Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Şeriatçı Parti Kapatılamayacak mı?
Av.TbrçutKAZAN
B
aşbakan Ecevit bütün
bir toplumu 5+5'e kı-
lıtledi. Dcmirersiz ıs-
tikrar olmaz görüşüy-
le anayasanın 101.
maddesını değiştirmek
için yola çıkıldı. Ve "işbitirici" bir
mantıkla öneriye ikı madde daha ek-
lendı. Böylece, FP kafakola alınacak,
bütün milletvekillerine kıyak maaşla
kıyak emeklüiğin "güvencesi" sunu-
lacak, onlar da önenye oy verecektı.
Hukuk devletinin temel kurallan ve
Anayasa Mahkemesı kararları hiç
önemli değildı. Demırel mutlaka ba-
şımızda kalmaüydı. Bunu sağlayabıl-
mek için ne gerekiyorsa yapılmahy-
dı.Önce, eğri oturup doğru konuşa-
lım: Bir kişi için anayasa değiştiriyo-
ruz. Bu hem çok ayıptır, hem hukuka
aykındır. Aynca, anayasanın kendisi,
hükümet girişimiyle anayasa değişti-
rümesinj yasaklamış. Belli sayıda mil-
letvekilinin yazılı "teküfT ve "bcşte
üç çoğunluğun gizli oyu" gerekiyor.
Arnaç, dayatmalara engel olmak ve
değişikliği mılletvekillerinin özgür
iradesıne bırakmaktır. Oysa olayımız-
da bu kurallann hepsi çiğnendi. Ge-
nel başkanlar emriyle imza toplandı,
ımza toplamayan parti lideri suçlan-
dı. Ve bütün bunlara karşın, 29 Mart
oylamasında anayasanın aradığı çoğun-
lıîk sağlanamadı. Böylece, değişikli-
ğe giden yol kapandı. Ama, istikrar-
a'lar inatlannı sürdürüyor. Anayasa-
nın 96. maddesine dayanarak 2. görüş-
meyı gündeme aldılar. 175. maddeyi
dinlemiyorlar. llk oylamada değişiİc-
lik benimsenmediğine göre, 2. pyla-
maya geçilemeyeceğini kabul etmı-
yorlar. Konuya ilişkin Anayasa Mah-
kemesı karan da onları bağlamıyor.
Şimdı, "imzasmm arkasmda durma-
yan" milletvekıllerını denetlemeye
çalışacaklar. Belki bir masa kurulacak.
Her miüetvekilı kullanmadığı öbür
iki oy pusulasını. masadaki parti ko-
miserine getirip teslim edecek. Bu
yolla, kimin kabul, kimin ret, kimin
çekinser oy verdiği anlaşılacağı için,
yüreklere salınan korkuyla "giztüik*'
delinecek ve 5+5 gerçekleştinlecek.
Tabii, anayasaya aykınlık, anayasa
yargısını tanımamak yalnız bu söyle-
diklerimizle sınırh kalmıyor. Asıl di-
namitlokumupaketin ıçinde: Biri 69.
madde, bununla şeriatçı partiler için
odak olma hali kapatma nederu ol-
maktan çıkanlıyor.
Öbürüyle milletvekili maaşlannın
yargı denetıminden kaçınlması plan-
lanıyor. Dogrusu, inanılır gibi değil.
Anayasa Mahkemesi kararlanru etki-
sız kılmak için, kuvvetler aynbğı ilke-
si hıçe sayılarak, ıptal edilen kurallar
anayasaya taşmıyor. Milletvekilleri-
ne kolaylıkla ayncalık (imtiyaz) tanı-
yan yasalar yapabilme yolu açılıyor.
69. maddenin 6. fıkrasıyla ilgili de-
ğişiklık ıse tam bir felaket... Yine,
Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiğı bir
kuralı anayasaya taşıyorlar. Böylece,
parti kapatılmasını zorlaştınyoruz di-
yorlar. Oysa kapatmayı zorlaştırmı-
yorlar, antı-laik eylemler bakımından,
şeriatçı partilerin kapatılmasını im-
kânsız duruma getiriyorlar.
Gerçekten. hazırlanan metin odak ol-
ma halini tespit için, üyeler hakkında
yetkılı mahkemelerce kesin hüküm
verilmesi koşulunu anyor. Ancak, 163.
maddenin kaldırılmasıyla laiklik kar-
şıtı eylemler kişiler için suç olmaktan
çıkanlmıştır. Bu durumda, yetkilı mah-
kemeler parti üyelerini yargılayıp bir
hüküm kuramayacaklanndan sorun
Arıayasa Mahkemesi'ne götürüleme-
yecektir. Kabul edelim ki. 312. mad-
de "suçişlemeyiteşvik" hali hariç, la-
iklik karşın eylemlerin karşıhğı değil-
dir. Bu nedenle, değişiklık benimsen-
diği zaman, parti genel başkanı, yet-
kili kişiler, milletvekilleri ve bütün
üyeler açıkça şeriat düzenini getirmek
isteseler bile, odak olma hali tespit
edilemez ve kapatma karan verile-
mez. Elbet, siyasal partiler demokra-
sinin vazgeçilmez parçasıdır. Hepsi
özgürce çalışmalıdır. Olur olmaz ne-
denlerle kapaülmamalıdır. Ancak, par-
tileri serbest bırakalım, halk destek-
liyorsa yaşar, desteklemiyorsa zaten ka-
panır diyerek sorunu geçiştiremeyiz.
Her parti, oyunu kurallanna göre oy-
namak, demokratik kulvar içinde kal-
mak zorundadır. Kural ve kulvar ta-
nımayanlara karşı demokrasinin ken-
dini koruma hakkj vardır.
Örneğin, dinci, şeriatçı, anti-laik
partiler ızledikleri çizgi bakımından
otoriter ve tek görüşçüdürler. Inanan
inanmayan aynmını esas alırlar. Ege-
menliğın ulusa değıl, Tann'ya aıt ol-
duğuna inanırlar. Dolayısıyla demok-
rasiye karşıdırlar. Çünkü, uyulması
gereken kurallar Tann buyruğu olarak
zaten vardır. Meclis eliyle yasa yapı-
lamaz. Doğaldır kı, böyle bir dinci
parti demokrasiyi boğar. Bu nedenle,
yanşı kulvar dı$ına çıkaranlann kapa-
tılması gerekir. Bir partinin tslamı
kimliğe önem vermesi başkadır, din-
ci temele dayanması başkadır. Dinci
temele dayanan parti kapatılır.
Işte, üçlü pakette yer alan öneri, 69.
maddenin 6. fıkrasını değıştirirken
Anayasa Mahkemesi'nin elini kolunu
bağlıyor. Artık, bu tür partiler tüzük
ve programlannı "dBkkatü" yazıp di-
ledıkleri gibi at oynatabilirler. Düşü-
nülen değişiklık. demokrasi ve laik
cumhuriyet için büyük bir tehlikedir.
Yapılan acıklamalarda, yasadaki ku-
ralı anayasaya koyuyoruz diyorlar. Ya-
lan söylüyörlar. Yasadaki bir kuralı
değil, Anayasa Mahkemesi'nin daha
önce iptal ettiği bir kuralı anayasaya
koyuyorlar. Böylece. anayasa yargısı-
nı çok önemli bir konuda etkisiz kıl-
mış oluyorlar.
Aynca, parti kapatmayı zorlaştınyo-
ruz diyorlar. Yine yalan söylüyörlar.
12 Eylül ürünü olan Siyası Partiler
Yasası'nı değıştirmiyorlar. Geçici 15.
maddeyi bile kaldırmayarak, anayasa-
ya aykin birçok kapatma nedenini ko-
ruyorlar. Yalnızca, anti-laik eylemler-
den dolayı şeriatçı partilerin kapatıl-
masını önlemiş oluyorlar.
Evet, önerinin adını dogru koyalım.
Metin, partilerin kapatılmasını zor-
laştırmıyor, demokrasi ve laik cumhu-
riyet için bir dinamit lokumu niteliği
taşıyor. Anayasa Mahkemesi'nin 103/2
ıle ilgili iptal karan bu tehlikeyi vur-
guluyor.
Gelin, karar gerekçesini dıkkatle
okuyup zaten anayasaya aykın olan 2.
oylamaya başvurmayalım. Ve gelin
bu büyük tehlikeyi savuşruralım.
Sayın Demirel'in İstikrar Programı...
Sacİt SOMEL Emekli Elçi
S
iyaset Meydanı programında genç-
lenn Sayın Demireî'e söyledikleri
sözlenn kamuoyunda olumlu karşı-
lanması, Türk toplumunun artık
devletın başında nabza göre şerbet
veren, inancı belli olmayıp sürekli
zikzaklar çizen politikacılar değil, ilke sahibi ve
kamu yarannı her şeyin üstünde tutan, Ata-
tûrk'ün bütün reformlannı özümsemış politika-
cılar görmek ıstedığını göstermektedır. Sayın
Demirel, yazık ki bugüne kadarkı siyasal yaşa-
mında aydm kamuoyuna böyle bir politikacı ol-
duğu ızlenımını verememıştir. Zaman olmuş,
Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin laik olmadı-
ğını, cumhunyetın temelinde Müslümanlığın
yatügını, kanunlanmızda irtica diye bir suçun bu-
lunmadığını( 1) söylemiş, seçim meydanlannda
Kuran'ı alnına dayayarak inanç sömürüsü yap-
mıştır(2).
Zaman olmuş, ülkemızde şeriatçüara. karşı
tepkilerin arttığı görülünce. laıklık ijkesınin baş
savununKufcesrîrmş. "Çankaya'dalaikliğinbek-
çisi oturuyor" demiştir.
"İti ite kırdırmak" da onun sözüdür. Bu pa-
rola altında, lstanbul'da ünıversiteli gençler, dı-
şandan getirtilen sopalı güruh tarafından öldü-
rülesiye dövülmüştür. Sayın Demirel bu davra-
nışıyla ve yine ülkücülere komando kamplan kur-
durmak ya da kurulmasına göz yummak sure-
tiyle demokrasimize silah ve şiddeti sokmuş ve
ülkemizde sürekli kanayan bir yaranın açılma-
sına neden olmuştur.
Ormanlann ve kamu arazisirün yağmalanma-
sına izin verdiği için Danıştay'dan ya da Anaya-
sa Mahkemesi'nden dönen yasa önerilerini, so-
nuçlan hakkında uyanldıgı halde, onaylamakta
hiçbir zaman tereddüt etmemiştir.
Keza ülkenin en verimli topraİdan üzerinde sa-
nayı tesisleri kurulmasına da izin vermiş, hatta
bu gibi tesislerin temelini kendisi atmıştır. Hu-
kuk devletinden ve temiz toplumdan söz eder-
ken, Yazıaoğhı ile yaptığı Susurluk davasına
ilişkin görüşme zabıtlannı mahkemeye verme-
yi reddetmiştir (3). tlköğretmenler Sandığı'nın
paralan ıle ilgili hukuka aykın bir davraoışı hak-
kında gazetecılerin yönelttiklen bir soruyu ise
" Venfimse ben verdim, ne olmnj yani?" diye ya-
nıtlamıştır.
_ Sayın Devlet Başkanımız, vaktiyle, Turgut
Ozal'ı savurganhğından ötürü çok eleştirmışti.
Ne var ki iktidara geldikten sonra ısrafta ondan
geri kalmamış, memleket borç içinde iken Çan-
kaya'da yeni salonlar yaptırmış, Amerika'dan
uçakla yenı araba getirtmiş ve Özal'ı taklıt eder-
cesine 200 kışilik kafilelerle, ülkemize hıçbır şey
kazandırmayan dünya turlanna çıkmıştır. Gaze-
tecilerimizin seyahat hakkındaki sorulan üzeri-
ne ise "Orava ben grtmediın, devlet gittL Oraya
bayrağ) götürdük" gibi demagoj ik bir yanıt ver-
mekle yetınmıştır. Vaktiyle Özal'ın savurganlı-
ğını eleştirdıği anımsatılınca da "O zaman söy-
lediğinı sözkrin ipoteği alönda mı>ım?" demiş-
tir.
Halkımızın bir kısmı geceleri çöp tenekeleri-
ni kanştırarak yiyecek ararken Sayın Demirel'in
ramazan aylannda 2500 kişılik ıftar ziyafetlen
vennesi, memleketımizi kurtaran ve milletin pa-
rasınm üstüne tıtreyen o mübarek insanlardan ne
kadar farklı sularda yüzdüğünü göstermektedir.
Kanımızca Sayın Demirel'in kendine buyruk
kararlarla ülkemize verdiği büyük bir zarar da
dış politika alanında olmuştur. Azeri-Ermeni
anlaşmazhğında EJçibey'e Türkıye'ninarkasın-
dfSlduğu izleniminî vererek onu sert bir tuturh
abnaya sevk etmesı, Ruslan hesaba katmama-
sı, sonradan da terk etmeye mecbur kalması,
hem Azerbaycan için fena olmuş hem de kuzey
komşumuzla aramıza sogukluk getirmiştir. Ke-
za, "Adriyatik'ten Çin Denia'ne" teranesiyle
Türki devletlere karşı yürütrüğü coşkulu, popü-
list politika da aynı sonucu doğurmuş, Rusya'yı
kuskulandırmış ve Moskova'nın kuzeyinde ikı
PKK kampı kurulmasına neden olmuştur. Oy-
sa o, bu hatalı davranışını sürdürürken Ruslar bi-
zi
u
Her ülkenin iç sorunlan vardır. Başkasuun
işine kanşmak iki yönlii bir bıçakür" ve
u
Sırça
köşkte oturanlar başkasuun evine taş armama-
hdîr* gibi sözlerle uyarmakta idiler.
Sayın Demirel bugün ülkemizdeki pek çok
şeyin sonımlusudur. Keyfı davranmakta sakın-
ca görmemesi ve zararlı davranışlanrun sorgu-
lanmasına gösterdiğı şiddetli tepki, artık kendi-
sini "devlet" olarak görmeye başladığını karut-
lamaktadır. Tıpkı "Devlet benim" (L'Etat, c'est
moi) diyen 14. Louis gibi. Bu durumda ülkemi-
ze daha fazla zarar vermeden çekılmesi, kanı-
mızca zorunlu duruma gelmıştır. Zaten toplum
da bunu istemektedir. Sayın Ecevit'ın kışısel tut-
kuiannın tatminı için bunu önJcmeye hakkı yok-
tUT. •*• •• î ~ - y
(1) Yeni Şafak 1.3.1997
(2) Cumhuriyet 21.6.1998
(3) Cumhurivet 21.7.1997
Yazma
seminerlerine
çağrı!
Ülkesini yanna hazırlayan yazarlar
yetiştirmek amacıyla başlattığımız "Yazma
Seminerlerimiz" 10 Nisan 2000 tarihinden
itibaren devam ediyor.
• Yazma Semineri
• Felsefeye Giriş - Felsefe Yazın İlişkisi
• Sinema Tarihi ve Senaryo Yazma Teknikleri
Dünyayı, toplumu ve hayatı herkesin
gördüğünden farklı görüp algılamak,
düşüncelerinizi yazıyla güzel bir biçimde
ifade etme yeteneğinizi geliştirmek, yazı
dünyasında meraklı bir yolculuğa çıkmak
istiyorsanız, seminerlerimizle ilgili daha
geniş bilgiyi Vaknmız'dan edinebilirsiniz.
Son başvuru tarihi 7 Nisan 2000'dir.
UUUİARAŞTIRMACI
m ı ı m r * ı ı
G A Z E T E C I U K
Pans Caddesı No 14 Kavaklıdere, 06640 ANKARA
Tel: (0312) 417 77 20 pbx FakS. (0312) 417 57 46
e-posta. umag@umag org tr
VEFATDürüst, dirençli, değerii bir dost ve meslektaşımızı
Avukat
GALİP YACCIyıkaybettik.
Çok üzgünüz.
Ailesine ve meslektaşlanmıza başsağltğı dileriz.
İSTANBUL BABOSU BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU
ÜYELERİ
Av. Yücel SAYMAN, Av. Osman ERGİN, Av. Mert-Er Karagülle
Av. Ali Saydı, Av. Demet Tuna Aral, Av. Nurcan Çahşkan,
Av. B. Bahri Belen, Av. Öznur Gündoğdu Türsay, Av. Özgül
Beyazrt Kıvanç, Av. llkiz Okatan, Av. Hasan Alıcı
VEFAT
Değerti hukukçu, sevgili dostumuz,
kardeşimiz ve ağabeyimiz
AV. GALİP
YACCIyı
kaybettik.
Ailesinin, hukuk camiasının ve tüm dostlannın başı sağolsun.
Av. Ziya Günday, Av. Akkın Sokullu, Av. Veysel Uçum, Av. Ö.
Yıldınm Günday, Av. Mehmet Uçum, Av. Muzaffer Günday,
Stj. Av. Ensar Uçum
GÜNDEMDEKI KITABIN 3. BASIMI
ı CÜNEYT ARCAYÜREK
Demokrasi
Dönemecinde
Üç Adam
"Cüneyt
Arcayürek
Anlatıyor:
Büyüklere
Masallar,
Küçüklere
Gerçekler"
dizisinin ilkinde;
demokrasinin
1982'densonraki
evrimini, Evren-
Özal-Dcmirel
arasındaki
çatışmalan 'özel
not, belge ve
gorüşmeler'de
bulacaksınız.
ÇEKÜLEVİ
NİSAN 2000 ETKİNLİKLERİ
5 Nisan 2000 Çarşamba "Snt Çantamdan Fotograflar"
Dıa'h söyleşı - Nedım SİPAHİ
ETKINLİKLER HER ÇARŞAMBA ÇEKÜL VAKFI
ADRESİNDE 18 30-20.00 ARASI GERÇEKLEŞlR
ÇEKÜL'ÇEMIE VE KÜLTÜR DEÛERLERİNİ KORUMA
\T TAN1TMA VAKFI
Adres- Ekrem Tur Sok. No 8 Beyoğlu
Tel 0 212 249 64 64
www cekulvakfi.org.tr
•BİLGİ YAYINEVİ«MaO/AMKAHA1W (<V31 Z) 43» — M -434 «9 M f«ü» (0-312) 431 77 Si
VEFAT
Baromuzun 11379 sicil sayısında kayrtlı
Istanbul Barosu
Eski Disiplin Kurulu Başkanı, Staj Eğitim Merkezi
Eski Yürütme Kurulu üyesi, t
• - ,
Avukat
CALİP YAGCIvefat etmiştir.
Aziz meslektaşımızın cenazesi Çarşamba günü (bugün)
Kadıköy Söğütlüçeşme Camii'nde kılınacak ikindi
namazını müteakip ebedi istirahatgâhına defnedilecektir.
Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve
meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Osmaıılı İmparatorluğu'nun
Kuruluşunun 700. yılında
konser
KADKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN
1999 681 VesayetMahkememızcevenlen 15 2 2000 tanh 1999/681
esas. 2000'94 karar sayılı ılamı ıle Dıgor ilçesı, Hasancan, C 0019,
K..S No.0013'denürusakayıthZaferÇehkkeserM.K.nun357 mad-
desı gereğınce vesayet altıııa alınmış, kendısuıe babası Abdûlhadı
Çelıkkeservasıtayınedılmıştır Üanolunur 24.2.2000 Basın 16240
bgst
a
k i *
mm
Osmanlı tarıhinc ycp\T
cnı bir bakış
Demirtaş Ceyhun
KODADI:
'ULU HAKAN
Mutlaka sız de dkm'acaksıruz
İkinci Baskısı Çlfett
SIS ÇANI sunarKûçükparmakkapı Sok. Halim İş Hanı No:10 K.3 Beyoğlu-İST. Tel: (0212) 249 47 74
PENCERE
MedyaRayındanÇHrtı...
Osmanlı'nın son döneminde kadınların gözün-
de '/fâf/p'geçerakçe imiş; Babıâli'den maaşlı me-
mur, en güvenilir damat adayı sayılıyor.
Şarkısı da var
Usküdar'a gider iken aldı da biryağmur
Kâtibimin setresi uzun eteği çamur
Kıziann kalbini çelen damat adaylannın meslek-
leri Cumhuriyetin ilanından sonra durmadan de-
ğişti; subay, doktor, mühendis, sıralannı savdılar.
Günümüzde gözde kim?..
Işadamı!..
Dünya işadamlannın egemenliğinde küreselleş-
me sürecini yaşıyor.
•
Ancak 'Küreselleşme' gezegenimizin hercoğ-
rafyasında eş biçimde yaşanmıyor. Kapitalizmin
uygariığı Avrupa'da insanı ehlileştirirken, Türki-
ye'deki vahşeti bireyi canavarlaştınyon kuralsız
yasasız, kıran kırana bir pazarda aklı başında işa-
damının gerilimi dayanılır gibi değil...
Işadamı içinde yaşadığı cangıla ayak uydurmak
zorunda kalıyor...
Göze göz..
Dişe diş..
Kişileri suçlamak boşuna!.. Işadamı piyasayı
değil, kirtenen piyasa işadamını biçimlendiriyor; bir
aşamadan sonra işadamlannın özgüriüğü kalmı-
yor; işadamı işinın kölesine dönüşüyon işinin ge-
reğini yerine getiriyor.
•
Türkiye'de iş dünyasıyla medya birbirine kanş-
tı.
Devletten ihale almak ya da özelleştirmelerden
pay kapmak için elinde medya silahı olacak!.. Gg-
zeten, radyon, televizyonun yoksa, yandı gülüm
keten helva!..
Medya devletten, hükümetten, siyasal partiden
daha güçlü bir sılaha dönüştü; tekelleştikçe kuv-
veti yoğunlaştı. Hükümete posta koyabilir! Seçil-
miş politikacıyı vezir de edebilir rezil de!.. Atanmış
bürokratı burnundan yakalayabilir, canına okuya-
bilir. Elinde medya olan işadamı, medyasızın işini
bitirebilir; devlet ihalesini şıppadak şavullayabilir...
Piyasa hayatının bu katı gerçeğı, iş dünyasını et-
kiledi; ülkenin büyük ışadamlan teker teker ve is-
ter istemez medyaya girmek zorunda kaldılar;
medyalı rakibin haksız rekabetinden, olağanüstü
saldınsından, çoğu zaman şantajından kurtulmak
için başka yol var mı?..
•
Ancak bu iç içelik ve karmaşa, fikir ve haber öz-
gürlüğünü silip süpürüyor; gazetecilik rayından
çıktı; okur müşteriye dönüştü; gazete renkli ya da
boyalı birvarakpare...
Çare?..
Ne bu şaşkın devlet, ne bu yetersiz hükümet,
ne de bu kişiliksiz Meclis hastalığa çare bulabilir,
çare, yine medyanın kendi yapısındazamanla bu*
lunacak...
GALİP YACCI ya
Insanlan ve yaşamayı hep sevdin,
gülümsemenden belli olurdu.
Avukatlık mesleğini bu memleketinin
insanlanna,
bir şair, bir sanatçı, bir yazar, bir düşün
adamı gibi sunmak zor işti.
Yüregin ve aklınla zoru başardın.
Hiç efendin olmadı.
Mesleğin onuruna ve kurallanna uygun
davranacağına,
namusun ve vicdanın üzerine sesiz
sedasız yemin ettin.
Sessiz sedasız stajyer avukatlan sevdin.
Onlar seni çok sevdi.
Bilirsin. Hep seni yazdılar. Övgüyle ve
mutlulukla.
Iz kaldı yüreklerinde stajyer avukatlann..
Avukat oldular. Sen yaptın.
Gözyaşlan pınl pırıl, yüzleri aydınlık ve
senin gibi gülümsüyoriar...
Bana, bize, bazen kızdığında "alçaklık
etme.." derdin.
En çok bu sözden sonra hep beraber
gülerdik... Etmeyeceğiz.
Bilmen için söylüyoruz, birlikte başladık,
birlikte devam edeceğiz.
Adın yazılıdır.
İSTANBUL BAROSU STAJ EĞİTİM
MERKEZİ YÜRÜTME KURULU
Av. Gülçin Çaytıgil-Av. Akkın Sokullu-
Av. Gül Güner Erman-Av. Enis Coşkun-
Av. Aykut Ergil-Av. Ismil Hakkı Karaca-
Av. Fıkret Ilkiz-Av. Fuat Topdemir- Av. Galip
Yağcı-Av. Uğur Ozan-Av. Haluk Inanıcı-
Av. Şenol Caner-Av. Vılson Akbaş-Suat
Gökçe-Ayten İnanç
VEFAT
Rize eşrafından,
Çamlıhemşin
Yağcıoğlu ailesinden,
Istanbul Barosu avukatlarından
AV. GALİP YAĞCI
04.04.2000'de vefat etmiştir.
Memumun cenazesi 05.04.2000 günü
(bugün) Kadıköy Söğütlüçeşme
Camii'nden
ikindi namazını müteakip
Karacaahmet Mezarlığı'na
defnedilecektir.
AİLESİ