Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2000 PERŞEMBE
14 JI. LJtl. kultur@cumhuriyet.com.tr
Alain de Botton 'un 'Proust Yaşamımzı NasılDeğiştirebilir' adlı kitabı Sel Yayıncûık'tan çıktı
'Yazann en iyi yanı yapıtidır'BANUTELLİOĞLU
Alain de Botton, 1969 yılın-
da Isviçre'de doğdu. Halen
Londra'da yaşıyor. Yazdığı dört
kitap toplam on altı dile çevril-
di. llkromanı AşkÜstüne 1993
yılında lngiltere'de yayımlandı
ve Yapı Kredi Yayınlan tarafın-
dan dilimize kazandınldı. Yazar,
1994 ve 1995 yülannda, arka ar-
kaya, Romantik Hareket ve Öp
veAnlatadlı yapıtlan kaleme al-
dj. 3 yıl önce yayımlanan Pro-
ust Yaşamınızı Nasıl Değiştire-
bilir adlı yapıtı ise, ABD ve In-
giltere başta olmak üzere, bir-
çok ülkede büyük başan kazan-
dı. Sel Yayıncıhk tarafindan ya-
yımlanan bu roman Türkiye'de
de çok ilgi göriiyor. Kitabın Tür-
kiye'de yayımlanmasından he-
men sonra, çevirmeni olarak
yazarla söyleşi yaptık.
TELLİOĞLÛ- Sizi yazmaya
hen neydi?
BOTTON - Beni ilgilendiren
şeyler hakkında daha sistemli ve
derin düşünme arzusu, herhal-
de. Beni ilgilendiren şeyler baş-
langıçta hep duygusal mesele-
lerdi. Yazmak, hazmetmek için
iyi bir yol gibi geldi. Ilk üç ki-
tabım ilişkiler üzerineydi.
- Kitaplanıuzdan hiçbirinin
tam anlamıyla birer roman ol-
duğu söylenemez. Bana sizin ne
tür kitaplaryazdığınız sorulun-
cayanrtvermektezorlanıyoruın.
Roman nu, deneme mi, incele-
memi?
BOTTON- Doğru, Jane Aus-
ten'm zamanından bu yana pek
de fazla değişmeyen standart
roman tekniğiyle yazma konu-
sunda hep zorlandım. Ben, de-
nemeye yaklaşan romanlardan
daha çok hoşlanıyorum. Yani,
roman anlatıcısı susuyor ve ara-
ya küçük denemeler giriyor. Bu
daha hoş geliyor bana. Aslında
romanlann anlatmaktan çok
göstermeleri beklenir, ama ben
önce gösteriyor, sonra da uzun
bir anahz yapıyorum. Hayata
da böyle bakıyorum zaten.
'Proust'u sevenler az'
-Proust Yaşamımzı Nasıl De-
ğiştirebilir, diğer krtaplannız-
dan farkh. Proust üzerine bir
kitap yazma fıkri nereden çık-
tı?
BOTTON - Proust'u okuyup
onun tahmin ettiğim gibi zor
anlaşılır, modası geçmiş bir ya-
zar olmadığını anladığımda, ka-
famda Proust'u konu alan bir ki-
tap yazma fıkri belirdı. Proust,
bilge ve güçlü olmasına karşın
çok da yumuşak ve içten geldi
bana. Yaşamımdaki o kadar çok
sahneye ışık tutuyordu ki, başım-
dan geçen şeylerle ilgili olarak
günde en az üç kez "Işte tam
Proustvaribirdurum" demeden
edemıyordum. Sonra, Proust
üzerine yazılanlan okudum. Pro-
ust'un beni bu kadar etkileyen
yanı hiç ele alınmıyordu. Bir
sürü akademık çalışmada onu
Baudeiaire le, Rknbaud'yla kar-
şılaştınyor, yazdıklannı Fre-
udia ve Joyce'la ilişkilendiriyor-
lardı. Ama bu çalışmalardan
hiçbirinde onun hayata nasıl
baktığı, mutluluk hakkında na-
sıl görüşleri oldugu işlenme-
miştı. Ona hep akademik açıdan
yaklaşılmıştı. Akademik yapı
içinde bu tür sorulara yer ver-
mek pek hoş görülmüyor. Ben
de, Proust'u benim için önem-
li olan yanıyla ele almak istedim.
- Başka bir yazar da olabim-
mivdi?
Xyi bir kitap okuyucu
olarak size yaşam
konusunda yardımcı
olabilmeli. Ben bu tûre
hayramm, çünkû bu
kitaplann yazarlan çok
önemli bir işe
soyunuyorlar:
Okuyucuyu mutlu etme
işine. Bence, bayağı,
basit ve ucuz olmadan da
kılavuz kitap yazılabilir.
îşte bu yüzden, bu türü
denedim ve hayatımı
değiştirdiğine inandığım
Proust'u konu alan bir
kılavuz kitap yazdım.'
BOTTON - Aslında Proust,
romancı olmasının yanı sıra bir
psikolog da. Yahıızca hikâyey-
le ilgilenmiyor, karakterleri de
aynntıyla işliyor. Ben onun ba-
zı açılardan bir filozof oldugu-
nu da düşünüyorum. Ne yazık
ki, günümüzde Proust'u seven-
lerin sayısı çok az. Kısacası, ha-
yır, başka biri üstüne böyle bir
kitap yazamazdım. Proust'un
bir eşi daha yoktur.
- Ylne bir söyieşide, Proust'la
asla taıuşmak istemeyeceğinizi
beHrtmişsmiz?
BOTTON - Evet, yalnızca ki-
tabını okuyup beğendiniz diye
kitabın yazanyla tanışmanın bir
anlamı yok bence. Yazann en iyi
yanı yapıtdır. Proust'latanışsay-
dun belki de onu sıkıcı bulur-
dum ya da onu sıkmaktan en-
dişe duyanfam. Yatağıma uzanıp
yazdıklannı okumak, onunla
bir arada olmaktan daha hoş.
Eğer sıkılırsam, ayıp olur kay-
gısı gütmeden kitabı kapatıve-
ririm.
'Hayat herkes için zor'
- Proust Yaşammm Nasd De-
ğiştirebüir adlı khabnuzı neden
bir kılavuz khapbkimindeyaz-
dınız?
BOTTON - Kılavuz kitaplar
pek saygın bir tür olarak kabul
edilmiyor. Çoğu kişi onlann
fazlasıyla basit ve ucuz oldu-
ğunu düşünüyor. Bu kitaplar si-
ze hayatınızı beş dakıka içinde
nasıl değiştirebileceğinizi, son-
suza kadar nasıl mutlu yaşaya-
bileceğinızi vs. anlatıyorlar.
Bunlardan pek çoğunun içinde
gerçekten saçma sapan iddialar
yer alıyor. Yine de, bu kitapla-
nn çok hoş bir yanı olduğunu
söyleyebilirim -bunlar, kitabın
şu ya da bu biçimde okuyucu-
nun hayatı üzerinde bir tür etki
yaratabileceği inancıyla yazıh-
yor. Bence de, iyi bir kitap, oku-
yucu olarak size yaşam konu-
sunda yardımcı olabilmeli. Ben
bu türe hayranım, çünkü bu ki-
taplann yazarlan çok önemli
bir işe soyunuyorlar: Okuyucu-
yu mutlu etme işine. Bence, ba-
yağı, basit ve ucuz olmadan da
kılavuz kitap yazılabilir. Işte bu
yüzden, bu türü denedim ve ha-
yatımı değiştirdiğine inandığım
Proust'u konu alan bir kılavuz
kitap yazdım.
-Bukıtapta,özeDikleçokoku-
yan, sanatla ilgilenen kültürlü
kişileri, bir başka deyişk teori-
yi uygulamaya geçirmekte zor-
lanan entelektüellere mi hitap
ediyorsunuz?
BOTTON - Pek sayılmaz. As-
lında ben, düşünmek isteyen ve
okuma arzusu duyan herkese
hitap ediyorum. Benim kitapla-
nmı okumak için üniversite me-
zunu olmaya bile gerek yok.
Nazlf Topçuoğlu yenl kitabında fotoğrafın bugünkü konumunu Inceliyor
'FotoğrafOlmedi
Âma TuhafKokuyor'KültûrServisi- NazifTopçuoğlu'nun
'Fotoğraf Öfanedi Ama Tuhaf Kokuyor'
adlı kitabı Yapı Kredi Yaymlan'ndan
çıkü. 'lyiFotoğrafNasılOluvorYani'nin
devamı nitehğüıde olan yenı kitap tanh-
sel bir yaklaşımdan çok, fotoğrafin bu-
gün ulaşmış olduğu konumu irdeliyor.
AKred Stiegfitz: Kitry Stiegütz, 1907.
Nazif Topçuoğlu kıtabm amacınm
öncelikle "nasıl fotoğraf çeküir" değil,
"neden fotoğraf çekeriz" sorusuna ya-
mt aramak olduğunu belirtıyor.
Kitabın ilk sayfalannda yer alan 'Bel-
gesel Fotoğrafçuık Yeniden Tanımlanı-
yor' başlıklı bölümde, son yıllardakı bel-
gesel fotoğrafin işlevi ve yaratmak iste-
ği etki fotoğraflardan örnekler sunula-
rak işleniyor. Topçuoğlu teknık açıdan
da değerlendirdiği bu işlerde aynca fo-
toğrafin düşünsel özelliklerini inceliyor.
Fotoğraf sanatçısının yönetmen yö-
nünün ele alındığı 'Bir GosteriSananOla-
rak Fotoğrafçüıkta Yönermensel Tavır'
bölümünde ise bazı fotoğrafçılann port-
releri, yapıtlanrun özellikleri anlatılıyor.
Ardından çocuk fotoğraflannm konu
edildiği 'ÇocuklarBüyüdükleriZaman
Arbk Çocuk Değfldirkr' sayfalan geli-
yor. 'Dört Ayıp Yazı' bölümünde de Ka-
te Moss'un görüntüleriyle günümüzde
reklam ve imajın fotoğraf üzerindeki et-
kisi; Pirelli Takvimleri; cinsiyetin kul-
lanımı ve Cindy Sherman'ın New York
1999 Sergisi yer alıyor.
Kitabın diğer sayfalan arasmdakı 'Fo-
toğrafçdık Oldü mü?': gerçek öyküler-
le anlatılan 'Meta/Yaonm Olarak Fo-
toğraflar: Koleksiyonlar, Galeriler, Mü-
zavedder'; 'HayalgücüveKaytt Üzerine
Dengesiz Yazı' ve 'Resimli Yolculuklar-
da Kendini Bulmak' başlıklı bölümler-
TheodoreMiDer: Lee.Vlflfer (fotoğrafçmm
kızı), Temmuz, 1928.
de fotoğraf yapıtlan üzerine genel değer-
lendirmelerden kendi fotoğraf deneyimi-
ne yaptığı geçişlerle, fotoğrafin bugün
nasıl anlamlandınldığı ortaya konulu-
yor.
Fotoğrafin konumundan çağdaş sa-
nattaki kullanımma dek geniş bir alan-
da incelenen konular arasmda aynca,
'Bu Coğrafyada Fotoğrafy a"; 'Bir Fotoğ-
rafçınk Kolonisinde': 'Masumiyete Öv-
güler'; 'Richard Avedon/Frank Zappa'
ile 'Fotoğraf Üzerine KaymakveyaNos-
talji Arnk Eskisi Gibi Değü' bölümleri
de yer abyor.
Aynca, entelektüellerin başka-
lanndan daha mutsuz oldulda-
nnı da düşünmüyorum. Acı çe-
ken entelektüel ve mutlu çoban
karşıtlığı. Ben buna inanmıyo-
rum. Hayat herkes için zor. Bin-
bir değişik şekilde acı çekilebi-
lir.
- Sizteorflerinizi uygulamaya
geçirebiliyor musunuz?
BOTTON - Evet, geçirmeye
uğraşıyorum. Ama zaten, teori-
lenmden pek çoğu doğrudan
uygulamaya yönelik değil. Be-
nim bütün yapmaya çalıştığım
belli konularda öneriler sun-
mak. Nasıl yaşanması gerekti-
ğini dikte etmeye çalışmıyo-
rum.
Montaigne ve Stendhal
- Sizin post-modern bir yazar
oktuğunuz söylenh<or. Bu konu-
da ne düşünüyorsunuz?
BOTTON -Post-modern söz-
cüğünden hoşlanmıyorum. San-
ki, uzun zamandır hiç kimse
"normal"in dışına çıkan bir ki-
tap yazmamış gibi bir izlenim
yaratıyor. Oysa, "normarin
ötesine geçen bırçok kitap var,
örneğin, Lawrence Sterne'in
Tristram Shandy'si, Joyce'un
Ulysses'i... Kitaplanmda, bi-
çimsel açıdan farklı denemeler
yapıyorum ama bunu post-mo-
dern olmak için yapmıyorum.
Söylemek istediklerimi söyle-
yebihnek için, birçok yazann
kullandığından farklı biçimle-
re gereksinim duyuyorum. Sı-
radan birromancıya da biyog-
rafi yazan olmak ıstemiyorum.
-Kimieriokuyorsunuz? Yazar
olarak başka kmüerden etküe-
niyorsunuz?
BOTTON-Montaigne'in de-
nemelerini çok seviyorum. Onun
tartışma yeteneğıne, tartışırken
sıcaklığından bir şey kaybet-
meyişine gerçekten hayranım.
HoMenCaulfJeld üe hemfıkirim:
Bazı kitaplan okurken içiniz-
den yazan telefonla arayıp onun-
la sohbet etmek gelir. Işte on-
lar qp ıytyazarlardır. Montaig-
ne de îşteböylebir yazar. Stend-
hal'den de çok hoşlanınm. Ro-
manlanndan pek değil ama Aşk
Üzerine adlı yapıtından ve oto-
bıyografik yapıtlanndan. Daha
çağdaş yazarlara gelince... Si-
mon Schama, Julian Barnes,
Roland Barthes, Nicholson Ba-
ker ve Milan Kundera gıbı ya-
zarlann bazı yapıtlannı beğeni-
yorum.
- Kkabmızın çevirmeni oMu-
ğum için çeviriyleflgüide birso-
ru sormak istiyorum. Kitapla-
nmzm çevirUerini okuma, ince-
lemefirsatıbulabidiniz mi? Ede-
biyat çevirisinde her zaman ka-
yıplardan söz edilir. Sizce ka-
zançlardan söz etmek de mfim-
künmü?
BOTTON - Fransızcaya ve
Almancaya yapılan çevirileri
okuma nrsaum oldu. Çevirmen-
lerin yapnklan zor işi takdir edi-
yorum ama kitaplanmdaki ba-
zı noktalann çoğu zaman anla-
şıhnadığını da söylemeliyim.
Aslında bu çok doğal, çevir-
menlerdenher şeyi anlamalan-
nı bekleyemeyiz. Yani sıklıkla
kayıplardan söz edilmesinin ne-
deni de budur. Kayıplaroluyor.
Ancak bazen, kazançlardan da
söz edebileceğimize inanıyo-
rum. Romantik Hareket adlı ki-
tabımın Fransızca çevirisi öyle
güzeldi ki çevirinin özgün ya-
pıttan daha güzel olduğunu dü-
şündüm.
85 yayınevinin yer alacağı 4. TÜYAP Ankara Kitap Fuan 13 Mayıs'ta Atatürk Kültür Merkezi'nde açılacak
Medya ve etik ilişkisi etkiıılilderle tarbşılacak
Kültür Servisi - 4. TÜYAP Ankara Kitap Fu-
an 13 Mayıs'ta saat 11.00'de Atatürk Kültür
Merkezi'nde açılacak ve 21 Mayıssaat 19.00'a
dekdevamedecek. Kültür Bakanlığı ve TÜYAP
Tüm Fuarcıük Yapım AŞ'nin işbirliği ile dü-
zenlenecek olan fuann bu yılki teması TVIedya
ve Etik' olarak belirlendi.
85 yaymevinin yer alacağı, medya ve etik iliş-
kısınin agırlıklı olarak tartışılacağı konferans, pa-
nel ve söyleşilere yaklaşık 120 yazar, sanatçı, bi-
lim insanı, gazeteci ve politikacı konuşmacı ola-
rak katılacak. Yaymevleri ve sivil toplum kuru-
luşunun standlannda okurlanyla buluşup, kitap
alayacak.
ServerTanflH
Aynca, fuar kapsârnmda TÜYAP TümTüar-
^aldc Yapım AŞ^ve^vin Sanat^îalerisi üe"blr-
likte düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı'mn fıgü-
s^atifömeklerinin bulunduğu sergi de yer alacak.
Etkmlık programı çerçevesinde açılış günü sa-
at 13.00-15.00 arasında 'Sımrsız, Sorumsuz,
Eğitmen (!):Medya' başlıklı panelde konuşma-
cı olarak Ayla Kntm, Erendiz Atasû ve Turgut
Özakman yer alacaklar. 18.00-20.00 saatlen ara-
sında ise PEN Yazarlar Derneği'nin düzenledi-
ÜbanSelçuk
gî 'AyrtmİMtınaveBasm*komirupâneTeSgrgr
Taniffi, tfiian SeJçok, Alpay Kabacah ve Mosta-
fa Balbay konuşmacı olarak katılacaklar. Ayn-
ca saat 17.30'da PEN Yazarlar Derneği'nin TÜ-
YAP'a ödül vereceği bir tören gerçekleşecek.
HMayıs'ta 13.00-14.30 saatlen arasında Eren-
diz Atasü, Ferhunde Öktem ve Zerrin Taşpı-
nar'ın konuk olacagı, 'Medya, Etik ve Kadın';
saat 14.30-16.00'da
Nedim GürseL Günsel Renda, Erendiz Atasü
ve Bahriye Çeri'nin yer aldığı 'Edebiyatta Ta-
AUSirmen AylaKutlu
rmveRea&f; 18.00-20.00 saatlen arasında da
Server Tanilh, Deniz Kavukçuoğlu. Nail Gurefi
ve Yıknz Sertel'in katılacağı 'Gazetecilik Ahla-
kı' başlıklı paneller yapılacak. 15 Mayıs'ta saat
16.00-18.00 arasmda gerçekleşecek olan 'Med-
ya ve Edebiyatçuar' konulu panelde Şefık Kah-
ramankaptan, Ayla Kutlu, MJVfahsun Doğan,
Zerrin Taspmar ve Dursun Akçam konuşmacı
olarak yer alacaklar.
16Mayıs'ta 13.00-15.00 saatleri arasında Meh-
met Doğan, Naci Bostancı ve Fehmi Koru'nun
konuşmacı olacaklan 'MedyaveSiyaset'; 18.00-
20.00'de ise Server Tanılli, Korkmaz Alemdar
ve AB Sirmen'in katılacağı 'Uğur Mumcu'nun
Gazetecilik Ahlakı' panelleri düzenlenecek.
17 Mayıs'ta saat 16.00-18.00 arasmda VecUıi
Timuroğlu, Gökhan Cengjzhaa Atilla Aşut ve
Ahmet Yıldız'ın yer aldığı 'Edebiyat Eleştirisin-
de Etik Sorunu'; saat 18.00-19.00'da Dursun
Akçam'ın konuk olarak katılacağı 'Köy Ensti-
tülü Oğretmenden HizbuDahçı Oğretmene' baş-
lıklı panel ve söyleşiler yapılacak.
Fuarprogramı kapsammda düzenlenecek olan
diğer paneller ve söyleşiler arasmda, 18 Ma-
> saat lg.0Ö-2Ö.OO'de Rrfat Hgpt, Aziz Ne-"_y > gp,
sin, Hhan Selçuk'un yer alacağı 'Edebiyat
Mizah' (video gösterisi ile birlikte); 19 Mayıs
13.00-15.00 saatleri arasında AbdüIkadirBudak,
Metin Cengiz, Metin Celal ve Sina Akyol'un ka-
tılacağı 'GünûmüzŞürinde Yöneiimler'; 20 Ma-
yıs günü 14.00-16.OO'da Erendiz Atasü, Erhan
Bener ve Nazh Eray'm konuşmacı olacaklan
'2000TiYıBardaSanalDünyaw Edebiyat'; 16.00-
18.00'de Öküz dergısi yazar ve çizerleri ile söy-
leşi gerçekleşecek.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATtLLA BtRKİYE
Yalnclığın Adı, Belki de
Belki de artık yaşım gelmiştir; artık yalnızlığın ta-
rihini yazmaya başlamalıyım.
Senin tarihini, isimsiz kalan tüm öykülerin tarihi-
ni yazmalıyım; artık, aşkın tarihini yazmaya başla-
malıyım.
Tıitkunu yazmalıyım; tüm coşkunu.
Yeryüzüne, ayın ışığı gibi düşen coşkunu yazma-
lıyım.
Seni yazmalıyım, sesinin insana umut ve huzur
veren yumuşaklığını yazmalıyım.
Sakinliğinin ardındaki fırtınayı yazmalıyım.
Ilk heyecanımı yazmalıyım; sesinin, yüzünün, var-
lığının ilk tanıklığı olan heyecanımı.
Insan yaşamında en çok hangi zamanı ister?
En değeıîi zaman hangi zamandır?
En degerli zaman, en acı veren zaman mı olmuş-
tur; zaman su gibi akıp gıdiyorsa, mutluluk parmak-
lanmızın ucundan ıstem dışı düşüp parçalanıyorsa?
En degerli zaman, seni ilk tattığım an mıdır?
Ki yeryüzünün en unutulmaz düşü olan.
Hemen, umutsuzluk ve mutsuzluk kapısını mı
araladım düş demekle...
Düş olmadığını söyle o zaman sen de bana.
Yaşadıklanmızın düş olmadığını söyle; mutluluk
anının düş olmadığını söyle.
Nerde şimdi o anlar?
O dolunay nerde?
O erguvanlar, o Istanbul, o duygu anlan, dolu do-
lu yaşanan...
Masallann gerçek olduğuna inanılan o zaman, o
an nerde kaldı; şimdi çok mu uzaklarda.
Yoksa hiç mi yoktu yaşamımızın en değerii zama-
nı?
Geriye dönmek istesek, seçemeyecek miyiz bizi
en çok sarsan, etkileyen, yüreğimizde fırtınalar ko-
paran o zamanı, o anı.
Onlann hepsinın bir düş olduğuna mı karar ver-
dik yoksa?
Geleceğimiz sandığımız ve o zaman gerçek ol-
duğuna, umut olduğuna, mutluluk olduğuna inan-
dığımız anlann düş olmadığını söyle bana.
Dünyanın en degerli düşü olmadığını söyle bana.
Mayıs düştü kente, erguvanlar da açmıştı; ama,
görüyorsun umutsuz dört bir yanım.
Oysa mayısın ilk ışıklan umut vericiydi.
Güzel günler olacaktık.
Senle ben; taa çocukluğumdan beri, yıllar yıllar
önce, seni ilk tattığımdan beri güzel günler olacak-
tık.
Yüzünün şiirini yazacaktım; ayın tüm halleri olan
yüzünün.
Seni az tanıdığımı bilıyorum; seni keşfetmenin şi-
irini yazacaktım.
Günler geçtikçe seni tanıyorum; her gün biraz
daha.
Arük, yalnızlığtn tarihini yazmaya başlamalıyım; se-
nin tarihini; aşkın tarihini yazmaya başlamalıyım.
Senin adın aşksa, yani yalnıziıksa senin adın, se-
ni yazmalıyım.
Yine düştüm hüzün gölüne; sabahı hiç göreme-
yecekbirnilüferçiçegininkadenni vekşderini,ya-,
şıyorum.
Sen bana bakma, ne kadar kederlensem de, ne
kadar hüzün denen irin içimi sarmışsa da, ben yi-
ne masallara inananlardanım.
Adın ne kadar aynlık olsa da, adın ne kadar yal-
nızlık olsa da, adın ne kadar acı olsa da, ne kadar
sana ben bile yanılsama desem de, yine deniz kı-
zının çıkmasını bekliyorum o Istanbul mavisinden.
Her ne kadar tüm düşler yüreğimde kalsa da, her
ne kadar benzersiz öyküler isimsiz kalsa da, yine
seni bekleyeceğim ey aşk!
Çünkü yüzünün ve sesinin ardındakileri gördüm,
duydum bir kez...
Yönetmen Peterson öMü
• CHICAGO - ABD'de sinema tarihine
'sürrealist fihn yönetmeni' olarak geçen Sidney
Peterson, 94 yaşında öldü. Califomia Güzel
Sanatlar Akademisi'nde öğretim görevlisiyken,
ilk filmini öğrencüerinin yardımıyla yapan
Peterson, özellikle 1946'da 'The Potted Psalm' ve
1949'da 'The Lead Shoes' filmleriyle ün yaptı.
ABD'nin önemli sanat müzelerinden The
Whitney Museum of American Art, 1975'te
Peterson'm 4 filmini göstererek, sinema
tarihindeki yerini vurguladı. Sürrealist füm
yapmak istediği için fmansman bulamayan
yönetmenin, ilk fîlmleri için New York'taki
Modern Sanatlar Müzesi'nde ve bir fihn
stüdyosunda çalışarak para biriktırdiği biliniyor.
Füm yapuncısı ve yönetmeni Peterson, 'A Fly in
the Pigment' ve 'The Dark of the Screen' adlı iki
de kitap yayımladı.
Fertıan Taylan Erder'in
seramik sergisi
• KültûrServisi
- Ferhan Taylan
Erder'in seramik
sergisi Ankara
Halkbank Sanat
Galerisi'nde
açıldı.
27 Mayıs'a dek
devam edecek
olan sergide
doğayla
serüvenini
seramikle anlatan
sanatçı
Kıyı/Deniz _JS
ilişkisini
'Kaya'larla; deniz dibi gezintilerini 'Balık'lanyla;
Av/Yem ATemek ilişkisini 'Sülünes'
çeşitlemesiyle yansıtıvor.
Boğaziçi Üniversitesrnde '
felsefe sempozyumu
KûHOr Servisi - 'Felsefenin 100 Yıh' başUdıJ
sempozyum bugün ve yann Boğaziçi
ÜnîversitesTnde gerçekleşecek. Sempozyumda
yirminci yüzyıl felsefesinin ve bilimle kurduğu
lîişkinin toplu ve eleştirel bir değerlendirmesi
yapılacak. Etkinlik, Boğaziçi Üniversitesi
Felsefe Bölümü ile Atına Üniversitesi Bilim
Tarihi ve Felsefesı Bölümü'nün 1998 yılında
başlattıgı işbirliği projesi çerçevesinde Atina'da
düzenlediği 'Bilimin Tarihi ve Felsefesi' başlıklı
ilk sempozyumun devamı niteliğinde.