Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2000 PA2AR
10 PAZAR YAZILARI dishab(a cumhuriyet.com.tr
Halk KahramanıKatillerDaha önce de olmuş mudur
bilmiyorum ama, ben, şu yaşadığun
lagiltere'de bir cinayetin çoğunluk
tarafından böylesine olumlandığına,
yasalara göre suç olan, ama kamunun
önünde meşruluk taşıyan bir
eylemın, birçok insanı nasıl
sevindırdığine ilk kez tanık
oluyorum. Şaşkınlığım, Ingilizlerde
böyle şeyler olmaz saçmalığına
inandığırndan değil. Çok iyi
biliyorunı ki her yerde olduğu gibi
Ingılız toplumunda da başka
toplumlan hayrete dûşürecek bir dolu
vaka olmakta. Duygulannı pek belli
etmeme huylanndan ötürû (hani şu
Ingilizler soğuktur muhabbeti), bu
son olaya ılişkin beklenmedik
tutumlar sergilemelerine alışık
olmama durumu benimki. Mesele şu;
Wüiaın Makofan adlı bir adamı
güpegündüz, kapısının önünde
vurarak öldürdüler. Maktulûn
komşulannda bir sevinç, bir sevinç
sormayın gitsın. Biri, "Kim vurduysa
madalva verilroefi" dedı. bir başkası
"Vaüabundaıı daha iyi bir hedef
ofaunazdT dıye sevmcinı belli ettı
Polisin kirabk olabileceğjni
açıkladığı katil ya da katiller, küçük
çapta bir halk kahramanı bile oldular.
Bu Wîlliam denen adam da, adam
falan değil bir canavar aslında. Rezıl
bir ıız düşmanı Dokuz çocuğu
tecavûz ederek öldûrdüğü ıddıasıyla,
bırkaç arkadaşıyla birlikte
yargılanıyordu. Daha önce de aynı
suçlardan mahkemeye çıkmış, bir
süre de içeride yatmış. Yargılandığı
son davada elde delil olmadığından
deliller açısından bakıldığında yok
gibi gözüküyor. Karşımıza getirilişi
çok bilinen İcötü şöhreti yûzündendir.
Bu mahkemede kanaatler değil,
deliller belirleyicidir. Saüverilmesi
gerekir.
Milletin tepesini attıran işte bu.
Mahkemeden elıni kolunu sallaya
sallaya çıkan adamın, her an
kolaylıkla ulaşabileceği küçük
çocuklann bulunduğu bir siteye
yerleşmesi de işin tuzu biberi. Tacize
uğramış bir çocuğun ailesinin
işlettiği sanılan bu cinayet sayesinde,
birçok ınsan hukukun
kendilennde uyandırdığı
LONDRA
MUSTAFA
ERDEMOL
aldatılmışlık duygusundan
kurtulmuş oldular. Sun gazetesi iç
sayfalannda olayı 'Siahın Adafcti'
başlığıyla vererek Ingılız adli
sistemine ince bir gönderme de yaptı.
Adliye ile kamu, suçluya
yaklaşımlanndakj farklılıktan ötürü
bu olay nedeniyle bir güzel kapışmış
bulunuyorlar. Hukukun, maktulûn
salıverilmesıne yol açan teknik
gerekçeleri çoğunluğu pek
ilgilendirmedı ve cinayet
"işleyenleriıı eflerine sağkk"
noktasına geldı dayandı. Karşısına
çıkanlan her kimseye, isterse ırz
düşmanı olsun, elbette kendi
rnantığıyla yaklaşması gereken
adalet, kamunun ıntıkamcı duygulan
karşısında işlevsiz kıhndı. Hukuk
cezalan düzenleyebiliyor ama, kimi
duygulan önleyemiyor.
Ister îngiltere'de ister Türkiye'de
olsun şu kamuoyu, en ufak bir
meşrulukta, rutinın dışına çıkabiliyor
demek ki. William Malcolm'un
öldûrülmesinde adamın kişiliği,
suçlan, masum yavrular için arzettiği
tehlıke, cinayetin meşru tarafını
oluşturuyor.
Bu özellilder cinayetin toplumsal ve
kültürel anlamda onaylanmasuıa yol
açıyor. Tehlike şurada; herkes eğer
isterse kendı eyleminı böyle meşru
kılacak gerekçeler bulup çıkarabilir.
Irz, namus düşmanıydı öldürdüm,
ocağımı söndürmüştü öldürdüm,
ayağımı kaydırmak istıyordu
öldürdüm, çok sevıyordum öldürdüm
vs. gibi. Hukuktan ne beklendiği de
burada önemlı. Eğer beklentiniz
fazlaysa hayal kınklığınız da çok
oluyor. Îngiltere'de cezalann
birçoğunun caydıncı olmadığı çok
bilinen bir olgu. Ingılız adaletinin
hiçbir şeyi çözmediğine ınananlann
sayısı hiç de az değil. Galler
bölgesinde çocuklan korumakla
görevlı bir birimın üst düzey
sorumlulanndan bırinin, küçük
çocuklara yılarca tacizde
bulunduğunun ortaya çıkması,
Malcokn cinayetinin toplumun tüm
kesımınde sevınçle karşılanmasına
yol açtı. Sübyancılık bu ülkede
öylesine yaygın ve önleyici cezalar
da o kadar etkısiz ki, adaletin yanm
bıraktığı ış Malcohn cinayetınde
olduğu gibi tamamlarunca insanlar
seviniyor haliyle.
Tabıi şu da var; cınayeti işleyen kişi
ya da kışiler yakalandığında hukuk,
onlara gösterilen toplumsal
sempatiye pek rağbet etmeyecek gibi
görünüyor. Çünkü hangi gerekçeyle
olursa olsun işlenen bir cinayettir.
Yani katiller yakalandıklannda, "bu
vatan için kurşun atanlar da yiyenler
de bizdendjr" muamelesı
görmeyecekler. Bir cemiyet
mikrobunu temizledikleri için itibar
görüp, koğuşlanna gecenin bir vakti
lahmacunlar getirmeyecekler.
Çünkü, Îngiltere'de hukukun eksiği
var ama, şerefi de var.
Sizi Çayır Serçesi'nde
öğle yemeğine beklerim
Stockholm'dekj Güzel Sanatlar Akademisi'nin
avlusunda yalnızca gündüzleri açık olan bir
restoran var; adının Türkçesi, "Çayır Serçea"
oluyor. Serçe soyunun en küçüklennden olan
ve kanatlan san-lacivert bir kuş. Restoranın
duvarlan, tarihi silahlarla dolu: kılıç, kalkan,
tabanca vs... Kuşumuzla ne ilgisi olduğunu
çıkaramadım. Çıkaramadıgım şeyler o kadar
değil. Neden benimle zaman zaman Almanca
konuşmaya çalışıyorlar, o ayn bir gizem.
. Aşçısı, fevkalade bilge bir kişı. Saat 14.00'e
yakınlaşıp işler durulmaya başlayınca
çıkıp şeref turu atmayı
seviyor, o günkü yemeklerle
ilgıli övgüyü "kaiıul
ederken", ertesi günkü
"mocizeteriyJe'" ilgili bilgi
vermekten de geri kalmıyor.
Birazdan Christer gelecek..
içine kapah, orta yaşlı,
sıska bir adam. Aşçımız,
onun tam kahve içme
zamanına rastlatıp. bir kahve arası alacaktır.
Kahvesini doldurmadan önce, restorandaki
herkesin duyacağı şekilde, yani yüksek sesle,
"Eh, arük s»cak bir şey içmem gerek,"
diyecektir. Kah\ esini alıp, bu gün nutuk atmak
istediği konu neyse, o konuda konuşmak için
Chnster'in karşısına oturacaktır.*Çayır
SerçesTnde ben, ya bır dosta ıki satır yazıyor
olacağım, ya da bir dosttan gelen iki satın
okuyor. Çakaralmaz bir cep telefonum var,
abonelikle değil, kartla çalışıyor. Her ay sonuna
doğru -yani ayın ilk on gününden sonra- züğürt
kaldığım için, yalnızca beni arayanlann
bulabildiği şekilde çalışıyor. Ancak öğlen
yemeği crvannda açıyorum, akşamüstü eve
vannca kapatıyorum. "Ç«yır Serçea"ndeyken
sevdiğim bir ses beni anyor, oturup derhal
yanıt yazıyonım. O arada "Şef" gelip, yemeğin
nasü olduğunu soruyor "Nefis* demekten
başka seçeneğim olinuyor.
Yine de size, sevdiğinizle Stockholm'deyken,
bu, bilmeyenin bulamayacağı alçakgönüllü
restoranı, "Çayır Serçes"ni öneririm.
Bulunduğu yerin gereği olarak burada yemek
yiyen sanat öğrencilerinin sayısı fazla değil;
buna şaşınyor ınsan doğrusu. Gelıp karton
bardakia kahve alıp giden ögrencilenn sayısı
daha fazla. Buna karşılık. büyük kent fenomenı
olarak "tanmmamak". "düzenli konuk otarak
görühnemek" fenomenlen, burada,
Stockholm'ün genebndeki
kadar yaygın değil. îki kez
gelince, üçüncüsünde sizi
anımsıyorlar. Benim garip
huylanmı da öğrendiler.
GURHAN Ama zaman zaman Almanca
UÇKAN olarak neden bir çift söz
ediyorlar, onu anlamış
değılun.Ayın ilk 10 gününe
^ ^ ^ ™ " ^ ~ rastlatırsanız ve yanınızda
sevdiğiniz varsa, sizi "Çayff Serçea"
STOCKHOLM
"ne
bekliyorum. Unatmayın; yalıuzca öğle yemeği
veriyorlar. Yemekten sonra, hava koşullan
elverişliyse, çok güzel yertere yakın. Ufak bir
tur da atabiliriz. Ama o arada, bana sevgili bir
telefon gelirse, sizi üç dakıkalığına Şef'le baş
başa bırakınm. O anlatmayı seviyor, sizin
anlamanız önemli değil, dınlemeniz yeter...
Ben de şu sıralar Şef'i kontrpiyede bırakmak
için kendı elimle bir "AM Naak", "Kadmbudu
Köfte" ve "Yaprak SarmasT yapacağım.
Onlan bir yemek sonrası bıraktıktan sonra ikı
hafta gözükmeyeceğim. 0 arada konuklanna,
"Almanca konuşmayan. ama, buraya arada bir
geten, pek et vemeyen, bir kadeh şarapia öğle
yemeğini pariatan orta yaşh bir adamın verdiği
yemektenT bahsedecektır. Geldiğunde şeref
turu atmayacağım.
Ç g y g ç p
M^nYanar^lavpüsküıtmeyedevam
ediyor. Mayon dûn gece de saaderce lav ve küi püskürttü. Yanardağın harekete geçmesiyte
böigede yer sarsınülan da yaşanryor. Yanardağ eteklerindeki Legazpi kenti ve çevresindeki
köylerde vaşayan yaklaşık 50 bin kişi bölgeden tahliye edüdi (Fotoğraf: REUTERS)
Küba'da Salsa'nın
sırnnavarmakHer yıl değişik ülkelerde
düzenlenen Uluslararası Meyve
Suyu Sempozyumu bu yıl
Küba'da yapıldı. lstanbul-Münih
aktarmab olarak Havana'ya 13
saat uçarak ulaşıyorsunuz.
Havana, eski ile yeninin bır
arada yaşandığı 2.5 milyon
nüfuslu bir kent. Küba, 19.
yüzyılın sonlannda
Ispanyollardan kurtulduktan
sonra 1902'de Amerika'nın
kolonisi olmuş. Fidd Castro'nun
1959 yıhnda başanyla
sonuçlanan devrimi ile Küba,
sosyalizmi benimsemiştir.
Küba'da sağlık hizmetleri ile ilk.
orta eğitim ve üniversite
öğretimi herkese açık ve
ücretsiz. Fidel, ülkede birliği
sağlamış. Kübalılara Kübalı
olmanın bilincini ve gururunu
aşılamış. Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından sonra Küba
ekonomisi güç duruma düşmüş.
Amerika'nın ambargosunun
Küba'yı çok sıkıntıya soktuğu
belli. Havana nın Florida'ya
bakan yüzünde 7
km. uzunluğundaki
ünlü "MalacoıT
Bulvanna güçlü
çarpan dalgalar
acaba Amerika'nın
Küba'ya
kızgınlığını nıı
sergiliyor?
Ortalamabır — — —
çalışanın aylık
maaşı 20 dolar cıvarında. Devlet
tarafından verilen bazı süt,
ekmek, şeker gibi temel gıda
yatınmlan normal yaşamaya
yetmiyor. Bu yüzden halkın
büyük bir bölümü sınırda
yaşıyor. Havana'nın 1930-40'lı
yıllarda yapılaştığı "OWCit)"
görülmeye değer. Havana'da ilk
geziye çıkılacak yer "OM Ory".
Old Cıty'de yabancılan seçmek
kolay Tunstlerin bulunduğu
bölgeden uzaklaşıp, kendimı
gerçek Havana sokaklanna
bırakıyorum. Hoş bır miman
yapısıyla "OW Oty" Havana'nın
incisi. Burada bulunan 2-3 katlı
evlerde genelde işçi kesiminin
oturduğu belli. Unutulmaz
güzelliktekı mimari yapılanyla
bu binalann kısmen restore
edilmeye başlamasına seviniyor
insan. tamamı restore
edıldiğınde belki dünyanın en
güzel mıman yapısına sahip
yerleşım birimi olacak nıtelikte.
Bu nedenle Birleşrruş Milletler
tarafından da bu bölge
korumaya alınmış. Ancak
ıstenilen güzelliğe ulaşmasına
daha yıllar var. Kübalılar
barışçıl, sevecen ve neşeli
insanlar. Onlarla dillerini
anlamadan da anlaşmak kolay.
En çok pızza ve dondurma
yiyorlar. Salça üstü peynırden
oluşan pizzayı pek hevesli
HAVANA
MEHMET
PALA
yiyorlar. Sıcak pizzanın tadının
hiç de fena olmadığını
söyleyebılirim. Küçük birkaç
metrekarelik bakımsız
dükkânlarda genelde yaşh
insanlar satıcılık yapıyor. İşte
böyle küçük bir dükkânın
önünde bizım kahve
fıncanlanyla ayakta kahve içen
insanlan görüyorum. Küba'da
kahve genelde şekeri konmuş
olarak sunuluyor. Tadı biraz
bizim kahveye benziyor.
Kahveyi veren yaşlı İcadına bir
dolar uzatıyorum. Bir şeyler
söylüyor, ayakta duranlar da
katılıyor konuşmaya, elle bazı
rakamlan göstermeye
çalışıyorlar Bir dolann az
geldiğinı düşünüyorum. ancak
cebımde duran madeni paralan
avucumun ıçıne alarak
gösteriyorum. Yaşlı hanım
içinden sadece birini alıyor, bir
dolan da gen veriyor. Aldığı
para herhalde bır dolann onda
bin bile değildi. O kadar ihtıyacı
olmasına karşın, sadece hak
ettiğine razı olan
yaşlı hanırru hiç
unutmayacağım.
Küba'da insan
kendisini güvende
ve sıze içtenlikle
bakan insanlann
arasında
hıssedıyor.
— — — — Birçiftlikte
şekerkamışının
tadına baktıktan sonra kendımi
Küba'nın meşhur Rom'unun
yapıldığı "Havana Chıb" Rom
fabnkasında buluyorum.
Şekerkamışı melası Rom'un
hammaddesi. Havana
akşamlannda Rom'dan yapılan
"Mojho")!! yudumlarken
Küba'nın loş havasında
kendınızi bir başka
hıssediyorsunuz.
Ekonomik güçlüklerine karşın
Kübalılann nasıl neşeli
olabildiklerinin
sırnnı sonunda çözüyorum.
Rom'u içtikten sonra
"Saka" tılsımına kaptırdın mı
kendıni, her şeyi unutuyorsun.
Duygunun ve yaşamın ta kendisi
Salsa Küba'da. Salsa dansı
Küba'da yaşamın bir parçası
olmuş. İnsanlar hemen her yerde
yapıyorlar. (M,
Bır de aksam yemeklerinde canlı
Küba müziğini dınlemenin
mutluluk veren özelliğini
söylemeden geçmemeliyim.
Birçok ülkeyi görüyorsunuz ve
dönüyorsunuz.
Küba'ya gittiginiz zaman evet,
hüzünlü döndüğünüzü
anJayacaksınız. Küba'nın
doğasının, yaşamının
hoş etkisi sizi büyüleyecektir.
Eğer hâlâ Küba'yı görmedinizse
kimselere dünyada her yeri
gördüm demeyiniz.
tSMNBULDEVLnTJYATROSU
Topiu Bitet Rezervasyonu ve Abonman: 0.212 292 39 00 /111
Yayla Sanat Merkezi Gişesi: 0.216 441 20 87-383 63 79
Kadıköy Gişe: 0^16 336 44 76
http://www.istdt.gov.tr
AKM ODA TİYATROSU (0 212 245 25 90}
Hafta ici: 20.00 Cumartesi 15.00-20.00 Pazar 15.00-11.00
Necati Cumalı
GEL EVLENELİM,
YÜRÜ BOŞANALIM!*
Yonelen Nur Sub»?ı 22-27 Şubat arası'Promıyer
Ralner Hachteld
KETÇAPLI SPAGETTİ*
Türkçes Sevgl Aydın, Yöneten Macit Sonkan 27 Şubat,
5,12.19,26 Mart 'Çocuk Oyunu
AZİZ NESİN SAHNESI (0 212 245 25 90}
Hafta ici: 20.00 Cumartesı 15.00-20.00 Pazar 15.00
Patriek SüsfcJnd
KONTRABAS
Tfrkçes: Hrt» Kuntay.Yöneten Metin Betgln 22-27 Şubat arası
Federtco Garcia Lorca
KANLI DÜÖÜN
Tûrkçesı Roza Haknwn,Yör»ten Mahlr Gönşîrsy
29 Şubat-5 Mart arası
AKM BUYUK SALON (0 212 245 25 90)
Cumartesi 21.30 Pazar 15.00
Bortolt Brecht
ARTURO Uİ'NİN
ÖNL.ENEBİLİR TIRMANIŞI
Türkçesi-Yöneten Yüeel Ertefv27 Şubat, 11,12,18^5.26 Mart
Edmond Rostand
CYRANO DE BERGERAC
Tûrkçesı Sabri Es«t Sly.vvışgiJ, Ydneten Işıl K»s«poğlu,
26 Şubai,5,19Mart
TAKSIM SAHNESI (0 212 249 69 44)
Hafta ici: 20.00 Cumartesi 15.00-20.00 Pazar 15.00
Hainrich BÖH-Margerethe von Trotto
KATHARİNA BLUM'UN
ÇİÖNENEN ONURU*
Türfcçes Yûcel Erten.Yöneten Aliye Uzunatağan
22-26 Şubal arası "Ankara Devtet T-yaîrosu
Nazım Hlkmet
FERHAD İLE ŞİRİN
Yöneten Yûcet Erten
29 Şubat- 4 Mart arası
AzizNesin
DODÜKÇÜLERLE
FıRÇACıLARıN SAVAŞı*
Yoneten Falk ErtMMr 27 Şubat, 5,11.12.19,26 Mart
•7 den 70 e her yaş ıçın kabare
YAYLA SANAT MERKEZİ (0 216 441 20 87)
Salı Carsamba Persembe 20.30
Marguarlte Duras
AYRILIK MÜZİĞİ
Türkçssı. Gökçln Taşkın Yoneten Nihat llen 22,23,24 Şubat
29 Şubat-5 Mart AKM Oda Tıyatrosu
Oktay Arayıcı
OONE BAKAN CAM KIRIKLARI
Yoneten Yılınaz Onay 29 Şubat, 1,2 Mart
TİYATRO OYUNEVİ
0212 251 6060 www.tivatrDovunBvi.com
JGflN 6CNCT
HlzmetçlLerRtji: Hıhir Günşiray Onmıtuni: Çttin Sınkırtıl
S.hm TMtnmı: Clludl L»on, Sllim Birsil
Oyuncular: Alpır Otvılioğlu, GOvın İncı, Mıhir Günşiray
Her Pazartesi
Saat: 20.30
E Msrt'tan başlayarak
yeni oyun
"Üez3 Kolonisi'nde"
Franz Kafks
İstanbul Devlet Tiyatrosu
TAKSİM SAHNESI
Bilıtlır Dıvlct Tiyatrosu gisılarindı!
EFES PUsen'in kültür ve sanata katkılan aıtarak sürecek.
T.C. Kültür Bakanlığı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ
Arif Melikov
FERHAD
PCASSO, 9 6 1 » « aVB W DK* «J5UJHCA..4
KüttEYt KMMtmMi w YOreret SBDtM SA&AN
SEREFE
HBİPAZAJ! 19 30-DA
OIVUT TtTAnOUUU TAKSİM SAHHUİ'
ı (212)2X16 18 231 2100
Tobm Sohnu, AMOr^ Kû*ür M>Uzı, Kojılöy Hddun Tcnr Sdmuı,
Ö^o.lV»—.. fanJ,,«ol«ıJJ00J00Il
T.C. Kültür Bakanlığı
İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ
N.Simon / C.Coleman
TATLI CHARITY
müzikal 2 perde
Koreografi ve Salıneye Koyan Tony STEVEHS / O r » a Şelı Elşaıi BAGIROV
26 Şubat Cumartesi 15 30
• •
VV.A.Mozart
SARAYDAN KIZ KAÇIRMA
opera 3 perde
Orkestra Şefi SenlarYALÇIN / Safıneye Koyan Michael HEINICKE
8 Mart Çarşamba 20 00
• •
G. Verdi
AIDA
opera 4 perde
OfestraŞefı Ivan AMGUELOV / Sahneye Koyan YektaKARA
11 Mart Cumartesi 15 30 / 21 Mart Salı 20 00
• •
J.Offenbach
HOFFMANN'IN MASALLARI
fantastik opera 3 perde
Orkestra Şefı lwn ANGUELOV / Sataeye Koyan YektaKARA
14 Mart Salı 20 00 / 25 Mart Cumartesi 15 30
• •
VİYANA ESİNTİLERİ
operet akşamı
MüzıkYömtmenı Serdar YALÇIN / Şahneye Koyan Sumeray ARIMAN
25 Şubat /10-31 Mart Cuma 19 00
• »
J.Bock
BENİ SEVİYOR
müzikal 2 perde
Muzık Yönetronı Hneyin KAYA / Sahneye Kovan Önder GÖKSEVEN
3-24 Mart Cuma 19 00
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
Biletler Atatürk Kultur Merkezi giselerınde satılmaktadır. • Biletler Atatürk Kültür Merkezi gişelerinde satılmaktadır.
A.K.M gise tel: (0212) 251 10 23 251 56 00 (7 hat) 254 | A.K.M gişe tel: (0212) 251 10 23 251 56 00 (7 hat) 254
ŞIRINbale 3 perde
Ubretto: Nazım HİKMET
Yuri GRİGOROVİÇ
Koreo|rali ve Sahneye Koyan: Yuri GRİGOROVİÇ
Orkestra Şefi: Eljad BAGIROV
Koreograf Yardımcılan: NataJia BESSMERTNOVA
Valeri RİjOV
Dekor-Kostüm: Simon VİRSALAOZE
Kordo Bale Şefi: Yütuel ERSİN
lfık: Mihoil SOKOLOV
Sanatçılar;
Hulya AKSUIAR. Arkın ZİREK. Btijra MERIÇÜ. Oktay KERESTECİ,
Denız BERGE. Murat AKAOĞLU. Sıbd SÜREU TaDina EGEÜ.
Tuby UĞURLU, Çigdem TEZCUR. pğdem ERKAYA. Selım BORAK.
llke KODAL, Banş ADİKTİ. Seiçuk BORAK. Ayça İNAL
Seyd» SOFUOĞLU. Pmar MÜLDUR
İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ ORKESTRASI
4 Mart Cumartesi saat 20.00 (Özel Temsil)
7 Mart Salı saat 20.00 (Gala)
9 Mart Perjembe saat 20.00
15-29 Mart Carsamba saat 20.00
TÜRKİYE İŞ BANKASI
Bu jösttn k Banlas ı» bdührr/h jerçddejonknektt*-.
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
@ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ \
Şehir Tiyatroları;
HARBIYE MUHSIN ERTVĞRUl SAHNESI 0.212 240 77 20
AŞKHASTASI
Yönclen
Y.Kenan IŞIK
23-14-25-26-27 SUI&!
SIHIRLIFIUT
Uyorla/an Sedetı EDGÜ
Yönelen Can OOĞAN
76-27 5UM-4-5MM
fATIH IESAT NURİ SAHNESI 0.212 526 53 80
GUNE BAKAN CAM
KİRİKLARİ
Yonelen YJTOB ONAY
tsınmiuNwmaax
AWJURKVEÇOCUK(Ç.O)
Derleyıp Yazpn-Yooeten
Ne«'e EKÇETİN ATAKAN
24-27 S**7 4-5 HUT
USKUDAR MUSAHIPZADE CEUl SAHNESI 0.216 333 03 97
^ ^ OYUNCAK1AKİS.RİO)
Yor-'-r MazlumKIPER Vorete. Şcvlrt AVŞAR
21-24-25-26-27 İUBAT
KADIKOY HA1SUN TANEB SAHNESI 0.216 349 04 63
SRSEMKOCANNKURNAZKAflSI
Şnsı EIONOOĞUJ
HOŞU'NUN UTANCI (Ç.0)
Ynem ZuhalB!G€N
M-27ŞUUI-4-5MM
CAIIOSMANPASA SAHNESI 0.212 578 60 67
AŞK-IMEMNU
Jyunlosîron Torık GUNERSR
Yon»'c- Hokan AtTINER
23-24-25-26-27 SUBAT
TÎMBELMEMIŞ(ÇO)
orotp'- Mysltrfa AR51AN
İ9-20-26-27 HBX-4-5 MAÜT
|0niN eUMİU: ÇAKŞAMBA: 15.0020.30 / ftiötMBt 20.30/ CUMA: M.M,
U B t 1T.OOtÇ.Or-15.00-20130 / FMAfc n.OCHÇ.Oj-15.00-19.00
BILETUR:SEHIR TIYATROLARIGIŞEIERINDE SATIŞA SUNUIMUSTUR.
293 89 78 (3HAT
1 jişjAPIN
qZ\ INSAN
MüZik' Kena' Gûnjç
C'j-ra: 2030
Cumartesi: 15.30
•Yazan-Yöneten: Metir Balay
Dekcr-Gıysi: Melın Dene
MGzık Düzen'erne. Kemai Gunû
Pazar: 18.30
ANKARA SANAT
TİYATROSU
izmiT Cad. Ihlamur Sok. 7 A Kızılay
Gişe: (0-312) 417 76 76
Esber Yagmurdereli
MUZK: Kema Guruç
YAŞAMAK
VazaYönetn Mt B
MÜZİK: Kemai Gün^ç
Pazar: ;5.30 ^
E F E S Pilsen 'in kültür ve sanata katkılan aıtarak sürecek.
DANS OKULU
"Ânı Pansla Başka 5\r Dünyada Yaşayalım"
•VALS •CHA-CHA •SAMBA
•&OLERO •RUMBA •TAN6O
/IDflES Haiaskargazı Cd. Osmanbey Iş Hanı 182/2 Osmanbey
Tel (0212)2194548
DARIO FO
Ll
^[
cson
TİYATRO
F O R A
Komedi, 2 Perde
Çeviren Füsun Demirel
Yöneten Tufan Karabuiut Her Çarşamba 20.30
Roza yı oynayan Ay^egOI Ünsal, ışçl Anlonto ve R a f ın patranu
AgneflTyi yani ki karddan birden cantandıran Tufan Karabuiut, Komtoer I
Arda Kavaklıoğlu VB Doktof Canan Çittel, otağanOstO «tfcffi b» oyun
sergBiyorlar. (...) GMİp bu oyunu görün. Dario Fo'nun şiirse) d H r » *
tanık otun. HaratsBe öneririm. ORAL ÇALIŞLAR / CUMHURİYET
KADIKOY- BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ
GİŞE (0216) 418 95 49 www.tiyatrofora.com