Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
'Askerükten
soğutmaya' ceza
• ANKARA (AA)-
Genelkurmay Askeri
Mahkemesi, sanatçı Şanar
Yurdatapan ile gazeteci
Nevzat Onaran'ı, halkı
askerlikten soğuttuklan
gerekçesiyle 2'şer ay hapis
ve 620 biner üra para
cezasına çarptırdı.
Sanıklann katıldığı karar
oturumda Yurdatapan,
TCY'nin 155. maddesinin
anayasaya aykın olduğunu
ileri sürerek askeri
mahkemelerin sivilleri
yargılayamayacağmı
savundu. Askeri savcı, daha
önce anayasaya aykınük
iddialannın mahkemece
reddedildığini
hatırlatarak bu konuda
yeniden bir karar vermeye
gerek bulunmadığım belirtti.
Cezaevinde ölüm
• AYDIN (Cumhuriyet) -
Aydın E Tipi Cezaevi'nde
açhk grevı yapan PKK
davası hükümlülerinden
HalefÖzer(70),girdiği
şeker komasından
kurtulamayarak yaşamını
yitirdi. Diyarbakır'da 10 yıl
önce bir köy baskını
sırasında öldürme olayına
adı kanşan ve 26 yıl hapis
cezasına çarptınlan Özer'in
iki yıldan bu yana Aydın E
Tipi Cezaevi'nde olduğu ve
bir süredir açlık grevinde
olduğu, revire kaldınlmasına
karşın kurtanlamadığı
bddirildi.
arde eğitime
devam
• ANKARA (ANKA)-
Yeniden yapılanma programı
çerçevesinde parti içi eğitimi
başlatan CHP, geçen ay il
eğitim sekreterlerine
düzenlediği seminerin
ardından bu kez de il
başkanlannı eğitime alacak.
Seminerde il başkanlan
ağırlıklı olarak iletişım
konusunda bilgilendirilecek.
CHP'nin il başkanlanna
yönelik eğitim semineri 5-6
Şubat tarihlerinde Ankara'da
gerçekleştirilecek.
DolandırıcıM(
davası
• İZMİR (Cumburiyet Ege
Bürosu) - Malatya Tekel
Sigara Fabrikasf ndan
aldıklan yaklaşık 50 milyar
liralık Tekel 2000 sigarasını
Muğla Tekel Müdürlüğü'ne
teslim etmeyerek Mersin'de
piyasaya sattıklan savlanan
3'ü tutuklu 9 kişinin
yargılanmasma dün
Karşıyaka 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde devam
edildi. Duruşmaya tutuklu
sanıklar Mert Karabulut,
Hilmi Eryüce, Ali Eralsay
ile tutuksuz sanıklar Yusuf
Karabulut, Yusuf Maro,
Mehmet Yusuf Bodrumlu
katılırken sanık Dilek
Karabulut katılmadı.
Duruşma yargıcı, haklannda
gıyabi tutuklama karan
bulunan Enver Sincar,
Adnan Kayı'nın
yakalanamadığını açıkladı.
Mahkeme heyeti duruşmaya
katümayan sanık
Karabulut'un ıhzaren celbi
ile gıyabi tutuklulann
yakalanmalan için
cumhuriyet savcıhğına yazı
yazümasını kararlaştırarak
duruşmayı ileri bir tarihe
erteledi.
DGATIik faiH
uller
ı (Cumhuriyet) -
AdanaDGM'del999
yılından 2000 yılına devir
eden dosyalann 122'sini
"faüi meçhul" cinayet
davalannın oluşturduğu
bildirildi. Adana DGM'de
1999 yüında toplam 837
dava görüldü, bunlardan
138'inin dosyası 2000 yıhna
de\Tedıldi.
karttarıı süresi
• tstanbul Haber Servisi -
ÎETT araçlannda öğretmen
ve öğrencilere indinmli
seyahat imkânı sağlayan
1999 yılına ait eskı kartlann
geçerlilik süresi 1 Mart
tarihine kadar uzatıldı.
btanbufda su
kestntisi
• tstanbul Haber Servisi -
Çeliktepe ve Ayazağa Terfi
Istasyonlan'nda yapılan
bakım ve iyileştirme
çalışmalan nedeniyle bugün
bazı bölgelerde 16 saat
süreyle su verilmeyecek.
08.00-24.00 saatleri arasında
su verilmeyecek yerler
şöyle: Ceüktepe, 4. Levent,
Seyrantepe, Sanayi
Mahallesi, Yeni Levent,
Harp Akademileri, Gûltepe,
Zincirlikuyu, Gayretepe,
Balmumcu, Ayazağa, Pınar
Mahallesi, Poligon
Mahallesi ve Ferahevler.
Başbakanlık'ta görevli Yıldız, Velioğlu ile İnternet'te 'chat' yaptıklannı belirtti
Emirler Internet üzermden• Metris Cezaevi'nde bir IBDA-C militanırun, örgütün
lideri Salih Mirzabeyoğlu'na yazdığı mektupta yer alan
ve yazanmız Kışlalı'run arabasına konulan bombayla
ilgili bilgilerin yakuıdan değerlendirildiğini belirten bir
emniyet yetkilisi, mektupta yer alan McDonald's'ın
bombalanması olaymın çözüldüğünü, ancak jandarma ve
polisin bu ihbar doğrultusunda çalıştığını kaydetti.
ANKARA (Cumhuriyet Büro- lideri Salih Mirzabeyoğhı a yazdı-
su)-Başbakanlık 'ta bilgısayar gö-
revlisiyken Hizbullah'ın lojistik
sorumlusu olduğu belirlenen ve
tutuklanan Abdubamet Yıldız, te-
lefonlann dinlenilmesi nedeniyle
örgütün ölü ele geçirilen lideri Hü-
seyin V'eBoğlu ile Intemet'te "chat
(bilgisavaria karşıhklı yaaşma)r
yaptıklannı bıldırdi. Örgütün "ay-
n yerlerde aynı zamanh" vahşet
eylemleriyle halkı sindirmeyi he-
deflediği belirlenirken bu eylem
tarzının Cezayir'de uygulandığına
dikkat çekildi. Metris Cezaevi'nde
bir tBDA-C militanının, örgütün
ğı mektuptaki, gazetemiz yazan
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışjah'mn
otomobiline konulan bombayla il-
gili bilgilerin değerlendırildiği,
mektubun laboratuvuar inceleme-
sinin sürdüğü bildinldi.
Örgütün kendi arşivini ve "bfl-
gi bankasını" oluşturduğu kayde-
dıldi. Hızbullah'a yönelik olarak
sürdürülen operasyon kapsamın-
da Ankara Emniyet Müdürlü-
ğü'nde gözaltında tutulan 12 kişi-
nin sorgulaması sürerken örgütün
kullandığı teknık yöntemler ve uy-
guladıklan stratejıler de ortaya
çıkmaya başladı. Gözaltında bu-
lunan ve aralannda 2 öğretmen ile
doktor, stajyer hâkim. imam ve öğ-
rencilenn yer aldığı bu kişiler,
"Ankara kadrosunun örgütknme-
sini tabana yavmak"la görevli ol-
duklannı beürttiler. Başta Etimes-
gut ve Sincan olmak üzere, "mu-
taassıp" bölgelerde bulunan ve
"güvenilir kişiler" dedikleri örgüt
elemanlannın kaldıklan evleri ör-
gütün karargâhı halıne getirdikle-
rini belirten terönstlerin, "cami-
ler ûzerinden halka inmeyi" he-
defledikleri ortaya çıktı.
DGM tarafmdan tutuklanan
Ankara sorumlusu Mustafa tpek,
örgütün "yöresel obnaktan çıkıp
uhısal bir kimlik kazanmak içm"
Batman ve Diyarbakır'dan dışan-
ya açıldığını, öncelikle Akdeniz
Bölgesı'nde geçiş noktalan oluş-
turduğunu anlattı.
Örgütün tutuklanan bir başka
sorumlusu ve Başbakanlık'ta bil-
gisayar operatörü olan Abdulsa-
met Yıldız, örgütün Ankara bağ-
lantılarını, lideri Hüseyin Velioğ-
lu ile kendisinin kurduğunu; tele-
fonlan ise dinlenildiği gerekçesiy-
le "güvensiz'' bulduklanm anlattı.
Velioğlu ve örgüt sorumlulan
ile İnternet'te chat yaptıklarmı be-
lirten Yıldız, kendisinin Başba-
kanlığın krokisini çıkardığını söy-
ledi. Orgürte yer alan herkesin bi-
rer "istihbaratçı'' olduğunu kay-
deden Yıldız, "Askerdeki adamı-
mız, bulunduğu karargâhın; öğ-
retmea oturduğu re göreviendq*i
çevrenin istihbaratmıyapar" dedi.
Teröristlenn, örgütün genel stra-
tejisi doğrultusunda sızdıklan
devlet dairelerinin, askeriik yap-
üklan birliklerin otunım şeklini,
stratejik noktalann ve önemli ko-
numdaki kimselerin oda krokileri-
ni ve planJanm çıkararak örgüte
aktardıklan ortaya çıktı. Örgüte
sızdınlan planlann, ileri stratejide
kullanılmak için arşivlendikleri
belirtüirken örgütün böylece ken-
di "bigi bankas"nı oluşturduğu
kaydedildi. Üst düzey bir emniyet
yetkilisi, örgütün Ankara sorum-
lusu Mustafa Ipek ın Etimes-
gut'taki örgüt evınde bomba düze-
nekleri üzerinde çahştığının belir-
lendiğini kaydetti.
Metris Cezaevi'nde bir IBDA-
C militanının, örgütün lideri Salih
Mirzabeyoğlu'na yazdığı mektup-
ta yer alan ve Kışlalı'nın arabası-
na konulan bombayla ilgili bilgi-
lerin yakından değerlendirildiğini
vurgulayan yetkili, mektupta yer
alan McDonald's'ın bombalanma-
sı olayının çözüldüğünü, ancak
jandarmamn ve polisin bu ihbar
doğrultusunda çalıştığını kaydetti.
Mektubun laboratuvar incelemesi-
nin sürdüğü belirtildi.
Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik operasyonlar tüm yurtta devam ediyor
EKyarbakır'da üç ceset dahaYurt Haberferi Servisi - Şeriatçı terör ör-
gütü Hızbullah'a yönelik operasyonlar tüm
yurtta devam ediyor. Diyarbakır'da 6 cese-
din çıkanldığı ölüm evlerinde dün 3 erkek
cesedi daha bulundu. Batman 19 Mayıs Ma-
hallesi'nde de bir evde 2 erkek cesedi çıka-
nldı. Toplam ceset sayısı 56'ya ulaştı. Bur-
sa Emniyet Müdürü Aydm Genç, Hizbul-
lah'a yöneük operasyonlarla 12 kişinin öl-
dürülmesinin engellendiğini açıkladı.
Diyarbakır'ın Balıkçılarbaşı semti Savaş
Mahallesi Küçük Kavas Sokak'taki 11 nu-
maralj evde belediye ekiplerinin Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi uz-
manlan denetiminde sürdürdüğü kazılarda,
dün torbalar içensinde 3 ceset daha çıkanl-
dı. Ölüm evlerinde üç gün önce başlayan
kazılarda ılk gün, yeni öldürüldüğü anlaşı-
Hizbullah'ın
tetikçileri
p s i k o p a t -••••
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR - Hızbullah
içınde hırsız, uyuşturucu müp-
telalan ve balicilerin dışında psi-
kopat tetikçilerin olduğu da or-
taya çıktı. Diyarbakır kent mer-
kezinde 31 Arahk 1999 tarihin-
de yakalanan ve 5 kişinin öldü-
rülinesi eyleminekatılan Hizbul-
lah tetikçisi "Ayhan-Avni'' kod
adlı Mehmet Çiğdem'in askeri
hastaneden verilen "psikotikbo-
zuiduk" raporunun bulunduğu
belirlendi. GATA'da "anti ptsi-
kotik" tedavi uygulanan, ancak
tam olarak düzelmedığı beürle-
nen Çiğdem için Dıyarbakır
DGM'de idam istemiyle dava
açıldı.
Mehmet Çiğdem için Diyar-
bakır Asker Hastanesi Psikiyat-
ri Servisi taraAndan hazırlanan
raporda, Çiğdem'in "bir kere-
denfazbtekrarlavanpsikotikbo-
zuktuğunun (ayırt edilcnıeyen
tip)oWuğu" \-urgulanarak asker-
liğe elverişli ounadığma dikkat
çebldı. Raporda, Çiğdem'in ya-
pılan ruhsal muayenesinde "ken-
di yaşradakaere oranla çevresin-
deküere olan ilgisinin azalmış ot-
duğu, ancak giyiıüş ve tuvalet
özeninin iyi oiduğu" belirtildi.
"Dtırgon bir kişiliğî olan Çiğ-
dem'in sosyobühcsinin soğuklu-
ğuna, konuşmaanm soru \ç ce-
vap tarzmda, mimik ve jestleri-
nin ise sflik" olduğu belirtildi.
lan Ayeruüah Dalgm ile Ali Y ıkhz'a ait ol-
duğu belirlenen iki ceset, evin avlusunda
bulunmuştu. Yapılan aramalarda, evin bod-
rum katında, toprak altında cesetler olduğu
belirlenmiş ve kazılar, 13 numaralı evi de
kapsayacak şekılde genişletiünişti. Üç gün-
den bu yana devam eden kazılarda, ilk gün
4 kişinin cesedine, ertesi gün 1 kişinin çü-
riimüş ancak parçaianmamış cesedi ile en az
2 kişiye ait olduğu tahmin edilen kemikJe-
re rastlanmıştı.
Ancak dün Adli Tıp Kurumu'nda yapılan
inceleme sonucunda kemiklerin 17 yaşında
bir erkeğe ait olduğu anlaşıldı. Böylelikle
Diyarbakır'da çıkan ceset sayısı 9'a ulaştı.
Dün ortaya çıkanlan cesetler bir süre DGM
savcısının olay yerine gelip tutanak tutma-
sının beklenmesinin ardından Devlet Has-
tanesi Morgu'na kaldınldı. Kimliği tespit
edilemeyen ceset sayısı 6'ya yükselirken 17
yaşındaki kişiye ait olduğu belirlenen ke-
milderden kimlik tespırine çalışılıyor. Evler-
deki kazı çalışmalanna devam edilmesi ka-
ran alındı
Bu arada, Hizbullah'ın ölüm evinın bulun-
duğu sokakta ceset aranması calışmalanmn
başladığı günden bu yana ortadan kaybolan
aynı sokaktakı Kavas Camii imamı Mehmet
Aslan ıse önceki gece terörle mücadele ekıp-
len taraündan gözaltına alındı.
Hizbullah'a yönelik operasyonlar kapsa-
mında Bingöl'de gözaltına ahnan şüpheliler-
den 17'si, dün çıkanldıklan cumhuriyet sav-
cılığı tarafmdan tutuklanma istemiyle nö-
betçi hâkimliğe sevk edildi. Sanıklann tü-
mütutuklandı. Tutuklananlar arasında 1 öğ-
Istanbul
Bolu
ANKARA
Açılan mezar. 16
Çıkan ceset 56
9Operasyonlann sürdüğü iller
lllerdeki ölü sayısı
retmen ile 6 memur bulunuyor.
Mardin . . . - _ ' -
Mardin'de emniyet vejandarmanınbirlik-
te yürüttüğü operasyonlarda gözaltına alı-
nan 100'den fazla Hizbullahçının sorgusu
sonucunda kentteki 18 faili meçhul cinayet-
ten birçoğunun aydınlatıldığı açıklandı.
Mardin Emniyet Müdürü Özdemir Gûrso,
yakalananlann sorgulannda önemli bilgi-
ler elde edildiğini, yakında iJde yeni hücre
evlerinin ortaya çıkanlabıleceğıru söyledı.
Batman • --"
J
Batman'ın Gercüş ilçesi 19 Mayıs Mahal-
lesi 2922 Sokak'ta Hizbullah'a ait olduğu
^^^^^m belirlenen bir hücre evinde
yapılan aramalarda 2 ceset
bulundu. Kazılarda elleri
ayakJarryla zincirlenmiş hal-
de bulunan cesetler üzeTİnde
işkence izleri belirlenirken
toprak altında çürüdükleri
bildirildi.
Ağn
Elazığ«
Malatya^
Adıyaman
G.Antep ^jjrfa
Muş
Diyarbakır
0
Mardin
Öğretim üyeleri tehdit edildi
DİYARBAKIR (AA) - Dicle
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Özaydın, "kıük kıyafet
genelgesi'* kapsamında
üniversıteye türbanlı öğrenci
alınmaması uygulaması nedeniyle
terör örgütü Hizbullah tarafmdan
ölümle tehdit edildiklerini
söyledi. Rektör Prof. Dr. Özaydın
yaptığı açıklamada, "kıtak kıyafet
geneJgesi" kapsammda
üniversitelerin kapalı alanlanna
türbanlı öğrencilerin alınmaması
uygulamasına başlamalanyla
Hizbullah terör örgütünün
öğretim üyelerini telefon ve
mektupla ölümle tehdit ettiklerini
bildirdi. Hizbullah terör örgütü
adına tehdit içeren mektup ve
telefonlann 13 öğretim üyesinin
yanı su^ kendisine de geldiğini
söyleyen Rektör Prof. Dr.
Özaydın, kendilerinin ve
ailelerinin tehdit edildiğini
bildirdi. Özaydın, mektuplarda,
"Cephe-i Hizbullah-ı Amid"
(Hizbullah Diyarbakır Cephesi)
imzasmm^er aldığmı bildirdi.
Prof. Dr. Özaydın, geçen yıldan
itibaren gelen tehdit içeren
mektup ve telefonlan alanlann,
fakültelerde türban uygulaması
konusundaki soruşturmalan
yürüten öğretim üyeleri olduğunu
ifade ederek şöyle konuştu:
"Geçen yıl kapah alanlara
tûrbanh öğrencUeri almamaya
başlamamıda birtikte tehdiüer
gebneye başladı. Uygulamadan
taviz vermeyince tehdit telefon ve
mektuplanıun sayısmda azafana
oldu. Ancak zaman zaman bu
konudaki tehditier halen gefiyor.
Biz bölgede laik, sosyal,
demokratik cumhuriyetin
kalesiyiz. Bu konuda taviz
verilmesi mümkün değü.
Mektuplan ilgili birimkre Uertik."
Prof. Dr. Özaydın, ünıversiteye
bağlı tüm fakülte ve
yüksekokullarda toplam 3 bin 640
kız öğrencinin öğrenim
gördüğünü, bunlardan 625
öğrencinin türbanlı olduğunu
anlattı. Özaydın, türban yasağının
uygulanmasının ardından bu
sayının 64'e düştüğünü belirtti ve
bu öğrencilerle ilgili
incelemelerin de sürdürüldügunü
bildirdi.
Esklşehlr
Hizbullah'a yönelik ope-
rasyonlarda gözaltına ahnan
ve önceki gün tutuklanan 12
örgüt üyesi, Eskişehir Özel
Tip Cezaevi'ne konuldu.
Elazıp
Elazığ'da mahkemece ser-
best bırakjlan ve bir süre
sonra haklannda gıyabi tu-
tuklama karan çıkanlan 18
kişiden, Fırat Üniversitesi
Tıp Merkezi plastik cerrahi
uzmanı MehmetEkmci, Er-
kan Daş, Zûlfü tngören, Ab-
bas Yıhnaz, Kemal Eken,
Metin Suiçen, Resul Yüdı-
nm, Cetil Ozdemir ve Gü-
nay İşyari tutuklandı.
İBPA-C operasyonu
Tokat'ın Turhal ilçesinde,
şeriatçı terör örgütü İBDA-
C'ye yöneük olarak düzen-
lenen operasyonda gözaltı-
na ahnan Furkan dergisi da-
ğıtım sorumlusu OrhanMe-
tin Ercoşkun tutuklandı. Bu
arada, kent merkezinde gö-
zaltına ahnan iki ayn tarika-
ta üye 78 kişi ise Tokat Cum-
huriyet Başsavcıhğı tarafin-
dan tutuksuz yargıJanmak
üzere serbest bırakıldı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
196O'lı yıllarda, gençlik ey-
lemleri sırasında konuşma ya-
partcen bazı deneyimli arka-
daşlaruyanriardı: "Konuşurken
devlet deme, onunyerine siya-
si iktidarde, yoksa hakarete gi-
rer, ceza alırsın..." Ge) zaman,
git zaman, biz devlet de desek,
siyasi iktidar da desek, pek fark
etmediğini görürdük. Solcu ve
muhalif olmak, bedeli ödenme-
si gereken bir tercih olarak fa-
tura edildi. Çok masum eylem-
lervetalepler, "komünizm pro-
pagandası" sayılarak ağır ce-
zalara çarptınldık.
Aradan zaman geçti, bir kı-
sım arkadaşımız, bizleri yeni-
den uyarmaya başladılar: "fîü-
tün bu olanlara bakıp devleti
hedefalmayın, burada sorum-
lu olan siyasi iktidariardır." Bu
tartışma hâlâ sürüp gidiyor.
Devlet, bazı arkadaşlann söy-
lediği gibi sürekli bir kavram.
Devletin kurumlan da sürekli.
Halbuki siyasi iktidariar gelip
geçici.
Bu noktada, şu saptama ya-
pılıyor: "Tercihlersiyasi iktidar-
lanndır, devletin değil, yokye-
re devleti suçlayıp yıpratma-
Devlet mi, Devleti Yönetenler mi?
yın." Doğru, siyasi iktidariar ge-
lip geçici, devlet kalıcı. Kafama
şu soru takılıyor: Devlet yıpra-
nır mı? Bu kadar kalıcı olan şe-
yin yok olması mümkün mü?
Orneğin, biz devletsiz kalır mı-
yız?
Bunlan neden düşünüyo-
rum? Gazeteleri açıyorum: Hiz-
bullah vahşeti üzerine korkunç
şeyier okuyorum. Biliyorum ki
devletin birçok kurumu Hizbul-
lah'ın neler yaptığının farkın-
daydı. Bu devlet kurumlannın
sorumlu mevkilerindeki insan-
lar, onlann korunup kollandı-
ğından da haberdardılar. Hatta,
çeşitli devlet kurumlannda eği-
tildiklerine iltşkin somut iddi-
alar, devlet belgelerinde yer al-
mıştı.
Gazeteleri açıyorum: Duvar-
lara yazı yazdıklan ve bildiri da-
ğrttıklan için gençlere "terörör-
gütü üyesi" olmaktan 12'şer yıl
6'şar ay ceza vermişler. 17-18
yaşlannda girdikleri cezaevin-
de yıllardır çile çekiyorlar. Adla-
n Banş, Ümit, Tamer olan bu
gençlerden üçünün katıldığı ne
bir şiddet eylemi var, ne de kim-
seye bir zarar vermişler. Ceza-
evinde müzik yapıyorlar, beste
hazırlıyortar, tıpkı bir zamanlar
Ruhi Su'nun, Ahmed Arrf'in
cezaevinde yaptığı gibi.
Gazeteleri açıyorum: Metin
Göktepe'yi öldüren polisler,
küçük cezalarta kurtulmuşlar.
Perpa'da sıradan insanlan "te-
rörist" diye kurşuna dizen, ara-
lannda Ayhan Çarkın'ın da bu-
lunduğu polisler, suçlan sabit
olmasına rağmen, neredeyse
tatttf ediliyoriar.
Polisler, yargıçlar, kanunlar,
güvenlikgüçleri, savcılar... Bü-
tün bunlar yalnızca "siyasi ikti-
dariar" denerek açıklanabilir
mi? Örneğın Hizbullah. Hizbul-
lah'ın öldürülen lideri Hüseyin
Velioğlu'nun 1980'lerde Bat-
man'da Petrol-lş Sendikası'nın
başına geçmesi için oradaki
Jandarma Komutanı'nın des-
teğini aldığını gazeteler yazdı.
Hizbullah'ın satırlaria adam öl-
dürmesinin ûzerinden yıllar
geçti. Bir gün baktık ki, polisin
bir fiskesiyle neredeyse bütün
Hizbullah örgütü çöküverdi. Bu
20 yıl içinde, kaç hükümet de-
ğişti, kaç emniyet genel müdü-
rü, jandarma komutanı, savcı,
vali, yargıç değişti, bu yörede-
ki siyasetler değişmedi. Öme-
ğin o dönemde "Hizbullahyok"
diyen emniyetçiler, bugün Hiz-
bullah operasyonunu yöneti-
yorlar.
Üniversiteli gençler, aynen
30-40 yıl önce olduğu gibi dü-
şündüklerini söyledikleri, kuaı-
lu düzene karşı geldikleri için
işkence görmeye, ağır cezaîa-
ra mahkûm edilmeye, ceza-
evinden çıktıktan sonra dışlan-
maya devam ediyoriar. Bu ko-
nuda devletin tüm kurumlan
arasında tam bir uyum olduğu
da birgerçek. Tercihleri 194O'lı,
1950'li yıllara götürsek aynı
manzarayla karşılaşryoruz.
Aziz Nesin'ler, Yaşar Ke-
mal'ler, Orhan Kemal'ler, Abi-
din Dinolar, Nâzım Hik-
met'ler de aynı anlayış ve
uyum içinde olmadık acılar
çektiler.
Evet, devlet sonunda bir ör-
gütlenme, onu kimleryönetirse
rengini de onlar veriyorlar. An-
cak devlet, siyasi iktidariardan
ibaret değil. Yargısıyla, paria-
mentosu, cumhurbaşkanlığı,
hükümeti ve ordusuyla bir bü-
tün. Bütün bu kurumlar devle-
ti oluşturuyortar, düzeni temsil
ediyoriar. Buna büyüksermaye
sahiplerini de ilave edebiliriz.
Onlar da ekonomik tercihlere
yön veriyorlar.
Ben diyorum ki devlet mi,
yoksa on yıllardır bu devlete
yön verenler mi, her neyse ar-
tık Hizbullah'ı salıp gençleri,
Eşber'leri hapse atmaktan, iş-
kence etmekten, adi suçlulan
bırakıp muhalif gençleri kova-
lamaktan vazgeçsin. Devletin
kutsal olduğu gibi yanıltıcı pro-
paganda bırakılsın, bütün dev-
let kurumlan yıllann birikimiyle
oluşturduklan despotik anla-
yıştan vazgeçsinler. Artık de-
mokratik bir devleti hedefleyen
bir yeniden yapılanma içine gi-
rilsin.
Malum, artık Avrupalıyızya...
GLOBALPOLMKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
Eski Egilimlerin
Yeni Biçimleri ^
Geçen yıl içinde dünya ekonomisinde iki eğilim
ortaya çıktı. Birincisi, küreselleşmeye, "yeni eko-
nomi" kavramı eklendi. Ikincisi, kimi az gelişmiş ül-
keler, ulusal para politikalannı IMF'ye devretmenin
de yetmediğini görerek dolan para birimi olarak be-
nimsemeyi düşünmeye, hatta bu yönde adımlarat-
maya başladılar. Bu iki eğilim sanınm sömürgeci-
liğin (bir devletin, bir başka ülkenin siyasi iradesi-
ni egemenliği altına alması) günümüzde sergiledi-
ği biçimlerie yakından ilgili.
19. yüzyılın ikinci yansında, o dönemin küresel-
leşme süreci içinde, Ingiltere, Fransa, Almanya,
Japonya ve ABD gibi ülkelerin birbiriyle hem eko-
nomik hem de askeri alanda boy ölçüşebilecek
kapasitelere sahip olması, uluslararası mal ve ser-
maye piyasalannın, salt ekonomik mekanizmalar-
la denetlenmesine olanak vermiyor, açıkça işgal ve
ilhak gündeme geliyordu.
Bu cins sömürgeciliğe bugün rastlanmıyor. An-
cak bu sömürgeciliğin arkasındaki dinamikler-Mal
ve sermaye ihraç piyasalannın, ucuz işgücü kay-
naklannın denetlenmesi- yine yaşamsaJ öneme sa-
hip. Ancak dinamiklerin günümüzdeki biçimlerini
belirieyen küresel ortam dünden, en azından, iki
açıdan farklı.
Bu nedenle, günümüzde sömürgeci egilimlerin
sergiledikleri biçimler dünden farklı. Birincisi, bu-
gün hiçbir merkez ülke ya da AB gibi ülkeler gru-
bu, ABD ile askeri, ekonomik olarak boy ölçüşe-
cek durumda değil. Askeri, teknolojik olanaîdann
yanı sıra ABD'nin çok önemli bir üstünlüğü daha
var. Davos'ta, Renault genel müdürünün işaret et-
tiği gibi "Bugün kendi ekonomisini özgürce düzen-
leme olanağına yalnızca ABD sahip." Ikincisi, dün
olduğu gibi bugün de mali sermayenin değerlen-
me alanlannın kullanımının denetlenmesi büyük
öneme sahip. Ama, bugün borsa sistemi dün ol-
madığı kadar yaygın ve elektronik olarak bütünleş-
miş durumda.
Bu koşullarda, bir ülkenin para polrtikasının, ulus-
lararası mali sermayenin giriş çıkışlanna uygun bir
şekilde denetlenmesi büyük öneme sahip. Aşın
borçlu ülkelere IMF yoluyla baskı yapmak bir yol.
Ama, bu ülke tçindeki siyasi dinamiklerin etkisiyle,
hükümetin para polrtikasının yönünü açıkça ya da
verileri gizleyerek el altından değiştimnesi olasılığı-
nı ortadan kaldırmıyor.
Diğer taraftan, esas olarak ABD kaynaklı büyük
bankalann denetlediği küresel yatınm fonlannın
hacmi trilyonlan bulurken az gelişmiş ülkelerin ser-
maye piyasalannın derinliği en fazla yüz milyariar-
la ifade edilebiliyor. Bu yüzden eski FED Başkanı
Volcker'in pazartesi, International Herald Tribu-
ne'de işaret ettiği gibi büyük bankalar açısından,
marjinal bir sermaye hareketi, orta çapta az geliş-
miş bir ülke ekonomisini sarsabiliyor. Hatta piya-
sadaki diğer yatınmcılann da etkilenerek kendi ser-
mayelerini çekmeye başlamalanyla da derin bir kri-
ze yol açabiliyor.
Uluslararası pîyasalann esas olarak dolar cin-
sinden işlem gördüğünü, yabancı yatınmcılann is-
tikrarlı döviz ortamlannı tercih ettiğini göz önüne
alan az gelişmiş ülkeler için de, sermaye girişimi-
ni teşvik etmek için kendi paralanndan vazgeçe-
rek dolan benimseme eğilimi başgösteriyor. Ekva-
dor'da gördüğüm gibi, bu eğilimi IMF de teşvik
ediyor. Böylece, az gelişmiş ülkelerde en önemli
ekonomik karar mekanizması, Merkez Bankası et-
kisizleşirken ABD Merkez Bankası'nın da kendi ül-
kesinin yanı sıra diğer ülkelerin ekonomilerini (pi-
yasalannı) doğrudan düzenlemesi gündeme geli-
yor. Volcker'e göre bugün bu sürecin henüz başın-
dayız, ama "alttan alttan işleyen eğilimler bu yön-
de."
Davos toplantısı sırasında sık sık "yeni ekono-
mi" modelinin küresel düzeyde yaygınlaşması eği-
liminin güçlendiği vurgulandı. ABD'li konuşmacı-
larsa sorunu farklı koymayı tercih ediyortardı: "Me-
rak etmeyin, siz de bu modeli benimseyebilir, bir
ABD olabilirsinizJ." Ancak tesprtlerin farklı olması
bir gerçeği değiştirmiyor. Söz konusu olan, ABD
ekonomisinde küreselleşmeye bağlı olarak oluşan
bir ekonomik düzenleme sisteminin genelleşme-
sidir. Bunda ne var demeyin. Bak/n Morgan Stan-
ley Dan VVitter'in baş ekonomisti, soruna yakla-
şırken ne gibi ifadeler kullanıyor "ABD paradigma-
sı (Yeni Ekonomi-E.Y.) küreselleşirse, bundan ilk
faydalanacak olanlann, Amerikan teknolojişirket-
leri olduğunu söyleyebiliriz..." "Bilgi çağında, ilkgi-
ren (piyasaya E.Y.) avantajı, kazanan hepsini alır
prensibi ve ölçek avantajı rekabetçi üstünlüğü sûr-
dürmek için yaşamsal öneme sahiptir (ikiyıldır hız-
lanan şirket birieşmelerine, tekelci eğilimlere dik-
kat -E.Y.)..." "Ancak ABD modelinin küreselleş-
mesiyle bihikte, uluslararası düzlemde, yeni bir
deregülasyon, amştırma geliştirme harcamalan,
emek piyasasında esneklik artışı, hisse senedi sa-
hibinin (rantiyenin - E. Y.) getirisinin öne çıkması
dalgası başlayacaktır" (26.01 GlobaJ EconomicFo-
rum). "Ister jeopolitik egemenlik, ister ekonomik,
mali ve piyasa performansı açısından olsun, dûn-
yada hiçbir zaman olmadığı kadar bir ABD hege-
monyası söz konusu." "önümüzdeki ikiyıl boyun-
ca, ABD modelinin küreselleşmesi, egemen tema
olacaktır" (age 28.01).
Belki bu modelin yaygınlaşmasıyla biriikte ABD
göreli üstünlüğünü kaybetmeye başlar, siyasi eko-
nomik rekabet ortamı daha da keskinleşir. Ama bu
noktaya kadar süreç ABD'nin üstünlüğünü pekiş-
tirecek, ekonomisini besleyecek, çevre ülkelerin
ekonomilerini de uygun gördüğü yönde şekillen-
dirmeye devam etmesine olanak verecek bir yön-
de işleyecektir.
Özetle, tüm "değişikliklere" rağmen ekonomik
sistem özü ve içeriği açısından aynı kalmaya de-
vam ediyor. Biçimlerdeki değişikliklerin dünya halk-
lan üzerindeki etkileri, görelilik ilişkisi saklı kalmak
koşuluyla, 150 yıl öncesinden farklı değil.
I Haber Servisi - Lamda Eşcinseller Grubu
yaptığı yazılı açıklamada, çağdaş ve demokratik bir
toplumsal yaşama en çok kendilerinin gereksinim
duyduklarını belirterek, "Anayasamı Istiyorum"
kampanyasına destek verdiklerini bildirdiler.
Peker DGM'de ifade venfi
• Istanbol Haber Servisi - Bulgaristan'dan Türkiye'ye
getirildikten sonra yargılandığı davalardan tahliye olan
Sedat Peker, Istanbul DGM'de savcıya ifade verdi.
Peker'in tstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcıhğı'nca
Duygu Asena ile yaptığı bir röportaj sonrası Milliyet
gazetesi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında
ifade verdiği öğrenildi.