21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güzel serbest • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Hasan Celal Güzel, dün tutuklu bulunduğu Ayaş Cezaevi'nden tahliye edildı. Güzel, YDP Genel Merkezı'nde BBP Genel Başkanı Muhsın Yazıcıoğlu, LDP Genel Başkanı Besim Tibuk ve partililerin katıhmıyla basın toplantısı düzenledi. Yaşar Öz'ün uyuşturucu davası • tstanbul Haber Servisi -'Çete oluşturarak yurtdışına eroin ihraç etmek' suçundan çarptınldığı 7 yıl 6 ay ağır hapıs cezası Yargıtay tarafından bozulan 'Susurluk davası' sanıklanndan Yaşar Öz'ün yeniden yargılanmasına Istanbul 4 No'lu DGM'de devam edildi. Mahkeme heyeti, Istanbul 6 No'lu DGM'de göriilen "Susurluk davası"nda sanık Yaşar Öz hakkında verilen mütalaanın istenmesuıe karar vererek duruşmayı erteledi. Cüppeli Ahmet Hoca'ya tarihi eser baskmı • Istanbul Haber Servisi - 'Cüppeli Ahmet Hoca' olarak bilinen ve 17 Ağustos depremi ile ilgili sözleri nedeniyle Istanbul DGM'de yargılanan Ahmet Ünlü'nün evinde yapılan aramada, çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. Mali Şube ekipleri tarafından yapılan baskında tarihi eser niteliği taşıyan çok sayıda kılıç ve vazoya el konuldu. Tankuş'un yargılanması • tstanbul Haber Servisi - Eski îstanbul Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş'un Beyoğlu Ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne atanmasından sonra yaptığı açıklamalarda Istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ve Emniyet Müdür Yardımcısı Ercüment Özbeyli'ye hakaret ettıği gerekçesiyle yargılanmasına Fatih 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Tutuksuz sanık Tankuş, suçlamalan reddetti. Gazetecilerin adliyeye girmesine ve duruşmayı izlemesine izın verümedı. Erdahn iadesi • BRÜKSEL(AA)- Belçika'da tutuklu bulunan DHKP-C üyesi ve Sabancı suikastı faillerinden Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesine ilişkin son adli oturum, bugün Gent Mahkemesi'nde yapüacak. Açtklama • tstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfi Başkanı ve CHP PM —üyesi Ercan Karakaş^ — hükümetın lastik-iş kolunda sürmekte olan grevi ertelemesini, "Çok Geç Olmadan" adlı tiyatro oyununun sâhneden kaldınlmasını ve OHAL bölgesinde Yeni gvreaaeL Roja gibi _ gazeteleıiny yasakl; ıy 111 m m ı p' anrnasınrkmadı^ Karakaş, açıklamasında, ^Mıukukun üstünlüğüae. eksiksiz bir demokrasiye ve ifade özgürlüğüne getirilen yasaklamalann Türkiye'ye yakışmadıgmı ifade etti. îki yıl önce de şeriat yanlısı örgüt kurmak suçundan gözaltına alınmıştı Tarı'ya 6 kurye' iddiasıAHMET KURT tZMtT - Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayıyla ilgili ola- rak gözaltına alınan Arif Ta- n'nın 2 yıl önce de şeriat yan- hsı örgüt kurmak, silahlı eği- tim yapma iddiasıyla 12 kişıy- le birlikte gözaltına alındığı, ancak Kocaeli Milletvekili olan REFAHYOL döneminin Ada- let Bakanı Şevket Kazanın dö- neminde serbest bırakıldığı öne sürüldü. Temmuz 1998 tarihınde Iz- mit'e bağlı Servetiye köyünde- ki operasyonda Hizbullah üye- si olmakla suçlanan Tan, şim- di Mumcu cinayetinde kurye olduğu iddiasıyla sorgulanıyor. Kocaeli II Jandarma Komu- tanlığı'nca 2 yıl önce büyük gızlilik içinde yürütülen ve 6 gün devam eden operasyon so- nucunda "Hizbullah terör ör- gütü üyesi oMuklan, örgüte mi- litan yetiştirdikleri'1 öne sürülen 12 kişi savcıhğa sevk edildi. Mahkemeye çıkanlan sanıklar- dan Arif Tan, Hizbullah'a üye olmaktan Adil Tan, Haül Bu- hıt, trfan Ülgün, "yasadışı örgü- te yatakhk yapmak ve ruhsatsız silah bulundurmaktan", Ab- dûlkadirTan(34) ise "sanıkla- ra silah sağiamak. silah bulun- durmaktan" tutuklanarak ce- zaevine konuldu. Diğeryedi sa- nık da serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlar arasında adı açıklanmayan, ancak ordu- dan atıldığı öğrenilen bir astsu- bayın da olduğu öğrenildı.Yu- vacık beldesine bağlı Servetiye köyü mevkıinde düzenlenen bu operasyon sırasında çok sayıda silah, mühimmat ve eğitim malzemesiyle şenatçı yayın ele geçirildi. Kampta aynca silah- lı eğitim yapıldığını gösteren bulgular, fotoğraflar ve bayrak- lar da bulundu. 12 Temmuz 1998 'de bu ope- rasyonla ilgili olarak jandarma tarafından yapılan kısa açıkla- mada, bölgede Tan'ya ait ara- zinin 1990 yıhndan ben Has- bahçe Eğitim Kampı adıyla kullanıldığı, Hizbullah tlim, AKKABE ve Menzil grubu üyelennin burada toplanıp eği- tim çalışması yaptıİdan açüc- landı. Satuklar kısa bir süre yattık- tan sonra tahliye edildiler. Karargâh Arif Tan'nın bulunduğu ve şeriatçılann kamp yeri olarak kullandıklan ev, Yuvacık bel- desmın Servetiye köyü sırtla- nnda bulunuyor. Tan'nuı ka- rargâh olarak kullandığı evde ve çevresinde her şey var. Bir havuz, tamirhane,jeneratör, yi- yecek, içecek, giyim ve çok miktarda eşya bulunuyor. Arif Tan'nın burada 88 yaşındaki annesi Emine Tan ve ablası Meryem Tan da yaşıyor. Her ikisi de Arif Tan'dan şikâyetçi. Anne Emine Tan, daha öncele- ri oğlunun yanına öğrenci diye tanımladığı kışilerin geldikle- rini ve burada silah eğitimi gör- düklerini söyledi. Mumcu suikastıyla ilgili gö- zaltına alınan Tan'nın Koca- eli'ndeki çiftliğine jandarma- nın önceki gün operasyon dü- zenlemediği belirtildi. Bazı ga- zetelerdeki fotoğraflann da ikı yıl önceki operasyona ait oldu- ğu öne sürüldü. Tan'nın evine baskın yapıldığına ilişkin ha- ber üzerine Kocaeli II Jandar- ma Komutanlığı'nı arayan ga- zetecilere önceki gün bölgeye herhangı bir operasyon yapıl- madığı söylendi. Yetkililer, 1998 yılı Temmuz ayında söz konusu bölgeye operasyon ya- pıldığını ve aralannda Tan'nın da bulunduğu 12 kişinın gözal- tına alındığını belirttiler. Eski içişleri bakanlan, Mumcu cinayeti için kendilerinin de çaba harcadığını söylediler 'Isimler erken açddanmıştı' ANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun öldürİUmesiyle il- gili olarak son gelişmeleri de- ğerlendiren eski Içışlen bakan- lan, kendi dönemlerinde de ci- nayetin aydınlatılması için ça- ba gösterdiklerini söylediler. Eski bakanlardan İsmet Sezgin. "1993 yılı Şubaü'nda falan ba- zı ipuçlan vanh, isimlcr deşifre edDdi, medya erken yayımladı. tzlerini vitirtriler'' değerlendir- mesinı yaptı. Içışlen Bakanı Sadettin Tan- tan'ın ''yeni bir ekip kurdukla- • Eski içişleri bakanlan kendi dönemlerinde de Hizbulllah terör örgütüne karşı operasyonlar düzenlendiğini söylediler. Ismet Sezgin, 1993'te isimler erken deşifre edilince teröristlerin izlerini kaybettirdiğini SÖyledİ. MehmetAğar tsmet Sezgin NahH Menteşe nnı" vurgulaması ve cinayetle diği yorumlannın yaygınlaş- cu'nun "Karşımızda bir duvar ilgili önemlı ipuçlanna ulaşıl- masınayol açtı. Eski Içişlen ba- var" yakınması üzenne söyle- ması, geçmiş dönemlerde ola- kanlanndan Mehmet Ağar'ın, diği "Bir tugla çeksenk duvar yın üzerine yeterince gidilme- Mumcu'nun eşi GüMal Mum- yılahr" sözlen bu yorumlara iran Büyükelcisi Dısisleri Bakanlığı na geldi. ABD, gelişmeleri yakından izliyor Tahran'dan Ankara'ya üç mektup • îran Dışişteri Bakani" rîarrazi, meslektaşı Cem'e gönderdiği mektupta, tüm iddialann ortak güvenlik komitelerinde ele alınmasını önerdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu suikastında İran Gizlı Servisi (SAVAMA) ajanlannın etkin olarak yer aldıklanna yö- nelik bılgiler, Ankara'daki diplo- matik trafiği haraketlendirdi. Dışişieri Bakanlığı'na gelen Iran'ın Türkiye Büyükelcisi Muhammed Hüseyin Levasani, biri iran Cumhurbaşkanı Mu- hammed Hatemi'den olmak üzere üç mektup getirdi. Dışişieri Bakanlığı Sözcü Yar- dımcısı Sermet Atacanh. dün düzenlediği basm toplantısında, soruşturma kapsamında tçişleri Bakanlığı'ndan henüz resmi bır bilginin gelmediğıni belırtirken "Dışişleri Bakanlığı olarak geliş- meleri dikkatle izliyonız. Yetktti makamlardan gelecek belge ve bilgi bağlamında ne gerekirseya- pıhr" dedı. Atacanlf nın basm toplantısının ardından Iran'm Türkiye Büyükelcisi Levasani, bakanlığa gelerek Müsteşar Fa- Dtşişleri BakanhğTru ziyaret eden İran Büyükelcisi Levasani, ülkesmin duyduğu rahatsızhğı Uetti. ruk Loğoğlu ile bir araya geidi. Yaklaşık 1.5 saat süren görüş- menin ardındangazetecilerin so- rulannı yanıtlayan Levasani, "Kendi inisiyatifryle, nezaket zi- yaretindebulunmak" için geldi- ğini belirtti. Levasani'nin, Loğoğlu'na üç mektup getirdiği öğrenildı. Bu mektuplardan birisinin, tran Cumhurbaşkam Hatemi'nin 10. Cumhurbaşkanı Sezer'e önceki gün yazdığı ve tebriklerini ılet- tiği mektup olduğu kaydedildi. tran Dışişieri Bakanı Kemal Harrazi, meslektaşı Ismail Cem'e gönderdiği mektupta son günlerde gazetelerde yer alan haberlerden duyduklan rahatsız- lıklan iletti. Iran Dışişieri Baka- nı Birinci Yardımcısmm da, Lo- ğoğlu'na Müsteşarhk görevine başlaması nedeniyle kutlama mesajı getirdiği belirtildi. Diplomatik kaynaklar, Leva- sani-Loğoğlu görüşmesinde son gelişmelerin de ele alındığını, ancak bu aşamada aynntıya gı- rilmediğini kaydettiler. Iran Büyükelçisi'mn hemen ardından ABD'nin Ankara Bü- yükelcisi Mark Parris, Müste- şar Loğoğlu'nu ziyaret etti. Par- ris'in görüşmede son gelişmele- re değinerek "Bu olay Türld- ye'nin iç işktir. Ancak gelişmele- ri biz de yakından iznyoruz" de- diğı öğrenıldi. Soruşturmadan alınacak bil- gılere göre, Iran'a karşı ahnacak tavnn belirlenmesine yönelik çalışmalar da sürüyor. Dışişieri Bakanı tsmail Cem, önceki gün Başbakan Bülent Ece\it ile yap- tığı görüşmenın ardından koalis- yonun diğer ortaklan Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'la da bir araya geldi. dayanak gösterildi. Güldal Mumcu, "Çeldnoza- man" istemine Ağar'm olum- suz yanıt vermesi üzerine "Bi- ri çeker, ruğlalar devrflir, siz de aranda kahrsınız" demişti. Ağar, cinayetle ilgili gelişme- ler konusundakı sorulanmıza da, "Beklemek lazım. Görev- lerde bulunmuş biri olarak he- men yorum yapmanuz müna- sebetsiztikolur" yanıtını verdı. Eski içişleri bakanlanndan Nahh Menteşe, "Hizbuflah'm üzerine neden daha önce 0dü- medi? Mumcu cinayetryle ilgili ipuçlan değerlendirilıne- di mi?" sorusuna şu yaru- tı verdi: "Bizim dönemimizde bir şey yapdmadı diye bir şey yok_ Bir ipucu geriye dönük birtakun suçlann ortaya çıkmasını sağla- mıştır. MİT ve emoiyetln bugün eünde çok ryi bir teknokojik imkân vardır. Ben her zaman faillerin yakalanacagını söylüyor- dum. İnşaDah bütün delfl- ler değerlendirilerek her şey aydmhğa kavuşur. Bi- zim zamanımızda da kod isimleriyle Di\ arbakır'da, Batman'da Hizbullah'a karşı birçok operasyon düzenlendL Devletin bir örgütün üzerine gitmemesi diye bir şey olabflir mi? Biz de, Hizbullah'a karşı 'Poy- raz', 'Yağmur' adlan al- bnda operasyonlar dü- zenledik. Istihbarat ör- gütleri bu gruplan çok ryi büij ordu. Ben de bakan- hğun dönemindeMumcu dnayetinin üzerine giUim. Bütün faüi meçhul dosya- lannı iç güvenlik değer- lendinne grubunda de- ğerlendirdik. Hatta bir ara 'failler yakalandı' di- ye haber geldi, bir basm toplanüsında açıklaya- caktım, ama temkmli ol- dum, sonradan doğru ol- madtğı anlaşıldL Temkin- li obnanın yaranm gör- düm." IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(« doruk.nettr. BERLJN - Tanımlaması güç duygu- lar: Şaşkınlık, keder, hayranlık, öfke, itiraz, kıskançlık, hatta umutsuzluk... Daha uçaktayken başladı. Hostes kızcağız okumam için elime bir Alman dergisi tutuşturdu. Her uçak yolcusu gibi rasgele sayfalarını çevirirken bir yazıya takıldım: "Yeni Yoksulluk!" Hayır Etiyopya'dan, Hindistan'dan söz etmiyof. Siirt, Eruh, Kurtalan, Şir- van, Şırnak'tan da değil. Konumuz Al- manya'daki "yeni yoksulluk". Derginin deyimiyle "Özel yaşamın dokunulmazlığı ilkesi uyannca adı re- daksiyon tarafından değiştihlmiş" Thomas W. anlatıyor. -... aynca son hafta sadece birkez biftek alabildik. HertDİrimize 120gram biftek. öteki günler genellikle büyük porsiyonlar halinde makarna ya da pa- tates ve ucuz sosislerle doyduk. Tele- vizyon çok eski. Uzaktan kumanda ay- gıtı artık çahşmıyor, ama yeni bir tele- vizyon dûşünmemiz mümkün değil. Her gün duş yapmaktan zaten çöf<tan~ Sindirim Molası Vermeden... kursunun başlamasını bekliyorum. Belki ondan sonra bir iş bulma olasılı- ğım doğacak. Bu antika 486 bilgisa- yardan kurtulmam, ancak ondan son- ra mümkün. O da belki..." Yazı, Almanya'daki yeni yoksullann yasamından başka ömekler, başka ke- sitler sunarak sürüp gidiyor. Dergiyi kapattım. Zaten uçak da ini- şe geçti. Az sonra Beriin. ••• Bu ülkede on iki uzun yıl yaşadım. Sanayi toplumundan sanayı ötesi top- luma evrildiği yıllann dolaysız tanıgı- yım. Uzun yıllar iktidarda kalan sosyal demokratlann, refahı toplumun bütün katmanlanna iyi kötü yaydığı olanakla- nnı hem gördüm, hem kendim de ya- rarlandım. Batı Avrupa'nın bu lokomo- tif ülkesinin zenginliği benim için neye- ni, ne şaşırtıa. Amagene~r3& Haftada sıcak suyla sadece iki kez duş yapan Thomas W. ve eski Siirt'in mahallelerinden birinde, sefil bir apart- manın tek bir odasında 23 kişilik aile- siyle sığışan Kürt Hayrullah T. Sindirim zorluğunu hep Ecevit ya- şayacak değil ya. Ben de işte bunu sindiremiyorum. Neredeyse, o tanımadığım Thomas W'ye öfkelenip, "Ulan gâvur, yaşadığın ülkenin, elindeki olanaklann kıymetini bil. Siirt'te Hayrullah T'nin yerinde ol- san ne halt ederdin" gibisinden aptal- ca sorular yönelteceğim. ••• Akşam başlayıp gecenin ileri saatle- rine kadar süren yemekte, sindirim zor- luklanm iyiden iyiye azdı. Bir de Chian- ti şarabı sindirime yararlıdır derler. Hiç de değil. Neredeyse bir şişeyi tek ba- şıma götürdüm, bana mısın demedi. Nasıl desinT tanbuTdâl^ısa bir gün geçirip, bu T<ez^ Tiazırianması. vazgeçtik. Michaella, kanm, haftadal- Gene de Siirt toprağını dolanıp, !s- Konumuz: loplurnlann 21. yuzyua kl gün ve sıcak suyu boşa akıtmadan duş yapmasını küçük oğlana da öğret- ^t.. Yaz tatilini, bisikletle Nordsee (Ku- zey Denizi) kıyısına gidip çadırda uyku tulumlanmızla yatarak yapmayı karar- laştırdık... Şu anda İş Bulma Kuru- mu'nun sağladığı parasız bilgisayar de tam tersi yöne, Batı'ya uçup Alman topraktanna intnceo ytpranmtş deytiTK le "bir kültür şoku"nöan kendimi kur- taramadım. Almanya'nın yoksullan ve Siirt'in yoksullan!.. Iktidardaki Alman sosyal demokrat- lan hedefterini pek yalın özettemişter: "Okula giden her çocuğun sırt çan- tasınabirpersonelkompüteri!" ryimi? Sırt çantası dediklerine göre şu dizüs- tü bilgisayar diye adlandınlan o paha- lı.taşınabiliraygıtlarladonatacaklar Al- man veletlerini. Almanlan kıskanmaya vakit kalma- dı. Kuzeyden Isveç'ten yeni gelmiş bir radyo gazetecisi lokmalan daha da bo- ğazıma dizdi. Sosyal demokrasinin çok yıllık kale- si ve sosyal refah devletin sınırlanna u- laşmış 9 mityonluk Isveç, ekonomisi- ni, yeni binyılın gereklerine uydurmak için pek çok alandakı sosyal kazanım- lan acımasızca budarken bir alanda hiçbir kısrtlamaya gitmedi: Eğitim har- camalannda... Okul çocuklannın bikjisayada dona- nımlan tamamlandı. İki yıl önce okul çağı öncesi çocuklann gittiği çocukyu- valarının bilgisayarla donatılmasına başlandı ve bu aylarda o da bitti. Isveç şimdi "Kuzeyin silikon vadisi" diye anılıyor ve bir sanayici, ulaştlan noktayı anlatıyor: - Bu devlet benden kazancımın yüz- de 62'sini vergi olarak alıyor. Ama bu- -nu bana feztasıyla geri ödüyor Ihtiya- ~cım olan tşgûcûne sağladığı mûkem- ^nel eğitim ile...' ••• Bundan böyte, Siirt'e yolum düşer- se, en az bir iki aylık "sindirim molası" vermeden Batı Avrupa'ya gitmeyece- ğim. Olan güzelim Chianti şarabına oluyor... POLTltKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Kuşku... Her kesımde 'devlete karşı' bir güvensizlik var... Başbakan Bülent Ecevit, İçişleri Bakanı Sadet- tin Tantan'ın açıklarnalanna karşın şöyle deniliyor "Uğur Mumcu cinayeti gerçekten çözülecek mi?' Bize ulaşan bilgiler kimi zaman 'umut verici' olsa bile ister istemez soruyo r u z : "Peki, tüm bunlarysdiyıldır biHndiği ^Ide Mum- cu cinayeti neden çözülemedi?" Uğur Mumcu, otomobiline en son 21-22 Ocak 1993 Perşembe ve Cuma günleri bindi. Cüneyt Ar- cayürek'le aynı gün uçakla Istanbul'a geldi. llhan Selçuk, Özgen Acar, Cüneyt Arcayürek, Uğur Mumcu ve ben saat 18.30'a dek gazetede toplantı yaptık. Uğur Mumcu ve Cüneyt Arcayürek, akşam uçağıyla Ankara'ya döndü... 21 Ocak 1993 günü •gûnceme1 şu notu düsmüşüm... "Geniş koltukta Uğur ve llhan Ağabey oturuyor- lar. Uğur oldukça tedirgin. Uğur, toplantı boyunca vişne çürüğü balıkçı yeleğinin düğmeleriyle oynadı. Bir ara llhan Ağabey'e şöyle dedi: - llhan Ağabey, eninde sonunda ikimizi de &dü- recekleri.. Bir anda sessizlik oldu... Cüneyt Ağabey ve Özgen'le bakıştık..." Yedi yıldır kendi kendime sonjyorum: "Uğur, niçin böyle konuşmuştu? llhan Selçuk'la birlikte öldürü- leceği yolunda tehdıtler mı alıyordu? Yoksa Türki- ye'nin gelecek yıllardaki puslu günlerini önceden mi sezinlemişti?" ••• Uğur Mumcu 22 Ocak Cuma günü evindeydi. Te- lefonla Ankara Bürosu'ndan Mehmet Açıktanı ara- dı ve şöyle dedi: "Mehmet, pazar günü bir arkadaş ziyaretine gi- deceğiz. Çıçek yaptınp eve gönderir misin?.." 22 Ocak 1993 Cuma akşamı Uğur Mumcu, eşi Güldal, çocukları Özgür ve Özge'yle Boğaz So- kak'taki Villa Piza'ya gittiler; saat 22.00-22.30 sula- nnda evlerine dönerlerken ilginç bir şey oldu... Çün- kü, otomobil yokuş yukan çıkarken direksiyon çeki- yordu... Mumcu, lastiklerin patladığını sandı, araç- tan inip baktı... 23 Ocak Cumartesi günü evden çıkmadı Uğur Mumcu... 24 Ocak Pazar günü, oğlu özgür saat 11.00 sıra- lannda konsere gitmek için dışanya çıkarken Uğur Mumcu seslendi: "özgür, otomobilin lastiklerine tekme at; bak ha- valan inmiş mi?.." özgür, otomobilin yanına gitti. Lastiklere tekme atıp eve döndü: "Saba, lastiklerinikdeğil..." 24 Ocak Pazar, saat 13.00... Evden, önce Uğur Mumcu çıktı. Eşi Güldal'la Ibn- i Sina Hastanesi'nde yatan Prof. Dr. Kazım Türker'i ziyarete gidecekti. Uğur, otomobiline yanaşmıştı ki patlama oldu. Güldal Mumcu'yla dün konuşurken aynen şöyle diyordu: "Ben üç kez patlama sesi duydum. Bombanın uzaktan kumandalı olduğunu sanıyorum. Çünkü patlama, Uğur otomobile binmeden oldu..." Uğur Mumcu, otomobiline binmeden bomba pat- lı yor... Bomba, Güldal Mumcu'nun söylediği gibi büyük olasılıkla uzaktan kumandalı... Mehmet Açıktan da bunu doğruluyor: "Ben UğurAğabey'i Cebecı Morgu 'nda gördüm. Belden aşağısı yoktu, bir kolu da kopuktu. Yüzün- de darp izı bile görünmûyordu. Yanaklanndan ok- şayıp öptüm..." ••• Şimdi üzerinde durulması gereken nokta şudur: Güldal Mumcu'ya, dönemin Ankara DGM Savcı- sı Ülkü Coşkun neler söylüyordu: "Üstüme gelmeyin Güldal Hanım. Bu işi devlet yapmıştr. Siyasi iktidar isterse bu işi çözer..." Yedi yıldan beri yineleyip durduğumuz sorulardan biri ise şu: "Cinayetin tetikçilerinin arkasındaki güç odaklan içeride ve dışanda kimlerdi?.." Uğur, otomobilini Tunus Büyükelçiliği'ne 20 met- re uzaklıkta park etmişti... Elçilik polis koruması altında değil miydi?.. Tetikçiler, 20 metre ötede polis olduğunu bile bile bomba koyabilirier mi?.. Yedi yıl önceAnkara DGM Başsavcısı Nusret De- miral'ın sözlerini anımsıyoruz: "O/ay harici menşeliyse aydınlatmak çok zor. A- ma dahili ise çözeriz..." Bu ne demek oluyordu?.. Türkiye, yabancı ajanlann, teröristlerin 'yolgeçen hanı' gibi kullandıklan bir ülke! Sadık Avundukluoğlu'nun başkanlığını yaptığı TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Arâştırma Kc- misyonu'nun hazıriadığı yüzlerce sayfalık raporun TBMM Genel Kurulu'na getirilmesini kimler engel- lediler?.. O raporda, Hizbullah'ı devlet içinde kimlerin des- teklediklerini görürsünüz... Peki, tüm bu olup bitenler karşısında Güldal Mum- cu ne diyor. "Türkiye önemli bir dönemeçten geçiyor. Uğur Mumcu ve diğer faili meçhul cınayetlerin çözülme- si, siyasal iktidann bu konularda ne kadar sağlam duracağına bağlıdır..." Eğer Türkiye bir hukuk devleti olduğunu kanıtla- mak istiyorsa 'Hizbullah' adlı yasadışı dinci terör ör- gütüne destek verenleri, onlarta işbirliği yapanlan da 'tek tek' ortaya çıkarrnalıdır... Güldal Mumcu'nun söylediği gibi Türkiye bir dö- nemeçten geçiyor... Devlet bu güvenliği yurttaşına vermek zorunda değil mi?.. hikmetcetinkayafa cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 inegöl Müdüre de gözdağı BURSAASEGÖL Eğitim Müdürü Ek- (Cumhuriyet)- Tür- banlı ögretmen Gûzin Onın'u resmi bir top- laatıdan çıkardıgı ge- rekçesiyle imam-ha- tip lisesi soa smrf öğ- rencisi N. Ş'nin tüfek- le yaraladıgı İnegöl Milli Eğitim Müdûr Yardımcısı Erol Le- wnt'in tedavisi sörü- mn Şimşek'in de ola- yın ardından ölümle tehdit edildiği ortaya çıktt. Sakhnyı gerçck*- leşören N.Ş. tutufctan-- yor. tnegöl Öçe Ekrem Şimşek'in ögretmen olan ağabe- yinin de Artvin'de ge- rici bir saldın sonucu öldürüldüğü öğrenil- di
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle