21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2000 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Nazi eğilimli ırkçı Haider'in, Avusturya'da muhafazakârlar ile birlikte iktidar ortağı olma olasılığının Avrupa ve ABD'de yarattığı tepkile- rin dikkatle üzerinde durmak ve anlamını iyi kav- ramak zorundayız. Olayın, bizde laik düzen» yıkarak, yerine din temeline dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan- lann, Ankara-AB yakınlaşmasını, emellerini ger- çekleştiımelerinin önündeki engelleri kaldıncı bir etken olarak gördükleri bir döneme rastla- ması çok ilginçtir. Sözünü ettiğim çevreler -ki onlar da en kök- tencisinden görünüşte ılımlı izlenimi vermeye çalışanına kadar bir yelpaze oluşturmaktadırlar- demokrasi deyince yalnızca oyu anlamakta, bu iradenin özgürlükler ve insan haklarına saygılı, uygun, katılımcı biçimde kullanılması demek olan çağdaş görüşü saf dışında bırakmaktay- dılar. Hatta, Refah Partisi olayında da görüldüğü gi- bi, yüzde 20'ler dolayında bir oy oranı ile sandık- tan birinci parti olarak çıkmak bile, onlar açısın- dan Türkiye'deki rejimi kendi görüşleri doğrultu- sunda değiştirmek için yeterli görülmekteydi. Kendilerini çoğulcu, katılımcı, din veya ırk esasına dayanmayan, gerçek bir demokrasi yo- lunaçekmek isteyenleri de, bunlarhepdemok- rasiye saygısız kişiler olarak nitelendirmektey- diler. *•• Türkiye'de laik düzeni yıkmak isteyenler, bi- raz da "ılımlı Islamı!" yıllar yılı el attından des- teklemiş olan ABD'nrn de yüreklendirmesiyle Batı'ya bel bağlamakta, Türkiye'de demokra- siyi korumak isteyenlere karşı onlann yardımın- dan yararlanmayı düşünmekteydiler. Işte tam bu dönemde patlak verdi Haider ola- y- AB ülkeleri, halkın oylanyla seçilmiş olan Ha- ider'in iktidar olması olasılığına karşı tavır aldı- lar. Üstelik iktidar olduğunda neler yapacağını görmeyi bile beklemeden... Avusturya'da milli iradeyle oluşan bir iktida- ra karşı, AB ü/kelerinin, demokrasinin ana ilke ve değerlerini ileri sürerek tavır koymalan ve ki- mi yaptınmlara tevessül etmeleri, bir anlamda bizdeki 28 Şubat sürecini andımnaktadır. Iki olay arasındaki fark ise Türkiye'de 28 Şu- bat sürecini başlatan ve başını çeken çevrele- rin, niyeti önceden belli olan Refah'a, iktidar olup, demokrasinin kurallan içinde hükümetet- me şansını vermiş olmalandır. AB ise Haider'e karşı bu riske bile girmemiş- tir. AB'nin Haider'e hiç şans tarumarruş olması, ırkçıltğtn kendi kıtasında yaptığı tahribatın ye- nilenmesi tehdidi karşısında, biraz da Hitier olayındaki aymazlıklannı anımsayarak, hiçbir şeyi rastlantıya bırakmama konusundaki titizli- ğinden kaynaklanıyor. Türkiye'de, geçmişte yaşanmış veya bugün için yakın olan bir ırkçıltk tehlikesi yok. Ama başka bir tehlike var. O da irticadır... Avrupa'da ırkçılık, faşizm, nazizm nasıl de- mokrasiyi tehdit eden bir tehlike ise, daha bir- kaç yıl önce Sıvas katliamını yaşamış olan, şu anda toprak altından sürekli dini nedenle işle- nen cinayet kurbanlannın cesetlerinin fışkırdığı Türkiye'de de irtica böyle bir olgudur. Dini siyasete alet eden her akım, demokrasi için tehlike oluşturuyor. Üstelik bütün bu örgütler arasında birçok o- lay kanıtlanmış, dirsek temaslan ve bağlantılar da ortaya çıkmış oluyor. Şimdi bunlann, kendi 28 Şubat sürecini ya- ratmış olan AB'ye sırtlarını dayayarak, kendi emelleri önündeki engelleri kaldırma girişimle- rinin çok akıllı bir taktik olmadığını görmeleri zamanı gelmemiş midir dersiniz? Adıyaman Gefger Belediye Başkanı bulunamıyor GAZİANTEP (AA) - Adıyaman Valisi Kadir Çıkpa, yaklaşık 4 ay ön- cekaybolan Gerger Bele- diîe Başkanı Izzet Ak- Mf'dan halen haber alına- midığını bildirdi. Çahşıcı, Aksoy'un 10 Ehm 1999'da Adıya- mın"a gitmek üzere 02 Ai 257 plakalı resmi mçla ilçeden aynldığını acak daha sonra dönme- dşinı belirtti. Yurt gene- Inde Hizbıülah ve PKK bglannsı dikkate alına- m. organize suçlar biri- nmce yûrütûlen çalışma- bda Aksoy'a ilişkin hiç- k bulguya rastlanmama- SEI "hayret verici bir du- nn* olarak değerlendi- ın Çalışıcı, "Yapılması i tfim çaüşmalar KonuyJa bizzat ş Bakanj Sadettin löanflgflenJyDr"dedi. Bu arada, Izzet Ak- tf't bulmak amacıyla pvenlik gûçlerinin yanı n ailesi de Adıyaman- «atatya arasında yoğun çlışma yapıyor. Ancak tecy'un gıdebileceği kr yere ulaşan ve görü- (bikceği herkesle görü- paflesı de bütün çabası- starşın harhangi bir bul- (va rastlayamadı. Ak- soy'un yakınlan, bölgede ortaya çıkanlan terör ör- gütü Hizbullah'ın mezar evlerinde çıkan cesetleri incelemişlerdi. 10 Ekim 1999'da, Adı- yaman'a gitmek üzere, kendisinin kullandığı res- mi araçla ilçeden aynlan Gerger Belediye Başkanı Izzet Aksoy'dan daha son- ra haber alınamadı. Aile ve belediye yetküilerinin araştırması sonucu oto- mobil, Adıyaman Valiliği park alamnda bulunmuş- tu. Ailenin cep telefonun- dan ulaşmak istediği Ak- soy'a, telefonun kapalı ya da kapsama alanı dışında obnası dolayısıyla ulaşı- lamamış, gidebileceği yerlerle yapılan görüşme- İerden de olumlu sonuç almamamıştı. Aksoy'un can güvenliğinden endişe eden ailesi, daha sonra du- rumu Gerger Kaymakamı ile Adıyaman Valisi'ne iletmişti. Soruşturmanın sonraki aşamalannda, Aksoy'un, Alanya'da bu- tik işleten Mehmet Ham- di Yücd, Nilüfer Sana ve Gaffar Gökalp ile başka bir otomobille Alanya'ya gitmek üzere Adıya- man'dan aynldığı belir- lendi. Diyarbakır'da 1 ceset daha bulundu. Operasyonlarda çıkan cesetlerden 2'sinin kimliği belirlendi Bursa'da üç tutuldatna dahaYiırt Haberieri Servisi - Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik operasyonlar tüm yurtta devam ediyor. Diyarbakır'da bir ceset daha bulunurken operasyonlar- da çıkan cesetlerden 2'sinin kimliği be- lirlendi. Bursa'da gözaltına alınan, ancak mahkemece serbest bırakılan 3 kişi, sav- cılığm itirazı üzerine tutuklandı. Edirne ve Elazığ'daki operasyonlarda da 6 kişi gözaltına alındı. Diyarbakır Diyarbalor'uı Mardinkapı semtinde bulunan Hizbullah'a ait 13 No'lu evde- ki kazı çahşmalannda bir kişiye ait ke- mik parçalan bulundu. Böylece ceset sa- yısı 13'e yükseldi. Diyarbalar'ın Çınar ilçe merkezindeki bir evde yapılan kazı çalışmâlannda ise cesede rastlanmadı. Dün gazetecilerin girmelerine izin veri- len ve kazı çalışmalanrun yapıldığı 11 No'lu evde, örgütün kaçırdığı kişileri sakladığı kilitli buzdolabı dikkati çekti. Yetkililer, örgüt mensuplannın sorgula- mak amacıyla kaçu-dıklan kişileri hücre evlerine götürmek için dikkat çekmemek amacıyla buzdolabuun içini boşaltarak şahsı içine koyduklannı belirtti. Bu arada 11 No'lu evde cesedi bulu- nan İsmail Ereo'ın cenazesi, Şehitlik Ca- misi'nde kılınan cenaze namazının ar- dmdan Şehitlik Mezarlığı'nda toprağa verildi. Hizbullah üyesi olduklan iddı- asıyla Diyarbakır DGM'ye çıkanlan 5 karnu görevlisinden 4'ü tutuklandı. Bursa Bursa'da Hizbullahia ilgili soruştur- mayı yürüten Savcı SadettinOvan, kent- teki operasyonlar çerçevesinde gözalüna aiınan ve 30 Ocak tarihinde çıkanldıkla- n nöbetçi mahkeme tarafindan serbest bırakılan 9 kışiden 4'ü hakkında bir üst mahkemeye itirazda bulundu. İtirazı de- ğerlendiren nöbetçi Asliye Ceza Mahke- mesi, 4 kişi hakkında gıyabi tutuklama karan verdi. Gıyabi tutuidulardan Seb- batön AsUn, Mehmet Emin Durgun ve Muhsin Banş yakalandı. Haklanndaki gıyabi tutuklama karan vicahiye çevrilen sanıklar cezaevine konulurken adı açık- lanmayan 4'ncü kişinin aranmasıoa de- vam ediliyor. Bu arada, soruşturma kap- samında 7 kişi hakkında daha gıyabi tu- tuklama karan bulunduğu bildirildi. Hizbullah operasyonu çerçevesinde Bursa'da gözaltına alman 21 kişiden 12'si, çıkanldıklan nöbetçi mahkeme ta- rafindan tutuklanroıştı. Edirne Edirne'de polis tarafindan yapılan is- tihbarat çalışmalan sonucunda, terör ör- gütü Hizbullah mensubu olduklan belir- lenen Mehmet Yaz- gan (30) ve Faruk Yazgan (28) yakalan- dı. Örgütle ilgisi olduğu belirlenen Ca- fer Yazgan'ın (30) ise yakalanması için çalışmalar sürdürülüyor. Elazığ .-, - ., ,# v-.f«**.- Elazığ'da tutuklama karannın iptali üzerine haklannda yeniden gıyabi tutuk- lama karan çıkanlan 14 kişiden 10'u tek- rar yakalandı. Kovancılar ilçesi Çakırkaş beldesinde biri kadın 3 HizbuUah-tlim örgütü üyesi gözaltına alındı. Yakaianan Tunca> Bayat, Mehmet bayat ve Seyhan Ozgenç adlı kişilerle 40 adet örgütsel do- küman, 6 adet teyp kasetı ve bir av tüfe- ğine el konuldu. FakültesekreteriSan y ya örgüt içi infaz Hizbullah itirafcıları MAHMUTORAL DtYARBAMR - Ge- çen yıl ortadan kaybolan ve aracı terk edıhniş hal- de bulunan Dicle Ünive- sitesi Tıp Fakültesi Sek- reteri tbrahim San'nm cesedi Diyarbakır'da 5 günden bu yana kazı ça- lışmalan yapılan ölüm evinde ortaya çıkanldı San'nın kimliği elbise- leri ile sol kolundaki protezlerden teşhis edil- di. Diyarbakır Emniyet Müuürü Gaffar Okkan, San'nın Hizbullah'ın 'İlimciler' kanadıyla bağlantısı olduğunu açıklamışu. Öte yandan aynı evde önceki gün bulunan ce- setlerden bırinin de ka- yıp Fazilet Partıli imam ismail Eren'e ait olduğu anlaşıldı. Evli ve4çocuk sahibi olan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Sek- reteri tbrahim San, 1953 yılında Kahramaruna- raş'ta doğdu. tktisadi ve idare bilimler eğitimi gö- ren Ibrahim San, 12 Eylül öncesi kısa bir süre Di- yarbakır'm Hani ilçesinde öğretmen olarak gö- rev yaptı. 12 Eylül darbesinde Kocaköy beldesıne bele- diye başkanı ve geçici kaymakam olarak atandı. San 1990 yılında Prof. Dr. Sedat Antürk döne- minde tıpfakültesi sekreteri olarak göreve baş- * ladı. Gözalundaki bir Hizbullah meMUbomın ifa- • •deleri ddlsuhasunda ortaya çıkanlan Balıkçılar- % başı semtındekı Savaş Mahallesi Küçük Kavas Dharbakjr Emnh et Müdürii Gaffar Okkan ve DGM Savcısı Abdurrahnuuı Yaman, Mardin Kapı semti Savaş Mahallesi'ndeki evde yapılan kazılan yerinde izledi (Fotograf: AA) Sokak'ta bulunan 11 numaralı ölüm evinde ön- ceki gün bulunan 3 ceset arasında lbrahım San teşhis edıldi. Yakınlan San'yı elbiselerinden, diş protezlerinden ve geçirdiği bir kaza nedeniyle sol koluna takılan platın telden teşhis ettiler. Ce- sedin San 'ya ait oldugunun anlaşümasımn ardın- dan Kahramanmaraş'ta oturan kardeşi AB San ve bir grup yakmı Diyarbakır'a gelerek cesedi tes- lım aldj. nndan Mehmet Emin Can da katıldı. tbrahim San'ya ait özel otomo- bil bundan tam bir yıl önce 4 Şubat 1999 tari- hinde havaalanı yolu üzerinde terk edilmiş halde bulunmuş ve ken- disinden bir daha haber alınamamıştı. San'nm tran'a gitriği ve burada Hizbullah'a yeni katılan militanlara dini içerüdi dersler verdiği iddia edilmişti. Geçen günlerde basm toplantısı düzenleyen Diyarbakır Emniyet Mü- dürii Gaffar Okkan, fa- külte sekTeteri tbrahim San'nın adırun; ele ge- çirilen Hizbullah'a ait dokümanlarda yer aldı- ğını beürtmiş ve San'run Hizbullah mensubu ol- duğunu söylemişti. Ok- kan, açıklamasında " Hizbullah tarafindan adam kaçınldığı yohın- da zaman zaman bazı iddialar orta atünuştır.An- cak bu iddialar gerçekdışıdır. Kaçınküğı öne sü- rülen kişiler örgüt bağlanühdır. Orgütün çağrısı- na uyarak kendiliğinden gitmektedirler. Hizbul- lah"uı adam kaybermesi va da kaçırması yanhş bir değerJendirmedir" demişti. Bu arada kimliği tespit edilen Fazilet Parti- sı'mn 18 Nısan seçimlerinde Diyarbakır'uı Ka- 'Cami imamlan bizi örgüte aldı' • Ulucarai'de blınan cenaze namazının ardın- - ^apınar beldesinde belediye başkanlğına aday tlan tbrahim'San "nm cesedi Mardin Knpı sem- 'göstcrdiği imam tsmailEren'incesedi ise devlet -tinde toprağa verildL San'nın cenazesine kapa- -hastanesi morgunda bekletıliyor. Yakmlanrun tılan Refah Partısi'nin Diyarbakır il başkanla- bugün Eren'i alıp toprağa vermesi bekleniyor. Militanlar, küçük yaşta Kuran kurslannda ve camilerde yetiştirilmeye başlanıyor Hizbııllalı varoşlarda 4 yeşeriyor' İLHANTAŞÇl ANKARA -Hizbullah operasyon- lan yurt genelinde sürerken örgüte ilişkin ilk saptamalar da şekıllenme- ye başladı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen hâkinı adayı MehmetŞe- fik Kocaağa'nın camide Kuranıke- rim öğretme adı altında küçük yaş- lardaki çocuklan örgüt için eğittiği- ni itiraf ettiği öğrenildi. Kocaağa'nın Ankara Adliyesi'nde duruşmalara kanldığı, buradan çıknktan sonra da örgüt için çocuklara "ders verdiğnıi'' söylediği belirtildi. Hizbullah'm diğer terör örgütleri gibi militan ve sempatızanı kolay el- de edebileceği kent varoşlanna yö- neldiği ve bu kesimde daha başanlı olduğu; teröristlerin çocuklan küçük yaşlardan itibaren, Kuran kurslann- da ve camilerdemilitan olarak yetiş- tirdikleri ortaya çıkü. Orgütun cami- ler üzerinden halka inmeyi hedefle- diğini belirleyen emniyet birimleri, örgütün kent varoşlanndaki etkinlı- ğini kırmak amacıyla karşı propa- ganda çalışması başlatıyor. Ankara DGM Başsavcıhğı'run Hizbullah soruşturması sürüyor. Tu- tuklanan 20 sanığın ifadeleri şekil- lenirken ilk bulgular da alınmaya başladı. Askeri kanat sonımlusu Mahmut Demir dışındaki bütün te- röristlerin -pişman olmadıklannT söyledikleri öğrenildi. Hizbullah'm Güneydoğu'daki ilk örgütlenmesin- de "dindar" kesim içinden militan ya çalışıldığı dile getirildi. Tutukla- nan teröristlerin itiraflan, örgütün militanlan ilkokul çağlannda yetiş- tirmeye başladığını ortaya koydu. " Yasachşıörgüt üyesiohnak" suçun- dan tutuklanan hâkim adayı Meh- met Şefik Kocaağa, yakalandıgı gü- ne kadar, camideKuranıkerim öğret- me adı altında küçük yaşlardaki ço- cuklan örgüt için eğittiğini itiraf et- • Ankara DGM Başsavcılığı'nın Hizbullah soruşturmasında örgütün kent varoşlanna yöneldiği ve çocuklan küçük yaştan itibaren camilerde militan olarak yetiştirdiği belirlendi. Emniyet birimleri, Hizbullah'm bu çalışmalarını kırmak için karşı propaganda çahşmalanna başladı. ve sempatizan kazandığına dikkat çeken kaynaklar. 'Ş'öresel olmaktan çıkıp ulusal bir kimlik kazanma" noktası olarak kent varoşlanru seç- tiğini vurguladılar. Hizbullah'm "doğaltaban" gözüyle baktıgı imam hatıp lıselerini kendi propagandacı- larına potansiyel çahşma alanı ola- rak gösterdiği, öğrencilerin sohbet toplantılanyla örgüte kazanduıhna- ti. Kocaağa 'nın Ankara Adliye- si'nde duruşmalara katıldığı, bura- dan çıktıktan sonra da örgüt için ço- cuklara "ders verdiğini'' söylediği belirtildi. DGM 'ye sevk edilen ve tutuklana- rak Eskişehir ve Ankara cezaevleri- ne konulan 20 teröristten yalnızca askeri kanat sorumlusu Demir'in "pişman olduğunu" söylediği öğre- nildi. Demir dışındaki teröristlerifa- delerinde "Biz bizden ne istendiyse onu yerine getirdik. Pişman da deği- Hz" dedikleri belirtildi. Ankara DGM Başsavcılığı 'nın yürüttüğü Hizbullah soruşturması çerçevesinde, örgütle FP arasındaki bağın ve örgüte mali destek sağlamış olabilecek bu partili işadamlanrun araştuıldığı öğrenildi. Ahnan bilgi- ye göre, bu konularda henüz somut verilere ulaşılamadı. HizbuUah operasyonunu sürdüren emniyet güçleri örgütün yapılanma- sını çözmelerinin ardmdan, karşı ön- lemler için çalışmalar başlatü. Örgü- tün toplumun geür düzeyi ve kültür seviyesi daha düşük insanlann yaşa- dığı varoşlarda örgütlenmeye önce- lik verdiğinin belirlenmesi üzerine, Hizbullah'm gerçek yüzünün halka anlatümasma kararverildi. Emniyet yetkilileri, Hizbullah'm faaliyet alanlannm daha çok kendi sorumlu- luk alanma girdiğini, bu örgütün ça- hşmalanna karşı haİkı bilgilendir- meye yöneük çalışmalan sürdürdük- lerini kaydetti. ÖZCANGÜNEŞ ŞAiMJURFA-Şeri- atçı terör örgütü Hiz- buliah üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlanndan Şanhurfa *da tutuklanan 26 kişiden 6'suun Har- ran Üniversitesi öğren- cisi olduğu ve bunlar- dan 3'ünün Kredi ve Yurtlar Kurumu"nda kaldığı belirlendi. Kentteki operasyon, ör- gütün en iyi örgütlen- me alanınm camiler ol- duğunu bir kez daha or- taya koydu. Valilik ve emniyet yetkilileri, üzerinden üç hafta geçmesine kar- şm operasyon ve yaka- lananlarla ilgili bilgi vermezken, Cumhuri- yet'in ele geçirdiği bel- geler, tutuklanan mili- tanlann örgütün Şanlı- urfa'daki cami sorum- hılan aküığunu ortaya koydu. Çıkanldıklan sulh ceza mahkemesin- de örgütle ilişkilerini anlatan Hasan Çitsü- ren, M. Gürani Koca- kavak,t Hafil Gnneş, L Halil 0ağlar, Mustafa Pakır ve M. AB Bato- ralp'tn Harran Üniver- sitesi öğrencisi olduk- lan ve bu öğrencilerden 3'ünün Kredi ve Yurt- lar Kurumu'na bağlı Erkek Ögrenci Yur- du'nda kaldığı saptan- dı. Örgütün T\ızeken Camisi sorumlusunun da Silvan doğumlu "Necş»"kodadb Hasan Çiftsüren olduğu belir- lendi. Çocuklara ders tfadesinde "Imran" ve "Abdurrahman" kod adlannı kulianan Necınettin diye bir ör- güt üyesi ile üişkiye girdiğini ve bu kişinin kendisini örgütün kont- rolündekı camiye gö- türdûğünü ileri süren Çiftsüren, şunlan anlat- ü."Necnjerön''ten ders aldıktan sonra ben de çocuklara ders verdim. Dijarbakır'da da 'Ömer' kod adh kişiden de ders akmn." "Cafer" kod adlı SÎFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Hafta sonunda Almanya'ya gidişte uçakta Ali Bulaç'ın Hizbullah terörünü tahlil eden yazısını okumuştum. Üç gün sonraki dönüş uçağında ise Fehmi Ko- ru'nun veAbdurrahman Dilipak'ın ay- nı konuda yazdıklannı gördüm. Kanal 7'nin Haber Yönetmeni Ahmet Ha- kan'ın tutumunu ise bir haber bültenin- de Hizbullah üzerine yaptığımız sohbet- te öğrenmiştim. Islamcı kesimin önde gelen yazarla- nnın son günlerde ortaya çıkan eleşti- rel tutumu dikkatimi çekmişti. Çünkü, Hizbullah olayının hemen ardından yap- tığım değerlendirmelerde, Islamcı ke- simin de Hizbullah teröründen çıkarrna- sı gereken dersler olduğunu anımsat- mıştım. Hizbullah'm Islamcı olması bu kesimlerde onlara karşı sempatiyle ba- kılmasına, en azından bunların vahşe- tinin görülmemesine neden olmuştu. Islamcı kesimden herhangi bir yazann Hizbullah'm eylemlerine bir eleştiri yö- nettmemesi de dikkatimi çekmişti. Hizbullah vahşetinin kameralara yansımasının ardından bazı Islamcı ya- zarlar arasında bu konuda kendi ölçü- leri içinde oldukça radikal eleştirileri gördüğümde sevinmiştim. Buna dikkat çeken bir yazı yazmaya hazırlanırken, Ertuğrul Özkök'ün yazdıklannı oku- Islamcı Cephedeki Gelişmeler dum. Benim söylemeyi düşündüğüm şeylerin tamamına yakınını Ozkök söy- lemişti. Özkök, yerinde olarak bu gelişmeyi değerlendirirken şunlan yazdı: "Bu söz- ler, söz konusu yazariann görüşferinden vazgeçtiği anlamına mı geliyor? Hayır... Zaten vazgeçmeleri de gerekmiyor. Önemli olan bu cinayet şebekesine kar- şı tavıralmak ve onun için 'hafifletici ne- denler' aramaktan veya bunu saptır- maktan vazgeçmektir...Bu kesimdeki, bize göre normal kendi kesimlerine gö- re şimdilik 'cesur' gibi görûnen bu vazi- yet alışlan desteklemek gerekiyor." özkök, bu konuda Başbakan Ece- vit'in değerlendirmesini de aktardıktan sonra şu temennide bulunuyor "Uma- nm Türk düşünce hayatının her kesi- minde böyle bir muhasebe başlar ve daha önemlisi bu tutum, 'sürekli' hale gelir." özkök'ün dileklerine aynen katı- lıyorum. Gerçekten de ülkemizdeki dü- şünce hayatı son yıllarda iyice tırmanan iç kamplaşma nedeniyle tam bir tıkan- mave körlüktehlikesiyle yüz yüze. Kim- se 'diğeri'n\ dinlemek ve anlamak iste- miyor. Sağırlar diyaloğu halinde, sorun bir maç havası içinde ele alınıyor. Bu ne- denle ne fikir gelişiyor, ne de ciddi de- mokratik gelenekler oluşuyor. • • • Hizbullah olayı, islamcı yazarlar için- de uyarıcı bir etki yapmışa benziyor. Böyle bir gelişmeyi nasıl değerlendir- mek gerekiyor? Bazı bağnaz kesimler, bu konuda hiçbirşekilde olumlu bir yan görmek taraflısı değiller. Bunu tama- men bir oyun olarak değerlendiriyorlar. Olumlu değerlendirmeler yapanlan ise onlann değirmenine su taşımakla suç- luyorlar. Ancak unutmarnak gerekiyorki, arka- sında yüzde 15'lik bir seçmen desteği olan bir Islamcı kesim Türkiye'de siya- set yapıyor. Bu kesimin siyasetçilerinin, oy hesabı veya bağnazlık nedeniyle çok büyük hatalara düştüklerini, iç kamp- laşmayı kışkırttıklarını biliyoruz. Onlan burada çok eleştirdik. Ancak, sonuçta onlar da bu ülkede yaşıyorlar, onlar gi- bi düşünmeyenler de. Iki taraf birbirini yok edemeyeceğine göre, burada ortak birdemokrasi ve ya- şama kültürü yaratmanın yollannı bul- mamız gerekiyor. Ne yazık ki ülkemiz- de düşünce farklılıklannı bir demokra- si zenginliği içinde geliştirme kültürü oluşmadı. Heryaşadığımız acının arka- sındaki en önemli nedenlerden birisinin bu geri kültür olduğunu da unutmama- lıyız. Türkiye'nin laik, demokratik ve çok- sesli bir ülke haline dönüşmeşi kolay değil. Ama imkânsız da değil. Özellikle son dönemde, Güneydoğu'da silahla- nn susması, ölüm yerine yaşamın öne çıkması, Helsinki'de adaylığın kabul edilmesi, Hizbullah örgütünün üzerine gidilerek çökertilmesi, Kıbns konusun- da çözüm umutlannın her zamankin- den yüksek birdüzeye ulaşması, dikka- te değer gelişmeler. Tabii ki bütün so- runlann çözülmesi için daha zamana ih- tiyaç var ama, gelişmenin olumlu oldu- ğunu da saptamalıyız. Çünkü son dö- nemde, özellikle bazı kesimlerde orta- ya çıkan manzara nedeniyle derin bir karamsariık hüküm sürüyor. Soruna bir başka yönden bakıldığı zaman karam- sar olmamak da mümkün değil. Ancak, değişim için umuda da ihtiyacımız oldu- ğu bir gerçek. Şimdi umudun peşine düşmenin zamanı. Isiamcılann kendi içinde başlattıklan bu tartışmanın olumlu bir başlangıç ol- masını diliyoruz. üniversiteli diğer Hiz- bullahçf l Halil Güneş de Yolaç köyündeki Hizbullah mezarlığına şehitleri anmak için git- tığını ve camilerde ço- cuklara ders verdiğini söyledi. Örgüt adına para topladıklan iddi- alanru reddeden Mus- tafa Pakır da ımam-ha- tip lisesinden tanıdığı Hfiseyin Çahşkan'dan ders aldığmı ve çeşitli camilerde çocuklara ders verdiğini bildirir- ken, Feridun Demirer ise Kuran okumayı güçlendırmek için gitti- ği Hazreti Abbas Cami- sı'nde "Şiraç" kod ad- lı mılitanın kendisini örgütle tanıştırdığını itiraf etti. Cami imamlan M. Ali Baturalp da ifadesinde, örgüt üyesi olduğunu itiraf ederek canaî imamlannın ken-,' disüıi örgüte soktuğu- nu. daha sonra da imam olmadığı için camiye gelenleri kendisinin eğittiğini anlattı. Sanıklardan B. 1. ise ilkokul 4. smıftayken amcasının taziyesine gelenler tarafindan ör- güte çekildiğıni belırte- rek "Amcam cezaevin- deöjmöştü. Örgüt men- soplan onun şehit ot- duklannı söytüyorda" diye konuştu. "Bibüi Habeş" kod adlı Faru- kiye Camisi sorumlusu Mehmet Çahşkan da Hizbullah' la ilgili şöy- le konuştu: "Hizbullah'la ala- kam oidu. Örgütie iKş- kün sekte>e uğradı, a- ma tam olarak kesilme- dL Urfa'da örgüt so- rumlalanjla görüşü- yordnm. Ûst sorumlu- laria Dgili emniyete de- ta>t bilgi verdim. Deği- şik kod adlan kullan- dım. YoJacköyfinü ziya- ret ettim, zekât ve kur- ban derisi topladnn. Bu deri ve paralan Urfa'da kisiter aracıhğrvla örgü- te flettim." Urfa'daki operasyon- larda yakaianan 40 Hizbullahçıdan 26 Sı tutuklandı. Pendik Operasyonda çocukdramı İstanbuJ Haber Servisi - Şeriatçı terör örgütü Hizbul- lah'm "haremi" olarak ad- landınlan Pendik'teki 6 kat- lı binaya yapılan operasyon sırasında anneleri gözaltına aiınan, babalan ise hapiste ya da kaçak olan 17 çocuk şaşkınlık ve sessizlik içinde olanlan anlamaya çahşıyor. Polislerin baktığı çocuklar için lstanbu] Sosyal Hizmet- ler Müdürlüğü de devreye girdi. İstanbuJ Sosyal Hizmetler İl Müdürii Kahraman Erog- hı, Hizbullahçı 7 aileye ait biri yatağa bağunh 17 çocu- ğa yardım etmek için doktor, uzman, psikolog ve öğret- menden oluşan 4 kişilik bir ekip oluşturduklarmı belirt- ti. Çocuklardan buinin yata- ğa bağımlı oldugunu ifade e- den Eroğlu. "Valffikten izin alarak bu çocugu hastaneye yatırmaya çahşacağE" dedi. Evde kalmaya devam e- den çocuklann yaşlan 1 ile 15 arasında değişiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle