Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
J V L J L J I U l \ kultur(Scumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU
Italya'da (bize ait) Bir Türk operasıGeneüikle koltuğumuza oturduğu-
muz zaman perdenin ön yüzünü izleyip,
ardmda neler olduğundan habersiz, baş-
lanz eleştirmeye. Özellikle operagibi çok
etmenli bir sanat o sahneye gelene dek
neler geçirmiştir! Şimdiyıllardırhazır-
lığı yapılan Rossini'nın ttalya'da Bir
Türk başlıkh operasının Istanbul tem-
silinden söz edeceğim. Rejisörün bizi düş
kınklığma uğrattığını, perdenin ortası-
na gerilen kocaraan beyaz bir çarşafiıı
önündeki dans eden gölgelenn, sürekli
kameraya çekilen solistlerin dinleyici-
nin izleme yoğunluğunu bozdugunu;
amaçlanan "FeUini filmi" izleniminin
verilemediğıru söyleyecegim. ÎDOB'un
derin olanaklı sahnesinde daha önce iz-
lediğimiz görkemli rejileri anımsaya-
cağım. Orkestra Ue solistler ve koro ara-
sındaki koşmacadan; tonlama ve lingu-
istik sorunlanndan, Rossini'ye özgü
"ajfltte"nın (hafif ve çabuk söyleme be-
cerisi) eksiklığinden yakınacağım. Ga-
liba bir hafta önce Viyana'da izlediğim
opera ve müzıkal temsillerinin büyü-
sünden silkinip kendime gelmeliyim ve
kendi temsılimizı kendi koşullanmıza gö-
re yazmahyım.
Efendim, birkaç yüdır zaman zaman
Leyla Gencer'in yorum ve snl açısından
danışmanlık yaptığı ttalya'da Bir Tûrk
operasının prömiyerini izledım. tlk tem-
silde kımı aksaklıklar olması çok doğal-
dı, her şey zamanla yerine oturacaktır.
Rossini'nin gençlik ürûnü olan bu ça-
lışma dünya sahnelerinde de çok sık
temsıl edılmeyen bir operadır. Kimi özel
opera festivallerinde yer aldığında da
daha kısaltılmış olarak sahnelendığı bi-
linir. Belki bizim de ikinci sahnede en
azından kimi reçitatifleri atarak kısalt-
ma yapmamız yerinde olurdu. 19. yüz-
yıl başının operasına iki yüzyıl sonraki
bir yorum getirilip, fılm sahnesi haline
dönüştüriilüyor, oysa o dayarulmaz re-
çitatifler olduğu gıbı korunuyor! Or-
kestra şefi Vabbrizio Ventura belh ki
Rossini tempolannı ve karakterini çok
iyi tanıyan bir şef. Ensamble'lar çok
parlaktı. Orkestra, korno aksaklığına
karşın genel olarak iyi bir yorum sergi-
ledi. Sahneye koyan, dünyaca ünlü re-
jisör Beppe de Tomasi herhalde kendi-
sine sunulan kısıtlı bütçe olanaklan için-
talya'da Bir Türk operasının prömiyerini izledim. tlk temsilde kimi
aksaklıklar olması çok doğaldı, her şey zamanla yerine oturacaktır.
Klasik müziği geniş kitlelere ulaştırmaya çalışan, caz çalması,
doğaçlamalan, potpurileriyle ünlenen Avusturyalı piyanist ve besteci
Friedrich Gulda, Weissenbach'taki evinde kalp krizi sonucu öldü.
de bu kadannı yapabümiş. Kostümler za-
rif, renkleri aümlı ve iki dûnyayı birleş-
tirici çizgileri var.
Suat Ankan kalıbı ve kişiliği ile 'Se-
Um'in rolüne çok yalaşmıştı. Hûseyin li-
kos tatlı_ ses rengiyle dıkkat çekıyordu.
Nursd Öncül,yaşlı adamın şımank genç
kansı rolünü canlı bir kışilikle çizmiş,
kendini çok gelistirmişti. Mesuttktu, ko-
nu arayan yazar, sevimlı ve şipşirin bir
Fellini çiziyordu. Aytin Ateş, 'Zaide'nın
hüznüyle sevincindeki karşıtüklan ya-
kalamıştı. Genç seslerimizden Burak
BUgili ilk kez böylesı bir rol üstlenmış-
tı. Kendi yaşının birkaç katı bir kdşiyi can-
landırmanm heyecanını yaşıyordu. Yer
yer rolünün yaşına yanşacak ağırhğı
buluyor, yer yer kendi yaşının devin-
genliğıne dönüyordu. "ltalya'da Bir
Türk" operasını birkaç temsil sonra ye-
niden görmek ve de ÎDOB'a, bu ender
seslendirilen Türk konulu operayı tari-
hı bir değer olarak ortaya çıkarttığı ıçin
teşekkür etmek gerekir. Eğer bu pro-
düksiyonun yurtdışına götûrülmesı dü-
şünülürse bıraz daha aynntılar üstünde
durmalıyız. Şımdilik Rossini'nin îtal-
ya'sındakı Türkler bıze ait.
Avusturyah piyanist ve besteci F. Gul-
da 27 Ocak Perşembe akşamı Weissen-
bach'taki evinde (Batı Avusturya) bir
kalp krizi sonucu öldü. Klasik müziği
geruş kitlelere ulaştırmaya çalışan, caz
çalması, doğaçlamalan, potpurileriyle
ünlenmış bir sanatçıydı. Saf müzigin
dışında görsel efektleri, hatta havaı fi-
şeklerle bezenmiş müzikli göstenler bi-
le düzenlıyor, daha genış kitleleri çev-
resine topluyordu. Gulda, aslında Bach,
Mozart ve Beethoven'ın yapıtlanna ye-
ni bir soluk, yenı bir yorum anlayışı ge-
tirmiş, klasik yorumculan arasında ken-
-c
Yiyâafcvo, Rratislava dinletilerinden izlenimler
ÖNDERKÜTAHYALI
Viyana'nın büyük dınletı salo-
nu Konzerthaus, görkemli bir sa-
nat merkezidir. Partere ulaşmak
için bir kat çıkılıyor. Onun da
üzerinde sağda ve solda localar
sıralanmış. Sahnenın tam karşı-
sında üst üste ıkı balkon var. Ku-
sursuz akustik için gerekli olan
fıziksel koşullar, yapı sanaünda-
ki güzellıklerle kaynaştınlmış.
Türkiye'den gelen biz konuklan
localara aldüar. Her loca kademe-
li yapıhnış; önde oturanlar, ar-
kadakilerin görüş alanını etkile-
miyor.
Bu güzel mekâna götürdüğü-
müz ve 18 Ocak akşamı gerçek-
leştirilen "Mehter'den Alla Tur-
ca'ya" başlıklı dinletinin Meh-
ter ile ilgili bölümünü, önceki
yazımda anlatmıştım. Türk mü-
ziğının yarattığı coşkudan sonra
ikinci yanda Prof. HDanet Şim-
şekyönetimindekı Ankara Dev-
let Opera ve Balesı Orkestrası, Vi-
yanalı bestecilerin Mehter mü-
ziğinden esinlenerek yazdıklan
yapıtlardan bir demet sundu.
Hemen belirteyim, opera or-
kestralanmız açısından şimdiye
dek ahştığımız durumun tam ter-
• Slovaklar, asık yüzlü insanlar, fakat sunduğumuz dinletiyi ilgiyle
izlediler. Viyana'dakinin tersine bölüm aralarında kimse alkışlamadı.
Görkemli bir bina olan Slovakya Radyoevi'nin kocaman stüdyosu doluydu.
Orkestranın yaptığı seslendirme de bir gün öncesine göre çok daha iyiydi;
küçük pürüzler ortadan kalkmışti.
sine Ankara Devlet Operası'nm
orkestrası, yüksek niteliklere sa-
hiptir; temiz çalıyor ve güzel tın-
lıyor. Başkemancı TayfunBozok
ile viyolonsel, flüt, obua ve kla-
rinet sanatçılan Erdoğan Dav-
ram, Ümran Palahoğlu,Nuri Kö-
ker ve Gûltekin Ulutaş, kısa so-
lolannda başanhydılar.
Önce Michael Hayd'ın "Türk
Süiti" çalmdı "Senfoninin Ba-
bası" Joseph Haydn'ın kardeşi
olan ve artık seslendırihneyen bu
duyarh besteci, süitindeki beş bö-
lümden dördünde Mehter vurum-
lanru her fırsatta kullanıyor. Ya-
pıtı, W A Mozart'ın "Saraydan
Kız Kaçırma" operası üvertürü
izledı ve tenor Omer Yılmaz ile
soprano Feryal Türkoglu, aynı
operadan birer arya ile bir düet
söylediler. Yılmaz'ı keyifle din-
ledim; ancak Türkoglu 'nun mü-
zikselliğe ek olarak sergilediği
teknik ustalık karşısmda heye-
canlandım. Daha sonra seslendi-
rilen Beethoven'ın "TürkMar-
şı", esprili ve sevimliydi. Hik-
met hoca her yapıtta, Mehter'e öz-
gü canlılıkla yumuşaklığı birleş-
tiren bir yaklaşım içindeydi.
Janner programdan çıktı
Dinletıde çağdaş Türk besteci-
lerine ömek olarak Bülent Tar-
can'ın 3. Orkestra Süiti sunuJdu.
Şimşek, rahmetii Tarcan'ın renk-
ü orkestra paletini bütün canhlı-
ğı ile yansıttı. Üçüncü bölümde
(Zeybek) başkemancı Tayfim Bo-
zok'un kısa fakat epey güç olan
solosu çok güzeldi Dördüncü
bölümdeki ("Bolu Dağı'mn At-
hfauı") viyolonsel solo ise biraz
takıldı. Yapıt coşkuyla alkışlan-
dı.
Izlencede J. Janner'in "Os-
manhlar Vabi" de vardı; fakat
orkestra üyelerinin söylediğine
göre bazı partilerin eksık, bazı-
lannın da okunamayacak kerte-
de kötü yazıhruş olması yüzün-
den Hikmet hoca yapın seslendır-
mekten vazgeçmiş. Johann Stra-
nss'un Paris'te besteleyip Fransız-
ca bir sunuşla Sultan Abdfilme-
cid'e armağan ettiği ve bolca ıh-
san aldığı vals ise hocamızın ıs-
rarh araştırmalanna karşın bulu-
namadı. Dinleti, W.A. Mozart'ın,
K.V 331 la majör piyano sona-
tının son bölümü olan "Aüa lür-
ca" (yaygın adıyla "Tûrk Mar-
şı") ile sona erdi. Şimşek, bu par-
çanın çok sayıdaki orkestra uyar-
lamalanndan birinı sundu. Ses-
lendirmeye Mehter Takımı'nın
vurma çalgılan da katıldı; sanat-
çılar orkestraya başanyla uyum
sağladılar.
Dinleti, 19 Ocak akşamı Bra-
tislava Radyosu'nda da yinele-
necekü. Bu nedenle saat 13.30'da
Viyana'dan Slovakya başkentine
doğru yola çıktık ve gerçek bir se-
rüven yaşadık.
Bizi iki buçuk saat sınırda bek-
lettiler. Çalgılann aynntılı bir en-
vanteri çıkanldı. Şoförümüz "Her
şe>' nonnal" dıyordu ve ekliyor-
du: -Burası Rıisva'dn-."
Slovakya Radyosu, dinletinin
hem görünîü, hem de ses kayıt-
lannı gerçekleştirecekti ve bir sa-
atlık provaya gereksinme vardı.
Geç kalındığmdan, orkestra üye-
leri de işi ağırdan aldığından, an-
cak 6 dakika prova yapılabıldi, bu
yüzden kayıt sağlıkh ohnadı.
Slovaklar, asık yüzlü insanlar;
fakat sunduğumuz dinletiyi il-
giyle izlediler. Viyana'dakinin
tersine bölüm aralarında kimse al-
kışlamadı. Görkemli bir bina olan
Slovakya Radyoevı'nin kocaman
stüdyosu doluydu. Orkestranın
yapüğı seslendirme de bir gün
öncesine göre çok daha iyiydi; kü-
çükpürüzler ortadan kalkmışti.
Sonuç olarak, Avrupa'ya götür-
düğümüz bu tanıtım dınletisi ba-
şanhydı. Hikmet Şimşek çıkan
engellere karşın çalınan parçala-
nn CD yapımını mutlaka gerçek-
leştıreceğini söylüyor. Dileğimiz,
böylesi sanat etkınîıkleriyle ülke-
mizin her fırsatta dünyaya sesi-
ni duyurmasıdır.
dine özgü yerini edinmişti. 1950'ler-
den sonra caz piyanistliğinde de uz-
manlaşınca Avrupa'nm en aranan sanat-
çılanndan biri haline geldi. Özellikle
Avusturya'daki tuttuğu müzik kurum-
lannı alaya alması ve iddialı müzikçi-
lere karşı eleştirilerinde kullandığı ağır
dille çevresinı şaşırtıyordu. Eksantrik
davramşları, sahneye çıktığmda başına
taktığı işlemeli kep, hep ciddi ve sıkıcı
konser salonlannın geleneksel davranış-
lannı ve giysilerini reddettığinın göster-
gesiydi. 1997'deki 'Mozartiana' baş-
lıklı açıkhava gösterisini 25 bin kişi iz-
lemişti. Gulda'nın çaldığı Bach prelüd
ve füglen bir kez dana dinlıyorum. Im-
ge gücündeki zenginliği övmemek el-
de değil.
Vlyana konserinin yankılan
Ne yazık ki Alla Turca konserimn
Viyana'da pek yankısı olmadı. Bugüne
dek çıkan tek yazı 'Kıırier'de Dr. Franz
Endler'e ait. "Türkler Oradaydı - Ye-
niçerilerve diğer müzikçiler \ iyana'da"
başlığını taşıyor. Bunun bir protokol
konseri olup, birkaç meraklı ve eleştir-
menin tesadüfen dinleyici arasına kanş-
mış olduğunu; bir eleştiri yapılamaya-
cağını, ancak iyi niyetle yaklaştığını
söylemiş. 1991 yılında kurulan Kültür
Bakanlığı Mehter Topluluğu'nun yine
de atalanrun çalgılannı kullanarak (obua,
trompet, vurmalı) geleneksel sayılabı-
lecek bir müzik icra ettiğini, ama bu tı-
nılann Saraydan Kız Kaçırma'nın ardın-
dan Viyanalılar için yabancı oLmadığı-
nı eklemiş.
Müzikçilerin kostümleri ve yüksek
sesleri ile, konser sırasmda durmadan
film çekılmesıyle Viyana'mn müzik
hayatının ele geçirildiği gibi tuhaf bir
yakıştırma yapmış. Hikmet Şimşek' in
birkaç kez devlet sanatçısı olarak ödül-
lendirildiğini, çoksesli müzik alanında
Ankara'nın gururu olduğunu söylemiş.
Konserin ikinci yansmda Ankara Ope-
rası'nın sanatçılan ile birlikte dinleyı-
cilenn daha hoşuna gıdecek bestecile-
rin (M. Ha> dn, Mozart, Beetboven, Lan-
ner) yer aldığını, böylece salondaki or-
tamın sakınleşerek eleştiri yapabilme-
ye uygun hale geldiğini belirtmiş.
AsündaLanner'inyapıtı programda
yazıldığı halde seslendiril-
memişti! Anlaşılan bir pro-
tokol konseri olduğu için
eleştiri yazmaktansa salo-
nun alışılma«wî ortamım
anlatmayı yeğ tutmuş Franz
Endler. Doğal kı öylesi kla-
sik müzikie yoğurulmuş bir
kentin o görkemli konser
salonuna değer, hemen her
gece orada verilen düzey-
de ve aynı nitelikte bir icra
götürdüğümüzü iddia ede-
meyiz. Salondayer alan çok
sayıda Türk'ün sürekli fo-
toğraf çekmesi de anlaşı-
lan ciddı müzik dinleyici-
lerini rahatsız etmiş, eleş-
tirel bir kulakla konsen iz-
lemelerini engellemiş! Yi-
ne geçen haftaki yorumu-
mu yineliyorum; böylesi
bir olayın örgütlenmesi, çe-
şitli resmi kurumlanmızm
bir araya getirilebümiş ol-
ması işin en başanh yönüy-
dü. Organizasyon sonınu
yüzünden tarihte kaç kez
orkestralanmızm söz veri-
len festıvallere katılamadı-
ğını, son dakıkada festival
kitapçığmda yazıldığı hal-
de ödenek çıkartılamadığı-
nıanımsanz.
Vİ \ i
r
TTÜ3
u
PAA1UKBANK FOTOGR.
Pamukbank Fotoğraf Galerisi'nde binyılın ilk sergisi:
"Macaristan-Fotoğraf Ülkesi".
Sergide. fotoğraf dünyasının en ünlü imzalannı taşıyan
eserler yer ahyor: Andre Kertesz, Brassai, Comell Capa,
Escher Kâroly, György Kepes, Jözsef Nemeth, Jözsef Pecsi,
Lajos Keresztes, Lâszlö Moholy - Nagy, Mari Mahr,
Martin Munkâcsi, Robert Capa, Zoltân Zajky ve diğerleri...
Macaristan. fotoğraf ustalannın ülkesi. Bu ustaların kimisi
ülkesini terk ederek dünya çapında üne kavuşmuş,
kimisi ise vatamnda kalmıs. Aynı yetenek ve beceriye
sahip olmalanna karşın keşfedilememiş, yapıtları
gün ışığına çıkanlamamış.
Sizi 'Macaristan-Fotoğraf Ülkesi'ne, her iki gruba
ait değerli eserleri bir arada görmeye davet ediyoruz.
Sergi mekanlon.
Pamukbank Fotoğraf Galensı
Teşvıkıye Caddesı 105/3
BfÇağdaş Sanat Merkezı
Akkavak Sokak 1/1 Nısantaşı
Pazar hanç hergun 10 00-19.00 arası
TRT'nin 3 kanalını
din]e>ebilen var mı?
FM 88.2, TRT'nin üçün-
cü kanalı. Yülardrr özenle
klasik müzik ve caz prog-
ramlannın düzenlendiği,
üç dilde haberlerin veril-
diğı, hâlâ bir kurtardmış
bölge gibi niteliklı müzik
yapma özelh'ğini koruyan
neredeyse tek radyo kana-
hdır. Onca yapmıcı özen-
le hazırlarprogramlan. Üst
üste aynı yapıün aynı gün
içinde yaymılanmamasına
dıkkat edilir; sunucularm
besteci ve yapıt adını doğ-
ru vurgulamaması, önce-
den hazırlanan metinlerin
hatasız ohnası ve Türk hal-
kma zarar vermemesi için
denetiınler yapılır, imzalar
atdrr. Öyle yeni kurulan ni-
ce derme çatma radyo istas-
yonu gibi bir konuşmacı
eüne gelen plağı aklma es-
tıği gibi o anda anlarıver-
mez. Her şey planlıdır, bel-
li çerçeveler, kuşaklar için-
dedir. Program müdürleri,
program çizelgeleri, yayın
ilkeleri vardır. Program ya-
pımcılan sıradan insanlar
olmadıklan gibi kendi dal-
lanmn uzmaru kişilerden
seçilir çoğunlukla. Gelin
görün kı bunca özen, bun-
ca emek, artık Istanbul'un
neredeyse hiçbir yerinden
dinlenemeyen, parazıtler
içindeki bir radyo kanalı
için.
E-mail: [email protected]
Barış Manço amlıyor
• KüHürSenisi-
Geçen yıl ocak ayında
yitırdiğimiz bestecı-
yorumcu Banş Manço,
ölümünün bınncı
yıldönümünde iki büyük
etkınJıkle amlıyor.
Etkinliklerden ilki, yarın
20.30'da Lütfi Kırdar
Kongre Sarayı'nda
gerçekleşecek olan
konser. 50 kişilık
orkestra ve 20 kişılik
korunun katılacağı
konserde Manço'nun
şarkılan yorumlanacak.
Aynı gün, Erdal Kızılçay'ın yönetmenliğını üstlendiğı
'Banş Manço'nun Anısına' adlı albüm Emre Plak'tan
çıkacak. Albüm ve konser, 'Banş Manço'nun
l.Ölümsüzlük Günü' başlığıyla aynı kadro tarafından
gerçekleştınlıyor. 5 Şubat Cumartesı günü saat
11 3O'da da Yıldız Sarayı-Çıt Kasn'nda sanatçının
anısına bir konferans düzenlenecek. tzzet Öz, Hüdai
Özgüder ve Ayşegül Aldinç'in konuşmacı olarak
katılacaklan. Islam. Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma
Merkezi tarafından düzenlenen konferansın ardından,
amatörlerden oluşan bir oda orkestrası konser verecek.
Kanun konçertosu ile başlayacak olan konser 'Dağlar
Dağlar' şarkısının yorumlanmasıyla sona erecek. Aynı
gün Banş Manço'nun resimlennden oluşan bir sergi de
düzenlenecek.
Sundance Rlm Festivali ödülleri
belli oldu
• PARK CITY (AFP) - Sundance Film Festivali'nin
'en iyi drama fıhni' ödülü Karyn Kusama'mn aşkı
arayan genç bir kadın boksörün hikâyesıni anlattığı
'Girlfight' ile Kenneth Lonergan'm öksüz ikiz
kardeşlerin başına gelen olaylan konu ettiği' You
Can Count On Me' adlı fihnler arasında
paylaşıldı.'En iyi belgesel fihn' ödülünü Frances
Reıd ve Deborah Hoffinan'ın yönettiği 'Long
Night's Journey Into The Day' fümı alırken 'dünya
sineması izleyici ödülü' ise bir kara-komedi fihnı
olan 'Saving Grace' ile Nigel Cole'a venldi.
Sundance festivalinin ödüllerinin bu yıl daha çok
kadın sinemacılara verümesı dıkkat çektı.
CMcago 2000 sergisinde
Iotoğraflarla bip yıl anlaülıyor
• CHICAGO (AFP) - Bır grup fotoğrafçı, Chicago
şehnnin 2000 yılını anlatan bir foto-belgesel
hazırhyor. 31 Aralık 1999 yılmdan itibaren şehre ilk
gelen göçmenlerin ve yeni yılda bir manyak
tarafından vurulan bır kurbarun fotoğraflanrun yanı
sıra projede yem yılın ilk doğan bebeğı, soğuk
Michigan Gölü'ne atlayarak yüzen bir grup
maceracı ya da kardeşme yemek yedn-en küçük bir
çocuk gibi-fotoğraflar da bulunuyor. Fotoğrafçılar
bu çalışma ile şehrin 2000 yıluun günlüğünü
oluşturulmayı amaçladıklannı açıkladı.
San Remo n/lüzik Festiyali'nde
ünlükonuklar
• ROMA(AA)-
Italya'da 7 Şubat'ta
başlayacak San Remo
Müzik Festivaü'ne çok
sayıda yabancı konıik
katılacak. Tenor
Lucıano Pavarotti,
sanatçı Teo Teocoli,
sunucu Fabıo Fazio ve
tspanyol sanatçı Ines
Sastre'nin sunacağı ve
açılışını Eurithmycs
gnıbunun yapacağı
festivale yabancı
konuk olarak, Oasis, Robilliams, Enrique Iglesias,
Hevia, Goran Bregoviç, Aqua, Lene Marlin, Israilli
Noa ve Senegalli Yousan N'Dour' katılacak.
Pavarotti düzenlenen basın toplantısında, "dünyaca
ünlü trlandalı rock grubu U2'nun da festivale
gehnelerini isteyeceğım" dedi.
Kahraman Soytamlar Tîyatnosu,
Kemancı Kültür'de
• Kültûr Servisi - Geçen sezon boyunca, 'Biz
Zavallı Erkekler' adlı oyunu, Kemancı Kültür'de
sahneleyen Kahraman Soytanlar Tiyatrosu, yeni
sezonda, yine aynı mekânda , 'Tuhaf Şehir
Hikâyeleri' adlı oyunu her çarşamba ve cuma saat
21.15'te sahneliyor. Bugün galası yapılacak ve altı
tuhaf şehir hikâyesinden oluşan oyunda Aşkm
Şenol, Nejat Işler, Bekir Köşker rol alıyor.
(251 3015)
Yönetmen Mehta'nın filıri
Hindu sağ görüş tehdicfi altmda
• YENt DELHİ (AFP) -Yeni filmı'Water' Ue
tartışmalara yol açan Hınt kökenli Kanadalı kadrn
yönetmen Deepa Mehta, Hindu köktendincilerin
şiddetü protestolanna maruz kalıyor. Seti işgal eden
sağ kanat eylemcileri, füm çekımlerini engellediler.
Mehta, Hindıstan üzerine üçlemesinin son filmi
olarak planladığı'Water'la geleneksel değerleri
tahrip ettiği gerekçesiyle suçlamyor. Üçlemenin ilk
fihni 'Fire'da lezbiyen ılişkiye yer verdmesi de
halkın tepkısine yol açmıştı. Yönetmen, filmlennde,
kadın asaletını kutladığuu, Mahatma Gandhi gibi,
kadmlann özgürlüklenne kavuştundmalan
inancıyla hareket ettiğini ve kadmlann dünyayı nasü
yönetimleri altına alabileceklerim göstermek
ıstedığını belirtıyor.
BUGÜN
• BABYLON'nda, 21.30'da Laço Taj-fe'nın vereceği
konser izlenebihr. (292 73 68)
• GOETHE ENSTİTÜSÜ'nde, Gdbendörfer'ın
'Adatet' adh filmi 18.00'de görülebüir.f249 20 09)
• AFM Kerem Görsev Jazz Bar'da, 22.00'de Fatih
Erkoç Group'un konserleri yer ahyor. (231 39 50)
• AVUSTURYA KÜLTÜR MERKEZt'nde, 19.30'da
Arzu Bozkurt (şan) ve Raina Popova'nın (piyano)
resitalleri izlenebilir. (223 78 43)
• BEYOĞLU ADA KÜLTÜR'de, 20.30'da tstanbul
Bhıes Kıımpam^sı bır konser verecek. (251 38 78)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde, 19 00da
Antoine Desrosiere'ın 'A La BeDe Etoile' adh fümi
göstenlecek. (244 44 95)
• SAPPHO'da Serdar, 23.00'de'AşkŞarlabn'
söyleyecek. (245 06 68)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZl'nde,
12.30 ve 17.30'daStra\insk>'rün'BirZamaDİarBir
Smırda' adh video belgeseü izlenebilir. (292 06 55)