17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2000 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGÜN ALtSİRMEN Fransa'da Bröton Şoku Tuhaftır şu insanoğlu her lafı kaldırmaz. Ben merkezci dersin kızar da her şeyi ülkesiyle kı- yaslamaya aldırmaz. Hepimiz Neyzen Tevfik'in, yakası açılmadık dizelerinin biraz değiştirilerek dile getirildiği bu gerçeğe az çok uyanz. 1962 yılında Hamburg'un Elbe kıyısındaki lüks mahallesi Blankenesi'yi, Bebek'e benzet- miştim. 26 yıl sonra, canım San Fransisco'nun cumbalı ahşap evleri bende Adalar'ı çağnştır- mıştı. Gazeteler ve ekranlarda Fransa ile ilgili haber- leri izlerken de aynı duyguya kapıldım ve elim- de olmadan Türkiye ile doğru ya da yanlış pa- ralellikler kurdum. Geçen hafta Galatasaray, Antalyaspor ile Tür- kiye Kupası finalini Diyarbakır'da oynarken fut- bol ile bir kentin nasıl hareketlendirildiğini, doğ- ru ya da yanlış, umutlandınldığını gösteriyordu. Aynı anlarda Fransa'nın Calais kentinin amatör takımı, 7 Mayıs Pazar günü, birinci ligdeki ün- lü Nantes ile finali oynamaya hazırfanıyordu. Amatör Calais Fransa'da olay olmuştu; hat- ta kulübün başkanı Jean Marc Pisseseau, her ne kadar tepkileri gülünç bulduğunu söylese de kamuoyu Calais'nin zaferini "yoksullann para- nın gücünden intikamı" olarak niteliyordu. Bizim, direksiyon azrailleri Bağdat Caddesi katilleriyle uğraştığımız sırada Fransa da aynı hız delileriyle meşguldü. • • • Bütün bu olayların yanı sıra benim en çok dikkatimi çeken, Brötanya'daki olaylar oldu. Calais-Nantes finalinin oynandığı 7 Mayıs Pa- zar günü, 19 Nisan'da Cıuevert'de bir McDo- nalds mağazasına yapılan bombalı saldın so- nucu 1 kişinin öldügü olayla ilgili olarak 5 Brö- ton militan gözaltına alınıyordu. 19 Nisan olayı ve ardından gelen gözaltılan, Fransa'nın yeni bir Bröton şoku yaşamasına neden oldu. Gerçi Bröton sorunu Fransa için yeni değil. Bask ve de özellikle Korsika sorunlanyla uzun yıllar haşır neşir olmuş bulunan Avrupa'nın si- yasi ve idari açıdan en merkeziyetçi ülkesi Fran- sa'da Brötonlann bağımsızlığından başlayıp bölgesel özerkliğe, kimi konularda, daha fazla yerel inisiyatife kadar varan geniş bir yelpaze üzerinde çeşitli noktalarda konuşlanmış Bröton militanlan da uzun süredir biliyor Fransız halkı. Hatta Bröton militanlar arasında, Bask ba- ğımsızlıkçı militanlan ETA ile terör eylemlerinde işbirliği yaptıklan, geçen yıl çalınan patlayıcı madde olaylanna kanştıklan için hapiste olan- lar da var. Bröton kamuoyu onlan, terorist veya terör ey- lemine kanşmış kjmseler olarak değıl de "siya- si tutuklu veya hükümlü " olarak görmekte, ba- nşçı kanat bile bunlann salıverilmesi için gös- teriter yapmaktaydı. Emgamm (Savaşım) örgütü, bu akımın banş- çı politik kanadını oluşturmakta. • • • Ama Ouevert suikastını düzenleyenler ARB (Bröton Devrimci Ordusu) mensuplan. Olay tüm Fransa'da olduğu gibi Brötonlar arasında da kaygıyla karşılandı. önümüzdeki günlerde, Fransa ve bölge halkı bu şokun dal- galannı yaşamayı sürdürecek. Brötonlann, halkının çoğunluğu aynntısına kadar bilmese de, kendi yerel dili de var. Bu dili öğrenmek ve öğretmek yasak değil. Ancak, Avrupa Parlamentosu'nda kabul edilen yerel ve bölgesel dillere resmiyet kazandıran karar metnini, Jospin kabinesi onayladı ama, Chirac böyle bir metni imzalamanın "Fran- sa'nın biriiğiaçısından sakıncalı" olduğunu söy- leyerek geri çevirdi. Anayasa Konseyi de Cum- hurbaşkanı'nın bu karanna uydu. Bröton sorunu, nedense Türkiye'de kimsenin fazla dikkatini çekmedi; tıpkı Avrupa'daki öbür etnik ve bölgesel sorunlar gibi. Oysa... izzettin Doğan 'Diyanet İşleri yeniden yapılanmalı' fstanbul Haber Servi- si - CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzet- tin Doğan, siyasi parti liderlerinin, Diyanet tş- len Başkanhğı'nı de- mokratikleştirmeye ya- naşmadıklannı belirte- rek Milli Güvenlik Ku- rulu'nun (MGK) bu ko- nuda "tavsiye" karan al- masını istedi. CEMVakfi'nınbuyıl 2'ncisini düzenlediği "Anadolu İnançÖnder- leri Toplanüsı" yann Atatürk Kültür Merke- zi'nde başlıyor. Sepetçi Kasn'nda düzenlenen basın toplantısında ko- nuyla ilgili bilgi veren CEM Vakfı Genel Baş- kanı İzzettin Doğan, _toplanödaki amaçlan- ı AJevilikJleSüBnili- ıbütünleştirici boyut- lannı gözler önüne ser- mek olduğunu söyledı. Bugüne dek siyasi parti liderlerinin, Alevi inan- cını yok saydığını ilen süren Doğan, bu şekilde demokrasiye derinlik kazandınlmasının mümkün olmadığını, yanlış politikalann göz- den geçirilerek demok- ratik hukuk devletinin gereklerinin yerine geti- rilmesi gerektiğini vur- guladı. Siyasi parti li- derlerinin, yanlış anla- şılacaklan endişesiyle bugûne kadar Diyanet işleri Başkanlığı'nı de- mokratikleştirmeye ya- naşmadtklannı ifade e- den Doğan, "Siyasetçî- ler halkm önûnde söyle- yemedikJerini MGK önünderahatçasöyleye- bilmektedirler. MGK bu konuda da görevüst- lenmeli,bükûmetten ge- rekli reformlann yapd- masını istemehdir" diye konuştu. Mevcul uygulamalar nedemyle Alevilerin ken- dilerini tegın yurttaşlar olarak hissettiğini belir- ten Doğan, Anayasa Mahkemesi'ne açılabile- cek kitlesel davalar yo- luyla da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın demokra- tik biryapıya büründürü- lebileceğuii bildirdi. FP Genel Başkanı Recai Kutan, siyasette 28 Şubat'm gölgesinin devam ettiğini söyledi "Hizlmflalı komısunda kafam karısık' • Hilton Oteli'nde gazetelerin Ankara temsilcileri ve yazarlanyla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenleyen Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, sorular üzerine genel başkanlık yanşında karşısına çıkan Abdullah Gül'ün, Necmettin Erbakan tarafından onaylanmadığım belirtti. ANKARA (Cumburiyet Bûrosu) - Fazilet Partisi (FP) Genel Başkanı Recai Kutan, genel başkanlık yanşında karşısına çıkan Abdullah Gül'ün, Necmettin Erbakan tarafindan onaylanmadığım belirterek "Erbakan, GüJ'e 'Zamanı değil' dedl Bize ulaşan sağlanı bflgüer bu yönde" diye konuştu. Kutan, sürdürülmekte olan Hizbullah operasyonu konusunda kafasının kanşık olduğunu, Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılmasından büyük memnuniyet duyacaklannı söyledi. Siyasette 28 Şubat gölgesinin devam ettiğini öne süren Kutan, 10. Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet NecdetSezer'inlaiklik vurgusundaki farklıhğa dikkat çekti. Kutan dün sabah Hilton Oteli'nde gazetelenn Ankara temsilcileri ve yazarlanyla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenledi. Kutan sorulan yanıtlamadan önce yaptığı durum değerlendirmesinde, FP'nin RP kapatıldıktan sonra kurulduğunu, üzerinde hâlâ kapatılma gölgesi duran bir partinin 18 Nisan seçimlerinde yüzde 15 qy almasınuı başan olduğunu söyledi. Kutan'a yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: - FP'nin kurulus sürednde 28 Şubat'uı olumsuz etküerinin olduğunu söylediniz. Bu etki devam ediyormu? Türkiye tam normalleşmiş değil. Tabii durum o günlerdeki gibi değil, ama gölgesi devam ediyor. FP öteki partiler kadar rahat bir ortamda siyaset yapamıyor. Bir tedirginlik var. Hâlâ, kapatılma-kapatılmama endişesi yaşıyoruz. - Gül'Ie hangi noktalarda farkhlaşryorsunuz? Ben hoşgörüyü elden bırakmayan bir kişiyim. Bir de sabırlıyım. Büknt Annç arkadaşımız bana, 'Saym Genel Başkanım, o kadar sabırnsınız ki sizin sabnnızdan biz çatiayacağız' diyor. Gül'Ie aramızda en ufak bir farklıhk yok. Dünya görüşümüz, temsil ettiğimiz doğrular aynı. Olsa olsa yönetün anlayışında farklıhk olabilir. - Crbakan'la ifişkiniz nasıi danışır mısuuz? Türkiye'de en ucuz şey akıldır. Kime ne danışsanız yarım saat görüşünü anlatır. Bundan zarar da gelmez. Erbakan'a danışınm. Umreden sonra ziyaret ettim, bayram sonrası gittim. Son 10 gündür de iki düğıinde beraber şahitlik ettik. Uzun uzun da konuştuk. Ben Demirel'e de danışınm. Hüseyin Özdinç Ötgen açıMamalannda Mumcu cinayetine ışık tutacak iddialarda bulundu Sahtepasaporûar Cağaloğlu'nda basıldı • Ötgen, 30 yıl önce çalıştığı matbaada sahte îran pasaportlan hazırlandığını ve "Konsolos Bey" olarak adlandınlan bir kişiye teslimat yapıldığını öne sürdü. tPEKYEZDANt Cağaloğlu'ndaki Ana- dolu Matbaası'nda sahte Iran pasaportlan basıldı- ğı ve "Konsolos Bey" olarak adlandınlan bir ki- şiye teslimatlaryapıldığı belirtildi. 30 yıl önce faaliyet gösteren Anadolu Mat- baası'nda çalışan Hüse- yin Özdinç Ötgen, 1970'Ii yıllarda matba- ada sahte Iran pasaport- lan basıldığuıı ve matba- ada bir adet "mavzer" de bulunduğunu söyledi. ötgen, o dönemde pa- saport kâğıtlannı Aksa- ray Emniyet Amirliği'ne götürerek ihbarda bulun- duğunu, daha sonra mat- baanın kapısına mühür vurulduğunu ancak mat- baa sahibinin serbest do- laşmaya devam ettiğini anlattı. Cağaloğlu Türkocağı Caddesi Kurt Iş Hanı'nda bulunan Anadolu Matba- ası'nda 30 yıl önce çalı- şan Hüseyin özdinç öt- gen, matbaada tran Kon- solosluğu'yla bağlantıh bir biçimde "sahte Iran pasaportlan" basıldığına yönelık Mumcu suikastı- na da ışık tutabilecek id- dialarda bulundu. Ötgen, matbaa sahibi- nin, kalfasının ve tek ko- lu takma olan Iranlı bir kişinin Iran pasaportlan ve mühürleri hazırlayıp kullanılır hale getirdikle- rini öne sürdü. Pasaporttan şiirdefteri Ötgen, sahte pasaport hazırlanması işlemini şöyle anlattı: "Benorada çaltşırken matbaaya sü- rekli pasaport yaprakla- n gidip geliyordu. Yap- raklar oraya getiyor, ora- da da mühür basılıp di- ğer işlemler yapıhyor, pa- saport hazuianıyordu. Ben o zaman bunun suç ohıpolmadığını bümiyor- dum. Bir gün pasaport yapraklannı bıçakla ke- sip kendime şiir defteri yapam. Ertesi gün mat- baanın sahibi gelip pasa- port yapraklannın talaş- lannı görünce 'Eyvah, konsolos bey ağzımıza s ' diye telaşlandı. Be- ni de işten atblar. O za- man ben yasadışı bir iş ol- duğundan şüpbelendim ve tüm bunlan yazıp Fa- tih Emniyet Amiriiği'ne gönderdim. Ertesi gün de pasaport sayfalannın nüshalanyla Aksaray Emnivet Amirliği'ne git- tim."" Matbaa sahibi serbest dolaştı Polise ihbannın ardın- dan matbaanın basılarak mühürlendiğini belirten Ötgen, olayın basma "sahte para basan kalpa- zan çetesi" şeklınde yan- sıdığını ve sahte pasa- portlardan bahsedilmedi- ğini vurguladı. Gazete haberinden kı- sa bir süre sonra matbaa sahibinin Cağaloğlu'nda serbest olarak dolaştığmı ahlatan ötgen, emniyet güçlerinin o zamanki so- ruşturmasınuı nereye ka- dar gıttıgınin belli olma- dığını söyledi. Ç H a U i t n Konseyi Üluslararası Çocuk \ y Ç y n^an Sözfcşmesi'nin 10. >Tİdönümünde hak- lan için yürüdü. tstanbul'da çeşitli yurtiarda kalan çocukiar, yürüyüş sırasında elierinde "Eğitim en temel hakkmo", "Özgüriüğüme saygı gösterin", "Kendimi ifade etmeme izin verin" yazıh pankartiar taşıdılar. Çocukiar, Taksim Cumhuriyet Anın'na da, kaldıklan yurtlar aduıa birer çclenk bırakbJar. Daha sonra Atntfirir KfıltfirrıTrrlrrTİ'nrtr. Tnnılr Hilrlin rTnnTni'nnı v^bşaay*şwn tftmnrnıl^ı'hfi Yırrtımmîi \\% Sfc soy, Çocuk Haklan SözJeşmesi'rrin, Törk çocuklanna da dünya çocukkruun hak ve oianaklannı sağlaoV ğını belirterek bu olanakûmn çocuklara yansıtdması için çahşmalannın surdüğünü söyledi Istanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak'ın kullandığı sözler gerginlik yarattı MHP-FP'de Karakuş tarbşması ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu'nda gündem dışı söz alan FP Istanbul Milletvekili Nazh Dı- cak'ın, UğurMumcu cinayetıy- le ilgili gelişmelerden söz eder- ken "Ulkücü kökenli Yusuf Ka- rakuş kimler tarafindan avlan- dı?" demesi MHP'lilenn tepki- sine yol aç_tı. MHP Grup Baş- kanvekili Omer Izgi, "Mumcu suikastıyla ülkücülerin ilgisi ol- duğu izlenimini halka verme amacını taşıyan bu sözleri şiddet- le protesto ediyorum' dedı. FP'li Ilıcak, dün gündem dışı söz alarak Mumcu cinayetiyle il- gili bazı değerlendirmeler yap- tı. Bazı kişilerin fail olarak orta- ya atılıp teşhir edildiğini, ancak daha sonra bunlann doğru çık- madığını vurgulayan Ilıcak, "Ül- kücü kökenü Yusuf Karakuş'un ifadeleri çeUşküi Zaten Uğur Mumcu'yu öldûreni taşeronu değil, azmettirenleri yakalamak önemli Şündi yüzlerce kişi ru- tuklanıyor, endiseüyim. O kadar çok suçsuz kişi tutuklandı ve teş- hir edüdikiBaşua 'Islami' sıfa- b takıp suçladılar. tslami basın, İslami sennaye diye" görüşleri- ni dıle getirdı. Ilıcak, "Son ope- rasyonlarda ülkücü kökenli Yu- suf Karakuş kimler tarafindan avlandı? Güneydoğu'da vatan- daşlar Hizbullah'a 'Hizbulkont- ra' derler. Getia bunlan tarbşa- hm" dedi. MHP Grup Başkanvekili Ömer Izgü, sataşma gerekçesiy- le söz alarak "Karakuş zama- nında ülkücü hareket içinde bu- lunmuş olabilir. Ülkücü olmak için ulkücü hareketin içine sız- mak, sızdınlmak yetmez, ilkele- ri benimsemek gertkir. Ülkücü harekette bir avuç o\ için dini si- yasete alet edenlere yer yoktur. Karakuş gibi kjşfler ülkücü ha- reket içinde bannamayıp tez el- den ayrümıştır. Nazlı Ibcak Şi- rin, neden Selam'dan, Tevhit'ten söz etmiyor? Saptmnah konuş- malaryapıkfa. Mumcu suikasny- la ülkücü haraketin, milhyetçi haraketin, MHP'nin asla ilgisi olamaz" dedi. Ilıcak ıse tzgi'nin "aşm ahn- ganhkgösterdiğini'' bildirdi. Ilı- cak, "Gazetelerde çıkü. Hapis- hanede gençleri bu şekilde avb- yorlar. Ulkücü haraketin men- suplannın 1980 öncesinde kulla- nıkhğını hepimiz gördük" açık- lamasını yaptı. Ilıcak'ın bu söz- leri de bazı MHP milletvekille- rinin tepkisiyle karşılandı. Basının yorumu komplo TAHRAN(AA)-lran'da yayımlanan muhafazakâr gazeteler, Uğur Mumcu suikastına Iranlılann ka- nştığı iddialannı, 'tran'a karşı komplo' olarak nite- lediler. Internet'te Ingiliz- ce yayımlanan ıddialara Iran gazetelennde ise yer venlmemesı dikkat çekti. Muhafazakâr Resalet gazetesındekı yorumda, Türkıye siyaset ve basın çevrelerinde son bırkaç gün içinde Iran aleyhine 'daha önce benzeri görül- memiş' bir propaganda ya- pıldığı ılen sürülerek, "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in flk thş ge- zisini tran'a yapacağı bir koşulda Türkiye toplumu- nun zehirtiatmosferi,Iran- Türkhe ilişkikrini şiddetii bir şekilde tehdh ediyor" ifadesi kullanıldı. Iran'a vönelik suçlama- lann, 13 Iran vatandaşı Ya- hudi'nin Israil lehine ca- susluk yapmaktan yargı- lanmalanyla bağlantıh ol- duğunu iddia eden gazete, sanıklann Şiraz'da yapılan mahkemede Israil lehine casusluk yaptıklannı itiraf etmelennin Israil'ı zordu- ruma soktuğu ve "Anka- ra 'daki siyonist lobilerin Iran aleyhine yalan suçla- malar ortaya atarak Şiraz dosyasuu etki altına almak için harekete geçtikleri'' görüşünü savundu. Muhafazakâr Cumhuri islami gazetesi ise, "Tür- idye-lran iMşkilerini engel- lemek isteyen gizli eUerin ifşa edilmesi" başlığıyla verdıgı haberde, Ahmet Mercan ve Doğu Perinçek ile Uğur Mumcu'nun ağa- beyı ve ablasınm açıkla- malanna yer verdi. Reformcu Bahar gaze- tesi ise, "Türkiye basını- nın Iran aleyhinesakünsı" başlığını kullandı. DYP lideri, Mumcu cinayetinin arkasındaki iradeninyakalanmasını istedi Çüler: Failimeçhul cinayetkalmamah DYP lideri Tansu Çiller. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-DYP Genel Başkanı Tan- suÇffler, gazetemiz yazan Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili açıkla- malann sevindirici olduğunu vurgulayarak, "Cinayetin arka- snıdahangi grupya da siyasiira- de olursa olsun, mutlaka bu ki- şiler yakalanarak Türk adaleti- ne teslim ediImelT dedi. DYP lideri Çiller, partisinin grup konuşmasında, Mumcu ci- nayetiyle ilgili açıklamalann önemine dikkat çekerken emni- yet örgütünü kutladı. Çiller, "Faili meçhul kalmamandır. TürkmiOetibunu kabuledemez. Devfetimiz güzel açıhmlar için- de. Bunun birbirikim olduğu da gözden kaçmhnamah" diye ko- nuştu. 1993 yılında 168 faili meçhulle ilgili 222 kişinin yaka- landığını, 1994'teyakalananla- nn sayısının 264'e yükseldığinı vurgulayan Çiller, sözlenni şöy- le sürdürdü: "1995'te fafli meç- hul sayısı 47'ye düşüyor, 94 kişi yakalamyor. 1996'da faili meç- hulleıie ilgili vakalananlann sa- yısı 69, 1997'de 35,1998'te 45, 1999'da 36. Deviet bu meselenin üzerine gkühnesinde kararh o\- muştur." DYP lideri, siyasi gelişmele- re değinirken "asıl isteklerinin cumhurbaşkanını halkın seç- raesi" olduğunu vurgulayarak, "Türkiye günün birinde mille- tine güvenecek, halkın seçmesi- ni içine sindirecektir" dedı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] önceki günkü yazımda, Selam grubu içinde daha önce yer aldık- lannı söylediğim ve bu gazeteye ya- zı yazdıklarını aktardığım Ahmet Kekeç'ten, yazıh bir açıklama al- dım. Kanal 7 Dış Haberler Müdürü Sefer Turan ise telefonla aradı. Her iki yazarda benim kendilerini Selam grubu içinde zikretmemden büyük üzüntü duyduklannı belirtti. Böyle bir dönemde adlannın bu grup için- de sayılmasının kendilerini hedef haline getirebilecek bir sonuç yara- tacağı düşuncesiyle endişelen'ni ak- tardılar. Kekeçve Turan, kendilerinin ya- zar olduğunu, bu nedenle herhan- gi bir yerde yazmalannın, o gaze- te veya çevreyle birlikte olduklan anlamına gelmeyeceğini de vur- Bazı İslamcı Yazarlardan Açıklama... guladılar. Benim yazım tamamen bilgi ver- meye yönelikti. Bu yazariann daha önce Selam gazetesinde yazdıkla- rını söylerniştim. Onlar hakkında herhangi bir imada bulunmak gibi bir niyetim yoktu. Ne Sefer Turan'ın, ne Ahmet Kekeç'in, nedeMehmet Emin Kazcı'nın Uğur Mumcu ci- nayetiyle bir ilgisi olduğunu söyle- dim. Söylemeyi de düşünmedim. Ancak İslamcı kesimin Mumcu cj- nayetinde yeni ortaya çıkan bilgi- lerden sonra düşünmesi gerektiği uyansında bulundum. Bu düşünce- mi hâlâ koruyorum. Mehmet Emin Kazcı dünkü Akit gazetesinde, benim bu yazıma öf- keli ve saldırgan bir üslupla karşılık vermiş. Ben onun Selam gazete- sinde yazı yazdığını belirtmiştim. Bunu kendisi de yazısında açıklıyor. Bunlan yazmıştım. Aslında Selam'ın yazıişleri müdürlüğü yaptığını da bi- liyordum. Yazı bu bilgileri vermeye yönelikti. Niye bu kadar ceJaJJendi, anlayamadım. Yeni Şafak gazetesi yazanAhmet Kekeç yolladığı yazılı açıklamada, kendisini tanıdığımı, meslektaşı ola- rak fıkirlerini bildiğimi belirtiyor ve serzenişte bulunarak şunları söylü- yor: "Yaz/nı hem hayrette ve üzün- tüyle, hem de anlamaya çalışarak okudum. Benim terör odaklanyla içli dışlı olduğumu mu söylemeye çalışıyorsun? 'İslamcı ve ülkücü ke- simlerie iç içe olan oldukça karma- şık bu örgüt'ün (Hangi örgütbu) ne- resinde, hangi departmanında yer aldım? Kimlerle teşriki mesai kur- dum? Kimi öldürdüm, kimi cinaye- te azmettirdim? ~l.Gazeteterei3imlefiyanstyanki- şHeri setdece 'fsim' olarak tanryo- ntmrHiçbiriyle ilişkim olmadt. Kai- dı ki mezkur isimlerin bu olayda masum olduğuna inananlardanım. Bu konudaki düşüncelerimi birkaç gündür Yeni Şafakgazetesindeya- zıyonım. 2. Selam gazetesinde hiçbir za- man çalışmadım, kuruluşunda yer almadım. Çalışabilirdim ve bu be- nim için Cumhuriyet'te, Akit'te, Ye- ni Şafak'ta çalışmaktan farklı bir davranış olmazdı. 3. Hiçbir demeğe, örgüte, parti- ye, vakfa, cemiyete (Gazeteciler Cemiyeti de dahildir buna), fraksi- yona, hizbe, cemaate üye değilim. Otmayı da aklımdan geçirmedim. 4. Yazı hayatım boyunca, özgür- fûkteri ve hukuku savunmak dışifF da fOral Çafışlargibidüşûnenlenn hukuku da dahildir buna) herhangi bir dini, etnik, siyasi eyleme kalkış- madtm, — 5. Hiçbir şahısla, hiçbir şekilde, hiçbir ekibin içinde yer almadım, hıcbir angajmana girmedim. ışbu 'açıklama'y/ sûtununda ay- nen yayınlayacağını ümit ediyorum. Selamianmla."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle