Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z9ŞUBAT2000SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ziraat
MühendistePi
Yönetim Kuruhı
• A.NKAKA (AA) - Tûrk
Mühendıs ve Mimar Odalan
Birliği (TMMOB) Ziraat
Mühendisleri Odası'nın yeni
yönetim kurulu belli oldu.
Odadan yapılan yazıh
açıklamaya göre, 26 Şubat
Cumartesi gûnü Ankara'da
yapılan 37. olağan genel
kurulda, 285 delegenin
267'sinin oyunu aîan Çağdaş
Ziraat Mühendisleri Grubu
seçımi kazandı. Yeni
yönetim kurulu Gûrol Ergin,
Özkan Göksel, Gökhan
Günaydın, Cemil Ertuğrul,
Turhan Tuncer, Gülay Subaşı
ve Bakı Remzi Suiçmez'den
olustu.
Ceptelefonu
kapatma eylemi
• İSTANBUL(AA)-
Tüketiciler Demeği'nin
(TÜDER) cep telefonu
kullarucılarından "sabıt
ücret" adı altında para
alınmasını protesto amacıyla
başlattığı "cep telefonlannı
kapatma eylemi"nin, 1 Mart
ve 1 Nisan'da tekrarlanacağı
bildırildi. TÜDER Yönetim
Kurulu Başkanı Engin
Başaran, yaptığı yazılı
açıklamada, cep
telefonlanndan hizmet
sunulmadan alınan sabıt
ücretin, "nedensiz
zenginleşme sebebi"
sayılarak yargıya gittiğini
vurguladı.
IİS 21 Mayıs'ta
yapılacak
• ANKARA(AA)-2000
mayıs dönemi Lisansüstü
Eğitim Giriş Smavı (LES)
21 Mayıs Pazar günü
üniversite rektörlerinin
bulunduğu 40 il ile
Lefkoşa'da yapılacak.
Adaylann sınavda
başvurduğu lisansüstü
programın puan türünde en
az 45 puan alması gerekiyor.
Başvuru evTakı
üniversitelerden 20-31 Mart
tarihleri arasında 2 mılyon
lıra karşılığında temın
edilebilecek. Kurallara
uygun olarak doldurulan
belgeler, 15 milyon lıra sınav
ücretinin yatınldığını
gösteren banka belgesi ve
OSYM kuponuyla bırlikte
teslim edilecek.
Yohnu şaşran
pengueıiler
• CAPETOWN(AA)-
Güney Afrika
Cumhuriyeti'nin Cape Town
kenti ile Umit Burnu
arasındaki sahillerde,
Antarktika'dan yolunu
şaşırarak gelen penguen
kolonileri ortama uyum
sağlayarak yaşama olanağı
bulmuş. Penguenlerin
yaşadıklan sahiller de ulusal
park statüsüne
kavuşturularak bu sevimli
hayvanlara tahsis edildi.
Penguenlerin yaşadıklan
sahillerin küçük bir
bölümünde insanlann denize
ginnesine izin veriliyor.
Cape Town kenti
yakınlanndaki Duiker
adasında yaşam ortamı bulan
binlerce fok da ulusal park
ilan edilen ve çok iyi
korunan ortamda bannıyor.
Kaya'mn
ı
İANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemizin
dünkü sayısında, ÖDP
Kongresi'ni konu alan
haberde. Genel Başkan Ufiık
Uras'ın özgürlükçü
sosyalizm grubunda yer
aldığına ılişkin ifade ile ilgili
olarak Genel Başkan
Yardımcısı Yıldınm Kaya,
"Genel Başkammız, bütün
gruplann adayı olarak
seçime girmiştir. Parti
içindekı bir giubu değil, tüm
gruplan temsil etmektedir"
açıklamasını yaptı.
91 yaşında, Filistin doğumlu ve komünist partisinin en yaşlı üyesi: Yaha Boharaviç
A\ııstraha'ıım cbnozoruHÜSEYtNKIVANÇ
Sydney'den Melbourne'e oto-
büsle gitmeye karar verdik. 1000
kilometrelik bu yolu otobüs, 13
saatte ahyordu. Yolun iki yarunı
seyrede seyrede gıtmek, büyük
bir keyif olmalıydı.
Ben Avustralya'ya "Cennetin
öteki yakası" dedım. Yeşılin bu
kadar bol olduğunu, insana bu ka-
dar değer verildiğini, iki katlı ev-
den fazla kata izin verilmediğini,
tüm evlenn bahçeli olduğunu,
sosyal devlet anlayışının Avrupa
standartlannın üstünde olduğunu,
hayretle gözledik bir Türkiyeli
olarak.
Melbourne'e vardığımızda
Türkiyeli dostlar karşıladı bizi.
Kalacağımız eve gittik. Yollann
düzenlıliği, çevrenintemizliği, in-
sanlann birbirine olan saygısı. he-
men göze çarpıyordu burada da
Sydney'de olduğu gibi.
Benim ilk sözüm, "Buranın ne-
si ünlüdür" oldu. Arkadaşlanm,
buranın en ünlü şeyinin 91 yaşın-
dakı en yaşlı unvanlı komünist
Yaha Boharaviç (Florance Rusel),
kısa adıyla Flo olduğunu söyledi-
ler.
Florance, Avustralya'nın yaşa-
yan en eski Komünist Partisi üye-
sıydi. Bu bana çok ılgınç geldi.
İlk kez bır yabancı ülke -hem de
en yaşlısı ile- komünistiyle yüz
yüze gelecektim. Randevu talebi-
mizi Flo, anlayışla karşılamış ve
bizi öğleden sonra saat 18.00'de
kabul edebileceğini söylemiş.
Gitme saatı geldiğinde Musta-
fa Demirbflek ve eşi Cemile Ha-
nım, Muzaffer Oruçoğlu, Meral
Krvanç'la birlikte Flo'nun evıne
doğru yola çıkük...
Türk usulü öpüşme
Flo, bızı bahçeli evinin giriş ka-
pısında karşıladı. Uzun boyu,
bembeyaz olmuş saçlan ve aydın-
lık yüzüyle bir dostluk abidesi gi-
biydı. Hepimizin elini sıktı ve öp-
tü bizi. -Türk dostlanndan Türk
usulü öpüşmeyi öğrenmiştı-. Bi-
zi evinin en geniş yeri olan mut-
fağa konuk etti. Kek, kurabiye vb.
şeyler hazırlamıştı.
Mustafa bize çevirmenlik edi-
yordu. Hoş beşten sonra birbiri-
mize iyice ısınmıştık. Sevgi dolu
yüzüyle bizi gerçekten sımsıcak
karşılamıştı. Kısaca yaşamöykü-
sünü sordum.
3 Temmuz 1910 yılında Filis-
tin'de doğmuşum. Babam ve an-
nem Ukraynalıydı. Ukrayna da
Çarlık Rusyası'nın bir "sömürge-
sâjdi". O yıllardaki yokluk ve
yoksulluklar yüzünden, ailemiz
Avustralya'ya göç etmeye karar
vermişti. Çünkü Avustrarya'da ya-
şayan bir dayım vardı ve o bizi ça-
ğırmışu. Önce aile boyu Filistin'e
gittik. Anneannem Filistin'de öl-
müş ve oraya gömülmüştü. An-
nem de Avustralya'ya giderken
önce annesinin mezannı ziyaret
etmek istemişti. Bu yüzden Filis-
tin'e uğrayan annem beni orada
doğurmuş.
Avustralya'ya geldiğimizde
ben beş ayhk olmuştum. Buraya
beş ayda geldik ve ben Avustral-
ya'da büyüdüm...
Burada dayımın 10 tane dikiş
makinesi olan bir konfeksiyon
atöb/esi vardı. Benden iki yıl son-
ra kız kardeşim Sihia doğdu.
Bizim evimizde Yahudi dili ko-
nuşulurdu.
- Siyasi yaşamınız nasd başla-
4?
4 yaşındayken 1. Dünya Sava-
şı çıktı. Annemin, babamın Ingi-
lizce bilmemesi düşünce yapım-
da sıçrama yapü. Evde gazeteleri
• Melbourne'e geldiğimizde
arkadaşlanma buranın en ünlü şeyini
sordum. Arkadaşlanm, buranın "en
ünlü şeyinin" 91 yaşındaki en yaşlı
komünist unvanlı Yaha Boharaviç
(Florance Rusel), kısa adıyla Flo
olduğunu söylediler. İlk kez bir
yabancı ülkede -hem de en yaşlısı
ile- bir komünistle yüz yüze
gelecektim.
• Flo, bizi bahçeli evinin giriş
kapısında karşıladı. Uzun boyu,
bembeyaz olmuş saçlan ve aydınlık
yüzüyle bir dostluk abidesi gibiydi.
Flo Filistin'de doğmuş. Komünist
Partisi 'nin varlığını ilk kez 1931 -
yılında öğrenmiş. Üç ay sonra da
partiye girmiş.
O BtR ABORCTN - Avustralya krtasmın yerii halkıdır. Yani Avustnüya'nın KızıMerüisidir o. Avust-
ralya Kıtası beyazlar taranndan keşfedildiğinde beyazlann baş düşmaru olmuşlar ve ldtie halindc kat-
ledilmişler. Bugûn yaşamlanıu erilmişlik ve terk edilmişlik halctiruhi\esi içerisinde sürdürmektedir-
ler. 2 milyon olan nüfuslan bugûn 270 bine düşmüştür. Ezikliğini. ırkırun azaldığının öfkesini bume-
rang denüen mûak aletine üflemektedir. Verilen üç beş kuruş dolan da ekmek parası ya da ailesinin
nafakası yapacakür. Bu tavır aynı zamanda bir başkaldın, bir isyan duygusu değil midir?
hep ben okurdum aileme. Sorulan
sorulara ben yanıt verirdim. 14
yaşındaortaokulubiürdım. Bir yıl
da liseye gittim. Aynı zamanda
dayımın konfeksiyon atöryesinde
çalışıyordum. Ancak o dönemde-
kı ekonomik kriz nedeniyle dıkiş
atölyesi de iflas etti.
işten kovuldum
Liseden aynldım ve 15 yaşım-
da çalışmaya başladım. Komşu-
muzun kızı bir mobilya dükkânın-
da bana iş buldu. 6 yıl burada ça-
lıştım. Dükkânda benden başka
6-7 kız daha çalışıyordu. O sıra-
da iki parmakla daktilo yazmayı
öğrendim. 21 yaşıma geldiğimde
büyükler maaşı almaya başlamış-
tım. Fakat maaşımı vermediler.
Ben de doğruca şefe gittim. "Se-
nin 21 yaşma girdiğini unuttum"
dedi. Sonra, "Kriz var, vereme-
JTZ" dedi. Müdüre çıkum, o da ba-
na çok kızdı. Ona göre ben, cahil
bir kızdım. Nasıl karşı çıkardım.
Ben diğer kızlann yanına gittim.
Dunımu onlara anlatmak istiyor-
dum. Bu sırada patron geldi ve
beni işten kovdu.
Çok üzülmüştüm. Ailemin
bendenbaşka geliri yoktu. tki haf-
ta sonra yeni bir iş buldum.
18 yaşımda bir gence âşık ol-
dum. Çocuk iyi bir Hıristiyandı.
Ailem bu duruma çok bzdı. Sev-
gilimle tanıştılar. Üstelik sevgili-
min anneannesi de Yahudiydi.
Eğer sevgilım dınını değiştınrse,
ailem onunla evlenmeme ızın ve-
receğini soyledi. - -
Sevgilim, biryıl içınde Yahudi-
liği öğrendi. Sonra da bizim dini
reddetti. Ailem, bu duruma çok
kızdı. Ben de 21 yaşımda evden
aynldım. 23 yaşımda ise sevgi-
litnle evlendim.
- Siyasete ne zaman girdiniz?
Kocamın arkadaşlan bazen bı-
ze gelirler, sohbet ederlerdi. Ko-
münizmi ilk kez onlardan duy-
dum. O yıllarda aynca Alman-
ya'daki faşist partinin propagan-
dasını izliyordum.
ilk kez 1931 yılında Komünist
Partisi'nin varlığını öğrendim.
Partiye girip giremeyeceğüni
araştırdrm. Ama eşim bu duruma
memnun olmadı.
Öğrenme süreci
başladı
Üç ay sonra partiye girdim.
Sosyalist terimler bana çok ya-
bancıydı. Amabunlan öğrendim.
1938 yılında eşimle kavga etme-
ye başladım. Onun bana kızmala-
nna, bağırmalanna, tahammül
edemiyordum. Partı bana bir kita-
bevinde iş buldu. Evlere giderek
parti gazetesini satıyordum. O dö-
nemdeki düşünce yapım her şeyi
anlamaya yeterli değıldı. Daha
sonra parti toplantılannda baş-
kanlık yapmaya başladun. O za-
manlarda Ballarad diye bir bölge
vardı. Orada da parti gazetesini
satmayı sürdürdüm ve oraya ta-
şındım. Bana sorulan sorulan ya-
nıtlayamazsam, iki hafta sonra
geleceğimi söylerdim. Kaldığım
evde bana ıyı gözle bakmadılar.
Geri Melbourne'e döndüm Bir
çiçekçi dükkânında çalışmaya
başladım. Beni geri, partiye ça-
ğırdılar.
PM'dekl tek kadın
Partide hem öğretiyordum,
hem öğrenıyordum. Kadınlarara-
sında da çalışmaya başladım. Ka-
dın derneklerini ve çocuk kulüp-
lerini araştmyordum. Köylü ka-
dınlannı, ev kadınlannı ve üni-
versite çevresini örgütlemeye baş-
ladım. Hayat bana şu gerçeği öğ-
retti: Öğrenecektim ve örgütleye-
cektım: Teoriyi pratikten ayırma-
yacaktım. O zamanlarda Avust-
rarya'da da kadın evde, erkek iş-
teydi. Ben de kadınlara "Erkek-
lere >ardım edfa" diye çok çaba-
lıyordum.
1945 yılında partinin büyük bir
kongresi oldu. Ben de delege ola-
rak katıldım kongreye. Parti mec-
lisi içinde tek kadın bendim ve
merkez komitesine seçildim. Par-
ti içinde kadtnlann da rol alması
konusunda çok çaba harcadım.
Lenin'ın kadın konusundaki gö-
rüşleri. beni çok aydınlattı. 1947
yılında parti içinde büyük bir kriz
yaşandı. Sendikal konularda çe-
lışki çıkmıştı. Parti benim sendi-
kalarda görev almamı istedi.
Sendikalarda görev alanlar o
güne kadar hep erkeklerdi. Bazı
kadınlar tekstil işkolundaydı.
Haftada 6 gün sendikada çalışı-
yordum. Teoriyle pratiği buluş-
turmak zor oldu. Insan büyük te-
örilen bilebilir. Eğer bir fabrika-
nın sorunlannı bilmiyorsa, teori-
yi bilmek anlamsızdır. Daha son-
raki yıllarda parti beni Çin üzerin-
den Sovyetler Birliği'ne gönder-
di
Stalln'ln hataları
Yaptığun araştırmalar sonunda
Stalin'in siyasi önderliğine bir iti-
razım yok. Ama Kruşçev partinin
başına gelince, ÇKP (Çin Komü-
nist Partisi) ile büyük tartışmalar
başladı. O sıralarda Mao Ze-
dung'dan Stalin'in hatalanm öğ-
rendim. Tekrar okudum, tekrar
düşündüm. Stalin'in hatalanm
ben de kabul ettim. Esas sonın
Lenin döneminde başlamıştı. Bu-
gün düşündüğümde bunu daha iyi
görebıhyorum...
Daha sonra Mao'nun düşünce-
leri, bende büyük bir sıçrama yap-
tı.
- Sovyetler Bfaüği niçin >ıkd-
dı?
Ben Sovyetler'in yıkılışmı
1922'lerdeanyorum. 1922'yegit-
tiğinizde partı içinde bir çelişki
yokmuş gibi gözüküyor. Aynca
Marksizm-Leninizm iyi anlaşıl-
madığı için Sovyetler yıkılmıştır.
Stalin'in önder olduğu dönemler-
de söyledikleri, tahlil edilmeden,
tartışılmadan kabul ediliyordu...
Biz hâlâ sosyalizmin sorunlan-
nı yaşıyonız, komünizmin değil...
- Avustrarya Komünist Parti-
sTnden (AKP) niçin aokümz?
O yıllarda AKP içinde Tethflde
vardı. Parti içinde uluslararası du-
nım tartışmalan başladığmda
Mao'nun çizgisinin doğruluğunu
teyıt ettik. Tethil de o sırada parti
adına hem Sovyetler Birliği'ne
hem de Çin'e gitti. Ama Tethil'ın
gezisi turistik seyahati aşamadı.
Tethil döndüğünde sorunlan niye
tartışmadığını sordum, ama hiçbir
doyurucu yanıt alamadım. Parti
içinde 1 9 ve ben; digcrterine kar-
şı cephe açtık. Parti. Başkanı
Sharky,ikimize dekarşı çıktı. Da-
ha sonra hem Hill'i hem de beni
parti disiplin kurulunaverdiler ve
bizi partiden ihraç ettiler. Biz, par-
ti içinde dunımu, diğer üyelere
anlattık. 1964 yılında yeni biıpar-
ti kurduk: Avustralya Komünist
Partisi Marksist-Leninist (AKP-
ML). AKP'den de bize katılanlar
oldu.
çin'e ziyaret
1965 yılında Çin'e gittim. O
arada Hill de Çin'e gelmişti.
Hill'in beni partiden niçin attığı-
nı hâlâ anlamış değildim Hıll ile
bu konuyu Çin'de tartıştığımızda
bana hep sudan bahaneler anlattı.
Hiç tatmın olmadım onun anlat-
tıklanndan...
Çin'de yapılan bir mitingde ba-
na 7 dakika konuşma hakkı veril-
di. O konuşmada uluslararası ha-
talara değindim. Konuşmam bü-
yük takdirle karşüandı. Basm be-
nim yanıma geldi. Benimle ko-
nuşmak istiyorlardı. Ancak ben
onlara "Avustnüya'ya gideceği-
mi'* söyledim.
Ben Avustralya'ya döndüğüm-
de Hill de dönmüştü ve Hill be-
nim Çin'de bulunduğum günler-
den kesinlikle memnun olmadı.
Ben mücadelemi daha sonraki
vıllarda da sürdürdüm.
ALMANYA^DA ORTAYA ÇIKARILDI
Mflyonlarca markhk
sığuuııa yoLsuzliiğu
BREMEN (Cumhnriyet Bü-
rosu) - Federal Almanya tarihi-
nin, sığınma haklayla ilgili en
büyük yolsuzluklanndan biri
Bremen'de ortaya çıkanldı.
Türkiye'nin güneydoğusundan
gelen birçok ailenin Alman-
ya'da kendilerini Lübnanh ola-
rak tanıttığı ve yasalara aykın
olarak sosyal yardım aldığı sap-
tandı.
Bremen Emniyet Müdürlü-
ğü'nden yapılan açıklamada,
olayla ilgili yaklaşık 500 kuşku-
lunun sorgulandığı belirtildi ve
bunlann yasalara aykın olarak
Bremen'de ikamet edip yine ya-
salara aykın olarak sosyal yar-
dım aldıklannın saptandığına
dikkat çekildi. Bu grup içinde
yabancılann 200'ünün sosyal
yardım olarak şimdiye kadar en
az 9 milyon mark aldığı,
24'ünün de suur dışı edilerek
Türkiye'ye gönderildiği belir-
lendi. Bremen Emniyet Müdür-
lüğü sözcüsü, "Sığınma hakla-
nı kötüyekuHananbuinsanbum
tümünü smır dışı etmekiçin ça-
hşryoruz" diye konuştu.
Yolsuzluğu gerçekleştiren
Türk vatandaşlannın yaklaşık
10 yıl kadar önce Almanya'ya
"Törk otarak" giriş yaptıklan,
daha sonra da Almanya'nm bir
yerlerinde izlerini kaybettirerek
Bremen'de, pasaportsuz ve
Lübnanlı olarak ortaya çıktıkla-
n saptandı. Sığınma başvurula-
n çoğunlukla reddedilen bu in-
sanlann, Lübnan'a geri gönde-
rilemediği, çünkü Lübnan dev-
letınin, "Lübnan vatandaşı ol-
madıklan gerekçesiyk'' bu ın-
sanlan almayı reddettiği bildi-
rildi.
Bremen Içişleri Senatörlüğü
yetkilileri, henüz konuyla bağ-
lantılı olduğu düşünülen herke-
sin sorgulanamadığmı kayde-
derken, böyle bir yolsuzluğun
sadece Ahrıanya'nm bu en kü-
çük eyaletinde gerçekleştirildi-
ğini sanmadıklanm söylediler.
ÜniversitesınavınahazıriananlzmirÖdemiş
HıdusiUçaçeBkAnadoIuLisesisonsııınndan
20 öğrenci, dün tstanbul L nrversitesi Merkez
Kampusu'nu rij-aret ettL tÜ'\ü ÖSS'ye girmeden önce görmek istejen öğrenciler, üniver-
sitenin siyasal bilgiler ve hukuk fakültesi öğretim elenıanlanndan verilen eğitimin içeriğj, süre-
şi, kütüphane, bannma, beslennıe ve mezunhet sonrası iş olanaklan konulannda bilgi aldılar.
Üniversite sınavuu kazanmadan önce amfılerdeki sıralara oturan öğrenciler, tÜ'nün hayal-
lerindeki üniversite olduğunu sö>1ediler. (Fotoğraf: YUSUF ZÎYA AY)
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Anayasa Değişiklikleni
Kimilerine Ödun mü?
Cumhurbaşkanlannın beşer yıldan üst üste iki
kez seçilebilmesine olanak verecek anayasa de-
ğişikliğı taslağının, referandum barajına takılma-
dan, yani 367 milletvekilinin kabul oyu ile yasalaş-
ması için sürdürülen girişimin kaderi için bugün
pariamentoda düğmeye basılıyor.
TBMM Anayasa Komisyonu, öncelikle DYP'li-
lerin, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafin-
dan seçilmesini öngören değişiklik önerisini görü-
şecek. öneri kabul edilmezse, sıra hükümeti oluş-
turan partilerin, ünlü "5+5"değişimineyeşil ışıkya-
kan teklifine gelecek.
Başbakan Ecevft ve yakın kurmaylannın, mad-
denin bir referandum barajına takılmadan geçme-
si için yoğurdu üfleyerek yemek istedikleri anlaşı-
Iryor. Cumhurbaşkanının seçim yöntemini göste-
ren ve 1961 Anayasası'ndan alınarak bugünkü
anayasaya sokulan 101. madde için en küçük ris-
ki bile göze almak istemeyen öneri sahipleri, tek-
lifin yanına iki başka degişikliği daha eklediler.
Parlamentomuz, Siyasi PartilerYasası'nda, par-
ti kapatmayı güçleştirmek de dahil 29 maddelik
yeni bir yasayı 12 Ağustos 1999 günü benimse-
mişti. Yeni değişikliğin bugün için en önemli hük-
mü, "bölücü ve dinci parti kunılamayacağı" yo-
lundaki hükmü değiştirmesiydi ve bu değişiklikler,
siyasi iktidann, tahkime yeşil ışık yakan önerileri-
nin anayasada yer alması amacıyla FP'ye verilen
bir ödün olarak nitelendirilmişti.
Altı buçuk ay önce TBMM'nin kabul ettiği bu
maddenin şimdi anayasada da yer alması istemi,
DYP'nin başında olduğu kimi odaklar tarafindan
siyasi rüşvet olarak nitelendiriliyor. Aynı çevreler,
partiler yasasının dışında özellikle TBMM üyeleri-
nin ödenek ve yolluklannı belirieyen anayasanın
86. maddesinin de değiştirilerek "ödeneğin aylık
tutan en yüksek devlet memunınun almakta ol-
duğu miktan.." aşamaz hükmünün, bu konudaki
beliriemeleri TBMM Başkanının vermesi koşulu-
na bağlamayı da, parlamenterier için bir siyasi rüş-
vet olarak tanımlıyorlar.
TBMM üyelerinin özlük haklan ile ilgili yasal yet-
kiyi, birçok Batı ülkesinde olduğu gibi doğrudan
Pariamento Başkanının eline verme girişiminin on
sekiz yıla yakın bir geçmişi var. O tarihlerde bu yol-
daki önerilere karşı çıkanlar, "Ya darbe olur da,
pariamento kapatılırsa" gerekçesini ileri sürüyor-
lardı. Yasama üyelerinin özlük haklannın devlet
memuriarından ayrı değeriendirilmesi amacıyla
öyle bir degişikliği önerenler ise, ihtilallerde bile en
çok 24 saat içerisinde yeni yönetimlerin bir Yasa
Koyucu Kurul oluşturduğu için, belirtilen sakınca-
lann geçersiz olacağını savunuyorlardı.
Öyle anlaşılıyor ki, kendi özlük haklan ile ilgili ya-
saları, özellikle yüksek yargıçlaria bir sürtüşme
aracı gibi görmek istemeyen parlamenterierin is-
temleri, on sekiz yıl öncenin önlemlerini güncelleş-
tirmek yolu ile yanıtlanmaktadır.
Şayet gerçekleşirse, bu iki anayasa degişikliği)
nin de, hem partiler yasası, hem argo deyimi İİ9
ünlü "kıyakemeklilikyasası" için farklılık getirme^
yeceğini söylemek gerekiyor.
Yine söylemek gerekiyor ki, cumhurbaşkanlığı
seçimi ile ilgili değişikliklerin arasına bu iki yeni
maddeyi eklerken, hazıriayanlaryöntemlerinde ve
özellikle sunum biçimlerinde baştan aşağı acemi-
ce davranmışlardır.
özellikle, parti kapatma olayını geçen yılın ağus-
tos ayında belirleyen Siyasi Partiler Yasası'nın ye-
ni biçimi için yapılan sunuşta, etkili ve yetkili bir hü-
kümet üyesinin, "FP'nin kapatılmasının, bir ara
seçime, ara seçimin de istikrarsızlığa yol açaca-
ğı" ihtimaline uyan niteliğinde de olsa yer verme-
si, gerçekte doğru; ama yöntem açısından siyasi
rakiplerin pazariık çıtasını yükseltebilecek bir yön-
tem yanlışlığıdır.
Siyaset kurmaylan bu tür stratejilerde, odun yar-
ma gösterileri yerine kıl testere ile tahta oyma me-
totlannı kullanmalıdır. Yine gerçek siyaset kurmay-
lan, özellikle parlamenterierin özlük haklannı, ana-
yasa mahkemesinde ikide bir açüacak davalar-
dan koruma amacıyla kökten bir değişimi on se-
kiz yıllık sumenlerden çıkararak gerçekleştirirken
en azından ünlü 83. maddeyi de unutmamalıydı-
lar. Yani, şu TBMM üyelerine, "Meclis çalışmala-
nndaki oy ve sözleri ile Meclis 'te ileri sürdükleri dû-
şüncelerden sorumlu tutulamazlar" diye başlayıp
da, gerçekte yaptığı her eylem için dokunulmaz-
lık tanıyan ve 20. dönem pariamentosunda bun-
dan bir yıl önce yani 23 Mart 1999 günü oy ile de-
ğiştirilemeyen maddeyi.
Hele hele başbakan ve bakanlar hakkında so-
ruşturma açılmasına kararverilmesi ve ilgilinin Yü-
ce Divan'a sevki için bir dizi karmaşa engeller yu-
mağı oiduğu Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz için
sayısız dosya örnekleri ile kanıtlanan anayasanın
ünlü 100. maddesi, bu paketin en üstünde ve özel
bir ambalaj içerisinde bulunmalıydı.
Sanınm, bu iki madde ile bir "5'li paket" halini
alacak olan öneriler için en hırçın karşıtlar bile ağız
açma olanağından yoksun oiur, kimse "Cülus için
siyasi rüşvet veriyorlar" diye bağtrmazdı. Bağı-
ramazdı.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt(« do.net.tr. :
3 Mayıs bağmısız
gazetecilik günü
tstanbul Haber Servi-
si - Uluslararası Gazete-
cüer Federasyonu (FIJ)
üyesi Türkiye Gazeteci-
ler Sendikası (TGS), 3
Mayıs_2000 Dünya Ba-
sın Özgüriûğü Gü-
nü'nün, "Gazetecilerin
hükümetterden ve med-
ya sahiplerinden bağım-
sızüğı" konusuna odak-
lanmasmı kararlaştırdı.
TGS'den yapılan ya-
zılı açıklamada, 3 Ma-
yıs'ı TGS'nin de aynı
kapsamda anmayı he-
deflediği belirtilerek,
"gazetecilerin hükümet-
terden ve medya sahiple-
rinden bağunsıztığuu"
vurgulayan, bu doğrul-
tuda verilmiş mücadele-
leri yansıtan, kazanılmış
mücadeleleri gösteren
yaşanmış olaylan derle-
meyi amaçladığı kayde-
dildi.
Açıklamada, bütün
gazetecilerden karşılaş-
tıklan bu tür olaylan. 31
Mart 2000 tarihine dek
sendikamızrn Basın Sa-
rayı Kat: 2 34410 Cağa-
loğlu-îstanbul adresine
yazılı olarak, gsek@ ga-
zetecilersendikası.
org.tr. elektronik adresi-
ne e-mail ile veya 212-
517 48 17 numarahfak-
sa göndermeleri istendi.