Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MAY1S 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
J V L J I J I LJJ\ kultur@cumhuriyeLcom.tr 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKtNCl
Köy Enstitüleri için yapılan binalann Koruma Kurullan'nca tescil çalışmalan sürüyor
'Devrim mimsı' korumaaünda• Birçoğunun projesi
'mimari yanşmalar'
düzenlenerek elde edilen
Köy Enstitüleri'ne ait
1940'lardan bugüne
gelebilmiş binalar ve
araziler, Koruma
Kurullan'nca
'Cumhuriyetin kültür ve
aydınlanma mirası' olarak
koruma altına alınmaya
başladı...
Kuruluşunun 60. yıldönümü nede-
niyle Köy Enstitüleri'ni yeniden anar-
ken, aynı coşkuyu taşıyan dığer bir ça-
ba da Kültür Bakanlığı kadrolannca
"sessizce" sürdürülüyor.
Yurdun dört biryanındaki Köy Ens-
titüleri'ne ait binalar ve araziler, Kül-
tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ku-
rullan tarafından "Cumhuriyetin kül-
tür mirası'' olarak tescil ediliyor.
Böylece bir yandan Anadolu'daki
"aydınlanma devriminin" öncü kad-
rolanna ait arulan taşıyan mekânlar
gelecek kuşaklara da aktanlırken, öbür
yandan özellıkle şu "kamu arazfleri-
nin ÖzeUeştirUmesi" sürecinde Köy
Enstitüleri'nin de yağmaya kurban
edilmesi tehlikesinin önüne geçili-
yor...
'Uhısal mirasımız'^.
Köy Ensötulen'nın "ulusalmiras"
olarak koruma altına alınması yönün-
deki ilk başvuru Mimarlar Odası'nca
Sokia; Hasanoglan Köy Enstitüsii binasıru ziyaret eden dönemin Milli Eğitim Bakanlığı yöneticikri (Cumhuriyet arşhi). Sağda; Kayseri'deld Pazarören Köy
Enstitüsü binalanndan "Sinema Salonu" giriş cephesi Aynı zamanda Cumhuriyet dönemine ait bir mimartık örneğL. (Fotoğraf: ALİ SALMAN)
önceki yıl yapılmıştı.
Mimar Yüdız Keskin'in Köy Ens-
titüleri'ni konu alan doktora çalışma-
sının da "ilk veri" olarak sunulduğu
başvuruyu "uygun bulan" Kültür Ba-
kanlığı, ülke düzeyindeki 21 ayn böl-
gede yer alan ve çoğu Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın kullanımında bulunan
1940'lardan kalma enstitü binalannı
ve arazilerini "tesdl" etmeleri ıçin
aynı bölgelere bakan Koruma Kurul-
lannda çalışma başlatmıştı...
Mimarlar Odası şubeleri ile eski
Köy Enstitüsü mezunlannın da des-
tek verdikleri bu çahşmalarda şimdi-
ye dek hemen tümünün "tespit" (sap-
tama/belgeleme) işlemleri tamamla-
narak Koruma Kurullan'na da sunul-
ma aşamasına getirildi.
Böylece, mimar Yıldız Keskin'in
"Cumhuriyet devrimini simgeleyen
bir mimarhk mirası'' temasıyla ha-
zırladığı bilimsel incelemesi anlamlı
bir kamusal çabaya dönüşürken, özel-
likle son zamanlarda bazı Köy Ens-
titüsü binalanrun bulunduğu arazile-
rin değişik kuruluşlara tahsis edilme-
si yönündekı girişimler de geri dö-
nülmez noktalara gelinmeden durdu-
rulmuş oldu...
Köy Enstitüleri'nin 60. yılı kutla-
malannda nedense pek üzerinde du-
rulmayan, ancak bu kutlamalann "son-
suza dek gerçek mekânlarda sürebil-
mesnün" de yasal güvencesini olus-
turan bu koruma kampanyasında en
anlamlı belgeleri ise Koruma Kurul-
lan'nın "karar metmleri" oluşturuyor.
Örneğin, Antalya Koruma Kuru-
lu'nun 24 Şubat 2000 tarihinde aldığı
Aksu Köy Enstitüsü binalannı kültür
varlıgı olarak tescil ettiği 4515 sayılı
karannda şu ifadeler yer alıyor: "(_)
Kstede adlan ve yerleri belirtilen Cum-
huriyet donemi çağdaş kültürel geöş-
Kültür Bakanlığı, uygulamayı yurt düzeyinde yaygınlaştınyor
Mimar plaketleriııe bakanbk desteği
Mimarlann kendi tasarladıklan binalara "atfla-
nnı" belirten bir tanıtım plaketini asmalan kura-
lının bundan böyle "tüm binalarda" uygulanma-
- sı için MimariarOdası'nca aknan kararr r3 Nrsan
2000 günü bu saryada duyurmuştum.
Mimarlık tarihinde de yeri olan, ancak 1950'ler-
den sonraki "mimarhga duyarsız imar politikala-
n " sürecinde unutulan bu kurala ılk önemlı des-
tek Kültür Bakanhğı'ndangeldı "DansıBayındır-
hk Bakanhğrna dıyerek Kültür Bakanlığı Müs-
teşar Yardımcısı AbduBah DörtJemez ımzasıyla ül-
kedeki tüm koruma kurulu müdürlüklerine gön-
derilen 10 Nisan 2000 tarih ve 1541 sayüı yazıyı
bir "uygarhkbelgesi'' olarak aynen yayımlryorum:
"4110 sayılı yasayla değişik 5846 sayılı 'Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu 'nun 15. maddesi ile
binalann görünen biryerine 'eser sahibi' olarak
müellifmimann adını belirtir bir belgenin 'silin-
meyecek biçimde' yazılmasına olanaksağlanmış-
tır.
Kültür ve Tabiat Vartıklarım Koruma YüksekKu-
rulu 'nun 'Taşınmaz Kültür Varlıklannın Gruplan-
dtrüması, Baktmve Onanmlan'na ilişJdn 5.11.1999
gün ve 660sayılı ilke karanmn 'Uygulamanın De-
netlenmesi' bölümünde 'Uygulama Bittikten son-
ra müellifmimann isminin yazılacağı bir tabela-
mn yapının uygun biryerine asılması gereklili-
ğine' karar verilmiştir.
Yukanda belirtilen yasa maddesi ile anılan il-
ke karan doğrultusunda konu TMMOB Mimar-
lan Odası Merkez Yönetim Kurulu 'nun 5.12.1999
Mimar tanıtım plaketi öraegi ve öiçüJeri (paslan-
maz metal malzeme kuBanılacak-stihze edflen me-
garonun "kapısmdaki" tarih, binanın bittiği yıl
olarak yazuacak.)
gün ve 29 sayılı toplantısında değerlendirilerek;
'uygulamanın tüm mimarlık ürünlerinde 'yaşama
geçirilmesi ve bunun için deyine tüm ülkede 'tek
tip birplaketin'kullamlması kararaltına alınmış
ve birplaket örneği otuşturulmuştur.
Bu plaket örneğinin Taşınmaz Kültür ve Tabi-
at Varlıklan 'mn onanmları sonrasında, onanmı
tamamlanmış taşınmazlarda kullanılmasıprensip
olarak bakanlığımızca uygun görülmektedir.
Ekte bir örneği gönderilen plaket örneğinin il-
gili uygulayıcı kurum, kuruluş ve kişilere bildiril-
mesi hususunda bilgilerinizi ve gereğiru nca ede-
rim."
Mongeri 'Istanbullu'dur...
Binalara mimar plaketiyle ilgili 13 Nisan 2000
tarihindeki yazımda "geçmişten örnek" olarak
verdiğim ve Istanbul'dakı yapılanna imzasıru da
atan mimar GiuKo Mongeri'rün "İtarya'dan gete-
rek" uzun yıllar bu kentimizı bezediğinı behrtmiş-
tim...
Duyarlı ve dikkatli okurlanmızdan YTU Mimar-
lık BÖlümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cengiz
Can, bu bilgiyi "yanhş edindiğnni" belırterek mi-
mar Mongeri'nin; "_zaten Istanbul'da yerieşmiş
olan finlü Doktor Mongeri ailesuıin İstanbuTda
doğmuş bir mensubu" olduğunu bildirdi.
Mongeri'nin Müano Brera Akademısi 'ne mımar-
lık eğitimi için gittiğini ve mezun olduktan sonra
da meslekı hjzmeti için "çok sevdiği" tstanbul'a
geri döndüğünü, aynca çok iyi Türkçe konuştu-
ğunu ve torunlanndan da halen yine Istanbul'da
yaşayanlann bulunduğunu ammsatan Cengiz Can'a
teşekkür ediyor, bundan böyle de "kentini seven"
her mimann Mongeri gibi binasının üzerine adı-
nı yazmaktan onur duyacagı bir "özen" içinde ta-
sanmlannı gerçekleştirmelerini diliyorum...
memizde yeri bulunan, ülkemizin
önemH bir dönetninin kültür veeğitim
yapısmı yansıtan Köy Enstitüsü bina-
lannın, 2863 (3386) sayıh yasanın 6.
maddesi uyannca korunması gerekli
taşmmaz kümır varhklan olarak tes-
cil edümelerinin uygun bulunduğuna
karar verildL"
Yine aynı kurulun Gönen(Isparta)
Köy Enstitüsü binalannı tescil eden
14 Nisan 2000 tarih ve 4584 No'lu ka-
ranndan da; "tescil edflen binalann
dtpnda demird atöryelerinin, müak-
hanenin ve revirin" de külrürel miras
açısından incelenmeye başladığını öğ-
reniyoruz.
Bu kararlann alınmasrndaki "resmi
süreti* başlatan, Kültür Bakanlığı'nın
tüm "vahTiklere'' gönderdiği 04 Ocak
2000 tarih ve 528 sayılı Müsteşar Yar-
dımcısı Abdullah DörHemez ımzalı
genel yazıda da bakın neler vurgula-
nıyor:
"(_) tophımsalaydmlanmanuza bü-
yük katkîda bulunan ve dünyanın bir-
çokü&eandeörnekeğkMnkurumuola-
rakesin kaynağı yapılan (~)önenüi ta-
rihsel ve kürtürel süreçlere tamkhk
eden ve Cumhuriyet döneminin Ata-
tnrk flkelerini yaşama geçirmek üze-
re eğitim ve çağdaş uygarhk hedefle-
rinisimgeleyen künükİerryie, Köy Ens-
titüleri 2863 sayıh >asanuı 6. md. ge-
reği korunması gerekli kültür varhk-
landırJ"
Kitap haMne gelmeli
tşte bu anlayışı yurt düzeyinde ya-
sal koruma süreçlerine dönüştüren
Koruma Kurulu çalışmalannı ve ka-
rarlannı Kültür Bakanlığı eğer "özd
bir krtap" olarak da derleyip yayım-
larsa, bu kıtapta da mimar Yıldız Kes-
kin'in doktora tezinden başlayıp Mi-
marlar Odası'nın başvurusu üzerine
gelişen sürecin tüm resmi yazışma ve
raporlan yer alırsa, sanınm Köy Ens-
titüleri'nin 61. kuruluş yıldönümünü
daha bir "gönül rahatnğı'' içinde kut-
layabileceğiz.
Çünkü artık bu ulusal mirasın aynı
zamanda "devrim mirası'' olarak da
yağmaya ve yok oluşa karşı korunma-
sı güvencesini kütüphanemizde de
onurla saklayacağız...
ÇELLtST LYNN HARREULE BİRLİKTE ÇALIŞMŞ Ettore Scola son filminde otuzlu yıllardan ırkçı manzaralan işliyor
Kemancı ^HHKS9I Italya^nın faşist yüzü örtüldü ıııü?
Kennedy 'den
yeni albüm
Kültür Servisi - 28. Uluslararası
îstanbul Müzik Festivali'nde 10
Haziran'da Aya Irini'de
izleyeceğimiz günümüzün en
önemlı keman virtüözlerinden
Nigel Kennedy ve çellist Lynn
Harrel'ın Ingiltere'de EMI
etıketiyle Dues for Vıonn&CeUo'
adlı albümü yayımlandı. Macar
besteciZoftanKodary'ın 1914'te
keman ve çello ikilisi için yazdığı
yapıtın yam sıra 1920-22 yıllan
arasmda Fransız besteci Maurice
Ravel'in Claude Debussy anısına
aynı enstrümanlar için bestelediği
sonatlan seslendiren Kennedy-
Harrel ikilisi, 1960'larda Josef Suk
ve Andre Navarra'mn yayımladığı
albümün ardından bu bestelerin
aynı albümde toplanmasını
—sağlamışlar. Albümde aynca
—barok bcstecı, Handel ve Bach'
yapttlanna yer verümiş. Kermeı
ve Harrell, Norveçli kemancı
Johan Halvorsen ın. Handel'ın
'Passacagüa from Harpsichord
Suite No T adlı yapıtı ıçın romantik
stil varyasyonlanm ve Bach'ın
Two-P*rt Invention No 6' adlı
yapıtını mi majörde yorumluyorlar.
Kültür Servisi - Ettore Scola se-
naryosunu Furio Scarpelli'nin yaz-
dığı yeni filmı 'Concorrenza Sle-
ale'nin çekimlerine Cinecitta'da baş-
ladı. 1937-1939 yıllan arasındafa-
şist Roma'da Yahudilere karşı yürü-
tülen ırkçılığuı konu edildiği film-
de, başrolleri, son dönemin başan-
lı Italyan yıldızlan Sergkt Casteuito
ve DiegoAbantuonopaylaşıyor; Ge-
rard Depardieu ise anti-faşist bir
profesörü canlandırdığı küçük bir
rol üstleniyor.
Abantuono, Katolik bir aileden
gelen ve burjuvalara elbise diken bir
terzi rolünde; Castellito ise Yahudi
kökenli ve Abantuono'nun dükkâ-
nının tam yanında açtığı tuhafıyeciy-
le ile yavaş yavaş hazır giyim işine
doğnı kayan tüccar. Film, iki tüccar
arasındakirekabetin,Yahudilere kar-
şı acımasız soykınmrn uygulandığı
1938 'deki faşist rejim değişikliği ile
sıcak bir dayanışmaya ve derin bir
dostluğa dönüşmesini anlatıyor.
'C'eravamo tanti amati' (Birbiri-
çok sevraişök>ya da 'Uaa €B—
ornata Partkolare' (Özei Bir Gûn)
'aradışı kişflei1
'1
ûzerindeki top-
lum baskısını anlattığı çeşitli yapıt-
lanyla dünyaçapında ünlenmış Sce-
la, bu fılmi çekmeye Avusturya'da
Haider başkanlığinda faşistle-
rin iktıdara gelmesinden son-
ra kararvermediğini söy-
lüyor. Dört yıldu" üze-
rinde çalıştığı bu projeyle kalabalık
iki ailenin birbirine paralel hikâye-
lerini yansıtırken bir taraftan o dö-
nemde yaşanan yüz kızartıcı olay-
lan diğer taraftan da Italyan toplu-
munun dennliklerini inceleyor.
"Aynı sokakta yaşayıp aynı işi
yapmak, ancak aynı insani
haklara sahip olmamak
hoşgörüsüzhlk ve itflmiş-
Hğin göstergesidir'' diyen
Scola ekliyor: "Geçmişte
Yahudilere veZencflere la-
yık görülen trajediyi bu-
gün göçmenlerve As-
yahlaryaşrv-or.Bueğ- *
İenceli ama acı kome-
diyle görmekten her
zaman kaçnğmuz hoş-
görüsüzlük üzerine dik-
katleri çekmeye ça-
hştnn. Çünkü
hepBnizfarkmdaotrnadangÜDİükha-
yanmızda yüzeysel bîle olsa 'faşist'
tepkflerverebffiyorveAvrupa'daçok
çeşitli ırklann var ohnasmı yadırga-
yacak kadar ileri gklebifiyoruz."
ODAKNOKTASI
AHMETCPjAL
Sanadn jjğrencisi
Neyi Öğpenmeli?
Bir güzel sanatlaröğrencisi ne öğrenmeli ve ne
bilmeli?
Aynı zamanda bK akademisyen olan Fransız
ressamı Antoine Ccype' 0 6 6 1
"1 7 2 2
)> resmin es-
tetiğini konu alan, Pdris'te, Kralıyet Resim ve Hey-
kel Akademisi'ne sı/>ulan ve 1721 yılında basılan
bir yazısında bu sofulann kapsamını epey geniş
tutmuş. Anılan yazısında Coypel: "Birressamın zih-
ni ne gibi bilgilerie Oeslenmeli?" diye sorduktan
sonra, özetle şöyle diyor: "Gerçek ressam, birşa-
ir olmalıdır; bununla ressamın şiir yazmak zorun-
da olduğunu söyierniyorum... ancak ressam, in-
sana şiiri esinlendiren ruhu taşımalıdır, aynca şi-
irin resim sanatınınKiyle ^ynı olan kurallannı da
bilmekzorundadır... Şiirsanatı kulaklariçin neya-
pıyorsa, resim sanati da gözler için onu yapmalı-
dır."
Coypel, bu kadanyla da yetinmiyor. "Gerçek
ressamın... tarihi bilmemesi düşünülebilir mi?
Coğrafyaya, geometnye ve perspektife gereksi-
nimi yok mudur?... Ressam, nedenlen'ni ve etki-
lerini bilmediği şeyleri tam olarak betimleyebildi-
ğinden emin olabilir mi? Bize tutkulan öğreten
etik üzerine birazolsun birşeylerbilmeden, ruhun
bu bağlamdaki devinimlerine ilişkin görsel imge-
leri nasıl resmedebilir? Ressam, orantılan ve ana-
tomiyi inceleyerek insanın dış görünüşünü öğre-
nirken, felsefenin yardımıyla da insanın ruhuna
inebilmekzorundadır. Fizyonominin kurallan üze-
rine bir şeyler öğrenmeden, karakterlerini nasıl
canlandırabilir?... Eğer ressamın gereksindiği bü-
tün bilgilerin dökümünü yapmaya kalkışsaydık,
bu listeyi asla bitiremezdik..."
Aradan üç yüzyıla yakın bir zaman geçtikten
sonra, acaba Coypel'in ressamdan ya da güzel sa-
natlar alanında çalışan sanatçılardan talep ettik-
leri, geçerliliğini hâlâ koruyor mu? 18. yüzyıla gö-
re olağanüstü bir biçimsel zenginliğin taşıyıcısı
olan günümüz sanatında, sanatçı açısından bun-
ca derinlere inen bir bilgi birikiminin gerekli oldu-
ğu hâlâ savunulabilir mi?
önce kısayanıt: "Sanatçının yaptığı" bağlamın-
da sanatın tanımı hâlâ değişmediyse eger, yani sa-
nat, yasamıyorumlamak demekse ve sanatçı böy-
le bir yoruma ulaşabilmek için, varolan/içinde va-
rolduğu dünyayı içselleştirip, kendi varolması ge-
rekenine dönüştürüp, bunu eserinde somutlaştı-
rtyorsa, o zaman biraz yukanda sözlerini alıntıla-
dığımız Fransız ressamının sanatçının bilmesi ba-
kımından gerekli gördükleri de geçerliliğini eksik-
siz koruyor demektir. Çünkü -biraz özetlersek eğer-
Coypel'in ediniimesini istediği bilgiler, aslındaya-
şamı bilmeyi hedefleyen bilgilenme edimlerinden
başka bir şey degildir.
Coypel: "Ressam, orantılan ve anatomiyi ince-
leyerek insanın dış görünüşünü öğrenin\en, felse-
fenin yardımıyla da insan ruhuna inebilmekzorun-
dadır... " demişti; Coypel'den yaklaşık iki yüz yıl son-
ra natüralizm, sanatçının insarurvruhuna inebitme-
si için felsefeyi yeterli görmeyip, bu bağlamdaki bil-
ginin kapsamına ruhbilimi (psikolojiyO de soktu. Gü-
nümüzde Adler'le, Jung'la, Freud'la başlamış bir
çizginin izini sürmeksizin, sanatın hemangi birda-
lında bir karakter oiuşturma ve betimleme edi-
mini düşünebiliyor muyuz?
Yine Coypel, "Ressam, nedenlerini ve etkileh-
ni bilmediği şeyleri tam olarak betimleyebıldiğin-
den emin olabilir mi?" diye sormuştu. En geç na-
türalizm, bu soruyu sanatçıya, malzeme edinme
ve bağlantlar oiuşturma aşamasında, bilimsel yön-
temlehe çalışma yükümlülüğünü getirerek yanıt-
lamadı mı?
Coypel'in alıntısı şöyle noktalanıyordu: "Eğer
ressamın gereksindiği bütün bilgilerin dökümünü
yapmaya kalkışsaydık, bu listeyiasla bitiremezdik..."
Bu cümledeki "ressamın " sözcüğünün yerine "sa-
natçının" sözcüğünü koyduğumuz takdirde, her-
hangi bir sanat eğitiminin nasıl olması gerektiği ko-
nusunda da sağlam bir ölçüte kavuşabiliriz ve şöy-
le diyebiliriz: Yasam; öğrenmenin yollannı ve yön-
temterini de göstermeyi hedeflemeyen, bu bağlam-
da özellikle verildiği ortamın koşullannı gerçekçi
bir bakış açısıyia değeriendirmeyen bir sanat eği-
timi, genellikle sonuçsuz kalmaya yargılıdır.
e-posta:ahmetcemal(fi superonline. com
Acem20@hotmail.com
Radyo Günteri sepgisi
• Kühür Servisi - Yapı Kredi Vedat Nedim Tör
Müzesi'nde dün açılan 'Radyo Günleri, îstanbul
Radyosu: Amlar, Yaşantılar...' adlı sergi 17
Haziran'a dek izlenebilecek. İlk yayınım 6 Mayıs
1927'de, Türk Telsiz Anonim Şirketi adıyla
gerçekleştiren ve çeşitli aralıklardan sonra
1949'dan itibaren yayın hayatım kesintisiz
sürdüren îstanbul Radyosu'nun kuruluş
yıldönümü dolayısıyla düzenlenen sergide
aktanlan îstanbul Radyosu'nun uzun öyküsü,
Türkiye'de radyo yaymcılığının öyküsünü
oluşturuyor aynı zamanda. Sergi, pazar hariç her
gün, saat 10.00-18.00 arasında gezilebilir.
BUGÜN •
• ÇAĞDAŞ ÇOCUK TİYATROSU'nda saat
18.30'daAmatörÇocukGrupUnkonseriyer
;
alacak. (216 47 98)
• FRANSIZ KÜLTfJR'de saat 19.00'da Jean
François Richet'nin yönettiği 'Etat Des Ueux adlı
fransız filmi izlenebilir. (244 44 95)
• CRR'de saat 21.00'de şef Saim Akçıl'm
yöneteceği Tekfen Karadeniz Filarmoni SolistJeri
konserinde solist Thedosii Spassov ve Adalet
Verizov dinlenebiür. (232 98 30)
• PERA'da saat 20.30'da Serdar Çam, MikromaKte
başlıklı bir konferans gerçekleştirecek. (252 30 82)
BEYOĞLU ADAKÜITÜR de saat 18.30'da—
unetErenliüe '28.İstafibulMâzikFestivalF — -
hakkındaMr söyleşi gerçekleşecek, (252-^8^6)'-
• riALYANKÜLTt-R'de saat 19.00'da
yönetmen Mario Moaiceli'nın 'Ü Marcbese Dd—~-
GriUo' adlı filmi izlenebilir. (293 98 48)
• AKSANAT'ta saat 18.30'da Prof. Dr. FiHz
Özer'in dia eşliğinde sunacağı 'Çağdaş Mimaride
Son EDi Yd' konulu konferansı izlenebilir
(252 35 00)