Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALtSİRMEN
Fransa'da Bröton Şoku
Tuhaftır şu insanoğlu her lafı kaldırmaz. Ben
merkezci dersin kızar da her şeyi ülkesiyle kı-
yaslamaya aldırmaz.
Hepimiz Neyzen Tevfik'in, yakası açılmadık
dizelerinin biraz değiştirilerek dile getirildiği bu
gerçeğe az çok uyanz.
1962 yılında Hamburg'un Elbe kıyısındaki
lüks mahallesi Blankenesi'yi, Bebek'e benzet-
miştim. 26 yıl sonra, canım San Fransisco'nun
cumbalı ahşap evleri bende Adalar'ı çağnştır-
mıştı.
Gazeteler ve ekranlarda Fransa ile ilgili haber-
leri izlerken de aynı duyguya kapıldım ve elim-
de olmadan Türkiye ile doğru ya da yanlış pa-
ralellikler kurdum.
Geçen hafta Galatasaray, Antalyaspor ile Tür-
kiye Kupası finalini Diyarbakır'da oynarken fut-
bol ile bir kentin nasıl hareketlendirildiğini, doğ-
ru ya da yanlış, umutlandınldığını gösteriyordu.
Aynı anlarda Fransa'nın Calais kentinin amatör
takımı, 7 Mayıs Pazar günü, birinci ligdeki ün-
lü Nantes ile finali oynamaya hazırfanıyordu.
Amatör Calais Fransa'da olay olmuştu; hat-
ta kulübün başkanı Jean Marc Pisseseau, her
ne kadar tepkileri gülünç bulduğunu söylese de
kamuoyu Calais'nin zaferini "yoksullann para-
nın gücünden intikamı" olarak niteliyordu.
Bizim, direksiyon azrailleri Bağdat Caddesi
katilleriyle uğraştığımız sırada Fransa da aynı
hız delileriyle meşguldü.
• • •
Bütün bu olayların yanı sıra benim en çok
dikkatimi çeken, Brötanya'daki olaylar oldu.
Calais-Nantes finalinin oynandığı 7 Mayıs Pa-
zar günü, 19 Nisan'da Cıuevert'de bir McDo-
nalds mağazasına yapılan bombalı saldın so-
nucu 1 kişinin öldügü olayla ilgili olarak 5 Brö-
ton militan gözaltına alınıyordu.
19 Nisan olayı ve ardından gelen gözaltılan,
Fransa'nın yeni bir Bröton şoku yaşamasına
neden oldu.
Gerçi Bröton sorunu Fransa için yeni değil.
Bask ve de özellikle Korsika sorunlanyla uzun
yıllar haşır neşir olmuş bulunan Avrupa'nın si-
yasi ve idari açıdan en merkeziyetçi ülkesi Fran-
sa'da Brötonlann bağımsızlığından başlayıp
bölgesel özerkliğe, kimi konularda, daha fazla
yerel inisiyatife kadar varan geniş bir yelpaze
üzerinde çeşitli noktalarda konuşlanmış Bröton
militanlan da uzun süredir biliyor Fransız halkı.
Hatta Bröton militanlar arasında, Bask ba-
ğımsızlıkçı militanlan ETA ile terör eylemlerinde
işbirliği yaptıklan, geçen yıl çalınan patlayıcı
madde olaylanna kanştıklan için hapiste olan-
lar da var.
Bröton kamuoyu onlan, terorist veya terör ey-
lemine kanşmış kjmseler olarak değıl de "siya-
si tutuklu veya hükümlü " olarak görmekte, ba-
nşçı kanat bile bunlann salıverilmesi için gös-
teriter yapmaktaydı.
Emgamm (Savaşım) örgütü, bu akımın banş-
çı politik kanadını oluşturmakta.
• • •
Ama Ouevert suikastını düzenleyenler ARB
(Bröton Devrimci Ordusu) mensuplan.
Olay tüm Fransa'da olduğu gibi Brötonlar
arasında da kaygıyla karşılandı. önümüzdeki
günlerde, Fransa ve bölge halkı bu şokun dal-
galannı yaşamayı sürdürecek.
Brötonlann, halkının çoğunluğu aynntısına
kadar bilmese de, kendi yerel dili de var.
Bu dili öğrenmek ve öğretmek yasak değil.
Ancak, Avrupa Parlamentosu'nda kabul edilen
yerel ve bölgesel dillere resmiyet kazandıran
karar metnini, Jospin kabinesi onayladı ama,
Chirac böyle bir metni imzalamanın "Fran-
sa'nın biriiğiaçısından sakıncalı" olduğunu söy-
leyerek geri çevirdi. Anayasa Konseyi de Cum-
hurbaşkanı'nın bu karanna uydu.
Bröton sorunu, nedense Türkiye'de kimsenin
fazla dikkatini çekmedi; tıpkı Avrupa'daki öbür
etnik ve bölgesel sorunlar gibi.
Oysa...
izzettin Doğan
'Diyanet İşleri
yeniden yapılanmalı'
fstanbul Haber Servi-
si - CEM Vakfı Genel
Başkanı Prof. Dr. İzzet-
tin Doğan, siyasi parti
liderlerinin, Diyanet tş-
len Başkanhğı'nı de-
mokratikleştirmeye ya-
naşmadıklannı belirte-
rek Milli Güvenlik Ku-
rulu'nun (MGK) bu ko-
nuda "tavsiye" karan al-
masını istedi.
CEMVakfi'nınbuyıl
2'ncisini düzenlediği
"Anadolu İnançÖnder-
leri Toplanüsı" yann
Atatürk Kültür Merke-
zi'nde başlıyor. Sepetçi
Kasn'nda düzenlenen
basın toplantısında ko-
nuyla ilgili bilgi veren
CEM Vakfı Genel Baş-
kanı İzzettin Doğan,
_toplanödaki amaçlan-
ı AJevilikJleSüBnili-
ıbütünleştirici boyut-
lannı gözler önüne ser-
mek olduğunu söyledı.
Bugüne dek siyasi parti
liderlerinin, Alevi inan-
cını yok saydığını ilen
süren Doğan, bu şekilde
demokrasiye derinlik
kazandınlmasının
mümkün olmadığını,
yanlış politikalann göz-
den geçirilerek demok-
ratik hukuk devletinin
gereklerinin yerine geti-
rilmesi gerektiğini vur-
guladı. Siyasi parti li-
derlerinin, yanlış anla-
şılacaklan endişesiyle
bugûne kadar Diyanet
işleri Başkanlığı'nı de-
mokratikleştirmeye ya-
naşmadtklannı ifade e-
den Doğan, "Siyasetçî-
ler halkm önûnde söyle-
yemedikJerini MGK
önünderahatçasöyleye-
bilmektedirler. MGK
bu konuda da görevüst-
lenmeli,bükûmetten ge-
rekli reformlann yapd-
masını istemehdir" diye
konuştu.
Mevcul uygulamalar
nedemyle Alevilerin ken-
dilerini tegın yurttaşlar
olarak hissettiğini belir-
ten Doğan, Anayasa
Mahkemesi'ne açılabile-
cek kitlesel davalar yo-
luyla da Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın demokra-
tik biryapıya büründürü-
lebileceğuii bildirdi.
FP Genel Başkanı Recai Kutan, siyasette 28 Şubat'm gölgesinin devam ettiğini söyledi
"Hizlmflalı komısunda kafam karısık'
• Hilton Oteli'nde gazetelerin Ankara temsilcileri ve
yazarlanyla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenleyen Fazilet
Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, sorular üzerine genel
başkanlık yanşında karşısına çıkan Abdullah Gül'ün, Necmettin
Erbakan tarafından onaylanmadığım belirtti.
ANKARA (Cumburiyet Bûrosu) -
Fazilet Partisi (FP) Genel Başkanı
Recai Kutan, genel başkanlık
yanşında karşısına çıkan Abdullah
Gül'ün, Necmettin Erbakan
tarafindan onaylanmadığım
belirterek "Erbakan, GüJ'e 'Zamanı
değil' dedl Bize ulaşan sağlanı
bflgüer bu yönde" diye konuştu.
Kutan, sürdürülmekte olan
Hizbullah operasyonu konusunda
kafasının kanşık olduğunu, Uğur
Mumcu cinayetinin
aydınlatılmasından büyük
memnuniyet duyacaklannı söyledi.
Siyasette 28 Şubat gölgesinin
devam ettiğini öne süren Kutan, 10.
Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet
NecdetSezer'inlaiklik
vurgusundaki farklıhğa dikkat çekti.
Kutan dün sabah Hilton Oteli'nde
gazetelenn Ankara temsilcileri ve
yazarlanyla kahvaltılı sohbet
toplantısı düzenledi.
Kutan sorulan yanıtlamadan önce
yaptığı durum değerlendirmesinde,
FP'nin RP kapatıldıktan sonra
kurulduğunu, üzerinde hâlâ
kapatılma gölgesi duran bir partinin
18 Nisan seçimlerinde yüzde 15 qy
almasınuı başan olduğunu söyledi.
Kutan'a yöneltilen sorular ve
yanıtlan şöyle:
- FP'nin kurulus sürednde 28
Şubat'uı olumsuz etküerinin
olduğunu söylediniz. Bu etki devam
ediyormu?
Türkiye tam normalleşmiş değil.
Tabii durum o günlerdeki gibi değil,
ama gölgesi devam ediyor. FP öteki
partiler kadar rahat bir ortamda
siyaset yapamıyor. Bir tedirginlik
var. Hâlâ, kapatılma-kapatılmama
endişesi yaşıyoruz.
- Gül'Ie hangi noktalarda
farkhlaşryorsunuz?
Ben hoşgörüyü elden bırakmayan
bir kişiyim. Bir de sabırlıyım.
Büknt Annç arkadaşımız bana,
'Saym Genel Başkanım, o kadar
sabırnsınız ki sizin sabnnızdan biz
çatiayacağız' diyor. Gül'Ie aramızda
en ufak bir farklıhk yok. Dünya
görüşümüz, temsil ettiğimiz
doğrular aynı. Olsa olsa yönetün
anlayışında farklıhk olabilir.
- Crbakan'la ifişkiniz nasıi danışır
mısuuz?
Türkiye'de en ucuz şey akıldır.
Kime ne danışsanız yarım saat
görüşünü anlatır. Bundan zarar da
gelmez.
Erbakan'a danışınm. Umreden
sonra ziyaret ettim, bayram sonrası
gittim. Son 10 gündür de iki
düğıinde beraber şahitlik ettik. Uzun
uzun da konuştuk. Ben Demirel'e de
danışınm.
Hüseyin Özdinç Ötgen açıMamalannda Mumcu cinayetine ışık tutacak iddialarda bulundu
Sahtepasaporûar Cağaloğlu'nda basıldı
• Ötgen, 30 yıl önce çalıştığı matbaada
sahte îran pasaportlan hazırlandığını ve
"Konsolos Bey" olarak adlandınlan bir
kişiye teslimat yapıldığını öne sürdü.
tPEKYEZDANt
Cağaloğlu'ndaki Ana-
dolu Matbaası'nda sahte
Iran pasaportlan basıldı-
ğı ve "Konsolos Bey"
olarak adlandınlan bir ki-
şiye teslimatlaryapıldığı
belirtildi.
30 yıl önce faaliyet
gösteren Anadolu Mat-
baası'nda çalışan Hüse-
yin Özdinç Ötgen,
1970'Ii yıllarda matba-
ada sahte Iran pasaport-
lan basıldığuıı ve matba-
ada bir adet "mavzer" de
bulunduğunu söyledi.
ötgen, o dönemde pa-
saport kâğıtlannı Aksa-
ray Emniyet Amirliği'ne
götürerek ihbarda bulun-
duğunu, daha sonra mat-
baanın kapısına mühür
vurulduğunu ancak mat-
baa sahibinin serbest do-
laşmaya devam ettiğini
anlattı.
Cağaloğlu Türkocağı
Caddesi Kurt Iş Hanı'nda
bulunan Anadolu Matba-
ası'nda 30 yıl önce çalı-
şan Hüseyin özdinç öt-
gen, matbaada tran Kon-
solosluğu'yla bağlantıh
bir biçimde "sahte Iran
pasaportlan" basıldığına
yönelık Mumcu suikastı-
na da ışık tutabilecek id-
dialarda bulundu.
Ötgen, matbaa sahibi-
nin, kalfasının ve tek ko-
lu takma olan Iranlı bir
kişinin Iran pasaportlan
ve mühürleri hazırlayıp
kullanılır hale getirdikle-
rini öne sürdü.
Pasaporttan
şiirdefteri
Ötgen, sahte pasaport
hazırlanması işlemini
şöyle anlattı: "Benorada
çaltşırken matbaaya sü-
rekli pasaport yaprakla-
n gidip geliyordu. Yap-
raklar oraya getiyor, ora-
da da mühür basılıp di-
ğer işlemler yapıhyor, pa-
saport hazuianıyordu.
Ben o zaman bunun suç
ohıpolmadığını bümiyor-
dum. Bir gün pasaport
yapraklannı bıçakla ke-
sip kendime şiir defteri
yapam. Ertesi gün mat-
baanın sahibi gelip pasa-
port yapraklannın talaş-
lannı görünce 'Eyvah,
konsolos bey ağzımıza
s ' diye telaşlandı. Be-
ni de işten atblar. O za-
man ben yasadışı bir iş ol-
duğundan şüpbelendim
ve tüm bunlan yazıp Fa-
tih Emniyet Amiriiği'ne
gönderdim. Ertesi gün de
pasaport sayfalannın
nüshalanyla Aksaray
Emnivet Amirliği'ne git-
tim.""
Matbaa sahibi
serbest dolaştı
Polise ihbannın ardın-
dan matbaanın basılarak
mühürlendiğini belirten
Ötgen, olayın basma
"sahte para basan kalpa-
zan çetesi" şeklınde yan-
sıdığını ve sahte pasa-
portlardan bahsedilmedi-
ğini vurguladı.
Gazete haberinden kı-
sa bir süre sonra matbaa
sahibinin Cağaloğlu'nda
serbest olarak dolaştığmı
ahlatan ötgen, emniyet
güçlerinin o zamanki so-
ruşturmasınuı nereye ka-
dar gıttıgınin belli olma-
dığını söyledi.
Ç
H a U i t n
Konseyi Üluslararası Çocuk
\ y
Ç y n^an Sözfcşmesi'nin 10. >Tİdönümünde hak-
lan için yürüdü. tstanbul'da çeşitli yurtiarda kalan çocukiar, yürüyüş sırasında elierinde "Eğitim en temel
hakkmo", "Özgüriüğüme saygı gösterin", "Kendimi ifade etmeme izin verin" yazıh pankartiar taşıdılar.
Çocukiar, Taksim Cumhuriyet Anın'na da, kaldıklan yurtlar aduıa birer çclenk bırakbJar. Daha sonra
Atntfirir KfıltfirrıTrrlrrTİ'nrtr. Tnnılr Hilrlin rTnnTni'nnı v^bşaay*şwn tftmnrnıl^ı'hfi Yırrtımmîi \\% Sfc
soy, Çocuk Haklan SözJeşmesi'rrin, Törk çocuklanna da dünya çocukkruun hak ve oianaklannı sağlaoV
ğını belirterek bu olanakûmn çocuklara yansıtdması için çahşmalannın surdüğünü söyledi
Istanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak'ın kullandığı sözler gerginlik yarattı
MHP-FP'de Karakuş tarbşması
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Genel Kuru-
lu'nda gündem dışı söz alan FP
Istanbul Milletvekili Nazh Dı-
cak'ın, UğurMumcu cinayetıy-
le ilgili gelişmelerden söz eder-
ken "Ulkücü kökenli Yusuf Ka-
rakuş kimler tarafindan avlan-
dı?" demesi MHP'lilenn tepki-
sine yol aç_tı. MHP Grup Baş-
kanvekili Omer Izgi, "Mumcu
suikastıyla ülkücülerin ilgisi ol-
duğu izlenimini halka verme
amacını taşıyan bu sözleri şiddet-
le protesto ediyorum' dedı.
FP'li Ilıcak, dün gündem dışı
söz alarak Mumcu cinayetiyle il-
gili bazı değerlendirmeler yap-
tı. Bazı kişilerin fail olarak orta-
ya atılıp teşhir edildiğini, ancak
daha sonra bunlann doğru çık-
madığını vurgulayan Ilıcak, "Ül-
kücü kökenü Yusuf Karakuş'un
ifadeleri çeUşküi Zaten Uğur
Mumcu'yu öldûreni taşeronu
değil, azmettirenleri yakalamak
önemli Şündi yüzlerce kişi ru-
tuklanıyor, endiseüyim. O kadar
çok suçsuz kişi tutuklandı ve teş-
hir edüdikiBaşua 'Islami' sıfa-
b takıp suçladılar. tslami basın,
İslami sennaye diye" görüşleri-
ni dıle getirdı. Ilıcak, "Son ope-
rasyonlarda ülkücü kökenli Yu-
suf Karakuş kimler tarafindan
avlandı? Güneydoğu'da vatan-
daşlar Hizbullah'a 'Hizbulkont-
ra' derler. Getia bunlan tarbşa-
hm" dedi.
MHP Grup Başkanvekili
Ömer Izgü, sataşma gerekçesiy-
le söz alarak "Karakuş zama-
nında ülkücü hareket içinde bu-
lunmuş olabilir. Ülkücü olmak
için ulkücü hareketin içine sız-
mak, sızdınlmak yetmez, ilkele-
ri benimsemek gertkir. Ülkücü
harekette bir avuç o\ için dini si-
yasete alet edenlere yer yoktur.
Karakuş gibi kjşfler ülkücü ha-
reket içinde bannamayıp tez el-
den ayrümıştır. Nazlı Ibcak Şi-
rin, neden Selam'dan, Tevhit'ten
söz etmiyor? Saptmnah konuş-
malaryapıkfa. Mumcu suikasny-
la ülkücü haraketin, milhyetçi
haraketin, MHP'nin asla ilgisi
olamaz" dedi.
Ilıcak ıse tzgi'nin "aşm ahn-
ganhkgösterdiğini'' bildirdi. Ilı-
cak, "Gazetelerde çıkü. Hapis-
hanede gençleri bu şekilde avb-
yorlar. Ulkücü haraketin men-
suplannın 1980 öncesinde kulla-
nıkhğını hepimiz gördük" açık-
lamasını yaptı. Ilıcak'ın bu söz-
leri de bazı MHP milletvekille-
rinin tepkisiyle karşılandı.
Basının
yorumu
komplo
TAHRAN(AA)-lran'da
yayımlanan muhafazakâr
gazeteler, Uğur Mumcu
suikastına Iranlılann ka-
nştığı iddialannı, 'tran'a
karşı komplo' olarak nite-
lediler. Internet'te Ingiliz-
ce yayımlanan ıddialara
Iran gazetelennde ise yer
venlmemesı dikkat çekti.
Muhafazakâr Resalet
gazetesındekı yorumda,
Türkıye siyaset ve basın
çevrelerinde son bırkaç
gün içinde Iran aleyhine
'daha önce benzeri görül-
memiş' bir propaganda ya-
pıldığı ılen sürülerek,
"Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in flk thş ge-
zisini tran'a yapacağı bir
koşulda Türkiye toplumu-
nun zehirtiatmosferi,Iran-
Türkhe ilişkikrini şiddetii
bir şekilde tehdh ediyor"
ifadesi kullanıldı.
Iran'a vönelik suçlama-
lann, 13 Iran vatandaşı Ya-
hudi'nin Israil lehine ca-
susluk yapmaktan yargı-
lanmalanyla bağlantıh ol-
duğunu iddia eden gazete,
sanıklann Şiraz'da yapılan
mahkemede Israil lehine
casusluk yaptıklannı itiraf
etmelennin Israil'ı zordu-
ruma soktuğu ve "Anka-
ra 'daki siyonist lobilerin
Iran aleyhine yalan suçla-
malar ortaya atarak Şiraz
dosyasuu etki altına almak
için harekete geçtikleri''
görüşünü savundu.
Muhafazakâr Cumhuri
islami gazetesi ise, "Tür-
idye-lran iMşkilerini engel-
lemek isteyen gizli eUerin
ifşa edilmesi" başlığıyla
verdıgı haberde, Ahmet
Mercan ve Doğu Perinçek
ile Uğur Mumcu'nun ağa-
beyı ve ablasınm açıkla-
malanna yer verdi.
Reformcu Bahar gaze-
tesi ise, "Türkiye basını-
nın Iran aleyhinesakünsı"
başlığını kullandı.
DYP lideri, Mumcu cinayetinin arkasındaki iradeninyakalanmasını istedi
Çüler: Failimeçhul cinayetkalmamah
DYP lideri Tansu Çiller.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-DYP Genel Başkanı Tan-
suÇffler, gazetemiz yazan Uğur
Mumcu cinayetiyle ilgili açıkla-
malann sevindirici olduğunu
vurgulayarak, "Cinayetin arka-
snıdahangi grupya da siyasiira-
de olursa olsun, mutlaka bu ki-
şiler yakalanarak Türk adaleti-
ne teslim ediImelT dedi.
DYP lideri Çiller, partisinin
grup konuşmasında, Mumcu ci-
nayetiyle ilgili açıklamalann
önemine dikkat çekerken emni-
yet örgütünü kutladı. Çiller,
"Faili meçhul kalmamandır.
TürkmiOetibunu kabuledemez.
Devfetimiz güzel açıhmlar için-
de. Bunun birbirikim olduğu da
gözden kaçmhnamah" diye ko-
nuştu. 1993 yılında 168 faili
meçhulle ilgili 222 kişinin yaka-
landığını, 1994'teyakalananla-
nn sayısının 264'e yükseldığinı
vurgulayan Çiller, sözlenni şöy-
le sürdürdü: "1995'te fafli meç-
hul sayısı 47'ye düşüyor, 94 kişi
yakalamyor. 1996'da faili meç-
hulleıie ilgili vakalananlann sa-
yısı 69, 1997'de 35,1998'te 45,
1999'da 36. Deviet bu meselenin
üzerine gkühnesinde kararh o\-
muştur."
DYP lideri, siyasi gelişmele-
re değinirken "asıl isteklerinin
cumhurbaşkanını halkın seç-
raesi" olduğunu vurgulayarak,
"Türkiye günün birinde mille-
tine güvenecek, halkın seçmesi-
ni içine sindirecektir" dedı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
önceki günkü yazımda, Selam
grubu içinde daha önce yer aldık-
lannı söylediğim ve bu gazeteye ya-
zı yazdıklarını aktardığım Ahmet
Kekeç'ten, yazıh bir açıklama al-
dım. Kanal 7 Dış Haberler Müdürü
Sefer Turan ise telefonla aradı. Her
iki yazarda benim kendilerini Selam
grubu içinde zikretmemden büyük
üzüntü duyduklannı belirtti. Böyle
bir dönemde adlannın bu grup için-
de sayılmasının kendilerini hedef
haline getirebilecek bir sonuç yara-
tacağı düşuncesiyle endişelen'ni ak-
tardılar.
Kekeçve Turan, kendilerinin ya-
zar olduğunu, bu nedenle herhan-
gi bir yerde yazmalannın, o gaze-
te veya çevreyle birlikte olduklan
anlamına gelmeyeceğini de vur-
Bazı İslamcı Yazarlardan Açıklama...
guladılar.
Benim yazım tamamen bilgi ver-
meye yönelikti. Bu yazariann daha
önce Selam gazetesinde yazdıkla-
rını söylerniştim. Onlar hakkında
herhangi bir imada bulunmak gibi
bir niyetim yoktu. Ne Sefer Turan'ın,
ne Ahmet Kekeç'in, nedeMehmet
Emin Kazcı'nın Uğur Mumcu ci-
nayetiyle bir ilgisi olduğunu söyle-
dim. Söylemeyi de düşünmedim.
Ancak İslamcı kesimin Mumcu cj-
nayetinde yeni ortaya çıkan bilgi-
lerden sonra düşünmesi gerektiği
uyansında bulundum. Bu düşünce-
mi hâlâ koruyorum.
Mehmet Emin Kazcı dünkü Akit
gazetesinde, benim bu yazıma öf-
keli ve saldırgan bir üslupla karşılık
vermiş. Ben onun Selam gazete-
sinde yazı yazdığını belirtmiştim.
Bunu kendisi de yazısında açıklıyor.
Bunlan yazmıştım. Aslında Selam'ın
yazıişleri müdürlüğü yaptığını da bi-
liyordum. Yazı bu bilgileri vermeye
yönelikti. Niye bu kadar ceJaJJendi,
anlayamadım.
Yeni Şafak gazetesi yazanAhmet
Kekeç yolladığı yazılı açıklamada,
kendisini tanıdığımı, meslektaşı ola-
rak fıkirlerini bildiğimi belirtiyor ve
serzenişte bulunarak şunları söylü-
yor: "Yaz/nı hem hayrette ve üzün-
tüyle, hem de anlamaya çalışarak
okudum. Benim terör odaklanyla
içli dışlı olduğumu mu söylemeye
çalışıyorsun? 'İslamcı ve ülkücü ke-
simlerie iç içe olan oldukça karma-
şık bu örgüt'ün (Hangi örgütbu) ne-
resinde, hangi departmanında yer
aldım? Kimlerle teşriki mesai kur-
dum? Kimi öldürdüm, kimi cinaye-
te azmettirdim?
~l.Gazeteterei3imlefiyanstyanki-
şHeri setdece 'fsim' olarak tanryo-
ntmrHiçbiriyle ilişkim olmadt. Kai-
dı ki mezkur isimlerin bu olayda
masum olduğuna inananlardanım.
Bu konudaki düşüncelerimi birkaç
gündür Yeni Şafakgazetesindeya-
zıyonım.
2. Selam gazetesinde hiçbir za-
man çalışmadım, kuruluşunda yer
almadım. Çalışabilirdim ve bu be-
nim için Cumhuriyet'te, Akit'te, Ye-
ni Şafak'ta çalışmaktan farklı bir
davranış olmazdı.
3. Hiçbir demeğe, örgüte, parti-
ye, vakfa, cemiyete (Gazeteciler
Cemiyeti de dahildir buna), fraksi-
yona, hizbe, cemaate üye değilim.
Otmayı da aklımdan geçirmedim.
4. Yazı hayatım boyunca, özgür-
fûkteri ve hukuku savunmak dışifF
da fOral Çafışlargibidüşûnenlenn
hukuku da dahildir buna) herhangi
bir dini, etnik, siyasi eyleme kalkış-
madtm, —
5. Hiçbir şahısla, hiçbir şekilde,
hiçbir ekibin içinde yer almadım,
hıcbir angajmana girmedim.
ışbu 'açıklama'y/ sûtununda ay-
nen yayınlayacağını ümit ediyorum.
Selamianmla."