Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2000 PAZAR
O L A Y L A R V E O O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Akıl Tökezlerse...
HüsnüA.GÖKSEL
A
kıl tökezler mi? Evet,
tökezler. Peki ne olur
akıJ tökezleyince? "Ta-
rih süretinin itid gncü
akıldır; akıl tökezlerse
tarihsahnesiniortaboy
imanlar doMarur" dıyorHegeL Ve akıl
tökezliyor Türkiye'de. Tarih sahnesın-
de rollerinm gerekurdiği kıyafetlerde, rol-
lerinin gerektirdiği makyajla orta boy in-
sanlar repliklennı söylemeye çalısıyor-
lar, çevrelennde birçok figüranla... Yal-
nız Türkiye'de mı? Nerde tökezlemiyor
ki akıl? Iran'da, Rusya'da, Avusturya'da,
Almanya'da, Amerika'da, Pakistan'da,
Afganistan'da tökezlemedi mi? Tökez-
lemiyor mu? îrlanda'da, Azerbaycan'da
tökezlemiyor mu? "Akıl Çağı" ütopya-
sından, "Tökezfeme Çağfna" mı geçi-
yor diinya?
lktidar ortağı üç partinın başkanlan,
içlerinden birinın öneri, ugraş ve çaba-
lan üe atama ile seçilenlere, atamayla
cumhurbaşkanı seçtirmek için anayasa
değişiküği yapürma asamasındalar. Bır
kişı için, evet beltrli bir kişi için anaya-
sa değışüdığı. Devletin ve ulusun yük-
sek yararlan böyle bir zorunluluk getı-
riyor beUa de. Bunu bilemeyiz. Bile-
meyiz, ama bu koşullan yaratan kim
acaba? Bugün Türkiye Büyûk Millet
Meclısı 'nde Türkiye cumhurbaşkanı ol-
ma yetenek ve niteliğinde başka biri
yoksa, bu yokluk bir bunalıma gebe ise
sokaktaki adam mı bunun sorumlusu?
Nereye, kimlere kadar uzanır bu sorum-
luluk? Atamayla seçtirenlerin, bugün-
kü Türkiye Büyük Millet Meclisi mo-
zaiğini oluştururken atadıklan adaylar-
da aradıklan nitelikJer neydi acaba?
Yoksa bu bunalımın arkasında "ben ota-
mıyorsam başkaadaoJmasn" komplek-
si mı yatıyor? En azından bılınçaltında
ego kıpırdanışı mı var?
Anayasa değişıkliği gündeme gelir-
se bu arada anayasanın 86. maddesinin
de değiştirilmesini öneriyor cumhur-
başkanı. Haklı. Böylece Anayasa Mah-
kemesi'nin sekiz kez mi, dokuz kez mı
iptal ettıği bir yasayı yürürlüğe koymak
tedirginliğinden kurtulmuş olacak. Bu
tedirgınlığı açıkça belirtıyor kendısı de.
"Benim onaytadığnîi yasa, yeni bir şey
getirmiyor, ek yük getirmiyor, mevcoı
dununundevammı öngörüyor" diyor. O
mevcut durum ki anayasaya aykin ol-
duğu için Anayasa Mahkemesı'ne baş-
vurulmuş. Demırel durumdan o kadar
tedirgin ki, iptal karannrn gerekçesi ya-
yımlandıktan sonra belkı de kendısının
Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğuıi
söylüyorbu yasayı. Yani Anayasa Mah-
kemesi'nin sekiz mi dokuz mu kez ip-
tal ettigi ve son kez kendisinin onayla-
yıp yüriirlük kazandırdığı yasayı, ge-
rekçesini inceledikten sonra, yine ken-
disi Anayasa Mahkemesi'ne görürebi-
lecek. Işte bu çehşküerden kurtulmak için
anayasanın 86. maddesinin değiştiril-
mesini öneriyor. Böylece anayasanın
cumhurbaşkanını seçün ve süresini dü-
zenleyen 101. maddesi değiştirüirken
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelen-
nin ödenek ve yolluklan üe ilgili 86.
maddesi de değıştiriliverir. Böylece ya-
sama ve yürütme dengelenmiş olur.
Demirel, tüm tartışmalann 86. mad-
deden kaynaklandığını, bu maddenin
kaldınJarak *Türkrv?Büyük Millet Mec-
üsâflyelerininözlük haklan kannn|)i dû-
zenlenir" anlamında bir hüküm getiril-
mesinin sorunuçözeceğini ileri sürmüş.
Nedir anayasanın 86. maddesi?
"Madde 86: Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyekrinin ödenek ve yolluklan
kangnl» düzenlenir. Ödeneğm aytak ru-
tan en yüksek devlet memurunun al-
makta oMuğn miktan,yolluk daödenek
miktannın yansını aşamaz."
GörüJdügü gibı Demirel'in önerdiği
"Türkive Büyük MiDet Meclisi üyeferi-
nin öziük haklannm kanunla düzenlen-
mesi* hükmü zaten bu madde ıçinde
var. Anlaşılan, onun ısteğı "Ödeneğin
ayhk futan en yüksek devlet memunı-
nun_." diye başlayan ikinci tümcenin
anayasadan çıkanlması. Tavanın kaldı-
nlrnası yani. Böylece bazı yüksek yar-
gı organı üyelerine de 414 miryon lira
temsıl ödeneği verilmesi ya da emsal ola-
rak seçilen başbakanlıİc müsteşannm
"maash" değıl, "anlaşmalıdevlet memu-
1-0" yapılması zorunluluklan da kaldı-
nlrruş olur, Anayasa Mahkemesi'ne gıt-
*,->
me yolu kapanır, cumhurbaşkanı da se-
kiz dokuz kezAnayasa Mahkemesi'nden
dönen bir yasayı onaylamak tedirgınlı-
ğinden kurtulur.
Anayasanın ıktidar ortağı partılenn lı-
derlerince önerilen cumhurbaşkanJığı
seçün ve süresı ile ilgili 101. maddesi
değışıkJığı üe Demirel tarafından "öde-
nek ve yolluklaria" ilgili 86. maddesi-
nin değışünlmesi önensınin aynı zama-
na rastlamalan çeşitli yorumlara açık
bir talihsizlik oldu. Başka bir zamanla-
ma talihsızliği de bir Türki cumhurbaş-
kanmdan geldi.
Türkıye'de "beş arü beş" çakışmala-
nnın ayyuka çıktığı bir dönemde, bir
üniversitenin açüış töreninde mi ne, De-
mirel'in büyük bir devlet adamı oldu-
gunu, Avrasya'nın, Baikanlar'm, Orta-
doğu'nun "istikran, refahı, banşı ve
mutluluğu için'' gereklıliğıni söylemış.
Iki üç ay bekleyip de görevden aynldı-
ğı ya da yemden seçüdiği zaman açık-
lasaydı bu ıçtenlıkli övgülerini ne kadar
iyi olurdu. Bir ülkenın devlet başkanı-
nın başka bir ülkenın devlet başkanı se-
çimini etkiler davranışı, o ülkenin iç iş-
lerine kanşmak gibi de yorumlanamaz
mı?
tç ışlerine kanşmak deyınce ınsanın
usuna neler gehnıyor! Lozan, 17 Ocak
1923 Çarşamba. tsmet Paşa, Amiral
Bristol'ün önerilerine şu kesin yanıtı
verir: "Türkrye'nin iç işlerine yabana-
lar tarafindan hiçbir şekflde müdahaJe-
yeolanakvermeyen mutlak bağunsojık
sorununun şimdi ve ebediyen çözühne-
si, Türk halkuun kesin isteğkfir." Konu,
yabancı sermayeyı ürkütmemek için an-
laşmazlıklarda Türk adliyesini saf dışı
bırakmakmış. Bugünlerde "Tankiın''
deniyor onun adına galiba. Türkveln-
gılız delegasyonlan 4 Şubat Pazar gü-
nü Lord Curzon'un otelınde özel bir
toplanü yaparlar. Herkes, anlaşmaya va-
nkhğı kamsında otel lobısinde beklemek-
tedir. İsmet Paşa arkasında delege arka-
daşlan ile merdıvenlerden iner, neşeli ve
rahattır. Bekleyenleri selamlayarak otel-
den ayrüır. Bekleyenler yukanya koşu-
şurlar. Curzon, kızgın bir boğa gjbi, par-
mağını havada dalgalandırarak odanın
içinde aşağı yukan yürümekte, durma-
dan terini silmektedir Birden bağınr:
"Dört korkunç saatten beri burada otur-
duk ve tsmet her sözümüze şu bayat ve
MH ketimekrle cevap verdi: Tam bağun-
sızlık ve ulusal egemeolik."
Sorulan bir soru üzerine İsmet Pa-
şa'nın adlı ve ekonomik baskılara kar-
şı geldiği öğrenilır. Ve Curzon bavulu-
nu toplayıp ülkesine döner. 77 yıl önce-
ki "TaoJdm" ve "IMF'dır bunlar.
Gelinbiz bu yazıyı Demirel'in kendi
sözleri ile bıtirelim: "Türkiye Büynk
Millet Meclisi, Türkiye'nin Türk de-
mokrasismin en önemKkunımudur. Bn
kurumtı mümkûn olduğu kadar (!) iö-
barh tutmak varken, mümkûn olduğu
kadar (!) itibarsız hale getirmek yanhş-
tır"
llgiülere duyurulur.
10 Mart 1999'dan bu yana bir
yıl geçti. Salâh Birsel'siz birede-
btyat dünyası olurmuş meğeri Ama
benim için tatsız bir dünya... Yal-
mzlığımı daha çok duyduğum, es-
ki o güzel günlerimizi öztemle anım-
sadığım.. Anımsadıkça hem se-
vinçli, hemdezehraası bir tat duy-
duğum...
Yıl 1943'tü. "Servetifünun-Uyanış"
dergisinde ilk kez karşılaşmamız...
Fetsefe öğrencisi genç bir şair. Saç-
lan dökülmeye başlamış, biraz da tom-
bulca.. o yirmi dört, ben yirmi yaşın-
dayız. Fahir Onger, Behçet Necati-
gil, Naim Tirali ben ve Salâh. Genç
kuşak şairleri, öykücüleri. Içkili yerter,
kahveler, sinemalar, evler. Orhon An-
bımu, Faal Hösnü, Sabahattin Kud-
ret, Necati Cumalı, Nahrt Ulvi, Ta-
hir Alangu, Özdemir Asaf, Kenan
Harun daha kimler... Işte, o kırklı yıl-
lar Istanbul'un edebiyatçılan, daha
doğrusu benim çevremin insanlan...
bk günden belliydi. Birsel'in sanat-
çtrbüşünürnitenği, kendine özgü şa-
irlİgt, kişiliği... Duygusallıktan kaçmak,
ueuzolmaktan, beylikten, alışılmışlık-
tan, okurun gözünü sulandırrnaktan...
Şnr, sanat daha çok akıl işidir. Befld duy-
gu ile aklın ustaca bir dengesi, kura-
rak...
"Şiirin llkeleri" edebiyatımızda sa-
ntnm ilk derli toplu bir 'poetika "dır. Ya-
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bipselsiz Geçen Bir Yıl...
ni şiir üzerine düşünceter, ilketer, yön-
temler, arayişlar... Şiirin ne olduğunu
aramanın, sormanın yanlışlığı, daha
doğru olan şiirin, belki ne olmadığını
düşünmek... BirseJ, 'Şiirmeseiamay-
danoz değildir' diyordu 0 ilkelerde?..
Her şairin kendi ilkeleri vardır, ama bir
de sanatın değişmez, sağlam ilkeleri
var. Birsel'in kitabı şiir yolunda çaba
harcamak isteyenler için bir çeşit kı-
lavuzdu.. bilmem, kaç şair bundan
yarariandı?
"Doğrusu ya, her ozan kendi şiiri
üzerinde ya da genel şiir üzerinde dü-
şünür. Düşünmeyenler, başkalannın
dümen suyundan gidenler ve daha ilk
solukta yanştan aynlanlardır."
Elli beş yıl süren bir dostlukta en
çok ne konuşulur? Kimse indhmaz~~'
belki, ama en çok şiirdir, edebiyattır!
Politika, gündelik sorunlar daha son-
radır... Birsel, yaşam boyu çalışt, hep
çalıştı yaşamını kazanmak için; bak-
kallık, krtapçılık, bankacılık, kütüpha-
necilik, iş müfettişliği... Amaşiirdi baş
konumuz, sorunumuz.. edebiyattı, öy-
küydü, romandı... Anlaşsak da,
anlaşamasak da, bütün dünya-
mız buydu, belki tek dünyamız!..
Biryıldır yalnızlığımı daha çok
duyuyorum. Gerçi o kırklı, ellili,
attmışlı yıllardaki gibi değildik.
Arada bir karşılaşıyorduk son yıl-
larda! Bostancı'daki kahveler-
de. Belli günlen vardı. O yörede
yaşayan şajrier, yazarlar toplanırlardı
Birsel'in çevresinde... Çaylar kahve-
ler içilir, şiirier okunur, sanat tartışma-
lan yapriırdı. Hep gidemezdim, ama bi-
lirdim bir perşembe günü gitsem, onu
bulacağım, gençlik günlerimizdeki ha-
vasında, içtenliğinde...
"Sanat modadır" diye yazmıştı.
Doğru çıktı dedtğı bir bakıma' Gelip ge-
çici bir şeydir moda... Bugün şu ya-
zardır gündemde otan, derken bir baş-
kası!.. Ama hangi sanat moda olmaz?
Klasik olan, kalıcı değeri olan... Salâh
bu sozüyle gündelik gelip geçecek
ünlüteri belirtiyordu hafifçe takılarak...
Yığınla kitap; şiirier, anılar, tarihlet
Usta işi denemeîer, kendine özgü şi-
triet.. Hem bir estetikçi, bif felsefe'
adamı, amâbunlan düzyazjsıyla, şi-
iriyie bütünleştiren kişi... O evi anım-
sadım birden, hani "Köşede ufarak-
tan I Bir tüfek atımı duran duraktan I
Kapı pencere elekten I Döşemeler
zemberekten" olan evi... Binbir anı
arasından sıynlan yasantılan...
Görkemli Bir Gösteri:
Ferhad ile Şirin
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMÎR
Bugün pazar . .. , s
Bugün beni ilk defa
Ferhad ile Şirin baJesinegötûrdnler
Ve ben ömrümde ilk defa
Yurdumda balenin bu kadar güzel
Balerin ve baietlerin bu kadar muh-
teşem olduğuna saşarak
KımılHanmaHan rfııntnm
SonrasaygıaeAKMkûtogunaotur-
dmn
Dayadun sırtnnı yeni bir umuda
Bu anda ne ülke sorunlan ne Demi-
rel neEcevit
NeFethullahvedağgflbikaygüannı
Müzik bak ve ben» bantiyanm.
Nâzan'tn Bugün Pazar başlıldı şi-
Irhıden keyifle uyarladun. Nâzım'ın
-~="hoşgörüsüne stgmarak...... _
Evet,'eger içinız fena halde stküı-
yorsa yurdumuzda olup bitenlerden
ve onlara gücünüzün yetmediğinden
şikâyetçi iseniz AKM'de sergilenen
bu görkemli baleyı mutlaka gıdip gö-
rünüz. Yurdumuzda çevremizı saran ve
yoğunlugu gıderek artan kırin, pasın
dışına çıküğınızı, ruhunuzun temiz-
lendiğini, üçlü paket baskısından kur-
tulduğunuzu duyumsayacaksınız ve 0
sahnedeki kızlı erkeklı gençlerimizin
sergilediğı o olağanüstü gösteriyı göğ-
sünüz kabararak izleyeceksmız.
Dünyadakı en ünlü balelerie rahat-
ça boy ölçüşebilecek bir Türk balesi-
ne sahıp olmanm sevincini yaşayacak
ve bunu yaratan ve yaşatanlan, ona
destek verenleri büyük bir sevgı ve
saygı ile anacaksımz. Elbet çağdaş bir
Türkiye yaratmak için halkına ben-
zersiz bir önderlık yapan büyük dev-
nmcıye en içten bır selam gönderme-
yi unutmayacaksuıız. Aynca, "Buba-
leyi herkesin görmesini isterim. Pa-
riste, Yeni Deflıi'de, Londra'da, Kahi-
re'de, Vlyana'da, New York'ta oynan-
sm isterim. Ama en büyük isteğim bu
baleningünün birindebenim sevgü Is-
tanbuhunda sahnelennıesidir'' dıyen
Nâzun Hikmet ın, bu buyük Türk şa-
ınnın arzusunun yaklaşık 40 yıl son-
ra gerçekleşurilmiş olmasından mut-
luluk duyacaksmız.
PENCERE
Yuzşuzler (Hkesfnde,
Yüz Üpetimi...
Eski zamanlarda insan daha çok maske kullanır-
mış; yaşam maskeliymiş...
Sihirbaz maskeleri..
Tiyatro maskeleri..
Savaş maskeleri..
Balo maskeleri..
Yüzünü saklamak için maske takan tnsanm rutı-
sal durumu da değişmez mi?..
Peçe de bir maske!..
Kadını bir ömür boyu maskenin ardında yaşatan
yasak kimi yerde sürüyor.
•
Tıp dünyasında hekimler mucizeier yaraOyoriar.
Yeni bir yüz mü gerek?..
Bir ameliyat yeter.
Kaç dakika sürer?..
Ya da kaç saat?..
Sargıtaria örtülmüş surat birkaç hafta sonra açjf-
dığında kişinin yeni yüzü görülecektir.
Yeni bir yüz eski suratın üstüne geçirHmiş maske-
den başka nedir ki?.. Yeni yüz, kımlik betgesine ya-
pıştınlmış yeni fotoğraftır. İnsanın ruhunda arbk ye-
ni suratma koşut bırdönüşüm başlar, kişı aynaya bak-
tıkça tedirgınleşir; yeni yüzüne uyumlu bir ruha sa-
hip olmaya çalışar.
Kim bilir, belki de kişi istediği yüze sahip olmak
özgüriüğüne 21 'inci yüzyılda kavuşacaktir.
•
Yüz ile kjmlik arastndaki bağrntı, en sıradan Hoff-
vut filmlerinde yıllardan beri çarpıcı bir kural OKJŞ-
turdu.
Rlmierde iyi adam, sanşın ve güzel..
Kötü adam esmer ve çirkin..
Izleyici, kuşaktan kuşağa bu ilkeye şartlanıp ırk-
çılığa dönük aynmı doğal gormeye alışmıştır; ama
insan dogup büyüdükten sonra yüzünü seçmek ola-
nağına kavuşursa ne olacak?..
Dünya bir "maskeli balo"ya mı donecek?..
Ancak "maske" konusunda daha bugönden dev-
tetieri ilgilendiren sorunlar yaşanıyor. Bizde devlet
-belki de meşhur derin devlet- "itirafçı°\ara yüzteri-
ni değiştirmek olanağını sağlamıyor mu?.. ^ ^
Neden?.. " ' •
Çünkü terör örgütü "öten" itirafçryı öteki dunya-
ya gönderebilir; itirafç) bu korkuyla gerçeği söyte-
mekten çekinebiHr...
rtirafçının kimlik bekjesine -devtet eliyle- yeni bir
fotoğraf yapıştırmaya ne dersiniz?..
Yeni bir vesikatık..
Yeni bir hayat.
•
Son dönemdeAnkara'da inanılmaz işterdonüyor;
tanıdığım ntce eski poütikacmın ruhunu şeytana na-
sıl sattığını şaşkınlıkla izliyorum..
Bir adam çıkıyor tetevizyona. > s j*- : *
Konuşuyor..
Aaaa!..
Bu politikaa kırk yıldan beri tanıdiğımız bildigimiz
o eski insan mı?.. Eski yüzü, bu poliftkacının yeni ru-
huna uymuyor, fikirierine ters düşüyor.
Yüz surat, Hacı MjjBt olmuş.. u sfn-iiı>^
"Dünya değişti, beri de değiştim" dtyerek dönek-
leşip yüzsüzleşen poHlkacılara yeni suratlar gerek-
li!.. Devietimiz itirafçılar gibi bunlara da yeni suratlar
yaptırmalı...
Onlardarahatetmeli.. • • -«'< • ;••
Bizde. - . • j<-rf
*AL
Bankacılık işlemlerini
tuşa getirdik
w w w . v a k i f b a n k . c o m
Bankacılık îşlemlerinizi evinizden, işyerinizden, İnternet'e erişebildiğiniz her yerden; haftada 7 gün, 24 saat yorulmadan, sıra boklemeden,
masraf ödemeden, park sorunu yaşamadan güvenli bir şekilde sadece bir kaç tuşa dokunarak yapın, zamanınızı kendinize ayırın!
iştari mmarama aiarak, yı İkıiz IşlMHton EFT İşlemleri ve Para Traruferleri Yatınm Fonu Hazine Bonostı Alım Saöm Işlemleri
\ ^ _ 7 24 1 Hisse Senedi - Altın Abm Satun tşlemleri Repo İşlemlerl Motorlu Araçlar Tasıt Vergisi Trafik Cezalan Hesap Açma Hesap Bilgllcri Görtintüleme Fatura Ödemeieri Kredi Kartı ve
lnrcımeT şuıett Bankoraat 724 Işlemleri Gfinlük Finans BiIgUeri Btreystl Kredi Taksit Hesabı ve Faiz Oranlan Vergl Kiralik Kartı İşletnleri Kayıp - Çahntı İjlemleri Sifre Değişikliği ve Oiğerleri VbkıfBonk
KÜÇÜKÇEKMECE
2.ASIİYE
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1999/757
Davacı: Sinan Çoban
Vekiü: Av. Atilla Ma-
den
Davalı: Züleyha Ço-
ban Pınarbaşı köyû Me-
cıtözü//Çorum
Dava: Bosanma
Davalının yukandaki
adresine çıkarülan da-
vetiye bila teblig iade
edilmiş, emniyetçe ya-
pılan tahkikat neticesi
sarih adresı tespit edile-
mediğinden dava dilek-
çesınis ilanen tebhğıne
karar veritaüş olup, du-
ruşması 29.3.2000 günü
saat 10.00'a bırakılmıs-
ar. Mezkur gün ve saat-
te duruşmaya gelmeniz,
gelmediginiz veya ken-
dinizi bir vekılle temsil
ettırmeniz hususu dava
dilekçesinın tebliğı yeri-
ne kaim olmak üzere
ilan olunur. 03.03.2000
Basın: 11920
KÜÇÜKÇEKMECE
2.ASLİYE
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/1346
Davacı: Sibel Acerol
Davalı: flkay Balta
Dava: Babalık davası
Davalının yukandaki
adresine çıkarülan dave-
tiye bila tebliğ iade edil-
miş, emniyetçe yapılan
tahkikat neticesi sarih
adresı tespit edilemedi-
ğinden dava dilekçesi-
nin ilanen tebliğine ka-
rar verilmiş olup, duruş-
ması 09.05.2000 günü
saat 09.00'a bındamııs-
trr. Mezkur gün ve saat-
te duruşmaya gelmeniz,
gelmediginiz veya ken-
dınizı bir vekille temsil
ettirmeniz hususu dava
dilekçesinin tebliğı yeri-
ne kaim olmak üzere
ilan olunur. 06.03.2000
Basın: 11959