17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2000 PERŞEMBE 14 JI. LJtl. [email protected] Alain de Botton 'un 'Proust Yaşamımzı NasılDeğiştirebilir' adlı kitabı Sel Yayıncûık'tan çıktı 'Yazann en iyi yanı yapıtidır'BANUTELLİOĞLU Alain de Botton, 1969 yılın- da Isviçre'de doğdu. Halen Londra'da yaşıyor. Yazdığı dört kitap toplam on altı dile çevril- di. llkromanı AşkÜstüne 1993 yılında lngiltere'de yayımlandı ve Yapı Kredi Yayınlan tarafın- dan dilimize kazandınldı. Yazar, 1994 ve 1995 yülannda, arka ar- kaya, Romantik Hareket ve Öp veAnlatadlı yapıtlan kaleme al- dj. 3 yıl önce yayımlanan Pro- ust Yaşamınızı Nasıl Değiştire- bilir adlı yapıtı ise, ABD ve In- giltere başta olmak üzere, bir- çok ülkede büyük başan kazan- dı. Sel Yayıncıhk tarafindan ya- yımlanan bu roman Türkiye'de de çok ilgi göriiyor. Kitabın Tür- kiye'de yayımlanmasından he- men sonra, çevirmeni olarak yazarla söyleşi yaptık. TELLİOĞLÛ- Sizi yazmaya hen neydi? BOTTON - Beni ilgilendiren şeyler hakkında daha sistemli ve derin düşünme arzusu, herhal- de. Beni ilgilendiren şeyler baş- langıçta hep duygusal mesele- lerdi. Yazmak, hazmetmek için iyi bir yol gibi geldi. Ilk üç ki- tabım ilişkiler üzerineydi. - Kitaplanıuzdan hiçbirinin tam anlamıyla birer roman ol- duğu söylenemez. Bana sizin ne tür kitaplaryazdığınız sorulun- cayanrtvermektezorlanıyoruın. Roman nu, deneme mi, incele- memi? BOTTON- Doğru, Jane Aus- ten'm zamanından bu yana pek de fazla değişmeyen standart roman tekniğiyle yazma konu- sunda hep zorlandım. Ben, de- nemeye yaklaşan romanlardan daha çok hoşlanıyorum. Yani, roman anlatıcısı susuyor ve ara- ya küçük denemeler giriyor. Bu daha hoş geliyor bana. Aslında romanlann anlatmaktan çok göstermeleri beklenir, ama ben önce gösteriyor, sonra da uzun bir anahz yapıyorum. Hayata da böyle bakıyorum zaten. 'Proust'u sevenler az' -Proust Yaşamımzı Nasıl De- ğiştirebilir, diğer krtaplannız- dan farkh. Proust üzerine bir kitap yazma fıkri nereden çık- tı? BOTTON - Proust'u okuyup onun tahmin ettiğim gibi zor anlaşılır, modası geçmiş bir ya- zar olmadığını anladığımda, ka- famda Proust'u konu alan bir ki- tap yazma fıkri belirdı. Proust, bilge ve güçlü olmasına karşın çok da yumuşak ve içten geldi bana. Yaşamımdaki o kadar çok sahneye ışık tutuyordu ki, başım- dan geçen şeylerle ilgili olarak günde en az üç kez "Işte tam Proustvaribirdurum" demeden edemıyordum. Sonra, Proust üzerine yazılanlan okudum. Pro- ust'un beni bu kadar etkileyen yanı hiç ele alınmıyordu. Bir sürü akademık çalışmada onu Baudeiaire le, Rknbaud'yla kar- şılaştınyor, yazdıklannı Fre- udia ve Joyce'la ilişkilendiriyor- lardı. Ama bu çalışmalardan hiçbirinde onun hayata nasıl baktığı, mutluluk hakkında na- sıl görüşleri oldugu işlenme- miştı. Ona hep akademik açıdan yaklaşılmıştı. Akademik yapı içinde bu tür sorulara yer ver- mek pek hoş görülmüyor. Ben de, Proust'u benim için önem- li olan yanıyla ele almak istedim. - Başka bir yazar da olabim- mivdi? Xyi bir kitap okuyucu olarak size yaşam konusunda yardımcı olabilmeli. Ben bu tûre hayramm, çünkû bu kitaplann yazarlan çok önemli bir işe soyunuyorlar: Okuyucuyu mutlu etme işine. Bence, bayağı, basit ve ucuz olmadan da kılavuz kitap yazılabilir. îşte bu yüzden, bu türü denedim ve hayatımı değiştirdiğine inandığım Proust'u konu alan bir kılavuz kitap yazdım.' BOTTON - Aslında Proust, romancı olmasının yanı sıra bir psikolog da. Yahıızca hikâyey- le ilgilenmiyor, karakterleri de aynntıyla işliyor. Ben onun ba- zı açılardan bir filozof oldugu- nu da düşünüyorum. Ne yazık ki, günümüzde Proust'u seven- lerin sayısı çok az. Kısacası, ha- yır, başka biri üstüne böyle bir kitap yazamazdım. Proust'un bir eşi daha yoktur. - Ylne bir söyieşide, Proust'la asla taıuşmak istemeyeceğinizi beHrtmişsmiz? BOTTON - Evet, yalnızca ki- tabını okuyup beğendiniz diye kitabın yazanyla tanışmanın bir anlamı yok bence. Yazann en iyi yanı yapıtdır. Proust'latanışsay- dun belki de onu sıkıcı bulur- dum ya da onu sıkmaktan en- dişe duyanfam. Yatağıma uzanıp yazdıklannı okumak, onunla bir arada olmaktan daha hoş. Eğer sıkılırsam, ayıp olur kay- gısı gütmeden kitabı kapatıve- ririm. 'Hayat herkes için zor' - Proust Yaşammm Nasd De- ğiştirebüir adlı khabnuzı neden bir kılavuz khapbkimindeyaz- dınız? BOTTON - Kılavuz kitaplar pek saygın bir tür olarak kabul edilmiyor. Çoğu kişi onlann fazlasıyla basit ve ucuz oldu- ğunu düşünüyor. Bu kitaplar si- ze hayatınızı beş dakıka içinde nasıl değiştirebileceğinizi, son- suza kadar nasıl mutlu yaşaya- bileceğinızi vs. anlatıyorlar. Bunlardan pek çoğunun içinde gerçekten saçma sapan iddialar yer alıyor. Yine de, bu kitapla- nn çok hoş bir yanı olduğunu söyleyebilirim -bunlar, kitabın şu ya da bu biçimde okuyucu- nun hayatı üzerinde bir tür etki yaratabileceği inancıyla yazıh- yor. Bence de, iyi bir kitap, oku- yucu olarak size yaşam konu- sunda yardımcı olabilmeli. Ben bu türe hayranım, çünkü bu ki- taplann yazarlan çok önemli bir işe soyunuyorlar: Okuyucu- yu mutlu etme işine. Bence, ba- yağı, basit ve ucuz olmadan da kılavuz kitap yazılabilir. Işte bu yüzden, bu türü denedim ve ha- yatımı değiştirdiğine inandığım Proust'u konu alan bir kılavuz kitap yazdım. -Bukıtapta,özeDikleçokoku- yan, sanatla ilgilenen kültürlü kişileri, bir başka deyişk teori- yi uygulamaya geçirmekte zor- lanan entelektüellere mi hitap ediyorsunuz? BOTTON - Pek sayılmaz. As- lında ben, düşünmek isteyen ve okuma arzusu duyan herkese hitap ediyorum. Benim kitapla- nmı okumak için üniversite me- zunu olmaya bile gerek yok. Nazlf Topçuoğlu yenl kitabında fotoğrafın bugünkü konumunu Inceliyor 'FotoğrafOlmedi Âma TuhafKokuyor'KültûrServisi- NazifTopçuoğlu'nun 'Fotoğraf Öfanedi Ama Tuhaf Kokuyor' adlı kitabı Yapı Kredi Yaymlan'ndan çıkü. 'lyiFotoğrafNasılOluvorYani'nin devamı nitehğüıde olan yenı kitap tanh- sel bir yaklaşımdan çok, fotoğrafin bu- gün ulaşmış olduğu konumu irdeliyor. AKred Stiegfitz: Kitry Stiegütz, 1907. Nazif Topçuoğlu kıtabm amacınm öncelikle "nasıl fotoğraf çeküir" değil, "neden fotoğraf çekeriz" sorusuna ya- mt aramak olduğunu belirtıyor. Kitabın ilk sayfalannda yer alan 'Bel- gesel Fotoğrafçuık Yeniden Tanımlanı- yor' başlıklı bölümde, son yıllardakı bel- gesel fotoğrafin işlevi ve yaratmak iste- ği etki fotoğraflardan örnekler sunula- rak işleniyor. Topçuoğlu teknık açıdan da değerlendirdiği bu işlerde aynca fo- toğrafin düşünsel özelliklerini inceliyor. Fotoğraf sanatçısının yönetmen yö- nünün ele alındığı 'Bir GosteriSananOla- rak Fotoğrafçüıkta Yönermensel Tavır' bölümünde ise bazı fotoğrafçılann port- releri, yapıtlanrun özellikleri anlatılıyor. Ardından çocuk fotoğraflannm konu edildiği 'ÇocuklarBüyüdükleriZaman Arbk Çocuk Değfldirkr' sayfalan geli- yor. 'Dört Ayıp Yazı' bölümünde de Ka- te Moss'un görüntüleriyle günümüzde reklam ve imajın fotoğraf üzerindeki et- kisi; Pirelli Takvimleri; cinsiyetin kul- lanımı ve Cindy Sherman'ın New York 1999 Sergisi yer alıyor. Kitabın diğer sayfalan arasmdakı 'Fo- toğrafçdık Oldü mü?': gerçek öyküler- le anlatılan 'Meta/Yaonm Olarak Fo- toğraflar: Koleksiyonlar, Galeriler, Mü- zavedder'; 'HayalgücüveKaytt Üzerine Dengesiz Yazı' ve 'Resimli Yolculuklar- da Kendini Bulmak' başlıklı bölümler- TheodoreMiDer: Lee.Vlflfer (fotoğrafçmm kızı), Temmuz, 1928. de fotoğraf yapıtlan üzerine genel değer- lendirmelerden kendi fotoğraf deneyimi- ne yaptığı geçişlerle, fotoğrafin bugün nasıl anlamlandınldığı ortaya konulu- yor. Fotoğrafin konumundan çağdaş sa- nattaki kullanımma dek geniş bir alan- da incelenen konular arasmda aynca, 'Bu Coğrafyada Fotoğrafy a"; 'Bir Fotoğ- rafçınk Kolonisinde': 'Masumiyete Öv- güler'; 'Richard Avedon/Frank Zappa' ile 'Fotoğraf Üzerine KaymakveyaNos- talji Arnk Eskisi Gibi Değü' bölümleri de yer abyor. Aynca, entelektüellerin başka- lanndan daha mutsuz oldulda- nnı da düşünmüyorum. Acı çe- ken entelektüel ve mutlu çoban karşıtlığı. Ben buna inanmıyo- rum. Hayat herkes için zor. Bin- bir değişik şekilde acı çekilebi- lir. - Sizteorflerinizi uygulamaya geçirebiliyor musunuz? BOTTON - Evet, geçirmeye uğraşıyorum. Ama zaten, teori- lenmden pek çoğu doğrudan uygulamaya yönelik değil. Be- nim bütün yapmaya çalıştığım belli konularda öneriler sun- mak. Nasıl yaşanması gerekti- ğini dikte etmeye çalışmıyo- rum. Montaigne ve Stendhal - Sizin post-modern bir yazar oktuğunuz söylenh<or. Bu konu- da ne düşünüyorsunuz? BOTTON -Post-modern söz- cüğünden hoşlanmıyorum. San- ki, uzun zamandır hiç kimse "normal"in dışına çıkan bir ki- tap yazmamış gibi bir izlenim yaratıyor. Oysa, "normarin ötesine geçen bırçok kitap var, örneğin, Lawrence Sterne'in Tristram Shandy'si, Joyce'un Ulysses'i... Kitaplanmda, bi- çimsel açıdan farklı denemeler yapıyorum ama bunu post-mo- dern olmak için yapmıyorum. Söylemek istediklerimi söyle- yebihnek için, birçok yazann kullandığından farklı biçimle- re gereksinim duyuyorum. Sı- radan birromancıya da biyog- rafi yazan olmak ıstemiyorum. -Kimieriokuyorsunuz? Yazar olarak başka kmüerden etküe- niyorsunuz? BOTTON-Montaigne'in de- nemelerini çok seviyorum. Onun tartışma yeteneğıne, tartışırken sıcaklığından bir şey kaybet- meyişine gerçekten hayranım. HoMenCaulfJeld üe hemfıkirim: Bazı kitaplan okurken içiniz- den yazan telefonla arayıp onun- la sohbet etmek gelir. Işte on- lar qp ıytyazarlardır. Montaig- ne de îşteböylebir yazar. Stend- hal'den de çok hoşlanınm. Ro- manlanndan pek değil ama Aşk Üzerine adlı yapıtından ve oto- bıyografik yapıtlanndan. Daha çağdaş yazarlara gelince... Si- mon Schama, Julian Barnes, Roland Barthes, Nicholson Ba- ker ve Milan Kundera gıbı ya- zarlann bazı yapıtlannı beğeni- yorum. - Kkabmızın çevirmeni oMu- ğum için çeviriyleflgüide birso- ru sormak istiyorum. Kitapla- nmzm çevirUerini okuma, ince- lemefirsatıbulabidiniz mi? Ede- biyat çevirisinde her zaman ka- yıplardan söz edilir. Sizce ka- zançlardan söz etmek de mfim- künmü? BOTTON - Fransızcaya ve Almancaya yapılan çevirileri okuma nrsaum oldu. Çevirmen- lerin yapnklan zor işi takdir edi- yorum ama kitaplanmdaki ba- zı noktalann çoğu zaman anla- şıhnadığını da söylemeliyim. Aslında bu çok doğal, çevir- menlerdenher şeyi anlamalan- nı bekleyemeyiz. Yani sıklıkla kayıplardan söz edilmesinin ne- deni de budur. Kayıplaroluyor. Ancak bazen, kazançlardan da söz edebileceğimize inanıyo- rum. Romantik Hareket adlı ki- tabımın Fransızca çevirisi öyle güzeldi ki çevirinin özgün ya- pıttan daha güzel olduğunu dü- şündüm. 85 yayınevinin yer alacağı 4. TÜYAP Ankara Kitap Fuan 13 Mayıs'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde açılacak Medya ve etik ilişkisi etkiıılilderle tarbşılacak Kültür Servisi - 4. TÜYAP Ankara Kitap Fu- an 13 Mayıs'ta saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde açılacak ve 21 Mayıssaat 19.00'a dekdevamedecek. Kültür Bakanlığı ve TÜYAP Tüm Fuarcıük Yapım AŞ'nin işbirliği ile dü- zenlenecek olan fuann bu yılki teması TVIedya ve Etik' olarak belirlendi. 85 yaymevinin yer alacağı, medya ve etik iliş- kısınin agırlıklı olarak tartışılacağı konferans, pa- nel ve söyleşilere yaklaşık 120 yazar, sanatçı, bi- lim insanı, gazeteci ve politikacı konuşmacı ola- rak katılacak. Yaymevleri ve sivil toplum kuru- luşunun standlannda okurlanyla buluşup, kitap alayacak. ServerTanflH Aynca, fuar kapsârnmda TÜYAP TümTüar- ^aldc Yapım AŞ^ve^vin Sanat^îalerisi üe"blr- likte düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı'mn fıgü- s^atifömeklerinin bulunduğu sergi de yer alacak. Etkmlık programı çerçevesinde açılış günü sa- at 13.00-15.00 arasında 'Sımrsız, Sorumsuz, Eğitmen (!):Medya' başlıklı panelde konuşma- cı olarak Ayla Kntm, Erendiz Atasû ve Turgut Özakman yer alacaklar. 18.00-20.00 saatlen ara- sında ise PEN Yazarlar Derneği'nin düzenledi- ÜbanSelçuk gî 'AyrtmİMtınaveBasm*komirupâneTeSgrgr Taniffi, tfiian SeJçok, Alpay Kabacah ve Mosta- fa Balbay konuşmacı olarak katılacaklar. Ayn- ca saat 17.30'da PEN Yazarlar Derneği'nin TÜ- YAP'a ödül vereceği bir tören gerçekleşecek. HMayıs'ta 13.00-14.30 saatlen arasında Eren- diz Atasü, Ferhunde Öktem ve Zerrin Taşpı- nar'ın konuk olacagı, 'Medya, Etik ve Kadın'; saat 14.30-16.00'da Nedim GürseL Günsel Renda, Erendiz Atasü ve Bahriye Çeri'nin yer aldığı 'Edebiyatta Ta- AUSirmen AylaKutlu rmveRea&f; 18.00-20.00 saatlen arasında da Server Tanilh, Deniz Kavukçuoğlu. Nail Gurefi ve Yıknz Sertel'in katılacağı 'Gazetecilik Ahla- kı' başlıklı paneller yapılacak. 15 Mayıs'ta saat 16.00-18.00 arasmda gerçekleşecek olan 'Med- ya ve Edebiyatçuar' konulu panelde Şefık Kah- ramankaptan, Ayla Kutlu, MJVfahsun Doğan, Zerrin Taspmar ve Dursun Akçam konuşmacı olarak yer alacaklar. 16Mayıs'ta 13.00-15.00 saatleri arasında Meh- met Doğan, Naci Bostancı ve Fehmi Koru'nun konuşmacı olacaklan 'MedyaveSiyaset'; 18.00- 20.00'de ise Server Tanılli, Korkmaz Alemdar ve AB Sirmen'in katılacağı 'Uğur Mumcu'nun Gazetecilik Ahlakı' panelleri düzenlenecek. 17 Mayıs'ta saat 16.00-18.00 arasmda VecUıi Timuroğlu, Gökhan Cengjzhaa Atilla Aşut ve Ahmet Yıldız'ın yer aldığı 'Edebiyat Eleştirisin- de Etik Sorunu'; saat 18.00-19.00'da Dursun Akçam'ın konuk olarak katılacağı 'Köy Ensti- tülü Oğretmenden HizbuDahçı Oğretmene' baş- lıklı panel ve söyleşiler yapılacak. Fuarprogramı kapsammda düzenlenecek olan diğer paneller ve söyleşiler arasmda, 18 Ma- > saat lg.0Ö-2Ö.OO'de Rrfat Hgpt, Aziz Ne-"_y > gp, sin, Hhan Selçuk'un yer alacağı 'Edebiyat Mizah' (video gösterisi ile birlikte); 19 Mayıs 13.00-15.00 saatleri arasında AbdüIkadirBudak, Metin Cengiz, Metin Celal ve Sina Akyol'un ka- tılacağı 'GünûmüzŞürinde Yöneiimler'; 20 Ma- yıs günü 14.00-16.OO'da Erendiz Atasü, Erhan Bener ve Nazh Eray'm konuşmacı olacaklan '2000TiYıBardaSanalDünyaw Edebiyat'; 16.00- 18.00'de Öküz dergısi yazar ve çizerleri ile söy- leşi gerçekleşecek. IŞILDAK VE YELPAZE ATtLLA BtRKİYE Yalnclığın Adı, Belki de Belki de artık yaşım gelmiştir; artık yalnızlığın ta- rihini yazmaya başlamalıyım. Senin tarihini, isimsiz kalan tüm öykülerin tarihi- ni yazmalıyım; artık, aşkın tarihini yazmaya başla- malıyım. Tıitkunu yazmalıyım; tüm coşkunu. Yeryüzüne, ayın ışığı gibi düşen coşkunu yazma- lıyım. Seni yazmalıyım, sesinin insana umut ve huzur veren yumuşaklığını yazmalıyım. Sakinliğinin ardındaki fırtınayı yazmalıyım. Ilk heyecanımı yazmalıyım; sesinin, yüzünün, var- lığının ilk tanıklığı olan heyecanımı. Insan yaşamında en çok hangi zamanı ister? En değeıîi zaman hangi zamandır? En degerli zaman, en acı veren zaman mı olmuş- tur; zaman su gibi akıp gıdiyorsa, mutluluk parmak- lanmızın ucundan ıstem dışı düşüp parçalanıyorsa? En degerli zaman, seni ilk tattığım an mıdır? Ki yeryüzünün en unutulmaz düşü olan. Hemen, umutsuzluk ve mutsuzluk kapısını mı araladım düş demekle... Düş olmadığını söyle o zaman sen de bana. Yaşadıklanmızın düş olmadığını söyle; mutluluk anının düş olmadığını söyle. Nerde şimdi o anlar? O dolunay nerde? O erguvanlar, o Istanbul, o duygu anlan, dolu do- lu yaşanan... Masallann gerçek olduğuna inanılan o zaman, o an nerde kaldı; şimdi çok mu uzaklarda. Yoksa hiç mi yoktu yaşamımızın en değerii zama- nı? Geriye dönmek istesek, seçemeyecek miyiz bizi en çok sarsan, etkileyen, yüreğimizde fırtınalar ko- paran o zamanı, o anı. Onlann hepsinın bir düş olduğuna mı karar ver- dik yoksa? Geleceğimiz sandığımız ve o zaman gerçek ol- duğuna, umut olduğuna, mutluluk olduğuna inan- dığımız anlann düş olmadığını söyle bana. Dünyanın en degerli düşü olmadığını söyle bana. Mayıs düştü kente, erguvanlar da açmıştı; ama, görüyorsun umutsuz dört bir yanım. Oysa mayısın ilk ışıklan umut vericiydi. Güzel günler olacaktık. Senle ben; taa çocukluğumdan beri, yıllar yıllar önce, seni ilk tattığımdan beri güzel günler olacak- tık. Yüzünün şiirini yazacaktım; ayın tüm halleri olan yüzünün. Seni az tanıdığımı bilıyorum; seni keşfetmenin şi- irini yazacaktım. Günler geçtikçe seni tanıyorum; her gün biraz daha. Arük, yalnızlığtn tarihini yazmaya başlamalıyım; se- nin tarihini; aşkın tarihini yazmaya başlamalıyım. Senin adın aşksa, yani yalnıziıksa senin adın, se- ni yazmalıyım. Yine düştüm hüzün gölüne; sabahı hiç göreme- yecekbirnilüferçiçegininkadenni vekşderini,ya-, şıyorum. Sen bana bakma, ne kadar kederlensem de, ne kadar hüzün denen irin içimi sarmışsa da, ben yi- ne masallara inananlardanım. Adın ne kadar aynlık olsa da, adın ne kadar yal- nızlık olsa da, adın ne kadar acı olsa da, ne kadar sana ben bile yanılsama desem de, yine deniz kı- zının çıkmasını bekliyorum o Istanbul mavisinden. Her ne kadar tüm düşler yüreğimde kalsa da, her ne kadar benzersiz öyküler isimsiz kalsa da, yine seni bekleyeceğim ey aşk! Çünkü yüzünün ve sesinin ardındakileri gördüm, duydum bir kez... Yönetmen Peterson öMü • CHICAGO - ABD'de sinema tarihine 'sürrealist fihn yönetmeni' olarak geçen Sidney Peterson, 94 yaşında öldü. Califomia Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim görevlisiyken, ilk filmini öğrencüerinin yardımıyla yapan Peterson, özellikle 1946'da 'The Potted Psalm' ve 1949'da 'The Lead Shoes' filmleriyle ün yaptı. ABD'nin önemli sanat müzelerinden The Whitney Museum of American Art, 1975'te Peterson'm 4 filmini göstererek, sinema tarihindeki yerini vurguladı. Sürrealist füm yapmak istediği için fmansman bulamayan yönetmenin, ilk fîlmleri için New York'taki Modern Sanatlar Müzesi'nde ve bir fihn stüdyosunda çalışarak para biriktırdiği biliniyor. Füm yapuncısı ve yönetmeni Peterson, 'A Fly in the Pigment' ve 'The Dark of the Screen' adlı iki de kitap yayımladı. Fertıan Taylan Erder'in seramik sergisi • KültûrServisi - Ferhan Taylan Erder'in seramik sergisi Ankara Halkbank Sanat Galerisi'nde açıldı. 27 Mayıs'a dek devam edecek olan sergide doğayla serüvenini seramikle anlatan sanatçı Kıyı/Deniz _JS ilişkisini 'Kaya'larla; deniz dibi gezintilerini 'Balık'lanyla; Av/Yem ATemek ilişkisini 'Sülünes' çeşitlemesiyle yansıtıvor. Boğaziçi Üniversitesrnde ' felsefe sempozyumu KûHOr Servisi - 'Felsefenin 100 Yıh' başUdıJ sempozyum bugün ve yann Boğaziçi ÜnîversitesTnde gerçekleşecek. Sempozyumda yirminci yüzyıl felsefesinin ve bilimle kurduğu lîişkinin toplu ve eleştirel bir değerlendirmesi yapılacak. Etkinlik, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü ile Atına Üniversitesi Bilim Tarihi ve Felsefesı Bölümü'nün 1998 yılında başlattıgı işbirliği projesi çerçevesinde Atina'da düzenlediği 'Bilimin Tarihi ve Felsefesi' başlıklı ilk sempozyumun devamı niteliğinde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle