09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mahalli idareler ile ilgili yasa değişikliği taslağı borçlanmayı teşvik edici hükümler içeriyor Yerefleşme değil öIŞIKKAINSU AIVKARA - Mahalli idareler ile ilgili çeşitli yasalarda değişiklik yapılmasını içereo "yerefleşme" taslağı, bir bütün ola- rak özelleşme ve borçlanmayı teşvik edi- ci hükümler içeriyor. Sağlık hizmetleri, il- köğretim olaıllannın altyapılan, kültür ve tabiat varlıklannın fiziksel yönetimi, gençlik ve spor işleri belediyelere devre- diliyor. Temizlik, park-bahçe, sayaç oku- ma, belediyelenn mülkiyetindeki taşın- maz mallar ile çöp ışlennin özelleştiril- mesine olanak sağlanıyor. Türkiye Ortadoğu Amme tdaresi Ens- titüsü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bir- gül Ayman Güler, mahalli ıdarelerle ilgili yasalarda değişiklik öngören taslağm dev- İet örgütlenmesinde yerelleştirmeyi hedef- lediğini belırterek "Yerefleştirrne poitika- SL açık yasal ilketer çerçevesinde betirlen- mek yerine. uygtüamada yürütme gücü- nün tasamıfuna bırakıhyor. tki devir bir arada gerçekleşiyor: Yasamamn yetkfleri yüriitmeye devrediliyor. Aynca, merkezi yönetim görev yetküerinin yerel \önetim- lere devri, doğrudan yürütme gücü mari- fetiyte suursız bir biçimde mümkfln lahn- • Sağlık hizmetleri, okullann altyapılan, kültür ve tabiat varlıklannın fiziksel yönetimi, gençlik ve spor işleri belediyelere devrediliyor. Temizlik, park-bahçe, sayaç okuma, belediyelerin mülkiyetindeki taşınmaz mallar ile çöp işlerinin özelleştirilmesine olanak sağlanıyor. mak istenryor" dedi. Güler, taslakta yer alan "yereBeştinne''ye dönük hükümlerin hangı alanlan kapsadığını şöyle sıraladı: • Tüm sağlık birimkri ve hastaneler, sosyalyanhmlaınılıışfaui belediyelere dev- rediliyor, sağbk ve sosyalyardun hizroetie- riyereHeştiriliyor. • llköğretim ve ortaöğretimin fıziksel altyapısı belediyelere devrediliyor, eğitim hızmetı fiziksel altyapı ile sınırlı olarak yerelleştiriliyor. • Gençfik ve spor işierini gönne görevi belediyelere devrediiyor. • Belediye ve mücavir alan sınırlan dı- şında kalan yerlerde il özel idareleri bir tür belediye gibi çalışacak. • Maden sulan ve jeotermal kaynaldar il özel idarekrinin yönetimine verîiyor. • Köy içme suyu, kanalızasyon, ortak altyapı ışlen özel ıdarelere devrediliyor. • Organize sanayi böigekri veküçük sa- nayi sfteierinin kurulmasma yardmıa (4- mak, btuıukoiaylaşanııak görevi özel ida- refcre veriliyor. Yerelleşme taslağımn belediyeleri borç- landırmaya teşvik ederek yerel yönetim- leri "maM piyasaianr bağımlı hale getire- ceğıni savunan Güler, konuya ilişkin şu bilgiyiverdr "Tastak,belediyelernıanaDa- ra ve taiz ödemeleri baknnmda o yihn büt- çesmin en çok 1/3'ü, böyükşehir belediye- lerinin ise en çok 1/2'si kadar borçlanabi- lecekleri hükmünû getiriyor. Gend olarak belediyelerin bütceleri,gerçekieşen rakam- lann çok üstündedir. Oteyandan, 1985 yı- fandan bu yana belediye borçianmaları içiiKİe kamu kredfleri sürekii gerieyerek önemsizbüyüklüklere gerilemiştir. Dcbyı- sryfaı,borçtanmayetidsmdeki serbestleştir- me, belediyelerin özel kredi sistemkte da- ha fazla açimafaui, iç ve (hş piyasalanna yüksek talep yaratmalan aniamma ge*- mektedir. Belediye maMye sistemi, bu bü- kümle iç ve dışrnalipiyasalara bağnnlı ha- le getirihnektedir. Tasbk ik drş borçian- malar için projenin yannm prograrmnda yer alması koşulu getirüirken iç borçlan- malar için sımrlama öngörülmüyor. Buna göre, belediyeler >alnızca yaünm harca- malaniçm değil, cariyadatransferharca- malan için de borçfanabüecekler. Böylece belediyeler için merkezi yönetime benze- me, borç geri öderoelerini borç alarak ya- pabilme yohı açıfcyor. Kamu kredierinin sistem içinde agırhgmm ofanadığı bir or- tamda borçlanmanın serbestkşmesi, gü- nûmüzde bütçenin yaşadığı borç krizinin lasa bir zaman içinde belediyeler düzeyine taşınması sonucunu yaratacaknr." Güler, taslağın tüm belediye hizmetle- rinin 5 yıllık seçim dönemi boyunca geçer- li olacak biçimde özelleştirilmesine olanak sağladığına değindi ve "Bu hükme göre, belediyeler ve bağh kuruluşlar temizlik, park-tahçe bakum, sayaç okuma, mecfc- lerinin üyetamsayısmnı çoğunhtğunun ka- ran ile uygun görülecek benzeri nitelüdi hizmederiihaleyecıkararakücüncüşahıs- lara gördürebflecekkr'" dıye konuştu. Bu ihalelerin, bugün olduğu gibi genel olarak 1 yıl ile sınırlanmasına son verildiğıru, iha- lelerin 5 yıllık süre için yapılabilir duru- ma getirildiğini belirten Güler, sunlan söy- ledi: "BaşhcaterodkaınuhizmetkTİnigö- ren belediyelerin, siyasal seçim dönemme denk gelen süre iie bağh ihaleter mekaniz- ması Se çaiışünlması. yerel siyasette hesa- ba katüması gereken önemü etkikr yara- tacaknr. Yerel seçimJer,şimdiye kadarotan ırygııfamatanncokötesindeçıkarodakfcft- maldararasmdayapıhr halegekcektir. Bu dunıro, yerel iş-inale çevrekri dtşmda ka- bn halkın yerel seçim sürednin dışma ki- mesineve temsil âsteminin ihaled çevreter arasmda mücadeleye indirgenmesine yol açacaknr. Tüm dünya genehnde ve ülke- mizde v-aşanan siyasal kirienme bu madde ik yasa hükmü hahne gebnektedûf Ozel otobüs şirketlerine şehirlerarası otobüs terminali kurma ve ışletme hakkı verildiğini de ifade eden Güler, "Befediye- Igrhı kendi mnlldypriiMİPİd ya ıta knlhnım hakkıkendflerinde buhnıantaşoııııaz mal- lar özeleştirmeye açdmaktadır'' dedi. Dr. Nihat Kurtic 'Demiryollanna ağırlık verilmeli' • Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Nihat Kurtiç, petrol ürünlerinin TIR ve tankerler yerine demiryollanyla taşınması gerektiğini söyledi. Demiryollannın kullanılmadığını belirten Kurtiç, "Mevcut koşullar demiryollanna geçmeye elverişli" dedi. tLHANTAŞÇI ANKARA - Emniyet Ge- nel Müdür Yardımcısı Dr. Ni- hat Kurtiç, petrol ürünleri, patlayıcı, yanıcı maddelerin TIR ve tankerler yerine de- miryoluyla taşınmasına ağır- lık verilmesi gerektiğini, bu- ^ nun da mevcut koşullarda he- "' rrien gerçekleştirilebıleceğini vurguladı. Demiryollanrıın kullanılmaz bir rialde boş durduğuna işaret eden Kur- tiç, karayolu ve demiryolu düşmanlığrnın bir kazanım sağlamadığını söyledi. Kurtiç, trafık kazalannın en aza indirilmesi için yap- tıklan çalısmalan ve sorunla- ra ilişkin çözüm önerilerini değerlendirdi. Kurtiç, bay- ram öncesinde kamyon ve otobüslerin aşın hız yapma- sını, şofbrlerin uyumasını önlemek için takograf cihazı- nın üzerine gittikleriru belır- terek "Bu çahşmamız etkJU oMu. Otobüsler dhazı boza- maz okhüar" dedi. Takogra- fin bozulması durumunda anza giderilince aracın trafi- ğe çıkabildiğini kaydeden Kurtiç, çıkanlan yeni yasa- nm cihazı bozuk üreten, bo- zan, bozuk olduğunu bile bi- le kullanan kışilerle yönetici- lerine 3 ile 6 ay arasında ha- pis cezası öngördüğünü bil- dirdi. Ağır vasıtalara uygu- lanan trafık kısıtlamasının gereksiz olduğunu anlatan Kurtiç, geçmışte gıda mad- desi, petrol ürünü taşıyan ağır vasıtalara izin verildiği- ni, bu nedenle kısıtlamanm anlamı kahnadığını belirtti. Kamyon tarbşması Kurüç, 1999yüındakısıt- lama olrnasına karşın ağır va- sıtalann 25, bu yü kısıtlama olmamasına rağmen 17 ka- zaya kanştıklanna dikkat çekti. Kurtiç, sorunlann çö- zümü için petrol ürünleri, patlayıcı, yanıcı maddelerin TIR ve tankerler yerine de- miryolu ile taşınabüeceğini vurguladı. Demiryollannın mevcut koşulunun, bunun hemen yaşama geçirilmesi- ne uygun olduğunu kayde- den Kurtiç, şu değerlendir- meyi yaptr "Karmonlar, ağır vasıtalar karayoOannda görülmek istenmiyor, sayıb- nnın azalnlması isteniyorsa demiryoluna kayılabilir. 20 tane dorse dizilir, öndeki bir (okomotif de bunlan gidece- ği yere götürür. Kaptdan ka- pıya tesiim. Şoför ghmiyor, benzin harcanmryor, yoDar boşahyor, soDamalarazahyor. Bu, hemen uygulanabilecek bir önlem. İnsan taşman yol- da petroiün, patiavxn madde- nin ne işi var. Geçen yıl öğ- renciler \-andi. Sibin-a'dan doğalgaz gehyor da, Türkiye içinde bu olmaz mı? Boru haföy la da olur, demiryohıy- lada olur. Tüm olanaklardan yararlanmak lazun. Demir- yolu orada boş duruyor. Bile- dkteld fabrikalar ihracarJa- rmı demiryohı ile taşıyoıiar. Karayolu Be20gûndeyapdan yolculuğu 8 güne indinnişler. BubirörnekDif Kombine taşımacıhk Nihat Kurtıç, MGK, TÜ- BlTAK, Cumhurbaşkanhğı, Başbakanlık ve Uluslararası Nakliyatçılar Derneği'nin 'kombine' taşımacılık istedi- ğini bildirdi. Çözümün, bü- tün ulaşım yollannın birbi- riyle yardımlaşarak kullanıl- masından geçtiğine dikkat çeken Kurtiç, "DemiryoHa- rmm gittiği yere kadar gküKr. oradan sonra karayotujia de- vam ediKr" dedi. TURSAB Başkanı Başa- ranUlusoy, Türkiye'nin top- lu taşımacılığa geçmesi ge- rektığıne dikkat çekerek "Toplu taşunacıhkta trafık kazâbn azahyor. Bu, turizm açsmdanda önemiL Avrupa- h, treni tercih edi)-or" dedi. Karayollanna sürekii araç çıktığmı belirten Ulusoy, araç üretimi ile yol yapımı arasındatersorantj olduğunu vurguladı. Bazı yollardakı trafık yoğunluğunun ortadan kaldınlması için buralara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden Ulusoy, "Bu, 10 yıhk bir pbn içinde yürfitül- meh. Türkiye enflas\ondan buşekfldekurtulur.Kazandı- ğmiız para da benzme gidt- yor" diye konuştu. ürkiye'de olduğu kadar yurtdışında da yıllarca gönülleri fetheden, Azeri şarkılan sevdiren Zaliha, şimdi Bodrum'da çiçekleri ve hayvanlanyla yaşıyor. Çökertmeyi, Reyhan 'ı bulup sevdiren 3.5 oktavlık ses: Zaliha SAADETUSLU Bodrum Kalesi'ne kuşbakışı bir beyaz evde zamanı donduran onlarca fotoğraf... Yığınla ga- zete kupürü, hediye, mektup ve şiirler... 38 yıl- lık sanat yaşamrna çok şey sığdıran bir müzik el- çisi... Ismının altına Balkanlar'ın sanatçısı unva- nı eklenen 3.5 oktavlık bir ses... Türkiye'de ol- duğu kadar yurtdışında da yıllarca gönülleri fet- heden, Azeri şarkılan sevdiren Zaliha, şündi Bodrum'da çiçekleri ve hayvanlanyla yaşıyor. 12 dilde şarkı söyleyen Zaliha'nın ilginç bir özel- liği de "Mnrat" marka otomobillerin "'isim ana- sı" olması. • Sanat eğitüni aldımz nu? Ben aslında Atatürk'ün ilk kurduğu okul olan Kızılay Hemşire-Ebe Okulu mezunuyum. Ni- şantaşı Kız Lisesi'ni bıtirdıkten sonra bu okula girdim. Daha sonra Kasımpaşa Deniz Hastane- si'nde 3 yıl ameliyat ve sonrası bakım hemşire- si olarak çalıştım. Burdan sonra da özelde hem- şirelik yaptım. • Peİd şarla söylemek- Özelde hemşirelik yaparken amatör olarak şaria söylüyordum. O zamanlar Istanbul'un gör- gülü, kaliteye para ödeyen insanlann gittiği As Klüp açılmıştı. Hafta sonlan sevdiğim bir aile ile oraya giderdim. Sesim güzel diye çıkanr şaria söyletirlerdi. O dönemde pat diye sahneye çdal- mıyordu. Hemşirelikten de iyi kazanıyordum. • Ama daha sonra meslek olarak sectiniz— Evet. 1964 yılında profesyonel olarak şarkı söylemeye başladım. Suadıye'de Reşat Klüp var- dı. Şerif Yüzbaşıoğhı ile sahne hazırlıklan yap- tım. Repertuvar hazıriadık ve sahneye çıküm. • Azeri şarkılan insanlara sevdirmişsiniz. Ba- zı parçalan ilk sö\1e>en kişi sizsiniz_. Köy köy dolaşıp şarkı aradım. Reyhan'ı, Çö- kertme'yi ilk söyleyen benim. Şarkıcı olmadan önce bile köylerde söylenen şarkılan ezberler- dim. Bodrum'da Çökertme'yi öğrendım. Bunu söylerken zeybeğini de oynayarak söylerim. O zamanlar Çökertme zeybeğini benim söyledi- ğim yeTde kimse söyleyemezdı. • Sanat hayatmıza ödüller ve bediyeter de stğ- dn*dmız tabü ki 1968 ve 69 yülannda 'Gazetedler Cemiveti Yıhn Sanatçısı' unvanını verdı. Kral Hûseyinbe- ni dinledikten sonra bir broş hediye etmişti. 1972 yılında müzik elçisi olarak Yugoslavya'ya gön- derilmiştım. • Isminiz nereden gefiyon. • . Asıl adırn Saliha. Bu Kuran'da iyi kadm, Al- Zaliha'nın plakları # O Çicornya (Rusçadan) # Romen Kızı (Nâzım Hikmet'ten) • Hayat Masal (Rusça- dan) # Gehnem Oyuna (Yunancadan) # Si- tem • Hayat Ne Kadar Güzeldi (Ertuğrul Ça- yıroğlu) 9 Bağunda Üzüm Kaldı (Azeri) 9 Reyhan (Azeri) • Çayda Çıra (Folk) • Sude Sude (Ermenice) 9 Niska Banja (Makedon- ya) 9 Beklemneyen Misafir 9 Godfather (In- güizce) 9 Şu Garibi Sevenler Anlar lah'm saüh kulu olarak geçiyor. Herhangi bir şe- kılde kötü bir şey çıkarsa Saliha adına leke sü- rülmesin diye adımı değiştirdim. Alman arka- daşlanm Zaliha derdi. Öyle olsun dedim. • Sanatçmkdışuıdahobiermizdevarsanırun. Hayvanlar. çıçekler... Lise yıllarımda hem li- senin basketbol takımında hem de ÎTÜ Kız Vo- leybol Takımı'nda oynuyordum. TRT'de kadın- lara yönelik bir programı sundum. Çeşitli der- neklerde hayır işleri yaptım. Şarkı söylemeye başladıktan sonra eskrimle uğraştım. Bıraktıktan sonra ise profesyonel kaptan olarak tekne turla- n işine girdim. • Üginç bir amm7i anlaOT mısımz? Mobango'da sahneye çıkacağım ilk gün bir ar- kadaşım aradı. Italyanlar bir otomobıl anlaşma- sı için gelmişler. Arkadaşım bana Fiat arabayı kuracaklar dedi. O dönemde Volvo ile anlaşıl- mış, iki yıldır gelmemış, Anadol bir türlü çıka- mamış. Ben de bunun adı 'Murat' olur dedim. Herkes güldü. Arkadaşım onlara muratın anla- mrnı söyledi. Biri hemen yazıp cebine koydu. Bir hafta sonra arabanın adı Murat diye tanıtıhnaya başladı. Murat'tn anasıyım ben işte • Sanat hayabm neden bu kadar erken bırak- ünız? Şarkı söylemeyi 1982 yılmda bıraktım. Zali- ha o zaman hep hayallerde otmayı yeğlemiştir. Onun için zamanında bıraktım. Beni sokakta gördüklerinde tanımamalan önemlı değil. Beni o 7amafilri halimle tanısınlar. tnsanın özlediği de- virler vardır. Ama ben şündi o Zaliha değilim. • VeBodrum- Bodrum'a 1962'den beri gelirim. Ulaşıhnası güç bir yerdi. Izmir'den 8 saatte gelinirdi. tlk geldiğim günden beri cennetin tanımlanmasıy- dı benim için. Yapılan iyiükleri söylemek ol- maz, ama ben burada oğullanm ve kıztmla (kö- pekleri), çiçeklerimle, kuşlanmlayım. Kitap okuyorum, iyilik yapıyorum. Gelenlere Bod- rum'u tamtıyorum. 15 yıldrr buradayım. • tnsanlara nasü bir mesaj vermek isterdmiz? Insanlar dille, dinle ayrümaz. tnsanın düşün- celerinde düşmanlık var. Laik hükümet demek din, insan aynmı demek değildir. Bulunduğun yerinzenginliğmi fark et. Ağacını. güneşini, su- yunu kullan, ama yok etme. Hayatta her şey ge- lir ve geçer, önemli olan iz bırakmaktır. Ovünü- lecek şeylerle doldurun hayatınızı. • E4Û1İZ ne iş yapryor? Mimar. Eşim Erol Bey 1968'den beri tanıdı- ğım biri ve ikinci eşim. Arkadaştan iyi koca olur. Hep daha önce niye onunla evlenmedim diye üzülmüşümdür. GENÎŞ AÇI HİKMET BtLA Geri Değil, İleri Türkler, Avrupa topraklannda neden diğer yerie- re göre daha kolay ilertediler? 1300'lerin başında Gelibolu'ya ayak bastıktan sonra hızla ülkeleri fet- hedip Vıyana kapılanna dayandılar? Sadece iyi savaştıklan için mi? Hayır. Sahip olduklan dünya görüşü, çağına göreHris- tiyan dünyasından fersah fersah ileride olduğu için. Balkan ve Avrupa toplumları, Hıristiyanlığın baskı- sından ve bağnazlığından kurtuluşu, Osmanlı"nın getirdiği kültüre sığınmakta buldular. O Osmanlı kültürü ki, değil o gün, bugün bile bir- çogu geçerti degerterin sahibiydi. Çünkü hamuru, güleryüzlü Islamiyet ve Türk geleneği ile Anadolu denilen uygariıklar teknesinde yoğrulmuştu. Hacı Bektaş'lann, Yunus Emre'lerin felsefesi, o dönemde Osmanlı'nın hâlâ temel görüşünü oluş- turuyordu. O felsefe ki, özünde "insan" vardı. Ortaçağ ka- ranlığına göre aydınlık, özgürlük, eşitlik, hoşgörü vardı. Osmanlı, bu değerierie büyüdü, güçlendi ve dünyanın en büyük devletlerinden birini kurdu. Tarihe dönüp bir bakınız, göreceksiniz ki, Os- manlı'nın yükselme dönemi, işte bu felsefeye da- yandığı dönemdir. Ne zaman ki, Saray ve Babıâli, Anadolu Müslümanlığınıterkedip Arap Müslûman- lığını egemen kılmışlar, işte o zaman Osmanlı Im- paratorluğu için duraklama ve gerileme dönemi başlamıştır. Bilime ve gelişmeye kapalı, sıkı din ku- rallannın geçerii olduğu Osmanlı toplumu 17. yüz- yılın başlanndan itibaren geri saymaya başlamıştır. Yıkılana kadar... Amacımız, tarih anlatmak değil. Ancak, günümüzde yaşananlan bu tarihten so- yutlamak da olanaksız. Belki ilk kez, Kurban Bay- ramrnda birtartışmayaşandı. Kurban kesmekfarz mı değil mi? Açıkta kurban kesmek serbest mi ol- malı, yasaklanmalı mı? Din ve bilim adamlan bu tar- tışmaya katıldılar. Caddelerde, sokaklarda, mey- danlarda ve çocuklann gözlerinın önünde hayvan- lann kesilmesinin yanlışlığı genel kabul gördü. Kur- ban artıklannın günlerce koku salarak aynı yerde durması tepkiye yolaçtı. Bu uygulamanın beden ve ruh sağlığına zararlannı tartışmaya gerek var mı? 7. yüzyılın Arap geleneklerini 21. yüzyılın başın- da sürdürmek, acaba Müslümanlığın temel anlayı- şıyla bağdaşırmı? Müslümanlığa geriye dönüş mü,, ileriye gidiş mi yakışır? Geride bıraktığımız Kurban Bayramı bir dönüm noktası, bir reformun başlangıcı olabilir. Ne var ki, kurbanlannı açıkta kesen yurttaşlan da suçlamak kolay değil. Yüzyıllann geleneği, tabula- nn dokunulmazlığı onlan bu noktaya getirmiş. Ger- çekleri gördükçe, tartışmalar yapıldıkça, kurban olayı, daha kabul edilebilir bir uygulamaya kavuşa- bilir. Asıl tehlike, kurbanı açıkta kesip, din sömürüsü- nün sinsi sinsi, el altından yapılmasında yatıyor. 312. maddeyle ilgili tartışmalarda getinen nokta il- ginç. Pazarlığın arkasındaki artnıyeti görüp değişik- •.hğe karşı çıkanJar, hemen düşünce özgüriüğüoe, fi- kir özgüriüğüne karsı olmakla suçlantyorı.'Yasakçı zihniyete sahip olmakla suçlanıyor. "Ama 312. maddenin değiştirilmesine vaktiyle slz karşı çıktınız" diye hatırlatınca yanıt alamıyor- sunuz. Aydın geçinen kimileri de ne yazık ki aynı oyuna gelmekten kurtulamıyoriar. Tarihimizde sık sık tek- raıianan ve her defasında felaketle sonuçlanan bu büyük takryyeyi göremiyoriar. "Özgürlüğe evet, ge- ri dönüşe hayır", "İnsan haklanna evet, bölücülü- ğe hayır" deme cesaretini gösteremiyoriar. Ya da işlerine gelmiyor. "Bir kısım aydın "ımızın yine tarih- ten gelen huyudur. Modaya uymak oniar için daha kolaydır. Modada reyting de vardır. Aykınlığın ayn- calığını meziyet sanıriar. Işler kanşınca da ortadan kaybolurlar. Onlar, boğayi kurban etmek için önce ayaklannı kesen kasaptan daha tehlikelidirter. hikmetb(â ntv.com.tr Psikoloji bölümü düzenliyor IÎPde çocuk gelişhııi semmeri tstanbulHaberServia- Istanbul Üniversitesi Ede- biyat Fakültesi Psikoloji Bölümü, ücretsiz Çocuk Gelişimi Halk Seminerle- ri düzenliyor. Seminerler kapsamında bugün "0-12 YaşÇocuğummKişakG*- BşiınL "ErgenKk Dönemi G ^ f l G i i -^ ş ve "Amnı Islatma \e Kaka Yapma Probkmi" konula- n ele ahnacak Çocuklann toplumsal yaşama, ûretkenliği yaşam biçimi halıne getirmiş, mutlu ve sağhkh bireyler olarakyetiştirmek amacıy- la tÜ'nün Veznecıler'dekı Öğrenci Kültür Merke- zi'nde gerçekleştirilen se- minerler, saat 12.00'de başlayacak. Seminerlerin bugünkü bölümünü Sinem Yıküz. Songül Ataç ve Candan Kaya sunacak. Seminerler kapsamında 28 Mart'ta "0-12 YaşÇocu- ğunun Dil Gelişimi'' ve "KekemeBk". 4 Nisan'da "0-12 Yaş Çocuğunun Cin- sel Geüşimi", "ErgenKk Dönemi Gendnin Cinsel Genşimi". "Homoseksü- aMte" konulan işlenecek. Seminerlerde "0-12 Yaş Çocuğunun Sosyal Gelişi- mi'' konusu 11 Nisan'da, "0-6 Yaş Çocuğunun 7i- hinselGel^mi" \e "Okul Çağmdaki Çocuğun Ders Çahşamama ProbJemi" konulan ise 18 Nisan'da ele ahnacak. I isteyen kendine biryolbulur. istemeyenisemazeret' LIGAGUIU KEEP.**/ VVALKİNG
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle