Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Bilsak Tiyatro Atölyesi, Çehov öykülerinden oluşturduğu '1yi Hava Kötü Hava'yı sahneliyor
Sıfir noktasında üetisimsizljk
RAYAN YlRMİBEŞ
Bilsak Tiyatro Atölyesi'nin sekiz
Çehov öyküsünden yola çıkarak sah-
nelediğı 'lyi Hava Kötü Hava', 'sı-
fır noktası'nda bırakılmış sahnele-
riyle seyircinin yorumuna açık, ikili
ilişkiler ve iletisimsizlik üzerine ku-
rulu bır oyun. Çehov yapıtlannda gö-
rülen, kişilerin sözlü tepkilerinin ey-
leme dönüşmemesi dunımunun işlen-
diği 'lyi Hava Kötü Hava'da Bilsak
oyunculan, başta yalnızca oyıınculuk
çalışması amaçlı yola çıkmışlar; da-
ha sonra, seçilmiş öyküleri doğaçla-
malarla bir oyun halıne getırmişler.
Metın dramaturgısinin ve tasanmın
Nihal Geyran Koldaş ımzasını taşı-
• "Özellikle kadın-erkek ilişkilerinden yola çıktık. tki ya da üç insan arasındaki
iletisimsizlik durumu, Çehov öykülerinden seçtiğimiz şey. însanlar birbirleriyle
niyetleri ne olursa olsun sürekli teğet geçiyorlar. Niyetler çok iyi; o yüzden de
biraz, 'lyi Hava Kötü Hava' adını seçtik."
dıgı oyunda dramaturgi, ortak bir ça-
lışmayla gerçekleştirilmiş.
- Öykülerden uyarlama yaptığı-
nızı söylüyorsunuz. Ancak daha çok
bir esinknme olduğu görülüyor. Çe-
hov'un öykölerini oası) biçimJen-
dirdiniz?
NtHAL GEYRAN KOLDAŞ -
Yaptıgımız esınlenme değü, uyarlama.
Çehov'un adına saygı duyduğumuz-
dan uyarlama sorumluluğunu üstleni-
yoruz. Bir öykü var. Herkes bunu oku-
yor ve kafasında bir şey canlandınyor
ve oradan bir ilışki anlıyor. Öyküleri
alıp sözsüz doğaçlama yaptık; ilişki-
yi bulmak için. Hiç kimsenin kafasın-
daki şey değil oyunda ortaya çıkan.
OyuncuJarkendi anladıklan biçımde
o ilişkiyi kuruyorlar. Bu onlara ait bir
şey. Kimse ona, "Hayır, o öyle değil,
sen yanhş anladm" diye dışandan mü-
dahale edemez. O öyle anladı; yaza-
ra ihanet etmediğı, onun durumlannı
değiştirmediği sürece. Ele aldığımız
öykülerde yazann dünyasını aktar-
maya çahştık ama eksildenmiz vardır.
Bir araya geliş nedenimiz aslında bır
oyun koyalım ve Çehov oynayalım
değildi. Bir süre sonra bu öyküleri
kurgulayıp bır oyuna dönüştürmeyi
düşündük.
O zaman diğer öyküleri de ilk se-
çilenlerle tematik olarak bağlanabıle-
ceklerden seçtik. Iki erkek, dört ka-
dın olduğundan herkesin aşağı yuka-
n aynı ölçüde çalışabilmesi için de
FtFE TtYATRO ÖDÜLLERİ
On iki kategoride
4'er aday belirlendi
Kültür Servisi - Halk Sigor-
ta tarafından düzenlenen 'Afi-
fe Tiyatro Ödülleri 200O'in,
sahıpİeri 17 Nısandabelliola-
cak. Seçicı kurulu oluşturan
Tunç Yalman, Dr. Fiisun Akat-
lı, Doç. Dr. Dikmen Gürün,
Seçkin Selvi, Engin Uludağ,
Prof. Dr. Nazan Aksoy ve De-
met Taner tarafından on iki ka-
tegori için dörder aday ve dör-
der özel ödülün sahıpİeri açık-
landı.
Muhsın Ertugrul Özel Ödü-
lü: Genco Erkal Nisa Serezli
Aşkıner Özel Ödülü: A. lpek-
kaya. Cevat Fehmi Başkut Özel
Ödülü: M. Baydur (Güne Ba-
kan Cam Kınklan) Tiyatroda
Yeni Kuşak Özel Ödülü: 1. Tür-
kay (Slyvia).
Yılın En Başanlı Prodüksiyo-
nu:Fişne Pahçesu (Ortaoyun-
cular), Ideal Bir Koca (Tiyat-
ro İstanbul), Sersem Kocanın
KurnazKarısı (İBŞT), Sevil-
mek (Aksanat Prodüksiyon Ti-
yatrosu).
Yılın En Başanlı Yönetme-
ni: F. Şensoy (Dolu Düşün
Boş Konuş), G. Gürün (1de-
al Bir Koca), I. Kasapoğlu
(Sevilmek), K. Kurdoğlu
(Sahte Kimlikler). Yılın En
Başanlı Erkek Oyuncusu: A.
Biricik (Güne Bakan Cam Kı-
nk!an),C. Türel (Sevilmek),
K. Engür (Sevilmek), T. Bar-
las - (Kapıyı Aç).
Yılın En Başanlı Kadın
Oyuncusu: A. Gürzap (Kırmı-
zı Karaağaç), T. Saran (Se-
vilmek), T. İncer (Kapıyı
Aç),Y. Kenter (Nükte). Yılın
En Başanlı Yardımcı Erkek
Oyuncusu: B. Kent (Fişne Pah-
çesu), B. E. Yarar (Arturo
Ui'nin Önlenebilir Tırmanı-
şı), G. Kıraç (Dolu Düsün
Boş Konuş), Y. Boratap(On-
ce Insan). Yılın En Başanlı
Yardımcı Kadın Oyuncusu: A.
Ünsal (Klakson, Borazanlar
ve Bırtlar), E. Küınç (Ser-
sem Kocanın Kurnaz Kan-
sı), M. Baykal (Dolu Düşün
Boş Konuş), S. Erbulak (A?k-
ı Memnu).Yılın En Başanlı
Müzikal ya da Komedı Erkek
Oyuncusu: H. Bilginer (Dolu
Düşün Boş Konus), M. Se-
rezU (Slyvia), N.özcan (Ka-
dın ile Memur), S. Dinçel
(Sersem Kocanın Kurnaz K*-
nsı).
Yılın En Başanlı Müzikal ya.
da Komedi Kadın Oyuncusu:
G. Berberoğlu (Oyunun Oyu-
nu), N. Serezli (Slyvia), S. Se-
len (Gel Evlenelim Yürü Bo-
şanalım), Z. Olcay (Doln Dü-
şün Boş Konuş). Yılın En Ba-
şanlı Tasanmcısı: Ali Cem Kö-
roğlu (Sersem Kocanın Kur-
naz Karısı), B. Dinçel (Kadın
Ue Memur), N. Gürkan (1de-
al Bır Koca), Su Yucel (Can).
Yılın En Başanlı Giysi Tasanm-
cısı: S. Tezcan (Arturo Ui'nin
Önlenebilir Tırmanışı), S.
Çandarddeal Bir Koca), Ş.
Zıpçı (Fişne Pahçesu), T. Ka-
fadar (Sersem Kocantn Kur-
naz Karısı).
Yıhn En Başanlı Sahne Mü-
ziği: M. Kibar (Sersem Ko-
canın Kurnaz Kansı), N. öz-
şuca (Güne Bakan Cam Kı-
nklan), S. Atakan (Romeo
ve Jüliet), S. Günseli (Amp-
hitryon 2000).Yılın En Başa-
nlı Işık Tasanmcısı: A. Gül-
dağlan (Arturo Ui'nin Önle-
nebilir Tırmanışı), t. Ören
(Aşk Hastau), U. Yddız (Can),
Y. Aymaz (Şerefe 20. Yüzyü).
Bilsak Tiyatro Atölyesi Çehov'un
sekiz öyküsündenyola çıkarak
oluşturduğu 'İyiHava, Kötü Hava'
adlı oyunu sahneliyor. Metin
dramaturgisini ve tasanmını Nihal
Geyran Koldaş'm (yanda)yaptığı
oyunda sıfir noktasındayaşanan
ikili ilişkiler, iletisimsizlik işleniyor.
bazı öyküler seçildi. Küçük ve kısıt-
lı bir mekânda oynamak durumunda
olduğumuz için de bazı öyküler tama-
rruyla elendı. Mesela, kırsal bölgeler-
de geçen öykülerden hiçbiri yok. Çe-
hov yapıtlannda 'alt akıntı' denen
şey var. Biz çalışmamızı bunun üze-
rine kurduğumuz için iyi malzemey-
di.
- Oyunun genele yayılan ağır tem-
posu ve geçişler nedeniyle izleyici-
nin dikkatinin dağılmasına yol açan
bir çalışma karşunıza çıkıyor. Oyu-
nun tamamında yansıtmak istedi-
ğiniz nedir?
- Çehov'un büyük oyunlanndaki
ana temada bir araya gelmiş insanlar
hep bir özlem içindedirler. Birbirle-
riyıe ilişki kurmaya çalışırlar ama ol-
maz. Bunun çok daha az sayıda, iki
ya da üç insan arasındaki durumu öy-
külerde seçtiğimiz şey. tnsanlar bir-
birleriyle niyetleri ne olursa olsun sü-
rekli teğet geçiyorlar. Niyetler çok
iyi; o yüzden de biraz, 'lyi Hava Kö-
tü Hava' adını seçtik. Herkes belli
bir nedenden dolayı birbiriyle ilişki
kurmak istiyor ve herkes haklı ama ol-
muyor. öyküleri seçerken özellikle
kadın-erkek ilişkilerinden yola çık-
tık. Öyküleri olabildiğince birbirinin
içine geçirmeye çahştık. Birbirlerini
etkilesınler, biraz kışkırtsınlar ıste-
dik. Bir tek son sahnemız var onu biz
uydurduk.. Çehov'danözürdileyerek.
Öykülerdeki karakterlerin ya da tip-
lerin bir şekilde oyunun sonunda bır
araya gelmesi, ortalaması gibi. Ora-
da da hıç ilişkiye geçemediler. Bizim
ruyetimız doğaçlamalarla ilişkiye geç-
mekti.
- Bilsak oyunlarında iletisimsiz-
lik temasının işlendiğine hep tanık
oluyoruz...
- Daha öncekı bazı oyunlanmız,
'Savaş Oyuolan', Park Yapdmaz'da
da aynı şekilde iletisimsizlik vardı.
Orada, yazarlann getirdiği bilinçli bir
yabancılaşma olgusu vardı. Mesela
'Savaş Oyunları'nda duygusuzluk
vardı. Bu oyunda öyle değil. Soğuk
bir yabancılaşma değil insanlardakı.
Herkes çok duygulu, insancıl, iyi ni-
yetlı. Bize göre biraz demode bir şey.
Ama bir şekilde yine Uetişim kurula-
mıyor. Oyunda, başlarda 'her şey
rastlantılara bağh' diye bir replık
var.
Çehov'un böyle nesnel bir bakışı
var; dışandan olaylara, insanlara. Biz
olabildiğince o nesnelliği anlamaya,
yakalamaya çalışarak çahştık. Klışe-
leri gerçekleştirdığimizde de hayatta
olduğu kadar birgülünçlük ortaya çık-
tı. Tiyatroyla benim üişkim tiyatronun
artık çok kişisel bir şey olduğuna da-
ir. Çünkü toplumsal dramatik sanat-
lar var ve çok gelişmiş. Sinemagibi...
Tiyatro onun yerini alamaz, onun-
la rekabet edemez. Kendine ait bir
alanı var. Bence o alan da şu anda ki-
şisel bir alan. En azmdan benim yap-
mak istediğım tiyatro, böyle. O an bir
araya gelen oyunculann ana mesele-
si neyse ele alınan odur. Çok politik
bir mesele de olabilir bu ama yine o
kişinin içınden çıkması ve sorununu
yansıtması lazım.
KÜLTÜR • SANAT (O 212) 293 89 78 (3 HAT)
SİNEJVIA TÜRSAK
BEŞİKTAŞ BE1.EDİYKSİ LF.VENT KOtTtR MERKEZİ
Dostluk \e. R.~rıs \( u\ Rr Fıînı
CÜNEŞE'
YOLCU
S DALDA OSCAfl AOOL I N İYİ FİLM
I EN i n V ÖNHUEN SMI H S B E » a t m B)KS( OnMCU KEVM SMCET
EN İYİ OZGÛN SENAflTO ALLMI MU-EN İY! SNBUTOGRAFI
İAMERİKAN GÜZELİ
|Seansları:12.20-14.35-16.50-19.05-21.20
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
TEK KATLJDIR.
PERŞEMBE • CUMA 20 30 / CUMARTES115 00
K u m , P a n . Y a . KUMPMIYA «HNESI 0212 235 u 57
T.C. KOLTÛR BAKANUGİNIN KATK1LARIYU
Senaryo ve Yönetı Yesim Ustaoğiu
İSTANBUL
ULUŞLARARASI KISA FİLM
GÜNLERİ BAŞLIYOR
5-11 Nisan 2000
• ALHANY» • AVUSIURYA • BtLCtKA • FRAHSA • HOLt ANOA
• INGH.TFRE • IRLANDA • ISPANYA • ISVEC • 1IALYA • JAPONYA
• MACARISTAN • POLONYA • TURKIYE • YUNAHISTAN
SES-1885 ORTAOYUNCULARİSTİKLAL CAD. NO:148 TEL (0 212) 25118 65-66 FAX (» 212) 244 43 27
www ortooyuncular com
) ılın fıhnı <tftİtıQtt kc\in '(inms* ) *>tt 11luk 'un.
hattu bt'lki tU wm on yılın c/; ivi\t...
M M;I ( \ i ' \ \ ı ı Miıt KH 1 1
I iİyteri dikctt dikttı cdtn bır Jıİııı IT
hcr \evdvH inu mtisi bİttiğnıdt'
derin dii)ihuetcrc dafnorsuını:-
I \\H \ K VM»| \IIK / \\1 \\
'dünesv ) oli-ıthtk ". htr planı. ht r divuloî*..
itzı'nU' tauıtiaıııtıı^ ıı^iu i\ı bİrfilnı.
Svnarytnıt. Knrı;ıiMt. nıt kun ktt/iamttn, görüntii,
sanat vv oyuın n viitırlitniyle dörl dtiitiik hir vnpıın
\ı ı\ f\s< n \\ MII 1 n 1 1
HnşgeMin '(IÜM'U' )fhuluk'. Srııi btkfİytnduk.
ISTISNAt FILMLER
Beyoğlu AKADEMİ İSTANBUL (251 74 84/151)
Aksaray ABT SİNEMASI (621 36 49)
Kadıköy BAHARIYE EURIMAGES 414 35 05
Ankara NERGİZ (425 20 06
Izmir SEMA 483 91 00)
VanEMEK (216 1515)
12.00-14 15-16.30-18 45-21 15 WS
12 30-15 00-17 30-20 30
11.30-14 15-16.30-19.15-21.30 I
12.00- «4 00-16 15-18.30-21.00
12.15-14 30-16 45-19.00-21 15
14.00-16.30-18.45
Anlofi Çetıov - Ferfıan Şensoy
FİŞNE PAHÇESU
CÜLDÜRÜ
- Çehof lazdur laz kalacaktur •
Cuma 20.00 / C.tesi 15.00 ve 20.00 / Pazar 15.00 m 18.00
Fertıan Sensoy'un
ÇOK TUHAF SORUŞTURMA
Çarfamba 20.00
Fei+ıan Sensoy'un
PARASIZ YASAMAK PAHAli
6 Nisan Penembs 20.00
Derya Boykol
ŞU AN MUTFAKTAYIM
Salı 21.00
ICMüt Bokoriığı v« Mfco'nuı kolMonYta
Fernan Şensoy
FELEK BİR GÜN SALAKKEN.
13 Hian Parymbe 20.00
Fernan Şensoy
FERHANGİ ŞEYLER
T.C. KULTUB BAKANLIGf NİN KATKILARIYLA
25 Ni*
Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesi: 251 18 65
VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye. Akmerkez
İlanlorınız için: 0212. 293 89 78
CABARET
CİNE
AYSUN&ALİ KOCATEPE
5 Nisan Çsrsamba. 22.30 • Arnavutköy 257 74 38
DEFNE
GOLGESl r-*
TURGAY FİŞEKÇİ
Şiirin Çılgın Yılları
Tristan Tzara, iki arkadaşıyla birtikte 8 Şubat
1916 günü, Zürich'te, Larousse ansiklopedtsinin
rasgele bir sayfasını açarak bulduklan "Dada"
sözcüğüyle çağımızı derinden etkileyen zincirle-
me sanat akımlannı da başlatmış oldular.
Akımın ünü bir anda bütün Avrupa'ya yayildı.
O yıllarda Zürich'te Sovyet Devrimi'nin hazıriık-
ları içinde olan Lenin bile evinin yakınındaki bir
kahvede buluşan Dadaıstlerin toplantılanna ka-
tılma gereğı duydu. Tzara, 1919'da Paris'e gel-
diğinde neredeyse dönemin en ünlü sanatçısıy-
dı. Breton, Soupault, Aragon gibi genç şairier
onun çevresinde toplandı. Dada'yı 1922'ye dek
sürdürdüler.
Ancak Dadacılığın açtığı yol kapanacak gibi
değildi.
1924'te Gerçeküstücülük bildirisinin yayımlan-
masıyla bütün sanatlarda yeni bir anlayış başla-
dı.
Gerçeküstücülüğün temelinde çok somut btrger-
çek vardı.
O güne dek Avrupa sanatını ve siyasal yaşa-
mını yönlendiren akılcı yaklaşımlar, 1. Dünya Sa-
vaşı gibi bir yıkıma yol açmıştı ve bu tür akılcılı-
ğa karşı bir tavır alınıyordu.
Dadacı hareketten aynlan şairler, gerçeküstü
dünyanın düşsel imgelennin peşine düştüler. Ger-
çeküstücülük bilinç ile bilinçdışını birieştiren bir
yoldu ve bu bütünlük içinde düşle gerçek iç içe
geç'iyordu.
Gerçeküstücülük bir şiir oyunu değil, gerçeğe
ulaşmanın ve onu daha etkili anlatımın yeni yol-
lannın aranmasıydı. Bu akımı yaratan şairierin ki-
şilikleri ve daha sonraki yıllarda hemen tümünün
komünist hareketlere katılmış olmalan da bunun
bir başka göstergesidir.
• • •
Aragon, ülkemizde en çok sevilen ve kitaplan
en çok satılan yabancı şaiıierdendir. Bunun da te-
mel nedeni ünlü Elsa şiirieri ve bu şiirierin okur-
lar üzerinde yarattığı etkidir.
Şair olarak Aragon'u yalnızca Elsa şiirlerini yaz-
mış biri olarak bilir çoğu okur.
Oysa o, yirminci yüzyılda şiir sanatının geçtiği
hemen tüm aşamalardan geçmiş, çok yönlü bir
kültür adamıdır. Şairiiğinin yanında çok ünlü ro-
manları, denemeleri, yıllar boyu yayımladığı der-
giler olmuştur.
Geçen yıl yayımlanan, Bahadır Gûhnez'in yaz-
dığı Aragon (Kavram Yayınları) adlı yaşamöykü-
sü kitabı, onu bütün yönleriyle ülkemiz okurlan-
na tanrtan ilk kitap oldu.
Şimdi de Nedim Gürsel'in Aragon - Başkaldı-
ndan Gerçeğe (Can Yayınlan) adlı kitabı yayım-
landı.
Hemen belirtelim ki bu bir yaşamöyküsü kita-
bı değil, tersine yokluğu çok duyulan şiir üstüne
bir inceieme kitabı.
Kitapta Aragon'un şiire başladtğı Ak yıflardah ya-
şam ve şiir çizgisinin oturduğu 1939'a dek sana-
tında geçirdiği evreler inceleniyor.
Nedim Gürsel'in deyişiyle "Aragon'un Süreğen
Devinimi"d\r bu süreç.
Kitabı okurken bu çok ilginç gelişim serüveni-
nin içindeki iki temel öğe hep dikkat çekiyor Ara-
gon bir yandan en yeni, en biçimci deneylere gi-
rişirken, öte yandan da belki bilinçli, belki bilinç-
sizce geleneğin ağıriığı hep kendini duyuruyor.
Bu son derece gelgitli süreci bir kitap boyun-
ca izlemenin, yalnızca şairler için değil, şiire ilgi
duyan herkes için düşündürücü birzihin çalışma-
sı olacağı açık.
Çoğu zaman karşımıza hazır gelen, birkaç da-
kikada okuyup geçtiğimiz şiirierin arkasındaki ça-
lışmaları ortaya serdiği, şiiri ve şairi oluşturan
öğeleri inceieme fırsatını verdiği için de ilginç bir
çalışma Nedim Gürsel'in kitabı.
Çağdaş bir şair olarak Aragon'un kaynaklan, bi-
zim çağdaş şiirimizi etkilemiş yanlanyla da önem
taşıyor. Burada Özdemir Ince'nin, kırklı yıllarda
şairlerimizin bakışlannı Baudelaire yerine Rim-
baud'ya çevirmiş olsalar farklı bir çağdaş şiirimiz
olurdu, yolundaki tezleri için de tartışma gereci
sağlayabilir.
Kitabın önemli bir yanı da dönemin ve çeşitli
akımlann şiir anlayışlannı yansıtırken yalnızca
Aragon'la sımriı kalmayışı; ana akımlann doğuş-
ları, gelişmeleri, içindeki çeşitli tartışmalan da
okurasunabilmesi. Böylelikle anlatılan dönemler
üstüne bütünlüklü bir kavrayışa ulaşılabiliyor.
K Ü L T Ü R İ Ç t Z t K
KÂMÎL M A S A R A C I