Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MAYIS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Fındıklar
dağıtılacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un tanın
ilaçlanndan etkilendiğini
söylediği, Sanayı ve
Ticaret Bakanı Ahmet
Kenan Tannkulu'nun
Hıfzıssıhha
Enstitüsü'nün raporuna
dayanarak 'temiz çıktı'
dediği fındıklar, yeniden
incelenerek dağıtılacak.
Sağlık Bakanhğı
tarafından illere
gönderilen genelgede,
findıklann analizden
geçtikten sonra okullara
dağıtılması istendi.
Tedavı tuzüğüne
Danıştay ayan
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay 10. Dairesi,
eski Sayıştay uzman
denetçisi ve Mülkiyeliler
Birliği Antalya Şube
Başkanı Hasan
Kalaycı'nın başvurusu
üzerine, emeklilerin,
bakmakla yûkümlü
olduklan kişilerin sağlık
sigortasından
yararlanmalan için
muhtaçlık belgesi
getirmeleri koşnlunu
iptal etti. Başbakanlığın
yasada olmamasına
karşın tüzükle yapöğı bu
düzenlemenin ıptaliyle,
Emekli Sandığı sağlık
yardımı için muhtaçlık
belgesi isteyemeyecelc
Kalaycı, davayı sosyal
hukuk devleti anlayışının
gereği olarak yapılan bir
haksızlığın giderilmesi
için açtığını ve
Danıştay'ın söz konusu
karanyla topluma yararlı
bir hizmet vermiş
olmanın mutluluğunu
yaşadığını söyledi.
ArilSakık
davası
• Dt\ ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
PKJC'nın askeri kanat
sorumlulanndan
"Parmaksız Zeki" kod
adlı Şemdin Sakık'ın
kardeşi Arif Sakık'ın
yargılanmasma dün
devam edildi. Arif Sakık,
Diyarbakır 1 No'lu
DGM'deki
dünkü oturumda da,
pişmanlık istemini
yineledi.
lddianamede
kendisının de
aralannda bulunduğu bir
grup PKK'li ile birlikte
bir kişinin
öldürülmesinden
sorumlu tutulan Sakık,
bu iddiayı reddederek
halen Diyarbakır E Tipi
Cezaevi'nde bulunan
bazı PKK itirafçılannın
bu konu ile ilgili olarak
kendisine tanıklık
yapmalannı istedi.
Mahkeme heyeti,
Sakık'ın bu istemini
yerinde buldu ve itirafçı
tanıklann bir sonraki
oturumda dinlenmesine
karar vererek yargılamayı
ileri bir tarihe erteledi.
Kayıp
trilyonlar
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kapatılan RP'nin lideri
Necmettin Erbakan, eski
yöneticiler Şevket Kazan
ile Ahmet Tekdal'vn da
aralannda bulunduğu 79
kişinin 1997 yılında
Hazine yardımını 71 il
teşkilatına dağıtmış gibi
göstererek kamu
kurumunu dolandırdıklan
gerekçesıyle 8 yıla kadar
_ hapis cezası istemiyle
yırgüanmalanna devam
edildi. Ankara 9. Ağır
Ceza Mahkemesi
Başkanı Ömer Yılmaz
Çamlıbel, bilirkişi
rcporunun beklenmesine
kirar venldiğinı
lelirterek duruşmayı
eieledi.
Diyanet Işleri Başkanlığı tarafından düzenlenen AB Şûrası toplantısı sürüyor
4
Dm barışçıl rol oynamah'tstanbulHaberServia- Dinin Avru-
pa ile bütünleşmede birleştirici bir rol
oynayabileceği belirtilerek, bu konuda
Diyanet Işleri Başkanlığı' na önemli gö-
revler düştûğü beürtildi. AB Episkopal
Komısyonu Genel Sekreteri Noel 1>e-
anor da AB'nin kesinlikle Hıristiyan
kulübü olmadığım, tüm dinleri kardeş
olarak gördüklerini belirtti. Treanor,
AB'nin amacuım insan haklanna ve bu
haklara saygıya dayandığım söyledi.
Açılışı Başbakan Bûlent Ecevh tara-
fından önceki gûn yapılan ve Diyanet
Işleri Başkanlığı'nca düzenlenen
"Liuslararası Avrupa BiriiğiŞûrası-Av-
rupa Birliği'ne Giriş Sürecinde Türki-
ye'deki Dini Hayat" toplantısının dün-
kü bölümünde konuşan Ankara Üniver-
sitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, Avrupa'da-
ki en tutucu ülkenin Yunanistan olduğu-
nu belirterek u
Yunanistan da tsrail gibi
dini bir devlettir" dedi. AB Episkopal
Komisyonu Genel Sekreteri Noel Tre-
anor da AB'nin kesinlikle Hıristiyan
kulübü olmadığım, tüm dinleri kardeş
olarak gördüklerini belirterek AB'nin
amacının insan haklanna ve bu haklara
saygıya dayandığını söyledi. Dinler ara-
sındaki aynmcılığa karşı tüm dinlere
eşit saygıyı savunduklannı vurgulayan
Treanor, AB Projesı'ne kiliselenn kat-
kıda bulunduklannı, insan haklarmın
kökleşmesi için bir araya gelip çahş-
mak gerektiğini kaydetti. Treanor şöy-
le devam etti:
"Dinin özeUeştirttmesine karşıyız. Av-
rupa'da dinin özeUeştirilmesryle ilgili
tehnke var. Dini ifade özgürtüğünün sı-
numın çizilmesi gerekti. Kamu düzeni
açısından bu özettıkle şart Devlet, dini
inançlara karşı aynm yapmamah. An-
Tehditle suclanıyor
Ulkücü
Oral Çelik
cezaevinde
ANKARA (Cumburiyet Bürosu) -
Gazeteci Abdi tpekçi'nin öldürül-
mesi davasından yargılanan ulkücü
Oral Çelik'ın, alacak verecek mese-
lesi yüzünden bir tekstilciyi tehdit
ettığı ıddıasıyla yargılandığı başka
bir davada adamlan olduğu bildıri-
len 2 kişiyle birlikte kefaletle tahli-
yesine karar verildi. Ancak kefalet
parasmı yatıramayan Çelik ve 2 ada-
mı, cezaevine götürülürken Çelik'in
adamı olduğu bıldınlen diğer 2 kişi
de kefaletsiz serbest bırakıldı.
Ankara'da tekstilcılik yapan Tay-
fun Tombuloğhı ve Seyfi Mete adlı
iki ortak, tstanbul'dan gömlek alarak
karşılığında 6.5 milyar liralık çek
verdiler. Çekin zamanında ödenme-
mesi üzerine Tombuloğlu'nu tele-
fonla arayan ve Oral Çelik'in akra-
bası olduğu bildirilen Ömer Taner
Çelik, borcun ödenmesini istedi.
Odenmemesi üzerine Tombuloğlu,
işyerine gelen kişiler tarafından teh-
dit edildiğini belirterek Cumhuriyet
Başsavcılığı'na başvurdu.
Soruşturma kapsammda Ömer
Taner Çelik ile Oral Çelik ve adam-
lan olduğu bildirilen Cahit Şişmao,
Fatih Özrürk, Ahmet Temizoğhı gö-
zaltma alındı. Suçüstü savcılığına çı-
kanlan Çelik ve 4 kişi, tutuklanma
talebiyle Nöbetçi 10. Sulh Ceza
Mahkemesi'nesevk edildi. Mahke-
me Oral Çelik, Ömer Taner Çelik ve
Cahit Şişman'ın 500'er milyon lira
kefaletle serbest bırakılmasına ka-
rar verdi. Kefalet parasını yatırama-
yan Çelik ve 2 adamı,cezaevine ko-
nuldu. Kalsen, Öztürk ve Temizoğ-
lu se kefaletsiz serbest bırakıldı.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
tstanbul DGM Başsavcısı Çakır'la geçirdigj kazada ölen Melik Giray hakkında gryabi
tutuklama ve yurtdışına çıkış yasağı olduğu öğrenildi Aynca Giray'ın son üç yıldır Bay-
rampaşa Cezaevi'nin et Lhalesini kazandığı ortaya çıku.
cak dini ifade özgüıiüğünün de sınırla-
n olmalı ki kamu düzeni, toplum düze-
ni ve üçüncü kişilerin haklan korun-
sun." Viyana Ümversitesi'nde Uygula-
malı llahiyat ve Din Psikolojisi Ensti-
tüsü'nde çalışan Prof. Dr. Susanne He-
ine, "Avrupa, birbirine benzemeyen ül-
kekrin birliği peşindedir. tmkânlar pa-
zan, yalnızca her çeşit mal degO, dinler,
bir azmhk durumuna gerilerken aynı
zamanda çoksayıda manevi değerier ve
dünya görüşferi sunmaktadır. Onlariçin
biriik, tarafsız hoşgörü fle meydana ge-
tirilemez, çünkü bireysel inançlar söz
konusudur. Avrupa'nuı
bugün, ister Hıristiyan b-
ter Müslüman olsun, ne
bir devlet dinine ne de di-
ni kuraüara göre yöneti-
len bir devtete tahammü-
Ki vardu-" dıye konuştu.
FP Ankara Milletveki-
li Doç. Dr Oya Akgönenç
ise ABD'nin bağımsızh-
ğını kazanmasında ve ya-
kaladığı başanda protes-
tan etiğinin çok önemli
bir yeri olduğunu söyledi.
Günümüzde de aym eti-
ğin iş başansı etiği olarak
kullamldığını ve sahiple-
nildiğini vurgulayan Ak-
gönenç, "Müzik akınüa-
nndan mimari tarzUra
kadar pekçok şeyinköke-
ninde din vardır. Pek çok
savaşın, anlaşmazhğm te-
metinde dini motifler gör-
mek mümkündür. tnsan-
lar arnk kendflerini birey
olarak ifade etmek istiyor-
iar ve dünyanın her yerin-
de dine yönetiş söz konu-
su. Fundamentalizm,yani
özedönüş sadecetslam di-
ninde değil bütün dinler-
de var" dıye konuştu.
'Alevüere pay
aynlmah'
2001 yılında yapılması planlanan kongreye yönelik hesaplar dikkate alınıyor
Oymen-Karayalçınyakınlaşması
MUTLUSERELİ
ANKARA -
CHP'de, Altan
Öymen yöneti-
minin görevde
bulunduğu süre
1 yıla yaklaşır-
ken parti içi dengelerde değişim
işaretleri gözleniyor. PM üyesi
Murat Karayalçın'ın başrnı çek-
tiği grubun genel merkez yöneti-
mine verdiği destek, iki tarafara-
sında yakınlaşmaya dönüştü. Öy-
men'in geçen hafta sonu Kara-
yalçın'ın yönlendirdiği Sosyal
Demokrat Hareket tarafından dü-
zenlenen konferansa katılarak
açış konuşmasuu yapması, ya-
kınlaşmanın "somutörneği'' ola-
rak değerlendirilirken parti kulis-
lerinde bu gelışmeler 2001 Mayı-
sı'nda yapıhnası planlanan ola-
ğan kurultaya dönük yatınm ola-
rak yorumlandı.
18 Nisan seçimlerinde alınan
yenilgi üzerine eski genel başkan
Deniz Baykal'ın 22 Nisan
1999'da istifasmm ardından ola-
ğanüstü kurultaya giden ve "Bay-
kaküar"dan da destek gören Öy-
men'in görevdeki 1 yılı 22 Ma-
yıs'ta doluyor. Göreve gelmesin-
den bu yana parti içi ekipleri "ar-
kadaşhk gruplan" olarak değer-
lendiren ve sosyal demokrat par-
tilerde bu gibi gruplann bulun-
masının son derece doğal olduğu-
nu belirten Öymen'in, son dö-
nemlerde Karayalçın grubuna
yakınlık göstermesi dikkat çekti.
Öymen geçen hafta sonu katıldı-
ğı 2. Sosyal Demokratlar Konfe-
ransı'nda da "Partide arkadaş
gruplan var. Bu arkadaş grupla-
nnın yazıhane köşelerinde mev-
cut yönetiminasılkötülerimhesa-
bı yapacaklan yerde, çauşma
gruplan haBne gehneleri iyi bir
şeydir" görüşünü dile gerirdi.
Altan Öymen'in konuşmasını
tamamlayıp salondan aynlması-
nın ardından bazı "atöryecüerin"
kendı aralannda, "Öjinen Kara-
yalçıncı otauş" esprisinı yapma-
lan dikkat çekti.
Gazeteci-yazar Avni
Özgürel de henüz tslami-
yet adına, tslam ülkelerin-
dekı insan haklan ihlalle-
rinin karşısında bir duyar-
lılık oluşmamasından ya-
kındı. Bilgı Üniversitesi
Öğretim Uyesi Prof. Dr.
Niyazi Öktem de ABD'de
başkanlık seçimlerinde
dinin çok etkili olduğunu,
Avrupa ülkelerinin de Va-
tıkan'la doğrudan ılışkı
kurduklannı anımsatarak
"Laiküğe anayasasında
yer veren iki ülke var, biri
Fransa, öteki Türkrye. Di-
ğer Avrupa ülkelerinin
anayasalarmda dinsei re-
feranslar var. DiyanetIsk-
ri Başkanhğı bütçesinden
AlevSerevegayri Müsfim-
lerepayaynfanası gerekD*"
dedi.
Uludağ Üniversitesi
Öahiyat Fakültesi öğre-
tim Üyesi Doç. Dr. Ahmet
Güç ise satanizm ile ilgili
bir tebliğ sundu. Türki-
ye'de özelükle 13-19 yaş
arasındaki gençlerin
uyuşturucu, kadın, müzik,
alkol ve biraz da parayla
satanizme teşvik edildık-
lerini belirten Güç, "Or-
taçağ engizisyonu kflise
karşra olan herkesi şeyta-
nın işbüükçtsi olarak gö-
rürdü. Bu nedente sataniz-
min çılaş noktaa ortaçaga
kadar uzarur." dedi.
1IRMIKIAYDEV ENGİN [email protected].
Tırmık'ın kıdemli ve düzenli okuyu-
culan anımsayacaktır; güvenlik örgü-
tündeki çürüme, aşın kirienmenin sıra-
dan, sapsade, sipsivri bir "yurttaş" ola-
rak içim(iz)e saldığı korkular, ürküntüler
üstüne defalarca yazıldı.
Yaza yaza bıkmadığımız ömekterden
birini anımsayın:
Bir gece sabaha karşı, bir yandan zi-
li acı acı çalarken bir yandan evin kapı-
sını yumruklayan; kapıyı açtığınızda ise
üç günlük sakallan, ellerinde tefsiz ay-
gıtlan, silahlan ve rabbiyesiri kalmamış
suratlan ile birtakım adamlann dizildiği-
ni gördüğünüzde ve onlar size yıvışık
bir sıntma ve yapay bir nezaketle "Bir
soruşnjrma için merkeze kadargidece-
ğiz" dediklerinde ne düşünürsünüz?
Örneğin "Aaa, anayasasında hukuk
devleti yazan bir ülkenin güvenliği sağ-
lamakla görevli memurianndan birkaçı
gelmiş. Şimdi en yakın karakola ya da
kentin emniyet müdüriüğüne gidece-
ğiz. Bana birşeylersoracaklar. Sorduk-
1anna yanıt vereceğim. Sonra da evime
~döneceğim" gibisinden avanakça bîr
~düşünceye kapılır mısınız?
Yoksa bindiğinız beyaz Renault'nun
(nedense hep beyaz Renault'dur ya) si-
zi bir bilinmeyen yere götüreceği ve hiç
geri getirmeyeceği korkusu mu sarar
içinizi?
•**
Buraya kadannı biliyorsunuz. Ben
Büyüyen Korkulan Daha da Büyütmek
yazmaktan, siz okumaktan bıkmadı-
nız ve biz bıkmadık ama sabaha karşı
kapı tekmeleyen herifler de bıkmadı.
Onlar da bildiklerini okumayafütursuz-
ca devam etmekteler. Karakollar iş-
kencehane olmaya devam ediyor, sor-
gu için karakola sağ girip ölü çıkanlar
sürüp gitmekte. Uyuşturucu tacirleriy-
le, mafya tetikçileriyle, rant vurguncu-
lanyla ortakiaşa çalışan polis memur-
ları, polis amirieri kimsenin meçhulü
değil.
Eskiye göre değişen şu: Kanıksan-
dı!..
Kanıksanınca da medyanın ilgi oda-
ğının çok uzağına düşer. Sayfalara da-
ha az yansır. Yansıdığında, kendine iç
sayfalarda tek sütunluk yerler bulur.
Başında Sema Pişkinsüt'ün bulun-
duğu TBMM İnsan Haklan Komisyo-
nu'nun dumanı tüten raporundan oku-
"...gerçek sorurntütaT sBTtTİuîğj gtbr
emniyet amir ve memurtanHe cezaevi
amir ve gardiyanlan gibi orta ve att ka-
deme görevliler değil, mülki ve adli
idarenin en üst kademeleri, yani vali ve
başsavcılardır..."
Oylesine okuyup geçemezsiniz. Bu
TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun
raporudur. TBMM bu ülkede devlet er-
kinin somutlandığı en yüksek organdır.
Daha ötesi (yasal düzlemde) yoktur.
Bu rapor bir devlet bekjesidir. Ciddiye
alınması zorunludur. Ya da "Bu rapor
da ciddiye alınmayacaksa, bu ülkede
ciddiye alınacak olan nedir" sorusu
yanıtlanmalıdır.
Şimdi...
Şimdi rapordan alıntılanan bölümün
son iki sözcüğünü bir kez daha oku-
yun bakalım: Valiler ve başsavcılardıri
Bu iki sözcükten valilere ilişkin ola-
nını şimdilik bir kenara ayınn. Pişkinsüt
ve arkadaşlannın, bir karakolda ele ge-
çirdikleri falaka için, "Birsopa bulmuş-
lar, ne olduğu belli değil" diyebilecek
çaptaki vali ve benzerleri, bu Tırmıkta
tartışmaya çalıştığımız ciddi konu için,
biraz fazla hafıf kalıyorlar. O yüzden
ayınn bir kenara...
Geielim başsavcılara...
İki gün önce bu satırlann yazan Ada-
na'daydt. Orada bir başsavct, emskli
general Kenan Evren hakkında iddf-
aname düzenleyen bir savcının iddi-
anamesi hakkında "takipsizlik" karan
verdi. Türkiye'nın ne kadar hukuk bil-
gini varsa hepsinin gözleri fal taşı gibi
açıldı. Bir savcının ıddianamesı hak-
kında "takipsizlik karan" verilmesi gibi
bir hukuk rezaletini kimse açıklayama-
dı ve Adana'nın Başsavcısı bu marife-
tinden sonra sessizlik zırhının ardına
sığınıp sustu.
Ardından Mercedes'e çarpan kam-
yon ömeği, bu kez de bir BMW Anka-
ra yakınlannda otoyolda bariyeriere
çarptı ve BMVVnin içinden bir ölü maf-
yact ile bir yaralı başsavcı çıktı.
•••
Dönün bakalım en başa...
...Bir gece sabaha karşı, bir yandan
zili acı acı çalarken bir yandan evin ka-
pısını yumruklayan, kapıyı açtığınızda
ise üç günlük sakallan, ellerinde telsiz
aygrtlan, silahlan ve rabbiyesiri kalma-
mış suratlan ile birtakım adamlar gör-
düğünüzde ve onlar size yıvışık bir sı-
ntma ve yapay bir nezaketle "Bir so-
ruşturma için merkeze kadar gidece-
ğiz" dediklerinde ne düşünürsünüz?
Şimdi yazının en başından alıp bir
kez daha yinelediğimiz bu cümleyi ta-
mamlayalım:
Bu eli telsizli, beli silahlı adamlar si-
zi bir başsavcıntn karşısına diktiklerin-
de, "Oh, nihayetyasalan çiğpeyen, ka-
ranltkHişkilere bulaşmışpotislerin etirt-
den kurtuldum ve bir hukuk adamının,
Türkiye Cumhuriyeti'nde yurttaş adı-
na hukuku korumakla görevli birinin
karşısına çıktım işte" diye ferahlar
mısınız?
Yoksa büyüyen korkulannız daha da
mı büyür?
POLTlİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETÎNKAYA
*32 SeçMn İnsan...'
Bir gazetecinin yaşamında etik değerier önem
taşır... Eğer o kişi gazeteci ve yazar kimliğiyle or-
talarda dolaşıyorsa ideolojisi ne olursa olsun 'iki-
yûzlû' olmamalıdır.
Şahin Alpay, Fethullah GiHen'in kasetlerini, ki-
taplannı dağrtan Zaman gazetesınde yazan Hilmi
Yavuz'un llhan Selçuk'la ilgili gorüşlenni destek-
lerken ne demişti:
"Doğrusunu söyl&nem gerekirse, Cumhuriyet
gazetesınde çalıştığım lOyılsûresince de okudu-
ğum llhan SelçuK yazılannın sayısı 10'u geçme-
yebilir. Onlan da arkadaşlann bana da sataşma ol-
duğuna dair uyanlan üzerine okumuşumdur..."
Şahin Alpay'ın bu açıklaması karşısında bir anı-
mı anlattım ben de—
Dedim ki:
"Şahin Alpay, Izmir Bürosu'nda llhan Selçuk'a
şöyle demişti: Abi, siz beni sevmiyorsunuz ama
ben sizınyazılannızı her gün severek okuyorum..."
Alpay, dün Milliyöt'teki köşesinde şu açıklama-
yıyaptı:
"Cumhuriyet gazetesi yazan Hikmet Çetinka-
ya, 27 Temmuz 1988 günü, Izmir Cumhuriyet Bü-
rosu'nda 'llhan Ağabey, siz beni sevmiyorsunuz
ama ben sizin yazılannızı her gün severek okuyo-
rum' dediğimi yazmış. Tümüyle uydurma. Cum-
huriyet'te çalıştığım 10 yıl içinde llhan Selçuk'la
belki 10 kez bir araya geldim. Bunlann hiçbirinde
Çetinkaya yoktu..."
Şahin Alpay 'unutkan m;' yoksa 'utangan mı', o
ayn bir konu ama benım elımde AFA Yayınla-
n'ndan 1991 "de çıkan bir kitap var. '2020 Yılında
Türkiye'
Yazan kim dersiniz? Şahin Alpay!..
1991 'de (26 Mart-13 Nisan) Cumhuriyet'te Şa-
hin Alpay tarafından dizi olarak yayımlanan ve da-
ha sonra kitaba dönüştürülen çalışmanın önsö-
zünde şöyle deniliyor ;
"Bu kitap, değerii zamanlannı ayınp benimle
otuzytlsonrasının Türkıyesı üzenne tartışmak lüt-
funda bulunan 32 seçkin insanın katkılanyla ger-
çekleşti. Kendılerine teşekkür borçluyum..."
Peki bu kitapta kimlerin görüşü var. Otuz iki 'seç-
kin insan' arasında llhan Selçuk başta geliyor...,
Bazı ısımler de şöyle: i
Ishak Alaton, Musa Anter, Cem Boyner, Tan-
su Çiller, Şemsi Denizer, Kemal Gürüz, Ismet
özel, Bülent Eczacıbaşı, Aziz Nesin, Coşkun
Kırca, Mete TUnçay, Ali UM, Nur Vergin, Halit
Refiğ, Zûtfü Dteteti, Osman Kavala, Nevzat YaJ-
çtntaş vb.
• • •
Şahip Alpay araştırmasında, Türkiye'nin ekono-
mik sosyal kalkınma sürecınden Türkıye'de de-
mokrasinin geleceğıne, şenatçı akımlardan Kürt
aynlıkçılığına, Türk-Yunan sorununa kadar çeşitlı
sorunlan kapsayan dokuz soruyu llhan Selçuk la
birlikte diğer 'Türk seçkinleri'ne de yöneltiyor..'.
Bakın llhan Selçuk'un Şahin Alpay görüşme-
sinde Türk ekonomisiyle' ilgili düşünceleri:
"Türkiye bugün otuz sene öncesine nazaran
çok ileride. önümüzdeki otuz yılda sanayi yapısı-
nı kuramazsak, mahvoluruz. Böyle bir şey bana
mümkün görünmüyor. Herne kadar Tanzimat'tan
Namık Kemal'den ben devam eden bir geride
kalmışlık edebiyatı varsa da, Türkiye ilertemekte-
dir. Bizde gelişmeyı yetersız gören, daha lyisinı ıs-
teyen, dürtükleyen biredebıyat hep vardır. Bu da
güzel bir edebiyattır. Sürekli olarak biryetmezlik
duygusu içındeyiz. Insanı harekete geçiren de
bence budur. Bu açıdan bakınca geride kalmışlık
duygusunu herzaman yaşıyoruz. Ama tabiiki Tür-
kiye 2020 yılına kadar bu yetişmiş insan gücü ve
uzman potansiyeli ile sanayi yapısını kuracaktır...
Türkiye 'nin doğal kaynaklan bakımından yoksul bir
ülke olmadığım görüyoruz. Şu anda petrolümüz
yok. Ama belkı 2020 yılına kadar derindeki petro-
lü işlemeye başlayabiliriz. Bunun yani sıra akarsu-
lanmızın enerji potansıyelinın en çok yüzde 20'si
kullanılmış durumda. Tamamlanan barajlaria Tür-
kiye'nin gelecektekı haritası bambaşka olacak."
•••
llhan Selçuk'u dokuz yıl önce 'Toplum haya-
tna yön veren 32 Türk seçkini' arasında gören
Şahin Alpay, bugün nasıl oluyor da şunları söyle-
yebiliyor.
"10 yıl çalıştığım Cumhuriyet'te 10 kez yazısını
okudum, belki 10 kez bir araya geldim... Eğer ll-
han Selçuk izin verseydi farklı görüşlere yer veren
bir gazete olacaktı..."
llhan Selçuk'tan Mete Tunçay'a, Aziz Ne-
sin'den Nevzat Yalçıntaş'a dek değişik düşünce-
lerden insanlar Cumhuriyet'te görüşlerini aktar-
mışlar, kim kanşmış Şahin Alpay'a! llhan Selçuk'un
başkanlığını yaptığı Yayın Kurulu mu? Kim?
Burada bir ikiyüzlülük yok mu?
Aradan dokuz yıl geçmiş, tüm bunlan Şahin Al-
pay unutmuş!..
Bir gazeteci, yazılannı okumadığı, görüşmediği
bir yazan nasıl olur da toplumun siyasi, ekono-
mik, kültürel yaşamına yön veren kişi' olarak '32
seçkin Türk'ten birisi olarak görebilir?
Adı Şahin Alpay olursa görür, dokuz yıl sonra da
unutup kötüleri..
Nerede kaldı gazetecilik etiği?..
Dürüst olmak da bir erdemdir Alpay!..
[email protected]
Faks numaramır 0212/ 513 90 98
7 sanık yargıianıyor
Köy odasında 'zikir'
yapılıyor iddiası ;
(AA) -
"LaikCumhuriyetaky-
hinde faaüyette balun-
mak amacryla sivasi ve
sosyal amaçh cemiyet
kurduklan ve halla, sı-
nıf, ırk, din, mezh«p ve-
ya böige farkntagı göze-
terek kin ve düşmanhğa
tahrik ettikleri" iddi-
asıyla haklannda dava
açılan l'i imam, 6'sı
çiftçi 7 sanığın yargüan-
masına başlandı.
Ankara 1 No'lu
DGM'de görülen dava-
nın dünkü ilk duruşma-
sına, tutuklu sanıklar
Mustafa Kemal Fevzi
Kıhç, MehmetÇahşkan
ve tutuksuz 5 sanık ile
avukatlan Hacı Yunus
Akyol katıldı. Aynı ka-
sabada çiftçilik yaptık-
lanm söyleyen sanıklar,
yatsı namazım kıldıktan
sonra köy odasmda top-
lanıp çiftçilik konusun-
da sohbet ettiklerini, ak-
sine "zffldr" yapmadık-
lanm ifade ettiler. Mah-
keme Başkanı Mehmet
Orhan Karadeniz, dava
konusu kasetin tarafsız
bir bilirkişıye çözümü-
nün yaptınlmasına ka-
rar vererek duruşmayı
erteledi.