Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
8 HABERLER
Sahte profesöre
9özaf&
• tstanbuJ Haber Senisi-
Kendisıru profesör olarak
tanıtıp, 80 saatte Ingilizce
öğreteceğini söylediği
kişileri dolandırdığı
anlaşüan Mustafa Eser
Emerk polıs tarafından
gözaltına alındı. Kendisine
başvuranlan kişi başına 5'er
milyar lira dolandırdığı
belirlenen Emerk'ın sorgusu
sürûyor.
ÖmepLütfl
Topal'm mirası
• KUŞADASI(AA)-
'Kumarhaneler kralı'
olarak tanınan Ömer Lütfi
Topal'ın çocuklan Murat
ve Elif Topal, avukatlan
aracılığıyla Aydın'ın
Kuşadası ilçesinde
savcüığa başvurarak,
babalannın malvarlığının
talan edildiğini öne
sûrdûler. Başvuru üzerine
Kuşadası Kaymakamlığı
tarafından, Topal'a ait
gaynmenkuUer
belirlenerek bir rapor
hazırlandı. Dosyada, 32
kalemden oluşan bir
envanter listesinde
otellerden denize sıfir
arazilere ve vülalara kadar
maddi değeri yüksek çok
sayıda gayrimenkıılun
olduğu belirtildi.
'Gamemoğlu
çetesr davası
• ADANA(AA)-Çok
sayıda cinayet olayından
sorumlu tutulan 12 sanıkh
"Gannemoğlu çetesi"
davasına, Adana DGM'de
devam edildi. Duruşmada,
çete başı olduğu
gerekçesiyle yargılanan
Mahmut Gannemoğlu,
tutuklu sanıklar Eıkan
Derrur ve Canan Bakır ile
tutuksuz sanıklar Serdar
Doy, Erdal Gûrsoy, Tuncer
Depoğlu, Yakup Ercan ve
Mehmet Erzin hazır
bulundu. Mahkeme heyeti,
aranan ve duruşmaya ilk kez
getinlen Yakup Ercan ile
Mehmet Erzin'in
tutuklanarak cezaevine
konulmasına, ifade eksikliği
bulunan Mahmut
Gannemoğlu, Erkan Demir
ve Canan Bakır'ın
tutukluluk hallerinın
devamına karar vererek,
duruşmayı başka tahhe
bıraktı
Emine, kaderciliğe karşı savaşım vererekyaşamına yeni biryön vermeyi başardı
ZorlıMariçinde açâıçiçekKARPELEN
Gazete almak için gırdiğını
büfede kasanın önünde sıra
beklerken gözüm caddede
konuşan iki kadına takıldı. Hani,
gözüm bir yerden ısınyor, derler
ya. Daha iyi görebilmek için
gözlerimi kısarak, ince uzun
boylu, kısa dalgalı saçlan kulak
hizasında kesilmiş, otuzunun
sonlannda görünen kadını
izlemeye başladım. Konuştuğu
kadınla vedalaşarak benim
bulunduğum yöne dönûnce
yüzünü gördüm. Gözlerime
inanmakta zorluk çekerek
heyecanınu basürmak için elimi
kalbimin üzerine koydum, bir
kanş açılan ağzımı zorla
kapatarak yutkundum. Büfeci
sesini yûkselterek ikinci kez ne
ıstedığımi sorunca aldığım
gazeteyi göstererek parayı uzattım
ve acefe adımJarla hemen ana
caddeye çıktım. Onunla
konuşmalıydım.
Unuttuğum adını belleğimi
zorlayarak buldum; Emine. O
kalabalıkta birden yok olmuştu.
Ana caddedeki bir dizi mağazarun
kapılanna doğru umutsuzca
bakarken omzuma dokunan elin
Emine olacağı sevinciyle döndüm.
Değildı. Sadece bir tamdıktı.
Onunla üç beş cümle konuşurken
bir taraflan gözlenmle kalabalık
caddeyi tanyor, mağazaJardan
çıkan insanlan tek tek izleyerek
Emine'yi yeniden görmeyi ümit
ediyordum. Sonunda gördüm.
Tanıdıkla vedalaşıp hızla o yöne
yürüdüm. Beni görünce biraz
mahcup, gülümsedi. Kısa bir
sohbet oldu. Anlatacağı fazla bir
şey yoktu. Gerek de yoktu.
Emine'nin durumu başardığını
gösteriyordu. Yeniden evlenmişti.
Gözlüklerinin arkasındaki hafif
makyajlı gözlerinde mutluluk
izleri, yüzünde onu tanıdığım
zamanJann tersine sakin ve
yumuşak bir ifade vardı.
Başörtüsünün altında sakladığı
koyu kahverengi saçlannı hiç
görmedığım için dalgalı olduğunu
fark ettim. Kulağmda konuşurken
sallanan altuı küpenin boynundaki
kolyenin takımı oldugunu
düşünerek gözlerim el bileklerine
kaydı.. Bir dizı altm bileziğin
arasında takıma aıt zincir vardı.
Keten etek-ceket takımıyla
içimizden bınydı. Öpüşerek
vedalaştık. Arkasından baktım.
Adımlan yumuşak ve kadıncaydı.
O yazgı kaderciliğine karşı
savaşım venniş, intihann
eşiğinden dönerek sonunda kendi
yaşamnıa yön vermeyi başarmış
pek az kadından biriydi.
Yaşamöyküsünü anımsamaya
çalıştım.
Kendinden 20 yaş büyük bir
adamla evlenip Almanya'ya
geldiğinde henüz 19 yaşındaymış.
Kocasına yardım etmek için bir
okulda temizlik işleri yapmış.
Sekiz dairelik bir ev yaptuıncaya
kadar tek bir göz odada
yaşamışlar.
Çocuklanrun olmaması önceleri
pek sorun yaratmazken adam evin
inşaatı bitince mirasçı kaygısına
düşmüş. Üzerine kuma getirip bir
çocuk sahibi olma fikrini Emine
kabul etmeyince, evlilikleri
süresince "Kadının suimdan
sopayı eksik etmeyeceksjn"
sözüne sadık kalan adam şiddeti
arttırmış. Buna da kahramanca
göğüs geren Emine 'den
kurtulamayan adam, sonunda bir
çözüm bulmuş. Boşanmak için en
geçerli neden; kendini suçsuz,
kadını suçlu kılan çözüm olan
'zina' karalamasını Emine'nin
alnına sürüvermiş.
Tflrkfflmlglbl
tşin bu noktası bazı Türk
filmlerine bile taş çıkartacak
kadar ince düşünülmüş. Adam
kahveye diye evden çıkıp daha
önce çay içmek için eve davet
ettiği arkadaşının eve gelmesini
beklemiş. Onun eve girdiğini
görünce kahveye koşup arkadaşmı
kansı ile uygunsuz bir biçimde
yakaladığını anlatmış. Tabii orada
bulunan bilumum namuslu erkek
hemen boşanmasım salık vermış.
Hatta aralannda şahıt olmak
isteyen bile çıkmış. Boşanma
davasını Türkıye'de açmayı tercih
eden aldatılan koca, bu arada
şahitlerden birer yazılı ifade
almayı da ihmal etmemiş. Birkaç
hafta haksız yere suçladığı
kansını affetmiş gıbi görünüp
olanlan unutmak için Türkiye'ye
gitmeyi teklif etmiş. Kocasınuı
yapüğı yanlış suçlamadan
utandığını düşünen Emine de
kocasıyla birlikte memleketine
izne gitmiş.
Anasına bırafctı' '!
'İJ/
-lt>>
Kendi evlerine gitmeden
Emine'nin annesine uğramayı
teklif eden adam, kızını görünce
çok sevinen yaşlı kadına bir
merhaba bile demeden, Emine'yi
zina yaptığı için boşayacağını
söylemiş ve hemen ardından
yüksek sesle tam 3 kez 'boş ol'
diye eklemiş! Emine ve yaşlı
annesının şaşkın bakışlan
arasında kapıda bekleyen taksiye
binip uzaklaşmış. Araya gıren
akrabalar, Emine'nin dişinden
tırnağmdan arttırarak yaptırdıklan
dört katlı apartmanda kalan
kocasının onu eve almasınj, hatta
birlikte Almanya'ya dönmesıru
sağlayamamış. Parasız ve
pasaportsuz kalan kadıncağız
birkaç ay vıze almak için
uğraştıktan sonra eş dosttan aldığı
borçla bilet ahp tekrar
Almanya'ya gelmiş. — — — —
Emine'yi işte o sırada
tanıdım. Çirkin bir
biçimde suçlanarak,
bir anda üzerindeki
giysileri ile ortada
kalmışu. Kendi parası
ile aldığnu söyleyen
kocasından değil
giysilerini, iç
çamaşu-lannı bile
alamamıştık. önce bir
ahbabuıuı yanında,
sonra da şehir
idaresinin gösterdiği
bir otelde kalmaya
başlayan kadın
yıkılrruştı. Ne
düşünebilıyor ne de
söyleneni anlıyordu. Durmadan
böylesi bir haksızlığı hak
etmediğini tekrarlayan Emine'ye
annesinden başka kimse
ınanmamıştı. Çevresinde de
dışlanmış, 'kötû kadın' gözüyle
bakılır olmuştu. Almanya'da
yaşayan Türk toplumunun
geleneksel ahlak değerleri de
acımasız bir şekilde onu
dışlamıştı. Boşanmamakta direnen
Emine, aylarca kocasının
terörüyle savaştı. Adam onun
kaldığı otele geliyor, kapıya
dayamp tehdit ve küfürler
savuruyor, adım adun takip
ediyor, özellikle Türklerin yoğun
olduğu, tramvay, durak, alışveriş
merkezi gibi yerlerde karşısma
•^j çıkıp boşanmamak için
r direnmekten vazgeçmesini, zina
"
i>
yapan bir kadım asla
affetmeyeceğini bağırarak
söylüyor, hatta bazen saldınyor,
Emine çevTedekılerin yardımıyla
kocasmın elinden kurtuluyordu.
Sonunda adam Türkiye'den
bulduğu yalancı şahitlerle
amacına ulaştı. Boşandılar.
C/st üste yedi_
darbeler
arasmdan
yeşerip, karlann
arasında açan
bir kardelen
çiçeği gibi
geleceğine
güven ve
mutlulukla
bakıyor.
ı
Emine boşanmanın üzüntüsünü
yaşarken, mahkeme karannda yer
alan, zina nedeniyle boşandığı
satırlanyla bir kez daha yıkıldı.
Günlerce evine kapandı. Sonra
yavaş yavaş kendun toplamaya
başladı. Yaşam devam edıyordu.
Yaşlı bir Alman komşu kadınla
arkadaşlık kurdu. Çat pat derdini
anlatır duruma gelince bir ışe
gırdi. Yaşlı annesini zıyaret etmek
üzere para bıriktirdi. Türkiye'den
çevresinın da\Tanış biçimi
yüzünden bunahma girmiş olarak
döndü Kendi ayakJan üzerinde
_ — — _ durmak zorunda
olduğunun
farkmdaydı. Türk
ailelerinin
önyargısından
korktuğu için dostluk
kuramıyordu.
Ahlakın gıyimle
özieştirilemeyeceğini,
yaşadıkjan
göstermışti. Bana her
geldiğinde bunu
vurgulamak ister
gibiydi. Önce türbanı
normal başörtü ile,
sonra tesettür
mantosu normal
mantoyla yer
değiştirdi. Bir başka
gün etek ceketle karşıma çıkıp
beni şaşırttı. O aslında dünyaya
bakış açısını değiştiriyor, bilinçli
karar ve davranışlarla kadın/insan
ohnanın güzelliğmi özümlüyordu.
Gazete okumaya ve dünya
meselelerine ilgi duymaya
başlarruştı. Az da olsa dostlukJar
kurarak dış dünya ile iletişimini
dengeliyor ve giderek daha az
uğruyordu Düşünülenin aksine
bundan son derece mutluydum.
Dairelerdeki işlerini kendisi
çözebiliyor, yüzündekı ifade
giderek karamsarlıktan doğallığa
dönüşüyordu. O, bir gün
çektiklennı unutturacak günlerin
çok yakın olmasım umut
ediyordu. Umudunun boşa
çıkmadığını, bugün onunla tekrar
karşılaşınca gördüm. Üst üste
yediği darbeler arasmdan yeşerip,
karlann arasında açan bir kardelen
çıçeğı gibi geleceğine güven ve
mutlulukla bakıyor. Her şey
gönlünce olsun Kardelen, seninle
gurur duymamak elde değil.
Sürecek
Yunus Nadi Armağanı Yarışması,
1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge-
leceğe dönük olan anlamı, gazetemizin
kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgi-
den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet
gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriye-
ti 'nin kuruluşunda büyük emeği bulunan
Yunus Nadi'nin anısını heryıl tazelemek
bizim için bir görev. Devrimci ve de-
mokrat Cumhuriyet in Ulusal Bağımsız-
lık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriye-
ti yle zamandaş ve eşanlamh bir kuruluş
tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin
temel taşlannı bu doğrultuda koydu. Yu-
nus Nadi 'nin ölüm yıldönümünü geçmi-
şe dönük bir acı olarak değil, geleceğe
yönelik bir kûltür olayına dönüştürmek
amacvyla bu yarışma düzenlendi.
Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda
Türkiye'de sanat alanında hiçbir özel
ödiil yoktu; tek parti dönemiydi ve yal-
nız CHP'nin koyduğu bir şiir ödülü var-
dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat,
bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlar-
dı. Isveç 'te Nobel, ABD'dePulitzer, Sov-
yetler de Lenin, Fransa 'da Goncourt
ödüllerinin sonuçlan Türkiye'dede izle-
niyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç
kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncü-
lüğü üstlendi, elli dörtyıl önce düzenle-
nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve
kültür yaşamımızda bir yanşma coşku-
su oluşturdu.
Daha sonraki yıllarda Türkiye de de
yarışmaların ve ödüllerin sayısı çoğaldı,
yirmiyi aştı. Bugün belfd ödül enflasyo-
nundan söz açılabilir; eleştirel bir yak-
laşımla sakıncaları gündeme getirilebi-
lir, ama yine de kültür, bilim ve sanat
konulannda yapılan yatırımların çok
yararlı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Zamanla ödüller arasında aynmlar or-
54. YIL
YUNUS NADİ
ÖDÜLLERİ
2000
taya çıkar; bir yarışma kurumsallaştık-
ça, amacı, nitelikleri, karakteri belirgin-
leşir.
Bu arada kimi holdinglerin kendi
amaçlanna yönelik yarışmalar düzenle-
meleri ve ödüller dağıtmalan da bu
alanda kaçınümaz çoğulculuğu yansıtı-
yor. Kimi bankalann, şirketlerin, ticari
tekellerin reklam amacıyla düzenledik-
leri yarışmaların ödülleri, parasal açı-
dan ne kadar büyük olursa olsun; özü,
maddi çerçevenin dışındaki anlamda
odaklaşıyor.
Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarts-
ması adıyla aralıksız olarak hrkyılı aş-
ktn bir sürede düzenli olarak gerçekleş-
tirildi, kültür ve sanat hayatımıza
amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini
duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan
ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından
itibaren genişletildi ve Yunus Nadi
Ödülleri adıyla sürmeye başladı.
Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü-
tün baltalanmalara ve olumsuz yatınm-
lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınla-
şıyor.
Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye'de
tam değil; siyasal iktidarların bashları
hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik or-
tamdan henüz yoksıtn sayılıyoruz. Buna
karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çaba-
lar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde
elbette 'aydmlanma'nın önüne hiçbir
güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uy-
garlığa giden yolun fikir, sanat, kültür,
bilim yolu oldugunu kuruluşundan beri
savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları
desteklemek ve özendirmekte Yunus Na-
di Ödülleri 'nin işlevi sürecek.
1999 yılında başlamlan iki anabaşhk
altında dört ödül yerilmesi yöntemi,
2000 Yunus Nadi Ödülleri 'nde de dal
değişikliği ile sürdürülmektedir. 2000
Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da-
lı'nda; öykü, roman, şiir, Görsel Sanat-
lar Ana Dalı'nda fotoğraf olarak belir-
lendi. Önümüzdeki yıllarda ödül ana
dalları ve dallannda gereksinimlere gö-
re değişiklik yapılabilecek
Adaylara başarüar diliyoruz.
ÖYKÜ
Ödûle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih-
leri arasındayayımlanmış birkitap ya da ya-
yrna hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir.
Yiayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâ-
ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl-
mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı
altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul:MehmetBaşaran, Vedat Gûn-
yol, Selim tleri, TarıkDursun K., SamiKa-
raören.
R O M A N
C>düle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih-
leri arasındayayımlanmış birkitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz
dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık-
lı_ yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kzdtap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
b>iür.
Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal,
KonurErtop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner.
Ş İ İ R
Ödüle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih-
leri arasında yayımlanmış birkitapya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz
dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr.
Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Attilâ îlhan,
Şükran Kurdakul.
F O T O Ğ R A F
Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf
ile aday oîunabilir. Gönderilecek siyah-
beyaz fotoğraflann en az 18x24, en çok
30x40 cm. boyutlannda olması ve daha
önce başka yerde ödül almamış olması
gerekmektedir.
Seçici Kurul: tsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı,
Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen.
H E R D A L İ Ç İ N
G E Ç E R L İ
G E N E L K O Ş U L L A R
Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her-
kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir
dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger-
çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan-
nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar
ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye-
bilirler.
Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma
dışında tutmak zorundayız. Adaylann ya-
pıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlannı ar-
kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık
adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini
ve yaşamöykülerini 12 Nisan 2000
Çarşamba günü saat 17.00'ye kadar 'Cum-
huriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Ca-
ğaloğlu 34334 Istanbul' adresine iadeli ta-
ahhütlü olarak postayla ulaştırmalan ya da
alındı karşılığı elden teslim etmeleri gerek-
mektedir.
Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi
bir ödül almamış olması gerekmektedir.
Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il-
gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl-
ması zorunludur.
Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya-
pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan
ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge-
çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ-
rultusunda gazetemizde yayımlanabilir.
Ödül sonuçlan 29 Haziran 2000 günü açık-
lanacaktır.
Ö D Ü L
Her dal için: 750.000.000 TL.
K A T I L M A B E L G E S İ
ADIM, SOYADIM:
ADRESÎM:
TELEFONUM:
KATILDIĞIM DAL: