09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-I2MART2000PAZAR CUMHURrVET SAYFA HABERLER BergamaMar •Hymakamfcğa Inşvurdu • İZMİR (Cumhuriyet E g e Börosu) - Eurogold'un Bergama'dakı altııı naadenini kaçak olarak işlettiğinin biliıkışi raporuyla tespıt edıldığıni b>elırten Bergamalılar, yaşam hakiannın güvence aJtına alınması içın, Efcergama FCaymakamlığYna basvurdular. Bergama Ashye Hukuk Hâkirnriğı'nin görevlendirdiğı bilirioşi heyetinin raporunda yer aLan "Kesıklı üretım çaJışmalannın yapılmış olabileceği sonucu da düşünülmektedir" görûşûnûn ardından Bergamalılar, ka7.anılmış hakiannın konınması ıçin hukukun üstünlüğünün sağlanmasını ıstiyorlar. Atatürk Köprüsü dentz trafiğine I Haber Servisi - YeniGalata Köprüsü'ndeki onarun çalışmalan nedeniyle Kuzey Deniz Saha Komutanlığı gemılerinin, gemı bavuzlannın ve gemi sanayi araçlannın Haliç'ten çıkabılmeleri içın Galata Köprüsü ve Atatürk Köprüsü 20-22 Mart tarihlerinde, 00.01- 12.00 saatlen arasında denız trafiğine açüacak. Istanbul Büyükşehır Belediyesı Başkanlığı'ndan yapılan açiklamada, bu saatler arasında köprülerin, yaya ve araç trafiğine kapalı olacağı behrtıldi. TRACECA projesine üyeR basvurusu İ(AA)- Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te önceki gün başlayan Avrasya Ulaşım Koridonı (TRACECA) fbplantılan, dün sona erdi. Tpplantılara Türkiye adına katılan Ulaştırma Bakaru Enıs Öksüz ve berabenndeki heyet, görüsmelerin son gününde, TRACECA'ya üyelik için Avrupa Birliği Komisyonu'na başvunıda buhındu. fckyardnn sğttkn merkezi • İstanbul Haber Servisi - Ağn Dağı'nda bir kaza sonucu yasamını yitiren Iskender Iğdır'ın adının verileceği Türkiye'nin ilk ve tek uluslararası standartlardaki ilkyardım eğıtım merkezi 28 Mart tarihinde hizmete gırecek. Ariel Color Activ'in Ataşehir'de yapımını başlattığı merkezde halkın acü durumlara karşı eğitilmesinin amaçlandığı belirtildi. Akmefe'den hükümete tepki • isUnbul Haber Servisi - Emekli-Sen 2 No'lu Şube Sekreteri Gazi Akmeşe yaptığı yazılı açıklamada, ışçi emeklilerinin maaşlanrun bayram öncesınde ödenmemesini kınadı. Akmeşe, batmış bankalann sermaye yapısını güçlendirmek için trüyonlarca liranın aktanldığını belirterek, işçi emeklilerine "Bayramda evinde otur, yakınlannla bayramlaşma" denildiğinı vurguladı. Hadyasyonsuz Kısr'eylemf • tZMİR(Cumhuriyet EgeBörosn)-Izmir Nükleer Karşıtı Platform adına açıklama yapan Metin Erten, 1 Nisan'da "Radyasyonsuz Kısır" adı alnnda gerçekleştinlecek etkınlikte, halka kısır dağıtıbrken nükleer santrallann zararîannın anlatılacağını söyledi. Kapaağaçh Köyii genel kıruhı • tstanbul Haber Servisi - Dıvriğı Karaağaçh Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği 1. Olağan Genel Kurulu bugûn Babçelievler Soğaniı Mahallesi'ndeki derneğin genel merkezinde gerçekleştinlecek. Tarihe "bekçiHk" yapmanın en büyük armağanı Prienne'deki antik tiyatro'da kralın tahüna kurutana ayncahğmı yaşamak oba gerek_ Avusturyalı enstitü uzmanları ( Hıristiyan Arkeolojisi' peşindeler Efes'te 'inanç fanatizmi'Tnanç turizmine yönelik beklentilerde I en gözde merkezlerden bıri hıç Akuşkusuz Efes ve çevTesi. Selçuk Kaymakamı Yusuf Ziya Karacaev; "inanç rurizmindeki başanmızı dünyaya kanrtlayacağız" dıyerek basına tanıttığı çalışmalan arasında "2 bin afi$" ve "80 bin broşür" bastırmış olmalanndan övgüyle söz ediyor. Efes ve Selçuk'taki Hınstıyanlık açısından önem taşıyan tarihsel yer ve yapıtlarla ılgili tanıtım kaseüerini de dünyadakı tüm turizm acentelerine gönderdıklennı belirten Karacaev, büyük umutlannı şöyle özetliyor: "Sdçuk inanç turtzmine kftMendL." (Hürriyet Ege - 13.02.2000). Aslında bu umudu son zamanlarda doruğa çıkaran gelişme ıse ABD Başkanı Cinton'ın tstanbul'daki AGtT buluşması için yaptığı Türkiye ziyaretinde Efes'ı de programına alması ve onca yoğun çalışma takvimine rağmen Meryem Ana Evi'nde dua ederek "haa ohnaya" da zaman ayırması... E şi HiHary ve kızı Chebea ile birlikte, daha önce 5 saat programlanan bu gezısını 7 saate çıkararak inanç tuhzminın "en popüferini" gerçekleştıren Clinton, kendilennı ızleyen "medya ordusnyla n da Efes'ın görüntülerini uluslararası basına ve televizyonlanna bır kez daha taştmış oldu... Gazetelerin ammsattığına göre, Clintonlar ilk kez 1996 yılında Efes'i gezdflcten sonra "büyük hayranüklannT dünyaya duyurmuşlar ve 2000 yılında bu bölgenın inanç tunzrruyle adeta "aknu uğrayacağınr beürtmislerdi. Şımdı de (1999) bu son ziyaretinde anük kentteki mermer sütunlann ve heykellenn önünde ızlenımlennı soran gazetecilere "mâtbiş, manıhna^ büyüleyici, hayranlık veria" anlamına gelen "amazmg" sözcüğüyle yanıt verdiğini yazan "Rktunond Hoteb" dergısı. Clintonlar'ın bu ziyarenne genış >er ayırdığı kış sayısında Başkan'ın şu sözlennı de duyuruyor: "Türkiye inanç turizmi ansrodan çokönemlL Bu yd 1 müyon Amerikah İsraü'e gidecek ama Türkiye de bu denM önemli yerler oiduğunu bflmiyoriar. Bunlan Amerikahlara anbtmak laznn-." Efes'te 5 hacı Dergideki bu ayryıntılı gezi yazısmı "Efeste üç haa" başlığıyla duyuran Mflbyet gazetesinde ise yine Clintonlar'ın "dmsei görevterini" nasıl tamamladıklan, "Hz, Meryem Ana Derneği'' Başkanı olarak orada bulunan Neoi Mikalefun sözleriyle şöyle aktanlıyor: "Clinton ve beraberindekikr Meryem Ana Evi'nde haa otdular (_) tzmir-Alsancak Domenikan KatoJik Kilisesi Başpiskoposu Quiseppe Bernardıno tarafmdan yönetilen ayinde kendia, eşi ve kızı dıudaria takdis edfldL." Işte bu dinsel töreni, "Efes'te yepyeni bir dönem başfayor" şeklinde dünyaya duyuran derginin yayımcısı olan Richmond oteller zincirinden "Ricnmond Epnesus (Efes) Resort" için de aynı yazıda şu tanıtım yapılıyor: "Efes dünyanın yeni manç turizmi merkezierinden biri obicak ve Richmond Epnesus Resort 5 yıkbzh yeni yüzüie bu merkezm en gözde oieo' obcak_" (Milüyet 17.02.2000) Dostluöun mayası panslyonculufc Pekı, Efes'e ve Selçuk yöresine Hıristıyanlığın "tarihsd tanddanm" görmek ve Meryem Ana'yı da ziyaret ederek "haa ohnak" ûzere gelmeleri beklenen turistler, sadece bu tür çok yıldızlı otelkrde ve "dışa kapah" tatil köylerinde kaldıklannda, acaba "böJge hafiana" ne sağlayacaklar?.. Bu sorunun yanıtını, Selçuk'ta • konuştuğumuz esnaflar arasında "kocaman bir hiç" şeklinde verenler de var. Çünkü turistler, Kusadası na yanaşan gemilerden ya da İzmır-Adnan Menderes Havaalanı'na ınen uçaklardan "grupiar haünde" alınarak önce otellere ve tatıl köylerine yerleştiriliyor. Ardından yine gruplar halinde otobûslerle Efes'e getirilerek antik kent "gezdn-Bip'' Meryem Ana tepesine çıkanlıyor. Bu program ıçersinde önceden anlaşma yapılmış büyük mağazalarda aynı "grup düzeni" içinde alışveriş "yapünbrak" belli lokantalarda yemek yedırüıyor. Alrın süs eşyası, deri mallar, HİRİSTİYA.MLIK DÖNEMİ O K T A Y E K İ N C İ "Vfyana ÜniversitesiKlasik Arkeotoji Enstitûsü" YERLEŞIM MERKEZLERİ TZ— r -n.ı,*~~''^y**" ^ ^ «» 5T*lî taşıyan haritada antik kentier Hıristiyan yerieşmeleri olarak gösteriliyor. halı-kilım vb. gibı çok saölan ürünler için bile son birkaç yü içinde Kusadası ve Selçuk yakınlannda açıJan büyük marketler "tophıca" ziyaret ediliyor... Böylece ne "yöre.halkryia'', ne de özellikle Selçuk'taki "yerfi esnafla" ilışki kurabilen tunstler, tanık olduklan eşsiz tarihsel zengınlıklerle çağlar boyunca birlikte yaşayan "Anadoiu insamyb" hemen hıç tanışmadan bu kültür ülkesinden aynhyorlar. H ele Kusadası'na Yunan adalanndan gemiyle "getiraenler'', çogu kez Türkiye'de bır gece bıle konaklamadan Efes ve Meryem Ana'ya üç-dört saatlık bir "öır" düzenlenerek "aymgin" geri bile götürülebiliyor... Işte böylesi bır "paket turizm" uygulaması içinde gerçekleşebilecek inanç turizmi sonucunda da "iarldi dm ve kültürierden insanJarm tarihsel merkezkr etrannda bulusmalan" şekhnde tanımlanan ınsancıl ve banşçıl özlemlerin yerine gelmesi pek mümkün görünmediği gibi, tam tersine turistler de "Anadoiu insanı" olarak sadece antik kent girişlerinde hediyelik eşya satmak ûzere birbirleriyle yanşanlan ve otel ya da tatil köylerindekı personeli tanımakla yerinecekler... Oysa Türkiye'deki turizm yatınmı politikasında, özellikle inanç turizmi merkezierinden başlanarak "pansryoncuhığun'' da öncelikle teşvik edılmesı geregmın zamanı çoktan geldi ve hatta geçıyor. Yöre halkını da doğrudan turizm eylemine sokarak sektörün bir parçası halıne getirecek olan ve tunstlerle Anadoiu insanının gerçek anlamda bir "konak ve ev sahibi küttürü" içinde tanışmalanna olanak hazırlayacak bır "ev pansivoolan'' kampanyası devlet ve banka krediieriyle de yeniden desteklenebılırse, inanç turizminin sadece "tuıatik gruplann dinad gezüeri" şeklinde değıl, ınsanlar arasında banşın \ e dostluğun paylaşıldığı bır "sosy^l buhışma süred" olarak yaşama geçmesinin de en uygun ortamı hazırlanmış olur. B öylesi bır aşama içın de KIIJ»AMI, Sdçuk ve hatta Söke, Didim, Muğta yöreleri pilot uygulama bölgeleri şeklinde ele aJınacağı gibi, . r ^ Antik kent Efes, inanç turizmi kapsamında "kutsal bir ziyaret yerine" dönûşfirken arkeolojide kültûr aynmabğı yapanlann da ilgi odağmda buhınuyor. Kapadokya'dan Tkrsm'a, Antakya'dan Yalvaç'a ve hatta SumeJa Munsbn çevresindekı Maçka gıbı Karadenız yerleşmelerine kadar, inanç tunzmine tarihsel belge sunan tüm yörelenmizde de yine pansiyonculuğun teşvıkıyle insanlanmızın geleneksel ev sahıpliği kültürü yaygın bir konuk ağuiama sektörüne hizmet verebilir... ArkeoloJlde kültörel ayrımcıfıfc Yeniden Efes'e dönersek, Clintonlar'm bu bölgeye özel ilgi duymalan ve AGÎT günlenndekı onca yoğun resmi programa rağmen "aiece haa ohnak" üzere . neredeyse bir tam günlerini "manç turisdığine n ayırmalan, Türkiye'nin tanıtunı açısından kuşkusuz paha biçilmez bir olanaktı A ncak bu tarutımın, Efes ve çevresindekı tanhsel değerler için "evrensd kükür mina" şeklinde değil de "Hıristiyan kûkür miras" gibi bir imajın öne çıkanlmasıyla gerçeklesmiş olması, uygarlık tarihinin siyası düşünce ve amaçlara alet edilmesini reddeden "çağdaş ve ayduılannua küttür paütilüüanyia'' acaba çelışmiyor mu?.. Nıtekım, Ugınç bir raslantı olarak, Avusturya Arkeotoji Enstitüsü'nün 1996'da önce Almanca baskısını yapüğı, ' Vİyana Ümversitesi Kfanik Arkeoloji Eottitüsü Ericen Hnistivaııhk BöhîniB nce de 1999'da Türkçe olarak basılan "Efes ve Yörea" hantasında, Ege bölgesındekı önemli tanhsel kentier örneğın "aotik çağ yerieşmekri" vb. ısimlerle değil, "Hırisayanhk dönemi yerleşim merkezferi" başlığı alnnda veriliyor. Mâas'tan Geyre'ye (Aphrodisıas), Aydm'dan (Trailes) Izmir'e dek, hatta Sdçak, Şirince, Suttanhisar, GâKbahçe (Pnene) gıbı kent ve kasabalann da "Hıristiyan yerfcşmesi" olarak tanıüldığı bu hantada, yine Efes ve yöresindeki önemli arkeolojık buluntular tanıülırken de "Hıristiyan Eserieri", "Hınstiyaııhk Buhıntulan*' gıbı deyimler kullamlıyor... Bu anlayışın "donıktakj" örneği ise herhalde "Hıristiyanhk arkeolojisi'' tanmu olsa gerek... Sözünü ettiğım hantayı yayımlayan Avusturya Arkeoloji Enstitüsü ve Viyana Üniversitesi Klasık Arkeoloji Enstitüsü üyeleri arasında "Anadota'yavt Efes'e ilgi doyan" bır grup arkeolog, "Avusturya Hırisdyankk Arkeolojisi Gefiştinne Dcnıegi"ni kurmuşlar Ortadoğu ve Balkanlar'la da ilgilenen bu demeğin bağlı olduğu enstıtüye müdüriük yapan Prof. Krinzinger de 1990'lardan bu yana Efes'teki kazılan "yöneten" kazı başkanı. Tflrfcçefconusmayanydnetlcf Efes'te bu göreve geldikten sonra 30 yıkhr aynı antik kentte kazı yapan ve Türkiye ile büyük bır dostluk duygulan içinde çahşmalan sürdüren enstitü elemanlarmı geri çekerek "kendi kadnMmu'' kuran Prof. Krinzinger, önceki kazı başkanı Stefan Kanviese'nin Türkçe kitap bile yazmasma karşılık, ören yerinde 7 yıldır "Tirkçe konuşm^an" yönetıci olarak da dikkat çekiyor. P rof. Krinzinger'ın bağlı olduğu Avusturya'daki enstitü tarafindan desteklenen Hıristiyanhk Arkeolojisi Geliştinne Derneği'nın yayınlan arasında da yine tarihsel yapılar üzerinde yer alan "dinsel motiflere" aıt kartpostallar Almanca tanıtım yazılarıyla satıhrken yukanda değındiğımiz Efes hantasında da Manisa kapıa, HeknBtik Sur Duvarian ve Doğu Gymnasimn'u içın "Ermenflere ak kutsal yapyar" tanımı kullanılarak kültürel miras üzerindeki "inaç syranmm" bir baska örneği sergileniyor... Şimdi Türkiye, biraz da bunahma gjrmiş turizm sektörünü yeniden canlandırmanm önemli bir fırsan olarak Hz. tsa'nın 2000'incı doğum yılıyla birlikte umut bağladığı inanç turizmi içın birçok "gedkâmiş'' çabayı başlatırken öbür yandan bılim çevrelerirun de "Hıristiyan arkeolojisi'' vb. gibi deyımlerin "sorgabnttsım'' ve buna benzer söylemlenn ardındakı "dinseJ fanafjzmm* laik ve demokratik bir ûlke açısından irdelemesinı yapmalan gerekiyor. Özellikle de Efes, bu konuda dikkat çekici gelişmelerin odağı olarak yetkili kurumlar tarafindan mercek alnna ahnmayı bekliyor.. SÜRECEK GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Kimler Başkan OIUP? Lord Bryce'ın Amerikan Devlet Yönetimı adlı (ve be- nim de Payaslıoğlu ile Türkçeye çevirdiğim) ünlü kla- siğinde "BüyûkAdamlarNeden Amerikan Başkanı Se- çilmez" diye bir bölüm var. Ona göre, sayıca ufak, a- ma paraca yüklü gmp kendine kulluk edecekleri bulur. Nelson Rockefeller'in bır ara, New York valisi ve ar- dından başkan yardımcısı olması gıbı yönetımi doğru- dan almak da olasıdır. Ama genelde, başkanın bâşa- nsını ne yaptığıyta değil, devlet adına neyın yapılması- nı engellediğiyle ölçer. Bu nedenle kurucu baba Was- Mngton, Bagımsızlık Bıldirisi yazan Jefferson, Iç Sa- vaş kahramanı Lincoln ve ülkeyi 1929 ekonomik bu- nalımından çıkaran Roosevert gibi bır avuç başkan dı- ştnda, Beyaz Saray'm ötekı konuklan hep silik kişiler- dir. Adams, Van Buren, Buchanan, Fillmore, Garfi- eW, Harrison, Hayes, Pierce, Polk, Taylor ve Tyter gibi başkanlann adlannı, Amerika'nın sıyaset bflimi öğ- rencileri bile bilmez. Bazı düzenler sıradan kışıleri öne sürer, ama karar- lan asJında onlar alıp bunlara uygulatırlar. Bu kararçev- releri, yerine göre birticaret odası, din kuruluşlan, Ulus- lararası Para Fonu ya da FBI-CIA gibi istihbarat örgüt- leridir. Adaylar 'icazet"i önce onlardan alırlar. Şimdiki ABD başkan adayı Teksas Valisi'nın kampanyasına ba- bası (eski CIA Başkanı) Bush boşuna koşturmuyor. Bu türlü onaylarçeşıtlı orgutlenmelenn eşıtlendiği bırden- ge rejiminde baskı gruplanndan birinin ağırlığını kanrv ca karannca duyurmasının çok ötesindedir. Düzenin egemen gruplan ne uzman kişı ıster, ne de çürütülme- yecek bin. Eski siyasetçilerden Stevenson Amerikan ölçülerine göre aydın kışiydi; başkanlık şansı hiç ola- mazdı. FBI'ın yöneticisi Hoover da Roosevelt'ten Kennedyye birçok başkan gördü, ama tümüne karşı oluşturdugu dosyalaria kendi (eşcinselliği de cabası) süreklı görevde kaldı. Califomia'nm çok güçlü sermaye çevreleri RonaM Reagan diye beşinci sınrf bir Holyvvood oyuncusunu başkanlığa getırdi; çevrilmış film konulannı başından geçrnış olaytargıbı basın toplantılannda anlatpgerçek- İe düşü kanştırmasından bıle ırkılmeyerek. Aynı çevre- ler, eskı Başkan Kennedy Sovyetler'le banş yolunda bir iki ürkek adım atacağı izlenimıni vennce, onun hakJan- da "Sayın Başkan" yerine "Senio... çocuğu, sen/"de- dikten sonra, Başkan, Teksas'ta beynine yedığı kurşun- la (ardından armator Onassis'le evlenecek olan) eşi Jackline'in yanına yığılmıştı. Yenne geçen Johnson *7onfen Körfezi saldınsı" uydurmasıyla hem Amerikan halkını aldatmış, hem de Vietnam Savaşı'nı tırmandj- np orasını kan denizine çevırmış, ama silah üreticilen- ne peşınde olduklan yüksek kârtan sağlamıştı. Işte, yönetime gelmenın bır yolu! Omeğın Pakis- tan'da yolsuzluk ve çürumüşlükten ıktıdan kaç kez yi- tirip gene yöneticiliğe soyunan Benazir ile Şerif'te/ı başka kişi yok mu? Yahya Han, Ziya ve Müşerref gi- bi generâller bir yana, Pakıstan'da Muhammed Âb- dus Selâm adlı ve Nobel Fizik Ödülü kazanmış olan namusJu ve bilge aydınlar da var. FakJr Baykurt iyi bir eğitim bakanı olmaz mıydı? Ruhi Su küttür işlennı çok lyi yönetmez miydi? Ama A- ki kaç kez tutuklandıktan sonra kapağt zor attığı Alman- ya'da yasamını yıtirdi, ikincisine de amansız hastalığı döneminde bıle yurtdışına çıkma ızni verilmedi. (Düze- ne egemen olanlann zamanında eleştiri yapmış olan- lan asla unutmadıklannı ben kendi deneyimlerimden de bilirim.) Bence YÖK Başkanlığı'na ya da bir üniver- site rektör adaylıgına en uygun kışiterden biri, Tüm öğ- retım Üyeleri Derneği'ni kurduktan sonra Türkiye Ûni- versıte Tanhı adlı kapsamlı kitabın yazan Prof. Dr Ta- hir Hatiboğlu'dur. Ne var ki düzenin egemen gücü o- nun gibilerte çalışamaz. Kural kişinin hak ettıği yere gel- mesi degildir. Eski cumhurbaşkanlanndan Cevdet Sunay "dahi" anlamına gelen "de, da" eklerini sürekli olarak bitişik yazar, ayn tutulacağını bile bilmezdi. Siyasetin "danis- kasını" bildiğini bir hayli sık tekrariayan ve ilk Eisen- hower bursu ile Amerika'da uzun süre de kalan De- mirel için "Şakırşakır Ingilizce de konuşur" dryenler de bulunuyor. Eh, Islamköy'e göre fena sayılmaz! A- ma bir de eski Britanya başbakanlanndan Attiee'nın Cromwell'den naklettığı şu düşünce var "Diyelim ki ne denli iyi işler yapmış olursanız olun, bu sandalye- de çok fazla oturdunuz. Allah aşkına, gidin artıkS" Bu sözleri kendi kabinesindekıler ıçin "sıradan insanlar" yakıştırmasını yapan Başbakan Disraeli de birkaç kez tekrariamıştı. Biz de böyte ne kabineler gördük. lsm«t Inönü 1960 ortalannda, Türkiye öğretmen- ler Sendıkası yöneticıleri olan bırkaçımıza evinde şu ib- retlianısını nakletmıştı: "Muhalefetın gereğini derinden duyan Atatürk, daha 1920'lerde, bana 'Ben cumhur- başkanlığından aynlayım, sen de başbakanlığı bırak; birlikte bir muhalefet partisi kuralım. Hazır mısın' dedi. Derhal 'hazınm' dedim." Premotiire bebeklereparti Vehbi Koç Vakfi Amerikan Hastanesi Yenktoğan Yoğun Balam Cnitesi'nde yaşama döttdfirfikn prematüre bebekler, Divan Otei'nde kendüeri için dözenlenen knttamada bohıştular. Partide, bebeklerden a oinrana ödül verfldL Dr. Pınar Dayanıkh, ünitede şündiye dek 500 bebeğin tedavi gördûğunü. bunlardan yüzde 70'ini prematüre, yüzde 60'ını da tüp bebekkrin ohişturdufunu söyledi Kadavradan el nakli tartışılıyoryHaber Servisi - Mikrocerrahinin ge- Uşmesı ıie kadavradan el nakillen, transplantas- yon gündemınde yeriru almaya başladı. 1998 yı- hada ilk el nakluun yapılmasının ardından Türk bilim adamlan <ja bu konuyu tartışıyor. tstanbul El Cerrahisi ve Mikrocerrahi Merke- zi'nindüzenle(gği sempozyum dün Armada Ote- li'nde yapıldı. Ooç. Dr. Eısm Nuzumkk. Türki- ye'de bu işin tçknîk olarak yapılabüeceğini be- lirterek "Soru» butransplantasyonun diğerierin- den EarkL Kalp, böbrek gibi durumlarda ölüm- ail ba- durum var. Hastaya organı kabul eünesi içat verilen 3a^ann zarar >erip vermediği tarn- jijOT'diyekonuştu. Kada\Tadanelnaklindeya- şayacaklan en büyük sorunun vencı bukna ola- cağmı da vurgılayan Nuzumlah. ülkemızde ya- salarda bu kouıda boşluklar oiduğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle