Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 2 MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mahalli idareler ile ilgili yasa değişikliği taslağı borçlanmayı teşvik edici hükümler içeriyor
Yerefleşme değil öIŞIKKAINSU
AIVKARA - Mahalli idareler ile ilgili
çeşitli yasalarda değişiklik yapılmasını
içereo "yerefleşme" taslağı, bir bütün ola-
rak özelleşme ve borçlanmayı teşvik edi-
ci hükümler içeriyor. Sağlık hizmetleri, il-
köğretim olaıllannın altyapılan, kültür ve
tabiat varlıklannın fiziksel yönetimi,
gençlik ve spor işleri belediyelere devre-
diliyor. Temizlik, park-bahçe, sayaç oku-
ma, belediyelenn mülkiyetindeki taşın-
maz mallar ile çöp ışlennin özelleştiril-
mesine olanak sağlanıyor.
Türkiye Ortadoğu Amme tdaresi Ens-
titüsü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bir-
gül Ayman Güler, mahalli ıdarelerle ilgili
yasalarda değişiklik öngören taslağm dev-
İet örgütlenmesinde yerelleştirmeyi hedef-
lediğini belırterek "Yerefleştirrne poitika-
SL açık yasal ilketer çerçevesinde betirlen-
mek yerine. uygtüamada yürütme gücü-
nün tasamıfuna bırakıhyor. tki devir bir
arada gerçekleşiyor: Yasamamn yetkfleri
yüriitmeye devrediliyor. Aynca, merkezi
yönetim görev yetküerinin yerel \önetim-
lere devri, doğrudan yürütme gücü mari-
fetiyte suursız bir biçimde mümkfln lahn-
• Sağlık hizmetleri, okullann altyapılan, kültür ve tabiat varlıklannın fiziksel yönetimi,
gençlik ve spor işleri belediyelere devrediliyor. Temizlik, park-bahçe, sayaç
okuma, belediyelerin mülkiyetindeki taşınmaz mallar ile çöp işlerinin
özelleştirilmesine olanak sağlanıyor.
mak istenryor" dedi. Güler, taslakta yer
alan "yereBeştinne''ye dönük hükümlerin
hangı alanlan kapsadığını şöyle sıraladı:
• Tüm sağlık birimkri ve hastaneler,
sosyalyanhmlaınılıışfaui belediyelere dev-
rediliyor, sağbk ve sosyalyardun hizroetie-
riyereHeştiriliyor.
• llköğretim ve ortaöğretimin fıziksel
altyapısı belediyelere devrediliyor, eğitim
hızmetı fiziksel altyapı ile sınırlı olarak
yerelleştiriliyor.
• Gençfik ve spor işierini gönne görevi
belediyelere devrediiyor.
• Belediye ve mücavir alan sınırlan dı-
şında kalan yerlerde il özel idareleri bir
tür belediye gibi çalışacak.
• Maden sulan ve jeotermal kaynaldar
il özel idarekrinin yönetimine verîiyor.
• Köy içme suyu, kanalızasyon, ortak
altyapı ışlen özel ıdarelere devrediliyor.
• Organize sanayi böigekri veküçük sa-
nayi sfteierinin kurulmasma yardmıa (4-
mak, btuıukoiaylaşanııak görevi özel ida-
refcre veriliyor.
Yerelleşme taslağımn belediyeleri borç-
landırmaya teşvik ederek yerel yönetim-
leri "maM piyasaianr bağımlı hale getire-
ceğıni savunan Güler, konuya ilişkin şu
bilgiyiverdr "Tastak,belediyelernıanaDa-
ra ve taiz ödemeleri baknnmda o yihn büt-
çesmin en çok 1/3'ü, böyükşehir belediye-
lerinin ise en çok 1/2'si kadar borçlanabi-
lecekleri hükmünû getiriyor. Gend olarak
belediyelerin bütceleri,gerçekieşen rakam-
lann çok üstündedir. Oteyandan, 1985 yı-
fandan bu yana belediye borçianmaları
içiiKİe kamu kredfleri sürekii gerieyerek
önemsizbüyüklüklere gerilemiştir. Dcbyı-
sryfaı,borçtanmayetidsmdeki serbestleştir-
me, belediyelerin özel kredi sistemkte da-
ha fazla açimafaui, iç ve (hş piyasalanna
yüksek talep yaratmalan aniamma ge*-
mektedir. Belediye maMye sistemi, bu bü-
kümle iç ve dışrnalipiyasalara bağnnlı ha-
le getirihnektedir. Tasbk ik drş borçian-
malar için projenin yannm prograrmnda
yer alması koşulu getirüirken iç borçlan-
malar için sımrlama öngörülmüyor. Buna
göre, belediyeler >alnızca yaünm harca-
malaniçm değil, cariyadatransferharca-
malan için de borçfanabüecekler. Böylece
belediyeler için merkezi yönetime benze-
me, borç geri öderoelerini borç alarak ya-
pabilme yohı açıfcyor. Kamu kredierinin
sistem içinde agırhgmm ofanadığı bir or-
tamda borçlanmanın serbestkşmesi, gü-
nûmüzde bütçenin yaşadığı borç krizinin
lasa bir zaman içinde belediyeler düzeyine
taşınması sonucunu yaratacaknr."
Güler, taslağın tüm belediye hizmetle-
rinin 5 yıllık seçim dönemi boyunca geçer-
li olacak biçimde özelleştirilmesine olanak
sağladığına değindi ve "Bu hükme göre,
belediyeler ve bağh kuruluşlar temizlik,
park-tahçe bakum, sayaç okuma, mecfc-
lerinin üyetamsayısmnı çoğunhtğunun ka-
ran ile uygun görülecek benzeri nitelüdi
hizmederiihaleyecıkararakücüncüşahıs-
lara gördürebflecekkr'" dıye konuştu. Bu
ihalelerin, bugün olduğu gibi genel olarak
1 yıl ile sınırlanmasına son verildiğıru, iha-
lelerin 5 yıllık süre için yapılabilir duru-
ma getirildiğini belirten Güler, sunlan söy-
ledi: "BaşhcaterodkaınuhizmetkTİnigö-
ren belediyelerin, siyasal seçim dönemme
denk gelen süre iie bağh ihaleter mekaniz-
ması Se çaiışünlması. yerel siyasette hesa-
ba katüması gereken önemü etkikr yara-
tacaknr. Yerel seçimJer,şimdiye kadarotan
ırygııfamatanncokötesindeçıkarodakfcft-
maldararasmdayapıhr halegekcektir. Bu
dunıro, yerel iş-inale çevrekri dtşmda ka-
bn halkın yerel seçim sürednin dışma ki-
mesineve temsil âsteminin ihaled çevreter
arasmda mücadeleye indirgenmesine yol
açacaknr. Tüm dünya genehnde ve ülke-
mizde v-aşanan siyasal kirienme bu madde
ik yasa hükmü hahne gebnektedûf
Ozel otobüs şirketlerine şehirlerarası
otobüs terminali kurma ve ışletme hakkı
verildiğini de ifade eden Güler, "Befediye-
Igrhı kendi mnlldypriiMİPİd ya ıta knlhnım
hakkıkendflerinde buhnıantaşoııııaz mal-
lar özeleştirmeye açdmaktadır'' dedi.
Dr. Nihat Kurtic
'Demiryollanna
ağırlık verilmeli'
• Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Nihat
Kurtiç, petrol ürünlerinin TIR ve tankerler
yerine demiryollanyla taşınması gerektiğini
söyledi. Demiryollannın kullanılmadığını
belirten Kurtiç, "Mevcut koşullar
demiryollanna geçmeye elverişli" dedi.
tLHANTAŞÇI
ANKARA - Emniyet Ge-
nel Müdür Yardımcısı Dr. Ni-
hat Kurtiç, petrol ürünleri,
patlayıcı, yanıcı maddelerin
TIR ve tankerler yerine de-
miryoluyla taşınmasına ağır-
lık verilmesi gerektiğini, bu-
^ nun da mevcut koşullarda he-
"' rrien gerçekleştirilebıleceğini
vurguladı. Demiryollanrıın
kullanılmaz bir rialde boş
durduğuna işaret eden Kur-
tiç, karayolu ve demiryolu
düşmanlığrnın bir kazanım
sağlamadığını söyledi.
Kurtiç, trafık kazalannın
en aza indirilmesi için yap-
tıklan çalısmalan ve sorunla-
ra ilişkin çözüm önerilerini
değerlendirdi. Kurtiç, bay-
ram öncesinde kamyon ve
otobüslerin aşın hız yapma-
sını, şofbrlerin uyumasını
önlemek için takograf cihazı-
nın üzerine gittikleriru belır-
terek "Bu çahşmamız etkJU
oMu. Otobüsler dhazı boza-
maz okhüar" dedi. Takogra-
fin bozulması durumunda
anza giderilince aracın trafi-
ğe çıkabildiğini kaydeden
Kurtiç, çıkanlan yeni yasa-
nm cihazı bozuk üreten, bo-
zan, bozuk olduğunu bile bi-
le kullanan kışilerle yönetici-
lerine 3 ile 6 ay arasında ha-
pis cezası öngördüğünü bil-
dirdi. Ağır vasıtalara uygu-
lanan trafık kısıtlamasının
gereksiz olduğunu anlatan
Kurtiç, geçmışte gıda mad-
desi, petrol ürünü taşıyan
ağır vasıtalara izin verildiği-
ni, bu nedenle kısıtlamanm
anlamı kahnadığını belirtti.
Kamyon tarbşması
Kurüç, 1999yüındakısıt-
lama olrnasına karşın ağır va-
sıtalann 25, bu yü kısıtlama
olmamasına rağmen 17 ka-
zaya kanştıklanna dikkat
çekti. Kurtiç, sorunlann çö-
zümü için petrol ürünleri,
patlayıcı, yanıcı maddelerin
TIR ve tankerler yerine de-
miryolu ile taşınabüeceğini
vurguladı. Demiryollannın
mevcut koşulunun, bunun
hemen yaşama geçirilmesi-
ne uygun olduğunu kayde-
den Kurtiç, şu değerlendir-
meyi yaptr "Karmonlar,
ağır vasıtalar karayoOannda
görülmek istenmiyor, sayıb-
nnın azalnlması isteniyorsa
demiryoluna kayılabilir. 20
tane dorse dizilir, öndeki bir
(okomotif de bunlan gidece-
ği yere götürür. Kaptdan ka-
pıya tesiim. Şoför ghmiyor,
benzin harcanmryor, yoDar
boşahyor, soDamalarazahyor.
Bu, hemen uygulanabilecek
bir önlem. İnsan taşman yol-
da petroiün, patiavxn madde-
nin ne işi var. Geçen yıl öğ-
renciler \-andi. Sibin-a'dan
doğalgaz gehyor da, Türkiye
içinde bu olmaz mı? Boru
haföy la da olur, demiryohıy-
lada olur. Tüm olanaklardan
yararlanmak lazun. Demir-
yolu orada boş duruyor. Bile-
dkteld fabrikalar ihracarJa-
rmı demiryohı ile taşıyoıiar.
Karayolu Be20gûndeyapdan
yolculuğu 8 güne indinnişler.
BubirörnekDif
Kombine taşımacıhk
Nihat Kurtıç, MGK, TÜ-
BlTAK, Cumhurbaşkanhğı,
Başbakanlık ve Uluslararası
Nakliyatçılar Derneği'nin
'kombine' taşımacılık istedi-
ğini bildirdi. Çözümün, bü-
tün ulaşım yollannın birbi-
riyle yardımlaşarak kullanıl-
masından geçtiğine dikkat
çeken Kurtiç, "DemiryoHa-
rmm gittiği yere kadar gküKr.
oradan sonra karayotujia de-
vam ediKr" dedi.
TURSAB Başkanı Başa-
ranUlusoy, Türkiye'nin top-
lu taşımacılığa geçmesi ge-
rektığıne dikkat çekerek
"Toplu taşunacıhkta trafık
kazâbn azahyor. Bu, turizm
açsmdanda önemiL Avrupa-
h, treni tercih edi)-or" dedi.
Karayollanna sürekii araç
çıktığmı belirten Ulusoy,
araç üretimi ile yol yapımı
arasındatersorantj olduğunu
vurguladı. Bazı yollardakı
trafık yoğunluğunun ortadan
kaldınlması için buralara
ağırlık verilmesi gerektiğini
kaydeden Ulusoy, "Bu, 10
yıhk bir pbn içinde yürfitül-
meh. Türkiye enflas\ondan
buşekfldekurtulur.Kazandı-
ğmiız para da benzme gidt-
yor" diye konuştu.
ürkiye'de
olduğu kadar
yurtdışında da
yıllarca
gönülleri
fetheden,
Azeri
şarkılan
sevdiren
Zaliha, şimdi
Bodrum'da
çiçekleri ve
hayvanlanyla
yaşıyor.
Çökertmeyi, Reyhan 'ı
bulup sevdiren 3.5 oktavlık ses: Zaliha
SAADETUSLU
Bodrum Kalesi'ne kuşbakışı bir beyaz evde
zamanı donduran onlarca fotoğraf... Yığınla ga-
zete kupürü, hediye, mektup ve şiirler... 38 yıl-
lık sanat yaşamrna çok şey sığdıran bir müzik el-
çisi... Ismının altına Balkanlar'ın sanatçısı unva-
nı eklenen 3.5 oktavlık bir ses... Türkiye'de ol-
duğu kadar yurtdışında da yıllarca gönülleri fet-
heden, Azeri şarkılan sevdiren Zaliha, şündi
Bodrum'da çiçekleri ve hayvanlanyla yaşıyor.
12 dilde şarkı söyleyen Zaliha'nın ilginç bir özel-
liği de "Mnrat" marka otomobillerin "'isim ana-
sı" olması.
• Sanat eğitüni aldımz nu?
Ben aslında Atatürk'ün ilk kurduğu okul olan
Kızılay Hemşire-Ebe Okulu mezunuyum. Ni-
şantaşı Kız Lisesi'ni bıtirdıkten sonra bu okula
girdim. Daha sonra Kasımpaşa Deniz Hastane-
si'nde 3 yıl ameliyat ve sonrası bakım hemşire-
si olarak çalıştım. Burdan sonra da özelde hem-
şirelik yaptım.
• Peİd şarla söylemek-
Özelde hemşirelik yaparken amatör olarak
şaria söylüyordum. O zamanlar Istanbul'un gör-
gülü, kaliteye para ödeyen insanlann gittiği As
Klüp açılmıştı. Hafta sonlan sevdiğim bir aile ile
oraya giderdim. Sesim güzel diye çıkanr şaria
söyletirlerdi. O dönemde pat diye sahneye çdal-
mıyordu. Hemşirelikten de iyi kazanıyordum.
• Ama daha sonra meslek olarak sectiniz—
Evet. 1964 yılında profesyonel olarak şarkı
söylemeye başladım. Suadıye'de Reşat Klüp var-
dı. Şerif Yüzbaşıoğhı ile sahne hazırlıklan yap-
tım. Repertuvar hazıriadık ve sahneye çıküm.
• Azeri şarkılan insanlara sevdirmişsiniz. Ba-
zı parçalan ilk sö\1e>en kişi sizsiniz_.
Köy köy dolaşıp şarkı aradım. Reyhan'ı, Çö-
kertme'yi ilk söyleyen benim. Şarkıcı olmadan
önce bile köylerde söylenen şarkılan ezberler-
dim. Bodrum'da Çökertme'yi öğrendım. Bunu
söylerken zeybeğini de oynayarak söylerim. O
zamanlar Çökertme zeybeğini benim söyledi-
ğim yeTde kimse söyleyemezdı.
• Sanat hayatmıza ödüller ve bediyeter de stğ-
dn*dmız tabü ki
1968 ve 69 yülannda 'Gazetedler Cemiveti
Yıhn Sanatçısı' unvanını verdı. Kral Hûseyinbe-
ni dinledikten sonra bir broş hediye etmişti. 1972
yılında müzik elçisi olarak Yugoslavya'ya gön-
derilmiştım.
• Isminiz nereden gefiyon. • .
Asıl adırn Saliha. Bu Kuran'da iyi kadm, Al-
Zaliha'nın plakları
# O Çicornya (Rusçadan) # Romen Kızı
(Nâzım Hikmet'ten) • Hayat Masal (Rusça-
dan) # Gehnem Oyuna (Yunancadan) # Si-
tem • Hayat Ne Kadar Güzeldi (Ertuğrul Ça-
yıroğlu) 9 Bağunda Üzüm Kaldı (Azeri) 9
Reyhan (Azeri) • Çayda Çıra (Folk) • Sude
Sude (Ermenice) 9 Niska Banja (Makedon-
ya) 9 Beklemneyen Misafir 9 Godfather (In-
güizce) 9 Şu Garibi Sevenler Anlar
lah'm saüh kulu olarak geçiyor. Herhangi bir şe-
kılde kötü bir şey çıkarsa Saliha adına leke sü-
rülmesin diye adımı değiştirdim. Alman arka-
daşlanm Zaliha derdi. Öyle olsun dedim.
• Sanatçmkdışuıdahobiermizdevarsanırun.
Hayvanlar. çıçekler... Lise yıllarımda hem li-
senin basketbol takımında hem de ÎTÜ Kız Vo-
leybol Takımı'nda oynuyordum. TRT'de kadın-
lara yönelik bir programı sundum. Çeşitli der-
neklerde hayır işleri yaptım. Şarkı söylemeye
başladıktan sonra eskrimle uğraştım. Bıraktıktan
sonra ise profesyonel kaptan olarak tekne turla-
n işine girdim.
• Üginç bir amm7i anlaOT mısımz?
Mobango'da sahneye çıkacağım ilk gün bir ar-
kadaşım aradı. Italyanlar bir otomobıl anlaşma-
sı için gelmişler. Arkadaşım bana Fiat arabayı
kuracaklar dedi. O dönemde Volvo ile anlaşıl-
mış, iki yıldır gelmemış, Anadol bir türlü çıka-
mamış. Ben de bunun adı 'Murat' olur dedim.
Herkes güldü. Arkadaşım onlara muratın anla-
mrnı söyledi. Biri hemen yazıp cebine koydu. Bir
hafta sonra arabanın adı Murat diye tanıtıhnaya
başladı. Murat'tn anasıyım ben işte
• Sanat hayabm neden bu kadar erken bırak-
ünız?
Şarkı söylemeyi 1982 yılmda bıraktım. Zali-
ha o zaman hep hayallerde otmayı yeğlemiştir.
Onun için zamanında bıraktım. Beni sokakta
gördüklerinde tanımamalan önemlı değil. Beni
o 7amafilri halimle tanısınlar. tnsanın özlediği de-
virler vardır. Ama ben şündi o Zaliha değilim.
• VeBodrum-
Bodrum'a 1962'den beri gelirim. Ulaşıhnası
güç bir yerdi. Izmir'den 8 saatte gelinirdi. tlk
geldiğim günden beri cennetin tanımlanmasıy-
dı benim için. Yapılan iyiükleri söylemek ol-
maz, ama ben burada oğullanm ve kıztmla (kö-
pekleri), çiçeklerimle, kuşlanmlayım. Kitap
okuyorum, iyilik yapıyorum. Gelenlere Bod-
rum'u tamtıyorum. 15 yıldrr buradayım.
• tnsanlara nasü bir mesaj vermek isterdmiz?
Insanlar dille, dinle ayrümaz. tnsanın düşün-
celerinde düşmanlık var. Laik hükümet demek
din, insan aynmı demek değildir. Bulunduğun
yerinzenginliğmi fark et. Ağacını. güneşini, su-
yunu kullan, ama yok etme. Hayatta her şey ge-
lir ve geçer, önemli olan iz bırakmaktır. Ovünü-
lecek şeylerle doldurun hayatınızı.
• E4Û1İZ ne iş yapryor?
Mimar. Eşim Erol Bey 1968'den beri tanıdı-
ğım biri ve ikinci eşim. Arkadaştan iyi koca olur.
Hep daha önce niye onunla evlenmedim diye
üzülmüşümdür.
GENÎŞ AÇI
HİKMET BtLA
Geri Değil, İleri
Türkler, Avrupa topraklannda neden diğer yerie-
re göre daha kolay ilertediler? 1300'lerin başında
Gelibolu'ya ayak bastıktan sonra hızla ülkeleri fet-
hedip Vıyana kapılanna dayandılar?
Sadece iyi savaştıklan için mi?
Hayır.
Sahip olduklan dünya görüşü, çağına göreHris-
tiyan dünyasından fersah fersah ileride olduğu için.
Balkan ve Avrupa toplumları, Hıristiyanlığın baskı-
sından ve bağnazlığından kurtuluşu, Osmanlı"nın
getirdiği kültüre sığınmakta buldular.
O Osmanlı kültürü ki, değil o gün, bugün bile bir-
çogu geçerti degerterin sahibiydi. Çünkü hamuru,
güleryüzlü Islamiyet ve Türk geleneği ile Anadolu
denilen uygariıklar teknesinde yoğrulmuştu.
Hacı Bektaş'lann, Yunus Emre'lerin felsefesi, o
dönemde Osmanlı'nın hâlâ temel görüşünü oluş-
turuyordu.
O felsefe ki, özünde "insan" vardı. Ortaçağ ka-
ranlığına göre aydınlık, özgürlük, eşitlik, hoşgörü
vardı. Osmanlı, bu değerierie büyüdü, güçlendi ve
dünyanın en büyük devletlerinden birini kurdu.
Tarihe dönüp bir bakınız, göreceksiniz ki, Os-
manlı'nın yükselme dönemi, işte bu felsefeye da-
yandığı dönemdir. Ne zaman ki, Saray ve Babıâli,
Anadolu Müslümanlığınıterkedip Arap Müslûman-
lığını egemen kılmışlar, işte o zaman Osmanlı Im-
paratorluğu için duraklama ve gerileme dönemi
başlamıştır. Bilime ve gelişmeye kapalı, sıkı din ku-
rallannın geçerii olduğu Osmanlı toplumu 17. yüz-
yılın başlanndan itibaren geri saymaya başlamıştır.
Yıkılana kadar...
Amacımız, tarih anlatmak değil.
Ancak, günümüzde yaşananlan bu tarihten so-
yutlamak da olanaksız. Belki ilk kez, Kurban Bay-
ramrnda birtartışmayaşandı. Kurban kesmekfarz
mı değil mi? Açıkta kurban kesmek serbest mi ol-
malı, yasaklanmalı mı? Din ve bilim adamlan bu tar-
tışmaya katıldılar. Caddelerde, sokaklarda, mey-
danlarda ve çocuklann gözlerinın önünde hayvan-
lann kesilmesinin yanlışlığı genel kabul gördü. Kur-
ban artıklannın günlerce koku salarak aynı yerde
durması tepkiye yolaçtı. Bu uygulamanın beden ve
ruh sağlığına zararlannı tartışmaya gerek var mı?
7. yüzyılın Arap geleneklerini 21. yüzyılın başın-
da sürdürmek, acaba Müslümanlığın temel anlayı-
şıyla bağdaşırmı? Müslümanlığa geriye dönüş mü,,
ileriye gidiş mi yakışır?
Geride bıraktığımız Kurban Bayramı bir dönüm
noktası, bir reformun başlangıcı olabilir.
Ne var ki, kurbanlannı açıkta kesen yurttaşlan da
suçlamak kolay değil. Yüzyıllann geleneği, tabula-
nn dokunulmazlığı onlan bu noktaya getirmiş. Ger-
çekleri gördükçe, tartışmalar yapıldıkça, kurban
olayı, daha kabul edilebilir bir uygulamaya kavuşa-
bilir.
Asıl tehlike, kurbanı açıkta kesip, din sömürüsü-
nün sinsi sinsi, el altından yapılmasında yatıyor.
312. maddeyle ilgili tartışmalarda getinen nokta il-
ginç. Pazarlığın arkasındaki artnıyeti görüp değişik-
•.hğe karşı çıkanJar, hemen düşünce özgüriüğüoe, fi-
kir özgüriüğüne karsı olmakla suçlantyorı.'Yasakçı
zihniyete sahip olmakla suçlanıyor.
"Ama 312. maddenin değiştirilmesine vaktiyle
slz karşı çıktınız" diye hatırlatınca yanıt alamıyor-
sunuz.
Aydın geçinen kimileri de ne yazık ki aynı oyuna
gelmekten kurtulamıyoriar. Tarihimizde sık sık tek-
raıianan ve her defasında felaketle sonuçlanan bu
büyük takryyeyi göremiyoriar. "Özgürlüğe evet, ge-
ri dönüşe hayır", "İnsan haklanna evet, bölücülü-
ğe hayır" deme cesaretini gösteremiyoriar. Ya da
işlerine gelmiyor. "Bir kısım aydın "ımızın yine tarih-
ten gelen huyudur. Modaya uymak oniar için daha
kolaydır. Modada reyting de vardır. Aykınlığın ayn-
calığını meziyet sanıriar. Işler kanşınca da ortadan
kaybolurlar.
Onlar, boğayi kurban etmek için önce ayaklannı
kesen kasaptan daha tehlikelidirter.
hikmetb(â ntv.com.tr
Psikoloji bölümü düzenliyor
IÎPde çocuk
gelişhııi semmeri
tstanbulHaberServia-
Istanbul Üniversitesi Ede-
biyat Fakültesi Psikoloji
Bölümü, ücretsiz Çocuk
Gelişimi Halk Seminerle-
ri düzenliyor. Seminerler
kapsamında bugün "0-12
YaşÇocuğummKişakG*-
BşiınL "ErgenKk Dönemi
G ^ f l G i i -^ ş
ve "Amnı Islatma \e Kaka
Yapma Probkmi" konula-
n ele ahnacak
Çocuklann toplumsal
yaşama, ûretkenliği yaşam
biçimi halıne getirmiş,
mutlu ve sağhkh bireyler
olarakyetiştirmek amacıy-
la tÜ'nün Veznecıler'dekı
Öğrenci Kültür Merke-
zi'nde gerçekleştirilen se-
minerler, saat 12.00'de
başlayacak. Seminerlerin
bugünkü bölümünü Sinem
Yıküz. Songül Ataç ve
Candan Kaya sunacak.
Seminerler kapsamında
28 Mart'ta "0-12 YaşÇocu-
ğunun Dil Gelişimi'' ve
"KekemeBk". 4 Nisan'da
"0-12 Yaş Çocuğunun Cin-
sel Geüşimi", "ErgenKk
Dönemi Gendnin Cinsel
Genşimi". "Homoseksü-
aMte" konulan işlenecek.
Seminerlerde "0-12 Yaş
Çocuğunun Sosyal Gelişi-
mi'' konusu 11 Nisan'da,
"0-6 Yaş Çocuğunun 7i-
hinselGel^mi" \e "Okul
Çağmdaki Çocuğun Ders
Çahşamama ProbJemi"
konulan ise 18 Nisan'da
ele ahnacak.
I isteyen kendine biryolbulur.
istemeyenisemazeret'
LIGAGUIU
KEEP.**/ VVALKİNG