Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4ŞUBAT2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ecevit: Uydurma
veiffira
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bülent
Ecevit, Alman Hıristiyan
Demokrat Partısi'nden
(CDU) bağış aldığı
iddialannı ıçeren haberleri
yalanladı. Ecevit, "Bir
Alman partısınden bağış
aldıgım yolundaki haber,
baştan aşağı uydurmadır ve
çok çirkin bir ifuradır. Bana
veya genel başkanı
olduğum DSP'ye hiçbir dış
kaynaktan herhangi bir
bağış da, bağış önerisi de
gelmemiştir. Ben partilerin
dışandan heıfaangi bir
suretle yardım almalanna
öteden beri karşıyım.
Nitekiml970'liyıllarda
sosyal demokrat eğüimli bir
Alman vakfinın o 7amanlri
partım CHP'ye bağışta
bulunma önerisini de kabul
etmemışüm. Bu uydurma
haberin, ıftrrayı yayunlayan
Türk ve yabancı basın
organlannca derfaal
düzeltilmesini rica ederim"
dedi.
Türk-İf de işten
*vdı
I ANKARA (AA)-
Hükümetlerie yapnğı her
görüşmede iş güvenliğinı
gündeme getiren ve
örgütlenme önünde bunun
engel olduğunu vurgulayan
Tûrk-lş, 9 çalışanıru işten
atn. İşten atılanlar arasında
işyeri temsilcisi, sosyal
gûvenlik uzmanı, eğitim
uzmanı bulunuyor. Genel
meıkezde örgütlü olan Tez
Koop-Iş ile Türk-îş
Yönetim Kurulu arasmda
toplu iş sözleşme
görüşmeleri de sûrûyor.
işten çıkanlanlann adlan ve
görevleri şöyle: Hasan
Tahsin Benli (basın
danışmanı), Zeki Sankaya
(eğitim uzmam), Necati
Balta (eğitim uzmanı),
Ahmet Şen (sosyal gûvenlik
uzmanı), Saİrine Uygun
(Kadın Işçiler Bürosu
çalışanı), Müzeyyen
Basemi (santral memuru),
Naile Feyzullahoğlu (faks
memuru). Tûık-Iş'in
Samsun'da bulunan eğitim
tesislerinden de 2 çalışan
çıkarüdı. Tüık-Iş Genel
Başkanı Bayram Meral,
çıkanlanlann büyûk
bölümünü emekİi
olmalarma karşın
çalıştırdıklannı savundu.
Meral, "Emekli olmuş 60
yaşmda adam var,
ben ne yapayım? Genç
kadro alıp çalışüracagız"
dedi.
Ûr'eberaat
• ANKARA (AA) - Ankara
1 No'lu DGM, Insan
Haklan Derneği'nce (ÎHD)
1 Eylül 1999 tarihinde
çıkanlan özel bûltendeki
yansında, "PKK'ye yardım
veyataklıkettiği"
gerekçesıyle hakkında dava
açüan, derneğın genel
sekreteri Nazmi Gür'ûn
beraatına karar verdı. Gflr,
esas hakkındaki
savunmasında, yaşanan
olaylan eleştırel bir bakış
açısıyla değerlendırdiğini
söyledi. Gür, bırbütûn
olarak değerlendirüdığinde
suç unsurunun olmadığım
savundu. Gûr, beraatrnı
istedi. Cumhuriyet Savcısı
Dilaver Kahveci, yazuıın
bir bütün olarak
değerlendirildiğinde
düjûnce açıklama
niEİiğinde olduğunu, terör
örgütü PKK'nın adııun
geçmediğinı ve
pnpagandasının
yaoılmadığını bildirerek
saıığın beraatına karar
verilmesını istedi.
OHAL Genelgesi
• ANKARA (ANKA)-
Bışbakan Bülent Ecevit,
olığanüstü hal
vrgulamasının
kkdınlmasına dişkin ilk
aamı, yayımladığı bir
gmelgeyle attı.
CHAL bölgesinde kriz
nsrkezı olarak kurulan ve
zmanla eşgüdüm
iErkezlerine dönüşen kamu
jmetimi
feımleri, Başbakan
Eevit'in genelgesiyle
l^vedildi.
ANAP ve DYP'den Yüce Divan tehdidindeki liderleri için 'örtülü işbirliği'
Soruşturmalara oyalamaAYŞESAYIN
ANKARA - Liderleri Yüce Divan teh-
dıdi altmdaki ANAP ve DYP, geçen dö-
nem kurulan, ancak raporlannı tamamla-
madığı gerekçesiyle "sfl baştan" yönte-
miyle yeniden kurulan Meclis soruştur-
malanna direniyor. Komisyonlann yeni-
den kurulması karanndan yaklaşık 3 ay
sonra komisyonlara üye bildiren ANAP
ve DYP'nin "örtûlü işbirliği'' yaptığuıa
dikkat çekiliyor.
ANAP'ın oyalamaya dönük tutumunun
alnnda, "Mectissorusturmalantamamla-
nana kadar hükümete gjrmeme karan"
alan Mesut Yılmaz'la ilgüi "Çankaya he-
sabmm" yattığı savlamrken, lideri Meclis
aritmetığı açısından en riskli durumda
olan DYP'nin de üzerinde çahşmalan sür-
dürülen Meclis îçtuzüğü değişikliğini bek-
ledığıne ışaret edildi.
18 Nısan seçimkrinden sonra bir süre
TBMM Başkâm Yıldınm Akbulut'un
"Mecfis voğun WdMğu" gerekçesiyle gün-
deme getırmediğı Meclis soruşturmalan
ile ılgili resmi süreç 23 Kasım 1999'da
başladı. ANAP'ın Yılmaz'ıkurtarmatak-
tiğı çerçevesinde, raporu tamamlanan
Kurtköy Havaalanı ihalesine ılışkın Mec-
lis soruşturması dahil bütün komisyonla-
nn yemden kurularak 2 ay asıl, 2 ay da ek
olmak üzere 4 aylık yeni calışma süresı ön-
görüldü. MHP, FP ve DSP bu karardan kı-
sa süre sonra üye adaylannı Meclis Baş-
kanlığı'nabildirirken, ANAP ve DYP yak-
laşık iki hafta önce üye adaylannı belirle-
yebildi. Geçen salı gününden itibaren de
komisyon üyeleri seçimi genel kurulda ya-
pıldı. TBMM Başkanlığı'nın çağnsı doğ-
rultusunda önceki gün ve dün Başkanlık
Dıvam'nı seçmesi için toplantıya çağnlan
komisyonlar, "yeterH üye gelmediği" için
toplanamadı. Içtüzük gereğı, Meclis so-
ruşturma komisyonlannın çalışma süresi
divan oluşumundan sonra başladığı için
henüz komisyonlann da çalışma süresi
başlamamış oldu. Edinilen bilgıye göre,
özellikle Yılmaz hakkındaki soruşturma
komisyonlannm başkan seçimi konusun-
da hükümet ortaklan arasmda uzlaşmaya
vanlmadı. DSP ve MHP'nin, Yılmaz ve
ANAP'lı eski bakanlar hakkmdaki soruş-
turma komisyonlannm başkanlannın "ta-
rafaz" bir görüntünün oluşması için ken-
dı partilermden seçilmesüıı istedikleri ifa-
de edüiyor. Kulislerde, ANAP'm, mayıs
aymda yapılacak olan cumhurbaşkanlığı
seçimi hesabıyla, komısyonlan oyalama
taktiği izlediğine işaret edüiyor. ANAP'm,
Yılmaz'la ilgili Meclis soruşfurmalann-
dan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde
"Yüce Divan'a sevk* karan çıkması duru-
munda bunun "aleyhte" olacağı hesabı
yaptığı belirtiliyor.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
FAR.VC
KASJLl
OLABİUR
DYP'nin anayasa değişikliği önerileri için imzalar hazır
ANAP'ta DemireFe tepld büyüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Amnkaya,
tt
Biz yenibir cumhurbaşkaıu istiyoruz. 2. cum-
tınrhaşknnımrn yıkarmamn gayirti iyimto nb-
cağtz" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in bir dönem daha seçılmesine parösinde
'kendisini de şaşırtan' bir tepki olduğunu vur-
gulayan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz
ise buna kaölmadığını vurgulayarak "Uyara-
cağım arkadaşlan bu konuda" dedi.
DYP, cumhurbaşkanının halk
tarafindan seçilmesıne yönehk
anayasa değişikliği önensi için
gerekli imzayı tamamlarken, FP
bugün tamamlayacak. Önenle-
rin bugün TBMM Başkanlı-
ğı'na sunulması beklenıyor. Bu
önerinin Anayasa Komisyo-
nu'nda reddedilmesı beklenir-
ken, asıl pazarlık '5+5' formülü
ve Demirerin bir dönem daha
seçilmesi konusunda yaşaruyor.
DYP'nin önerisinde Demırel'in 110 imzaya ge-
rek kalmaksızın seçüebılmesi için bir geçicı
madde yer ahrkenEcevit, böyle bir maddeye ge-
rek olmadığım savundu. DSP'nin hazırladığı
anayasa değişikliği önerisinde cumhurbaşkanı-
nın 5'er yıllığına iki kez seçılmesi ve anayasa-
nın 101. maddesinin bir kişinin ikinci kez cum-
hurbaşkanı seçılmesini önleyen 3. fikrasınınyü-
rürlükten kaldınlması öngörülüyor. Bu konuda
anlaşmazlığın giderilebilmesi için dün DSP
Grup Başkanvekılı Aydm Tûmen ve DYP Grup
Başkanvekilı TurhanGüvendün akşam üzeri bir
araya gelerek Demirel'e yeniden adaylık for-
mülü üzerinde kısa bir çalışma yaptüar, ancak
somut bir ilerieme sağlanamadı. Güven ve Tü-
men bugün yeniden bir araya gelecekler.
Bu arada, ANAP içinde 'Demird'ledevam'
formülünd itirazlar büyüyor. Genel Başkan
Yardımcısı Cengiz Aldnkaya dün düzenledi-
ği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı se-
• ANAP'ta Cumhurbaşkanı
Demirere yönelik tepkiler büyüyor.
Genel Başkan Yardımcısı Cengiz
Altınkaya, yeni bir cumhurbaşkanı
istediklerini behrterek "Genel
Başkanımızın tavn koalisyon
nezaketinde değerlendirümelidir" dedi.
çimi konusunda, 'sanki 11 Eylül 1980'deymi-
şiz' gibi bir hava yaratıldığını söyledi. 1989
ve 1993 yıllanndaTBMM'nmcumhurbaşka-
m seçtiğini, 2000'de seçmemesi için bir ne-
den bulunmadığuıı vurgulayan Altınkaya şu
görüşleri dile getirdi:
"Cumhurbaşkanhğı krizi varmış gibi bir
ortam yaratümava çahşınyor.Tarnşmalar şab-
sa yönelik yapılryor, bu Türkiye'ye yarar ge-
tinnez. Anayasa degjjfldSjgloyfaınaagpİLHer-
kes seçim bölgesine giderek seçmenkrinin
nabzını tutsun, halkm iradesini sandığa yan-
srtsm. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda
oluşturuian suni gündemde medyanuı da so-
nunluluğu var. Baa kesimlerin isteğiyle bazı
ldşfler adma kamuoyunu yönkndinneve kalk-
mak doğru bir davranış ounaz."
Gazetecilerin, "Bukesnnlerknn" sorusu üze-
rine Altınkaya. "Mevcutcumburbaşkanınmgö-
revinin devam eûnesmi isteyenler'' dedi.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz ise akşam saatlerinde
gazetecilerin Altınkaya'nın
açıklamalarmı anımsatarak bu
görüşlere katüıp katümadığını
sormalan üzerine, "Hayır. Uya-
racağun arkadaşlan bu konu-
da. Herkesin kendi başma fikir
serdetmesini parti açısmdan
doğru bulmuyonım. Bu konu-
DUH bu kadar ucuziaalmasuıı
doğru bumnıjorum. Arkadaş-
lan pazartesi günü Başkanhk Drvanı'nda uya-
racağun" dedi.
CHP PM üyesi Ertuğrul Gunay, Demi-
rerin yeniden cumhurbaşkanı seçihnesine
yönelik girişimlere karşı çıktı. Demirel'in
'umurJu bir geleceğin değiL sorunhı bir gecmi-
şin simgesi' olduğunu behrten Günay, hükü-
met ortaklanmn bu konuya yaklaşımlannın
anayasa geleneğine ve hukuk devleti anlayı-
şına aykın olduğunu söyledi.
1-Tı
Ecevit
'Enflasyon
rakamı bizi
şaşırtmadı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demird ile hafta-
lık olağan görüşmesını ya-
pan Başbakan Bülent Ece-
vit, yüksek çıkan enflasyon
oranının kendilerini şaşırt-
madığım, yüın ikinci yan-
sında hızlı bir düşüşün yaşa-
nacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Demirel,
dün haftahk kabullenne ek
olarak FP lıden Recai Ku-
tan'ı da kabul ederek 1 saat
10 dakika görüştü.
Demirel, haftalık olağan
görüşmeleri kapsamında
Ecevit ve Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hüsevm
Krvnkoğhı'nu da kabul ettı.
Ecevit, yaklaşık 45 daki-
ka süren görüşmeden sonra
gazetecilere açıklama yaptı.
Ecevit, Demirel ile iç ve dış
gelişmeleri birlikte değer-
lendirdiklerini söyledi. 0-
cak ayına ait enflasyon ra-
kamlanmn ammsatılarak
değerlendirümesinin sorul-
ması üzerine Ecevit, "Bun-
dan bir a> önce, herhakJe
anunsayacağuuz gibi, hem
ben hem de ekonomi ile Bgi-
M bütün bakan arkadaşbuı-
nuz ve bürokradannuz bu
yıhn ük birkaç ayında enf-
lasyonda bir düşüş belden-
memesigerektiğhu vurgula-
mışük. O bakundan bizhn
içinşaşırtKi vesürprizotma-
dı. Yanı ikinci yansma doğ-
ru enflasyon hızmda hızhbir
düşüşün başlayacağma ma-
myoraz" dıye konuştu.
Ecevit, cumhurbaşkanhğı
seçimi konusunda koalisyon
ortaklanndan özellikle
ANAP'ın 5 artı 5 formülü-
ne karşı çıktığını söyleyen
gazeteciye, "BenDSP'deöy-
le bir karşı çıkma iztenimi
edmmedim. ANAP'taki du-
rum, tabii içini bBemem. A-
ma Sa>m Mesut Ydmaz o
konuda kemtinden emin gö-
rünüyor" karşılığını verdi.
Ecevit, bir soru üzerine,
cumhurbaşkanlığı seçimi
konusunu Demirel ile gö-
rüştüklerini, kendisine kısa-
ca bilgı verdiğini söyledi.
Ecevit, Akkuyu nükleer
santrah ihalesının ertelenme
gerekçesinin sorulması üze-
nne. "Birkaç gün daha bek-
leyeceğiz, bgfli kuruhışlann
hepsinden henüz bilgi gel-
medi, görüş gehnedi'' dedi.
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@ doruk.net.tr.
Ayusturya'da, Nazj hayranı
FPÖ'nün (Avusturya Özgürlük-
çü Partisi'nin) koalisyon ortağı
olarak hükümete girmesi bizim
gazetelerde de birinci sayfala-
ra çıktı. Avrupa medyası, hele
hele "akraba ulus" Alman-
ya'nın medyası zaten günlerdir
bu konuyla yatıp bu konuyla
kalkıyor.
Avrupa Birliği, Avrupa'nın
göbeğinde, Avrupa demokratik
standartlan ile temelden çeli-
şen bir partinin iktidar ortağı ol-
masını önlemek için nasıl yap-
tınmlar uygulanabileceğini tar-
tışmakta.
Ama dikkat, tartışıian, yaptı-
nm uygulanıp uygulanmaması
değil, nasıl bir yaptınm uygu-
lanması...
Pekiiii... Bu FPÖ denen aşın
sağcı, seçim propagandasını
ırkçı-faşizan motifler üstüne
kurmuş, Avusturya'daki ya-
bancı düşmanlığını utanç veri-
ci boyutlara tırmandırarak oy
istemiş partiye, Avusturya seç-
meninin yüzde 27'si oy verme-
di mi? FPÖ'yü ikinci parti ola-
rak meclise taşımadı mı?
Tartışmayı bu yüzde 27'lik
seçmen desteğini göz ardı
ederek, bu "olgu"ya değinme-
den sürdürmek mümkün mü?
Avusturya Aynasında Bir Demokrasi Sorgulaması
Mümkün bile olsa, doğru mu?
Bir tez var. Bu olgunun abar-
tılmaması gerektiğini savunan
bir tez... Deniyor ki, durmuş
oturmuş, kurumlan kökleşmiş
Avrupa demokrasilerinde, ör-
neğin Avusturya'da faşist-ırkçı
bir parti, koalisyon ortağı olsa
bile "pek bir şey" değişmez;
yaşam dün nasılsa, bugün de
öyte sürer.
Bu yaklaşım, padişahın, ço-
bana dönüp "Yarabbi, şu ço-
banın aklını bana ver de birge-
ce rahat uyuyayım" duasını
çağnştırmıyor mu? Unutulur
mu, Hitler de iktidara "darbe"
yaparak değil, büyük bir seç-
men desteğini arkasına alıp,
seçim zaferi kazanarak geldi.
Sonrasını ortaokul tarih kitap-
lan bile yazryor
•••
Avusturya'da, "Batı Avrupa
demokrasisi"n\n kuralları ek-
siksiz işledi; partileryasal kısıt-
lamalardan tamamen uzak bir
seçim kampanyası yürüttüler;
propagandayaptılar; seçmen-
lere programlannı, siyasal he-
deflerini anlattılar ve çağdaş
medyanın olanaklannı kullana-
rak seslerini ve sözlerini en üc-
ra Tirol köylerine kadar ulaştır-
dılar.
Sonra seçmen sandık başı-
na gitti ve aşın sağcı (bana so-
rarsanız ırkçı-faşist) FPÖ'yü
pariamentoya ikinci parti ola-
rak soktu.
Batı Avrupa demokrasisinin
standartlan, seçmenin tercih-
lerine mutlak saygıyı öngör-
mekte. Tercih ise pek açık: Tı-
rollü zengin ve tutucu köylüler
başta olmak üzere Avusturya
halkının yüzde 27'si ırkçı-faşist
programdan yana ağırlık koy-
du.
N'olcak şimdi?
İlk akla geten, "demokrasi"
kavramının ardına bir soru işa-
reti eklemek.
Ömeğin siyasal Islamcılar,
"Demokrasi özgüriük ve halk
iradesi anlamına gelmez. Ço-
ğunluğun azınlık üstünde ta-
hakkûm kurmasıdır" diye özet-
lenebilecek tezlerini yeniden
ortaya atıp, Arap Yanmada-
sı'nda Islamiyetin doğuşunda
egemen olan "meşveret ve şû-
ra" geleneklerine göndermeler
yapacaklar.
Demokrasinin ardına soru
işareti eklemekle yetinmeyip,
üstünü çizmeyı yeğleyenler de
olacak. Hayır, darbecilerden,
cuntacılardan, tepeden inme
otoriter yöntemler kullanarak
ülkeye çekidüzen vermeyi yeğ-
leyen toplum mühendislerin-
den değil, seçkincilik (=elitizm)
denen siyaset felsefesi tercih-
lerinden söz etmekteyiz. Böy-
le düşünenler, cahil, burnunun
ucundan ötesini görmekten a-
ciz, zengin bile olsa (Tirol köy-
lüleri zengindir) daracık çıkarla-
nn çemberini kıramayan halk
krtlelerinin tercihlerinin, kendi-
lerine ve ülkeye yarar değil an-
cak zarar verebileceğini vurgu-
layacaklar; Platon'un "bilgeler
devletfne ya da "yargıçlar
devleti'ne varan bir "seçkinler
iktidan"ndan söz edecekler.
Avusturya ömeğinde, Avus-
turya'nın geleceği değil "de-
mokrasi" sorgulanıyor.
Belki bu sorgulama, Türki-
ye'de ucundan kıyısından de-
ğinilip, özüne pek inilmemiş bir
tartışmayı da besleyecek, de-
rinleşmesine ebelik edecek.
Unutulur mu, bu ülkede, son
seçimlerde MHP oy patlaması
yapıp, sağın geleneksel partisi
(DP-AP) DYP'yi de, sonradan
olma partisi ANAP'ı da "sağla-
yıp" Mecliş'e ikinci parti olarak
girdi; koalisyonun hemen he-
men eşit güçlü partisi oldu.
Unutulur mu, daha bir hafta
önce, bu ülkenin seçkin aydın-
lan bir araya gelip "Anayasamı
istiyorum" sloganı altında "si-
vil bir anayasa" hedefini önle-
rine koydular ve vurguladılar
"Bu anayasa, tepedeki birkaç
uzmanın elinden çıkarak değil,
halkın katılımı ile yapılmalıdır."
O toplantı sırasında ve sonra-
sında "Peki, bu halk bir anaya-
sa yaparsa, bu nasıl bir anaya-
sa oluracaba" sorusu irdelen-
medi.
_ Unutulur mu, bu ülkede
Öcalan'ın idam dosyasının, bı-
rakınız neferanduma sunulma-
sından, TBMM Genel Kuru-
lu'na indirilmesinden bile -hak-
lı olarak- korkuldu; dosya Baş-
bakanlıkta buzdolabına kon-
du.
Demokrasiyi yok etmeden,
demokrasinin açmazlan tartı-
şılmak zorunda. Avusturya ör-
neği bu yüzden "Türkiye de-
mokratlannın da" sorunu. Hem
de yakıcı sorunu.
Bu yazı da ertelemeye hak-
kımız olmayan bir tartışma çağ-
nsından ibaret...
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Fazilet Nereye?..
Günlerdir Hizbullah'la oturup Hizbullah'la kalkı-
yoruz...
Mezarevlerden bugüne dek çıkan ölü sayısı 61 'e
ulaştı...
Peki, Fazilet Partisi vahşete nasıl bakıyor?
Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan işi
kestirip atıyor:
"Suni gündem yaratılıyor..."
Ama Fazilet Partisi'nin özellikle Güneydoğu kö-
kenli milletvekilleri, Hizbullah olayını öteden beri
bildikleri için cinayetlerin arkasındaki güce tanı k o
yabiliyorlar...
Acaba ANAP ve DYP milletvekilleri bu konuda
ne düşünüyor?
Şimdilik fazla konuşmuyoıiar...
Fazilet Partisi lideri Recai Kutan üç gün önce
grup toplantısında şöyle dedi:
"Susuyorsak sebebi var. Biz bu yanlış değerien-
dirmelere gereken karşılığı vermiyorsak, Türki-
ye'nin huzurunu ve ıstıkrannı düşündüğümüz için-
dir..."
FP konuşursa Türkiye'nin istikran neden bozu-
lur?
Türk Silahlı Kuvvetleri'yfe çatışma pahasına or-
tamı geren, 28 Şubat sürecini 'darbe' olarak nite-
lendiren Recai Kutan, sıkışınca şöyle biryöntem uy-
guluyon
"Türkiye'nin istikran çokönemli, susalım!"
Hayır susmayın, konuşun!
Çünkü siz bugüne dek 'Hizbullah'm eli kanlı te-
rör örgütü olduğunu hep inkârettiniz!..
1993 yılında Cumhuhyef'm manşetlerini 'Milli Ga-
zete"ye koyup "Bu haberier yayımlanırken Süley-
man Demirel başbakandı" demek kolaycılıktır.
Fazilet'in sesi 'MilliGazete', 1996 yılındaki Cum-
huriyet'in 'Hizbullah vahşeti'nı yansıtan haberle-
rini de sayfalanna koyup şu başlığı atmalıdır:
"Bu haberier yayımlanırken Necmettin Erba-
kan başbakan, Tansu Çiller başbakan yardımcı-
sıydı..."
•••
1992-1996 yıllanna dönmek istiyorum...
Bu yıllar Hizbullah'ın Batman, Diyarbakır, Silvan
vb. yörelerde cinayetler işlediği dönemdir...
1992'den 1993 Nisanı'na dek Başbakan Süley-
man Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Genelkurmay Baş-
kanı Doğan Güreş'tir...
1994 yılında DYP-SHP koalisyonu sürmektedir;
başbakan Tansu Çiller, yardımcılan da sırayla Mu-
rat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Deniz Bay-
kal'dır...
1995 seçimteri.. önce Mesut Yılmaz, sonra Nec-
mettin Erbakan başbakanlık koltuğunda oturmak-
tadır ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'dir...
Hizbullah adlı yasadışı terör örgütünden devlet ve
siyasi erkin haberi olmaz mı?
Benim burada anlayamadığım Hizbullah tan sa-
dece Fazilet'in panikleyip topu sağa sola atması-
dır...
Fazilet Partisi'nin Batman Belediye Başkanı Sa-
lih Gök'ün Islami Hareket tetikçisi Kudbettin
Gök'ün babası olduğunu herkes bilir...
Batman DYP ll Başkanı Rrfat Demir, 1993te Hiz-
bullah'tan söz ederken aynen şöyle konuşun
"Hizbullah'ın çoğu Habizbin aşiretindedir. Bu ço-
cuklann önünü açmak lazım. Özel tim onlara göz
yumuyor. Ama az. Esnafonlan destekliyor. Herkes
Hizbullah 'ın kim olduğunu biliyor, ancak kimse söy-
lemez..."
ANAP'tan DYP'ye, ŞHP'den (CHP) Fazilet'e (RP)
dek tüm gelmiş geçmiş siyasetçilerin, valilerin, as-
kerlerin, polis müdürlerinin, MlTin birözeleştiri yap-
malan gerekmez mi?
Bakıyoruz, kimse özeleştiri yapmıyor, Fazilet ise
örtülü olarak Hizbullah'ı savunuyor...
Kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırmaya
hakkı yok. Onlar kendi içlerinde temizlıği yapıyor.
Zaten, Hizbullah'a yönelik operasyonlar Güneydo-
ğu'da 28 Şubat süreciyle birlikte başladı...
•••
Hizbullah operasyonu bu örgütün kanlı yüzünü
tümçıplaklığıylagözlerönüneserdi;laikliktenödün
vermenin Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğini gös-
terdi...
Başbakan Bülent Ecevit, "Ben herkesle çalışı-
nm" deyıp Başbakanlık'taki kadrolara dokunmadı...
Acaba Başbakanlık'ta sadece bir Hizbullahçı mı
var?
17 Ocak 2000'de başlayan Hizbullah operasyo-
nunu heyecanla izleyen Faziletliler niçin suçlulu-
ğun telaşı içindeler?
Anadolu kentlerinde gözaltına alınan FP'lilerin,
FP'li belediye başkanlannın Hizbullah'ın içinde ne
işi var?..
Fazilet Partili yöneticiler Güneydoğu'da Hizbul-
lah'ıh yarattığı ortamdan siyasi olarak yararlandılar
bugüne dek!..
Telaşlan da o yüzden!..
hikmetcetinkaya(« cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız; 0212/ 513 90 98
GÖZIERİN POYRAZ
Cumhuriyet
k ı ( a p I a r ı
Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nın içındeki fırtınalı
evrende geliştirdigı, duygu denızınde damıttığı yazılan.
Bir solukta okunacak, kımı zaman bir nısan yağmuru
altında, bazan poyraz yelının soğuk savurganlığında ya da
karanlık bir gecenın >alnızlığında yeniden okunacak, yer
yer okunacak bir kıtap bu kıtap
r* CumburiYei Çat) Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad No 39/41
^.kitapkulübu (34334)Ca§aloğ!u-lstanbul Tel (212)514 01 96 '