Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2000 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ StRMEN
Samim Göreç
Sevgili,
Basketbolun yaşamımın belirli bir dönemin-
de önemli bir yeri oldu.
Şimdi sakın gençliğimde, iyi bir basketbolcu
olduğumu düşünme!
Kırklı yaşlanmda, Barış Davası'ndan içeri gir-
diğimizde, önce Maltepe'de, bahçeye koydu-
ğumuz tek pota, daha sonra da, Sağmalcılar'da
duvara yerleştirdiğimiz çember sayesinde, uzun
ve biteviye günlerin sıkıntısını, belirsizliğin ve
içerdeolmanın stresini, sıkıyönetim mahkeme-
sinin öfkesini günde bir saati aşan basket oyun-
lanyla giderirdik.
Bu oyunlar sırasında, her türlü sporun insa-
nın vücut ve ruh sağlığına olumlu etkilerini ya-
şayarak görmek olanağını buldum.
O yüzdendir ki TV'deki "Beyaz Gölge" dizi-
sinin ülkemizde basketbola ilgiyi arttırmasını,
mahalle aralanna, deniz kıyılannda yeşil alan-
lann ortasına kondurulan basketbol sahalarını
büyük sevinçle karşıladım. Hatta birkaç kez
oralarda kendi aramızda maçlar da yaptık.
•••
Ülkemizde birçok ilke imza atan Galatasa-
ray, baskette de öncüydü. Kırklı yılların sonu ile
el\i\i yılların başında Galatasaray şampiyonlu-
ğun abonesi idi ve bu takıma "yenilmez arma-
da" adı verilmişti.
Şimdi o takımdan adlarını anımsadıklarım
şunlar: Ali Uras, Yalçın Granit, Erdoğan Part-
ner ve de oyuncu antrenör Samim Göreç.
Galatasaray'ın "yenilmez armada" unvanını
günün birinde Fenerbahçe sildi ve onlar bizim
takımı ikinci sıraya itiverdiler. Işin garibi, bü ba-
şarılı takımın başında bir zamanlar yenilmez ar-
madanın ünlülerinden biri, Galatasaray Liseli
Samim Göreç vardı.
Samim Göreç, molalarda elinde tahta ve te-
beşir ile oyun taktiği veren ilk çalıştırıcıydı.
Yapısı gereği, yaptığı işi bilimsel boyutlara
vardırmaya karar vermiş, bunu da başarmıştı.
Uzun yıllar Türk milli takımının da antrenörü olan
Samim Göreç, 1957 yılındaki Avrupa Şampiyo-
nası'nda Italya'yı yenen milli takımın da oyun-
cusu ve antrenörü idi.
Temel eğitim çalışmaian ve modern basket-
bolu Türkiye'ye getiren Samim Bey, ülkemizde
basketbol tekniği üzerine yayımlanan ilk kitabın
da yazarıydı.
•••
Yıllar sonra, can dostlanm kızı Mısra ve da-
madı Süleyman aracılığıyla kendisini tanıdı-
ğımda, bir kırgınlık sonucu Galatasaray'dan ay-
nlmasının öyküsünü anlatmasını istedimse de
bir şey söylemedi. Sonradan öğrendim ki bu
kopuştan söz edilmesinden hoşlanmaz, bu ko-
nuda fazla konuşmazmış.
Türk basketboluna büyük katkılarda bulunan,
bizde modern basketin tartışmasız öncülerin-
den olan Samim Bey, son derece alçakgönül-
lü, kibar, sporun dışında sanatla, bilimle, politi-
kayla yakından ılgili bir aydın kişiydi. Bu sporu
yapan kişilerin de öyle olmalannı isterdi.
Belki de bizde bütün sporcular içinde basket-
bolculann en elit tabakayı oluşturmalannı, ileri
yaşlannda da sevinçle izlemiş, kimbilir hatta
içinden bu oluşumda katkısı olduğu için mem-
nun da olmuştur.
Ama öyle olsa bile bunu söyleyecek yapıda
bir adam değildi.
Samim Göreç'i, hafta içinde, çağımız için faz-
la ileri olmayan bir yaşta yitirdik.
Bugün yakınlan ve sevenleri, O'nu öğle na-
mazından sonra, Teşvikiye Camii'nden son yol-
culuğuna uğurlayacağız.
Türk basketbol tarihinde çok önemli bir yeri
olan, çalıştırdığı takımların şampiyonluklarda
hegemonya kurmasında bir numaralı payı bu-
lunan, spora fanatik kulüpçü gözüyle değil,
sporcu kimliğiyle yaklaşan istanbul efendisi bu
seçkin spor adamımıza rahmet, yakınlanna da
başsağlığı diliyorum.
Kuryelik yapmakla suçlanıyor
Hizbullah'ın avukatı da
Hizbullahçı çıktı
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR - Bir
süre önce Diyarbakır'da
cezaevindeki Hizbullah-
çılar ile örgüt arasında
kuryelik yaptığı iddiasıy-
la tutuklanan Avukat Hü-
seyin Yılmaz hakkındaki
iddianame tamamlandı.
Diyarbakır DGM Baş-
savcıhğf nca hazırlanan
iddianamede. Yılmaz'ın
Hizbullah üyesi olduğu
belirtilerek TCK'nin
168. maddesi uyannca
12 yıl 6 aydan 15 yıla ka-
dar hapis cezasına çarp-
tınlması istendi.
iddianamede, Hüseyin
Yılmaz'ın 1986 yıhnda
Dicle Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi'nde oku-
duğu sırada İshak ve Fet-
hi adlı iki kişi aracılığıy-
la "cemiyetegirdiği ve ör-
gfite özgeçmiş verdiğT
belirtildi. Yılmaz'ın Hiz-
bullah adına gösterdiği
faaliyetler nedeniyle
1995 yıhnda gözaltına
abnarak serbest bırakıl-
dığı kaydedilen iddiana-
mede şöyle denildi:
"Sanığın avukatolarak
Hizbullah örgütü men-
suplaruun davalanna
baktığı. cezaevinde gö-
rüştüğü örgüt mensupla-
nna gözetündeyken ifa-
delerinin baskı sonucu
aluıdığmı söylemeleriiçin
telkinde bulunduğu, ör-
güt mensuplannın olay
tanıklannın ifadeleri ve
tahkikat davasuıdaki di-
ğer önemli bügi ve belge-
İeri örgüle ulaşürdığı an-
laşümışür."
Hüseyin Yılmaz'ın,
Hüseyin Velioğhı'nun öl-
dürüldüğü hücre evi ile
Mardin'de ele geçirilen
belgelerde aduun geçtiği
de vurgulanarak Hizbul-
lah üyesi olduğu iddi-
asıyla 12 yıl 6 aydan 15
yıla kadar hapisle ceza-
landınlması istendi.
Bu arada Diyarbakır
DGM'de önümüzdeki
günlerde yargılanmasına
başlanacak olan Hüseyin
Yılmaz'ı savunmak için
Diyarbakır Barosu'na
kayıtlı 22 avukattn vekâ-
let aldığı bildirildi. Öte
yandan Hüseyin Yıl-
maz'ın avukatı Mehmet
Anul'un üst mahkemeye
tutukluluğun kaldınlma-
sı istemiyle yaptığı itira-
zın ise reddedildiği öğre-
nildi.
Partinin kapatılması başvurusuna dayanak gösterilen davalar karara bağlanmaya başladf
HADEP yargı çembermdeANKARA (CumhuriyetBürosu)- HA-
DEP'li belediye başkanlannın tutuklan-
masının yankısı sürerken, parti hakkında
açılan kapatma davasının önemli daya-
naklan arasında yer alan "bayrak indir-
me" davası ile "takvim" davası sürüyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Feridun Çeük, Siirt Belediye Başka-
nı Mehmet Seiim OzaJp ve Bingöl Bele-
diye Başkanı Feyzullah Karaaslan ın "P-
KK ile koordineU çahşüklan ve belediye
geuHerinden bir bölümünü örgüte aktar-
dıklan" suçlamasıyla tutuklanmalannın
ardından gözler yeniden HADEP'e çev-
nldı. HADEP hakkında "Bayrak" ve
"Takvim" davası sürerken. önceki gün
Genel Başkan Ahmet Turan Demir ile es-
ki Genel Başkan Murat Bozlak'ın da ara-
lannda bulunduğu 18 sanık "PKK terör
örgütüneyardım ettikleri" gerekçesıy le 3
yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına mahkûm
edildi. 1998 sonlannda HADEP hakkın-
da açılan kapatma davasında bu davalar-
daki ıddıalar temel gerekçe olarak göste-
riliyor. HADEP hakkında süren davalar
şöyle:
Bayrak Davas: Ankara 1 No'lu DGM,
partinin 2. Genel Kurultayı'nda salonda
asıh bulunan Türk Bayrağf nın indirilerek
yerine Abdullah Ocalan'ın portresinin
CHP. 12 Avrupa ülkesinin başbakamna mektup gönderdi
'Başkankmn tııtuklanma biçimiuygun değil"
MUTLÜSERELİ
ANKARA - CHP, üyesi olduğu Sosyalist Entemasyonal ve
sosyal demokrat partilerin iktidarda olduğu 12 Avrupa ülkesi-
nin başbakanına gönderdiği mektupta, HADEP'li belediye baş-
kanlannın tutuklamş biçimini uygun bulmadığını bildirdı. CHP
Genel Sekreter Yardımcısı Şule Bucak'ın hazırladığı mektup-
ta, partinin konuyla ilgili duyarhhğının süreceği vuıgulandı.
Mektupta, CHP'nin her zaman demokrasi ilkelerinin savu-
nucusu olduğu, bu nedenle Diyarbakır, Siirt ve Bingöl bele-
diye başkanlannın tutuklanması konusunda gereken duyarlı-
lığm sergilendiği ve gelişmeleri yakından izJediği kaydedildi.
Mektupta "Belediye baskanlan önce gözaltına ahnıhlar, sonra
tutuklandılar. Hiçbir delil açıklanmadığı için suçlanıalann ne
düzeydeolduğunu bilmi>oruz. Amabelediyebaşkanlannıngö-
zahtna ahnış biçüni uygun değüdir" göriişüne yer \ erildi.
Mektupta, merkez yönetım kurulu (MYK) üyeleri Orhan
V'eB YridHnn ve Ibrahim Tez'in gözaltı olayının hemen ardın-
dan incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'a giderek yet-
kililerden bilgi aldıkJan anlatıldı. Mektupta, MYK'nin salı
günü gerçekleştireceği toplantısında bu konuyu ele alacağı ve
konuya duyarlılığın süreceği de bildirildi. Aynca Genel Baş-
kan Altan Oymen ve Genel Sekreter Tarhan Erdem'in konuy-
la ilgili olarak başında yer alan açıklamalarına yer verildi.
asılması nedeniyle 38 kişi hakkında dava
açtı. Bayrağı indırenin FaysalAkçan oldu-
ğu anlaşıldı. Sanıklar 3 yıl ile 20 yıl ara-
sında değişen hapis cezalanna çarptmldı.
Yargıtay, yerel mahkemenin karannı boz-
du. Dava yeniden göriilmeye başlandı.
Takvim Davası: 1998 yıluıda genel
merkez tarafından bastınlan takvimde
-Kürdistan haritasT ve "Açhkgrevleriıt-
de ölen PKK üyeJerinin" adlannın yer al-
dığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
Partinin yurt genelindeki örgütlerinde ara-
ma yapıldı. Soruşturmanın ardından ara-
lannda parti yöneticilerinin de bulundu-
ğu 44 kişi hakkında TCY'nin "örgfit üye-
tiğüu" düzenleyen 168/2. maddesi uya-
nnca dava açıldı. Dava halen sürüyor.
Açnk grevi davası: Ankara 2 No'lu
DGM, Abdullah Ocalan'ın Türkiye'ye ia-
de edilmek istenmesini protesto amacıy-
la basın açıklaması yaptıklan ve açlık gre-
vi başlatarak, "PKK terör örgütüne yar-
dım ettüderi" gerekçesiyle HADEP Ge-
nel Başkanı Ahmet Turan Demir ve eski
Genel Başkan Murat Boziak'ın aralann-
da bulunduğu 18 sanığı önceki gün 3 yıl
9'ar ay ağır hapis cezasına mahkûm etti.
Mahkeme. 29 sanık hakkındada "detilye-
tersiztiğuıden" berat karan verdi.
Kapatma Da>r
ası: Seçımlenn hemen
öncesinde 1998 yıh sonunda HADEP'in
kapatılması için dava açıldı. Anayasa
Mahkemesi'nde dava halen sürerken; Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsavcıs» sözJü açık-
lamasını, parti de sözlü savunmasını he-
nüz^apmadı.
Önceki gün PKK'ye yardım ve yatak-
lık ile ruhsatsız silah bulundurmaktan gö-
zaltına alınan ve aralannda Siirt'in Gök-
çebağ Beldesı Belediye başkanı Behram
Aydın'ında bulunduğu 14 kişi çıkanldık-
lan mahkemece serbest bırakıldı.
Öte yandan, tutuklu HADEPIi Siirt
Belediye Başkanı Mehmet Selim Özalp'a
destek vermek için 21 şubat günü Aydm-
lar Caddesi'qnde izinsiz yürüyüş yapük-
lan gerekçesiyle gözaltına alınan ve ara-
lannda HADEP İL Başkanı Ahmet Konut
ile Mehmet Selim Özalp'ın kızı kızı Hûl-
ya Özalp ın de bulunduğu 6 yönetici ön-
ceki gün çıkanldıklan mahkemece ser-
best bırakıldılar.
Tarsus'ta gösteri
Bu arada, HADEP Tarsus Ilçe Örgütü
yöneticileri, HADEP'li belediye başkan-
lannın tutuklanması karannı ilçe başkanı
Abdullah Öimez tarafından Atatürk Anı-
tı önünde okunan basın duyurusuyla
kınadı.
Moskovski Komsomolets
istihbarab
PKK'ye para
yardıım yaptı'
MOSKOVA (AA) - Rus-
ya'da yayımlanan Moskovs-
ki Komsomolets gazetesi,
Rus askeri istihbaratı
GRU'nun, 1994 yılında P-
KK'ye para yardımı yaptı-
ğını iddia etti.
Habere göre, para, örgüte
Hollanda'da teslim edildi.
Haberde, 10 miryon dolar tu-
tanndaki paranın aktanlma-
sında dolayh yollar kullarul-
dığı için, yasadışı işler ya-
pıldığı ve sonuçta konu
mahkemelik olunca gerçe-
ğin ortaya çıktığı belirtildi.
GRU' nunfHcaaktarma ope-
rasyonu şöyle gelişti:
-Rus>^ 1994 ydmda Çe-
çenistan'da savaşa başlaym-
ca GRU Türkiye'nin bu sa-
>aşa ilgisi olabüeceğini düşû-
nerekve bu ilgiyi başka alan-
lara kaydırnıak amacı>ia P-
KK'vi Türkhe'ye karşı daha
da krşkırtma karan akta. Pa-
ranın örgüte aktanlmasuıda,
haberde yauuzca Tümgene-
ral Kapranov olarak adı ge-
çen bir ajan kuDanıldı. Geç-
mişte orduda. GRU'nun giz-
li tesislerinin inşaat işlerin-
den sorumlu olan Tümgene-
ral Kaprano\, GRU ile çok
yakuı iuşküere girdi, daha
sonra görev inden istifa ede-
rek Rusya Merkez Banka-
sında tşe başladı. RUS>B giz-
li servisleri, hükümet tara-
nndan yeterince finanse edi-
lemiyor. bu nedenle servisle-
rin \abancı ülkelerdeki ope-
rasyonlanndan >eterince ba-
şarıh sonuç alinamıyordu.
Gizli servislerin finansmanı
için bu nedenle Merkez Ban-
kası i>i bir kaynak olabüirdL
ÇünküMerkezBankasu hiç-
bir hesap vermeden bazı pa-
ra harcamalarmda buluna-
bünordu. Rastiantı olama-
yacak bir şekilde o dönemde
Merkez Bankası'nda işe baş-
layan Tümgeneral Kapra-
nov, GRU subaylan tarafın-
dan. Rusya'nın Altay bölge-
smde'Kontur-M' adh bir fir-
manuı sahibi olan Malkin so-
vadh bir işadamıyla tanısö-
nkh. Malkin, bunun ardın-
dan Kapranov adına bir
banka hesabı açn. Kapranov
da. Malkin'e. Mosko^'nuı
Tuşino böigesinde Merkez
Bankası'na ait 'enfomıas-
yon merkezinin inşaatında
İcullanılacağr görüntüsü al-
nnda 10 mihon dolar para
aktanh. Ük avansı alan, an-
cak paraAi Tuşino'daki inşa-
atta kullanmak \erine Hol-
landa'}^ uçan Malkin, bura-
da PKK elemanlanyla bir
araya getirüdi GRU'nun ak-
tarmayı planladığı tüm pa-
ra, böylece örgüte verfldL"
Malkin'ın parası ricarette
batmışgıbı göründü. Merkez
Bankası. parasının peşine
düştü. 1 milyon dolar değe-
rindekı gayrimenkullerini
satmakamacıyla 1997'de Al-
tay bölgesine dönen Mal-
kin'in, bu kadar mülke nasıl
sahip olduğu Altay Savcılı-
ğı'nca araştınhnaya başlan-
dı. Olay mahkemelik olunca
gizli operasyon ortaya çıkn.
Malkin 1997'de. Kapranov
da 1999'da gözaltına ahndı.
İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
mmmtErmmimsm
Diyarbakır il örgütünce düzenlenen basın açıklamasma partililer de katıldı
HADEP'ten gövde gösterîsi
DÎYARBAKIR
(Cumhuriyet
Bürosu)- HA-
,_ DEP'liDiyarba-
Jj? kır Büyükşehir
Belediye Başkanı
Feridun Çefik, Siirt
Belediye Başkanı Mehmet Selim
Ozalp ve Bingöl Belediye Başkanı
FeyzÜDah Karaaslan'ın tutuklanma-
sının ardından, partinin Diyarbakır
il örgütü geniş katılımlı bir basm
toplantısı düzenledi. Toplantıda.
HADEP Diyarbakır İl Başkanı AB
Ürküt, -Partinüze yönelik uygula-
malarbölge ve Diyarbakır vicdanın-
da mahkûm edilmiştir" dedi.
Çok sayıda gazetecinin de izledi-
ği toplantıda HADEP İl Başkanı Ali
Ürküt. partilerine yönelik sureci.
parti avukatı Sinan Tannkulu ise
başkanlara yönelik suçlamalan de-
ğerlendırdi. Son bir yıl içinde Tür-
• Basın toplantısında, son bir yıl içinde Türkiye'de ve
bölgede gelişen toplumsal banş ve yumuşama ortamının
ocak ayından başlanarak değiştirildiği ileri sürüldü.
kiye'de ve bölgede gelişen toplum-
sal banş ve yumuşama ortamının o-
cak ayından bu yana farklılaştığını
belüten Ali Ürküt şunlan söyledi:
•*Bunu gösteren bazı ipuçlan var.
Önce Ocak ayuıda Başbakan Bü-
lent Ecevit, partinüze yönelik teh-
dit içeren bazı mesajlar verdL Bu
mesaj daha sonra bazı kurumlann
raporlaruıa yansıdLArdından çeşit-
li dönemlerde bölgenin değişik yer-
lerinde partinüze>önettkolduğunu
tahmin ettiğüniztoplantılar yapıldı.
Bundan sonra da partinıize yönelik
sistematik basküar vaşandL Teşki-
laüanmıza baskınlar düzenlendi.
Ardından Belediye Başkan Vekili
Ramazan Tekin tutuklandı. son ola-
rak belediye başkanlarunız tutuk-
landı, göre\lerinden uzaklasonldı,
aynca genel merkez yönetinümiz-
den 13 kişi cezalandırudL"
HADEP'h belediyelerin olumlu
çalışmalannın engellenmek isten-
diğini öne süren Ürküt, şöyle de-
vamettı: "Yakınzamana kadar böl-
gede ve Türkiye'de toplumsal banş
ortamının geliştiği, bu nedenle O-
HAL uygulamasının kaldırünıası
gereküği tarüşüıjordu. Bu olavlar-
dan sonra OH.AL uzauldL Yine ko-
ruculuk sistenünuı kaldırünıası dü-
şünülüyordu, gündemden düşürül-
dü. Bir diğer yönü de Hizbullah ola-
yıdır. Hizbullah olayı derinleştikçe
kamuoyunun gündemine farUı iliş-
kilerin. bağlanülann ortaya çıküğı
görüldü. Bu konunun da bir an ön-
ce bazı çevreler taranndan gündem-
den düşürülmesi gerekiyordu. Buna
bağJı olarak Batman Vaüliği'nin si-
lah alımı konusu ortaya çıkn. Saym
Cumhurbaşkanı'nm da ifade ertiği
gibi bölgedeld rutin dışı uygulama-
lann da etkisi var. Mesut Yılmaz'm
ve Adalet Bakam'nm açüdamalan
da Uginçtir. \'aşananlar hükümetin
inisi\atifı dışındadır" diyorlar. Eğer
bir hükümet hükümet etmiyorsa.. o
zaman anlamı yoktur. Bu uygulama
siyasidir. Uygulama bölge ve Diyar-
balar \icdanında mahkûm edilmiş-
tir. Uygulama, başkanlar şahsında
bütün böigeyedir. demokrasi güçle-
rinedir ve Kürtleredir."
Bağlar Belediye Başkanı Cabbar
Leygara ise rufuklanan belediye
başkanlanyla cezaevinde görüştü-
ğünü. kendilerinin hukuksuzluğa ve
haksızlığa uğradıklannı söyledikle-
rini belirtti.
Fazilet Partîsi
K u U u i ••:«••.
Erkaya'yı
hedefaldı
ANKARA (Cumhuriyt*
Bürosu) - Fethuilah Gülen
konusundaki tartışmalara
uzun süredir girmemeyi ter-
cih eden FP yönetimi bu tu-
tumunu değiştirdi. FP lideri
Recai Kutan, eski Deniz
Kuv\ etleri Komutanı emek-
li Oramiral Güven Erka-
y«'nın, Gülen'i rejimin ge-
leceği için en büyük tehlike
olarak değerlendirmesine
tepki göstererek, "MDfi ve
manevi değerlere bağh olan-
lar potansiyel tehlike sayıh-
>w" iddiasım dile getirdi.
Kutan, partisinin il baş-
l l d ^p y y p j ^
koniışmada, Erkaya'.mn
açıklarnasına değinerek,
"Bir emekli asker televizyon
programında çıkıp 'Türkiye
için en büyük tehlike Fethui-
lah Gülen ve okullandır' de-
di Orta Asya cumhuriyetle-
rine gittiğim zaman beni en
çokmemnun eden Fethuilah
Gülen ve taraftarlaruun aç-
nklan okullardı" dedi.
Okullarda bazı derslere
katıldığını ve orta 1 öğrenci-
lerinin Ingilizce astronomi
dersi aldıklanm görünce şa-
şırdığuıı kaydeden Kutan,
U
O okullarda Kazak ve Rus
çocuklar da vanh. Hep bir-
Kktetstüdal Marşı okudular,
Türk BayTağı çekildi" goni-
şünü savundu.
'Iktidar terörü var'
Son aylarda yaşanan bazı
gelişmelerin "Bu koşuüarda
AB üyeliğmin söz konusu
oiamayacağını ortaya koy du-
ğunu" öne süren Kutan, Hiz-
bullah, PKK gibi örgütlerin
uyguladığı terörün yaru sıra
iktidar terörü yasandığuu sa-
vundu. Kutan. "Türkiye'nin
çesMi yerlerindebazı itirafçı-
lann ifadelerine göre birfleri
gözaltına aunıyor, tutuklam-
yor" dedi.
HADEP'li belediye baş-
kanlannın gözaltına alınma
ve tutuklanmalanna da de-
ğinen Kutan. "Adalet Baka-
nı da belediye başkanlaruun
gözaltına alınmalannda ba-
zı aşınlıklar olduğunu söyiü-
yor. Bazı çe\Telerin Tüirid-
ye'nin AB'yegirmesmisabo-
te ettikleri değeriendirmele-
ri j'apıhyor" diye konuştu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Hükümetin kararlaştırılmış bir Gü-
neydoğu politikası var mı? Varsa, bu-
nu uygulamaya gücü yetebilecek bir
otoriteye sahip mi? Mesut Yılmaz,
HADEP'li üç belediye başkanının tu-
tuklanması konusunda NTV'de Nuri
Çolakoğlu'nun sorulannı cevaplar-
ken şunlan söyledi: "Liderler toplan-
tısında bu konuyu değerlendirdik.
Içişleri Bakanı'ndan bilgi aldık. Her
ne kadar yargı alanına giriyorsa da
Türkiye'nin huzurvnu, iç güvenliğini
bu kadaryakından ilgilendiren birko-
nuda savcılann hükümetibilgilendir-
mesi gerekir. Bu olay hükümetten
kopuk yürijtülmüş. Baştan hüküme-
tin bu konudan haberi olmamış."
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün bu olay karşısındaki tavrı
şöyleydi: "Bazı aşınlıklar var. Onayla-
mamız mümkün değildir." Türk, bu
açıklamayı yaptığı sırada henüz be-
lediye başkanlannın ifadeleri gazete-
lerde yer almamıştı. Türk, başkanla-
nn "Bize jandarmada işkence yaptı-
Hükümetin Güneydoğu Politikası(î)
lar" dediğini öğrenmemişti.
• • •
Siz bana bu manzaradan sonra,
"Türkiye'de bağımsız yargı var. Yar-
gının tutumunu bekleyelim " diyecek-
siniz, ben de buna inanacağım. Yar-
gının bağımsızlığından vazgeçtim, ül-
kenin en kritik konusunda, çok
önemli bir tasarrufta bulunuluyor ve
hükümetin haberi olmuyor. Daha
doğrusu, belediye başkanlarını tu-
tuklayan güç, hükümeti haberdar et-
mek gereğini bile duymuyor.
O zaman, bu hükümet, böylesine
kritik ve önemli bir konuda devre dı-
şı mı? Yahut da istediği zaman hükü-
meti dinlemeyecek bir güç, bu bölge-
ye egemen mi?
Şu anda bölgede bir savaş ortamı
yok. Yıllardırsüren "düşükyoğunluk-
lu savaş" sona erdi. Uzunca bir sü-
redir bölgeden ciddi bir silahlı çatış-
ma sesi gelmiyor. Yani bölgede aske-
ri açıdan sorun giderek etkinliğini yi-
tiriyor.
Zaten belediye başkanlanyla ilgili
iddia da artık silahlannı terk ettiğini
söyleyen örgütün bazı sorumlulany-
la karşılaşmaktan ibaret. Ne bir şid-
det eylemi söz konusu, ne de bu ko-
nuyu çağrıştıracak bir girişim.
• • •
O zaman, bölgede yumuşama yö-
nündeki gelişmenin önünü kesecek
bilgi ve belge de mevcut değil. Yakın-
dan bildiğim, bu bölgenin insanlan,
yaralarını sarmaya, şiddetten uzak
bir yaşama alışmaya çalışıyorlar. Yı-
kılmış, tarumar olmuş hayatlannı ye-
niden diriltmeye gayret ediyorlar.
Ekonomik olarak nasıl toparlanabi-
leceklerinin yollannı anyorlar.
• • •
15 yıl süren, binlerce insanın yaşa-
mına mal olan, ekonomiyi bölgede
neredeyse sıfıra indirgeyen bir du-
rumdan. normale geçişin kolay of-
madığı bir gerçek. işte hükümetin ro-
lü burada başlıyor. Koşullan norma-
le döndürecek önlemleri almak.
Bu önlemler içinde öncelikli görev
de güvenlik güçlerinin yeni duruma
göre yeniden yapılandınlması. 15 yıl
içinde bölgeye, "düşük yoğunluklu
saı^as"ın yarattığı bir sertlik yön ver-
di. Devlet kuvvetleri de bu sertlik or-
tamında şekillendi. Bölgeye bu ruh
sindi.
Faili meçhulleriyle, yargısız infazla-
rıyla, köy boşaltmalarıyla şekillenen
dönem, artık geride kalıyor. Bu acıla-
n aşabilecek, önyargı/an geride bıra-
kacak projelere ihtiyaç olduğu bir ger-
çek. İşte hükümet burada gerekiyor.
• • •
Belediye başkanlannı jandarmaya
sorgulatan birsistem, bu bölgede so-
runları çözebilir mi? Belediye baş-
kanlannın gözaltına alınmasını sonra-
dan öğrenen bir hükümet, bölgenin
sorunlannı çözebilecek dirayeti gös-
terebilir mi?
• • •
Sorun AB ile ilişkilerle sınırlı değil.
Hatta ve öncelikle bu konu Türki-
ye'nin iç barışı ve huzuru sorunu.
Evet, Dışişleri Bakanı Ismail Cem,
"Avrupa'yla ilişkizorlaştı" diyor. Evet,
bazı gazeteci arkadaşlar, bu eylemi
"AB ile biryol karan" olarak yorum-
luyoriar.
Ama hepsinden önemlisi; kendi iç
yaşamımız. Belediye başkanlanna,
"Bana işkence yaptılar" dedirten or-
tamdan nasıl kurtulacağız? Böyle bir
ortamda demokrasiyi nasıl geliştire-
ceğiz?
• • •
En vahimi de hükümetin en önem-
li konuda inisiyatifsiz olması. Asıl kor-
kutucu olan bu.