Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Hattı Susupluk, Sathı
Susurluk, Cumhurbaşkanlıgj
"Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda"
diyordu, M. Akif. Siz "Rezalet fışkıracak reza-
let toprağı sıksan, rezalet" diyebilirsiniz.
Sorun, uçan kuşa, esen yele, akan sele, öten
kuşa, börtü böceğe, ağaca, yaprağa, çiçeğe,
pariayan güneşe "Ne var ne yok?" diye.
Hep bir ağızdan fısıldayacaklar, homurdana-
caklar, haykıracaklar:
- Ne olsun? Rezalet işte!
özel ve tüzel ekranlar skandal yansıtıyoriar,
üçüncü hamur kâğıtlar, Avrupa kâğıtlar rezalet
anlatıyorlar.
Kartal Cezaevi'nde bulunan Alaattin Çakıcı,
çarşamba günü, Meclis Türkbank Soruşturma
Komısyonu'na ifade veriyor.
Ertesi gün, nasıl oluyorsa, herkes ifade içeri-
ğini gazetelerden öğreniyor.
Neler demiyor ki, Çakıcı... Ifadesine göre,
Türkbank işindeki aracılığından komisyonunu
alamasın diye yakalatılmış, iki kez hükümet yık-
mış, daha önce iki kez görüştüğü Mesut Yıl-
maz'a Budapeşte'deki saldırıyı tezgâhlamış.
-• Çakıcı gibi bin'nin ifadesine güvenerek sonu-
,-ca varmak yanlış. Belki de onun yaptığı, olanı
söylememek için olmayanı anlatmak taktiği.
Ama anlattıkları kimseyi şaşırtmıyor. Söyle-
vfienlerin bir kısmı zaten kamuoyunca biliniyor.
-ı Çakıcı'nın anlattıklarının hangisi doğru hangi-
=si yanlış onu araştırmak gerek.
Belki de şu günlerde kendisine "Hükümete
gir" çağnsı yapılan Mesut Yılmaz, bunlan araş-
tınp açıklar kamuoyuna.
-'- Çakıcı cezaevi savcısından da yakınmış.
;
Doğru mu söylüyor, şaşırtmaca mı yapıyor,
kestirmek güç.
e
Eğer yakınması içten ise, o savcı acaba nasıl
tiurabilir yerinde?
•••
Ankara'da bir BMW şarampole yuvarlanıyor.
Içinden ölü "işadamı!" Melih Giray ile yaralı
DGM Savcısı Oktay Çakır çıkarılıyorlar. Savcı
Çakır hemen arabadaki çantalan yok ediyor ve-
7ya ettiriyor.
J
Giray'ın adf, mafya ilişkilerine, darp ye silah
' teşhirine, adam kaçırmaya karışmış. Giray, ce-
zaevlerine mal satmış. Oktay Çakır bir zaman-
lar, Ceza ve "fevkif Evleri Genel Müdürlüğü yap-
mış.
,c Kimı söylentilere ve yazılanlara göre, Giraylar
.jnarketlerzinçirinin sahibi Melih Bey, zaman za-
;fTian kimi Hizbullah militanlarını Sultançiftli-
fği'ndeki markette banndımnış.
r, Bütün bu iddialarla yüklü Giray, benzeri olay-
lan soruşturmakla yükümlü savcı Çakır ile bir-
likte aynı arabada kaza geçiriyor.
Susurluk'ta birsabaha karşı bir Mercedes, bir
. kamyona arkadan bindirdiğinde bir sürü pislik
dökülmüştü ortaya.
. Herkes değilse bile herkese yakın çoğunluk,
r
'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye
umutlanmıştı.
Küçücük azınlık ise, bu safça iyimserlik kar-
şısında, "Boşuna umutlanmayın, her şey eski-
si gibi sürecek" diyememiş, yalnızca utanmış-
tı.
- Susurtuk'u bir olay sananlar aldandılar.
v
Utananlar bu kez haykırmalılar:
"Hattı Susurluk yok, sathı Susurluk vardır, o
da bütün sathı vatandır."
• • •
Parlamento önünde Çankaya adaylığını önle-
mek için bakan dövenden Susuriuk'a, oradan
Yozgat'taki ihaleye, ihaleden şarampoldeki
BMVV'ye, cezaevindeki Çakıcı ifadesine uzanan
zincir, sathı Susurluk görüşünü doğruluyor.
Şimdi bu ortamda, yapılacak 3. tur oylama-
da, kimilerinin muhafazakârgörüşlerini önceden
bildiklerıni ısrarla vurguladıkları, Sayın Ahmet
Necdet Sezer 400 oyla seçilse ne olur, seçil-
mese ne olur?
Sakın "Istikrar sağlanır" demeyin.
Bu ne menem bir istikrar olacak ki?
Devlet Denetleme Kurulu
Çankaya'ya daha
çok yetki isteği
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Devlet De-
netleme Kurulu'nca (D-
DK) hazırlanan raporda,
cumhurbaşkanı seçilme-
sine kesin gözüyle bakı-
lan Anayasa Mahkeme-
si Başkanı Ahmet Nec-
det Sezerin daraltüması
gerektiğini söylediği
yetkilerin, parlamento-
nun feshine varacak ka-
dar genişletilmesi isteni-
,-vor. Raporda, senatonun
syeniden kurulması, refe-
randum kurumuna işler-
4ik kazandınlması ve
• cumhurbaşkanırun halk
tarafindan seçilmesı
önerileri yer ahyor.
Cumhurbaşkanhğı D-
^K'nin "75, Yıhnda
^Cumhuriyetimiz" konu-
-)u raporunda özetle şu
^örûşler kaydedildi:
- Türkiye, demokra-
.tik, laik bir hukuk devle-
. ti olarak cumhuriyet il-
kelerine sımsıkı sanlma-
^ h , insan haklannı ihlal e-
den ülkeler arasında ve
cumhuriyetin temel n>
Teliklen tartışılan bir ül-
, ke olmaktan çıkanlma-
^lıdır.
r • Yasama, yürütme ve
.yargı erkleri. kuvvetler
—^tynhğı ilkesini egeraen
, kılacakbiçimdeyeniden
düzenlenmelidir. KökJü
bir yargı reformu yapü-
mahdır.
• Demokratik deneti-
min daha etkili bir hale
getirilmesi ve yasama
çalışmalanrun daha titiz
bir incelemeye tabi tutu-
labilmesi için anayasal
deneyimimiz çerçeve-
sinde 20 yıllık uygula-
ması olan senato yeni-
den oluşturulmalıdır.
• Yasama organı se-
çimlerinde seçmen ile
vekili arasındaki bağı
güçlendirecek dar bölge
çoğunluk sistemine ge-
çilmesi düşüncesi üze-
rinde durulmalıdır.
• Partilerin mali kay-
naklan ve siyasetin fî-
nansmanı saydamlaştı-
nlmahdır.
• Yasama dokunul-
mazlığı kapsamı çağdaş
standartlara uyumlu ha-
le getirilerek daraltılma-
hdır.
• Cumhurbaşkanı 2
turlu seçimle halk tara-
findan seçilmelidir.
vParlamentoyu fesih
kurumu işler hale getiri-
lerek anayasal geleneği-
mize uygun bir şekilde
bu yetki cumhurbaşka-
nına verilmeli ve bu su-
retle cumhurbaşkanı ge-
nel seçimleri yenileye-
bilmelidir.
3. tur bugün. Sezer, cumhurbaşkanı seçilirse Anayasa Mahkemesi'nden emekliliğini isteyecek
Sezer, bugün cumhurbaşlANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesı Başkanı Ahmet
NecdetSezer'in, bugün yapılacak 3. tur
oylamada 276 oyu aşan yüksek bir ra-
kamla Türkiye Cumhurıveti'nin 10.
cumhurbaşkanı seçılmesme kesin gö-
züyle bakılıyor. Secıidıkten hemen son-
ra Anayasa Mahkemesı' ndekı görevin-
den emekliye aynlmak üzere dilekçe
vereceği öğrenilen Sezer'ın bugün TB-
MM'ye gelmeyeceği, 16 Mayıs Salı gü-
nü ant içtikten sonra milletvekillerine
teşekküredeceğı bildinldı. Yanşa katı-
lanlardan DYP'li Doğan Güreş'in de
bugün çekilmesi beklenıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için ya-
pılan ilk iki turda adaylardan hiçbiri
seçilmek için gereklı olan 367 raka-
mına ulaşamamıştı. Lıderlerin uzlaş-
ma adayı Anayasa Mahkemesi Başka-
nı Ahmet Necdet Sezer ilk turda 281
oy alırken ikinci turda oylannı 314'e
yükseltti.
Sezer'in ikinci turda oylannı düşür-
me, 3. turda da seçilmesini engelleye-
rek 4. turda TBMM içinden bir aday-
la yarışmasına dönük hesaplar tutma-
dı. Bunun üzerine TBMM Başkanı
YıkhnmAkbuhrtyanştançekildi. TB-
MM'de bugünkü oylamaya katılmaya-
cak olan Akbulut, Strausbourg'a gitti.
DYP'li Doğan Güreş'in de bugün
yanştan çekilmesi beklerüyor. Güreş
çekilirse bugünkü tura Sezer'in yanı
sıra MHP'li Devlet Bakanı Sadi So-
muncuoğlu, FP'lı Nevzat Yalçıntaş,
DYP'li Rasim Zaimoğlu ile bağımsız
Eskişehır Milletvekılı Mail Büyüker-
man kahlacak. Adaylardan FP'li Nev-
zat Yalçıntaş ise dün yanştan çekilme-
yeceğini açıkladı. Yalçıntaş, düzenle-
diği basın toplantısında, ülkenin çeşit-
li sorunlannın altmı çizerken "Tûrki-
yemizin diğer önemli probiemleriyle
bunlan hızla çözüme ka\ uşturnıa za-
rureti karşısında cumhurbaşkanhğı
görevini sadece temsil, kanunlann
anayasaya aykınhğını kontrol ve tö-
rensel olarak görmek yanhştır. Ülke-
mize çok zaman kaybettirir. Dünya
milletlerinin medeniyet ve kültür ya-
nşında okhığuyiizyıhımzda bu kaybtn
yeri doklurulamaz" dedi.
Yanşa gıren birinin devam etmesi-
nin "tutarhhk" gereği olduğunu vur-
gulayan Yalçıntaş, adaylara baskı ya-
pıldığını söyledi. Yalçıntaş, 5 liderin
tavnnın demokratik olmadığmı, par-
tilerin adaylannın çektirildiğini belir-
terek, "Yaşh başh insanm partisinden
istifadan başka şansı kahnıyor. Başka
biradaya karşı televizyon ışıklan alün-
da darp manzaralan görûyoruz, si-
lahlar görünüyor, araçlar yumrukla-
nıyor. Meclis Başkanımıza partisi, çe-
Idİ,diyor. Bunlar baskı değfl mi" açık-
lamasını yaptı.
Akbulut'un çekilmesinden sonra
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile
görüştüğünü bildiren Yalçıntaş, bas-
kılara boyun eğmeyeceğini, çekilme-
sinin söz konusu olmadığuıı bildirdi.
Partilerin ilk iki turdaki taktikleri
sonucu oylannı dağıtması nedeniyle
seçilemeyen Sezer'in bugün çok yük-
sek bir oy alması bekleniyor. Muha-
lefet partilerinin de kendi adaylanna
oy vermekten vazgeçeceği ve Se-
zer'in bugün 400'e yakın bir oyla se-
çılebileceği bildirildi.
Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu
da, demokrasiye ve Meclis'in itibanna
uygun düşmeyen uygulamalara karşı
adaylığını sürdüreceğini bildirdi.
Başbakan Ecevit, dün Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel ile haftalık
olağan görüşmesinin ardından gaze-
tecilerin sorulannı yanıtladı. Hükü-
metin bundan sonra ekonomiye dik-
katini yönelttiğini belirten Ecevit,
"DemireTin cumhurbaşkanı seçimi ile
ilgib* sitem edip etmediğjnin" sorul-
ması üzerine, a
Ben sitemi hak etme-
djğiînfa kanısmdayun. Öyle bir ima
bile sezinlemedim" dedi.
Cumhurbaşkanı memlehetinde aile büyüklerinin mezarlarını ziyaret etti
Demuvl foıfoı ocağı İslamköy'deİSLAMKÖY (AA) - Cum-
hurbaşkanı Sûleynıan DenüreL
memleketi Isparta'nın Atabey
ilçesine bağlı lslamköyde ai-
le büyüklerinin mezaı larını zı-
yaret etti, kardeşi ŞevketDemi-
rel tarafindan yaptınlan ve dü-
zenlenme çalışmaları süren
"Sûleyman Demirel Demokra-
si Müzesi"nde incelemelerde
bulundu.
Demirel, Isparta Süleyman
Demirel Havaalam'ndan ka-
rayoluyla Islamköy'e gitti.
Demirel, yolda kardeşi Şev-
ket Demirel'e ait Göltaş Çi-
mento Fabrikası önünde çalı-
şanlar tarafindan kurban kesi-
lerekkarşılandı. Demirel, fab-
rika çahşanlannı selamladık-
tan sonra Islamköy'e geldi.
Cumhurbaşkanı Demirel.
Islamköy mezarlığuıda, baba-
sı Yahya DenüreL annesi Üm-
mühan DemireL kayınvalide-
si Kübra Şener, kayınpederi
Yıhnaz Şener ile babaannesi
Şehriban Hatun ve ailesinin
diğer büyüklerintn mezarlan-
m ziyaret ederek dua etti. Ka-
bir ziyaretinde Demirel'in eşi
Nazmiye Demirel, kardeşi
Şevket Demirel ile öteki aile
fertleri de bulundu.
Daha sonra düzenleme ça-
hşmalan süren "Süleyman
Demirel Demokrasi Müze-
n"ni gezen ve incelemelerde
bulunan Demirel, burada gü-
zel bir kitaplık ve müze mey-
dana getirildiğini söyledi.
Müzeyi yaptıran kardeşi Şev-
ket Demirel ile çalışanlara te-
şekkür eden Cumhurbaşkanı
Demirel şunlan söyledi: "Be-
nim 50 seneük enteîektüel var-
hğun var, fikri varhğun var.
Bunlar burada gösterilecek.
Kütüphanemiz var. Khap me-
rakım dolayısıyla Türkiye'nin
en m kütüphaneierinden biri-
ne sahibim. Mühendislik ki-
taplarun var, tarih kitaplanm
var, pek çok güzel kitabım var.
Siyasetle Ugüendiğjmizzaman-
dan kalan. bizim içinde oldu-
ğumuz şeyler var, fbtoğraflar
var. Bunlann hepsi sergilene-
cek. Aşağı \ ukan bunlann ço-
ğu hazırdır. ÇeşnÜ ülkelerden
gelen özel armağanlar var. Is-
mimize verilmiş armağanlar.
Bunlar burada teşhir edilecek.
Burayı devlet yapıyor değiL
Kardeşim yapıyor. Kapısına
da yazmışzaten. Sanıyonım 4-
5 a> içinde açüacak."
Demirel daha sonra, de-
mokrasi müzesinin yapımın-
da çalışan mimar Tayfun Ba-
ymdır'dan müzenin düzenlen-
mesıne ılışkin çalışmalafhak-
kında bilgi aldı. Demirel mü-
zeye, devlete hizmet ettiği dö-
nemi kapsayan 100 adet fo-
toğraf ile kendisine ait 250'yi
aşkın vecize arasından kırkı-
nın seçilerek teşhir edilmesi-
ni ıstedi.
Demirel asıl sorunun kendi-
sine ait çok fazla sayıda dokü-
man bulunması olduğunu ifa-
de ederek bu dokümanlann
iyi tasnif edilmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Demirel eşi Nazmiye DemireTle dün geldiğj tslam-
köy'de önce aile mezarlarını ziyaret etti. daha sonra Süleyman Demirel
Demokrasi Müzesi'nde incelemeler yapü. (Fotoğraf: AA)
Sevgi Ince, 4 yıldır cezaevinde kalbine yakm 2 kurşunla yaşıyor
Cezaevinden insan manzaralan
BERTAN AĞANOĞLU
Bingöl'de, 1996yılındagüven-
lik güçleriyle girdiği silahlı ça-
tışmada yaralanan Sevgi lnce. 4
yıldır cezaevinde kalbine yakın
2 kurşunla yaşıyor.
Ameliyat olması gereken lnce,
"mahkûm koğuşu yok", "güven-
tik sağla\ama>ız" "hastanede ta-
dilat var" gibi gerekçelerle has-
tanelere kabul edilmiyor.
Yetkililerin, cezaevlerindeki si-
yasi tutuklu ve hükümlülerin sağ-
lık sorunlanna yönelik ilgisizlik-
leri sürüyor.
Bingöl'de 1996 yıhnda güven-
lik güçleriyle girdiği çatışmada
göğsünden, sırtından, bacakla-
• Ameliyat olması gereken lnce, "mahkûm koğuşu
yok", "güvenlik sağlayamayız" "hastanede tadilat var"
gibi gerekçelerle hastanelere kabul edilmiyor.
nndan ve kollarından yara alan
Sevgi lnce de cezaevinde ölüme
terk edilen tutuklulardan biri. Ya-
ralı olarak gözaltına alınan ve kan
kaybetmesine karşın tedavi edil-
meyen lnce, 32 gün gözaltında
kaldıktan sonra 2 Ağustos
1996"da Bingöl Ağır Ceza Mah-
kemesi tarafindan tutuklanarak
Diyarbalor Cezaevi "ne konuldu.
Kısa süre sonra tedavisi için ts-
tanbul Bayrampaşa Cezaevi'ne
nakledilen lnce, önce Haydarpa-
şa Göğüs Cerrahisi'ne götürül-
dü. Ancak hastane yönetimi ge-
rekli güvenlik önlemi bulunma-
dığı gerekçesiyle Ince'nin hasta-
neye yatınhnasuıa karşı çıktı.
Istanbul Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi Hastanesi'nde 1997 Ey-
lül'ünde tahlilleri yapılan Ince'de
ölümcül hepatit B virüsüne de
rastlanırken yaralandığı sağ aya-
ğının durumu da kötüleşti.
Sağlık durumunun her geçen
gün kötüye gitmesine karşın ln-
ce, Istanbul Tıp Fakültesi Göğüs
ve Kalp Damar Cerrahisi Anabi-
lim Dalı'na "tadilat var" gerek-
çesiyle yatınlmadı. Yedikule Gö-
ğüs Hastalıklan, tstanbul Cerrah-
paşa Tıp Fakültesi 'nde de "mah-
kûm yatağı" olmadığı gerekçe-
siyle ameliyat edilmeyen lnce,
son olarak 17 Mart 20Ö0 tarihin-
de kriz geçirdi. Cezaevindeki ar-
kadaşlarının kriz sırasında "öklü-
ğü"nü sandığı. sağ ayağındaki
sorun nedeniyle artık yürüyeme-
yen, sık sık ateşi yükselen ve ne-
fes almakta güçlük çeken In-
ce'nin yataktan hiç çıkamadığı
belirtiliyor.
Sevgi Ince'nin avukatı Eren
Keskin ve annesi Rahime tnce
dün IHD Istanbul Şubesi'nde
yaptıklan açıklamada, înce'nin
gözaltındayken elle ve sözle taciz
edildiğini belirttiler.
çankaya sonrası hazırlığı
Merkez sağa
'bir bilen'
• Cumhurbaşkanı Demirerin, kurucusu
olduğu DYP'nin lideri Çiller'inbaşında
"Demokles'in kılıcı" olarak sallanacağı
yönündeki görüşlere DYP'den tepki geldi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Cumhur-
başkanı Süleyman De-
mirel, görev süresinin
sona ereceği 16 Mayıs
Salı günü Güniz Sokak-
ta, "Çankaya sonrası
için" hazırlanan De-
mokrat Türkiye Parti-
si'nin programıyla kar-
şılanacak.
Yakınlan, aktif politi-
kaya "hemen soyunma-
yacağı" belirtilen Demi-
rel'den "bir bilen" ola-
rak yararlanacaklannı
vurguladılar.
Cumhurbaşkanı De-
mirel'in, kurucusu oldu-
ğu DYP'nin Genel Baş-
kanı Tansu Çiller'in ba-
şında "Demokles'in kıh-
cı" olarak sallanacağı
yönündeki görüşlere
DYP'den tepki geldi.
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Hayri Kozakçı-
oğlu, Demirel'i görev
süresinin tamamlanma-
sından sonra DYP içinde
görmek isteyip isteme-
yeceklerine ilişkin bir
soru üzerine, Demirerin
eski genel başkanlan ol-
duğunu, bu misyonun
sahibi ve bu uğurda mü-
cadele ettıgıni anunsattı.
DYP olarak Demirel'e
karşı saygı ve sevgi duy-
duklannı anlatan Kozak-
çıoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Demirerin Gü-
niz Sokak'a dönüp de ya
aktif olarak veya belli öl-
çüdepolitikaya gümesin-
den memnun oluruz.
Ondan haz duyanz, ders
alacağınuz noktalar var-
dır. Onu her zaman al-
ktşlanz. Ama hiçbir za-
man da Sayın Demirel
poUtikaya girecek diye
birkorkumuz,endişemiz
ohnaz. Çünkü biz binriz
ki Sayın Demirel'den
DYP'ye zarar geünez."
Demirel, DTP'de ken-
disine yakın isimler ve
illerdeki Ticaret ve Sa-
nayi Odası başkanlann-
ca yürütülen organizas-
yon ile evinin önünde
kalabalık bir grup tara-
findan karşılanacak.
DTP Genel Başkanveki-
li lsmet Sezgin, 16 Ma-
yıs'ta saat 16.00'da Gü-
niz Sokak'ta biraraya ge-
leceklerini belırterek.
"Bu bir parti degiL halk
hareketi. Parti bayrağı
ohnayacakTiirk bayrağı
olacak. Oraya sadece
DTP değiL ÂNAP'lüar
da, DY P'liler de gekcek-
ler" dedi.
Cumhurbaşkanı De-
mirel'in görev süresi so-
na erdikten sonra hemen
politikaya soyunmaya-
cağı görüşünü dile geti-
ren Sezgin. "Türld-
ye'nin sorunlaruun çözü-
münde 50 yıklan beri ka-
fa yoran bir adam bunla-
n söylemeye. yön verme-
ye devam edecektir. Dün
de söylediğine göre arük
tarafsız değUdir. Agzuıda
fermuar vardı, açddı
şimdi" diye konuştu.
lsmet Sezgin, Demi-
rerin "bir bilen" olarak
merkez sağın toparlan-
ması çabasuıda olabile-
ceğine işaret ederken,
başka bir parti kurması
olasılığının da zor oldu-
ğunu söyledi.
Bağımsız Milletvekili
Mehmet Ağar, Demi-
rel'in merkez sağı topar-
lamada rol oynayabile-
ceği görüşünü değerlen-
dirirken, kımın nerede,
nasıl toplanacağını ulu-
sun belirleyeceğini söy-
ledi. Ağar, "Talep ortaya
somutolarakçıkuıca ola-
cak o" dedı. Süleyman
Demirel'in bir parti ku-
rup kurmayacağına iliş-
kin soru üzerine Ağar,
bunlan konuşmak için
daha çok erken olduğu-
nu söyledi.
Eski bağımsız millet-
vekili Yatan Erez de, De-
mirel'in sivil yasama
döndükten sonra siyase-
tin dışında kalamayaca-
ğına işaret etti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
"Basında MlTajanı var" tartışma-
lannın başladığı günlerde MİT Müs-
teşarı Şenkal Atasagun. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nin sorusuna,
"Yalan, bunlar eski illegal örgüt men-
suplannın uydurması" şeklinde bir
cevap vermişti. Daha da ileri gitmiş,
basına sızan eski komünistlerin inti-
kam amacıyla bu yayınları kışkırttığı-
nı öne sürmüştü.
Şenkal Bey'in bu cevabının üzerin-
den çok geçmeden, ortalık toza du-
mana karıştı. MİT'in basında yaygın
birfaaliyet içinde olduğunu, gazete-
ciler yaşadıklan örnekleri aktararak
açığa çıkardılar. Basının önde gelen
isimlerinden Nezih Demirkerrt, eğer
daha tazta ısrar ederlerse, bildiği
ajanlan birer birer sayacağını söyle-
di. Melih Aşık, Günaydın gazetesin-
çalışırken gazete yönetiminden
birmeslektaşının, gazetedeki üç mu-
habirin MİT ajanı olduklarını anlattı-
ğını aktardı. Hürrıyet Gazetesi Yazı-
işleri Müdürii Tufan Türenç, kendi-
sine yıllar önce MİT ajanlığı teklif edil-
Şenkal Bey Ajan Var mı, Yok mu?
diğini açıkladı.
Akşam gazetesi yazarı Şakir Sü-
ter de ismini, görevini vererek bir ga-
zetecinin kendisine para karşılığı
ajanlık teklif ettiğini köşesinde yaz-
dı. Yine bir başka gazeteci arkada-
şım, çalıştığı gazetedeki bir başka
gazeteci tarafindan kendisine MİT
görevi önerildiğini anlattı. Bunlar da-
ha birkaç gün içinde öğrendiklerimiz.
Üstelik bu meslektaşlarımız, ajan-
lık önerilerini reddettiklerini yazdılar,
söylediler. Yani bizim öğrendikleri-
miz, öneriyi reddedenler. Peki ya
önerilip de kabul edenler? Bunlann
isimterini biz bilmiyoruz, ama MfT yö-
netimi biliyor. Şenkal Atasagun şunu
diyebilir mi: "Biz zaten üç gazeteci-
ye önermiştik; onlar da size söyledik-
leh gibi reddettiler. Biz de basın içi-
ne sızmadık."
Belli ki MİT çok sayıda gazeteciye
ajanlık teklif etti, bunlann bir kısmı
da bu öneriyi kabul ettiler ve meslek
içinde muhabiriik yerine MİT muh-
birtiğı yaptılar. Fatih Altayiı ve Gök-
şin Sipahioğlu telefonla aradılar ve
MİT ajanı suçlamasından üzüntü
duyduklannı ve MİT görevlisi olma-
dıklarını söylediler.
Zaten biz hiçbir yazımızda, şunlar
MfT görevlisidir demedik, diyemez-
dik de. Altaylı'yı kendisiyle aynı ku-
rumda birlikte çalıştığı arkadasları
suçladılar. MİT'ten dosya alıp, MIT'e
dosya verdiğini iddia ettiler. Altaylı
da, onlan mahkemeye verdiğini ve
yargı önünde hesaplaşacaklannı
söyledi.
• • •
Gazetecilerin, kimin MİT ajanı olup
olmadığmı bilmesine olanak yok.
Onlan bilse bilse MİT bilir. Burada
tehlikeli olan, devletin basınla olan
ilişkisi. Devteti yönetenler, siyasi ikti-
dar sahipleri, basını kendi çıkarian
için kullanmayı biryöneticilik işi zan-
nediyorlar. Gazetecileri çeşitli şekil-
lerde kendilerine bağlamak için pa-
ra, çıkar, gazetesi içinde yükselme
olanağı gibi her türiü yolu kullanıyor-
lar.
Bazı gazetecileri, köşelerinden ba-
zı siyasi parti liderlerinin attırdıklannı
biliyoruz. Bazılannı yükselttiklerini
de. Iş bu düzeye gelince, basın etiği
ayaklar altına alınınca, iş çığrından
çıkıyor. Son yıllarda iç ve dış politi-
kada ciddi gerilimler yaşandı. Dış ge-
rilimlenje, "milli çıkariar" adına aşın
milHyetçilik prim yaptı. Içeride ise
KOrt sorunundan doğan gerilim mil-
liyetçiliğin gelişmesine sebep oldu.
Bu rüzgâra gaz veren gazeteciler de
aynı şekilde gazete yönetimlerinde
ve devlet katında prim yaptılar.
Devlet yönetimleriyle ilkesiz ilişki
kurma, meslek içinde geçerli bir yol
haline gelince iş çığnndan çıktı. Iş
çığnndan çıkınca, kışkırtıcılıkla, ga-
zetecilik arasındaki fark azaldı. Çü-
rüme bu tempo içinde giderken, bu
kez bazı gazeteciler, aynı kurumda
çalıştıklan arkadaşlannın ajan oldu-
ğunu iddia eden yazılar yazdılar. Bu-
nu eski MlTyöneticilerinin açıklama-
ları izledi ve kısa sürede, MİT'in ba-
sında örgütlenmefaaliyeti yaptığı an-
laşıldı.
MİT Müsteşan Şenkal Atasagun,
geçen günlerde yaptığı açıklamayı
düzeltmekle yükümlü. Önce gazete-
cilerden özür dilemeli, ardından da
MİT içindeki listeyi açıklamah. Gaze-
tecilikle, MİT ajanlığı ayrı işlerdir.
Ajanlar, gazetecıtiği bıraksınlar.—
MtPtekrşefteributatimatı ontaraver
;
—
sinler.
Siyasi iktidar sahipleri ise MİTi bir
operasyon örgütü olmaktan çıkanp
istihbaratla sınıriı bir hale getirsinler.
Çok şey mi istiyoruz? Bütün bunlar
demokratik bir ülkede mi olur? O za-
man demokratik bir ülke olmak için
bunlan yapsınlar. Yetti artık...