Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAY1S 2000 PERŞEMBE
CUMHURİYET SAYFA
J v L J L i l U l \ kuJtur@cumhuriyetcom.tr 15
53. Cannes Film Festivali, 10 Mayıs'ta Roland Joffe'nin 'Vatel' adlı yapıtıyla başlayacak
Doğıı siııemalan ağırhktaVECDİSAYAR
Sinema dûnyasının en büyük festi-
vali, Cannes Uluslararası Film Festi-
vah, önümüzdekı hafta 53. kez seyir-
cisi ile buluşuyor. Yanşma, yanşma dı-
şı bölümler ve film pazarında yüzler-
ce fılmin gösterileceği festivalde, 23
film "Aran Palmiye'' içın yanşacak.
8 fılmin, resmı programında yanş-
ma dışı göstenleceği festivalin "BeJ-
BBir Baktş" bölümünde de 22 film yer
alıyor.
Uluslararası yanşmada 15 ülkenin
fdmlen yanşıyor. Bunlardan 10'u Av-
rupa'dan (4 Fransız, 2 îngiliz, 2 Isveç,
1 Danımarka, 1 Rus fılmı), 6'sı Ame-
rika kıtasından (4 Amerikan, 1 Kana-
da -yanşma dışı kapanış filmi-, 1 Bre-
zilya), 9'u ıse Uzakdogu ve Ortado-
ğuülkelerinden(2Çın, 1 Hong-Kong,
1 Tayvan, 1 Kore, 2 Japon, 1 Iran, 1
Israil) geliyor. "BeUiBirBakış"bölü-
mûne ise aralannda Belçıka, Hollan-
da, Almanya, Italya, Portekiz, Meksı-
ka, Küba, Şıli ve Tunus'un da bulun-
duğu 24 ülkenin filmleri katılıyor.
Bu yılın programında (yanşma ve
"Beffi Bir Bakış'' bölümlerinde), ortak
yapımlann sayısındaki artış dikkati
çekıyor. Ortak yapım gerçekleştiren ül-
keler arasında Fransa 8, Almanya 6,
Italya 4, Japonya 3 filmle başı çekı-
yor. Festival Yönetmeni Gilles Jacob,
düzenlediği basın toplantısında, film-
lerin "myityrt''ini belirlemenin gide-
rek güçleştiğinı, fılmin dili, yönetme-
nin, diğer sanatçılann ve yapımcıla-
nn geldikleri ülke gibi çeşitli faktör-
ler göz önüne alındığında, tek bir ül-
keyi temsil eden fılmlerin azınlıkta
kaldığını belirtti. Film seçimini çeşit-
li uzmanlann önerilerini aldıktan son-
ra, tek başına gerçekleştiren Jacob,
her yıl olduğu gibi bu yıl da program-
da dünya sinemasının ünlü yaratıcıla-
nnın yapıtlan ile yeni yönetmenler
arasında bir denge sağlamış. Ve her za-
man olduğu gibi "auteur" sineması ile
popüler çizgi yan yana. Yanşmaya ka-
tılan yönetmenler arasında en genci,
20 yaşındakı Iranlı yönetmen Samira
Makmalbaf (geçen yıl "Elma" adlı
ilk fılmını ızlediğimiz bu genç kadın,
ünlü yönetmen Muhsin Makmalbaf ın
kızı)
Jfiri gyuncu ağırfakh
53. Cannes Film Festivali Jürisi'nin
başkanhğını Fransız yönetmen Luc
Besson yapacak. Jûrideki öteki yönet-
menler, ABD'den Jonatfaan Demmeve
Italyan Mario Martone. tkı de yazar
Lltın Palmiye için 23 yapıtı değerlendirecek 53. Cannes Film Festivali Jürisi'nin
başkanlığını Fransız yönetmen Luc Besson yapacak. Diğer yönetmenler ise ABD'den
Jonathan Demme ve îtalyan Mario Martone. Oyunculann çoğunlukta olduğu jüride
iki de yazar var: Fransız Patrick Modiano ve Hintli Arundhati Roy.
var: Fransız PatrickModiano ve Hint-
li Arundhati Roy. Oyuncular ise ço-
ğunlukta: Fransız oyuncu-yöneünen
Nicole Garcia, îspanyol Aitana Sanc-
hez-Gijon, Alman Barfoara Sukovva,
Ingılız Krstin Scott-Thomas ve Je-
remylrons.
Kısa film yanşmasına kaülan film-
leri ve
tt
Cinefondatk>n" başlığı altın-
da gösterilecek öğrencı fılmlerini de-
ğerlendirecek jün ıse Belçıkalı yönet-
men Luc Dardenne başkanlığında,
Fransız yönetmen Claire Dennis, Îtal-
yan yönetmen Francesca Comencini,
Amerikalı oyuncu Mira Sorvioo ve
Moritanyah yönetmen Abdurrahman
Sissako'dan oluşuyor.
Festivalin "Onur Konuklan" da
oyuncular arasından seçilmiş, Gre-
gory Peck, Sean Penn ve Phiüppe No-
iret Fesûval programında, bu oyuncu-
lann birer fılmi yer alıyor. Aynca, Ro-
bertBrâtibn ve Lufe Bunuele aynl-
mış gösten ve sergıler var. Festivalin
yenı salonlarından birine de Lub Bu-
nuel adı venliyor. "Alön Kamera" Jü-
risi Başkanı Gürcü yönetmen Otar
Joseliani onuruna da bir özel gösten
düzenlenıyor.
Bu yılın "Sinema Dersi"nı Agnes
Varda'nın vereceğinı, "Louise'den—
Mefies'in 'Aya Yofcuhık'u dapragramda.
Marflyn'e'' adıyla star portrelerinden
oluşan bir sergi düzenlenecegüıi be-
lirttıkten sonra, gelelım yanşma film-
lerine...
Açıhşı Joffe yapacak
Cannes Film Festivali 10 Mayıs ak-
şamı, Roland Joffe'nin tanhsel dramı
"VateP ile açılacak. önceki yıllarda
"Mission" ve «Ölüm Tarialan" film-
leri ile Cannes'ın yanşmalı bölümün-
de yer alan Joffe, bu kez yeni fılmini
yanşma dışı programda sunacak. Fes-
tivalin kapanışında da yanşma dışı bir
başka ilginç film var: Kanadalı Denys
Arcand'ın "Stardom"u. Yanşmada
yer alan ünlü yönetmenler arasında, Na-
gisa Oshima, Lars von Trier, Ken Lo-
ach, Ruy Guerra, Joel Coen, James
Ivory gıbı isımler yer alıyor. Uzakdo-
gu'dan Im Kwon Taek, Edvvard Yang
ve W»ng Kar-wai de yanşmanın iddi-
alı yönetmenleri arasında.
'Aran Pahniye' ıçın yanşacak diğer
yönetmenler ıse Pavel Loungine, liv
UUman. Samira Makhmalbaf, Roy
Andersson, Aoyama Shinji, Amos Gi-
tai, JamesGray,JiangWen, AmosKol-
lekve Nefl Labute. Görüldüğü gibi ta-
nınmayan yönetmenlenn sayısı olduk-
ça fazla bu yıl. Yanşma dışı program-
da yer alan fılmler arasında da usta-
larla birlikte, tanımadığımız yönet-
menlerin ürünlen de var. Fransa'dan
da dört yapıt yanşmaya katılıyor. Ofi-
vier Assavas, Arnold Resplechin, Mk-
hael Haneke ve Domınıque Molly
Harry'nın filmleri. Anlaşılan Fransız
sınamasında da, tıpkı bizim sinema-
mızda olduğu gibi nlzgâr gençlerden
yana esiyor.
OtarJosdlanive Agnes Varna'yaya-
pılacak saygı sunuşlannın yanı sıra
yanşma dışı resmı programda ünlü
belgeselcı Barbara Kopple'ın "Gre-
gory Pecklebn-Sö>ieşi''si BriandePaJ-
ma, Ang Lec, John VVaters, Darren
Arono&ky,Dave Stmart,Stephen Hop-
kins'ın filmleri yer alıyor.
Uluslararası Kısa Film Yanşma-
sı'nda 11 filmin, "Cinefondation" bö-
lümünde 13 öğrenci fılmının yanşa-
cağı festivalin "Befli Bir Bakış'' bölü-
mü, önceki yıllarda olduğu gibi çok ge-
niş bir yelpaze ıçenyor. 19 filmin se-
çüdiğibubölüm, RodngoGarcia'nın
" Yamızca Bir Bakısta Onun Hakkm-
da SöyieyebOeceğim Şeyler"i ile açıla-
cak ve Hugh Hudson'un "Afrika'yı
Düşledim'' ile kapancak. Programın
merakla beklenen filmleri arasında,
Şilili usta yönetmen Miguel Littin'in
"Ateş Ülkea", Meksikah usta Arturo
Ripstein'ın "Hayat Bu!"_ Jan Schût-
te'nın "EJvEda",JuanCaridsTabio'nun
"Bekteme ListesT, Istanbul'da 'Ahm
Lale' kazanmış Tunuslu kadın yönet-
men Mufida TlaüTnın "ErkeklerMev-
sunı", Portekızlı ünlü oyuncu Maria
de Mederiros'un "Nisan Yüzbaşıla-
n", Griffin Dune'un "Ünlü", Mimmo
Calopresti'nın "Denizin Gürültüsünü
YeğJerim", Fina Torres'm "Üstteki
Kadm" adlı yapıtlannı sayabilinm.
GeleceginDüşleri
Cannes Festivali'nin bu yılki ret-
rospektifı, "Sinema: Gekceğin Düşle-
ri" başlığı altında gerçekleştınlecek.
Melies'in "Aya Yokuhık"undan Ja-
mes NVlıale'ın "Frankestavn'ın GeB-
ni"ne, Vıctor Fleming'in "Dr. Jekyfli
ve Mr. Hyde"ından Byron Haskin'in
"Dünyalar Savaşı
n
na. Luchino Vb-
conti'nin
u
Lanetfiler"ındcn, ReneLa-
loux'nun "VahşiGezegen''ıne, fantas-
tik sinemanın 33 ünlü fılmi izlenebi-
lecek bu bölümde. Güncele fazla ta-
kümayan' gençler için görkemlı bir
seçenek.
Kimler yok ki bu retrospektifte: Don
Siegel, Jack Arnold, Ed W»d, Chris
Marker,KevinBronkNv,GeorgeLucas,
Mario Ba\-a, John Carpenter, Ridley
Scott, Terry Gilliam, Enki Bflal, Paul
Verhoeven, Tîm Burton— Jün Başka-
nı Luc Besson da 1982 yapımı ilk fil-
mi "Son SaTaş"la yer alacak bu bölüm-
de. Kım bilır, belkı de fantastik sine-
maya aynlan bir toplu göstenm ger-
çekleştirme fikrini o vermiştir Gilles
Jacob'a.
'Paris ekolü' hareketi İstanbul'da
Küratörlüğünü AmeliEdgüy
nün yaptığı, metinleriniFeritEdgü ve NecmiSönmez'in yazdığı
'Paris Okulu' adlı sergi, bugün Yapı KrediKazun TaşkentSanat GalerisVnde açüıyor
LEVENT ÇALIKOĞLU
Tarihi kesip biçmeyi seven
sanat tarihçıleri 1950 yılını,
Türk resmi için sembolik bir
dönüm noktası olarak gösterir-
ler. Buna göre soyutlama giri-
şimlerinin Türiaye'deki sanat
ortammayansıdığı süreç 1950
ve sonrasıdır. Oysa eldekı bul-
gular, Türk resminin 1945'ten
itibaren çatallandığını, hem içe-
rik hem de biçimsel kaygılar
açısından iki ayn güzergâhta
seyrettiğini gösteriyor.
Bir diğer deyişle, Türkiye sı-
nırlan içensındekı abstre ve
non-figüratif denemelerin bir-
kaç yıl öncesinde, etkinlikleri-
ni Paris'te sürdüren bir grup
genç Türk sanatçı soyut sanat
ile tanışmakla kalmayıp, içen-
sinde Bazaine, Jean Fautrier,
NicbolasdeStaeLSoulages.Har-
tung gibi önemlı isımlenn yer
aldığı bir resim hareketine de
dahil olmayı başarmışlardı. Bir
grup harekehnden ziyade soyut
sanatın lirik kanadını oluştu-
ran, birkaç eleştirmen içerisin-
de de ağırlıklı olarak Cbaries Es-
tienne'in başını çektiği hare-
ket, 1945 sonrası Paris'te yaşa-
yan sanatçılann bir araya gel-
diği uluslararası bir buluşma
niteliğinı taşıyordu.
Paris ekolünü her şeyden ön-
ce bir isim ve bir olay olarak ta-
nımlayan Estienne, dünyanın
farklı coğrafyalanndan gelen
bu sanatçılann kendilerine ait
yerel tatlan yitirmediklerini ve
bu buluşma ile milli ekoller dö^
nemrne de son verdiklerini id-
dia ediyordu. (Peintres de la
Nouvelle Ecole de Paris, 1952).
Aynı zamanda bu buluşma, 20.
yüzyıl resmine yataklık eden
Paris'ın de savaş sonrası yara-
lannı sarması ve eskı görkem-
li günlerine dönüşü anlanuna
EUilerin başında Paris'e giden ve Leger'in eüdsinde kaldığı görülen Neşet Günal'ın stilinden bir örnek.
geliyordu. Estienne'e göre Pa-
ns ekolü, birbirine düşman iki
kardeş olan sürrealizmin en de-
nn yanı ile soyut sanatm en öz-
gür ifadelennin birleşim alanı
idi. Sanat artık doğayı taklıt et-
mıyor, tam tersi, onun anlamı
haline gelen yeni ifadeler yara-
tıyordu. Tuval yüzeyi de buna
uygun olarak sadece boyanın
mutlu mutlu gezindiği hoş bir
düzlem olarak kalmıyor, kjrü^
mış camlardan paslı metal lev-
halara, politık ıçeriklı duvar
afişlerinden renkli paçavralara
kadar, savaşın parçaladığı bir
geçmişi de üzerinde taşımaya
başlıyordu.
Aynı tarihlerde ise Türki-
ye'de, 1930'lardabaşlayanmıl-
li sanat meselesi yeni bir kul-
varagiriyor, HasanÂBYücel'in
'Sanatta Hümanizma' ve
CHP'nin düzenlediği '"MırtGe-
zfleri' (1938-43) projesinin ar-
dından, yeral kaynaklara bağ-
lanan bir çağdaşlaşma politi-
kası gündeme geliyordu.
2. Dünya Savaşı sonrası
1950'nin başlannda ortaya
konulan soyutlama girişimle-
rinde dikkat edilen ana nokta şu
ıdi: Yeni resim dili, geçmişin ka-
ligrafi, hat ve süslemelerine
bağlanmalıydı kı bu aynı za-
manda açıkça soyut non-figü-
raüf sanaûn "somut" planına da-
\ı bir öneri oluşturuyordu. Bu-
na karşılık nesnel dünyanın ka-
ba ve geçici görünümlenni aşan
tinsel bir hedef, ya da varlığın
mutlak özüne dair bir derinlik
meselesi es geçiliyor, soyut sa-
natın kuramsal ve ontolojık ya-
pısı üzenne taruşümıyordu. Her
şeyden önemüsi de, soyut resim
geleneksel venler üzenne otur-
tularak, çağdaş birey sorunu
anonim ve kolektif biçimlerle
bir geçmiş açmazına yönlen-
diriyordu.
Bu görüşleri ardlannda bıra-
karak ütinci Dünya Savaşı'ndan
sonra lstanbul'dan Paris'e ha-
reket eden bir grup sanatçı, (ço-
ğu genç) görünüşte bir akım
olmayan Paris ekolü hareketi
içerisinde yer aldılar Nejad
Devrim, 1950'de Leo Castel-
li'nin New York'ta gerçekleş-
tirdiğı Yougn Painters in U.
S&France, 1952'deEstienne'in
Peintres de la Nouvelle Ecole
de Paris ve 1954'ten 1962'ye ka-
dar Galeri Charpentıer'de dü-
zenlenen Ecole de Paris sergi-
lerine katılır. Daha sonralan
kendisi ile yapılan bir söyleşi-
de Devrim, 1960'lara kadar sa-
natında kaligrafik unsurlan,
Bizans mozaiklerinde buldu-
ğu sembol ve ritimleri ve Paris
ekolü renkçılığıni kullandığını
söyleyecektir. Annesi Fahr El
Nisa Zeid ise 1949'da Galeri
Colette Alendy'de yirmi sekiz
adet soyut nitelıkli yapıtını ser-
gileyecek ve bu yapıtlar Gotik
vıtraylan, kaligrafi sanatının
biçim tekrarlannı haürlanr yü-
zey bölümlenmeleri içerisinde
akışkan bir ritim duygusu taşı-
yacaktır. Zeid, aynı zamanda
1952'de Estienne'in Ecole de
Paris sergisine de katılır. Esti-
enne'in düzenlediği sergilerde
yer almayan, fakat 1945'ten
sonra yaşamını ve sanatını Pa-
ns'te sürdüren SeBm Turan,
Mübin Orhon, Abidin Dino,
HakkıAnh ve Albert Bttran li-
rik bir soyutlamaya yakın du-
rurlarken AvniArbaş, Cihat Bu-
rak, Tiraje ve 1939'dan itıba-
ren Paris'te yaşamaya başlayan
Fîkret Muaba, fıgüratif bir di-
li sorunsallaştırarak bu kültür
başkentinde kendilerine yer ara-
lamaya çahşırlar.
Resmimize model şehir
Yıne bu tanhlerde Pans'e gi-
den ve Leger'nin etkisinde kal-
dığı görülen Neşet GûnaL, ön-
ce Lhote, ardından Goetz atöl-
yelerine devam eden Adnan
Çokerve 1957-73 arasıatölye-
sini Paris'e taşıyan Adnan Va-
nnca da, Türk resminin başın-
dan beri kendisine model aldı-
ğı bu şehirde çalışmalannı sür-
düreceklerdir.
'Paris Okulu' adı altında acı-
lan bu sergi bizlere, 1945-60
yıllan arasında Paris'te yaşa-
yan ressamlanmızın etkinlikle-
rini ve yapıtlannı karşılaştır-
ma ve kıyaslama olanağı su-
nuyor. Bir yanda Soulages, de
Stael, Hartung, Poüakoff, Lans^
koy, Degottex, Dumitresco, Vi-~
eria daSilva, Fautrier gîbi yüz^
yılın kilometre taşlan, diğer
yanda Devrim, Zeid, Turan, Ar-
baş, Anlı, Dino, Tiraje, Günal,
Çoker, Bitran gibi kendilerine
ait üsluplan ile soyut ve fıgü-
ratif sanatımızın dikkat çeken
ressamlan.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanatçuım Dünyası...
Elias Canetti, anılannda 'NiteliksizAdam'm ya-
zan Robert Musil'den söz ederken, onun, aşın du-
yarlılığı nedeniyle kımı zaman çevresince nere-
deyse suçlanmış olduğunu belirtir. Canetti'nin bu-
rada sözünü ettiği duyarlılık, Musil'in 'kendisini il-
gilendiren'\n dışında hemen her şeye kayıtsız kal-
ması, kendisini iigüendirmeyen konulann şu ya da
bu biçimdeki zorlamajan karşısında da kimi zaman
aşın tepki göstermesidir.
Bu tepki, kendisini ilgilendirmeyen'i hemen ilgi,
duyma ve görme alanından kovmayı hedefler.
Ve Canetti'ye göre böyle bir duyarlılık, sadece
Musil ya da bir yazar için degil, fakat kendisine
sanatçı denilmesine hak kazanmış tüm sanat-
çılar için varlığı kesinlikle gerekli bir tutumdur. Çün-
kü sanatçı -yine Canetti'ye göre- üstünde çalış-
makta olduğu eser bağlamında iç dünyasında
belli bir dünya oluşturmuştur; bu dünyayı ese-
riyle dış dünyada somutlaştırana, başka deyiş-
le iç dünyasından çıkarana kadar rahat etmeye-
cektir. O zaman -eseri üzerinde çalıştığı sürece-
içindeki dünyayı korumak, dıştan gelebilecek
ve onu herhangi bir biçimde bozabilecek her
türlü etkeni kovmak için elinden geleni yapmak,
bir sanatçının en doğal hakkıdır.
Bu durumda sanatçının duyarlılığı, içindeki
dünyayı koruması içın elindekı en guçlü savun-
ma silahı olmaktadır; zira bu duyarlılık, içteki
dünyanın eserde somutlaşana kadar ayakta ka-
labilmesine gösterilecek özen ile eşanlamlıdır.
Canetti'ye göre, içlerinde herhangi bir dünya
taşımayanlann, başka deyişle, yaşadıkları dün-
yayı "benim dünyam" diye sahiplenip iç dünya-
lannda yeniden- üretememiş olanlann böyle bir
duyarlılığı anlayabilmeleri olanaksızdır.
Konunun bu noktasına vanldığında, karşımı-
za sanki yalnızca sanatçı bakımından değil, fa-
kat aynı zamanda sanatın izleyicisi/alımlayıcısı
bakımından da büyük önem taşıyan bir ölçüt çı-
kıyor. 'Sanattan anlama'nm ne anlama geldiği,
izleyicinin/alımlayıcının sanat eseri ile ne zaman
bir diyalog kurmuş olabileceği gibi sorulara çok
rastlandı ve rastlanmakta. Bu arada sanat ese-
ri ile diyalog kurabilmesi için, izleyicinin/alımla-
yıcının da belli bir birikiminin bulunması, mo-
dern sanatta sözü hep edilen bir koşul.
Canetti'nin ölçütü, işte bu noktada önem ka-
zanıyor.
Kendi içlerinde bir dünya barındırmayanların,
yani yaşadıklan dünyayı düşüncelerinin süzge-
cinin yardımıyla içselleştirip onu kendilerine gö-
re yeniden üretmemış olanlann, sanatçı duyar-
lılığını anlayamayacaklarını benımsedığimiztak-
dirde, aynı kişilerin sanattan anlamalannı bekle-
menin de boşuna olduğunu söylememiz gere-
kiyor.
Ve modern sanatın, geçmişe oranla çok daha
geniş boyutlarda olmak üzere, düşünce düzle-
. minde algılanan bir sanat olduğu gerçeği de böy-
lece sanınm daha bir aydınlığa kavuşuyor.
Dünyayı kendilerine göre yorumlama alışkan-
lığını edinmeyenlerin, kendilerini sürüye ya da ge-
nel akjşa bMrakmayı yaşamak sananlann, artık her
zamankinden çok daha fazla düşünceye ses-
lenen bir sanattan etkilenmeleri düşünülebilir
mi?
Günümüzde sanat, doğru bir biçimde yalnız-
ca düşünce-yoğun ortamlarda tartışılmıyor mu?
Sanat eleştirisi de gerçek işlevini ancak böyle or-
tamlarda yerine getirmiyor mu?
Birsoru daha: Günümüzün uygartoplumların-
da sanattan anlama eğitiminin artık ilkokul ça-
ğından başlatılmasının en önemli nedenlerinden
biri de, yannın yetişkinlerine çocuk yaşlanndan
başlayarak içlerinde kendi dünyalannı yarata-
bilmelerinin yolunu göstermek değil mi?
Evet, biz daha kimlerin yaşamlannın bir tiyat-
ro oyunu olabileceğine ilişkin neredeyse listeler
hazıriarken, ya da kimlerin yazar olduğuna cin-
sel seçimlere bakarak karar vermeye kalkışırken,
sanat gerçek anlamda ancak ötelerde, sanatın
yalnızca sanatsal ölçütlere vurulduğu ortamlar-
da ciddi olarak tartışılabiliyor!
e-posta: ahmetcemaKa superonline.com
acem20@hotmail.com
3. Uluslararası İstanbul Kukla
Festivali 10 Mayıs'ta başlıyor
• KûttûrServisi-3. Uluslararası istanbul Kukla
Festivali, UNIMA-Uluslararası Kukla ve Gölge
Oyunu Birliği'nin üyesi Karagöz kukla sanatçısı
Cengiz Özek'in önderiiğin
de
10-17 Mayıs
tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi'de
gerçekleştirilecek. Almanya, Polonya,
Portekiz, Fransa ve Türkiye'den kukla
sanatçılannın gösterilerinin yer alacağı festival
kapsamında CRR Sergi Salonu'nda açılacak
olan Lodz Arkeoloji Müzesi Kukla Koleksiyonu
da ızlenebilecek.
oooY A P
> KREDİ YAYINLARI
ANKARA
KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ
2000
IMZA GÜNÜ
14:00-16:00
- j<~;t;.ı»b-> 1 •"
İmge Kitabevi
Coşkun Yerli
Sanat Kitabevi
Nasuh Mahruki
KÛOOIl SANAT
^lavıs Persenıbe