Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 28 ŞUBAT 2000 PAZARTESİ
HABERLER
Selvi'den patates
tanmmına
eteştfri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel
Başkan Yardımcısı Cevdet
Selvi, Tanm ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp'in patates
reklamında oynayacak
sanatçı arayışına girmesini
eleştirirken "Hıyar için
tecavüzcü Coşkun gibi
sanatçılarla şimdiden
görüşmelere başlanmalıdır"
dedi. Selvi, tanm
politikalanmn IMF ve
Dünya Bankası'na teslim
edildiğini savundu.
Genel-İş Genel
KUPUJU
• İstanbul Haber Servisi-
DlSK'e bağlı Genel-lş
Örgütlenme Ûaire Başkanı
Aşur Kurgen, Genel-lş
Sendıkası 2 No'lu Bölge
Şubesi'nin 3. Olağan Genel
Kurulu'nda yaptığı
konuşmada, sendikal
hareketin ıstenildıgı noktada
olraamasında kendılerinin
de payı olduğunu belirterek
işçileri
politikleştireceklerini
söyledi. Kongrede yapılan
seçimlerde ise Şube Başkanı
Mehmet Karagöz, 212
delegeden 111 'inin oyunu
alarak yeniden seçildi.
Ugur Mumcu Şfr
Yanfması
• İZAUR (Cumhuriyet
Bürosu) - Karşıyaka
CUMOK'un bu yıl
üçûncûsûnü
düzenlediği Uğur Mumcu
Şiir Yanşması, Türkiye'nin
ı dörtbiryanmdan250'ye
< ulaşan katthmİB büyük ilgı
gördü. Muzaffer Izgü,
Hüseyin Yurttaş,
Hidayet Karakuş ve Bekir
Yurdakul'dan oluşan seçici
kurul, toplam 560 şiiri
değeriendirdi.
Değerlendirme sonucunda,
birinciliği 'Aybatn' şiiri ile
Kastamonu'dan Özlem
Tezcan, ıkıncıliğı 'Güz
Halkı' şiiri ile Kayseri'den
Altan Doğan, üçûncûlüğü
ise 'O Çocuk' şiiri ile
Izmir Buca'dan Özden Ünal
kazandı. Ödüller,
5 Mart Pazar günü saat
17.00'deKarşıyaka
Ziya Gökalp Sanat Kültür
Sarayı'nda yapılacak törenle
verilecek.
Bafcana protesto
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Maden
Işçileri Sendikası Divriği
Şubesi tarafından yapılan
açıklamada, özelleştirmeyi
özendirmek amacıyla
"Iskenderun Işdemir'i alana
Divriği Demir Çelik
Işletmeleri bedava"
şeklinde demeç veren
Devlet Bakanı Edip Safter
Gaydalı'ya sert tepki
gösterildi. Açıklamada,
"Sayın bakanın bu
açıklaması, ülke yönetme ve
bakanlık yapmadaki
zihniyeti, ülkenin temel taşı
işletmeleri kötüleyip
birilerine peşkeş çekme
düşüncesi, bu ülke ve bu
millet için büyük bir
talihsizliktır" denildi.
Yasanın süresi
uzatHdı
• ANKARA (ANKA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in onayladığı "Bazı
suç failleri hakkında
uygulanacak hükümlere dair
yasada değişiklik yapan
yasa" Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Yasa ile Pişmanlık
Yasası'nın süresi 29 Ağustos
2000 tarihine kadar
uzatüıyor.
MP eylem yaptı
• tZMtR (AA) - Emeğin
Partisi (EMEP) Izmir H
Örgütü üyelerinden oluşan
bir grup, Konak
Meydanı'nda toplanarak
hükümet progranunı
protesto etti. Toplu olarak
pankart ve dövizler
eşliğınde Konak
Meydanı'na yürüyen EMEP
üyeleri, IMF, özeUeştirme,
bütçe ve tahkim yasasına
karşı sloganlar attı.
Oymen'in son açıklamalannda beliren genel politikalar konusunda olumlu görüş açıklandı
CHP'de sol kaııat hareketli
SERDARKIZIK
İZMÎR - CHP'de sol kanat
yanlılan, partinin durumuna iliş-
kin yeni değerlendirmelerde bu-
lundular. Orgütlere gönderilen
taslak metinde, CHP'nin tarihsel
süreçte sağ politikalar izledikçe
gerilediği, sola açıldıkça başan
sağlandığı vurgulandı.
Genel Başkan Altan Oymen
desteklenirken çevresındekı ge-
nel yönetimin liberal yaklaşım-
lan da eleştirildi. Çeşitli il ve il-
çelerden gelen sol kanat üyeleri 4.
genışleülmiş toplantılannı Anka-
ra'da yaptılar. PM toplantısıyla
aynı döneme denk gelen 4. geniş-
letilmiş toplantının ardından
• Ankara'da 4. genişletilmiş toplantılannı yapan sol kanat üyeleri, bağımsızlığa
sahip çıkan; laiklikten hiç ödün vermeyen; irticaya karşı devrim kanunlannı
uygulamaya koyacak; 6 Ok'u yalnızca bayrağında değil, uygulamalarda da ispat
eden bir parti olunması gerektiğini vurguladılar.
Hüsnü Bozkurt Nurettin Aslan,
Sahir Koçak, Zeynel Öztürk,
Mustafa Tosunlar, Ahmet Varan.
Şensel Dilek ve Mahmut Ko-
tan'dan oluşan yürütme kurulu
üyeleri bazı uyanlarda bulundu-
lar.
Bu çerçevede Altan Oymen'in
son açıklamalannda beliren genel
politikalar konusunda olumlu gö-
rüşler dile getirildi. Ancak ekono-
mik durumla ilgili yaklaşımlann-
dan ötürü Genel Sekreter Tarhan
Erdcm ve liberal görüşleri savun-
duklan gerekçesiyle bazı yöneti-
ciler eleştirildi. Son PM'de Deniz
Baykal yanlılannın, tüzük kurul-
tayının erkene alınması konusun-
da dayatmacı bir tutum izlediği-
ne dikkat çekilirken bunda mev-
cut delegelerle kurultaya gitme
hesabının yattığı öne sürüldü.
Bu değerlendırmelerın ardın-
dan hazırlanan ve tartışılması için
örgütlere gönderilen "sonuç bil-
dirgesi taslağTnda özellikle ge-
nel merkezin hazırladığı ekono-
mik program eleştirilerek şu gö-
rüşlereyerverildi:
"10 yddır yaşanan süreçten
dersler çıkarmak bir yana nere-
deyse özellikle ekonomik alanda
hükümete gizli destek veriliyor.
Içimizden bazılan globalkşme sa-
ğanağmdan kaçdamayacağını dü-
şünebilir. Hazırlanan ekonomik
alternatiflerin alüna CHP yerine
başka bir partinin imzası da aül-
sa kimseler fark etmez. Ovsa 80
Işçiler açlık gr
ÖzeOeştinnekurbanıÇinkur^çisi
açhk grevinde - ÖzeUeştirme İdaresi
Başkanhğı tarafından tranh
işadamianna satılan Kavseri'nin
tncesu flçesi yakutlannda kurulu
buhınan (Çinkur) Çinko Knrşun
Metal Sanayri'nde çahsan 380
işçinin başlatüğı açhk grevi S.
gününe girdi tşçikr. 3 aydır ellerioe
tek bir kuruş para gecmediğini
belirterek, "Evde çohık çocağunmz
aç ve perişan durumda, bjzderj
yiyecek ekmek götünnemizi
bekliyor. Devlet büyülderimizden,
bu soruna bir an önce çözüm
üretmelerini istiyoruz, Göz göre
göre öİmernizi içlerine
sfndiriyortarsa, dryecek bir şeyimiz
yok. Herkes bflsin ki, hakettiğhniz
bize verüinceye kadar başlatüğımız
mücadeleyi sonuna kadar
sürdüreceğiz'' dedüer. Çinkur
Persooel ve Endüstriyel Uşkfler
Mfidûrü Galip Hırka ise
Çinkur'daki getismelerin,
özeOeştirmedeki yanhşhklardan
kaynaklandığıru ileri sûrdü.
(Fotograf: AA)
yıDık parti tarihine kaba hadarry-
la bile bakıldığmda, CHP'nin sol
bir parti olnıaya mahkûm olduğu
görülür. Kurtuluş Savaşı ve Ay-
dınlanma Devrimi 20. yüzyıhn en
sol hareketierindendir.J'
Taslakta, bugün çizilen pempe
tablolann aksine geniş hâlk yı-
ğınlannın ekonomik sefalet için-
de yannlanndan umutsuz ve mut-
suz olduğu vurgulandı. Bu denli
güç koşullann bazı ınsanlan irti-
caya, Hizbullah vahşet örgütüne
ve işsizlik sonucu lümpenleşerek
MHP'ye yönelttiğine dikkat çe-
kildi. "Öyleysesolşiındideğibene
zaman" sorusunun yöneltildiği
taslakta, sağın yarattığı olumsuz-
lukların alternatifının "adam gi-
bi bir sol parti" olduğu sa-
vunuldu.
Salt cep telefonlan reza-
letine karşı bile açılacak bir
kampanyanın parti için cid-
di bir güç toparlamaya yol
açacağına dikkat çekılen
açıklamada daha sonra şu
görüşlere yer verildi:
" _Gefinen noktada geçmi-
şin küçümsenen sloganlan-
na ihtrvaç vardır. Hızla ta-
bana inihneh, ilçelerde, U-
lerde program kongreleri
toplanînah ve partinin yönü
tespit edilmelidir. Tabü ki
bizce geniş halk > ığınlanıun
çıkarlannı savunan eşitlik-
çi, özgürtükten yana, ulusal
bağımsızlığa sahip çıkan,
laiklikten hiç ödün verme-
yen; ülke sorunlannın Av-
nıpaBirüği'negirnıekleçö-
züinlenebileceğine inanan
anlayışı >ıkarak A\Tupa is-
tiyor diyedemokrasiden ya-
na gözüken değfl, halkımı-
zuı gercekten demokrasKi
hak ettiği için mücadele e-
den; çetelerden, kontrgerfl-
ladan hesap sormayı ilan e-
den; halkın parasını çalan,
devleti soyan Idm olursa ol-
sun en ağir cezalara carpü-
racağını söyleyen: irticaya
karşı devrim kanunlannı
uygulamaya koyacak, 6
Ok'u yalnızca bayrağunız-
da değil, uvgulamaiarda da
ispat eden bir parti olmab-
yn."
Bakû-Ceyhan, Gürcistan'daki pürüzlerin giderilememesi nedeniyle gecikiyor
Hazar pelrolü tehKkeye ^ANKARA (Cumhuriyet Büroso) - Türki-
ye'nin Hazar petrol ve doğalgazım Bakû-
Ceyhan ve Trans-Hazar boru hatlan yoluy-
la uluslararası pazarlara taşıyarak "21. >'üz-
yduı enerji tenninah''' olma hedefi, Azerbay-
can ile Gürcıstan ve Türkmenistan arasında-
ki anlaşmazlıklann dennleşmesi nedeniyle
tehlikeye girdi. Orta Asya üzerindeki ege-
menliğıni kaybetmemek ıçın Türkiye'denge-
çecek hatlan başından ben engellemeye ça-
hşan Rusya, bu ülkelen kendısine bağımlı kı-
lacak altematıf hatlar için baskı ve gı-
rişimlerini artunyor.
Bakû-Ceyhan boru hattı için hükü-
metlerarası anlaşmalannın 18 Kasım
1999 tarihinde AGİT zir\esi sırasında
ABD Başkanı Bffl CMnton ın şahitli-
ğinde imzalanmasına karşın projede
bugüne kadar ciddi bir ilerleme sağla-
namadı. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirei ile Azeri, Gürcü ve Kazak li-
derlerin de kaüldıklan törenin yalnız-
ca kamuoyu baskısıyla gerçekleşen bir
"seremoni" olduğu eleştinlen haklı-
lık kazanırken Gürcistan ile yılan hi-
kâyesine dönen geçiş ücreti pazarlığı,
projemn şimdiden 3 ay gecikmesine
neden oldu. Cumhurbaşkanı Demi-
rerin, Gürcistan Cumhurbaşkanı Edu-
ard Şevardnadze ile görüşmesinin ar-
dından "son otacak" dediği ve öncekı
ay sonunda Ankara'da yapılan toplan-
tıda da çözüm bulunamazken şubat ayı
ortasında Bakû'da gerçekleştinlen gö-
rüşmeler de beklentileri boşa çıkardı.
Türk, Azeri ve Gürcü yetkililer
ABD'lilerin de katüımıyla hafta so-
nunda Istanbul'da bir kez daha bir araya gel-
di. Azerbaycan ile Gürcistan arasında çetin
geçen geçiş ücreti pazarlığı burada da çözü-
me bağlanamazsa Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in yeniden devTeye gırebilece-
ği kaydediliyor.
Görüşmelerde Gürcistan, geçiş ücreti ola-
rak 20 sent isterken Azerbaycan'ın 3 sentin
üzerinde bir ücrete yanaşmadığı belırtiliyor.
Gürcistan, Rusya tarafindan Bakû-Cey-
han'ın altematifı olarak sunulan Bakû-Sup-
sa yolu ile ihrac edilen erken üretün petrolü
için zaten varil başına 17 sent anlaşması bu-
lunduğunu belirterek 20 sentte ısrarlı davra-
nıyor. Gürcistan tarafi 3 sentlik bır artışın
kendisine yakuzca 11 mih/on dolarlık bir ek
gelir getireceği, projenin gecikme malıyeti-
nin ise bunun katlarca fazlası olduğu gerek-
çesiyle eleştiriliyor.
Gürcistan'ın istedıgi ücret, boru hattından
yılhk 1 milyon varil taşıma seviyesıne ula-
şıldığında kendisine 73 milyon dolar gelir
Ecevity bugünArnamûuk'agûüyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Büknt
Ecevit, iki günlük resmi ziyaret
için bugün Arnavutluk'a
gidiyor. Başbakan Ecevit'in, 28
Şubat'ın yıldönümüne
rastlayan Arnavutluk
ziyaretinde, döneminin Deniz
Kuv\'etleri Komutanı Oramiral
Güven Erkaya'nın "Türkiye
için en büyük tehdtt",
kendisinin ise "sivü toplum
kuruluşu" olarak nitelendirdiği
Fethullah Gülen okullannı
ziyaret edip etmeyeceği ve bu
konuda verecegi mesaj merakla
bekleniyor. Ecevit, iki ülke
arasında iyi düzeyde olan ikili
ilişkilerin ve işbirliğinin, her
alanda daha da gelişünlmesi
imkânian üzerinde duracak.
Başta Kosova olmak üzere
bölgesel konular hakkında
görüş alışverişinde
bulunulacağı ve çok tarafb
işbirliği olanaklanrun
araştınlacağı ziyaret sırasında,
Başbakan Ecevit ilk olarak
Arnavutluk Başbakanı thr
Meta ile bir araya gelecek, daha
sonra heyetler arası
görüşmelere geçilecek.
Cumhurbaşkanı Recep
Meydani ve Parlamento
Başkanı Iskender Gjinushi
tarafindan kabul edilecek olan
Ecevit, Başbakan Üff Meta ile
ortak basın toplantısı yaptıktan
sonra işadamlanyla bir araya
gelecek.
sağlayacak. Gürcistan, uluslararası konsor-
sfyum AlOC'nin yılhk 100 milyar dolar ge-
lir elde edeceğini vurgulayarak kendisinin
ıstedığı rakamın çok yüksek olmadığıru sa-
vunuyor.
Gazda Rusya tekeü
Trans-Hazar doğalgaz boru hattı da Türk-
menistan'ın Azerbaycan ile hattantaşınacak
doğalgaz miktan üzerindeki anlaşmazlığı-
nın derinleşmesi ve Türkiye'nin önceliği
Mavi Akım'a vermesinin ardından
Rusya'ya yönelmesi ile tehlikeye gir-
di. Azerbaycan Şahdeniz'de bulduğu
zengin doğalgaz kaynaklannı Trans-
Hazar üzerinden Türkiye'ye satmak
isterken bu hat üzerinden Türkmenis-
tan'dan yüzde 50, yıllık 16 milyar met-
reküplük bir pay istiyor. Azerbay-
can'ın istediği bu oranı kabul edile-
mez bulan Türkmenistan, Rusya'nın
gaz şirketi Gazprom ile 30 yıllıkbır an-
laşma üzerinde görüşmelere başlarken
Rusya, doğalgaz üzerinde tekeüru güç-
lendniyor.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yar-
dımcısı Mithat Balkan ve ABD Baş-
kanı Bill Clinton'ın Hazar özel temsil-
cisi John Wolf. Türkmenistan Cum-
hurbaşkanı Şapamurat Myazov'u 24
Şubat'ta ziyaret ettıler, ancak Trans-
Hazar konusunda ikna edemediler.
Türkmen ve Ruslann anlaşması du-
rumunda Türkiye, Türkmen gazını da
daha yüksek fiyata Rusya'dan alacak
ve doğalgazda bütünüyle Rusya'ya
bağımlı hale gelecek.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Önümde bir Islamcı gazete.
Boğazı kesilmiş bir ineğin yer-
leri kana bulamış korkunç gö-
rüntüsünü yayımlamış. Bu
korkutucu fotoğrafı basması-
nın nedeni, kurban konusun-
da başlatılan yeni tartışmaya
cevap vermek. "Yeni Şafak"
gazetesinin kurban tartışması-
na yaklaşımını şu başlık dile
getiriyor
"Kurbanla ilgisi olmayan
çevreleryine tartışma başlat-
tı."
Bir başka başlık: "Kurbanı-
ma kanşan bari kurban kes-
se.°
Gazete, Mehmet Şevki Ey-
gi'nin kurban konusundaki bir
açıklamasına yer veriyor. Eygi
şunlan söylüyor: "Kurban ke-
simi sadece Müslümanlarda
değil, Yahudilerde de var. On-
larda bu şekilde kesiyor. Hay-
vanın eziyet çekmesine gelin-
ce, gözünü kapatmak ve çok
keskin bir bıçak kullanmak bu
Sokaklarda Kurban Kesilirse...
amaçla istenmiştir."
Diğer Islamcı gazetelere
bakma fırsatım olmadı. Yeni
Şafak'ın haberini okumayı
sürdürüyorum. Ara başlık "In-
sani değilmiş!" diyor ve Sel-
çuk Üniversitesi Cerrahi Bö-
lümü Başkanı Prof. Nuri Yav-
ru'nun, "Avrupa Birliği'ne
Cıyelik yolundaki Türkiye'de
hayvanlann sokak ortasında,
gözler önünde kesilmesine
seyirci kalınamayacağı" açık-
laması bir anlamda alaya alı-
nıyor. Haber bu şekilde devam
ediyor.
Yeni Şafak gazetesinin yo-
rum ağırlıklı haberi ne demek
istiyor. "Bizim inançlanmız,
sokaklarda bağırta bağırta
hayvan kesmeyi gerektiriyor.
Bu kestiğimiz hayvanlann
kanlannın da sokaklan kana
bulayarak akmasını istiyoruz."
Hatta elektroşokla uyuşturul-
maya da karşı çıkılıyor.
Işe önce inanç tarafindan
bakalım. Kurban, Islam önce-
si ilkel topluluklardan kalma
bir gelenek. Bu gelenek önce
Yahudilere geçiyor, oradan da
Islama. Kurban olarak hayva-
nın kesilmesi o tarihlerde bir
ilerleme. Çünkü daha önce,
çocuklar ve kadınlar tannlara
kurban ediliyorlardı.
21. yüzyıla girdiğimiz şu
günlerde 1400 yıl öncesinin
kültürünü ve alışkanlıklannı,
hatta daha önceki gelenekle-
ri bugün aynı şekilde banş adı-
na yapmaya kalkışmak, bunu
da yayın yoluyla bir propagan-
daya dönüştürmek sağlıklı
mı?
Yeni Şafak'ın yayımladığı fo-
toğrafa yeniden bakıyorum.
Boğazı kesilmiş, gözleri bir
yana fırlamış, üzerine birkaç
adamın çıktığı, yerde kanlar
içinde yatan bir inek görüntü-
sü.
"Işte biz bunu böyle yap-
mak istiyoruz" diyor.
Korkuya kapılıyorum.
Ben, Yeni Şafak'ın sözünü
ettiği "kurbanla ilgisi olmayan
çevre "denim. Ama ben de on-
larla biıiikte bu ülkede yaşıyo-
rum. Gözümün önünde hay-
vanlann boğazlanmasını iste-
miyorum. Istanbul'un sokak-
larının günlerce kan kokması-
nı istemiyorum. Çocuklann,
bu katliam benzeri görüntüle-
ri seyrederek büyümesini is-
temiyorum.
• • •
Islamcılar, neden ille de so-
kakta keseceğiz diye ısrar edi-
yorlar bunu da anlamıyorum.
Daha doğrusu ısrartan beni
endişeye sevk ediyor.
•••
Zaten ülkemizde yeteri ka-
dar vahşet görüntüsü var. So-
kaklan kurban kanına bula-
mak, bu kültürü daha da
olumsuz yönde etkilemiyor
mu? Bu korkutucu görüntü-
lerle çocuklan büyütmek onla-
rın ruh sağlığını bozmuyor
mu?
•••
1400 yıl önce, 2400 yıl önce
insanlık daha sert geleneklere
ve yaşama sahipti. O ırygula-
malan, bugüne inanç adına ta-
şımanın akılla, izanla bir ilgisi
bulunabilir mi?
•••
"Kurban etmek", "kurban
olmak" kültürü, bu ülkenin ya-
şamına yön veriyor.
Yeni Şafak'taki fotoğrafa
bakıp korkuyorum.
2000'LIYILLARDA...
ERDAL ATABEK
hsanlar Neden ttaat Eder?
Insanlann başkaları tarafindan anlaşılamayan ita-
at edtşleri sosyal psikoloji bilimi tarafindan çok araş-
tınlmıştır. Nazi Almanyası'nda Yahudi soykınmını ya-
panlar 'canavarlaşmış kişiler' midir, yoksa 'normal
insanlarmû' Tarihin seyri içinde birçok kez, hemen
her ülkede görülmüş toplu katliamlar 'geçici cinnet
krizleri midir, yoksa guplann olabilir eylemleri mi?
'Otoriteye itaat' olgusu aydınlatıldıkça bu sorula-
nn yanıtlan da açıklık kazanmaktadır. Görünen odur
ki, insanları 'canavarca'denilen eylemlere sürükle-
yen en önemli etken 'içlerinde yaşayan gizli cana-
variık' değil, 'otoriteye itaat etme' güdülenmesidir.
'Otoriteye itaat etme' eğilimı belırlı koşullarda öyle-
sine güç kazanır ki insanlar sonra düşündüklerinde
bütün bunlan nasıl yaptıklannı kendileri bile anlaya-
mazlar.
Hizbullah grubunun yaptıklan, Sıvas kauiamı, Kah-
ramanmaraş olaylan ve bizim yaşadığımız pek çok
olay da benzer özellikleri taşımaktadır: Güçlü bir
otorite ve otoriteye itaat eden insanlar.
Şaşırtıcı olan şudur: Normal koşullarda yaşayan,
insanlaria normal ilişkileri olan, eşleriyle, çocuklany-
la normal ilişkiler içinde olan insanlar, nasıl oluyor da
akıl almaz olaylan, işkenceleri, insan öldürmeleri
'olabilir' sayıyor, katılıyor, yapabıliyor?
Bunu anlayabilmek için Stanley Milgram tarafin-
dan Yale Üniversitesi'nde yapılan ünlü 'Milgram de-
ney/'nikısacaanımsamaktayararvar. Milgram, 'bel-
lek araştırmalan deneyi' için ücretli gönüllü arandı-
ğına ilişkin bir ilan verir. Başvuranlar arasından ikili
gruplar yaparak 'birinin öğrenci rolünü, ötekinin de
öğretmen rolünü' üstleneceklerini belirterek dene-
yi başlatır. 'Öğretmen' çift sözcüklerden oluşan bir
şemayı 'öğrenci'rim görmesini sağlayacak, sonra
da ezberden sorarak tek sözcüğün eşini bulmasını
isteyecektir. Başansızlık durumunda öğrenciye
'elektrik şoku' verecektir. 'Öğretmen'e bu şokun za-
rarsız olduğu söylenmiş, küçük bir şok deneyi de ya-
pılmıştır. Şok makınesı gösterişli bir gereçtir ve üze-
rinde 15 volttan 450 volta kadar elektrik şokuna işa-
ret eden düğmeler vardır. 150 volttan sonrası acı ver-
mektedir ve 'öğretmen' şoku arttırmakta zorlan-
maktadır. 300 volttan sonrasında 'öğrenci' kıvran-
makta, açıkça deneyi bitirmek istemektedir. 450 volt
ölüm demektir ve her türiü deney kavramını aşmak-
tadır. önceden içlerinde psikiyatriann da bulundu-
ğu bir ön tahmin grubu bu deneyde 300 vottun üs-
tüne çıkacak 'öğretmen' oranınının yüzde 2'yi geç-
meyeceği tahmininde bulunmuştur.
Deneye katılan 'öğretmenîer, gercekten de 'öğ-
renci'\erin acılarına kayıtsız kalmamışlar, acı çeken,
kıvranan, 'artıkbitirin bunu, istemiyorum'diyen de-
neğin halini görerek deney yöneticisine bakmışlar-
dır. Deney yöneticisinin 'şoka devam edin, verme-
niz gerekiyor' sözleri üzerine de şok venmeyi arttı-
rarak sürdürmüşlerdir. Hiçbir denek 300 voltten ön-
ce durmamış, deneklerin yüzde 65'i tam bir itaat
göstermişlerdir. Bazı denekler, 'ölüm' demek olan
450 volta basmaktan bile çekinmemişlerdir. Basit bir
'bellek deneyi'nde alınan bu sonuçlar tam bir şok
yaratmıştır. Aslında, 'öğrenci' rolü oynayan kişi, de-
neyin ekibi içindedir, elektrik şoku makinesi sahte-
dir ve şok verilmemektedir. Olaydan habersiz o|ar;-
lar 'öğretmen rolü'nü üstlenenlerdir. ' " ;
Bu sıradan kişileri böylesine basit bir 'bellek tes-
f/'nde insanlara acı çektiren canavariara dönüştüren
etkenler nelerdir?
Nazi Almanyası'nda Yahudi soykınmını yapanlar,
vietnam'da My Lai katliamını gerçekleştirenler han-
gi etkenlerie bunlan yapabilmişlerdir?
Dört önemli etken üzerinde durulmaktadır:
• Sosyal normlarla oluşan üstü örtülü sözleşme:
Bir işe girildiği zaman kendisinden beklenenleri
yapmaya ilişkin söz verdiğini düşünme, işe katıldık-
ça ortak olma duygusunun artması, yapmadığı za-
man değer yitireceğine ilişkin içgörü, istemese de
vazgeçememe.
• Gözetim altında olma:
Tutum, davranış ve katılımın gözetim altında olma-
sı. Bunlann değeriendirilmesi, sonuçta yaptınmlann
olması.
• Aradaki tamponlar:
Yapılan işlerde kişileri rahatlatacak tamponlann
bulunması. Işin birbölümünün bilinmemesi, sorum-
luluğun paylaşılması vb.
• Ideolojik gerekçe: En önemli güdülenme etke-
ni budur. Yapılan işlerin kesin olarak yapılması ge-
rektiğini, yapılan işin meşruluğunun kabul edilmesi-
ni sağlayan ideoloji, insanlan her türiü eyleme yö-
neltebilir. Bu ideoloji, din kaynaklı, devlet kaynaklı,
özel bir grup kaynaklı olabilir. Bir süre sonra ideolo-
ji kendini üretir duruma da gelebilir.
Onun için de bilmemiz gereken önemli gerçekJer:
- Akılalmaz görünen olaylann arkasında pekâlâ
sıradan ınsanlann bulunduğu, bu ınsanlann sosyal
itaat nedeniyle bu ve benzer işleri yapabileceğidir.
- Gruplann kimliklerine, tutumlanna, normlanna
dikkat edilmesi, kimlerin hangi amaçla gruplaştıkla-
nnın, neler planladıklarının bilinmesi.
- İnsan bilincinin yerine inançlan koyarak hareket
etmenin yol açabileceği sonuçlan kavrayarak eğitim-
den politikaya kadar 'aydınlanmış, bilinçli insan'he-
definin önemini hayata geçirmek.
Ya bunu kavrayacağız ya da yeni Hizbullahlara
hazır olacağız.
em.erdalata (acumhuriyetcom.tr.
Faks:0212 513 90 98
İşçi Partisi'nden panel
Perinçek: AB ulusal
devleti yok edecek
Istanbul Haber Servisi-
lşçi Partisi (IP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek.
Avrupa Birliği'nin (AB)
ulusal devletleri yok ede-
ceğini belirterek "AB, ulu-
sal devleti yıkacaksa silahı
göze ahnahdır. Mitingler-
le, protesto yürüşüyleri ile
ulusal devlet savunulmaz.
Uhısal devleti ancak ordu
savunur" dedi.
tP İstanbul İl Merke-
zi'nde düzenlenen "Av-
rupa Birüği. Demokrasi
ve tşçi Haklan" konulu
bir panelde İP Genel Baş-
kanı Pennçek, AB ile iç
pazann yabancı sermaye-
nin eline geçeceğini be-
lirterek Türkiye'nin,
ABD'nin "truva aü" ola-
rak AB'ye sokulmak is-
tendiğini söyledi. Pane-
le katılan gazetemiz ya-
zarı Şükran Soner de
AB'ye ginlmesi halinde
Türkiye'nin, Avrupa'nm
arka bahçesi olacağım
belırttı. "EvTF dayatma-
lan ile Türkiye 'emekçi
cenneti' olamaz" diye
konuşan Soner, AB'nin
emekçi halka "eşitsizlik"
getıreceğım ıfade etti.
Soner, AB ile emekçi
haklannın Avrupa'ya en-
deksleneceğini söyledi.
Prof. Dr. Ertuğrul A-
cun ise AB ile Türki-
ye'nin tanm politikalan-
mn çökertilmek istendi-
ğini ifade ederek "AB bfi-
yflk bir yalandır" dedi.