Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MAYIS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Güzel serbest
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Yeniden Doğuş
Partisi (YDP) Genel
Başkanı Hasan Celal
Güzel, dün tutuklu
bulunduğu Ayaş
Cezaevi'nden tahliye
edildı. Güzel, YDP Genel
Merkezı'nde BBP Genel
Başkanı Muhsın
Yazıcıoğlu, LDP Genel
Başkanı Besim Tibuk ve
partililerin katıhmıyla
basın toplantısı düzenledi.
Yaşar Öz'ün
uyuşturucu
davası
• tstanbul Haber Servisi
-'Çete oluşturarak
yurtdışına eroin ihraç
etmek' suçundan
çarptınldığı 7 yıl 6 ay ağır
hapıs cezası Yargıtay
tarafından bozulan
'Susurluk davası'
sanıklanndan Yaşar Öz'ün
yeniden yargılanmasına
Istanbul 4 No'lu DGM'de
devam edildi. Mahkeme
heyeti, Istanbul 6 No'lu
DGM'de göriilen
"Susurluk davası"nda
sanık Yaşar Öz hakkında
verilen mütalaanın
istenmesuıe karar vererek
duruşmayı erteledi.
Cüppeli Ahmet
Hoca'ya tarihi
eser baskmı
• Istanbul Haber Servisi
- 'Cüppeli Ahmet Hoca'
olarak bilinen ve 17
Ağustos depremi ile ilgili
sözleri nedeniyle Istanbul
DGM'de yargılanan
Ahmet Ünlü'nün evinde
yapılan aramada, çok
sayıda tarihi eser ele
geçirildi. Mali Şube
ekipleri tarafından yapılan
baskında tarihi eser
niteliği taşıyan çok sayıda
kılıç ve vazoya el
konuldu.
Tankuş'un
yargılanması
• tstanbul Haber Servisi
- Eski îstanbul Narkotik
Şube Müdürü Ferruh
Tankuş'un Beyoğlu Ilçe
Emniyet Müdürlüğü'ne
atanmasından sonra
yaptığı açıklamalarda
Istanbul Emniyet Müdürü
Hasan Özdemir ve
Emniyet Müdür
Yardımcısı Ercüment
Özbeyli'ye hakaret ettıği
gerekçesiyle
yargılanmasına Fatih 5.
Asliye Ceza
Mahkemesi'nde devam
edildi. Tutuksuz sanık
Tankuş, suçlamalan
reddetti. Gazetecilerin
adliyeye girmesine ve
duruşmayı izlemesine izın
verümedı.
Erdahn iadesi
• BRÜKSEL(AA)-
Belçika'da tutuklu
bulunan DHKP-C üyesi
ve Sabancı suikastı
faillerinden Fehriye
Erdal'ın Türkiye'ye
iadesine ilişkin son adli
oturum, bugün Gent
Mahkemesi'nde
yapüacak.
Açtklama
• tstanbul Haber Servisi
- Sosyal Demokrasi Vakfi
Başkanı ve CHP PM
—üyesi Ercan Karakaş^ —
hükümetın lastik-iş
kolunda sürmekte olan
grevi ertelemesini, "Çok
Geç Olmadan" adlı
tiyatro oyununun
sâhneden kaldınlmasını
ve OHAL bölgesinde Yeni
gvreaaeL Roja gibi _
gazeteleıiny
yasakl;
ıy 111 m m ı p'
anrnasınrkmadı^
Karakaş, açıklamasında,
^Mıukukun üstünlüğüae.
eksiksiz bir demokrasiye
ve ifade özgürlüğüne
getirilen yasaklamalann
Türkiye'ye yakışmadıgmı
ifade etti.
îki yıl önce de şeriat yanlısı örgüt kurmak suçundan gözaltına alınmıştı
Tarı'ya
6
kurye' iddiasıAHMET KURT
tZMtT - Uğur Mumcu'nun
öldürülmesi olayıyla ilgili ola-
rak gözaltına alınan Arif Ta-
n'nın 2 yıl önce de şeriat yan-
hsı örgüt kurmak, silahlı eği-
tim yapma iddiasıyla 12 kişıy-
le birlikte gözaltına alındığı,
ancak Kocaeli Milletvekili olan
REFAHYOL döneminin Ada-
let Bakanı Şevket Kazanın dö-
neminde serbest bırakıldığı öne
sürüldü.
Temmuz 1998 tarihınde Iz-
mit'e bağlı Servetiye köyünde-
ki operasyonda Hizbullah üye-
si olmakla suçlanan Tan, şim-
di Mumcu cinayetinde kurye
olduğu iddiasıyla sorgulanıyor.
Kocaeli II Jandarma Komu-
tanlığı'nca 2 yıl önce büyük
gızlilik içinde yürütülen ve 6
gün devam eden operasyon so-
nucunda "Hizbullah terör ör-
gütü üyesi oMuklan, örgüte mi-
litan yetiştirdikleri'1
öne sürülen
12 kişi savcıhğa sevk edildi.
Mahkemeye çıkanlan sanıklar-
dan Arif Tan, Hizbullah'a üye
olmaktan Adil Tan, Haül Bu-
hıt, trfan Ülgün, "yasadışı örgü-
te yatakhk yapmak ve ruhsatsız
silah bulundurmaktan", Ab-
dûlkadirTan(34) ise "sanıkla-
ra silah sağiamak. silah bulun-
durmaktan" tutuklanarak ce-
zaevine konuldu. Diğeryedi sa-
nık da serbest bırakıldı.
Serbest bırakılanlar arasında
adı açıklanmayan, ancak ordu-
dan atıldığı öğrenilen bir astsu-
bayın da olduğu öğrenildı.Yu-
vacık beldesine bağlı Servetiye
köyü mevkıinde düzenlenen bu
operasyon sırasında çok sayıda
silah, mühimmat ve eğitim
malzemesiyle şenatçı yayın ele
geçirildi. Kampta aynca silah-
lı eğitim yapıldığını gösteren
bulgular, fotoğraflar ve bayrak-
lar da bulundu.
12 Temmuz 1998 'de bu ope-
rasyonla ilgili olarak jandarma
tarafından yapılan kısa açıkla-
mada, bölgede Tan'ya ait ara-
zinin 1990 yıhndan ben Has-
bahçe Eğitim Kampı adıyla
kullanıldığı, Hizbullah tlim,
AKKABE ve Menzil grubu
üyelennin burada toplanıp eği-
tim çalışması yaptıİdan açüc-
landı.
Satuklar kısa bir süre yattık-
tan sonra tahliye edildiler.
Karargâh
Arif Tan'nın bulunduğu ve
şeriatçılann kamp yeri olarak
kullandıklan ev, Yuvacık bel-
desmın Servetiye köyü sırtla-
nnda bulunuyor. Tan'nuı ka-
rargâh olarak kullandığı evde
ve çevresinde her şey var. Bir
havuz, tamirhane,jeneratör, yi-
yecek, içecek, giyim ve çok
miktarda eşya bulunuyor. Arif
Tan'nın burada 88 yaşındaki
annesi Emine Tan ve ablası
Meryem Tan da yaşıyor. Her
ikisi de Arif Tan'dan şikâyetçi.
Anne Emine Tan, daha öncele-
ri oğlunun yanına öğrenci diye
tanımladığı kışilerin geldikle-
rini ve burada silah eğitimi gör-
düklerini söyledi.
Mumcu suikastıyla ilgili gö-
zaltına alınan Tan'nın Koca-
eli'ndeki çiftliğine jandarma-
nın önceki gün operasyon dü-
zenlemediği belirtildi. Bazı ga-
zetelerdeki fotoğraflann da ikı
yıl önceki operasyona ait oldu-
ğu öne sürüldü. Tan'nın evine
baskın yapıldığına ilişkin ha-
ber üzerine Kocaeli II Jandar-
ma Komutanlığı'nı arayan ga-
zetecilere önceki gün bölgeye
herhangı bir operasyon yapıl-
madığı söylendi. Yetkililer,
1998 yılı Temmuz ayında söz
konusu bölgeye operasyon ya-
pıldığını ve aralannda Tan'nın
da bulunduğu 12 kişinın gözal-
tına alındığını belirttiler.
Eski içişleri bakanlan, Mumcu cinayeti için kendilerinin de çaba harcadığını söylediler
'Isimler erken açddanmıştı'
ANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun öldürİUmesiyle il-
gili olarak son gelişmeleri de-
ğerlendiren eski Içışlen bakan-
lan, kendi dönemlerinde de ci-
nayetin aydınlatılması için ça-
ba gösterdiklerini söylediler.
Eski bakanlardan İsmet Sezgin.
"1993 yılı Şubaü'nda falan ba-
zı ipuçlan vanh, isimlcr deşifre
edDdi, medya erken yayımladı.
tzlerini vitirtriler'' değerlendir-
mesinı yaptı.
Içışlen Bakanı Sadettin Tan-
tan'ın ''yeni bir ekip kurdukla-
• Eski içişleri bakanlan
kendi dönemlerinde de
Hizbulllah terör örgütüne
karşı operasyonlar
düzenlendiğini söylediler.
Ismet Sezgin, 1993'te
isimler erken deşifre
edilince teröristlerin izlerini
kaybettirdiğini SÖyledİ. MehmetAğar tsmet Sezgin NahH Menteşe
nnı" vurgulaması ve cinayetle diği yorumlannın yaygınlaş- cu'nun "Karşımızda bir duvar
ilgili önemlı ipuçlanna ulaşıl- masınayol açtı. Eski Içişlen ba- var" yakınması üzenne söyle-
ması, geçmiş dönemlerde ola- kanlanndan Mehmet Ağar'ın, diği "Bir tugla çeksenk duvar
yın üzerine yeterince gidilme- Mumcu'nun eşi GüMal Mum- yılahr" sözlen bu yorumlara
iran Büyükelcisi Dısisleri Bakanlığı na geldi. ABD, gelişmeleri yakından izliyor
Tahran'dan Ankara'ya üç mektup
• îran Dışişteri Bakani"
rîarrazi, meslektaşı
Cem'e gönderdiği
mektupta, tüm
iddialann ortak
güvenlik komitelerinde
ele alınmasını önerdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Gazetemiz yazan Uğur
Mumcu suikastında İran Gizlı
Servisi (SAVAMA) ajanlannın
etkin olarak yer aldıklanna yö-
nelik bılgiler, Ankara'daki diplo-
matik trafiği haraketlendirdi.
Dışişieri Bakanlığı'na gelen
Iran'ın Türkiye Büyükelcisi
Muhammed Hüseyin Levasani,
biri iran Cumhurbaşkanı Mu-
hammed Hatemi'den olmak
üzere üç mektup getirdi.
Dışişieri Bakanlığı Sözcü Yar-
dımcısı Sermet Atacanh. dün
düzenlediği basm toplantısında,
soruşturma kapsamında tçişleri
Bakanlığı'ndan henüz resmi bır
bilginin gelmediğıni belırtirken
"Dışişleri Bakanlığı olarak geliş-
meleri dikkatle izliyonız. Yetktti
makamlardan gelecek belge ve
bilgi bağlamında ne gerekirseya-
pıhr" dedı. Atacanlf nın basm
toplantısının ardından Iran'm
Türkiye Büyükelcisi Levasani,
bakanlığa gelerek Müsteşar Fa-
Dtşişleri BakanhğTru ziyaret eden İran Büyükelcisi Levasani, ülkesmin duyduğu rahatsızhğı Uetti.
ruk Loğoğlu ile bir araya geidi.
Yaklaşık 1.5 saat süren görüş-
menin ardındangazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Levasani,
"Kendi inisiyatifryle, nezaket zi-
yaretindebulunmak" için geldi-
ğini belirtti.
Levasani'nin, Loğoğlu'na üç
mektup getirdiği öğrenildı. Bu
mektuplardan birisinin, tran
Cumhurbaşkam Hatemi'nin 10.
Cumhurbaşkanı Sezer'e önceki
gün yazdığı ve tebriklerini ılet-
tiği mektup olduğu kaydedildi.
tran Dışişieri Bakanı Kemal
Harrazi, meslektaşı Ismail
Cem'e gönderdiği mektupta son
günlerde gazetelerde yer alan
haberlerden duyduklan rahatsız-
lıklan iletti. Iran Dışişieri Baka-
nı Birinci Yardımcısmm da, Lo-
ğoğlu'na Müsteşarhk görevine
başlaması nedeniyle kutlama
mesajı getirdiği belirtildi.
Diplomatik kaynaklar, Leva-
sani-Loğoğlu görüşmesinde son
gelişmelerin de ele alındığını,
ancak bu aşamada aynntıya gı-
rilmediğini kaydettiler.
Iran Büyükelçisi'mn hemen
ardından ABD'nin Ankara Bü-
yükelcisi Mark Parris, Müste-
şar Loğoğlu'nu ziyaret etti. Par-
ris'in görüşmede son gelişmele-
re değinerek "Bu olay Türld-
ye'nin iç işktir. Ancak gelişmele-
ri biz de yakından iznyoruz" de-
diğı öğrenıldi.
Soruşturmadan alınacak bil-
gılere göre, Iran'a karşı ahnacak
tavnn belirlenmesine yönelik
çalışmalar da sürüyor. Dışişieri
Bakanı tsmail Cem, önceki gün
Başbakan Bülent Ece\it ile yap-
tığı görüşmenın ardından koalis-
yonun diğer ortaklan Devlet
Bahçeli ve Mesut Yılmaz'la da
bir araya geldi.
dayanak gösterildi.
Güldal Mumcu, "Çeldnoza-
man" istemine Ağar'm olum-
suz yanıt vermesi üzerine "Bi-
ri çeker, ruğlalar devrflir, siz de
aranda kahrsınız" demişti.
Ağar, cinayetle ilgili gelişme-
ler konusundakı sorulanmıza
da, "Beklemek lazım. Görev-
lerde bulunmuş biri olarak he-
men yorum yapmanuz müna-
sebetsiztikolur" yanıtını verdı.
Eski içişleri bakanlanndan
Nahh Menteşe, "Hizbuflah'm
üzerine neden daha önce 0dü-
medi? Mumcu cinayetryle ilgili
ipuçlan değerlendirilıne-
di mi?" sorusuna şu yaru-
tı verdi:
"Bizim dönemimizde
bir şey yapdmadı diye bir
şey yok_ Bir ipucu geriye
dönük birtakun suçlann
ortaya çıkmasını sağla-
mıştır. MİT ve emoiyetln
bugün eünde çok ryi bir
teknokojik imkân vardır.
Ben her zaman faillerin
yakalanacagını söylüyor-
dum. İnşaDah bütün delfl-
ler değerlendirilerek her
şey aydmhğa kavuşur. Bi-
zim zamanımızda da kod
isimleriyle Di\ arbakır'da,
Batman'da Hizbullah'a
karşı birçok operasyon
düzenlendL
Devletin bir örgütün
üzerine gitmemesi diye
bir şey olabflir mi? Biz de,
Hizbullah'a karşı 'Poy-
raz', 'Yağmur' adlan al-
bnda operasyonlar dü-
zenledik. Istihbarat ör-
gütleri bu gruplan çok ryi
büij ordu. Ben de bakan-
hğun dönemindeMumcu
dnayetinin üzerine giUim.
Bütün faüi meçhul dosya-
lannı iç güvenlik değer-
lendinne grubunda de-
ğerlendirdik. Hatta bir
ara 'failler yakalandı' di-
ye haber geldi, bir basm
toplanüsında açıklaya-
caktım, ama temkmli ol-
dum, sonradan doğru ol-
madtğı anlaşıldL Temkin-
li obnanın yaranm gör-
düm."
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(« doruk.nettr.
BERLJN - Tanımlaması güç duygu-
lar: Şaşkınlık, keder, hayranlık, öfke,
itiraz, kıskançlık, hatta umutsuzluk...
Daha uçaktayken başladı. Hostes
kızcağız okumam için elime bir Alman
dergisi tutuşturdu. Her uçak yolcusu
gibi rasgele sayfalarını çevirirken bir
yazıya takıldım: "Yeni Yoksulluk!"
Hayır Etiyopya'dan, Hindistan'dan
söz etmiyof. Siirt, Eruh, Kurtalan, Şir-
van, Şırnak'tan da değil. Konumuz Al-
manya'daki "yeni yoksulluk".
Derginin deyimiyle "Özel yaşamın
dokunulmazlığı ilkesi uyannca adı re-
daksiyon tarafından değiştihlmiş"
Thomas W. anlatıyor.
-... aynca son hafta sadece birkez
biftek alabildik. HertDİrimize 120gram
biftek. öteki günler genellikle büyük
porsiyonlar halinde makarna ya da pa-
tates ve ucuz sosislerle doyduk. Tele-
vizyon çok eski. Uzaktan kumanda ay-
gıtı artık çahşmıyor, ama yeni bir tele-
vizyon dûşünmemiz mümkün değil.
Her gün duş yapmaktan zaten çöf<tan~
Sindirim Molası Vermeden...
kursunun başlamasını bekliyorum.
Belki ondan sonra bir iş bulma olasılı-
ğım doğacak. Bu antika 486 bilgisa-
yardan kurtulmam, ancak ondan son-
ra mümkün. O da belki..."
Yazı, Almanya'daki yeni yoksullann
yasamından başka ömekler, başka ke-
sitler sunarak sürüp gidiyor.
Dergiyi kapattım. Zaten uçak da ini-
şe geçti. Az sonra Beriin.
•••
Bu ülkede on iki uzun yıl yaşadım.
Sanayi toplumundan sanayı ötesi top-
luma evrildiği yıllann dolaysız tanıgı-
yım. Uzun yıllar iktidarda kalan sosyal
demokratlann, refahı toplumun bütün
katmanlanna iyi kötü yaydığı olanakla-
nnı hem gördüm, hem kendim de ya-
rarlandım. Batı Avrupa'nın bu lokomo-
tif ülkesinin zenginliği benim için neye-
ni, ne şaşırtıa.
Amagene~r3&
Haftada sıcak suyla sadece iki kez
duş yapan Thomas W. ve eski Siirt'in
mahallelerinden birinde, sefil bir apart-
manın tek bir odasında 23 kişilik aile-
siyle sığışan Kürt Hayrullah T.
Sindirim zorluğunu hep Ecevit ya-
şayacak değil ya. Ben de işte bunu
sindiremiyorum.
Neredeyse, o tanımadığım Thomas
W'ye öfkelenip, "Ulan gâvur, yaşadığın
ülkenin, elindeki olanaklann kıymetini
bil. Siirt'te Hayrullah T'nin yerinde ol-
san ne halt ederdin" gibisinden aptal-
ca sorular yönelteceğim.
•••
Akşam başlayıp gecenin ileri saatle-
rine kadar süren yemekte, sindirim zor-
luklanm iyiden iyiye azdı. Bir de Chian-
ti şarabı sindirime yararlıdır derler. Hiç
de değil. Neredeyse bir şişeyi tek ba-
şıma götürdüm, bana mısın demedi.
Nasıl desinT
tanbuTdâl^ısa bir gün geçirip, bu T<ez^ Tiazırianması.
vazgeçtik. Michaella, kanm, haftadal- Gene de Siirt toprağını dolanıp, !s- Konumuz: loplurnlann 21. yuzyua
kl gün ve sıcak suyu boşa akıtmadan
duş yapmasını küçük oğlana da öğret-
^t.. Yaz tatilini, bisikletle Nordsee (Ku-
zey Denizi) kıyısına gidip çadırda uyku
tulumlanmızla yatarak yapmayı karar-
laştırdık... Şu anda İş Bulma Kuru-
mu'nun sağladığı parasız bilgisayar
de tam tersi yöne, Batı'ya uçup Alman
topraktanna intnceo ytpranmtş deytiTK
le "bir kültür şoku"nöan kendimi kur-
taramadım.
Almanya'nın yoksullan ve Siirt'in
yoksullan!..
Iktidardaki Alman sosyal demokrat-
lan hedefterini pek yalın özettemişter:
"Okula giden her çocuğun sırt çan-
tasınabirpersonelkompüteri!" ryimi?
Sırt çantası dediklerine göre şu dizüs-
tü bilgisayar diye adlandınlan o paha-
lı.taşınabiliraygıtlarladonatacaklar Al-
man veletlerini.
Almanlan kıskanmaya vakit kalma-
dı. Kuzeyden Isveç'ten yeni gelmiş bir
radyo gazetecisi lokmalan daha da bo-
ğazıma dizdi.
Sosyal demokrasinin çok yıllık kale-
si ve sosyal refah devletin sınırlanna u-
laşmış 9 mityonluk Isveç, ekonomisi-
ni, yeni binyılın gereklerine uydurmak
için pek çok alandakı sosyal kazanım-
lan acımasızca budarken bir alanda
hiçbir kısrtlamaya gitmedi: Eğitim har-
camalannda...
Okul çocuklannın bikjisayada dona-
nımlan tamamlandı. İki yıl önce okul
çağı öncesi çocuklann gittiği çocukyu-
valarının bilgisayarla donatılmasına
başlandı ve bu aylarda o da bitti.
Isveç şimdi "Kuzeyin silikon vadisi"
diye anılıyor ve bir sanayici, ulaştlan
noktayı anlatıyor:
- Bu devlet benden kazancımın yüz-
de 62'sini vergi olarak alıyor. Ama bu-
-nu bana feztasıyla geri ödüyor Ihtiya-
~cım olan tşgûcûne sağladığı mûkem-
^nel eğitim ile...'
•••
Bundan böyte, Siirt'e yolum düşer-
se, en az bir iki aylık "sindirim molası"
vermeden Batı Avrupa'ya gitmeyece-
ğim. Olan güzelim Chianti şarabına
oluyor...
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Kuşku...
Her kesımde 'devlete karşı' bir güvensizlik var...
Başbakan Bülent Ecevit, İçişleri Bakanı Sadet-
tin Tantan'ın açıklarnalanna karşın şöyle deniliyor
"Uğur Mumcu cinayeti gerçekten çözülecek mi?'
Bize ulaşan bilgiler kimi zaman 'umut verici' olsa
bile ister istemez soruyo r u z :
"Peki, tüm bunlarysdiyıldır
biHndiği ^Ide Mum-
cu cinayeti neden çözülemedi?"
Uğur Mumcu, otomobiline en son 21-22 Ocak
1993 Perşembe ve Cuma günleri bindi. Cüneyt Ar-
cayürek'le aynı gün uçakla Istanbul'a geldi. llhan
Selçuk, Özgen Acar, Cüneyt Arcayürek, Uğur
Mumcu ve ben saat 18.30'a dek gazetede toplantı
yaptık. Uğur Mumcu ve Cüneyt Arcayürek, akşam
uçağıyla Ankara'ya döndü...
21 Ocak 1993 günü •gûnceme1
şu notu düsmüşüm...
"Geniş koltukta Uğur ve llhan Ağabey oturuyor-
lar. Uğur oldukça tedirgin. Uğur, toplantı boyunca
vişne çürüğü balıkçı yeleğinin düğmeleriyle oynadı.
Bir ara llhan Ağabey'e şöyle dedi:
- llhan Ağabey, eninde sonunda ikimizi de &dü-
recekleri..
Bir anda sessizlik oldu...
Cüneyt Ağabey ve Özgen'le bakıştık..."
Yedi yıldır kendi kendime sonjyorum: "Uğur, niçin
böyle konuşmuştu? llhan Selçuk'la birlikte öldürü-
leceği yolunda tehdıtler mı alıyordu? Yoksa Türki-
ye'nin gelecek yıllardaki puslu günlerini önceden
mi sezinlemişti?"
•••
Uğur Mumcu 22 Ocak Cuma günü evindeydi. Te-
lefonla Ankara Bürosu'ndan Mehmet Açıktanı ara-
dı ve şöyle dedi:
"Mehmet, pazar günü bir arkadaş ziyaretine gi-
deceğiz. Çıçek yaptınp eve gönderir misin?.."
22 Ocak 1993 Cuma akşamı Uğur Mumcu, eşi
Güldal, çocukları Özgür ve Özge'yle Boğaz So-
kak'taki Villa Piza'ya gittiler; saat 22.00-22.30 sula-
nnda evlerine dönerlerken ilginç bir şey oldu... Çün-
kü, otomobil yokuş yukan çıkarken direksiyon çeki-
yordu... Mumcu, lastiklerin patladığını sandı, araç-
tan inip baktı...
23 Ocak Cumartesi günü evden çıkmadı Uğur
Mumcu...
24 Ocak Pazar günü, oğlu özgür saat 11.00 sıra-
lannda konsere gitmek için dışanya çıkarken Uğur
Mumcu seslendi:
"özgür, otomobilin lastiklerine tekme at; bak ha-
valan inmiş mi?.."
özgür, otomobilin yanına gitti. Lastiklere tekme
atıp eve döndü:
"Saba, lastiklerinikdeğil..."
24 Ocak Pazar, saat 13.00...
Evden, önce Uğur Mumcu çıktı. Eşi Güldal'la Ibn-
i Sina Hastanesi'nde yatan Prof. Dr. Kazım Türker'i
ziyarete gidecekti. Uğur, otomobiline yanaşmıştı ki
patlama oldu.
Güldal Mumcu'yla dün konuşurken aynen şöyle
diyordu:
"Ben üç kez patlama sesi duydum. Bombanın
uzaktan kumandalı olduğunu sanıyorum. Çünkü
patlama, Uğur otomobile binmeden oldu..."
Uğur Mumcu, otomobiline binmeden bomba pat-
lı yor...
Bomba, Güldal Mumcu'nun söylediği gibi büyük
olasılıkla uzaktan kumandalı...
Mehmet Açıktan da bunu doğruluyor:
"Ben UğurAğabey'i Cebecı Morgu 'nda gördüm.
Belden aşağısı yoktu, bir kolu da kopuktu. Yüzün-
de darp izı bile görünmûyordu. Yanaklanndan ok-
şayıp öptüm..."
•••
Şimdi üzerinde durulması gereken nokta şudur:
Güldal Mumcu'ya, dönemin Ankara DGM Savcı-
sı Ülkü Coşkun neler söylüyordu:
"Üstüme gelmeyin Güldal Hanım. Bu işi devlet
yapmıştr. Siyasi iktidar isterse bu işi çözer..."
Yedi yıldan beri yineleyip durduğumuz sorulardan
biri ise şu:
"Cinayetin tetikçilerinin arkasındaki güç odaklan
içeride ve dışanda kimlerdi?.."
Uğur, otomobilini Tunus Büyükelçiliği'ne 20 met-
re uzaklıkta park etmişti...
Elçilik polis koruması altında değil miydi?..
Tetikçiler, 20 metre ötede polis olduğunu bile bile
bomba koyabilirier mi?..
Yedi yıl önceAnkara DGM Başsavcısı Nusret De-
miral'ın sözlerini anımsıyoruz:
"O/ay harici menşeliyse aydınlatmak çok zor. A-
ma dahili ise çözeriz..."
Bu ne demek oluyordu?..
Türkiye, yabancı ajanlann, teröristlerin 'yolgeçen
hanı' gibi kullandıklan bir ülke!
Sadık Avundukluoğlu'nun başkanlığını yaptığı
TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Arâştırma Kc-
misyonu'nun hazıriadığı yüzlerce sayfalık raporun
TBMM Genel Kurulu'na getirilmesini kimler engel-
lediler?..
O raporda, Hizbullah'ı devlet içinde kimlerin des-
teklediklerini görürsünüz...
Peki, tüm bu olup bitenler karşısında Güldal Mum-
cu ne diyor.
"Türkiye önemli bir dönemeçten geçiyor. Uğur
Mumcu ve diğer faili meçhul cınayetlerin çözülme-
si, siyasal iktidann bu konularda ne kadar sağlam
duracağına bağlıdır..."
Eğer Türkiye bir hukuk devleti olduğunu kanıtla-
mak istiyorsa 'Hizbullah' adlı yasadışı dinci terör ör-
gütüne destek verenleri, onlarta işbirliği yapanlan da
'tek tek' ortaya çıkarrnalıdır...
Güldal Mumcu'nun söylediği gibi Türkiye bir dö-
nemeçten geçiyor...
Devlet bu güvenliği yurttaşına vermek zorunda
değil mi?..
hikmetcetinkayafa cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
inegöl
Müdüre de gözdağı
BURSAASEGÖL Eğitim Müdürü Ek-
(Cumhuriyet)- Tür-
banlı ögretmen Gûzin
Onın'u resmi bir top-
laatıdan çıkardıgı ge-
rekçesiyle imam-ha-
tip lisesi soa smrf öğ-
rencisi N. Ş'nin tüfek-
le yaraladıgı İnegöl
Milli Eğitim Müdûr
Yardımcısı Erol Le-
wnt'in tedavisi sörü-
mn Şimşek'in de ola-
yın ardından ölümle
tehdit edildiği ortaya
çıktt. Sakhnyı gerçck*-
leşören N.Ş. tutufctan--
yor. tnegöl Öçe
Ekrem Şimşek'in
ögretmen olan ağabe-
yinin de Artvin'de ge-
rici bir saldın sonucu
öldürüldüğü öğrenil-
di