Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 2000 ÇARŞAMBA
10 J J I S HAJJ>JLIJKJL.ILJ1\ dishab@cumhuriyet.com.tr
Rus birlikleri Çeçenlerin son direniş noktalarmdan Komsomolskaya'ya girdi
Çeçen kalesîne Rus bayrağıDtş Haberler Servisi - Rus birlikleri, Çe-
çen direnişçilerin son kalelerinden Komso-
molskaya köyüne Rus bayrağı dikerken as-
keri mahkeme, geçen şubatta Aldi köyün-
de katledilen 62 sivılın özel OMON birlik-
leri tarafından öldürülmüş olabileceğini
açıkJadı.
Rus askerleriyle Çeçen güçler, güneyde-
ki Argun Boğazı'ndaki stratejik Komso-
molskaya köyünün denetimi için iki hafta-
dır savaşıyordu. önceki gün 76 Çeçen dire-
nişçi Ruslara teslim olurken 42 direnışçi de
öldürüldü. Son çatışmalarda yaklaşık 50
Rus askeri de yaşammı yitirdi.
Yetkilıler, köyde sıkışan 150 Çeçen'in de
teslim olmasının beklendiğini, komutan
Ruslan Getayev'in de köyde bulunduğunu
belırttıler. Rus NTV televizyonunun, kö-
yün üzerinde dalgalanan Rus bayrağını gös-
• Rus bayrağı dikilen Komsomolskaya'da 76 direnişçi
Ruslara teslim olurken Çeçen komutanlardan Ruslan
Gelayev'in de köyde buhmduğu bildirildi.
terirken köyde taş taş üstünde kalmadığı
kaydedıliyor. Öte yandan, Aldi köyünde 5
Şubat'ta gerçekleştirilen ve 62 sivilin ölü-
müyle sonuçlanan kıyımı soruşturan aske-
ri mahkeme, önceki gün verdiği kararda,
olaya Rus askerlerinin katılmadiğını, ancak
kıyımın İçışlerı Bakanlığı'na bağlı özel
OMON birlikleri tarafından gerçekleştıril-
miş olabileceğini açıkladı.
Mahkemede ifade veren ondan fazla gör-
gü tanığı, olaya Rus askerlennın katılmadı-
ğını bildırdı. Mahkemenın sözcüsü, "Kalli-
amı Rus askerieri yapmadı. Ancak bu otayın
gerçekleşmediği ya da özel güçlerin rşin için-
de oimadığı anlamına geünez" dedi. Insan
haklan örgütlerinin raporunda. katliamın,
uyuşturucu ve alkol etkısinde olan yaklaşık
100 asker tarafından yapıldığı ve en küçük
kurbanın 1 yaşında olduğu belirtilmışti.
Jirinovski: Seçimden çeküebilirim
Öte yandan, aşın milliyetçi lıder VTadi-
mir Jirinovski. 26 Mart'ta yapılacak devlet
başkanlığı seçımlerinden çekilebıleceğinı
bildirdi. Jinnovski, yaptığı acıklamada, aday-
lıktan çekilip komünist aday Gennadi Zö-
ganov ve liberal aday Gregori YavMnski'yi
destekleyebileceğmi belirtti. Rusya ve Or-
ta Asya ülkeleri dışişleri bakanlan ise baş-
ta teronzm olmak üzere uluslararası suçlar
konusunu ele almak üzere gelecek ayın ba-
şında Bişkek'te bır araya gelecek.
Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı BDT Da-
iresi Başkan Yardımcısı Lidiya tmanaüye-
va, bu yöndeki karann, Kazakistan, Kırgı-
zistan, Özbekistan, Rusya ve Tacikistan dı-
şişlen bakanlıklan yetkilileri arasında Biş-
kek'te geçen hafta yapılan bir toplantı sıra-
sında alındığını söyledi.
Dışişlen bakanlannın Bişkek'te yapılacak
toplantısında uluslararası organize suç, ulus-
lararası terorizm ve aşın dincilik konulan-
nın ele alınacağını belirten Jmanaliyeva, gö-
rüşme sonunda bu sorunlann çözümüne yö-
nelik bir bildiri yayımlanacağını kaydetti.
Imanaliyev, toplantının kesin tarihinin he-
nüz belirlenmediğini ifade etti.
Parlamento, üç ada ile Çin arasında ilişkilerin başlatılması karan aldi
Tayvan Çin'le ilk ilişkileri kuruyor
• Başkanlık seçimlerinin hemen ardmdan Tayvan
Parlamentosu, 50 yıldan sonra ilk kez Çİn'le
doğrudan ilişkinin ilk adımlannı atma karan aldi.
Dış Haberier Servisi - Tayvan
yönetimi dün 50 yıldan fazla sü-
redir ilk defa üç adasıyla Çin
arasında doğrudan ilişki kurul-
masını onayladı.
Tayvan başkanlık seçimlerini
bağımsızlık yanlısı aday Çen
Şuybijuj'ın kazanmasmın ardm-
dan dün Tayvan Parlamentosu,
Kinmen, Matsu ve Penghu ada-
lanyla Çin arasında ticaret, ula-
şrm ve posta konulannda doğru-
dan ilişki kurulması karan aldi.
Karan alan milletveküleri, bu
ilişkinin ileride tüm Tayvan'ı
kapsayabileceğini vurguladılar.
Parlamentoda çoğunluğu
elinde tutan, ancak cumartesi
günü yapılan başkanlık seçim-
lerinde yenilgiye uğrayan Mil-
liyetçi Parti'nin üyesi ÇenÇing-
pao, alınan kararla ilgıli olarak
"Bu Tayvan'dan Çin'e bir iyi
niyet jestidir" dedi. Ancak bu
önemlı adıma karşın Tayvan'ın
dün orduyu yeniden alarma ge-
çirdıği bildirildi. Tayvan Çin'in
tehditleri karşısında seçimler
sırasında başlattığı "yüksek
alarm durumu"nu önceki gün
kaldırmıştı. Savunma Bakanlı-
ğı Sözcüsü Kung Fan-ding.
" Yüksek alarm durumu, duru-
ımınıuza göre başlatılabilir ya da
kaldınlabihr. Esnek bir önlem-
dirbu" dedi, ancak neden ye-
nıden başlatıldığı konusunda
bir açıklama yapmadı.
Bağımsızlık görüşülecek
Seçimlerden zaferle çıkan De-
mokratik llerleme Partisi'nden
üst düzey biryetkili, partinın ba-
ğımsızlık yanlısı tavnndan vaz-
geçmeyi düşündüğünü açıkladı.
Seçim kampanyası boyunca
bağımsızlık yanlısı bır tutum ta-
kınan partinin, merkez yönetim
kurulu üyesi olan Çen Zau-nan,
partinin yönetim kadrosunun ba-
ğımsızlık konusunu görüşmek
üzere bugün toplanacağını bil-
dirdi. Çen, "Cumartesigûnküse-
çbnlerden sonraiktidar partisi oJ-
duk. Konuya daha pratik açıdan
jaklaşmalıyız arük'' dedi. Millijetfi PJuü yandaslannın protestolan sûrûyor. (REUTERS)
Romano Prodi
'Işsizlik
AB
y
nin
zaafı'BRÜKSEL (AA) - AB Komisyonu
Başkanı Romano Prodi, AB'nin
önemli sosyal sorunlara çözüm
bulması ve teknolojik yeteneklerini
geliştirmesi gerektiğini belirterek
"Acil reformlara ihtiyaç var* dedi.
Lizbon da, 23-24 Mart tarihlerinde,
üye ülkelerin devlet ve hükümet
başkanlan ile dışişleri bakanlannı
bir araya getirecek olağanüstü AB
zirvesinin gündemi hakkında basına
bilgi veren ve komisyonun
stratejisini anlatan Prodi, AB'nin en
önemli zaafının işsizlik olduğunu,
bu düşmanın ezilmesi için inisiyatif
almak gerektiğini anlattı. AB'de
işsizlik ortalamasının yüzde 10'u
bulduğunu, Ispanya gibi bazı
ülkelerde bu oranın yüzde 15'e
çıktığmı hatırlatan Prodi,
küreselleşme ve yüksek teknoloji
alanında da ABD'nin AB'den çok
önde olduğuna dikkati çekti ve acil
kararlar alınması gereği üzerinde
durdu. Prodi, AB'nin küresel
ekonomideki rolünü arttırmasmın
önemine de değindi. f
- * * » *
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Batı Karşısında Türkiye ve Japonya
İki ünlü Japon düşünürü iktisatçı Oka-
zaki Hisahiko ve tarihçi Sato Seisa-
buro, Japon Echo dergısinın sonbahar
1999 sayısında yazmışlar. Benim elime
2000'in başında geçti. İki Japon düşü-
nür Japonya'nın Amerika ve Avrupa
karşısındaki durumunu ele alıyoriar. Tür-
kiye'ye benzeriiği açısından bana ilginç
geldi.
Bizim Tanzimat'a benzeyen bir döne-
mi, "Meiji" dönemini onlar da geçirdi.
Daha o dönemden başlayarak 20. yüz-
yılda Japonya'nın Batı ile (ve Batı kar-
şısında) durumu günümüze kadar ge-
tirilerek değerlendiriliyor. Bazı farklara
rağmen, sanki "Türkiye - Batı ilişkileri-
nin bir izdüşümü" gibi.
Bu iki düşünüre göre Japonya 1930'la-
ra kadar, "kendisini Batı'nın beyaz ada-
mı (vvhite man) tarafından" kuşatılmış
ve köşeye sıkıştınlmış hissediyor. Asya
ve Peari Harbour maceralannı ve hata-
lannı biraz da beyaz adamın bu kuşat-
masına bağlıyoriar. Japon toplumu, Ba-
tı'nın kendilerini, "Asyalı ve sarı ırk al-
gılamasındanveaynmcılığından" çok
etkilenmiş. İki Japon düşünür, diğer Ja-
pon düşünürierde görülmeyen bir açık-
lıkla "bu kompleksi" ortaya koyuyorlar.
İki yüzyıl boyunca Batı, kendilerini dış-
lamış ve Asya'nın doğusundaki "birya-
bancı" gibi görmüş.
Kılık kıyafeti "Batılı" gibi görünse bi-
le, Japonlann kafasında "Batı'nın aynm-
cılığı" Japon düşünce sisteminin içine
yerieşmiş. Bu kavramTürkıye'de, "Ba-
tı'nın bizi Doğulu algılaması ile" yer et-
mişti. Atatürk devrimleri ve sonrası ye-
ni nesillerie, Batı'nın bu "Doğulu" al-
gılaması, en azından bizim tarafımız-
dan, "üzerimizden atılmıştır". Bunda,
coğrafyanın ve 170 yıllık iç içeliğin de
etkisi var. özellikle ikinci savaş sonra-
sında Türkiye, Avrupa Konseyi ve bü-
tün diğer Avrupa kurumlan içinde yer
alarak bu "kompleksi" üzerinden attı.
Soğuk savaş sırasında "Batı Bloku"
içinde yer almamız da bunda etkili ol-
du.
Batı'nın bu aynmcı vefarklı bakışının
toplumdaki etkileri, bugün Türkiye'de,
Japonya'dan daha azdır.
Kültür emperyalizmindeki
benzeriik
Japon düşünürier özellikle Amerikan
kültür emperyalizmi konusuna dikkat
çekiyoriar Japonya'daki durum Türki-
ye'den hiç de farklı değil. Onlara göre
Japonya, Amerikan kültür emperyaliz-
mi karşısında ezilmiş durumda. Japon
gençliği özdeğerlerini kaybediyor. . ^
- Japonya, özdeğerleri ile Amerikan
kültürü arasında sağlıklı bir sentez çı-
karamıyor.
- Amerikan yaşam biçimi özentisi Ja-
pon gençlığinin özdeğerlerini tahrip edi-
yor.
- özellikle Amerika'nın "tüketim ka-
lıplan" Japon toplumunu esir almaya
başlamış.
Sonuçta, "beyaz adamın" kültür em-
peryalizmi Japon toplumunu bozuyor,
bütün değerieri attüst edıyor.
İki Japon düşünürün bu değeriendir-
melerini okurken, son yıllarda Cumhu-
riyet'te yazdığım yazılan hatırtadım.*
Aynı sakıncalan Türkiye için gündeme
getirmeye çalısmıştım. Japonya ve Tür-
kiye'nin ilginç bir benzeriiği, hattaortak
bir yazgısı var. Her ikisi de "Batı'nın
içinde görünen" ama Batı tarafından da
"kendinden sayılmayan' iki ülke. Bin As-
ya'nın doğusunda, diğeri ise batısın-
da, ortak bir yazgıyı paylaşıyorlar.
Brzezinski "Büyük Satranç Tahtası"
kitabında, "Dünya gençliğinin Ameri-
kanyaşam biçimini taklit etmek isteme-
si, Amerika 'nın süpergüç olarak deva-
mının en büyük güvencesidir" diyor.
Amerikan küitüremperyalizminin, Ame-
rika'nın geleceğı açısmdan onemini vur-
guluyor.
Görülüyor ki Brzezinski ve Japon dü-
şünürier aynı noktada birieşiyoriar. Bir
taraf kültür emperyalizmi altında "nasıl
ezildiğini" ortaya koyarken diğer taraf,
"bunun, egemen olmanın bıraracı ol-
duğunu" kabul edıyor.
Amerikalılar da yakınıyor...
N.P.Q. dergisinin geçen yıl yayımla-
nan "Soğuk Savaştan Sıcak Eğlence-
ye" başlıklı sayısında ise aklı başında
Amerikalı düşünürier şu görüşü savu-
nuyoriar: Amenkan tarzı tüketim; top-
lumu, insanı daha basıt, daha yüzeysel
yapıyor. Mal tüketmek ve eğlenmek in-
san yaşamının odağı haline geliyor. Top-
lumsal dokudaki derinlikler kayboluyor.
öyle ama, ekonomik düzenin kültür
mantığı bu. Basit, yüzeysel, maddeci ve
kaba kuvvete dayalı bir yaşam biçimi-
nin yarattığı bir dev ve onun beraberin-
dekı kültür emperyalizmi.
Düşünüyorum da Japonlar yine de bi-
ze oranla daha iyi durumdalar. Sözünü
ettığim iki Japon düşünür bizdeki "kral-
dan fazla kralcı (Avrupacı) aydınlan"
bilmiş olsalardı, kendilerinin ne kadar
şanslı olduklannı daha iyi anlarlardı.
C) 2000'li Yıllara Girerken Dünya ve
r Tfilf<iye''< Cumhuriyet Yayınlan, 2000.
1944 yılının soğuk bir şubat
gecesi Çeçenler, evlerinden top-
lanarak hayvan vagonlanna dol-
durulup Orta Asya ve Sibirya'ya
sürülmüşlerdi.
Bu olayın 56. yıldönümünde
ve yenı bir yüzyılın başlangıcın-
da Çeçenler yeni bir yok etme
kampanyasıyla karşı karşıyalar.
200 yıldır uygulanan baskı, kı-
yım ve sürgün politikalanna di-
renen ve yenilmeyen bu küçük
halk, bugün artık yok edilmenin
eşiğınde bulunuyor. Grozni'ye
giren Rus askerieri, bodrumlar-
da saklanan kaçamamış siville-
rin işini bitiriyorlar.
Yaşlı, yaralı veya çocuk deme-
den hâlâ soluk alabilen ne kadar
canlı varsa oracıkta yok ediyor-
lar. Yangın bombalan, vakumlu el
bombalanyla bodrumlardan çı-
kanlan yaralı insanlar makineli
tüfeklerie taranıyor. Adına hâlâ
ordu denen bu paralı asker ve sar-
hoş çapulcu sürüsü, birinci sa-
vaşta tamamlayamadıklan soy-
kınmını bu kez sonuna kadar gö-
türmeye karariı.
Biravuç "teröriste" karşı baş-
latıldığı söylenen "temizlik hare-
kâtı" daha başından beri topye-
kûn savaş şeklinde gelişti. Ve
yaz aylannda böylesi bir savaşın
ortaya çıkacağını birkaç Rus ga-
zetesi, daha geçen yılın başlann-
da haber veriyorlardı. Her şey
önceden hazırianmıştı çünkü ve
Hitler'in düzenlettiği Reichetag
yangını gibi yığınları galeyana
getirecek bir bahane gerekliyd
sadece. Bunun için de Mosko-
va'da ağustos ayında birkaç bı-
nanın havaya uçurulması ve bu-
nun sorumlulugunun alelacele
Çeçenler'e yıkılması yetti.
'Teröristlerie' yanş
Gerçi benzeri tip bir sabotajı Ri-
ezan'da başka bir binada hazır-
layan KGB ajanları suçüstü ya-
kalandılar, ama sansür dönemi-
ne geri dönen Rus basını pek
üzerinde dunmadı bunun. Oysa-
ki bütün tarafscz gözlemciler, hat-
ta geçen secimlerde başkan ada-
yı olan General Lebed bile, da-
ha ilk günlerden kuşkularını dile
getiriyorlardı. Kaldı ki Kremlin'in
iddialan doğru bile olsa, birkaç
yüz masum sivilin ölmesine yol
açan sabotajlar, hükümetin de
"teröristlerie" yanş edercesine
binlerce başka masum sivili sa-
dece Çeçen olduklan için kat-
letmesini mi gerektirir?
Geçen savaşın 14 aylık bilan-
çosu 100 bin ölü idi! Bunlardan
12 bin kadan da Rus askeriydi.
Bu kez nedeflenen herhaldetüm
200 Yıldır 'Bitirilemeyen'
Çeçenler
Çeçen halkı. "Avrupa değerie-
ri", "insan haklan" sözcüklerini
dillerinden düşürmeyen Batılı
hükümetler, nükleergücesahip
Rusya karşısında sus pus oi-
muşlar. Oysa ki Abdullah Öca-
lan gibi bir Pol Pot benzeri psi-
kopatın yargılanışı sırasında "adil
yargılama " isteğiyle ayağa kalk-
nebiliyor utanmasızca. Demek
ki 21. yüzyıl baştnda bir küçük hal-
kı yeryüzünden silmek hâlâ gu-
rur kaynağı olabiliyor. Taş devri-
ne geri dönüyor insanlık. Soykı-
nmıyla övünebiliyor bir rejim.
Ve Avrupa bu soykınmına ma-
li kaynak oluşturan Rus borçla-
nndan bir bölümünü siliveriyor. İlk
r
eçen savaşın bilançosu 100 bin ölü idi? Bunlardan
12 bin kadan da Rus askeriydi. Bu kez hedeflenen
herhalde tüm Çeçen halkı. "însan haklannı" dilinden
düşürmeyen Batı, Rusya karşısında sus pus olmuş.
mışlardı hepsı.
Bugün ise Putin'e iltifatlaryağ-
dırmak için Madeleine Allb-
right'lar, Clinton lar, Chirac'lar
sıraya giriyorlar neredeyse. Ve
birinci Çeçen savaşında "küçük
düşen" Rusya'nın zedelenen
onurundan söz ediliyor, Rus hal-
kının yeniden "gururunu kazan-
mak" ihtiyacında olduğu söyle-
Çeçen savaşında Rusya'yı Avru-
pa Konseyi'ne alarak ödüllendir-
diği gibi. Hatta daha da ileri gi-
derek, 12 milyar doJariık bir ek yar-
dımı karara bağlıyor. Çeçenistan
kasabı, ajan eskisi Putin'in seçil-
mesini garantiye alıyor. Aslında
Putin'in buna bile gereksinimi
yok. Karnı aç ama gururu doyu-
rulmuş Rus halkının tam deste-
Ruslann
Çeçenistan
ras\onunda
en büyük acıvı
çekryor.
(REUTERS)
ğine sahip. Ama Avrupa'da dü-
rüst ve duyariı insanlar da var.
Bunlardan bir grup aydın ve sa-
natçı, Çeçen sürgününün 56. yıl-
dönümü olan geçen 23 Şubat'ta
ortak bir manifesto yayımlaya-
rak sokağa döküldüler, binlerce
insan Paris sokaklannda saat-
lerce yürüyerek gerek Putin ve
Rus generallerini, gerekse onla-
ra destek veren Avrupalı hükü-
metleri protesto etti.
Gerçi bu sembolik eylemlerin,
her ne pahasına olursa olsun Çe-
çenistan'ı haritadan silmeye ka-
rariı bir hükümeti durduramaya-
cağı açık. Ama aydınlar böylesi
bir barbarlık karşısında en azın-
dan susma utancını paylaşmak
istemiyoriar.
Naziler Yahudileri toplama
kamplannda yakarken pek çok
Avrupalı durumu bildikleri halde
bilmezden gelmişlerdi. Bugün
"süzme kampı" adıyla yeniden
hortlatılan bu tür kamplarda ka-
dın erkek, çoluk çocuk işkence
ve tecavüzlerden canlı olarak
"süzülebilseler" bile cellatların
son darbelerinden kurtulmalan
mümkün olmuyor. Ama artık bun-
lann karşısında "bilmiyorduk, ha-
berimiz yoktu" diyecek durum-
da değiliz.
"Biliyorduk ve sustuk, hiçbir
şey yapmadık" diyebiliriz belki,
ancak yüzümüz kızararak. Sınır-
larımıza dayanan bir avuç Çe-
çen mülteciye bile "pasaportla-
n oimadığı" gerekçesiyle kapıla-
nmızı açmadığımızı anımsanz bi-
raz daha cesaretimiz varsa.
İnsan olmak yeterli
130 yıl önce benzeri bir yazgı-
nın kurbanı olmamak için bir mil-
yondan fazla Kafkasyalı, Karade-
niz'in kuzey kıyılarından Türki-
ye'ye yelken açmıştı. Ama şim-
di onlann torunlan bile duyarsız
görünüyorlar Çeçenistan'daki
soykınmına. Aslında Kafkas kö-
kenli bile olmak gerekmez ki bur-
numuzun dibinde gerçekleştiri-
len bir barbarlığa isyan etmek
için. İnsan olmak yeterli.
Avrupa'da Çeçen adını daha
yeni yeni duyan, nasıl telaffuz
edileceğini bile doğru dürüst bil-
meyen binlerce insan, haksızlık
karşısında sokaklara döküldü.
Topraklanndaki dört Rus aske-
ri üssünün tehdidine aldırma-
yan küçücük bir Gürcıstan bile
sesini yükseltiyor bu vahşete
karşı. Ama Kafkasya'da pakt
kurma, lideriik yapma sevdasın-
daki Türkiye sus pus. Kapılannı
bir avuç mülteciye açmaktan
bile aciz.
GARANTI DUNYA MIRASI
GUNEŞ KARABUDA'NIN GOZUYLE
TÜM İNSANUĞIN
PAHA BİÇİLMEZ MİRASI
BİRİNCİ BÖLÜM
NİJER VADİSİ'NİN İNCİSİ
"TOPRAK ŞEHİR DJENNE"
www.ntv.com.tr
BU AKŞAM
21:40