27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4ŞUBAT2000CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ecevit: Uydurma veiffira • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit, Alman Hıristiyan Demokrat Partısi'nden (CDU) bağış aldığı iddialannı ıçeren haberleri yalanladı. Ecevit, "Bir Alman partısınden bağış aldıgım yolundaki haber, baştan aşağı uydurmadır ve çok çirkin bir ifuradır. Bana veya genel başkanı olduğum DSP'ye hiçbir dış kaynaktan herhangi bir bağış da, bağış önerisi de gelmemiştir. Ben partilerin dışandan heıfaangi bir suretle yardım almalanna öteden beri karşıyım. Nitekiml970'liyıllarda sosyal demokrat eğüimli bir Alman vakfinın o 7amanlri partım CHP'ye bağışta bulunma önerisini de kabul etmemışüm. Bu uydurma haberin, ıftrrayı yayunlayan Türk ve yabancı basın organlannca derfaal düzeltilmesini rica ederim" dedi. Türk-İf de işten *vdı I ANKARA (AA)- Hükümetlerie yapnğı her görüşmede iş güvenliğinı gündeme getiren ve örgütlenme önünde bunun engel olduğunu vurgulayan Tûrk-lş, 9 çalışanıru işten atn. İşten atılanlar arasında işyeri temsilcisi, sosyal gûvenlik uzmanı, eğitim uzmanı bulunuyor. Genel meıkezde örgütlü olan Tez Koop-Iş ile Türk-îş Yönetim Kurulu arasmda toplu iş sözleşme görüşmeleri de sûrûyor. işten çıkanlanlann adlan ve görevleri şöyle: Hasan Tahsin Benli (basın danışmanı), Zeki Sankaya (eğitim uzmam), Necati Balta (eğitim uzmanı), Ahmet Şen (sosyal gûvenlik uzmanı), Saİrine Uygun (Kadın Işçiler Bürosu çalışanı), Müzeyyen Basemi (santral memuru), Naile Feyzullahoğlu (faks memuru). Tûık-Iş'in Samsun'da bulunan eğitim tesislerinden de 2 çalışan çıkarüdı. Tüık-Iş Genel Başkanı Bayram Meral, çıkanlanlann büyûk bölümünü emekİi olmalarma karşın çalıştırdıklannı savundu. Meral, "Emekli olmuş 60 yaşmda adam var, ben ne yapayım? Genç kadro alıp çalışüracagız" dedi. Ûr'eberaat • ANKARA (AA) - Ankara 1 No'lu DGM, Insan Haklan Derneği'nce (ÎHD) 1 Eylül 1999 tarihinde çıkanlan özel bûltendeki yansında, "PKK'ye yardım veyataklıkettiği" gerekçesıyle hakkında dava açüan, derneğın genel sekreteri Nazmi Gür'ûn beraatına karar verdı. Gflr, esas hakkındaki savunmasında, yaşanan olaylan eleştırel bir bakış açısıyla değerlendırdiğini söyledi. Gür, bırbütûn olarak değerlendirüdığinde suç unsurunun olmadığım savundu. Gûr, beraatrnı istedi. Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci, yazuıın bir bütün olarak değerlendirildiğinde düjûnce açıklama niEİiğinde olduğunu, terör örgütü PKK'nın adııun geçmediğinı ve pnpagandasının yaoılmadığını bildirerek saıığın beraatına karar verilmesını istedi. OHAL Genelgesi • ANKARA (ANKA)- Bışbakan Bülent Ecevit, olığanüstü hal vrgulamasının kkdınlmasına dişkin ilk aamı, yayımladığı bir gmelgeyle attı. CHAL bölgesinde kriz nsrkezı olarak kurulan ve zmanla eşgüdüm iErkezlerine dönüşen kamu jmetimi feımleri, Başbakan Eevit'in genelgesiyle l^vedildi. ANAP ve DYP'den Yüce Divan tehdidindeki liderleri için 'örtülü işbirliği' Soruşturmalara oyalamaAYŞESAYIN ANKARA - Liderleri Yüce Divan teh- dıdi altmdaki ANAP ve DYP, geçen dö- nem kurulan, ancak raporlannı tamamla- madığı gerekçesiyle "sfl baştan" yönte- miyle yeniden kurulan Meclis soruştur- malanna direniyor. Komisyonlann yeni- den kurulması karanndan yaklaşık 3 ay sonra komisyonlara üye bildiren ANAP ve DYP'nin "örtûlü işbirliği'' yaptığuıa dikkat çekiliyor. ANAP'ın oyalamaya dönük tutumunun alnnda, "Mectissorusturmalantamamla- nana kadar hükümete gjrmeme karan" alan Mesut Yılmaz'la ilgüi "Çankaya he- sabmm" yattığı savlamrken, lideri Meclis aritmetığı açısından en riskli durumda olan DYP'nin de üzerinde çahşmalan sür- dürülen Meclis îçtuzüğü değişikliğini bek- ledığıne ışaret edildi. 18 Nısan seçimkrinden sonra bir süre TBMM Başkâm Yıldınm Akbulut'un "Mecfis voğun WdMğu" gerekçesiyle gün- deme getırmediğı Meclis soruşturmalan ile ılgili resmi süreç 23 Kasım 1999'da başladı. ANAP'ın Yılmaz'ıkurtarmatak- tiğı çerçevesinde, raporu tamamlanan Kurtköy Havaalanı ihalesine ılışkın Mec- lis soruşturması dahil bütün komisyonla- nn yemden kurularak 2 ay asıl, 2 ay da ek olmak üzere 4 aylık yeni calışma süresı ön- görüldü. MHP, FP ve DSP bu karardan kı- sa süre sonra üye adaylannı Meclis Baş- kanlığı'nabildirirken, ANAP ve DYP yak- laşık iki hafta önce üye adaylannı belirle- yebildi. Geçen salı gününden itibaren de komisyon üyeleri seçimi genel kurulda ya- pıldı. TBMM Başkanlığı'nın çağnsı doğ- rultusunda önceki gün ve dün Başkanlık Dıvam'nı seçmesi için toplantıya çağnlan komisyonlar, "yeterH üye gelmediği" için toplanamadı. Içtüzük gereğı, Meclis so- ruşturma komisyonlannın çalışma süresi divan oluşumundan sonra başladığı için henüz komisyonlann da çalışma süresi başlamamış oldu. Edinilen bilgıye göre, özellikle Yılmaz hakkındaki soruşturma komisyonlannm başkan seçimi konusun- da hükümet ortaklan arasmda uzlaşmaya vanlmadı. DSP ve MHP'nin, Yılmaz ve ANAP'lı eski bakanlar hakkmdaki soruş- turma komisyonlannm başkanlannın "ta- rafaz" bir görüntünün oluşması için ken- dı partilermden seçilmesüıı istedikleri ifa- de edüiyor. Kulislerde, ANAP'm, mayıs aymda yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi hesabıyla, komısyonlan oyalama taktiği izlediğine işaret edüiyor. ANAP'm, Yılmaz'la ilgili Meclis soruşfurmalann- dan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde "Yüce Divan'a sevk* karan çıkması duru- munda bunun "aleyhte" olacağı hesabı yaptığı belirtiliyor. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART FAR.VC KASJLl OLABİUR DYP'nin anayasa değişikliği önerileri için imzalar hazır ANAP'ta DemireFe tepld büyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Amnkaya, tt Biz yenibir cumhurbaşkaıu istiyoruz. 2. cum- tınrhaşknnımrn yıkarmamn gayirti iyimto nb- cağtz" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'in bir dönem daha seçılmesine parösinde 'kendisini de şaşırtan' bir tepki olduğunu vur- gulayan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise buna kaölmadığını vurgulayarak "Uyara- cağım arkadaşlan bu konuda" dedi. DYP, cumhurbaşkanının halk tarafindan seçilmesıne yönehk anayasa değişikliği önensi için gerekli imzayı tamamlarken, FP bugün tamamlayacak. Önenle- rin bugün TBMM Başkanlı- ğı'na sunulması beklenıyor. Bu önerinin Anayasa Komisyo- nu'nda reddedilmesı beklenir- ken, asıl pazarlık '5+5' formülü ve Demirerin bir dönem daha seçilmesi konusunda yaşaruyor. DYP'nin önerisinde Demırel'in 110 imzaya ge- rek kalmaksızın seçüebılmesi için bir geçicı madde yer ahrkenEcevit, böyle bir maddeye ge- rek olmadığım savundu. DSP'nin hazırladığı anayasa değişikliği önerisinde cumhurbaşkanı- nın 5'er yıllığına iki kez seçılmesi ve anayasa- nın 101. maddesinin bir kişinin ikinci kez cum- hurbaşkanı seçılmesini önleyen 3. fikrasınınyü- rürlükten kaldınlması öngörülüyor. Bu konuda anlaşmazlığın giderilebilmesi için dün DSP Grup Başkanvekılı Aydm Tûmen ve DYP Grup Başkanvekilı TurhanGüvendün akşam üzeri bir araya gelerek Demirel'e yeniden adaylık for- mülü üzerinde kısa bir çalışma yaptüar, ancak somut bir ilerieme sağlanamadı. Güven ve Tü- men bugün yeniden bir araya gelecekler. Bu arada, ANAP içinde 'Demird'ledevam' formülünd itirazlar büyüyor. Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Aldnkaya dün düzenledi- ği basın toplantısında, cumhurbaşkanlığı se- • ANAP'ta Cumhurbaşkanı Demirere yönelik tepkiler büyüyor. Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Altınkaya, yeni bir cumhurbaşkanı istediklerini behrterek "Genel Başkanımızın tavn koalisyon nezaketinde değerlendirümelidir" dedi. çimi konusunda, 'sanki 11 Eylül 1980'deymi- şiz' gibi bir hava yaratıldığını söyledi. 1989 ve 1993 yıllanndaTBMM'nmcumhurbaşka- m seçtiğini, 2000'de seçmemesi için bir ne- den bulunmadığuıı vurgulayan Altınkaya şu görüşleri dile getirdi: "Cumhurbaşkanhğı krizi varmış gibi bir ortam yaratümava çahşınyor.Tarnşmalar şab- sa yönelik yapılryor, bu Türkiye'ye yarar ge- tinnez. Anayasa degjjfldSjgloyfaınaagpİLHer- kes seçim bölgesine giderek seçmenkrinin nabzını tutsun, halkm iradesini sandığa yan- srtsm. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda oluşturuian suni gündemde medyanuı da so- nunluluğu var. Baa kesimlerin isteğiyle bazı ldşfler adma kamuoyunu yönkndinneve kalk- mak doğru bir davranış ounaz." Gazetecilerin, "Bukesnnlerknn" sorusu üze- rine Altınkaya. "Mevcutcumburbaşkanınmgö- revinin devam eûnesmi isteyenler'' dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise akşam saatlerinde gazetecilerin Altınkaya'nın açıklamalarmı anımsatarak bu görüşlere katüıp katümadığını sormalan üzerine, "Hayır. Uya- racağun arkadaşlan bu konu- da. Herkesin kendi başma fikir serdetmesini parti açısmdan doğru bulmuyonım. Bu konu- DUH bu kadar ucuziaalmasuıı doğru bumnıjorum. Arkadaş- lan pazartesi günü Başkanhk Drvanı'nda uya- racağun" dedi. CHP PM üyesi Ertuğrul Gunay, Demi- rerin yeniden cumhurbaşkanı seçihnesine yönelik girişimlere karşı çıktı. Demirel'in 'umurJu bir geleceğin değiL sorunhı bir gecmi- şin simgesi' olduğunu behrten Günay, hükü- met ortaklanmn bu konuya yaklaşımlannın anayasa geleneğine ve hukuk devleti anlayı- şına aykın olduğunu söyledi. 1-Tı Ecevit 'Enflasyon rakamı bizi şaşırtmadı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demird ile hafta- lık olağan görüşmesını ya- pan Başbakan Bülent Ece- vit, yüksek çıkan enflasyon oranının kendilerini şaşırt- madığım, yüın ikinci yan- sında hızlı bir düşüşün yaşa- nacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Demirel, dün haftahk kabullenne ek olarak FP lıden Recai Ku- tan'ı da kabul ederek 1 saat 10 dakika görüştü. Demirel, haftalık olağan görüşmeleri kapsamında Ecevit ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüsevm Krvnkoğhı'nu da kabul ettı. Ecevit, yaklaşık 45 daki- ka süren görüşmeden sonra gazetecilere açıklama yaptı. Ecevit, Demirel ile iç ve dış gelişmeleri birlikte değer- lendirdiklerini söyledi. 0- cak ayına ait enflasyon ra- kamlanmn ammsatılarak değerlendirümesinin sorul- ması üzerine Ecevit, "Bun- dan bir a> önce, herhakJe anunsayacağuuz gibi, hem ben hem de ekonomi ile Bgi- M bütün bakan arkadaşbuı- nuz ve bürokradannuz bu yıhn ük birkaç ayında enf- lasyonda bir düşüş belden- memesigerektiğhu vurgula- mışük. O bakundan bizhn içinşaşırtKi vesürprizotma- dı. Yanı ikinci yansma doğ- ru enflasyon hızmda hızhbir düşüşün başlayacağma ma- myoraz" dıye konuştu. Ecevit, cumhurbaşkanhğı seçimi konusunda koalisyon ortaklanndan özellikle ANAP'ın 5 artı 5 formülü- ne karşı çıktığını söyleyen gazeteciye, "BenDSP'deöy- le bir karşı çıkma iztenimi edmmedim. ANAP'taki du- rum, tabii içini bBemem. A- ma Sa>m Mesut Ydmaz o konuda kemtinden emin gö- rünüyor" karşılığını verdi. Ecevit, bir soru üzerine, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunu Demirel ile gö- rüştüklerini, kendisine kısa- ca bilgı verdiğini söyledi. Ecevit, Akkuyu nükleer santrah ihalesının ertelenme gerekçesinin sorulması üze- nne. "Birkaç gün daha bek- leyeceğiz, bgfli kuruhışlann hepsinden henüz bilgi gel- medi, görüş gehnedi'' dedi. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@ doruk.net.tr. Ayusturya'da, Nazj hayranı FPÖ'nün (Avusturya Özgürlük- çü Partisi'nin) koalisyon ortağı olarak hükümete girmesi bizim gazetelerde de birinci sayfala- ra çıktı. Avrupa medyası, hele hele "akraba ulus" Alman- ya'nın medyası zaten günlerdir bu konuyla yatıp bu konuyla kalkıyor. Avrupa Birliği, Avrupa'nın göbeğinde, Avrupa demokratik standartlan ile temelden çeli- şen bir partinin iktidar ortağı ol- masını önlemek için nasıl yap- tınmlar uygulanabileceğini tar- tışmakta. Ama dikkat, tartışıian, yaptı- nm uygulanıp uygulanmaması değil, nasıl bir yaptınm uygu- lanması... Pekiiii... Bu FPÖ denen aşın sağcı, seçim propagandasını ırkçı-faşizan motifler üstüne kurmuş, Avusturya'daki ya- bancı düşmanlığını utanç veri- ci boyutlara tırmandırarak oy istemiş partiye, Avusturya seç- meninin yüzde 27'si oy verme- di mi? FPÖ'yü ikinci parti ola- rak meclise taşımadı mı? Tartışmayı bu yüzde 27'lik seçmen desteğini göz ardı ederek, bu "olgu"ya değinme- den sürdürmek mümkün mü? Avusturya Aynasında Bir Demokrasi Sorgulaması Mümkün bile olsa, doğru mu? Bir tez var. Bu olgunun abar- tılmaması gerektiğini savunan bir tez... Deniyor ki, durmuş oturmuş, kurumlan kökleşmiş Avrupa demokrasilerinde, ör- neğin Avusturya'da faşist-ırkçı bir parti, koalisyon ortağı olsa bile "pek bir şey" değişmez; yaşam dün nasılsa, bugün de öyte sürer. Bu yaklaşım, padişahın, ço- bana dönüp "Yarabbi, şu ço- banın aklını bana ver de birge- ce rahat uyuyayım" duasını çağnştırmıyor mu? Unutulur mu, Hitler de iktidara "darbe" yaparak değil, büyük bir seç- men desteğini arkasına alıp, seçim zaferi kazanarak geldi. Sonrasını ortaokul tarih kitap- lan bile yazryor ••• Avusturya'da, "Batı Avrupa demokrasisi"n\n kuralları ek- siksiz işledi; partileryasal kısıt- lamalardan tamamen uzak bir seçim kampanyası yürüttüler; propagandayaptılar; seçmen- lere programlannı, siyasal he- deflerini anlattılar ve çağdaş medyanın olanaklannı kullana- rak seslerini ve sözlerini en üc- ra Tirol köylerine kadar ulaştır- dılar. Sonra seçmen sandık başı- na gitti ve aşın sağcı (bana so- rarsanız ırkçı-faşist) FPÖ'yü pariamentoya ikinci parti ola- rak soktu. Batı Avrupa demokrasisinin standartlan, seçmenin tercih- lerine mutlak saygıyı öngör- mekte. Tercih ise pek açık: Tı- rollü zengin ve tutucu köylüler başta olmak üzere Avusturya halkının yüzde 27'si ırkçı-faşist programdan yana ağırlık koy- du. N'olcak şimdi? İlk akla geten, "demokrasi" kavramının ardına bir soru işa- reti eklemek. Ömeğin siyasal Islamcılar, "Demokrasi özgüriük ve halk iradesi anlamına gelmez. Ço- ğunluğun azınlık üstünde ta- hakkûm kurmasıdır" diye özet- lenebilecek tezlerini yeniden ortaya atıp, Arap Yanmada- sı'nda Islamiyetin doğuşunda egemen olan "meşveret ve şû- ra" geleneklerine göndermeler yapacaklar. Demokrasinin ardına soru işareti eklemekle yetinmeyip, üstünü çizmeyı yeğleyenler de olacak. Hayır, darbecilerden, cuntacılardan, tepeden inme otoriter yöntemler kullanarak ülkeye çekidüzen vermeyi yeğ- leyen toplum mühendislerin- den değil, seçkincilik (=elitizm) denen siyaset felsefesi tercih- lerinden söz etmekteyiz. Böy- le düşünenler, cahil, burnunun ucundan ötesini görmekten a- ciz, zengin bile olsa (Tirol köy- lüleri zengindir) daracık çıkarla- nn çemberini kıramayan halk krtlelerinin tercihlerinin, kendi- lerine ve ülkeye yarar değil an- cak zarar verebileceğini vurgu- layacaklar; Platon'un "bilgeler devletfne ya da "yargıçlar devleti'ne varan bir "seçkinler iktidan"ndan söz edecekler. Avusturya ömeğinde, Avus- turya'nın geleceği değil "de- mokrasi" sorgulanıyor. Belki bu sorgulama, Türki- ye'de ucundan kıyısından de- ğinilip, özüne pek inilmemiş bir tartışmayı da besleyecek, de- rinleşmesine ebelik edecek. Unutulur mu, bu ülkede, son seçimlerde MHP oy patlaması yapıp, sağın geleneksel partisi (DP-AP) DYP'yi de, sonradan olma partisi ANAP'ı da "sağla- yıp" Mecliş'e ikinci parti olarak girdi; koalisyonun hemen he- men eşit güçlü partisi oldu. Unutulur mu, daha bir hafta önce, bu ülkenin seçkin aydın- lan bir araya gelip "Anayasamı istiyorum" sloganı altında "si- vil bir anayasa" hedefini önle- rine koydular ve vurguladılar "Bu anayasa, tepedeki birkaç uzmanın elinden çıkarak değil, halkın katılımı ile yapılmalıdır." O toplantı sırasında ve sonra- sında "Peki, bu halk bir anaya- sa yaparsa, bu nasıl bir anaya- sa oluracaba" sorusu irdelen- medi. _ Unutulur mu, bu ülkede Öcalan'ın idam dosyasının, bı- rakınız neferanduma sunulma- sından, TBMM Genel Kuru- lu'na indirilmesinden bile -hak- lı olarak- korkuldu; dosya Baş- bakanlıkta buzdolabına kon- du. Demokrasiyi yok etmeden, demokrasinin açmazlan tartı- şılmak zorunda. Avusturya ör- neği bu yüzden "Türkiye de- mokratlannın da" sorunu. Hem de yakıcı sorunu. Bu yazı da ertelemeye hak- kımız olmayan bir tartışma çağ- nsından ibaret... POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Fazilet Nereye?.. Günlerdir Hizbullah'la oturup Hizbullah'la kalkı- yoruz... Mezarevlerden bugüne dek çıkan ölü sayısı 61 'e ulaştı... Peki, Fazilet Partisi vahşete nasıl bakıyor? Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan işi kestirip atıyor: "Suni gündem yaratılıyor..." Ama Fazilet Partisi'nin özellikle Güneydoğu kö- kenli milletvekilleri, Hizbullah olayını öteden beri bildikleri için cinayetlerin arkasındaki güce tanı k o yabiliyorlar... Acaba ANAP ve DYP milletvekilleri bu konuda ne düşünüyor? Şimdilik fazla konuşmuyoıiar... Fazilet Partisi lideri Recai Kutan üç gün önce grup toplantısında şöyle dedi: "Susuyorsak sebebi var. Biz bu yanlış değerien- dirmelere gereken karşılığı vermiyorsak, Türki- ye'nin huzurunu ve ıstıkrannı düşündüğümüz için- dir..." FP konuşursa Türkiye'nin istikran neden bozu- lur? Türk Silahlı Kuvvetleri'yfe çatışma pahasına or- tamı geren, 28 Şubat sürecini 'darbe' olarak nite- lendiren Recai Kutan, sıkışınca şöyle biryöntem uy- guluyon "Türkiye'nin istikran çokönemli, susalım!" Hayır susmayın, konuşun! Çünkü siz bugüne dek 'Hizbullah'm eli kanlı te- rör örgütü olduğunu hep inkârettiniz!.. 1993 yılında Cumhuhyef'm manşetlerini 'Milli Ga- zete"ye koyup "Bu haberier yayımlanırken Süley- man Demirel başbakandı" demek kolaycılıktır. Fazilet'in sesi 'MilliGazete', 1996 yılındaki Cum- huriyet'in 'Hizbullah vahşeti'nı yansıtan haberle- rini de sayfalanna koyup şu başlığı atmalıdır: "Bu haberier yayımlanırken Necmettin Erba- kan başbakan, Tansu Çiller başbakan yardımcı- sıydı..." ••• 1992-1996 yıllanna dönmek istiyorum... Bu yıllar Hizbullah'ın Batman, Diyarbakır, Silvan vb. yörelerde cinayetler işlediği dönemdir... 1992'den 1993 Nisanı'na dek Başbakan Süley- man Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Genelkurmay Baş- kanı Doğan Güreş'tir... 1994 yılında DYP-SHP koalisyonu sürmektedir; başbakan Tansu Çiller, yardımcılan da sırayla Mu- rat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Deniz Bay- kal'dır... 1995 seçimteri.. önce Mesut Yılmaz, sonra Nec- mettin Erbakan başbakanlık koltuğunda oturmak- tadır ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'dir... Hizbullah adlı yasadışı terör örgütünden devlet ve siyasi erkin haberi olmaz mı? Benim burada anlayamadığım Hizbullah tan sa- dece Fazilet'in panikleyip topu sağa sola atması- dır... Fazilet Partisi'nin Batman Belediye Başkanı Sa- lih Gök'ün Islami Hareket tetikçisi Kudbettin Gök'ün babası olduğunu herkes bilir... Batman DYP ll Başkanı Rrfat Demir, 1993te Hiz- bullah'tan söz ederken aynen şöyle konuşun "Hizbullah'ın çoğu Habizbin aşiretindedir. Bu ço- cuklann önünü açmak lazım. Özel tim onlara göz yumuyor. Ama az. Esnafonlan destekliyor. Herkes Hizbullah 'ın kim olduğunu biliyor, ancak kimse söy- lemez..." ANAP'tan DYP'ye, ŞHP'den (CHP) Fazilet'e (RP) dek tüm gelmiş geçmiş siyasetçilerin, valilerin, as- kerlerin, polis müdürlerinin, MlTin birözeleştiri yap- malan gerekmez mi? Bakıyoruz, kimse özeleştiri yapmıyor, Fazilet ise örtülü olarak Hizbullah'ı savunuyor... Kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saldırmaya hakkı yok. Onlar kendi içlerinde temizlıği yapıyor. Zaten, Hizbullah'a yönelik operasyonlar Güneydo- ğu'da 28 Şubat süreciyle birlikte başladı... ••• Hizbullah operasyonu bu örgütün kanlı yüzünü tümçıplaklığıylagözlerönüneserdi;laikliktenödün vermenin Türkiye'yi hangi noktaya getirdiğini gös- terdi... Başbakan Bülent Ecevit, "Ben herkesle çalışı- nm" deyıp Başbakanlık'taki kadrolara dokunmadı... Acaba Başbakanlık'ta sadece bir Hizbullahçı mı var? 17 Ocak 2000'de başlayan Hizbullah operasyo- nunu heyecanla izleyen Faziletliler niçin suçlulu- ğun telaşı içindeler? Anadolu kentlerinde gözaltına alınan FP'lilerin, FP'li belediye başkanlannın Hizbullah'ın içinde ne işi var?.. Fazilet Partili yöneticiler Güneydoğu'da Hizbul- lah'ıh yarattığı ortamdan siyasi olarak yararlandılar bugüne dek!.. Telaşlan da o yüzden!.. hikmetcetinkaya(« cumhuriyetcom.tr Faks numaramız; 0212/ 513 90 98 GÖZIERİN POYRAZ Cumhuriyet k ı ( a p I a r ı Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nın içındeki fırtınalı evrende geliştirdigı, duygu denızınde damıttığı yazılan. Bir solukta okunacak, kımı zaman bir nısan yağmuru altında, bazan poyraz yelının soğuk savurganlığında ya da karanlık bir gecenın >alnızlığında yeniden okunacak, yer yer okunacak bir kıtap bu kıtap r* CumburiYei Çat) Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad No 39/41 ^.kitapkulübu (34334)Ca§aloğ!u-lstanbul Tel (212)514 01 96 '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle