Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4ŞUBAT2000CUM
8 DM
elektplK
kssinttei
• tstanbul Uaber Servisi -
Kumburgaz îşletme
Müdürlüğü bölgesındeki
trafo merkezinde yapılacak
bakım nedeniyle pazar
günü 10 saat süreyle bazı
bölgelere elektrik
verilemeyecek. Boğaziçi
Elektrik Dağıtun A.Ş.'den
yapılan açıklamaya göre,
08.00-18.00 saatleri
arasında elektrik
verilemeyecek yerler
şöyle: Değirmenköy
Belediyesi, Çanta
Belediyesi, Seymen Köyü,
Seymen-Çorlu ve Çanta-
Değirmenköy arasında E-5
güzergâhında kalan fabrika
ve tesisler ile Kınalı
mevkiindeki fabrika ve
tesisler.
fn güvenli
ulaşım aracı
uçak'
• Tstanbul Haber Servisi -
Türk Hava Yollan (THY)
Genel Müdürii Yusuf
Bolayırlı, çeşitli ülkelerde
meydana gelen uçak
kazalanna rağmen en
gûvenli ulaşım aracının
uçak olduğunu belirtti.
196O'lı yıllara göre uçak
kazalannda büyük düşüş
yaşandığını vurgulayan
Bolayırlı, uçak sayısının
sürekli arttığinı, bunun da
havayolu ulaşımının daha
hızlı ve güvenli
olmasından
kaynaklandığını bildirdi.
Talat Halman'a
üstün fıizmet
plaketi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Türkiye'nin ilk
kültür bakanı Prof. Talat
Halman'a, Türkiye'nin
tanıtımına yaptığı katkılar
nedeniyle törenle üstün
hizmet plaketi verildi.
Başbakan Bülent Ecevit'in
de katıldığı törende
Halman'a, plaketini
Dışişlen Bakanı Jsmail
Cem verdi. Cem burada
yaptığı konuşmada,
Halman'ın 'benzersiz bir
kişilik' olduğunu belirtti.
Japon verem
uzmanları gelcti
• ANKARA(AA)-
Japon tüberküloz
uzmanlan, Sağlık
Bakanlığı'na tüberküloz
kontrolü konusunda
işbirliği yapmayı önerdiler.
Sağlık Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamaya göre,
işbirliği çerçevesinde
Japon Anti Tüberküloz
Derneği'ne bağlı
Tüberküloz Araştırma
Enstitüsü'nden 4 uzmanın
Türkiye'ye gelerek
incelemelerde bulunduğu
bildirildi.
MsafiP
öğrenctler
• tstanbul Haber Servisi -
Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin davetlisı
olarak Diyarbakır,
Batman, Mardin ve
Şanlıurfa illerinden gelen
başanlı öğrenciler, misafir
olduklan kentlerdekı tarihi
ve turistik yerler ile bilgi
ve kültürlerini
geliştirecekleri kuruluşlan
gezdiler. Istanbul'da
ağırlanan 25 öğrencı
Yerebatan Sarnıcı,
Ayasofya Müzesi ve
Topkapı Sarayı 'nı büyük
ilgiyle gezdi.
Mgros'tan
bayitik sistemi
• İSTANBUL (AA)-
Migros, mağazacılık ve
sanâlmarket
uygulamalanndan sonra
bakkallara yönelik yeni bir
projeyi hayata geçirdi.
Migros, bir tür bayilik
sistemi içeren 'Bakkalım'
projesi ile bilgi binkirniru
semt bakkallaruıa taşıdı.
Migros Türk Genel
Müdürii Bülend Özaydınlı,
projenin tanıtım
toplantısında yapüğı
konuşmada, tüketıcilere
kapı komşusu olmayı
hedeflediklenni söyledı.
Altfya dava
• İstanbul Haber Servisi -
Emınönü Belediyesi
kurum ıçı müfetnşlık
sınavına girrnek ısteyen
Halıl İnce'ye yanlış tarih
veren beledi>e Personel
Müdürii Ze>iıep Akı
hakkında İstanbul Valiliği
Ü îdare Kurulu, TCY'nın
230 maddesı uyannca
'görevi ıhmal' suçundan
yargüanmasıııa karar
verdi. Dava önümûzdeki
günlerde İstanbul
Adlıyesı'nde görûlecek.
Aldatılan 'Deli Balta', kırılan erkeklikgururunu onarmak için intikam hissi taşıyordu
Alışkanlıktutkuyadönüşünce
DELİ BALTA
B
iz dûnyayı, yaşamı
kalbimizdeki gözlerle
değerlendiren, duygu-
sal bir milletiz. lnan-
cımız, değer yargılanmız da ge-
nellikle kalbmıizin sesi ile yön-
lendirilir. Dört mevsimi aynı an-
da yaşar gibi bizi güldüren, ağ-
latan, kızdıran, kıskandıran
duygu yumağında zaman za-
man bir çıkış yolu bulamamak-
tan şikâyet ederiz. Bağımlılıkla-
rımızdan kaynaklanan çıkmaz-
lanmızda beynimiz izne çıkar,
düşünme ve fiilleri kalbimiz
üstîenir. Ne acıdır ki en yanlış
kararlar veya davranışlar, bey-
nimizin izinde, kalbimizin gö-
revde olduğu zaman aldıklan-
mızdır.
Işte "DeB Baha"yı beyninin
izinde, kalbinin görevde olduğu
bir zamanda tanıdım. Aldatıl-
mış, terk edilmiş, erkeklik guru-
ru lcınlmış, intikam hissinin do-
ruk noktaya ulaştığı bir gün
avukatı onu bana göndermişti.
Esmer, orta boylu, tıknaz, ya-
kışıklı sayılacak, dolu dolu se-
ven, sevdiğinin sahibi olduğuna
inanan bir Anadolu erkeği.
Dünya görüşü köyünden çıktı-
ğından beri değişmemiş, beyni
uzun uzun izne çıktığı için man-
tığı pek gelişmemiş. Erkekler
sorunlan üzerinde konuşabilse-
ler belki kadınlar gibi uzun ya-
şarlar. 'DeB Balta' da bunu be-
ceremediği için, konuya girme-
den önce uzunca bir süre kalın
etli parmaklannın oluşturduğu
büyük elinin içi ile kaibine ma-
saj yaptı. • -" ---' •
'üeden burun' -•*/.=.
Sancısı hafifleyince de geliş
nedenini anımsayarak "Bana
Deii Balta derier" diyerek ko-
nuya girdi. Avukatımn ısran
üzerine gelmişti. Aslında o sa-
dece burun kesmenin cezasınm
kaç yıl olacağmı bihnek istiyor-
du. Çünkü aldatılmıştı. Hiç um-
madığı bir anda terk edilmiş, er-
keklik onunı tamiri ımkânsız
bir yara almıştı. Ölüm verilecek
ceza için hafifti.
Oysa kadın ömür boyu kesik
bir burunla yaşamanın acısıyla
kahrolarak her aynaya bakışta
onu hatırlamalıydı.
Hem böylece başka bir erkek-
le beraber ohna olasılığı kalk-
mış olacaktı. Ben "Neden bu-
run" diye sorunca, burnun di-
ğer organlar gibi yerine dikil-
mesinin mürnkün olmadığını
bir estetikçiden öğrendiğini
söyledi.
Hayatımda ilk kez bir erke-
ğin bu kadar acı çektiğini gör-
düm. Gözleri bakıyor görmü-
yor, ayaklan onu taşımakta güç-
lük çekerek sürükleniyordu. So-
rulanmı yinelemek zorunda ka-
lınca kulaklanmn iyi duymadı-
ğını fark ettim.
Ah bu kalbimiz, onsuz yaşa-
mak mürnkün değil, ama bu
vazgeçilmezlik yüzünden bizi
böyle cezalandırmak zorunda
mı? Ondan söz etmesini iste-
dim.
Bir anda sihirli değnek değ-
mişçesine canlandı. Gözbebek-
leri özlemle büyüdü, ruhunu be-
denini esir alan aşkla parladı,
yüzundeki intikamcı ifade yu-
l J
îhu&yarafc derin bir nefes aJdı.
T
[T Bakışlannı penceremin kü-
çuk bir bölümünden görünen
gökyüzüne dikerek "onu" baş-
tan aşağı süzdü. Çok güzel bir
mazdı. Aynlmış olsalar da
uzakta bir yerde yaşadığını bil-
mek istiyordu. Sonunda eşinden
değil, sevgilisinden söz ettiği-
mizi anlayabildim. Eşinin bil-
diğini söyledi.
5 çocufla yanıt yok
Evlendiklerinden beri anlaşa-
mıyorlardı. Yirmi yıllık evlilik-
lerinde anlaşamadığı eşinden
neden üç çocuklan olduğuna
verecek bir cevabı yoktu.
Onunla ailesi üzerinde ko-
nuşmak mürnkün değildi. Ta-
çok zordu ama bir diyalog ku-
rabilmiştik.
Yemeden içmeden kesilmiş,
sakallan uzamış geldiği bir gün,
kendisine acımaktan çok hoş-
landığım söyledkn. Çünkü sev-
diği kadına ulaşamadığı için, bi-
rilerinini onun "yılalmışlığııu''
anlatacağını umuyor, kadının
oturduğu evin çevresinde kader
mahkûmu gibi gezerek ona u-
laşmak istiyordu.
Bir kez tesadüfen yolda gör-
dü, arkasma takılarak arabasını
durdurdu ve onu dövdü. Tüm
çaresiz erkeklerin yaptığı gibi
B ağımlılıklanmızdan kaynaklanan çıkmazlanmızda beynimiz izne çıkar,
düşünme ve fiilleri kalbimiz üstîenir. Ne acıdır ki en yanlış kararlar veya
davranışlar, beynimizin izinde, kalbimizin görevde olduğu zaman
aldıklanmızdır. ışte "Deli Balta"yı beyninin izinde, kalbinin görevde
olduğu bir zamanda tanıdım.
kadındı. Erkeğe "canım''la hi-
tap eder ve deli gibi sevdiğini
tekrarlardı. 9 yıldır beraberdi-
ler. Deli Balta cümJenin sonun-
da birden az önceki halini alı-
verdi.
Dönerek, kesinlikle başka bir
erkeğin varhğından kuşku duy-
duğunu vurguladı. Acımasız bir
kıskançlık dalgası tüm damarla-
rmda dolaşarak kalbini zorla-
maya-başlamış olmalı ki bir eli
ile kalbini ovmaya başladı.
Gözbebekleri kızarmıştı.
Koltuğunda rahatsız kıpırdadı.
Sesi tireyerek, bumunu kesmek
yerine öldürmenin daha uygun
olduğunu söyledi. Yüzünü pen-
cereye çevirerek "onun" haya-
line baktı.. Ama buna dayana-
mamen "ona" odaklanmıştı.
Kıpırdamadan uzunca bir süre
durdu. Kıskamyor, benim dedi-
ği kadımn bir başkası ile bera-
ber olduğu düşüncesi ruhunu
felce uğratıyordu. Sonra veda
etmeyi bile unutarak, kendini
taşımakta güçlük çeken ayakla-
ıını sürükleyerek el yordamı ile
bulduğu kapıdan çıktı, gitti.
Sevgl değil, tutku
Kınlan gururunu, acısını ses-
sizce onunla paylaştığımdan mı
bilinmez, ertesi hafta ve daha
sonraki haftalarda konuşmaya
devam ettik. Derine çakılmış bir
çivi gibi duygularuıı cekip çı-
kartmak ve üzerinde konuşmak
şiddet kullanarak üstünlük ka-
zanmak istedi.
Ama kadın daha güçlüydü.
Onunla iletişim kurmamaya de-
vam etti. Onun ilişkilerini anla-
tış biçiminde, duygulannın sev-
gi değil tutku olduğunu söyle-
diğünde bana kızdı.
Oysa her seferinde sevgi ola-
rak dile getirdiği fiziksel bir tut-
ku, yani bağımlılıktı. Bunun
üzerinde konuşmaya başladık.
Kadın ona birtakım kavramlar-
la hitap ederek, benzersiz, üs-
tün, yeri doldurulamaz olduğu-
na ve onsuz yaşayamayacağına
ınandınruşü.
Deli Balta, bugünden yanna
terk edildiği için kaybettiği de-
ğer yargılannı anyor, bunlann
sunuluş ve kanıt biçiminin öz-
lemini çekiyordu.
Konuşmamızın sonunda an-
lamış gibi davranıyor, tekrar
geldiğinde bir arpa boyu yol al-
dığınıızı görüyordum. Tutkusu
sağlığını bozdu. Günlerce yat-
tı.
Kendlnl arıyordu
Her gelişinde sevdiğinden
söz ederken bambaşka insan
oluyordu ama ayaklan hâlâ onu
taşımakta güçlük çekiyordu.
Cep telefonunu banyoda bile
yanından ayırmıyordu. Kulak-
lanna önenıli bir işlev yükleye-
rek çalacak telefonu anında ha-
ber vermek üzere programla-
mışö.
Trafikte gözleri sadece "o-
nun" arabasının markasını gö-
rüyor, bu yüzden de başka baş-
ka insanlann arkasına takılarak
saatlerce dolaşıyordu. Aynldık-
tan sonra apar topar bilinmeyen
bir yere taşındığı için de "onun
w
taşmdığmı umut ettiğı semtler-
deki caddeleri usta şoförlere taş
çıkartacak bir dikkatle taradı.
Farkında değildi ama kendi-
ni anyordu. Kendisi de sevgili-
si ile birlikte kaybolmuştu.
Uzunca bir süreden sonra tekrar
geldiğinde aynlığı kabullen-
mişti ama neden aynldıklanru
hâlâ bilmiyordu. Kendince, bir
konu dışında her şeyi sunmuş-
tu.
Belki de eşinden boşanıp
"onunla" evlenmesini bekle-
mişti. Ama evli olması bir sorun
değildi ki! Her gün birlikte olu-
yorlar, eve sadece uyumak için
gidiyordu. Belki de izin konu-
suydu.
Uzun zamandır birlikte izin
yapmak istiyordu. Ama Deli
Balta her yıl çocuklan ile izne
gidiyordu ve sevgilisinin izne
gitmesine izin vermiyordu. öy-
le ya, kendinin olmadığı yerde
onun tek başına ne işi vardı?
Yenl sevglll
Giderek daha seyrek gelme-
ye başladı. Bir ilişkide sahip-
lenme duygusundan kaynakla-
nan olumsuzluklan fırtinalarla
yaşamıştı.
Zaman her seyin ilacıdır, sö-
zü doğruluğunu kanıtladı. Ama
onunkalbi ile beyni arasında bir
iletişim kurdu mu, bundan kuş-
kum var.
Geçenlerde onu durakta gör-
düm. Trafik sıkışmca durmuş-
tum. O da beni gördü, oldukça
iyi görünüyordu.
El salladı ve aküna gelmiş gi-
bi acele ile ceketinin cebinden
cüzdanım çıkararak bana uzak-
tan bir kadın resmi gösterdi. O
"kadm" olmadığına yemin ede-
bilirim.
Ama bir gün tekrar terk edi-
lirse aynı acıyı çekmeyeceğine
sanırım yemin edemem. Alış-
kanlıklanmız da tutku değil mi-
dir? Sevildiğimizi, bizsiz yaşa-
mamn düşünülemeyeceğini, eş-
siz olduğumuzu duymaya ge-
reksinimimiz olduğu sürece
Deli Balta gibi bazüanmız acı
çekecektir.
Ancak özgüvenimiz güçlü
ise, kalbimizin sesini manüği-
mızla sınarsak, yaşamda tutabi-
leceğimiz başka altematifler ol-
duğunu görürüz.
Sürecek
OtoparkgirişimiengeUendi
İstanbolHaberServisi-Marmara Üniversitesi'nin
(MÜ) Sümerbank tarafindan bedelsiz olarak tahsis
edilen alana otopark yaptırma girişimi, semt sakin-
lerince engeUendi.
Üsküdar Belediyesi'ne ait bir iş makinesinin dün
korulukta yapmak istediği çalışma, yurttaşlann tep-
kisi ve valüiğin girişimiyle durduruldu.
İş makinesinin çalışmasını engelleyen çevre sa-
kinlen daha sonra vilayete gelerek İstanbul Vali Yar-
dımcısı Bülent Karaçöl'Ie görüştüler. Görüşmenin
ardından otopark girişiminin geçici olarak durdurul-
duğunubelirten mahalle sakinlerinden Latif Şimşek,
koruya otopark yapılmasının biryeşil talanı olacağı-
nı söyledi. Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi
Sami Yıhnaztürk, MÜ'nün alanda yapı izni bulun-
madığını savunarak "Üniverstenm, kurufun karan-
nı bekkmesi geretdr" dedi.
MÜ Rektör Yardımcısı ve MÜ Hastanesi Başhe-
kim Vekili Prof. Dr. Önder Kayfaan da. "Ağaç kesfl-
mejecek.alanuıyûzde80'indeağa^ \ok. Çaiışmavıva-
BK§in isteğj üzerine geçici olarak durdurduk. Oto-
park yapmaya kesin karariıyız" dedı.
Y O K i n c e l e m e b a s l a t t ı
Alemdaroğju hakkmdald
iddialar soruşturuluyor
YUSUF ZtYAAY
TBMM Araşnrma Komisyo-
nu, istanbul Üniversitesi Rektö-
rü Kemal Alemdaroğhı hakkın-
da ortaya atılan yolsuzluk ve
usulsüzlük iddialanna ilişkin so-
ruşturma kapsamında, "Islami
DevtetDûzeni" adh kitabında şe-
riat devletı isteyen ve YÖK tara-
fından ögretim üyeliğinden
uzaklaştınlan eski ÎU Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ağırak-
ça'nın göriişüne başvuracak.
YÖK'ün, tÜ Rektörü Prof. Dr.
Kemal Alemdaroğlu ve üniver-
site giriş sınavlanna ilişkin yol-
suzluk ve usulsüzlük iddialannı
araştırmak üzere kurulan ve baş-
kanlığım MHP Milletvekili
Mustafa Gûl'ün yaptığı TBMM
Araştırma Komisyonu, Alemda-
roğlu hakkındaki iddialan araş-
tırmaya başlıyor.
Komisyon, İstanbul Dolma-
bahçe Sarayı'nda yapacağı top-
lantılarda, bugün ve pazartesi
günü bazı öğretim üyeleri ile
üniversitelerden üst düzey gö-
revlilerin bilgisine başvuracak.
MHP, FP ve DSP'den üçer,
ANAP ve DYP'den ikişer millet-
vekili üyesi bulunan komisyon,
şeriat devleti istediği ve kız öğ-
rencisine türban takması için
baskı yaptığı gerekçesiyle ÎÜ ve
öğretim üyeliği mesleğinden
uzaklaştınlan Prof. Dr. Ahmet
Ağırakça'yı da dinleyecek.
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça,
Düşünce Yayınlan'nca 1978'de
yayımlanan "Islami Devtet Dfi-
zeni" adh kitabında "Özfemini
dmduğumuzvahiy düzenine da-
yata bir devletin kurulması ve
kendikendineher yönüyle yeter-
B olacak tslatni bir devletin ku-
rulmasını içtenlikle arzuladığı-
mız için böyfc bir çahşmaya gir-
dik. Aüah'uı emridir. Islami bir
deviet olusrurmak zorundayız"
göriişüne yer veriyor.
Ağırakça'nın bu kitabında
yer verdığı "Isbun huknku, bü-
tün buflahidûzenitatbik sahası-
na koyabilmesi için deviet obnak
zorundadır" ifadesi de dikkat
çekiyor.
BIRBAKIMA
SERVER TAlMLLÎ
Yenimizi Bilmek
Fransa'nın büyük nüfus bilimcisi ile iktisatçısı
Alfred Sauvy, ellili yıllarda, yoksul ülkeierin du-
rumunu belirtmek üzere "Üçüncü Dönya" deyi-
mini ortaya attığında, Soğuk Savaş'ın tam orta-
larıydı: Amerika Birleşik Devletleri, Batılı denen
dünyaya (Avrupa ve sömürgeleri, Latin Amerika
ve Uzakdoğu) tartışmasız egemendi; Sovyetler
Birliği de Çin'i, uydulannın en büyüğü olarak gö-
rüyordu. Bu Üçüncü Dünya'ntn doğuşu, Doğu-
Batl çatışmasında ciddi bir seçenek haline gel-
meyecek miydi? Böylece, çatışan iki blok, ona
grtgide daha çok ilgi gösterip iktisadî gelişmesi-
ni hızlandırmada birbirieriyle rekabete girişme-
yecekler miydi? Nüfusları durmadan çoğalan bu
ülkelerin sürekli artan ihtiyaçlarına yanıt verebile-
cek tek şey de bu gelişme değil miydi?
Öyle de, nedir bir elli yıl kadar sonra gelinen
nokta?
"Üçüncü Dünya "nın ekonomik kalkınması adı-
na birbirieriyle rekabet şöyle dursun, iki süpergüç,
gözleri dönmüş bir halde, nükleer silahlar ile uza-
yın fethi konusunda yarışa verdiler kendilerini. Bu
çılgınca yarış, aynı hızı uzun süretutturamayacak
olan Sovyet sisteminin çöküşüne varırken, Batı
Avrupa ile Japonya'yı da Amerikan hegemonya-
sından kurtardı. Insanlığın geri kalanı ise, araba-
nın beşinci tekerliği durumundadır.
Yeni bir yüzyılın başında, dünyanın ekonomik
gücünü, jeopolitik üç bütün aralannda bölüşmek-
tedirler: Avrupa, Kuzey Amerika ve -Uzakdo-
ğu'nun "yeni sanayi ülkeleri"n\n eşliğiyle- Japon-
ya'dır bunlan ağababalan da, Kuzey Amerikalı
Birleşik Devletler'dir. Dünyanın ekonomik yazgı-
sına -hemen tamamıyla- karar veren bu üç dev
bütün olsada, onların insanlığın dörtte biri olduk-
lan unutulmasın; geri kalan dörtte üç ise sadece
kınntılan toplamaktadır, bu da dünya gelirinin ol-
sa olsa beşte biridir!
"Beşinci Dünya": Bir başka Fransız nüfus bi-
limcisi Jacques Vallin'in deyimi bu!
Toplam nüfuslannın çarpıcı boyutlanna karşın
dünya gelirinin sadece beşte birini, yani en azını
elde edebilen bir dünyanın varlığına dikkatleri
çekmesi bakımından ilginç bir tanımlama. Hele
küreselleşme türkülerinin ayyuka çıktığı şu or-
tamda, kendini kapıp koyverenlere yaran olma-
sa da, onun dışındakilere biraz durup düşünme
fırsatı sağlayabilir.
•
"Küreselleşme" kavramının kendisi pek eski, a-
ma dillere pelesenk olması yeni. Son yıllann bü-
yük teknik buluşlannı da arkasına alarak gözleri
büyülüyor. Şimdiden, başta Birleşik Devletler ol-
mak üzere, büyük sanayi ülkelerinin değirmeni-
ne daha çok su akrttığı da bir gerçek. Son Davos
toplantısında da görüldüğü gibi, hepsinin ağzı
kulaklannda...
Ama şu soru açıkta: Küreselleşmenin yaran
adilce bölüşülecek mi?
O şöyle dursun, daha bugünden altı çizilen bir
gerçek var: Küreselleşme, eşitsizlikleri derinleş-
tiriyor ve yoksul ülkeleri, yani "Beşinci Dünyay\
dışlıyor. Içinde de kazanç, para, daha çok zen-
ginlikten başka hiçbir "insansal öz" yok, hiçbir
sosyal kaygı yer almıyor. O yoksullara ise, çağla-
nnın nimetlerini tattıracak tek bir yol van "Adil ve
sürekli kalkınma!"
Bizim amacımız da bu!
Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti, Av-
rupa Biriiği'ne girelim girmeyelim, Türk Aydınlan-
masının hedefleri arasındadır. Avrupa Birliği,
Avusturya'da yeni hükümete aşın sağın katılma-
sı olasılığına karşı, açık tavır koyuyor. "Bir üye
devletin içişlerinekanşmakolmuyormu?"diyen-
lere verdiği yanıt da şu: "Avrupa'nın ortakdeğer-
leri var!" Avrupa, pek gerilerde bıraktığı için, "din-
ci bir deviet" tehlikesini hiç zikretmese de, "or-
tak değerier"i arasında ona karşı olmak da var-
dır. Onun, geçmişinde yaşadığryla biz şimdi yüz-
yüzeyiz: Şeriat amaçlı dinci kuaıluşların Türki-
ye'nin demokratik yaşamında aynca neye yara-
dıklannı hiç düşündünüz mü?
Bunalım yaratmaktan başka?
Küreselleşme türkülerinin uğuftulan arasında
bu gerçeği gözden kaçırtmak isteyen hinoğlu hin-
ler de var ki, hatırlatmak görevimiz.
Sonra şunu da hatırlatmak görevimiz: "Adil ve
sürekli kalkınma"tvn yollannı döşemede küresel-
leşme yardımcı olacaksa, itirazımız elbette ola-
maz. Ama bilinmelidir ki, bir "kurtlar sofrası"d\r
bu. Aralanna çağırsalar bile, aslan payını o spf-
ranın asıl sahipleri yiyecektir. Bize düşen bu oyiı-
na gelmemektir. Ağırbaşlılığı elden bırakmadan,
laf gargaralanna kulaklarımızı tıkayarak, yerimizi
bilerek "bahçemizi işlemek"X\r.
En başta da, emeğin ve alınterinin hakkını ve-
rerek...
PORTRHİR
Cumhurryet
k ı t a p I a r ı
Deniz Gezmiş, Yaşar Kemal. Aziz Nesııı, Yümaz Güney, M.Ali
Aybar, Sabahatrin Ah, Fikret Otyam, Panayot Abacı, Lefter ve...
Bu kitapta onların öykülenni okuyacaksınız. Bütün bu
portrelerin, bir dönemin güzel bir resmini vereceğıne
inanıyoruz. Bazılannı yakından tanıdınız, bazılarının adını ise
hiç duymadınız. Onlar bizi bize anlatıyor. Bir dönemin
tanıklıgını da içeren bu portrelen beğeneceğinizi umuyoruz
î*1
Cumhurtygt Çağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
^kJtapkulûbü (34334)Cağaloğlu-lstanöulTe<:(212)51401 96