16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tarihsel mirası yağmalayanlar ortadayken koruyanlara ceza vermek bu ülkeye yakışmıyor Gtüersov'dan 'özür' dilenmelidirOKTAY EKtNCİ Aslında bir "otomobilcilik" kurumu olan TURlNG'i kent lcültürünün ve tstanbul sevgisi- nin simgesi haline getiren Çe- likGükrsoy,aynı kültüre ve ay- nı sevgiye onca "somut" ve "kahcı" hizmetinden sonra bu- gün 250 milyarlık bir "vergi borcu tahakkuku" nedeniyle zor duruma düşmûşse, bu ayıp başta bu ülkeyi yönetenler ol- mak üzere tüm siyasetçilere ve hatta hepimize yeter... Hele şu "Istanbul'u yöneten- ler!.." 1994'te "bu miilkler bi- zfan" diyerekTURlNG'inelin- den geri aldıklan tarihi köşk- lerde, kasırlarda, saray bahçele- rinde ve Çamlıca tepesindeki "kaçak inşaatianyla" yandaş- lan müteahhitlere dağıttıklan "trilyonlara" şöyle bir bakar- larsa, kendilerine böylesi bir "zengin miras" bırakan Çelik Gülersoy'un 250 milyar yüzün- den çektigi sıkıntıdan "yüzleri kızarması" gerekir. Lstelik o kaçak inşaatlar ya- ni Boğaziçi'ndeki tarihi köşk- lerle Çamlıca'da yapılan yasa- dışı "arabesk" uygulamalar, "SİT alanında" izinsiz oldukla- n ve "eski eserleri" izinsiz yine tahrip ettikleri için, yürürlükte- ki "koruma kanunu" karşısın- da açıkça "suç" idiler. Aynı kanuna göre de, yapan- lann ve yaptiranlann (yani be- lediyeyi yönetenlerle onlann "işi" ihale ettikleri inşaatçıla- nn) yargılanarak "cezalandırü- malan" gerekiyordu... Ne var ki şimdi yasalar kar- şısında tarihsel mirasa, SİT ala- nına ve tstanbul'a karşı "ağır cezalık" suç işleyenler değil de bu mirası, bu SÎT alanlarını ve Istanbul'u yıllardır gözü gibi korumak ve kente kazandırmak için çırpınanlar cezalandınlı- yor... Anlaşılan Türkiye'de, kültür ve doğa değerlerini koruma ya- saları "vürürlükten kalkmış", buna karşın devletin ve beledı- yelerin yapması gereken aynı koruma hizmetini gönüllü ola- rak üstlenenleri "pişman ettire- cek" her türlü yasa ise sonuna dek uygulanıyor. Hani vergi mevzuatımızda, "kültüre yapılan yatınmlar" artık teşvik ediliyordu?.. Hani yine kültür için yapılan harca- malar, yeni vergi politikasında destekleniyordu?.. TURlNGin ve Çelik Güler- soy'un kazandıklan her bir ku- ruşu "küKürel değerterin ko- runmasına" harcadıklan göz- ler önündeyken bu efsanevi ça- baya, örneğin "devlet sanatçıh- ğı ödülü" vermek yerine vergi cezası kesmenin, bütün bu "laf- TURİNG'in olanaklan ve Çelik Gülersoy'un çabalanyla yok olmaktan kurtulan ve çağdaş > aşama kazandınlan kültürel miras arasın- da Sultanahmet'teki Soğukçesme Sokağı ve evlerin özel bir değeri var... Solda eski evlerin proje öncesindeki durumu. sağda restorasyon sonrası. (Fotoğraflar: ENDER ERKEK / Gumhuriyet Arşivi) larla" bağdaşır bir yanı var mı?. ...Ya kaçak vlllalar?.. 250 milyar, örneğin tstan- bul'un kuzeyindeki orman alanlarına ve su havzalanna "i- mar düzenine ve nâzun planla- ra ajkın" ve üstelik yine "ka- ± MoUa" ormanmı işgal eden hu- lcuka aykın villalardan elde edi- len ve kimbilir yüzde kaçı ver- giden kaçmlan "spekülatif ka- zanç", artık trilyonlarla bile öl- çülemiyor... Buna karşın aynı kentin tari- hini ve doğasını kucaklamak için elde edilen ve her yönüyle ğanlan" sunanlann üzerine yü- rüyorlar... Yasalar ve uygulamalar Danıştay'ın, yıllardır vergi- den "muaf" (bağışık) olan, ama bu muafiyetinin karşıiığını da dece "mafya'' savunabilir... Ancak yine Tûrkiye, yürür- lükteki yasalan "Idmi çok özel hizmetlere'" ve kimi çok özel "Idşi ve kurumlara" yönelik, kolayhkla "değiştirebilir" bir yönetimle 2000'leri karşılamı- yor mu?.. Örneğin, Koç Üniversite- stanbul Büyükşehir Belediyesi, TURlNG'den geri aldığı tarihi konaklann tümünde ve Çamlıca'da 5 yıldır "kaçak inşaatlar" yapıyor. Bu yasadışı tarih tahribatı ve yüklenicilerce elde edilen trilyonlarca liralık yasadışı inşaat geliri soruşturma konusu bile yapılmazken, aynı tarihi, gönüllü ve özverilerle kurtarmaya adanmış bir büyük çaba, "vergi cezasıyla" karşı karşıya bırakılıyor... çak" olarak inşa edilen villala- nn bugünkü satış fiyatlannın yansı bile değil... Kentin akciğerlerini karartan ve doğasını sömüren bu "kül- tür yoksunu" ve "yasadışı'' vil- lalar, ortalama, 600 milyara ve hatta "faturasH" olarak pazar- lanıyorlar... Sadece Beykoz'daki "Saip "meşru" olan gelirlerin toplu- ma ve tstanbul'a karşı belki de "en yüksekvergj" olarak da na- sıl "geridöndügü" TURİNG ve Çelik Gülersoy imzalı hizmet- lerle açıkça ortadayken, ''dev- letin parasuu" düşünenler yasa- dışı ve kaçak villalann peşine düşmek yerine işte bu devlete ve topluma en büyük "arma- "fazlasıyla ülkeye ve kamuya ödediğT açıkça ortada bulunan TURING'in "geçmiş gelirlerini de vergUendirme" karanna ge- lince... Yüksek yargımız, elbette ki bu karannı yürürlükteki "yasa- lara göre" alıyor. Devletin bir zaran varsa, yargının bu zaran örtbas ehnesini Türkiye'de sa- si'nin oımanlık alanı yasadışı bir yöntemle işgal etmesini "hukuka aykın" bulan yüksek yargı karannı geçersiz kılmak üzere, bu parlamento tutup "özel bir yasa değişikliğT yap- madı mı?.. Böylece ormanın ortasında "ruhsatsız" tamamlanan kam- pus inşaatı, devletin üst düzey temsilcilerinin de katıldıığ bir açılış töreniyle ödüllendirildik- ten sonra, aynca ruhsatın da ötesinde daha güçlü bir "yasal korumaya" alınmadı mı? Yine bu parlamento ve bu ül- keyi yönetenler, Danıştay'ın denetimini devre dışına cıkar- tan tahkim yasasıyla da yetin- meyip hemen ardından bu "kı- yağuı" geride kalan yatınm ka- rarlanna da uygulanmasını, "aynı hızla" yürürlüğe sokma- dılarmı?.. Şimdi Çelik Gülersoy, ne or- mana kaçak üniversite kurma- sına ne de Danıştay denetimin- den kaçmasını gerektirecek hu- kuk dışı bir yatınm peşinde koşmasına rağmen sadece bu ülkeye ve topluma yaptığı gö- nüllü hizmetlerin yıllardır yasal kabul edilen gelirlerinden ötü- rü "suçlu" muamelesi görüyor. Daha da dramatik yanı, vergi- sini ödemediği için "affedUme- sini" öngören bir raporu ve ödenmeyen vergilerle yaratılan kültür hizmetini belgeleyen bir dosyayı da Başbakanlığa sun- mak zorunda kalabiliyor... "özel yasa" çıkmalı Bana kalırsa hükümete böy- le bir dosya değil, bir "özel ya- sa teklifr sunulmalı... Birinci maddesi, Türkiye'yi ve Istan- bul'u yönetenlerin, TU- RlNG'den ve Gülersoy'dan "özür dilemesini" şart koşmalı. tkinci maddesi ise bu "çok özel kurum" ile "çok özel kişinin" tüm yaptıklannın devlete ve topluma ödenmiş "en kutsal vergi" olduğunu Resmi Gaze- te'de ilan etmeli... Anımsanacaktır. Tüm yaşa- mını Afrodisias'a adamış olan arkeolog Prof. Dr. Kenan Erim için de "kaadakiişçilerin sigor- ta ve vergi primlerini ödemedi" diye soruşturma açılmış, devle- tin bu antik kente harcadığırun yüzlerce katını aynı arkeolojik mirasa kazandıran Erim'in böylesi bir "vefasızhğa" yüreği dayanmayarak aramızdan aynl- mıştı... Degerli Çelik Güler- soy'a önce' güçlü bir "sabır", sonra da sağlık ve uzun ömür- ler diliyorum. Ne yapalım ki şu çok sevdiğimiz ve eşsiz tarih- doğa güzelliklerine hayran ve "bağımlı" olduğumuz ülkemi- zi yönetenler, işte böyle... Elbette ki bu artık "hayretve- rici bile obnayan" haksızlıklar bir gün son bulacak. Kültür ve çevre mirasını yasadışı yön- temlerle tahrip edenlerin değil, gönüllü ve özverili çabalanyla koruyanlann akıl almaz sıkm- tılara sokulduğu bir uygarlıklar ülkesi, nasıl "Türkiye'' olarak kalabilirki?.. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Kasetçi Hoca.. - Dün gece Uğur Dündar vearkadaşlannın "Arena" programıyla bir kez daha gündeme getırilen "Cüppe- li Ahmet Hoca," Allah nzası için "verdiği vaazlarım" Unkapanı'ndaki kasetçileri gölgede bırakacak bir be- ceri içerisinde kasetleyip piyasaya sürüyor. Dinsel alanda bu tür ürünlerin parasal karşılığının isimlendirilmesi günah sayıldığı için de Cüppeli Ahmet Hoca'nın kasetlerinin "hediyesi"nir\ neolduğu rakam- landınlmıyor. Rakamlandınlmaması, Cüppeli'nin ayn- ca işine de geliyor. Böylece "hediye" edilmiş gıbı gös- terilen kaset satışjnı kazanç saymadığı için, hoca efen- dinin vergi deniten kurum ile de herhangi bir bağı bu- lunmuyor. Ama, 10 Mayıs 1997 günkü Sabah gazetesinde ya- yımlanan habere göre, "kasetçi Aıoca"nın mali kayna- ğı birden fazla. "Fatih Hak ve Hizmet Vakfı", Hcca için çalışıyor. "Fatih llim ve Hizmet Vakfı" da öyle. "Sos- yal Eğitim ve Araştırma Vakfı, Rahmet Su Gıda ve Ta- nm Urünleri Vakfı" yine Cüppeli'nin kontrolünde. Yüz kadar cami ve Kuran kursunu da Cüppeli Ahmet Ho- ca'nın yönettiği aynı gazete haben içinde yer akJı ve yalanlanmadı. Bu kadar çok vakıf ne amaçla kuruluyor diye sora- cak olanlar için, 2 Haziran 1995 günü çıkarılan 4108 sayılı kanunun 32. maddesi ile Kurumlar Vergısı Ka- nunu'nda yapılan değişikliği anımsamak gerekiyor. Tansu Çiller ve Deniz Baykal koalisyonunun arma- ğanı olan o maddede şöyle denilıyor: "1.1.1999-31.12.2000 yıllan arasında uygulanmak üzere Kurumlar Vergisi mükelleflerince.. vakıflara ba- ğışlanan camilerin inşası dolayısıyla yapılan harca- malar veya camilerin inşası için vakıflara yapılan her türlü bağış ve yardımlar kurum kazancmın tespitinde (hiçbir oran ve miktarla sınırlı olmaksızın) gider olarak hasılattan indihlir." Cüppeli Hoca, bu yasanın sağla- dığı geniş olanaklarla hem de Beykoz'da Çavuşba- şı'ndaki Çengeldere Köyü'nde kamu arazisi üzerine bir büyük külliye yaptırtmaya başlamıştı. Çevrede "CüppeliAhmet Hoca Külliyesi" adıyla bilinen, 20 bin kişilik cami, medrese ve Kuran kursundan oluşan ya- pının görülen sahibi, Fatih Hizmet Vakfı. Böylelikle Ku- rumlarVergisi mükelleflerinin külliye için yaptıklan har- camalann hiçbir oran ve miktarla sınırlı olmaksızın gi- der sayılması da sağlanmış oluyor. Zekai Baloğlu'nun başkanlığındaki Üçüncü Sek- tör Vakfı, o tarıhlerde yaptığı ginşımlerde, 32. madde- nin vakıflara yapılan bağışlar açısından eşitlikten uzak oluşunu dikkat çekmek ıstedi, ama başanlı olamadı. Cüppeli Ahmet Hoca'nın Beykoz tepelerindeki kamu arazisi üzerindeki inşaatı da kaç türlü kaçak olarak yükseldi ve sanınm bitti. Hem de bitişığinde Cüppeli Hoca'nın olduğu bildirilen 40 tripleks villa ile birlıkte!" Dünkü "Hürriyet", Istanbul Defterdarlığı'nın, zaman zaman yıkımı gündeme gelen kaçak yapı için kamu- laştırma kararı aldığını, bu nedenle de yıkımdan vaz- geçtiğini yazıyordu. Kasetçi Hoca'nın ya da daha geniş olarak bilinen adı ile "Cüppeli Ahmet Hoca "nın, "devlete vergi ve- receğinize, benim vakfıma bağış yaparak gelirterinizi sıfırtayabilirsiniz" mantığıyla topladığı paralann yük- selttiği bir külliye, asıl sahibi olan Hazine'ye geçmiş ise bundan her vicdan sahibinin mutlu olması genek- mez mi? Beykoz'da, Çavuşbaşf nda bir köyde 20 bin kişilik bir caminin, öyle ibadet amacı ile dolması akla ve mantığa sığar mı? Isrttlması, bakımı, onanmı.. Besbelli, 32 yaşındaki Cüppeli Hoca, orada medrese ve Kuran kursu öğre- nimi için öğrenci yetiştırmeyı amaçlıyordu. Nasıl bir ög- renim yapacağı da, hem dün geceki "Arena"öa ya- yımlanan kasetlerdeki vaazlanyla ortaya konuluyordu, hem de çeşrtli tarihlerde gazetelerde çıkan Cüppeli pa- tentli sözlerden. Bu tür vaazlann da, şayet peşini bırakırsanız, Ah- met Hoca'nın dinleyicılerini ne tür bir bilinçlenmeye yö- nelttiği ortada. Devlete, Silahlı Kuwetler"e karşı kafa- lan kanştınlarak önce hasım, sonra düşman olarak yetiştirilmek istenilen yığmlar, ya salt bir politik güç ola- rak kullanılma amacıyla eğıtilmiş oluyor ya da bir din- cı terör örgütüne üye! Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgrt(a do.nettr. 2 Şuh^t2000 Bugün depremin 170 g ü n ü Profesyonel gönüllülerimiz hâlâ depremzedelerin vanında! Gölcük Şirinköy İlköğretim Okulu bahçesindeki Çağdaş Yaşam Hilton Rehabilitasyon Merkezi tamamlandı. Birisi anasınıfı olmak üzere dört bölümü sınıf, geri kalan bölümleri de diğer eğitim hizmetteri için kullanılacak bu merkezin, bugün saat 11 .OO'de yapılacak açılışına, tüm gönüllülerimizi ve halkımızı bekliyoruz. Hilton çalışanlarına bu değerii katkıları için teşekkür ederiz. Yardımlannız için (0212) 292 87 27 - 292 08 01 (İş günlori saat 10.00/17.00 arası) <Wt Trktyt'mbı GtUctk G**mmi ÇAGIN MOTEL (KIŞLIK) OTEL BERCESTE Seçilmiş, beğenilmiş Kaloriferli 24 saat sıcak su. Bir kişiT.R 15.000.000 TL Assos, Bektaş Köyü Sütlüce Koyu. Tel: 0286 723 4616 723 4617 . • Nofc Lutfen evcil hayvanlannızı getirmeyiniz. •- • . ?"*&:' İ L A N • • ••-'-••. T.C. KIRKLARELİASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ NDEN Dosya No: 1993/229 E. /1998/1018 K. Davacılar Fikret Basar, önder Basar, Gönül Akkaya. Vekilleri: Av. Tülay Uzun, Kırklareli. *•;. . . " ,; Davalılar: Sahide Basar (61ü). Dahıli davalılar: Ayşe Fügen, lpek Esen vs. Dava: Tenkis. Dava tarihi: 9.4.1993. Karar tarihi: 10.12.1998. Davacılar Fikret Basar vs. tarafından davalılar aleyhine mahkememizde açılan işbu davanın yapılan açık yargılaması sonunda: Davacılann tenkis ısteğının kabulü ile 252.614.180'er liranın dava tarihinden itiba- ren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsı- lı ile davacılara ayn ayn verilmesine, 4.528.055 TL. harcın davalılardan tahsiline ve 10.368.425 TL. ücreti vekâletın ile 26.918.000 TL. yargılama gıdennın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olup davalı lpek Esen'in adresi tes- pit edilemediğinden karann ilanen tebliğıne karar verilmiş olmakla işbu ilanın yayın- landığı tarihten itibaren 15 gün sonra karann davahya teblıg edilmiş sayılacağı, karann tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 49876 tLAN T.C. ŞÎŞLt 3. ASLİYE HUKÛK HÂKİMLİĞrNDEN 1998/893 Davacı Adalet Abdulrezzak vekili tarafından davalı tbrahım Abdulrezzak aleyhine ikame edilen boşanma davasında verilen hüküm gereğince; Daday, Çavuşluköyü Daday/Kastamonu adresınde bulunan davalı tbrahim Abdulrez- zak'a işbu adresinde tebligat yapılamadığından ve adresi mechul olduğundan ilanen teb- ligat yapılmasına karar verilmiş olup; mahkememizce 30.11.1999 tarih, 1998/893 esas, 1999// 1016 sayılı karar ile Kastamonu. Daday, Çavuşlu mahallesi veya köyü, cilt: 0023, kütük sıra no: 0023'de nüfusa kayıtlı bulunan Nuri oğlu fbrahim Abdurrezzak ile aynı yerde nüfusa kayıtlı bulunan eşi Cavit kızı Adalet Abdurrezzak'ın MK'nm 134. maddesi gereğince boşanmalanna karar verilmıştir. İşbu hüküm özetı ılan tarihinden itibaren 7 gün sonra başlamak üzere 15 gün içinde temyiz edilmediği takdirde kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 18.1.2000 Basın: 4390 . - . - . . . tLAN . . T.C. KÜÇÜKÇEKMECE BİR^Cİ ASLİYE HUKUK HAKİMLtĞİ'NDEN Dosya No: 1999/201 Davacı Ülfet Karayaman vekili tarafından davalı Şenol Karayaman aleyhine ikame olunan boşanma davasında; Davahya yapılan tebligata ragmen gelmediği ve zabıta tahkikatına rağmen de adre- si tespit edilemediğinden davalı Şenol Karayaman'ın duruşma günü olan 13.03./ 2000 günü saat 10'da bizzat duruşmaya gelmesine veya kendisini bir vekil ile temsil ettirip diyeceklerini ve delillerini ibraz etmesi aksi takdirde HUMK'nun değışik 377. ve mü- teakip maddeleri gereğince duruşmanın yokluğunda yapılacağı ve sonuçlandınlacağı ilan olunur. 6.1.2000 Basın: 4649 SPK ve Türk Ticaret Kanunu gereği yayımlanması zorunlu ilanlannız için Cumhuriyet size özel bir fiyat sunuyor: • . :» ,, Türkiye Baskısı Brütst/cm 20$ V ; ; ' . •;- Bllgi için: (0212) 513 84 60-61 513 95 80 514 07 53 FakS: (0212) 513 84 63 Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle