürdistan'a özgürlük" sloganlan attığını öne sûrdü. Savcı mütalaasında 9 sanık hakkında 5-10yıl arasında değişen ağır hapis cezası, 11 sanığın ise beraatini istedı. Kesttrtı öMürühnesi • KAYSERt(AA)-14 Ocak'ta Van Adliyesi'nde eski Hakkâri CHP Milletvekili Cumhur Keskin'i öldûren Şûkrii Işık, Ali Ertaş, Izzet Ertaş ve Isa Zirek'in yargılanmasına Kayseri 1. AğırCeza Mahkemesi'nde devam edildi. Işık, "Ali Eradlı işadamının bana 9.5 milyar lira borcu vardı. Bu borcun senedini, Cumhur Keskin'e götûrerek parayı tahsil etmesini istedim. 7-8 ay sonra yanına gıttığımde Ali Er'in iflas ettiğini, tûm malvarhğını satarak ortadan kaybolduğunu söyledi. Aramızdaki tartışma kavgaya dönüşünce, Keskin'in sılahını çektiğini görüp ateş ettim" dedi. Çeik'ten _ tHaberleriServisi- Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik, gazetemızde 12 Haziran tanhinde yayımlanan "Başbakan'dan demokrasi istediler" başlıklı haberie ilgili bir açıklama yaptı. Çelik, haberde HADEP II Örgütü'nün istemleri ile kendı istemlerinin gazetemizin Istanbul baskısında kanştınldığını söyledi. Çelik, "HADEP 11 örgurumüzün taieplerini, bölgemizde yakalanan huzur ortaminâ^ ve ülkemizde demokratikleşmeye katkısından dolayı paylaşmakla birlikte, benim Başbakan Bülent Ecevit'e sunduğum raporda bu talepler yer almamaktadır" dedi. Sezer: TBMM soruşturma komisyonlan denetim mekanizmasını saptırdı 'Denetim yargıya devredflsin'ANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer, 21 yıl önce öldü- rülen Abdi İpekçi ile ilgili dos- yayı inceleyeceğıni belirterek, 20 yıllık zamanaşımının uzatı- labileceğıni, ancak şu aşamada kesin bir değerlendirme yapa- mayacagını söyledi. Sezer, TB- MM'deki 15 soruşturma ko- misyonunun denetim mekaniz- masını saptırdıgına dikkat çe- kerek "Bu denetimin yargıya devri daha uygun ohır" dedi. Sezer, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Devlet Şeref Madalyası verilmesine üişkin törenden sonra gazeteci- lerin sorulannı yanıtladı. Se- Çankaya Köşkü Demirel'e Üstiin Hizmet Madalyası ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- 9. Cumhurbaşkanı Süfcy- man Demirel'e Çankaya Köş- kü'nde düzenlenen törenle Dev- let Üstûn Hizmet Madalyası ve- rildi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türk ulusunun DemirePin hizmetlerini unut- mayacağını belirterek "Saym Demirel, kendi anlaamıyia 'öm- rûnü ulusuna adamış" veTürld- ye'nin geüşmesi sürecinde bü- yük rol oynamış bir sryaset ve devlet adanudır" dedi. Köşk'teki törene tûm bakan- lar, muhalefet partı liderleri ile bazı milletvekılleri katılırken, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıbnaz'ın katılmaması dikkat çekti. Törenin başlangıcında TRT Ankara Radyosu Çoksesli Ko- rosu küçük bir konseT verdi. Sü- leyman Demirel'in özgeçmişiv nin okunmasının ardından ko— nuşan Sezer, Köşk'ün önemlı bir törene ev sahipliği yaptığını söyledi. Yasa gereği seçkin kişilere verilen Devlet Şeref Madalya- sı'nın özel bir anlamı bulundu- ğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, şöyle ko- nuştu: "Bu madarya, ulusumuzun 9. Cumhurbaşkanı Saym Demi- rel'e minnet ve şükran duygula- nnın anlamlı bir göstergesidir. Saym Demirel, kendi anlatunry- ia 'ömrünü ulusuna adamış' ve Türkrye'nin getişmesi sürecinde büyük rol oynamış bir siyaset ve devlet adanudır. L lusumuz Sa- ym Demiren ve hizmetlerini unutmayacak, kendisini daima saygı ve sevgryie anacakûr." Konuşmasmın ardından Se- zer, Devlet Üstün Hizmet Ma- daryası'nı Demirel'in yakasına taktı. Şeref madalyasına sahip ol- manın kendisi için en büyük ödül olduğunu dile getiren De- mirel, "Bumı onur ve gururia taşıyacağım. Devletimeve milk- time minnettanm" de- di.Köşk'ün eskı danışmanlan ve Süleyman Demirerın "afle fotoğrafinda" yer alan ışadamı Cavit Çağlar da töreni izledi. Törenin ardından verilen resep- siyonda Süleyman Demirel ile eşi NazmiyeDemirel kısa bir sü- re kaldılar. • Gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Cumhurbaşkanı Sezer, Meclis denetiminin yargıya devrinin daha uygun olacağını söyledi ve tarımın her şeye karşın desteklenmesi gerektiğini vurguladı. zer'e yöneltilen sorular ve ya- rutlar şöyle: -Suriyegezmizdeğ$k biçim- lerde değeriendirildL Gezi son- ras yorumunuz nedir? - Evet, geziyi olumlu bulan da oldu, olumsuz bulan da. tki yıldrr devam eden bir olumlu- ya gidiş var. Bunun devamı olarak gittik. Istediğimiz sonu- cu da aldık. - TBMM'deki soruşturma komisvonlannın işleyişi taröş- ma koousu oldu. Iiderierdene- tim mekanizmasının yıprandt- ğuu, bunun yargıya devredil- mesi gerektiğini söylediler. Siz ne düsünüyorsunuz? - Denetim saptınldı. Amacı- mn dışma çıktı. Bence de yar- gıya devredilmesi uygun olur. Zaten Iiderier de bu görüşteler. Kendıleri de denetim mekaniz- masının siyasallaştığı görüşün- deler. Bunu kendilen söylüyor. - Papa'yj Türldye'ye daveti- niz nasıl gündeme gekH? - Diyanet Işlerı Başkanımız ziyaret etti. Papa'yla görüşece- ğini söyledi, "Kendisini sizin adnuza Türldye'ye davet ede- bflir miyim" dedi. Ben de olur dedim. Yararh bir gezi olur... Sözlübirdavetti... - tpekçi cinayetinin zamana- şunma uğramaması için 1999'da Demirel'e başvuruJ- muştu. Bir sonuç çıkmamışa, siz devreye girecek misiniz? - Konunun pek çok teknik yam var. Gazeteler de yazıyor, Demirel devreye girmedi, Se- zer girer mi diye soruyor. Dev- let Denetleme Kurulu'nun in- celeme yetkisi var. Soruşturma ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART ARIM YASASI'NDAKlAKSAKLIKLAR Sezer'den hükümete ilk uyarı mektubu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, hükümete ilk uyan mektubunu tanm konusunda gönderdi. Dünya Bankasf nın Ekonomik Reform Kredisi'nin koşulu olan Tanm Satış Birlik ve Kooperatifleri'nin fabrikalannın özelleştirümesi yolunu açan yasayı onaylayan Sezer, bu yasaya üişkin "uyan mektubu"nu Başbakan Bülent Ecevit'e gönderdi. Sezer, mektupta, şu uyanlarda bulundu: - Yasanm geçici birinci maddesinin "e" bendinin ikinci fikrasından, 4 yıl olan yeniden yapılandırma sürecinde kooperatif ve birliklere kimi desteklerin verileceği sonucu çıkmaktadır. Buna karşılık, aynı maddenin aynı bendinin üçüncü fikrasındaki hükümden, kooperatif ve birliklere herhangi bir desteğin yapılmayacağı anlaşılmaktadır. Desteğin kesilmesi, çiftçinin sorunlarla karşılaşmasma yol açabileceği gibi yeniden yapılandırma faaliyetleri de bundan olumsuz yönde etkilenecektir. - Bütçe Plan Komisyonu raporundan, uygulanan tanm destekleme politikası terk edilerek sistemın ûretıciye "doğrudan getir desteği" durumuna getirileceği anlaşıhnaktadır. Gelir desteği yöntemi için pilot uygulamanın başlatıldığı bılinmektedir. 2002'de genelde uygulanacağı öngörülen sistemin başanlı ohnaması durumunda kooperatif ve birlıklenn de devrede bulunmamasuıın yaratacağı sorunlann çözümü yönünde gerekli önlemlerin alınması ve geliştirilmesi yararlı olacaktır. yetkisi yok. tki konuya gire- mez, asker ve yargı. Bu konu- ya nasıl girer? lyı incelemek gerekli. Bir de iki başhlık du- rumu var. Diyelim ki, Devlet Denetleme Kurulu bir karara vardı, yargı farklı yönde karar verdi. O zaman ikili bir durum olur. -Zamanasımıkonusundabir şey yapılabihr mi? - Dosyayı inceleyeceğim. Kesin bir değerlendirme yapı- lamaz. Ancak zamanaşımını sürenin yansı kadar uzatmak mümkün. 20 yıl, 30 yıla çıka- bilir ya da sadece 5 yıl daha uzaülabilir. lyi incelemek gere- kir... - Devlet Denetleme Kuru- hı'nda bir değişikHk yapdması söz konusu mu? - Kurulda değil de yapısında bir değişiklik yapmak gereki- yor. - Bunu biraz açar mısınız? - Şimdilik bu kadar... - Tanm birtikkriyle ilgili ya- saönünüzdeydi, nasıl değerkn- dirdiniz? - Iki sayfalık bir ön yazıyla onayladım. Destekleme süre- lerinde farkhlık vardı. Bir yer- de 2, bir yerde 4 yıl yazıyordu. Bu çelişkinin düzeltilmesi ge- rektiğini söyledım. Bir de des- tekleme kaldınhyor, ama baş- ka yöntemler de bulup her şe- ye karşın tanmı desteklemeye devam etmek gerekiyor. Bunu vurguladun. Biriikleri düzen- Ieyecek üst kurula en yüksek devlet memuru maaşının üç katı maaş verihnesi öngörül- müş. Devlet memurunun ma- aşı düşükse yükseltilmesi ge- rekir. 3 katı 5 katı dememek gerekir. - Yasayıiyiincelemişsmiz.Bir iç kabine kurmuş nlmnhgniT - (Gülerek) Yok... Daha de- ğil, ama ihtiyacım var, gereke- cek... - Beflas harabelerinin kurta- rdması içindevreye girmiştiniz. Ek süre söz konusu mu? - Oradaki gelişmeleri ızliyo- rum. AZÎLET PARTİSİ'NDEN ÖNERGE MHP'ii TanmBakanı Gökalp'egensoru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet hakkında geçen yılın aralık ayuıda 5 bankanın Mevduat Sigorta Fonu'na devredihnesıyle ilgili olarak gensoru önergesi veren FP, ikinci gensoru önergesinde MHP'li Tanm ve Köy tşleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp ı hedef aldı. FP'nın gensoru önergesi parti içindeki aynşmayı da ön plana çıkardı. Gensoruyla ilgili karar verme sürecinde parti yönetimi tarafından dışlanan muhalifgrup başkanvekilierinin önergeye imza vermemeleri dikkat çekti. FP lideri Recai Kutan . ve 34 milletvekilinin imzaladığı gensoru önergesi dün TBMM Başkanlığı'na sunuldu. YeniUkçi grup başkarrvekillennin imzalamadığı önerge, Genel Başkan Yardımcısı \feysd Candan ve bir grup milletvekili tarafından TBMM Başkanı Yıldınm Akbuhır'a sunuldu. Önergede, Gökalp'in yanlış kararlan sonucu Türk tanmınrn tahrip edildiği ve tanm kesiminin her geçen gün biraz daha ezildiği beürnldi. Üretim maliyetınin 122 bin lira olduğu bir ortamda buğday taban fıyaünın 102 bin lira olarak açıklandığına dikkat çekilen önergede özeüe şu görüşlere yer verildi: "Üretkflerin kurduklan üretid büükleri, Tanm Sanş Kooperarifleri Yasası ile bu biriiklerin eUnde bulundurduklan fabrikaiar, koooperatif ekseni dışuıdakikre peşkeş çekflmeye çahşumaktadır. Hükümet, EV1F ile \aptığı stand-by antlasması ve buna dayah olarak gönderdiği niyet mektuplannda Türk tanmı Oe ilgUi bazı taahhütler amna girmiştir. Bu taahhütler ülkemiz ekonomismin, Türk tanm sektörünün ve üreticinin perişan oünasına yetmiştir." IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.net.tr Ağabeyim, ustam Mustafa Ekmekçi'nin sessiz vasiyetiy- di, "ölünceardımdanyazma" dediydi. "Musalla taşı yazıta- nndan hoşlanmıyorvm" diye eklediydi. V^ısryetini tutmadım. O, ölü- mün eşiğindeyken de, ölü- münden sonra da yazdım. Ne- redeyse "hcmağfadmı, hem yazdım". Ama "musalla taşı yazılan" benzetmesi hiç aklım- dan çıkmadı. Ölenın ardından yazılanlarda hep o tedirginliği duydum. —Ağır hasta olduğu, beiki de geri dönüşsüz biryola girdiği- ni öğrendiğimde, kendi j<ffv dime "Tşte tam da sırası" de- dim. "Mîna Urgan sağken de Bir Kuşaktırlar: Mîna Urgan nen oldu, Mîna Urgan gözleri- ni bir daha açmamak üzere yumdu. Mîna Urgan ne akra- nım, ne çok yakınım. Onunla ilgili anı dilimcikleri aktarıp, onu bir kez ve son kez daha anmak haddim değil. diyeceğini. Işte tam da sırası; musalla taşı yansı yazmamak için işte sana bir fırsat." Olmadı. Henüz soluk alan, henüz gülümseyen bir Mîna Urgan hakkında yazmaya e- lim de varmadı, dilim de. Sonra haber geldi: Bekle- Belteği zorlayıp anlanlabilir; okuyucuyla bölüşülebilir Ca- hit Irgat'ın anlattığı Mîna Ur- gan; 1971 'de hapishane arka- daşlığı ederek onuriandığım Sabahattin Eyüboğlu'nun anlattığı Mîna Urgan; Mavi Yolculukanılannın yazılmamış bölümlerini, 1971 duruşmala- rmda, mahkeme salonunda yargıçlara çaktırmadan anla- tıp, askeri mahkemenin abus suratına renkler katan Azra Erhat'ın anlattığı Mîna Urgan; Moda'nın simgesi Koço'nun en saygın, en sevimli müşteri- si olarak anlattığı Mîna Ur- gan... Hayır. "Benim Mîna Ur- gan"\m bunlar değil. En azın- dan bunlardan ibaret değil. Biraz zoriasam "Benim Mî- na Urgan 'ım, Mîna Ur- gan 'dan da ibaret değil" di- yeceğm ••• Bir kuşaktılar. Çağnşımlan rasgele uçuşmaya bırakınca akla ilk geiiveren adlar: Halet Çambel, Azra Erhat, Semiha Berksoy, Mactde Tanır, Mî- na Urgan... Kimileri kendilerini MarksLst olarak tanımladılar. Kimileri antikomünizrn ilkelliQine s a p ^ lanmamakla yetindiler. Döne- min bütün aydınlannı (Mark- sist aydınlar dahil) tanıdılar, et- kilediler, etkileştiler. Hepsi Cumhuriyet Devri- mi'nin çocuklanydflar. Medre- seden üniversiteye sıçrayan yükseköğrenim düzenimizin ilk meyveleri arasındaydılar. En iyiler arasında yer aldılar. Hangi meslekteyseler en iyi- siydiler. (Bana Ingilizceyi Mî- na Urgan'dan daha iyi kulla- nan, Ingiliz edebiyatının tadını öğrencileriyte dahaiyi bölüşen kaç kişi gösterebilirsınız? Ma- cide Tanır*ı sahnede seyredip de büyülenmeyen var mı? Bu ülkenin kültür yaşamına Azra Erhat kadar katkıda bulunan- lar sizce kaç kişidir?) Bir kuşaktılar. Özelliklerinin «aönemlerinin, "mesleklerini en iyi yapanlar" olmalanndan kaynaklandıflına inanıynnım. Bir de dolu, zengin bir yaşamı sonuna dek sürdürebilecek solukta oluşlanndan... Ot bitmeyen çorak Anado- lu topraklannda, bozkırdaki çekirdeği çatlatanlar kuşağın- dandılar. Kimileri aramızdan aynldı. Kimileri yaşıyor. Ara- mızdan aynlanlar son ana dek "yaşamayı" başardılar ve "ya- şama" sözcüğünün içeriğini zenginleştirerekyaşadılar. Ha- len yaşayanlar aynı hüneri gösterebileceklerini çoktan kanıtladılar. Arkeolog iseler, tarih önce- sinde yaşayan ve bugüne kör bakarı, xlaracık "uzmarı ya- şamlan"nm cenderesine sıkış- madan yaşadılar, yaşıyorlar. Oyuncu iseler, sahneyi, bastı- nlmış teşhircilik duygulannın özgür kaldığı bir alan olarak kavrayıp, yaşamlannı o üç du- varlı yapay dünyayla sınırta- madılar. Dil ve edebiyat dalın-_ da uzmanlaştılarsa satt bir ür>k j/ersitaüğretmeni olarak^ madılar, ülkenin edebiyat ve düşün yaşamına doğrudan katıldılar, etkilediler, yönlendir- diler ve zenginleştirdiler. Bir kuşaktılar. Cumhuriyet Devrimi'nin kızlarrydılar. Bir kuşaktırlar. Cumhuriyet Devrimi'nin kızlandırlar. POLİTtKA GÜ1NLÜGÜ HtKMET ÇETtNKAYA Ağca'dan ÇaUı'ya Hani bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizter vardır; hani acının çoğalan fotoğraflannda genç- lerin çığlığı duyulur ya, tıpkı böyle bir ortamda his- sediyor insan kendisini... Gazetelerde Mehmet Ali Ağca'ya ilişkin haber- leri okuyorum... - , - Tartışılan şu: "Ağca konuşacak mı, konuşmayacak mı?" Bir katil yirmi bir yıl sonra hiç konuşur mu? Zaten Ağca, yirmi bir yıl önce de hiç konuşma- mıştı... Televizyon ekranlannda Ağca, gazetelerde Ağ- ca!.. Oral Çelik Türkiye'de elini kolunu sallayarak dolaşırken Ağca niye yatsın cezaevinde? Boğma telleri, zincirier, silahlar, bombalar... Tevfik Ağansoy itirafçı bir ülkücüydü. Bilindiği gibi bir eski ülkücü Alaattin Çakıcı'nın adamlan tarafından Bebek'te vurularak öldürülmüştü... Acaba Ağansoy, Uğur Mumcu'nun hangi güç- ler tarafından katledildiğıni, kimlerin tetikçi olarak kullanıldığını biliyor muydu? 1980 öncesi dönem aydınlanmadan 1990 son- rasındaki faılı meçhul cınayetler çözülmez!.. Abdullah ÇarJı'dan Mehmet Şener'e, Mehmet Ali Ağca'dan Yalçın Özbey'e dek uzanan ilişkiler zincirinde 12 Eylül 1980 darbesinin aktörierini ara- mak, devlet erkindeki ilişkilere ulaşmak gerekir!.. Siyasal erk bunu, bugün, bu koşullarattındaya- pafjilir mi? Abdi İpekçi cinayetinden bugüne değin geçen süreçte Kürt kökenli Mehmet Şener'in Alman- ya'da PKK'ye sığınması, eroin kaçakçılığını Beh- çet Cantürk'le birlikte yapması ilginç değil midir? Peki, ülkücü katilleri Sofya'da koruyup kollayan Behçet Cantürk'ün rolü neydi? Abdi İpekçi cinayetinin 'baş aktöherinden' olan Mehmet Şener, Alman yurttaşıdır; Türkiye Cum- huriyeti devletinin yirmi bir yıldır bu kişiyi aramak gibi bir girişimi olmamıştır... Gelelim Yalçın özbey'e!.. Abdi İpekçi cinayetiyle ve Abdullah Çatlı bağ- lantılı devlet ilişkilerini Türkiye'den gelen istihba- rat birimlerine anlatmış, ancak ifadeleri kaybol- muştur(!) ••• Ülkücü kesimin avukatlanndan Can özbay, Ağ- ca'yla görüşmek için Adalet Bakanlığı'na başvu- ruda bulunuyor Milliyet'in haberine göre... Ağca olayını irdelerken, Uğür Mumcu'nun yıllar önce yazdıklannı yeniden okumakta yarar var... Uğur Mumcu, bakın Can özbay hakkında neler yazmış: "12 Eylül döneminde askeri cezaevlerinde gö- revlilerin 'sağ eğilimliler' arasından seçilmesi rast- lantı mıydı? Oğretım üyelerini ve yüksek bürokrat- Ian1488 sayılı yasaya dayanarak gözünü bile kırp- madan bir gün içinde görevlerinden alan komu- tan Recep Ergun, bu 'ülkücü militanlann' ceza- evlerinde görev almalanna nasıl izin veriyordu? Ve cezaevi komutanının yazısına rağmen niçin bu er cezaevindeki görevinden alınmıyordu? Er Kısmet Çağlar'/n avukatı Can özbay'ı An- kara Hukuk Fakültesi'nde öğrencilikyıllanndan ta- nıyordum. 1971 12 Mart döneminde Dekan Prof.Dr. Uğur Alacakaptan ve Doçent MukbU Özyörük ile biriikte tutuklanmamıza ve aylarca hapis yatmamıza yol açan sonjştunma, Can Oz- bay'ın asılsız ihbarian ile başlamış ve duruşma sı- rasında Özbay'ın, 'MtT tarafından vazifelendirildi- ği için ismi saklı tutulan' bir görevli olduğu, Anka- ra Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Semih San- car'/n 12.6.1972 günlüyazısı ile anlaşılmıştı. An- kara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No'lu Askeri Mah- kemesi'nin 1972/88 sayılı dosyasının 124 dizi sı- rasındaki belge, özbay'ın *MİT ile ilişkisini' ka- nıtlamaktadır. 12 Eylül günlerinde, Avukat Can özbay, Ma- mak Askeri Tutukevi'ne girişte dosyalar arasında 'silah bulundurduğu' için tutuklanacak, daha son- ra dosya sivil mahkemeye gönderilecek ve yapı- lan yargılamalar sonunda Avukat özbay aklana- caktır. Emanet deposundan çalınan silahlar, o gün bu- gün ortaya çıkmış değildir. Içlerinde bir de 'dol- makalem tabanca' bulunan bu çalıntı silahlar, 12 Eylül'ün bilmecelennden biri olarak durumunu ko- ruyor. Bu silahlann, çok önemli suçlann ortaya çıkmasını engellemek için çalındıklan bellidir. Ar- kalannda en küçük bir ipucu bile bırakmadan ka- çan bu 'hünerii eller' bu silahlan niçin çalmışlar- dı? Hangi cinayetin ortaya çıkmastnı engellemek için?!..» " • • • Evet!.. Hangi cinayetlerin aydınlanmasını engel- lemek için? Uğur Mumcu'nun yıllar önce sorduğu bu soru, sanınm bugün için de geçerlidir... Yanıtını, Başbakan Ecevtt, yardımcısı Bahçell vermelidir! Yedinci Cumhurbaşkanı Evren, dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel de konuşmalıdıri.. hikmet.cetinkaya(« cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 T Cumhuriyet kitan kulübü^ krtap kulflbu I (....,„ | ÇAĞIHIN TANIĞI ÜÇ YAIAR 2 BASI KUBİLAY OIAYI VE TAKİKAT KAMPLARI 4 BASI SAHCILI YIILAR SOMKLAR 4 BASI K|Z|POSTÜMDAKÖRT ZİUUAK SANA DA lülAJTl KAM ONUNUN KAZLAM AŞKKADMlAltSOftAfe: 2BAS1 SERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL TÜBKİYE'NİN JEYTAJ ÖÇCEMİ ZLERİN POYRAZ Cumhuriyet Kıtap KulubO Çağ Pazaıiama A.Ş Türkocağı Cad. No 39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle