23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MAY1S 2000 PERŞEMBE HABERLER Irkçılık ve aşırı sağ mikrobu, toplumun derinliklerindepusuyayatmış durumda bulunuyor Almanlar ders almıyor Aşırı sağın yenı silahı Aşırı sağın son yıllarda iletişimini tntemet ûzerinden kurmaya başlaması, ıstıhbaratı zorlaştırdı. Almanya'da yasak olan ırkçı kitaplar, mûzik ve broşürler, ınternet aracılığı ile "sanal ortamda" rahatlıkla dağıtılabiliyor. Siyasi "nüdplerin" adresleri ve telefon numaraları întemet ûzerinden verilebiliyor. Anayasayı Koruma Örgütü'ne göre 1999 yılında aşın sağcılar Almanya'da 300'den fazla Internet sayfasına sahip. Uluslararası alanda yaklaşık bin 400 "aşın sağ veya ırkçı" tntemet sayfası olduğu tahmin edüiyor. Bu gehşmeler içinde Alman aşın sağının, günümüz teknolojısini kendi amaçlan için iyi kullanması da dikkat çekiyor. Irkçı şarkılan Întemet ûzerinden dağıtmak için MP3 tekniğini kullanıyorlar. Almanya'da dağıtılması yasak olan kitaplar, ftlmler ve CD'ler Almanya dışında açılmış întemet sayfalan aracılığı ile dolaşıma giriyor. tntemet kullanıcılannın kimliğinin çok zor saptanabildiğine dikkat çeken yetkililer, böyle sayfa dûzenleyenlerin özetlikle genç insanlara hedef kitle olarak yaklaştığını kaydediyorlar. Irtemet sayfalarında bomba yapımına yönelik kılavuz ve talimatlara yer veriliyor, hatta zaman zaraan açıkça hedef gösteriliyor. Irkçı partilerin üye sayıları Aşuı sağ partflerin 1994 yıîındaki üye sayısi 45 bin 900'dü. Bu rakam 19%'da 33 bin 500'e gerüedi, ama 1998 yıhnda tekrar 39 bine yükseMi. Federal mecüs seçjmkrine katüan aşın sağ Repubtikaner (CumhuriyetçUer), Alman Halk Biriiği (Deutsche \ölksunk>n-DVU) ve Almanya l lusal Demokratik Partisi (NPD) yüzde 5 barapnı aşamamışlardL Geçen yüiarda eyalet seçimlerinde bu partOerden DVU, Saksonya-Anhak, Bremenve Brandenburg'da eyalet mecüsierine girdi Yetküfler, Almanya'da aşın sağ partilerin birleştirici bir havtız oluşturamaâığuıa sürekli dikkat çekiyor. Hiçbir parti, örgütler arasında bağ kurucu nitelikte değfl ve etkin bir siyasi güç de oluşturamıyor. Bunun nedenkri, gruplar arasındaki ideolojik ve stratejik uyuşmazbkta yatryor. Lidenerm birbirine karşı olan düşmaııhklan da tek bir aşın sağ parti oluşumunu engeffiyor. Siyasal odağjn eksikliği, ırkçı zihniyetin toplum içinde derinJerde uyuyan bir canavar olarak pttsuda beklediğt gerçeğme ise göz kapamayı gerekrjnniyor. HİLMtTOZAN lmanya'da 1990'larlabirlikte duvarlardaki, yabancılara ve özellikle de sığınmacılara yönelik saldırgan nıtelıkli sloganlar hızla arttı. Hemen ardından da bunlar sokak saldınlanna ve kundakçılığa dönüştü. Türkler üzerinde ise özellikle 23 Kasım 1992'deki Mölln ve 29 Mayıs 1993'tekı Solingen olaylan, unutulmaz izler bıraktı. Aynı dönemde, yine Türkler başta olmak üzere yabancılara yönelik saldınlarda tam bir patlama yaşandı. Anayasayı Koruma Orgürü'ne göre Almanya'daki aşın sağın kökleri, milliyetçilik ve ırkçılıkta yatıyor. Bu akımlann temel amacı, demokratik ve çoğulcu devleti yok edip yerine totaliter bir devlet kurmak. Anayasayı Koruma Örgütü'nün geçen yıl yayımladığı bir raporda, aşın sağın Almanya'da tek bir ideolojik çatı altında toplanmadığı vurgulandı ve değışik gruplann gerek kendini tanımlamalan, gerekse de siyasi hedeflerini öne çıkanrken farklılıklar içerdığıne dikkat çekıldi. Raporda, ırkçı temeller üzerinde bir "Hder devleti" kurmak isteyen neo-Nazi gruplann yanı sıra milliyetçiliği öne çıkaran ve demokratik sisteme karşı olan partilerin varhğı da öne çıkanldı. irkçılığın nedenl A şın sağm ve neb- r " /\ Nazı gruplann, 2 - Z A Almandevletinin birleşmesinden sonra bu kadar etkin olması ve özellikle Doğu Almanya'da yabancı düşmanlıgının yaygınlaşmasınm nedeni, uzmanlara göre son 10 yılda bireycilığin yaygınlaşmasıyla beraber insanlann alışık olduğu çevrenin değişmesi ve geleneksel sosyal bağlann kopması sonucu, temel değerlerin yitirilmesinde yatıyor. Bazı toplumsal kesimlerde artan işsizliğin geürdığı gelecek korkusu da aşuı sağ partiler tarafından sorunlar karşısında, "Almanya Ahnanlannriır - Vahanrelar Dışan" gibi basit çözüm yollannı yeniden propaganda etme ve "umut"olma şansını artnrdı. Tepkl olayları . . Tk yitekim f \ l Almanya'nm J. V ırkçılıkve milliyetçilik konulanndaki önde gelen araştırmacı ısmı H. Joacbim Schwageri, "Aşın Sağ Düşünce" başlıklı son bir araştırmasında, aşın sağ partilerin seçimlerde zaman zaman elde ettiğı başanlann "tepki oylan" olarak nitelendirilmesini temelden yanhş buluyor. Bu bakışın "yanbş ve saf bir düşünce" olduğunu kaydeden yazar Schwagerl, bu tür partilere oy verenlerin tepkisinin, öncelikle demokrasiye ve parlamenter sisteme karşı olduğunun altını çiziyor. Yazara göre aşın sağ partiler gergin hava yaratmak için demokratik devlet ve siyasetçilerine karşı saldında bulunuyorlar. Bunu da başka bir toplum modeline giden yolu hazırlamak için demokrasiyi aşağılamanm önkoşulu olarak görüyorlar. Schwagerl'e göre aşın sağın gayesi, reformlarla demokratik sistemi geliştirmek değil.. onu tümüyle kaldırmak. Öte yandan Berlin Teknik Üniversitesi Antiserrutızm Alman toplumu ırkçılık canavanna karşı 'aşılı olmadığını' tarihinde çok sık gösterdi. 8 milyona yakın yabancının yaşadığı bir ülkede ise Mölln ve Solingen'de işlenen cinayetlerle doruğa ulaşan yabancı düşmanlığı birçok çevreyi tedirgin ediyor. Içişleri Bakanı Otto Schily, aşın suçlardan gelen tehlikenin sona ermediğini belirterek şiddetin yeni boyutlanna dikkat çekiyor. sayısi 2 bin 644 ve Yahudi karşıtı suç sayısi da 991. Ayru dönemde, aşın solcu gnıplann 3 bin 55 ve yabancılar tarafından işlenen suç sayısi da 2 bin 356 olarak açıklandı. Federal Içişleri Bakanı Otto Schily, bir süre önce yaptığı açıklamalarda, rakamlann gerilemesine rağmen aşın uçlardan gelen tehlikenin sona ermediğini vurguladı. işlenen suçlarda şiddetin yeni boyutlanna dikkat çeken Bakan Schily, "Ük bakışta rakamlar olumlu bir gelişmeye işaret ediyor. Ama bu, ryimserlik ve tehlikenin yok olduğu anlamına geunez. Kavda geçen suçlarda, öldürme, kundaklama, bombalı sakbn ve kamu huzurunu bozan suçlann artması kaygı uyandınyor. Geçen yıl bin 592 olan bu tür suç sayıs şimdi bin 708" dedi. Geçen yıl, Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS), Meclis Grubu tarafından federal meclise verilen soru önergesi sonucu Almanya'da aşın sağ tarafından geliştirilen saldınlardan 16'sının ölümle sonuçlandığı ortaya çıktı. 1990 ile 1999'un Şubat ayına kadar aşın sağ saldınlan sonucunda 22 insan hayatını yitinnişti. Sağ terör grupları Solingen kentinde Türklerin yaşadığı evin kundaklanması sonucu 4 kişi yaşamım yitirmiştL Araştırmalan Merkezi Başkanı Prof. Dr. VVongang Benz de "Almanya'da Aşın Sağ" başhklı araştırmasında, aşın sağın Almanya'nm kuruluşundan beri mevcut olduğunu hatırlatıyor. Almanya'da tkinci Dünya Savaşı sonrasmdaki ilk genel seçimlerde, 1949 yılmda, aşın sağ parti DRP (Alman Sağ Partisi) yüzde 11 oy oranıyla parlamentoya girmeyi başannıştı. Toplum içinde değişik parti ve derneklerde faaliyet gösteren aşm sağcı ve eski Nazi sayısım, Alman tçişleri Bakanlığı 1954 yıhnda 78 bin olarak tahmin ediyordu. Benz, günümüzdeki aşın sağ tepkinin içinde yeni olanın, aşm sağ düşüncenin ve neo-Nazi ideolojinin gençlerin kültürüne girdiğim savunuyor. Eski Nazi şarkılannın sözleri değiştirilip yeni "düşmanlara" yakıştınldığına da işaret eden Wolfgang Benz için 2 Alman devleti birleştikten sonra değişen nokta, insanlann şiddet kullanmaya hazır olması ve halkın 9O'lı yıllarda yaşanan şiddet rüzgânnm karşısında güçsüz kahnası. Aynca yabancı düşmanı sloganlann bazı siyasiler tarafından açık veya kapalı desteklenmesi de Benz'in araştırmalannda üzerinde yoğunlaştığı gelişmeler arasında yer alıyor. Aşırı sağın suç dosyası A nayasayı Koruma A Örgütü,1998 ^ J . yılında aşın sağ kuruluşlann sayısını 14 olarak verirken, bunlara üye olanlann sayısını 53 bin 600 olarak tahmin etmişti. Aşm sağ siyasi partilerin üye sayısi da 39 bin olarak açıklanmıştı. Raporda, her an şiddet kullanmaya hazır olan aşın sağ eğihmli Alman sayısının 8 bin 200 olduğu ve bunun 1997'ye göre yüzde 9'luk bir yükselişe karşılık geldiği belirtilmişti. Ancak eğilim ilginç bir yol izliyor. Federal Içişleri Bakanlığı tarafından açıklanan son rakamlar, Almanya'da 1999 yılında 15 bin 628 siyasi motifli suç işlendiğini, bu, 1998'le kıyaslandığında yüzde 5.9'luk bir gerilemeye karşılık geldiğini gösteriyor. Aşm sağ tarafından 1998'depohs kayıtlanna geçmiş 7 bin 414 suç işlenirken, 1999'da bu rakam 6 bin 937 olmuş. Bakanhğa göre yabancı düşmanlığına dayanan suç A nayasayı Koruma / l Orgürü'ne göre . / A Almanya'da,Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) türünden bir "sağ terör" grubunun oluşması olanaksız. Örgütün raporlannda, terör grubu oluşturmanın amacınm siyasi amaçlan gerçekleştirmek için düzenli terör eylemlerine başvurmak olduğuna dikkat çekilerek, aşın sağ tarafmdan gerçekleştirilen saldmlann hiçbir gruba üye olmayan bireyler tarafından düzenlendiği öne sürülüyor. Anayasayı Koruma Örgütü, neo-Nazi gruplann yasadışı terör örgütlerinde organize olamamasının bir nedenini de yasaklardan ve suç başvurulanndan korkmalanna bağlıyor. Öte yandan bireyler tarafmdan gerçekleştirilen saldmlann büynk bir şiddet potansiyeli içerdiği ve bu nedenle kontrol edümesinin zorlaştığına da dikkat çekiliyor. 2. Dûnya Savaşf nda NazOer milyonlarca Yahudi'yi öldürmüştü. Öldürülen kişilerin ayakkabılan halen sergileniyor. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Kendini Aldatan Toplum (TÜPkiye KaHunamaz-4) "İyi haber: En hızlı büyûyen 7. ülkeyiz!.." "Iki iyi haber daha: Türkiye'nin, bu gelişme ile 2010 yı- lındaki turizm geliri 73 milyar dolara ulaşacak" ve "OECD içinde Türkiye Çekler ve Macariardan son- ra en ucuz 3. ülke." Bu haberleri veren gazetelere veya haberlerin ve- riliş biçimlerine göre, "işler" veya "ekonomi tıkı- nnda". Gelecekten umutluyuz ve sorunlarımızı çözmüş, hızla ilerliyoruz. Sanırsınız ki, yanş pistin- de sol şerit Türkiye için boşaltılmış. "Açılın, Türki- ye geliyor!" Olaylara, habertere, gelişmelere çeşrt çeşit göz- lükle bakılabiliyor.. lyimser gözlükle (pemboş ba- kış), kötümser gözlükle, objektif gözlükle... Ornegin politikacı Demirel 40 yıldır kalkınma edebiyatı yapar. Gözünde hep pemboş-iyimser gözlük vardır. Türkiye ekonomisinin enerji, bankacılık vb. gibi alanlarında büyük yatınmlan ve kuruluşlan olan holdinglerle bütünleştikçe, çok satan gazetelerin ve çok seyredilen televizyonların da gözünden tyimser gözlükler düşmez oldu. Bu, iktidarlarla ve 40 yıllık politikacıyla aynı söylemde buluşma sü- recidir. Bu biryöntemdirtabii. Kendi ekonomisi tkınn- da gidenin pemboş gözlüklerle ülkeyi seyretmesi doğaldır. Ancak, topiumsal/kamusal sorumluluk - eğer hâlâ varsa ve kaldıysa- kötümser olmasa bi- le objektif gözlükleri de ara sıra takmayı gerektirir. Gerçek başan öykülerinin ön plana çıkartılma- sından yanayım. Bu başan öyküleri kışisel olabilir, şirket veya kurum bazında olabilir... Hatta ve hat- ta; devlet, iktidar, politikacı ve parti bazında bile olabilir!!! Ancak, bu başan öykülerini ortaya çıkart- manın ve olan biteni kavrayabilmenın gerçek yo- lu, iyimser gözlük değil, objektif gözlük takmaktıri ömrü boyunca kalkınma edebiyatı ile aldatılmış ve aldatılmakta olan, gazetede yazma şansını ka- zanmış bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak, bütün "iyimser" haberleri kaldınp altlanna şöyle bir bakmak, düşünsel refleks halinegeldi... Kalkınmada ikinci ve üçüncü küme ülkeler ara- sında en hızlı büyüyen 7. ülkenin adam başına mil- li geliri ne olmuş diye bakıyorsunuz, haberin ya- nındaki gösterge tablosuna: 1965'te 1590 dolar- dan, 1998'de ancak 3160 dolara gelebilmiş! Son iki yılda eksi büyüme hızıyla bunun 3 bin dolann altına düştüğünü de anımsayalım. Yani Türkiye 33 yılda kışı başına duşen milli gelir rakamını 2 misli- ne bile çıkartamamış. (Aynı dönem içinde Çin 85 dolardan 750 dolara Tayland 430 'dan 2160'a; En- donezya 140'tan 640'a; Hindistan 183'ten 440'a; Brezilya 2250'den 4630'a...) Burada, hangi ülkelerle kıyas içinde olduğumu- zu görüyoruz. Kalkınma görecelidir. Kendinize nasıl baktığınız da çok önemlidir. örneğin Yunanistan'la, Portekiz'le, Ispanya ile veAvrupa ülkeleriyle kendini kıyaslayıp, kendini eleş- tirmek ve hedefler koymak yerine, yaratabildiği ekonomik deger en alt düzeylerde olan ülkeler arasında 7. en iyiyiz demeyi tercih eden/yakıştıran bir toplum, ne kazanacak? • • • "OECD'nin en ucuz 3. ülkesi olduk" haberine ba- kıyorum. "Ince" ekonomistliği olmayan bir gaze- te okuru olarak, ne ifade ettiğini anlamam müm- kün değil. Ama bu, Türkiye'nin yatınmcılar için ucuz ülke olduğunu sevinerek duyuran gazete ha- berlerini çağnştınyor. Ucuz ülke ne demek? Bu, yok- sulluğun itirafından başka bir şey değil. Insanlan da yoksul, ekonomisi de... Emek pazannın alabil- diğine sömürüye açık olması demek bu... Şirket açısından, milyonlarca insanın iş bulmak için bir- birini çiğnediğı bir ülkede en düşük ücret ödeye- rek pazarda rekabet şansını arttırma olanağı de- mek... Ucuz emek ülkeyi kalkındınr mı? Yoksa pahalı emek mi ülkeyi kalkındınr?! Türk ürası'nın değer kazanmasını korkudan tit- reyerek ve kötü haber olarak, "eyvah " diyerek ve- riyoruz! Neden? Dışsatım olanağı daralacak endi- şesiyle, TL'nin mümkün olduğunca dolara göre ucuz kalması isteniyor... Aman! Dışsatımcının re- kabet olanağı zayıflamasın!.. Dışsatımını arttırmayı ancak düşük TL. değeri ile sağlayabilmenin anlamını neden sorgulamıyoruz? Rekabet gücümüzün a) kaliteden gelmediğini; b) ileri teknolojik bir yatınma ve ürüne dayanma- dığını neden sormuyoruz da, eyvah diye başlıklar atıyoruz? Tekstil vb. gibi on kuaış eden ve herkesin mil- yarlarca ürettiği sıradan mallar pazannda kıyasıya rekabetin ancak sürekli ucuzlukla sürdürüldüğü- nü niye tartışmıyoruz? Bu ürünleri sürekli ucuz tutmanın, bu anlamda rekabetin, örneğin 1 dolara dün 3 don satarken, yann 5 don satmak demek olduğunu neden yaz- mıyoruz? Bunun da ülke zenginliğinin giderek da- ha ucuz ve daha fazla dışan akmak demek oldu- ğunu? Ülke içinde emeğın ucuzlamak, gelirierin azal- mak demek olduğunu? Üçüncü dünya ülkelerinin fiyatta ucuzluk rekabetiyle, Amerikalıyı veya bilmem- kimi daha ucuza ve daha kaliteli giydirme-yedir- me-içirme yanşı içine girdiğini, Amerikalının refa- hına katkıda bulunduğumuzu.. neden yazmıyoruz ve tartışmıyoruz? Türkiye'nin nasıl kalkınabileceğini, don yaparak mı, yoksa ileri teknoloji beyin/sanayi ürünleriyle mi vb... basınıyla, ekonomi yazarlarıyla (kaç tane var- lar?), devlet/hükümet, siyasi parti proje ve prog- ramlanyla gerçekten tartışmayan ülkenin refaha ula- şacağını ileri sürmek, ham hayal bile değildir!.. Buna ancak bir toplum kendini aldatıyor, denir... Bu konu sürecek... Zenfet ve sağhk ne güzd Fazla küolanmziçin MLOKONIROL Fate:(O2/2)2)2 68 35 [=â- J ıJrfİ *T T f ^ V ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle