16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Sahte profesöre 9özaf& • tstanbuJ Haber Senisi- Kendisıru profesör olarak tanıtıp, 80 saatte Ingilizce öğreteceğini söylediği kişileri dolandırdığı anlaşüan Mustafa Eser Emerk polıs tarafından gözaltına alındı. Kendisine başvuranlan kişi başına 5'er milyar lira dolandırdığı belirlenen Emerk'ın sorgusu sürûyor. ÖmepLütfl Topal'm mirası • KUŞADASI(AA)- 'Kumarhaneler kralı' olarak tanınan Ömer Lütfi Topal'ın çocuklan Murat ve Elif Topal, avukatlan aracılığıyla Aydın'ın Kuşadası ilçesinde savcüığa başvurarak, babalannın malvarlığının talan edildiğini öne sûrdûler. Başvuru üzerine Kuşadası Kaymakamlığı tarafından, Topal'a ait gaynmenkuUer belirlenerek bir rapor hazırlandı. Dosyada, 32 kalemden oluşan bir envanter listesinde otellerden denize sıfir arazilere ve vülalara kadar maddi değeri yüksek çok sayıda gayrimenkıılun olduğu belirtildi. 'Gamemoğlu çetesr davası • ADANA(AA)-Çok sayıda cinayet olayından sorumlu tutulan 12 sanıkh "Gannemoğlu çetesi" davasına, Adana DGM'de devam edildi. Duruşmada, çete başı olduğu gerekçesiyle yargılanan Mahmut Gannemoğlu, tutuklu sanıklar Eıkan Derrur ve Canan Bakır ile tutuksuz sanıklar Serdar Doy, Erdal Gûrsoy, Tuncer Depoğlu, Yakup Ercan ve Mehmet Erzin hazır bulundu. Mahkeme heyeti, aranan ve duruşmaya ilk kez getinlen Yakup Ercan ile Mehmet Erzin'in tutuklanarak cezaevine konulmasına, ifade eksikliği bulunan Mahmut Gannemoğlu, Erkan Demir ve Canan Bakır'ın tutukluluk hallerinın devamına karar vererek, duruşmayı başka tahhe bıraktı Emine, kaderciliğe karşı savaşım vererekyaşamına yeni biryön vermeyi başardı ZorlıMariçinde açâıçiçekKARPELEN Gazete almak için gırdiğını büfede kasanın önünde sıra beklerken gözüm caddede konuşan iki kadına takıldı. Hani, gözüm bir yerden ısınyor, derler ya. Daha iyi görebilmek için gözlerimi kısarak, ince uzun boylu, kısa dalgalı saçlan kulak hizasında kesilmiş, otuzunun sonlannda görünen kadını izlemeye başladım. Konuştuğu kadınla vedalaşarak benim bulunduğum yöne dönûnce yüzünü gördüm. Gözlerime inanmakta zorluk çekerek heyecanınu basürmak için elimi kalbimin üzerine koydum, bir kanş açılan ağzımı zorla kapatarak yutkundum. Büfeci sesini yûkselterek ikinci kez ne ıstedığımi sorunca aldığım gazeteyi göstererek parayı uzattım ve acefe adımJarla hemen ana caddeye çıktım. Onunla konuşmalıydım. Unuttuğum adını belleğimi zorlayarak buldum; Emine. O kalabalıkta birden yok olmuştu. Ana caddedeki bir dizi mağazarun kapılanna doğru umutsuzca bakarken omzuma dokunan elin Emine olacağı sevinciyle döndüm. Değildı. Sadece bir tamdıktı. Onunla üç beş cümle konuşurken bir taraflan gözlenmle kalabalık caddeyi tanyor, mağazaJardan çıkan insanlan tek tek izleyerek Emine'yi yeniden görmeyi ümit ediyordum. Sonunda gördüm. Tanıdıkla vedalaşıp hızla o yöne yürüdüm. Beni görünce biraz mahcup, gülümsedi. Kısa bir sohbet oldu. Anlatacağı fazla bir şey yoktu. Gerek de yoktu. Emine'nin durumu başardığını gösteriyordu. Yeniden evlenmişti. Gözlüklerinin arkasındaki hafif makyajlı gözlerinde mutluluk izleri, yüzünde onu tanıdığım zamanJann tersine sakin ve yumuşak bir ifade vardı. Başörtüsünün altında sakladığı koyu kahverengi saçlannı hiç görmedığım için dalgalı olduğunu fark ettim. Kulağmda konuşurken sallanan altuı küpenin boynundaki kolyenin takımı oldugunu düşünerek gözlerim el bileklerine kaydı.. Bir dizı altm bileziğin arasında takıma aıt zincir vardı. Keten etek-ceket takımıyla içimizden bınydı. Öpüşerek vedalaştık. Arkasından baktım. Adımlan yumuşak ve kadıncaydı. O yazgı kaderciliğine karşı savaşım venniş, intihann eşiğinden dönerek sonunda kendi yaşamnıa yön vermeyi başarmış pek az kadından biriydi. Yaşamöyküsünü anımsamaya çalıştım. Kendinden 20 yaş büyük bir adamla evlenip Almanya'ya geldiğinde henüz 19 yaşındaymış. Kocasına yardım etmek için bir okulda temizlik işleri yapmış. Sekiz dairelik bir ev yaptuıncaya kadar tek bir göz odada yaşamışlar. Çocuklanrun olmaması önceleri pek sorun yaratmazken adam evin inşaatı bitince mirasçı kaygısına düşmüş. Üzerine kuma getirip bir çocuk sahibi olma fikrini Emine kabul etmeyince, evlilikleri süresince "Kadının suimdan sopayı eksik etmeyeceksjn" sözüne sadık kalan adam şiddeti arttırmış. Buna da kahramanca göğüs geren Emine 'den kurtulamayan adam, sonunda bir çözüm bulmuş. Boşanmak için en geçerli neden; kendini suçsuz, kadını suçlu kılan çözüm olan 'zina' karalamasını Emine'nin alnına sürüvermiş. Tflrkfflmlglbl tşin bu noktası bazı Türk filmlerine bile taş çıkartacak kadar ince düşünülmüş. Adam kahveye diye evden çıkıp daha önce çay içmek için eve davet ettiği arkadaşının eve gelmesini beklemiş. Onun eve girdiğini görünce kahveye koşup arkadaşmı kansı ile uygunsuz bir biçimde yakaladığını anlatmış. Tabii orada bulunan bilumum namuslu erkek hemen boşanmasım salık vermış. Hatta aralannda şahıt olmak isteyen bile çıkmış. Boşanma davasını Türkıye'de açmayı tercih eden aldatılan koca, bu arada şahitlerden birer yazılı ifade almayı da ihmal etmemiş. Birkaç hafta haksız yere suçladığı kansını affetmiş gıbi görünüp olanlan unutmak için Türkiye'ye gitmeyi teklif etmiş. Kocasınuı yapüğı yanlış suçlamadan utandığını düşünen Emine de kocasıyla birlikte memleketine izne gitmiş. Anasına bırafctı' '! 'İJ/ -lt>> Kendi evlerine gitmeden Emine'nin annesine uğramayı teklif eden adam, kızını görünce çok sevinen yaşlı kadına bir merhaba bile demeden, Emine'yi zina yaptığı için boşayacağını söylemiş ve hemen ardından yüksek sesle tam 3 kez 'boş ol' diye eklemiş! Emine ve yaşlı annesının şaşkın bakışlan arasında kapıda bekleyen taksiye binip uzaklaşmış. Araya gıren akrabalar, Emine'nin dişinden tırnağmdan arttırarak yaptırdıklan dört katlı apartmanda kalan kocasının onu eve almasınj, hatta birlikte Almanya'ya dönmesıru sağlayamamış. Parasız ve pasaportsuz kalan kadıncağız birkaç ay vıze almak için uğraştıktan sonra eş dosttan aldığı borçla bilet ahp tekrar Almanya'ya gelmiş. — — — — Emine'yi işte o sırada tanıdım. Çirkin bir biçimde suçlanarak, bir anda üzerindeki giysileri ile ortada kalmışu. Kendi parası ile aldığnu söyleyen kocasından değil giysilerini, iç çamaşu-lannı bile alamamıştık. önce bir ahbabuıuı yanında, sonra da şehir idaresinin gösterdiği bir otelde kalmaya başlayan kadın yıkılrruştı. Ne düşünebilıyor ne de söyleneni anlıyordu. Durmadan böylesi bir haksızlığı hak etmediğini tekrarlayan Emine'ye annesinden başka kimse ınanmamıştı. Çevresinde de dışlanmış, 'kötû kadın' gözüyle bakılır olmuştu. Almanya'da yaşayan Türk toplumunun geleneksel ahlak değerleri de acımasız bir şekilde onu dışlamıştı. Boşanmamakta direnen Emine, aylarca kocasının terörüyle savaştı. Adam onun kaldığı otele geliyor, kapıya dayamp tehdit ve küfürler savuruyor, adım adun takip ediyor, özellikle Türklerin yoğun olduğu, tramvay, durak, alışveriş merkezi gibi yerlerde karşısma •^j çıkıp boşanmamak için r direnmekten vazgeçmesini, zina " i> yapan bir kadım asla affetmeyeceğini bağırarak söylüyor, hatta bazen saldınyor, Emine çevTedekılerin yardımıyla kocasmın elinden kurtuluyordu. Sonunda adam Türkiye'den bulduğu yalancı şahitlerle amacına ulaştı. Boşandılar. C/st üste yedi_ darbeler arasmdan yeşerip, karlann arasında açan bir kardelen çiçeği gibi geleceğine güven ve mutlulukla bakıyor. ı Emine boşanmanın üzüntüsünü yaşarken, mahkeme karannda yer alan, zina nedeniyle boşandığı satırlanyla bir kez daha yıkıldı. Günlerce evine kapandı. Sonra yavaş yavaş kendun toplamaya başladı. Yaşam devam edıyordu. Yaşlı bir Alman komşu kadınla arkadaşlık kurdu. Çat pat derdini anlatır duruma gelince bir ışe gırdi. Yaşlı annesini zıyaret etmek üzere para bıriktirdi. Türkiye'den çevresinın da\Tanış biçimi yüzünden bunahma girmiş olarak döndü Kendi ayakJan üzerinde _ — — _ durmak zorunda olduğunun farkmdaydı. Türk ailelerinin önyargısından korktuğu için dostluk kuramıyordu. Ahlakın gıyimle özieştirilemeyeceğini, yaşadıkjan göstermışti. Bana her geldiğinde bunu vurgulamak ister gibiydi. Önce türbanı normal başörtü ile, sonra tesettür mantosu normal mantoyla yer değiştirdi. Bir başka gün etek ceketle karşıma çıkıp beni şaşırttı. O aslında dünyaya bakış açısını değiştiriyor, bilinçli karar ve davranışlarla kadın/insan ohnanın güzelliğmi özümlüyordu. Gazete okumaya ve dünya meselelerine ilgi duymaya başlarruştı. Az da olsa dostlukJar kurarak dış dünya ile iletişimini dengeliyor ve giderek daha az uğruyordu Düşünülenin aksine bundan son derece mutluydum. Dairelerdeki işlerini kendisi çözebiliyor, yüzündekı ifade giderek karamsarlıktan doğallığa dönüşüyordu. O, bir gün çektiklennı unutturacak günlerin çok yakın olmasım umut ediyordu. Umudunun boşa çıkmadığını, bugün onunla tekrar karşılaşınca gördüm. Üst üste yediği darbeler arasmdan yeşerip, karlann arasında açan bir kardelen çıçeğı gibi geleceğine güven ve mutlulukla bakıyor. Her şey gönlünce olsun Kardelen, seninle gurur duymamak elde değil. Sürecek Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge- leceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgi- den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriye- ti 'nin kuruluşunda büyük emeği bulunan Yunus Nadi'nin anısını heryıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve de- mokrat Cumhuriyet in Ulusal Bağımsız- lık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriye- ti yle zamandaş ve eşanlamh bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlannı bu doğrultuda koydu. Yu- nus Nadi 'nin ölüm yıldönümünü geçmi- şe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kûltür olayına dönüştürmek amacvyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye'de sanat alanında hiçbir özel ödiil yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP'nin koyduğu bir şiir ödülü var- dı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlar- dı. Isveç 'te Nobel, ABD'dePulitzer, Sov- yetler de Lenin, Fransa 'da Goncourt ödüllerinin sonuçlan Türkiye'dede izle- niyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncü- lüğü üstlendi, elli dörtyıl önce düzenle- nen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve kültür yaşamımızda bir yanşma coşku- su oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye de de yarışmaların ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yirmiyi aştı. Bugün belfd ödül enflasyo- nundan söz açılabilir; eleştirel bir yak- laşımla sakıncaları gündeme getirilebi- lir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konulannda yapılan yatırımların çok yararlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zamanla ödüller arasında aynmlar or- 54. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2000 taya çıkar; bir yarışma kurumsallaştık- ça, amacı, nitelikleri, karakteri belirgin- leşir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlanna yönelik yarışmalar düzenle- meleri ve ödüller dağıtmalan da bu alanda kaçınümaz çoğulculuğu yansıtı- yor. Kimi bankalann, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledik- leri yarışmaların ödülleri, parasal açı- dan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarts- ması adıyla aralıksız olarak hrkyılı aş- ktn bir sürede düzenli olarak gerçekleş- tirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatınm- lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınla- şıyor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye'de tam değil; siyasal iktidarların bashları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik or- tamdan henüz yoksıtn sayılıyoruz. Buna karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çaba- lar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette 'aydmlanma'nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uy- garlığa giden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu oldugunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Na- di Ödülleri 'nin işlevi sürecek. 1999 yılında başlamlan iki anabaşhk altında dört ödül yerilmesi yöntemi, 2000 Yunus Nadi Ödülleri 'nde de dal değişikliği ile sürdürülmektedir. 2000 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı'nda; öykü, roman, şiir, Görsel Sanat- lar Ana Dalı'nda fotoğraf olarak belir- lendi. Önümüzdeki yıllarda ödül ana dalları ve dallannda gereksinimlere gö- re değişiklik yapılabilecek Adaylara başarüar diliyoruz. ÖYKÜ Ödûle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasındayayımlanmış birkitap ya da ya- yrna hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu- nabilir. Yiayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâ- ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl- mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul:MehmetBaşaran, Vedat Gûn- yol, Selim tleri, TarıkDursun K., SamiKa- raören. R O M A N C>düle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasındayayımlanmış birkitap ya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık- lı_ yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kzdtap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- b>iür. Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal, KonurErtop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 1999 ile 31 Mart 2000 tarih- leri arasında yayımlanmış birkitapya da ya- yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu- nabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt- lannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra- bilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Attilâ îlhan, Şükran Kurdakul. F O T O Ğ R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf ile aday oîunabilir. Gönderilecek siyah- beyaz fotoğraflann en az 18x24, en çok 30x40 cm. boyutlannda olması ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: tsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her- kese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger- çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan- nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye- bilirler. Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma dışında tutmak zorundayız. Adaylann ya- pıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlannı ar- kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöykülerini 12 Nisan 2000 Çarşamba günü saat 17.00'ye kadar 'Cum- huriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Ca- ğaloğlu 34334 Istanbul' adresine iadeli ta- ahhütlü olarak postayla ulaştırmalan ya da alındı karşılığı elden teslim etmeleri gerek- mektedir. Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması gerekmektedir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il- gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl- ması zorunludur. Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya- pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge- çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ- rultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçlan 29 Haziran 2000 günü açık- lanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 750.000.000 TL. K A T I L M A B E L G E S İ ADIM, SOYADIM: ADRESÎM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle