23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Doğan Hasol'a fahPi doktorhık • Haber Merkezi - Galatasaray camiasının tanınmış ısimlennden gazetemiz yazan yüksek minıar Doğan Hasol'a Yıldız Teknik Oniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafindan fahri doktorluk unvanı verildi. Düzenlenen törende konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Ayhan AUcış, Hasol'un gerek mimarlık alanındakı ve gerekse sosyal hayattaki çalışmalanyla bu unvanı hak ettiğini belirtti. Doğan Hasol ıse gençlere öğütlerde bulunarak, başannın temelinde araştırmacı olmanın yattığını söyledi. PKK'li Soysal'ın davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK'li Cevat Soysal'ın "devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bır lusmını devlet idaresinden ayırmaya matuf fiil işlediği" gerekçesiyle ıdam istemiyle yargılanmasına devam edildi. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü otunımunda sanık avukatlanndan Levent Kanat, müvekkılının tutuklu kalmasının onu mağdur durumda bırakmaya devam edeceğini ileri sürerek tahliyesine karar ! ; ^ ; : verümesini istedi.>! Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, tutuklu sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Meral'den Tantan'a mektup • ANKARA (AA) - Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'a açık mektup göndererek, POAŞ'ın satümasına karşı gösterilen tepki sırasında güvenlik güçlerinin takındığı tutumu eleştirdi. Mektubunda, Türk-tş'in kuruluşundan bugüne kadar geçen 48 yıl boyunca; demokrasiyı, ülkenın bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını, işçi hak ve özgüTİüklerini, ınsan haklanna saygıh laik ve demokratik sosyal hukuk devletini savunmayı amaç edindiğini anımsatan Meral, "Gûvenlik güçlerinin görevi, bizı tekmelemek değildir" dedı. YSK üyeliği çıkmazda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- YSK' nin Yargıtay kontenjanmdan üyeleri Oktay lzgiey'in Yargıtay'da daire başkanı seçilmesi nedeniyle istifası, Mehmet Çetin'in yaş haddinden emekliye aynlmasıyla boşalan YSK üyeliği için eylül ayından bu yana kurulda yapüan seçimlerde hiçbir sonuç alınamadı. Dün yapılan 58. turda hiçbir üye, YSK üyeliği için aday olarak çıkmadı. Yargıtay üyelerinin YSK başkan ve başkanvekilinın görev sürelerinin yasa ile 2004 yılına kadar uzatılmasına tepki gösterdikleri ögrenildi. Kadınlar anneleri gibiyaşamak istemiyor. Ama büyük çoğunluk sesini çıkarmıyor Birbirinin âynısı öyküler DUZYAZI • Lütfiye Enkçil kocası izin vermediği için çalışamamış. Bunun ezikliğini duyuyor. Gülten Çelik ise çalışmaktan bıkrruş, artık evinin hanımı olmak istiyor. Hepsinin hayattan beklentileri farklı. Amayaşam biçbirine cömert davranmamış. HATtCETUNCER Gülten Çelik, bir ilaç fabrikasında çalışıyor. Petrol-tş'in, 8 Mart Dün- ya Emekçi Kadınlar Gü- nü'nü kutlama etkinliğı- ne annesiyle birlikte gel- miş. Gülten'in nüfus kâ- ğıdındaki yaşı 32, gerçek yaşı 29. "Babam rahmet- li, büyük olsun istedi* di- ye açıklıyor. Gülten, Zey- nep Çeiik'in dokuz çocu- ğundan biri. Sıvas'm Div- riği ilçesinden 72 yaşındakı Zeynep Çelik, yaşamıru şöyle anlatıyor: "15 yaşunda ko- caya gfttim. Od üç seneden fazia boş kaldun. İki kız, yedi erkek dokuzunu da evde eltile- rimin yardumyla doğurdum. Birinde daral- dun anamı gerirdüer. Şaftk atnudan kal- kardun. Suya giderdim, ayranı >^yardım, uşaklara bakardım, orakla ekine giderdim, ekmek vapardım. Çarparan gibi koşuyor- dum. Kocam çobandı, davara gidiyordu. Çoculdar başka memkkette okudular, bes- ten çıkolar." 'Beni alan anneme bakar mı?' Gülten ve annesi tstanbul'a yaklaşık 10 yıl önce gelmişler. tlk dönemlerde 275 bin liraya bir konfeksiyonda çahşmış. Şimdi bir ilaç fabrikasında çalışıyor, ama mesaı olma- dığı için eskisine göre daha az kazanıyor. Yaşanunda neler değiştığını soruyoruz Gül- ten'e. "Köye göre değışti" diyor. Biraz dü- şündükten sonra devam edıyor: "Ama asan- da hiçbir şey değismedL Her şeyin güzel ol- masmı isterdim, ounadı." Ya annesiyle ara- sında nasıl farklar görüyor Gülten? Anne- sinin daha çok ezildiğini düşünüyor. Çalış- tığı için az da olsa kendi istediğını atabıh- yor, istediğını dikebih'yor. Evlenmeyi pek Mesajlar Cinsiyet aynmcılığı yasalarla besleniyor • Istanbul Cumhuriyet Kadınian Demeği Merkez Şube Başkanı Şekercioğlu, yeni dünya düzeni mimarlannın üçüncü dünya ülkelerinin kadınlannı, "ılıınlı tslam" yutturmacasıyla tekrar köleleştirdiğini öne sürdü. Ayşe Şen'in kızı Ylihriban (soJda) ve Zeynep Çetik'in Vxa Gühen, anneterininki gibi bir evfflik istetniyoriar. Enkçil ise kızlannı çabşürmaya kararta. düşünmüyoru Beni alan anneme bakar mı" diye soruyor: "Zaten annemin evliligini görûnce iste- mem. Çocukdoğurdu.çocukbakn. Yeriget- diğinde sopa yedi. Annem bir sevgi görme- di. Bövle olmak istemem. Eşun en »muian dürüst, saygıh ohnab. EşMik ohnah v<e çahş- mayı btraİanak istemem. Bu kadar yıl çahş- om, emekh olmaflyım." Anne Zeynep Çelik aynı görüşte değil: "Herkes bir yuva kurmaya mecbur. Ktzun olmasa şimdi bana kim bakann." Zeynep Çelik, neyin kutlandığının farkında değıl. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde dileğini soruyoruz: "Bilmem kL. Sağfağım düzelsin, tedavi oiayun" diye sıralıyor. Gül- ten'in de ısleklen var, ama çok değıl: "Has- tahk istemem, iyi gjyinmek. iyi yerlere git- mek islerim. Zaten fazlasmı isteyemem ki. Tek başma fazlasuu isteyemem." 'Evimin hanımı olmak isterim' Ay$e Şen, kızı Mihriban Şen'le birlikte 6 yıldîr deterjan fabrikasında çalışıyor. Baba- sımn evinde rençbermiş, eşinin evinde de rençbermiş. Evlendikten bir süre sonra Adapazan'ndan tstanbul'a gelmişler. Egı- nin ölümüyie üzerindeki sorumluluk art- Mttf|dİ)n mış."Ovarken rahattnn. Sırtmuoh diyeda- yayabflinüm'' diyor, ama devam edıyor "20 sene dayak yedim, ama sabrettim. ÇocokJa- nmiçmsabrettim." Mıhnban'a gclecekle ü- gılı planlannı soruyoruz: "Şu anda evHik gibi bir sonımluluğu alacak durumda degi- lim. Annemi göz öoüne ahyorum. Dayakye- miş." Mihriban kendısıne saygı duyan biriy- le ancak evlenebileceğını söylüyor, ama ça- lışmak istemiyor "Evimin hanımıotmakis- terim. Evimde daha rabat ederim." Ya da- yakla karşılaşırsa: "Annem gibi duramam. Ama, çocuk vana sabrederim \ine." 'Kadınlan küçük görüyorlar' Ayşe Şen, 8 Mart'm ne olduğunu kızm- dan ögrenmiş. Mihriban "Kadınian küçük görüyorlar. Eşitfik var diyorlar, ama saygı gösteren yok, bu kalkuo" diye kendi ve an- nesi adına Kadınlar Günü'nde isteklennı dile getiriyor. Lütfiye Enkçil, geçen günlerde satışı ya- pılan POAŞ'ta çahşan eşi Kemal Enkçfl'le, 8 Mart etkinlığine gelmış. Eşı, özelleştırme- ye engel olacaklannı söylerken "Dönyate- keiieri karar vermiş özeueştirme t»mâml«- nacak" diyor. Lütfiye Enkçil üç kız annesi ve çok istemesine karşm eşi çalışmasına izin vennemış. Gerçi Kemal Enkçil, itiraz edip "Kanşmadnn, özgür" diye araya giri- yor, ama Lütfiye Enkçil "Sen bakma böy- le konuştnğuna" diye düzeltiyor. Geçmışe dönüyor Lütfiye Enkçil: ''Ge- çen gün, nişanfayken askere yazdtğnn mek- tubu buldum. Çalışayun' diye yazmışım. 'Hayır ihnyacın yok. Sen evinin kadmı ola- caksın. Senin ışın daha zor' diye yazmış." Lütfiye Hanun üç kızını çalıştınnaya ka- rarlı. Kızlar henüz usedeynüş, şündiden ya- nm günlük işe gınp çalışma yaşamına alış- malannı istiyor. Lütfiye Enkçil devam ediyor: "Ben eko- nomik özgoriüğü eide edemedim. Kızlan- mm efinde olsun. Şimdiki akhm obaydı ça- uşırdım. Kendi ekononıik özgûrlûğüm, eÛmde olsun istedim. ktedigim şeyi ben ço- culdanma alayım. Hâlâ umudumu kaybet- medim. Meslek lisesi mezunu\Tun, tetefona bakanm,not nıtanm.Bir şeyler yapabffirim işte." Kadınlar yaşadıklannın farkında artık; aslında çoktan farkındaydılar da konuşamı- yor, anlatamıyorlardı. Büyük çoğunluk yi- ne suskun. Ama kızlar annelen gıbı yaşa- mak istemiyor, anneleri k.ızlannın kendile- n gibi yaşamasun istemiyor. tstanbul Haber Servisi - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle çeşitli ku- ruluşlarca yapüan açıkla- malarda, kadın emeğının sömürülmesı ile kadma yö- nelik şiddet, aynmcılık ve toplumsal önyargılara dık- katçekildi. tstanbul Barosu Kadın Haklan Uygulama Merke- zı'nce yapılan açıklamada, cinsiyet aynmcüığmın ge- rek yasalarda gerekse yaa- lı olmayan gelenek, göre- nek ve toplumsal düzenle- melerden beslendığı vur- gulandı. Birçok zorluğu göze alıp yasal yollara baş- vuran kadınlann da bazen karakollarda. bazen savcı- lıkta, bazen de adli tabip- likte aynmcdıkla karşüaş- tığı öne sürülen açıklama- da, Medeni Kanun'un ka- dmlann aleyhine çok sayı- da düzenlemeyle dolu ol- duğu anımsatıldı. DİSK-Tekstil tşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Kazım Doğan yaptığı açıkiamada, insana değer veren ülkelerde ka- dın haklan konusunda çe- şitli yasal düzenlemeler yapıurken Türk Medeni Kanunu'nda yapılmak is- tenen değişikliklerin bile Meclis'ten geçmediğini vurguladı. Doğan, erkek- lerle aym sayıda olmalan- na karşın siyasi haklardan yeterince yararlanmayan kadınlann. demokratik haklannı da kullanamadık- lanm söyledi. CHPŞişbllçeBaşkanlı- ğı'nın açıklamasında, gö- zalünda, kadınlann cinsel kimüklerinden ötürü ayn- ca cezalandınlıp tacize uğ- radığı belirtildi. TEMA Vakfı'ndan yapüan açıkla- mada, kadın için yapılabı- lecak en güzel benzetme yapılarak yaşanun kaynağı toprağa "Toprak Ana" is- minin verildiği beUrtilerek, "Ancak, kadma hak ettigj değeri nedense bir törifi vtrmemişiz" denildi. KADER Genel Başkanı ZüUKıhç, açıklamasında, 21. yüzyılm ilk cumhur- başkanmın seçileceği 2000 yılında neden bir kadın adayın akla gelmediğini sordu. Kılıç, Medeni Ka- nun tasansunn en kısa za- manda yasalaştınlmasmı ve siyasi partilerin aday üs- telerinde her iki cinsin en az yüzde 33 temsilini sağ- layacak bir kota beürlen- mesinı istedi. tstanbul Cumhunyet Kadınian Derneği Merkez Şube Başkanı Serpil Şeker- cioğlu, yem dünya düzeni mimarlannın üçüncü dün- ya ülkelerinin kadınlannı, "ıkmk tskm" yutturmaca- sıyla tekrar köleleştirdiğini öne sürdü. Şekercioğlu, tran, Afganistan ve Suudi Arabistan'da bunun öraek- lerinin görüldüğünü ifade ederek. "Empenatistüike- fcrin kendüermeujTim gös- teren sömürge ülkelerdeki rejimlerle sonınu vx>ktor. O nedenle biz kadmjar ctımhurhet devTİmmnka- 7-anımlan Ue 'Kadın erkek eşit yurttaş kimliğine ka- vuştuk' diyor veCumhuri- yetimizin ükelerini savunu- yoruz" dedi. Istanbul Oniversitesi Rektörü Kemal Alemda- roğhı açıklamasında, Ata- tirk'ün "Dünya yüzünde gördüğünüz basanh her şey kadmm eseridir" sözü- nü anımsatarak, kadınian kutladı. Istanbul Eczacı Odası Başkanı Erkan Göksel açıklamasında, 8 Mart'm Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması- nın New Yorklu emekçi kadınlann çektiği büyük acüar ve verdikleri müca- dele sonucu gerçekleştiği- ni anımsattı. Larnbda Eş- cinseller Grubu adına yapı- lan açıklamada ise, kadmı mutlu olmayan bir toplu- mun mutlu olmaya hakkı bulunmadığı kaydedıldı. Bayramınızı E H A Club Tatil Köyünde Doğa Güzelliğiyle İç İçe Geçirin. BAYRAM ÖZEL PR0GRAMI Limit yok!... Eğlence çok!... 11 -19 Mart 2000 (9 GÜN / 8 GECE) HERŞEYDAHÎL GÜNLÜK KİŞÎBAŞI 16.000-000.-TL- Canlı Müzik - Eğlence - Animasyon - Oryantal Show - Havai Fişek Gösterisi Rezervasyon Tel: 0.242.756 90 52 - 247 64 73 - 238 05 11 AnıTurTel:0.216.3481161 ORHAN BtRGİT Bugün Konumuz Tarih Olsun mu? Cumhurbaşkanlığı seçiminde anahtar partinin Anavatan oiduğu gün geçtikçe daha da açıklık ka- zanıyor. Koalisyonun üçüncü, TBMM'nin dördüncü par- tisinin anahtar olma konumu, öteki partilerin mil- letvekillerinin hemen tümünün cumhurbaşkanlığı seçimine giden anayasa değişikliği karşısında du- rumlannı belli etmelerine karşın; ANAP'ın hem de üst yönetiminde degişik rüzgâriarın esmesinden oluşuyor. Yılmaz da bu kargaşalı görünümün üstünü ört- mek isterken, Başbakan Ecevrt'in geçen hafta kendi liderliğine yönelik tarizleri "Ecevit 12 Eylül öncesinde kendi gnıbuna hâkim olsaydı, Fahri Korutürk değil Muhsin Batur cumhurbaşkanı seçilirdi" diye karşılıyor. Vetabii, bu açıklaması birdil sürçmesi değilse, Anavatan Genel Başkanı'nın yakın tarih hakkın- daki bilgilerinin yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Diterseniz, hem ülke yönetiminde sorumluluk yüklenmiş bir liderimize, hem de yeni kuşaklara o tşin doğrusunu aktaralım: Cevdet Sunay, 1973 yılının bugünlerinde, 1961 Anayasası'nda cumhurbaşkanlığı için belirtilmiş olan yedi yıllık süresini doldurmuştu. Türkiye'nin 12 Mart muhtırasının sarsıntısını henüz üstünden atamadığı günlerdi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Faruk Gürter, o sırada Kuvvet Komutan- lığı yapan kader arkadaşlannın da onayı ile cum- hurbaşkanı olmak istiyordu. Bu isteği AP ve CHP'den yeter sayıda milletvekilinin de imza ve- rerek destekleyecekleri söyleniliyordu. Gürter'in a- day olabilmesi için önce TBMM'de üye olması gerekiyordu. Orgeneral Gürler, önce emekliliğini istedi. Hemen ardından da parlamentonun o za- man var olan Cumhuriyet Senatosu kanadına, cumhurbaşkanlığı kontenjanmdan üye olarak se- çikji. Işin formalrte yönünü sonuçlandırmak kolay ol- du ama iş seçime gelince çatallaştı. Biz CHP'li mil- letvekillerinin önemli bır bölümü, Ecevit'le birlikte oy verme işlemine katılmıyorduk. Partinin genel sekreteri rahmetli Kamil Kınkoğlu ve bir grup ar- kadaşımız oy sandığına gidiyordu. Gürler tek adaydı; ama seçilebilmesi için gereken en az 300 oyu alması gerekiyordu. özel localanndan birie- şimleri izleyen komutanlann yanı sıra kulislerde dolaşan bazı yandaşları da Gürler'e destek isti- yoriardı. Gürler'in seçilemeyeceği anlaşılmıştı ama 6. cumhurbaşkanının kim olacağı belirlenememişti. Çünkü AP ile CHP anlaşamıyordu. 6. cumhurbaşkanının adı, anlaşılabilecek bir a- day arayışı sırasında ve sanınm 5 Nisan günü or- taya çıktı. CHP Merkez Yönetimi, Ecevit'in başkanlığında bu amaçlı bir gündemin ele alındığı toplantıların- dan birisini daha yapıyordu. Genel Merkez per- sonelinden birisi, içeri girilmemesi tembihîne al- dırmadan bana bir kâğıt uzatti. Cumhurbaşkanlı- ğı Hukuk Danışmanı Fahri Çoker, kendisini he- men telefonla aramamı istiyordu. Bana, krizin çözülebilmesi için hemen o gece, mümkünse benim evimde Genel Başkan'la gö- rüşme isteğini bildirdi. Ecevit'in bu isteğe "evet" demesi üzerine de görüşme gerçekleşti. Çoker, Korutürk'ün adaylığını önerdi ve CHP Genel Baş- kanı'nın olumlu görüşünü aldı. Aynı yönde bir yok- lamanın Çağlayangil aracılığı ile Demirel'e yönel- tikjiğini sonra öğrendik. Korutürk iki gün sonra, TBMM tarafindan 365 oy ile cumhurbaşkanı se- çildi. Bu seçim sırasında izlediği strateji, CHP'ye çok emeği geçmiş, Ecevit'in genel başkanhğı için bir hayli omuz vermiş olan Kırıkoğlu'nun politik ya- şamının sonucu oldu. 10'uncu cumhurbaşkanının seçimi için politika arenasında sergilenen oyun sırasında, Anavatan Partisi'nin durumu, 1973 Nisanı'ndan adamakıllı farklıdır. Parti Genel Başkanı, koalisyon liderleri toplan- tısında Demirel'in görev süresini 5+5 yıl uzatacak anayasa değişikliğine "evet" diyor. Sonra önceki gece başkanlığında toplanan MKYK'de, kurul üyelerinden Fevzi Işbaşaran'ın Demirel ve Ece- vrt'i sert biçimde eleştirerek, "Cumhurbaşkanı üç liderden birisi olsun" şeklindeki göndermesine s- es çıkartmıyor. Belli ki işin kızışmasını önlemeyi ya istemiyor ya da mevsimsiz buluyor. Bu yüzden de 57. hükümetin üyeliği kimliğini koruyarak Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun MKYK toplantısında cumhurbaşkanına haddini bildirmekten söz etmesi karşısında ağzını açmı- yor. Ya da Mumcu'yu uyardığının gazetelere yan- sımasını istemeyen bir tutum sergiliyor. Yılmaz'ın o geceki sözlerinde doğru olan yok mu? Var. Rahmetli Muhsin Batur, 6 Nisan 1980'de yapılan ve süresi dolan Korutürk'e halef arayan seçimde cumhurbaşkanlığı için aday olmuş ve bir bütün olarak oy kullanamayan kimi CHP'li arka- daşlan yüzünden 11 oy farkla seçimi yitirmişti. Kim seçilmişti diye, o günleri anımsamaya yaş- lan elvermeyenlere ya da o günkü politik gelişme- leri yeterince izlemediği belli olan kimi politikacı- lara anımsatayım: Turüstünetur yapılarak oylamalardan sonuç alı- namayan o günlerde, dönemin Genelkurmay Baş- kanı, bir NATO toplantısı için gittiği Brüksel'den dönmüş ve Yeşilköy Havaalanı'nda gazetecilere cumhurbaşkanı seçemeyen bir parlamentonun itibar yrtirdiğini söylemişti. Bu sözlerden beş ay sonra yaptığı darbe ile parlamentoyu fesheden Kenan Evren, 1982'de de 7. cumhurbaşkanı ola- caktı. Krizin gözü, kulağı ve de fotoğrafı yoktur. Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgito do.net.tr. ÖSS'de depremzede sikmtısı • ANKARA (ANKA) - YÖK. depremzede öğrencilere AOBP'de farklı katsayı uygulayarak destek olmayı planlarken deprem bölgesınden aynlanlar ile depremden daha az etkilenen Eskişehir, Bursa ve Istanbul'daki öğrencilerin de bu kapsama altnıp ahnmayacağı konusunda karar \erilemiyor. Ağırlıklık olarak depremden ağır şekilde etkilenen ve halen o bölgelerde kalan öğrencüere bu hakkm verilmesi planlanırken depremi yaşayan, ancak daha sonra başka illere giden ve öğretım yılmm açılışı ile birlikte eğitim öğretiminı aksatmadan sürdüren öğrencilerin de bu kapsama alınıp alınmayacağı konusunda sorun yaşamyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle