Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 MAY1S 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ÎÜ'deki 'Astronomi Günleri'nde hurafelerden kurtulmak için halka gökyüzü tanıtılıyor
Univershede Ay'a yolcuhık• Astronom Prof. Dr.
Dursun Koçer, okullarda
astronomi dersi okutulmadığı
için toplumun astronomiye
yabancı olduğunu ve bunun
sonucunda felaket senaryolan
yazanlann safsatalanna kolay
inandığını söylüyor.
YUSUFZtYAAY
tstanbul Üniversitesı'nde (tÜ) baş-
layan halka açık "Astronomi Günle-
ri", uzayın büyüleyici görüntülerine
teleskopla tanıklık edebileceğiniz
görsel bir şölen sunuyor. IÜ Fen Fa-
kültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Dursun
Koçer, okullarda astronomi dersi oku-
tulmaması nedeniyle Türk toplumu-
nun astronomiye yabancı olduğunu,
bunun sonucunda felaket senaryolan
yazanlann safsatalanna kolay inandı-
ğını söyledı.
ÎÜ Astronomi ve Uzay Bilimleri
Bölümü öğrencilerinin oluşturduğu
Amatör Astronomlar Kulübü'nün dü-
zenlediği "Astronomi Gûnleri" de-
vam ediyor. 12 Mayıs'ta sona erecek
etkinlikler kapsamında halkın anla-
yabileceği bilgilerin verildiği astro-
nomi seminerleri düzenleniyor.
Halka açık etkinlikler kapsamında
ÎÜ Beyazıt Kampusu'ndaki gözleme-
vinde bulunan teleskoplarla gündûz
Gûneş'i, gece de Ay ve gezegenleri
gözleme şansını yakalayıp uzaym
görkemli görüntülerine tanıklık ede-
biliyorsunuz.
Etkinlikler, öğleyin saat 12.00'de
12 Mayıs'a kadar devam edecek Astronomi GünkrTnde teleskoplarla gündüz Güneş, gece de Ay gözkmknebiliyor.
başlayıp, uzay gözlemin yapabilece-
ğiniz gece saat 22.30'a dek sürüyor.
Halka astronomiyi tanıtıp sevdırme-
yi amaçlayan etkınliğin bu yıl 5'inci-
si düzenlenirken etkinliğe halkın gös-
terdiği ilginin ilk yıla göre arttığı göz-
lenıyor.
Prof. Dr. Dursun Koçer, söyledik-
leri gibi gezegenlerin 5 Mayıs'ta oluş-
turduğu dizilirtıin dünyada hiçbir fe-
lakete neden olmadığını vurgulaya-
rak dünyaya en yakın olması nede-
niyle çekim etkisı olan tek gök cismı
olan Ây'la birlikte bu dizilimin aynl-
dığını kaydetti.
Gezegen diziliminin felaketlere ne-
den olacağı söylentilerine toplumun
inandınldığını, geçen yıl meydana ge-
len Güneş tutulmasından bir hafta
sonra deprem olmasının, toplumun
yanıtı gökyüzünde aramasına neden
olduğunu söyledi.
Toplumun ilgisinın gökyüzüne yö-
nelmesinin, gökyüzündeki görkemli
olaylar yerine, yeryüzündeki felaket-
lerden kaynaklandığını anlatan Ko-
çer, "Tûrkiye'de astrnomi yeterince
bflinıniyor. Astronomiye ilgi ve bilgüe-
ri otsa insanlar bilime daha çokinana-
caklar, fakılara, safsatalara inanma-
yacaklar. Halkın gökyüzünü bflmeme-
si ve hurafelere inanmasu 1974 yıhna
kadar liselerde okutulan astronomi
dersinin kaldıntanasmdan kaynakla-
nıyor" dedi.
Aynı yıl liselerden jeoloji dersinin
de kaldınldığını vurgulayan Koçer,
"Insanlarunız Ozerinde yaşadıklan
gezegeni de bflmh orlar. Fen programı
içindefizik,ldmyavebiyolojidersi var.
Bu üç temel biKmin en ryi Uboratuva-
n olan yeryüzü ve gökyûzunû öğretmi-
vorsunuz, bflgOer soyut kabyor. Bu, çö-
zülmesi gereken büyûk bir probtem"
dıye konuştu. Dünyanın her yerinde
ilkokuldan başlayarak öğrencilere
yerbilim ve gökbilimin uygulamalı
olarak öğretildiğini vurgulayan Ko-
çer, oralarda yetisen çocuklann bu ne-
denle yeryüzü ve gökyüzü hakkında
temel fikirleri olduğunu, insanlann
astronomik olaylann, deprem gibı fe-
laketlerin nedeni olacağına aklın ge-
reği olarak inanmadıklannı belirtti.
ABD'deki okullarda astronominin,
fen derslerini sevdirmek için bir araç
olarak kullanıldığını kaydeden Prof.
Dr. Dursun Koçer, "Bu konuda Ame-
rikan astronomi kuruluşlan okuüar-
la işbûüği içinde khaplar, görsel mal-
zemeler hazuiıyor. Bizim bunlarm ge-
risinde kalmamız çok yanhş" dedi.
Astronominin, özellikle ilkokul ço-
cuklan için düşüncelerinin sınırlannı
zorlayan bir bilim dalı olduğunu ve ço-
cuklann daha genış düşünmesını sağ-
ladığını anlatan Koçer, astronomi bil-
gısinin, temel bilim formasyonu olarak
her meslekteki insanın başanlı olma-
sına yardım ettiğıni vurguladı.
\A ĞLIK HABERLERİ
'Gazetecikadar
kaynakda
sorumhi'
-' tstanbul Haber Servisi
- Eğitim ve Sağlık Muha-
birleri Derneği Ikinci
Başkanı Sibel Güneş,
sağlık gazeteciliğinde uz-
manlaşmaya gitmenin
şart olduğunu söyledi.
Güneş, iletişim fakültele-
rinde sağlık haberciliği
dersı konmasının gereklı
olduğunu vurgularken
gazetemiz Genel Yayın
Yönetmenı Orfaan Ermç,
muhabirler kadar sayfa
sekreterlerinin de eğitil-
mesi gerektiğjni söyledi.
Marmara Universitesi
Sağlık Eğitim Fakülte-
si'nde dün gerçekleştiri-
len "SağtıkGazetecüiğive
Medya" konulu panelde,
sağlık haberciliği tarnşıl-
dı. tstanbul'da ESAM'a
üye halen 20 tane sağlık
muhabiri bulunduğunu
anımsatan Sibel Güneş,
uzmanlaşmanın şart ol-
duğunu söyledi.
Güneş, "Ohunsuz bir
şey ohınca daha önce size
bütünkanaflannıacıktu-
tan insanlan yanınızda
göremiyorsunuz. Helrim-
lerin bepsi kendi yapokla-
nnı doğru buluyor. Bize
haberkaynağı olaninsan-
lar ne kadar doğru söylü-
yor. Yapılan hatab haber-
lerde gazeteci kadar kay-
nak da sorumhi" diye ko-
nuştu.
Dünyada kullanıma en
açık mesleğin gazetecilik
olduğunu vurgulayan Or-
han Erinç ise öğrencile-
re, okuduklan haberlerin
hangi tür gazetelerde çık-
tığına dikkat etmelerini
istedi. Erinç, gazetelerde
yer alan sağlık haberleri-
nin çeşitli ajanslardan ve
dergilerden çevrildiğini
de söyledi. Orhan Erinç,
şöyle devam etti:
"Sağhk haberleri polis-
adhyeden sonra en çok
önem verilen haber türü-
dür. Zaman zaman kanıt-
lanmamış ya da hikâye
edflmiş haberler de çıkı-
yor. Muhabirler kadar
haberi sayfaya koyan, baş-
hğı atan ldşfler de eğram-
den geçirUmeti. Çûnkü
haberin ceremesini sağtık
muhabiri çekryor."
Muhabirimiz Saadet
Uslu da "Basmda Sağhk
Haberteri" ıçenklı tezi
konusunda bilgi verdi.
'İTİM-SEN'DEN TEPKİ
'Norm kadro eğitim
kalitesinidüşürür'
tstanbul Haber Servisi
- Eğitim-Sen îstanbul şu-
beleri, Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın norm kadro
uygulamasına tepki gös-
tererek uygulamanın eği-
tim-öğretimde kaliteyi ve
venmi düşüreceğini, ça-
lışanlar arasında huzur-
suzluk yaratıp çalışma
banşını bozacağım öne
sürdü.
Eğitim-Sen tstanbul
şubelerinden yapılan ya-
zılı açıklamada, Milli
Eğitim Sûrası ve devletin
yeniden yapılandınlması
polîtikalanna uyûmluha-
le getirilen norm kadro
uygulamasına karşı du-
yarlı olunması çağnsı ya-
^ıldı.Uygulamayla kent
merkezlerindeki dona-
nımlı okullara taşrada gö-
rev yapmış öğretmenlerin
atanmasının zorlaştığı
vurgulanan açıklamada,
mahrum bölgelerdekı öğ-
retmenlere haksızhk ya-
pıldığı savunuldu.
Açıklamada, norm
kadro uygulamasıyla öz-
lük haklan ve çalışma ko-
şullan önceden saptanmış
öğretmenlere, atanmayı is-
tediklen bölgelerde kadro
ohnaması gerekçe göste-
rilerek "Atanırsanız sizi
ücretsiz izne ayınyorum,
çahşjrsanız böyle çahşnT
denildiği ıleri sürüldü.
Açıklamada, uygula-
mayla dersleri boş geçen
birden fazla okulda JJÖ-
revlendirilen ögretmenle-
rmyol giderlerinin karsı-
lanıp karşılanmayacağına
açıklık getirilmediği be-
Iîrtildi. AçıHamada, yb-
netmelikte müdür yar-
dımcılıklanna esas ola-
cak ölçütlenn nesnellık
ve bilimsellikten uzak ol-
duğu da iddia edildi.
21 yaşındaki genç, kaçarak evlenen kız kardeşinin kocasını bıçakladı
Töre içîn eııiştesini öldürdüŞANLIURFA (Cumhuriyet) -
Şanlıurfa'da töre cinayetlerine
yenileri eklendi. Ahmet Aslan
(21), kız kardeşinin kaçarak ev-
lendığı eniştesı Mehmet Kıbç'ı
bıçaklayarak öldürdü. Eyyübi-
ye Mahallesi'nde ise Tumbul
kardeşler, 14 yaşındaki kız kar-
deşleri A.T. ıle ılışkiye girdiği
öne sürülen Fahat Kaymaz'ı öl-
dürdüler. Kanalete atılan A.T.
ise güçlükle kurtuldu.
Önceki gece iş çıkışı evine git-
mekte olan Mehmet Kılıç (26),
Hızmalı Mahallesi Yavuz So-
kak'ta kayınbiraderi Ahmet As-
lan'ın bıçaklı saldınsına uğradı.
Kılıç çeşitli yerlerinden aldığı
darbeler sonucuolay yerinde ya-
şamını yıtırdı. Olaydan kısa bir
süre sonra yakalanan Ahmet As-
lan, "cinayeti toplumun baskısı
nedeniyle işlediğini'" söyledi.
Aslan sorgusunda, banşmak
için kız kardeşlenne karşılık Kı-
lıç ailesinden bir kız istedikleri-
ni, ancak olumlu yanıt alama-
yınca Mehmet Kılıç'ı gördüğü
yerde öldürmeye karar verdiği-
ni anlattı Cinayeti işlemek için
1 hafta öncesinden Bıçakçı Pa-
zan'ndan bıçak aldığını anlatan
Aslan şöyle konuştu:" Yapoğun
olaydan çok pişmanım. Fakat
benim kadar toplumun da suçu
var. Üniversite sınav lanna haar-
lanmakta>dım. Kız kardeşim ev-
den kaçnğından beri ders çahşa-
maz okium. Daima başun yerde
gezivordum. Bana, 'Bak herifın
bacısı kaçmış, o hâlâ hiçbir şey
yapmadan duruyor' diyorlanh.
C Y D D ' d e n 'Havat Yenideil' &*»*** Türldye ve Pepsi Cola Tûrkiye,V * A * U ucıı uaynı ±f m u t ı ı Ç a ğ d a ş Y a ş a m ı D t g t e | d H | | e
j^^^ ( Ç Y
.
DD) fle birtikte, İzmit-Sarnneşe'de Çağdaş Yaşam PepsiCo. Üköğretiın Okulu'nu eğirime açü.
tzmit Arslanbeyii'de deprem önceande Sanmeşe İBcöğrethn Okulu adı ile eğitim veren ve 17
Ağustosdeprenûndeağırhasargörenokul,prefabrike olarakyenkkninşaedildi PepsiCo. Vak-
fi fle ÇYDD'nin deprem felaketi sonrasmda ortaklaşa başlatdğı "Hayat Yeniden" projesi kap-
sammda yapıian okııl, 220 ö^rendye eğitim verecek. 8 derstikten ohışan Çağdaş Yaşam I^psi-
Co.ÜköğreamOkulu'nunaçılışmaDevk^BaJiamHasanGemkiÇYDDYönetimlûı^
kaoı Prof. Dr. Türkan Sayian, Pepsi Cola Tûrkiye Genel Mûdürü Albert Manzone, oyuncu
Mehmet AH Alabora kabkh. Alman- Tûrk Vakfi (DTŞ) da depremde aielermi yttiren çocuk-
lark^birldınsesizkryuTduy^ptınyor.YurdunteıneB'GölcükSar^
Dekan Gürbüz, 'Aydınlanma Seminerleri'nde konuştu
6
Fransa yeni düzen arayışmda9
tstanbul Haber Servisi-Ye-
ditepe Universitesi Hukuk Fa-
^kffltesi Dekanı Prof. Dr Yaşar
Gûrbüz "Dünyajandarmahğı-
na soyunan Amerika, tek ku-
tuphı dünyanın dengesini bo-
zacak bir devletin gelişmesine
izin vermeyecektir" dedi.
îstanbul Universitesi ve
Türk Gençliğine Hizmet Vak-
fı işbirliğıyle düzenlenen "Ay-
dmlanma Seminerleri"nde ko-
nuşan Prof. Dr. Gürbüz, öğren-
cilere "uluslararası örgütfcr"
konusunda bilgi vererek ken-
disine yöneltilen sorulan ya-
nıtladı.
Birleşmiş Milletler'de (BM)
^alışmış olan Gürbüz, BM'nin
organizasyon yapısını anlath-
ğı seminerde uluslararası ör-
gütlenn, savaşa meydan ver-
meden devletlerin çıkarlannı
korumak amacıyla kurulduğu-
nu ifade etti. Gürbüz, bir öğ-
rencinin sorusu üzerine,
"Fransa, uluslararası arenada
Amerika'ya karşı tezkrürete-
bflen ve kûlrürel üremni fazla
olan bir ülkedir. Örneğin tüm
dünyada rağbet gören sosyal
devletin çökmesi tezkrine kar-
şı çıknuşür. Fransa yeni dünya
düzeni içinde, kendi fikirierine
göre yeni bir düzen arayışm-
dadır" diye konuştu.
Dayanamazhale geldhn. Bu ola-
yı topluman baskısı yüzünden
yaptûn.Benaraktörefcrindeğis-
mesini istiyonun."
lfadesıne başvunılan Müslüm
Kılıç'ın eşı tslim Kıhç, aılelen-
nin evlenmelerine izin verme-
mesi üzerine 5 ay önce kaçarak
evlendiklerini söyledi. Ailesi ile
banşmak istediklerini, ancak
bunu başaramadıklannı anlatan
Islim Kılıç, kocasını öldüren
ağabeyi Ahmet Aslan'dan da şi-
kâyetçi oldu.
Kutlama mesajları
'Cumhuriyet'i
okumamak
eksikliktir'
tstanbul Haber Servisi - "Topto-
mun vicdanı düşünen, be>ni çahşan
kalemi Cumhunyet'in hiç dunna-
ması" gerektığı vurgulandı. Srvıl
toplum örgütü temsılcileri, siyaset-
çiler ve yurttaşlanmızın gönderdi-
gi mesajlan özetle şöyle:
DSP îstanbul Milletvekili Rıd-
van Budak: Cumhuriyet'in 76. ku-
ruluş yıldönümünü tüm çalışanlan-
nızla beraber kutluyorum.
Tûrkiye Devrimci Banka ve Si-
gorta Işçileri Sendikası Genel Baş-
kanı Erdoğan Türan: 1958-1960
yıllannda Cumhuriyet gazetesıni
okumak, okuduktan sonra ise im-
ha etmenin yollannı arayan dönem-
lerden sonra bugünün şartlannda
Cumhuriyet gazetesıni okumamak
büyük eksikliktir bır insan için, bu
duygularla yayın hayatınızın son-
suza dek sürmesi dileğdyle.
Dilek LTgûrav: Varlığjyla bizlen
Cumhuriyet'in bilim, kültür ve de-
ğerlennin de varlığına ve yasanla-
cağtna gûvendiren, her gûn oku-
makla gurur duyduğum ve ülkemiz-
de basının yozlaşmasına karşı onur-
lu anıt gibı gördüğüm Cumhuriyet
gazetesinin 76. yüı kutlu olsun. Bu
onurlu ve seçkin gazete daha nice
ydlar yaşasın ve gelişsin.
Etbem Tüfekçi: Yeni yıldönümü-
nüzü kutlar, nice 100'lü yıllara gir-
menizi dilerim. Dinozorluk çizgi-
nızin devamını dilerim.
Kutlama mesajlan ise şöyle:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı YaşarOkuyısn. Anadolu Ajan-
sı Yönetım Kurulu Başkanı Meh-
met Gûlen, Ürgüp Belediye Başka-
nı Beldr Odemiş, CHP Bandırma
tlçe Başkanı Ozan Omır. Kadın
Haklanm Koruma Derneği Genel
Başkanı Gönffl Işkr, Yıldız Teknik
Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr.
•ver Adm. Rataşan Atasoy. Şem-
settin Cevlan, Ahmet Mermer, M.
S»dık Astankara, BuketSezer, Cen-
giz Şafak. Cengiz TaşçL Fatma Taş-
çı Veü Deniz. Murat Giirkan Aı>
kan, Göktürk Hoşses. Gürkan De-
mircan, Musa Tufan. Yddmm Er-
kan, Mahmut Götgefi, Sarl Berger
Sahbaz,M.SinanOztan,ŞİMSiBu-
lut Turgut Esmer, Kazım Engin.
Vğurhan Çeiik, KemaJ Ocak.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
İnadına Jacoben
Geçen hafta, bir bardak suda çıkan bir fırtınayı; bi-
raz hüzünle, biraz şaşkınlıkla ve biraz da utançla iz-
ledik. Hilmi Yavuz dostumuzun, başta llhan Selçuk
ustamız olmak üzere, "çizgisini" dürüstlükle savun-
mayı sürdüren, bir dizi yazar ve düşünürü ağır bir bi-
çimde itham etmesi ve çok satan renkli basının ki-
mi yazarlannın, bu "kampanyaya" katılmalan ve bir
türlü sona ermeyen Jacobenizm "suçlamalannın" (!)
yeniden gündeme gelmesı, bu yazıyı yazmamı ve bu
konudaki görüşlerimi, bir kez daha dile getirmemi zo-
runlu kıldı.
Umanm okurianm arasında anımsayan vardır. Ge-
çen dönemde, bu konuda bırkaç yazı yazmıştım.
Hatta, birinin başlığı bile bu yazının başlığı ile aynıy-
dı. Bu yazılanmda, Jacobenizmin ne olduğunu ve
günümüzde kendinı Jacoben olarak tanımlayan bir
insanın, umut ve beklentilennı sergilemıştım. (Bu ara-
da; Oktar Türel'in gönderdığı, "Ben Jacobenim"
başlıklı şiirini de yayımlamıştırn.)
Fakat "birileri", Jacobenizmi hâlâ bir "umacı" gi-
bi görmeye ve göstermeye devam ediyor. Kendini
"//beraT olarak tanımlayanlann bu yaklaşımlannı an-
lamam mümkün. Hatta "dönek solculann" bu yak-
laşım içinde olmalannı da anlayabıliriz. Fakat kendi-
ni "solcu" olarak tanımlayan ve bunda samimi olan
kımilerinin, bu düşünceleri paylaşmalannı anlamsız
ve hatta gülünç buluyorum.
Jacobenizmi böyle mahkûm etmek isteyenler Ja-
cobenizm denildiği zaman, hemen "devrim" sonra-
sındaki "terört/" ve "giyotini" anımsıyorlar. Anatol
France'ın "Tannlar Susamışlardı" dedıği dönemın,
kanlı sayfalan akıllanna geliyor. Ama o "Tannlan",
Japn yapan şeyin ne olduğu bir türlü akıllanna gel-
miyor.
Bir Robespierre'i düşünün. Konvansıyon Mecli-
si'ni etkisi altına almış ve her sözü yasa olan Robes-
pierre'i. Tüm kaynakîar ve olanaklar elinde olması-
na karşın, evinde kahvesıne koyacak bır kaşık şe-
keri yoktu, ayakkabısının altı deliktı ve aynı dönem-
de; devrimin öncülüğünü yapmış olan kımi "dönek-
ler", devirdikleri soylulann yaşamlanna öykünüyor ve
hatta bu soytulann el konulan konaklannda, soylu-
lann "soysuz" yaşamlannı sürdürüyoıiardı.
Fakat devnm sonrasındaki Jacobenler ne denli
erdemli ve onurlu olurlarsa olsunlar; günümüzün Ja-
coben'i, elbette çok farklı bir çızgi içinde olacak, el-
bette çok farklı bir savaşım sürdürecektır. Suttan 2.
Mehmet'ten (Fatih) söz edildığı zaman; kımsenin
aklına kardeşlerini boğduran bir padişah gelmez, Is-
tanbul'u zapteden padişah gelır. Fakat Jacobenler-
den söz edildiği zaman, akla hemen "kan" geliyor...
• • •
Fransız Devrimi sonrasmda esen rüzgâriar "libe-
ral" ağırtıklıydı. Fakat devrimin yıkıntı ve yokluklan
içinde liberalizm, ancak ufak bir "azınlığm" sorunla-
nna çare olabiliyordu. (Her zaman olduğu gibi). Li-
beraller insanın "akılcı" (rasyonel) ve "faydacı" (utu-
litanst) doğasına güveniyor ve "eğer devlet özgür-
lükleri korursa " tek tek bireyler kendılen ıçın en "doğ-
ru" olanı yapar ve "kalkınırlar"; tek tek bireyler kal-
kınınca da, toplum kalkınmış olur diye düşünüyor-
lardı. (Hâlâ öyle düşünüyoriar...)
Eski bir Jacoben tarikatı manastınnda toplandık-
lan için "Jacoben" olarak isimlendırilen bir başka
grup siyasetçi ve "öncü", liberallerin bu anlayışına
karşı çıkıyorlardı. "Yaşadığımız toplumda müthiş bir
eşitsizlik, müthiş bırdengesizlik var"^diyorlardı. "Eğer
devlet sadece özgürlüklen korumaya çabalarsa, as-
lında toplumdakı bu eşitsizliği de korumuş olur. Dev-
letin ilk görevi, insanlann özgür olabileceğı bir top-
lumsal düzen kurmak ve daha sonra özgürlüklen
korumaktır." Fransa'da terör, işte böyle bir düzenin
oluşturulması umuduyla yaşama geçinldı ve sonu,
tam bir "hüsran" oldu.
Bu "hayal kınklığjnın" nedenlerini, bu yazı çerçe-
vesinde tartışamayız. Fakat "tarihsel" ve "toplum-
sal" nedenler, elbette burada da "belirleyici" olacak-
tır. Fakat sonu ne olursa olsun ve ne kadar kanlı bir
dönemi anımsatırsa anımsatsın; Jacobenizm, Karl
Manc'ı da derin bir biçimde etkıleyecek, Paris'e ge-
len Marx kendini "Jacoben" olarak tanımlayacaktır.
Engels'le tanışıp Ingiliz işçi sınıfının durumunu öğ-
renene ve "Manifesto" ile kendi teorisini açıklayana
kadar...
Günümüz Jacoben'i, bu "tarihselmiras\ yaşadı-
ğı çağın koşullanna göre uyarlayan insandır. İnsanın
insanı sömürmediği; azınlık ya da çoğunluk "tahak-
kûmüne" dönüşmemiş bir demokrasinın, tüm ku-
rum ve kurallanyla ışlediğı; başkalanna zorla kabul
ettirmeye çalışmamak koşuluyla her türlü ınanç ve
düşüncenin sınırsız bir biçimde özgür olduğu; in-
sanca bir düzenin savaşımı içinde olan insandır.
Günümüzün, Türkiye'de yaşayan Jacoben'i; üç
kuruşluk çıkan uğruna, toplumu ortaçağ karanlığına
sürüklemek isteyenlere de, kendi çıkariannı toplum
çıkarlannın üstünde gören ve bu uğurda her şeyi gö-
ze alan sömürgenlere de karşı çıkacak ve onlarla "ay-
nı silahı" kullanacaktır. Eğer "birileri" demokrasiyi,
demokrasiyle bağdaşması mümkün olmayan birta-
kım amaçlar doğrultusunda istismar etmek istiyor-
sa, günümüzün Jacoben'i, bu oyunu da bozmaya
çalışacaktır (Hem de bu konudaki tüm suçlamalan
göze alarak).
Kimi düşünceler insana onur verdiği gibi insanlı-
ğın yolunu aydınlatır. Ne mutlu bu onura sahıp olan-
lara ve bu aydınlığı algılayabılenlere.
O halde "İnadına Jacoben..."
Türkiye-İran sınırı
Kaçak giriş yapan
9 Afganlı öldürüldü
\\ırt Haberleri Servisi
- Türkıye-tran sınınnda,
sınır ihlali yaparak Tür-
kiye'ye kaçak yolla geç-
mek ısteyen 153 Afgan-
hdan, güvenük güçleri-
nin açtığı ateş sonucu ilk
belirlemelere göre doku-
zu öldü, beşi yaralandı.
Bitlis'te de yurda kaçak
yollarla guiş yapan 40
Iraklı ve altı Afganistan-
h yakalandı.
jVğn'nm Dogubeyazıt
üçesindeki sınır kesimin-
de Iran tarannda bınken
"Afganistan'daki TaSban
rejiminden kaçan ve
tran'da bir şebeke tara-
findan 700 dolar karşıb-
ğuıda Türkiye'ye yasadt-
şı yoDardan sokulmak is-
tenen" 153 Afganlı dün
gece Türkiye'ye geçış
yapmak ıstedı. Sınırdaki
güvenlik güçlerinın
"dur" ihtarlanna uyma-
yan Afganhlara ateş açü-
dı. Ateş sonucu, ilk belır-
lemelere göre dokuz Af-
ganlı öldü, beşı yaralan-
dı. Yaralanan beş kişinuı
kimliklen şöyle: tshak
Rızai (23), Mahmut Eş-
ref (40), Muhammet Bi-
lal (20), Ahmet Akbarni
(26), Mehmet Ali Fazlu
(321.
Yetkililer yaralılann,
Iğdır Devlet Hastane-
si'ne kaldınldıklannı
bildirdıler. Açılan ateş
sonucu yaşamını yitiren
dokuz Afganünm üzer-
lerinde kimlik bulunma-
dığı belirtıldı.