16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA HABERLER •ûflabadı yaşayacak • Bl'RSA (AA) - Bombalı saldm sonucu yaşaırunı yitiren yazanmız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın adı, Bursa'nın merkez Yıldınm ilçesinde yaşatılacak. Yıldınm Belediyesi, Kışlaü'nın adıru bir meydana verecek. Belediye Başkanı Ramazan Altınöz, 70 bin metrekare alanda inşa edilecek meydanın projesinin ITÜ Vakfi'nca hazırlanacağını söyledi. Undh, Türkiye'ye geliyor • ANKARA (Cumhııriyet Bfirosu) - lsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh, iki günlük resmi ziyaret için bugün Ankara'ya geliyor. Dışişleri Bakanı Ismail Çem'in 24-25 Kasım tarihlerinde Stockholm'e yaptığı ziyarete karşüık olarak Türkiye'ye gelecek olan Lindh'in Ankara temaslannda, Tüririye'nin AB'ye üyelik yolunda gerçekleştıreceği reformlar, ınsan haklan, ikili ilışkiler ve bölgesel konuJar ele alınacak. Lindh, temaslan çerçevesinde Dışişleri Bakanı Ismaıl Cem'in yanı sşra milletvekilleri Kamran Inan ve Sema Pişkınsüt ile görüşecek. Lindh, insan haklan örgütlerinin temsilcilerini de kabul aderek Tûridye'nin bu alanda yaptığı refonnlar hakkında görüşlerini alacak. açıkJama • Istanbul Haber Servisi - Istanbul ll Mılh Eğıtım Müdürü Ömer Balıbey, dün gazetemızde 'Öğrencilerden protesto" başlığıyla yayımlanan; KartalilçesiÖzel2l. Yûzyıl Ilköğretim Okulu'nda 2. yanyıl başlangıç tarihinde bayrak töreni yapılmadığı, lstiklal Marşı'nın olcunmadığı ve bayrak çekümediği haberi ile ügili yaptığı yazılı açıklamada, okulda lstiklal Marşı'run söylendigini ve tören sırasında Tâk bayrağının asılı oldu|unu belirtti. Bahbey, konunun daha aynntılı olank incelenmesine ve soruşturulmasına devam edileceğini söyleö. Hüseyin Tughı Danıştay üyesi • ANKARA (Cmhuriyet Bürosu) - Cumhurbîşkanı Süleyman DemİKL merkez valisi Hüsıü Tuğlu'yu Danıştay üyeliğine seçti. Cumhurbaşkanlıgı Basın Merkezi'nden düıakşanı saatlerinde yapıLn açıklamada, Demıd'in, Danıştay üyeliği çn eski Antalya Milletvehb Tuğlu'yu seçtiği kaydedildi Demirel'tten açUtşANKARA (Cofcuriyet B û r o s u ) - Radyo Televizyon Gazefederi Demeği'nce (RlGDı yaptınlan AnadcuOetişim M e s l e k Lisesfrnr.aıi binası, Cumhurh^anı Süleyman Demrrl taraündan törerüt aoldı. Detnirel, Aydıniıeıîer t ı c a r e t Meslek Lss ve A n a d o l u İletışimV.slek L i s e si *nde düzeıesn töremde yaptığı konuşmada. 21 ^ılın t ü m dünya iç,ın a asmli hedjefinin egrtinsııgunu beîirtti- DemıreLjfltet t ö r e n i n i n ardında nnanın yauaral jcida fcnadu. Bu Sii"adLa okulda dLesenen 'fAtatûrk Sergis; k l Van Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, operasyonda ihmal olmadığını açıkladı CaııileiTiı silahı IranManYurt Haberieri Servisi - Van'da 5 polisin şehit olduğu Hizbullah operasyonu sırasın- da, teröristlerin kullandıklan mühimmatın tran kaynaklı olduğu belırlendi. Emniyet Genel Müdürü Turan Genç de Hizbullah'ta ele geçirilen silah ve mühunmatın Suriye ve tran'dan geldiği yönünde bilgılere sahip ol- duklannı söyledi. Operasyonda öldürülen ve aralannda Van Bölge Sorumlusu Seba- hattin Sap'ın bulunduğu 5 terönstin ailele- ri, cenazelerini almak için Emniyet Müdür- lüğü'ne başvurdu. Bitlis'te 18, Ankara'da 4 kişi daha tutuklanuken Antah/a'da önceki gûn yapılan operasyonda yakalanan ve ara- lannda Hüseyin Vefioğlu'nun yeğeni Abdö- bziz Velioğlu'nun da bulunduğu 19 kişımn sorgulan devam ediyor. Van Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, önceki gece gerçekleş- tirilen Hizbullah operasyonu, öıgüt karargâ- hı olarak da kullanılan Ak- köprü mahallesı Dere so- kaktaki hücre evinin tespit edümesiyle başladı. Bölge sorumlusu Sabahattin Sap ile diğer 4 teröristin bulun- duğu ev, Terörle Mücadele Şubesi ve Özel Tim ekiple- rince kuşatıldı. Ancak, du- rumu farkeden ve evin dı- şını rahat görebilecek şe- kilde nöbet tutan 2 terörist, polis ekıplennin üzerine el bombası attı, daha sonra otomatık silahlarla ateş aç- tı. Çatışma sırasında, 3 po- lis memuru şehit olurken, 2 terörist de öldürüldü. Biri yaralı 3 terörist ise yoğun kar yağışı ve karanlıktan yararlanarak, evin bahçe kısmmdakı çalüıklar ara- sından kaçtı. Teröristlerin, kaçış sıra- smdakarşılaştıldan polıs ü- mine, *Bİderdepofeiz,ar- kadaşmnzyaralandı'' diye- rek, güvenlik çembennı aş- üklan beürtildi. Çanşmadan sonra hücre evinde yapılan arama ve araştırma sonucu, bu kişi- lerin terörist olduğu fark edildi. Bunun üzerine po- lis, kardaki ayak ve kan iz- lerini takip ederek, yakla- şık 3 kilometre uzaİdıktaki ikinci hücre evinin bulun- duğu bölgeye ulaşu. Dcincı hücre evi, bölgede kuşatmaçahşması yapıldı- ğı sırada, bir eve yaklaşan • Van Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, "Teröristler önceden hazırhk yapmışlar. Evin iki odasında nöbet tutarak, sürekli dışanyı gözlüyorlarmış. Hatta, nöbet yerlerine, rahat ateş etmelerini sağlayacak döner koltuk da koymuşlar. Operasyonda herhangi bir ihmal yok" dediler. poiis ekiplerinin üzerine terönstlerce oto- matik silahlarla ateş açılması sonucu tespit edildi. Buradaki çanşmada da 2 polis memu- ru şehit olurken, teröristlerden 3 'ü öldürül- dü. Operasyon sırasında, birinci hücre evinde bulunan bir kaduı ve 2 çocuğa zarar gelme- mesi için titiz davranıldığmı belirten Van Emniyet Müdürlüğü yetkılılen, "Ancak te- röristler önceden hazırhk yapmışlar. Evin i- ki odasında nöbet tutarak, sürekli dışanyı gözlüvortannış. Hatta, nöbetyerlerine,rahât ateş etmelerini sağlayacak döner koitnk da koymuşlar.Operasyonda herhangi birihmal yok" dediler. Hizbullah'a ait hücre evlerinde yapılan arama ve incelemelerde, el bombalan, oto- matik silah ve tabancalarla çok sayıda mer- mi ve dolu şarjör ele geçirildı. Terönstlenn Iran kaynaklı mermi kullandıklannı belirten güvenlik yetkilileri, mermi kovanlannda Farsça yazılar tespit edıldiğini ifade ettiler. Hücre evlerde aynca, bilgisayar disketleri, cep telefonlan, dini içenkli yayınlar ve ör- 1ĞNELİF1RÇA ZAFER TEMOÇtN Terör örgütü Hizbullah'ın dokümanlannın deşifre edilmesi sürüyor Yeni lider Altsoy'dan saldırı emriIstanbul Haber Servisi - Şeri- atçı terör örgütü Hizbullah'ın ye- ni lideri Isa Altsoy'un, örgüt üye- lerine, güvenlik güçlerine yöne- lik mtikam ve saldın eylemleri gerçekleştiriknesi emri verdiği belirlendi. Operasyonlarda ele geçirilen örgütsel dokümanlar- dan, teröristlerin PKK'nin silah depolanndan silah çaldıklan da ortaya çıkü. Vahşet örgütü Hizbullah'a yö- neük 17 Ocak'ta Istanbul Bey- koz'da başlatılan ve örgüt lideri Hüseyin VeuoğhT nun öldürüldü- ğü operasyonda ele geçirilen 400 bini hasar görmüş, 600 bin say- falık dokümandan 200 bini, Em- niyet Genel Müdürlüğü'ne bağ- lı laboratuvarlarda istihbarat bi- rimlerince deşifre ediliyor. Do- kümanlar deşifre edildikçe kan- lı örgütle ilgili yeni bilgiler gün yüzüne çıkıyor. AA'nm haberine göre, Hüseyin Velioğlu'nun öl- dürühnesinden sonra örgüt lider- ligini üstlenen Isa Altsoy, üyele- rine verdiği emirde, bundan son- ra intikam amacıyla güvenlik kuvvetlerine yönelık saldınlar yapılmasmı ve silahlı çaOşmaya girilerek "şeDİf olunmasmı iste- di. Yine yakalanan bazı örgüt üyeleri, Iran'da askeri ve siyasi egitim gördükten sonra Türki- ye'ye geldiklerini açıkladılar. Is- ruluşlannın alarma geçirildiğini. ani saldınlara karşı güvenlik ön- lemlerinin artunldığını anlattı. PKK'den silah çaldılar Aynı yetkılinın verdiği bilgiye göre, Hizbullah'a yönelik tüm yurtta sürdürülen operasyonlar- depolanndan çalmdığı anlaşıldı. Bir kısmı deşifre edılen bu dokü- manlardan, Hizbullah ve PKK terör örgütlerinin 1995 yılında ateşkes yaptıklan anlaşıldı. Orgûtfin gelir kaynaklan • Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden sonra ör- güt liderliğini üstlenen Isa Altsoy, üyelerine verdiği emirde, bundan sonra intikam amacıyla güvenlik kuvvetlerine yönelik saldınlar yapılmasını ve silahlı çatışmaya girilerek "şehit" olunmasını istedi. tanbul Emniyet Müdürlü- ğu'nden üst düzey bir yetkili Hizbullah terör örgütü üyeleri- nin önceki gün Van'da özel yetiş- tirihniş emniyet birinılerine si- lahlı mukavemet göstermeleri- nin de örgütün üst düzey yöneti- cilerinden gelen emirlerden kay- naklandığını belirtti. Yetkili, alı- nan bu istihbaratlar doğrultusun- da, emniyet teşkilan ve kamu ku- da ele geçirilen sılahlardan bazı- laruun Iran'dan getirildiği belir- lendi. TIR'lann gizli böhneleri- ne yerleştirilerek Güneydoğu Anadolu Bölgesı'ne getirtilen bu sılahiar örgüte aıt gizli yerlerde muhafaza altına alındı. Sılahla- nn bir bölümünün ise özellikle Güneydoğu'da kaçmlıp sorgula- nan PKK'ülerden ahnan bilgiler doğnıltusunda terör örgütünün Şeriatçı terör örgütünün lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldü- gü, üst düzey yöneticilerden Edip Gümüş ve Cemal Tutar'm da sağ olarak yakalandığı Beykoz'daki villada, örgüt üyelerine ait üyelik başvuru formlan da bulundu. Ör- güte girmek isteyenlerin kendi el yazılan ile doldurduklan bu form- lara özgeçmişlerini yazdıklan, ay- nca, örgüt tarafindan sorulan bazı sorulan da cevaplandırdıklan gö- rüldü. Bu sorular arasında, devlet dairelerinde çalışan akrabalan bu- lunup bulunmadığuun yer alması da dikkat çektı. Hizbullah terör ör- gütünün malvarlıgının, toplanan zekât, fitre ve kurban derileri ile kaçtnlan kişılere ait olan ve el ko- nulan malvarlıklanndan oluştuğu öne sürüldü. gütsel dokümanlarda bulundu. Emniyet yet- kililen, hücre evierinde bulunan disketlerin şifresinin çözühneye çalışıldığını, bu dis- ketlerde örgüte ait önemli bilgiler olabilece- ğini söylediler. Çatışmada öldürülen örgütün Van Bölge sorumlusu Sebahattin Sap'uı babası Muhh- tin Sap, askeri kanat sorumlusu Mehmet Nuri Balka'run babası Sefer Balka, Zahir Hay^a ııın babası HasanHayva, Ylurat Hay- va'nın ağabeyi Halit Hayva ve Nuri Ba- ran'ın babası Hamit Baran, cenazeleri al- mak için Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat ettiler. Muhittin Sap, oğlunun örgüt üyesi olduğundan haberi olmadığmı belirterek, "Bibevdim evlatnktan reddedenüm" dedi. Oğlunun cenazesinı almak için Van Devlet Hastanesi morguna gelen baba Muhittin Sap, gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlu- nun evli ve 6 çocıik babası olduğunu, üseyi son suııftayken terk ederek tahsiline devam etmediğini söyledi. Sap, "Zaten 0d yıi- dır pek görüşmüyorduk. Kendisi rahatsız olduğunu söylfiyor, Ankara ve Istau- bul'daki hastanelere zaman zaman tedavi ohnak için gi- diyorda Oğlumuu kanş&ğı işkri >«ni öğrendûn" dedı. Terönstlerden Zahir Hay- va, Murat Hayva ve Nuri Ba- ran'm cenazeleri Bostaniçi beldesindeki Sıhke Mezar- lığı'na, Sebahattin Sap ve Mehmet Nuri Balka adlı te- röristlerin cenazeleri ise Ha- tuniye Mahallesi'ndeki Şa- baniye Mezarlığı'na defiie- dildi. Sözkonusu ikı mezar- lıkta geniş güvenlik önlem- lerinin almdığı gözlenırken, önceki gün yakalanan ve kunliğı henüz açıklanmayan teröristin ise Emniyet Mü- dürlüğü'nde sorgulamasmın devam ettiği bildirildi. Hizbullah'm yoğun ola- rak üslendiği G. Doğu'daki operasyonlar sürüyor. Gü- venlik kuvvetlerince, başta Diyarbakır. Batman, Mardin ohîıak üzere bölge genelin- de sürdürdüklen operasyon- larda son bir ayda yakalanan 868 kişiden 3 73 'ü, polistekı sorgulanndan sonra sevk edıldıklen adlı mercilerce tutuklandılar. Bitlis ve Tat- vanda gözalüna ahnan.18 kişi, eıkanfdıklan mahke- mece tutuklanarak Bitlis E Tipi Cezaevı'ne gönderildi. Bitlis Valısı Keramettin M. Köksal tutuklananlar ara- sında, çeşiüi kurumlarda ça- lışan 1 memur ve 3 işçinin de bulunduğunu bildirdi. Ankara Emniyet Müdür- lüğü Terörle Mücadele Şu- besi'nın geçen hafta gözal- nna aldığı Zahir Yıldız, Im- ran Öztürk. VeUt Altun ve Ankara Metrosu'nda görev- li CahH Eldnd, sorgulama- lannın ardmdan Ankara DGM'ce tutuklandılar. Te- rörle Mücadele Şube Mü- dürlügü yetkilileri Hizbul- lah'la ilgili kimliği tespit edılen bazı kişilerin arandı- ğını ve önümüzdeki günler- de yeni gözaltılann olabile- ceğini bildirdiler. Şehit poüskr toprağa verildi Polis memuru Naci Ak- çay(39), Giresun'un Bulan- cak ilçesinde; Mostafa Ke- maIAçıkgöz(27), Bartın'ın Ulus ilçesinde; polis memu- ru Mehmet Cnver, memle- keti Çorum'un Osmancıkil- çesuıe bağh Kuzhayat Kö- yü'nde; Harun Karabulut ise Eskışehir'in Çifteler ıl- çesmde düzenlenen tören- lerle toprağa venldi SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Tansu Çiller, en çok çakıl taşı edebiyatı yapan politika- cılardandı. Ülkemizin bir tane çakıl taşını bile kimselere ve- remeyeceğini söylerken öyle bircelallenirdi ki!.. Onun döne- minde, bazı aklıevvel gazete- citerin de etkisiyle Kardak ka- yalıkian yüzünden neredeyse Yunanistan'la savaşa gire- cektik. Tansu Çiller döneminin, ça- kıl taşı politikalannın ne oldu- ğunu az çok öğrenmiştik. Bat- man skandalıyla isin ne boyut- lara ulaştığına bir kez daha ta- nık oluyoruz. Susurluk silah- lanyla ilgili skandaldan bu kö- şede birkaç kez söz ettik. MehmetAğar"ın Emniyet Ge- nel Müdürlüğü döneminde Hazine'den alınan 25 milyon doiariık paranın karşılığında it- hal edildiği söylenen silahlann hiçbir zaman bulunamadığı müfettiş raportanyla belgelen- mişti. Yine müfettişlerin rapo- runda; alındığı söylenen silah- lann hiçbir zaman yurda so- kulmadığı, yani bu silahlann alınmış gibi gösterilip sahte bir şirket üzerinden paralann Tansu Çiller'in Çakıl Taşlan yurtdışınatransfer edildiği ko- nusundaki derin kuşkular yer almıştı. Sözünü ettiğim müfettiş ra- porlan, devlet arşivlerinde yer alıyor. Açıkçası, devletin yetki- li görevlileri, hayali ithalattan kuşku duyuyorlar. Hayali silah ithalatı yapıldığı yönünde sap- tamalarda bulunuyorlar. Biz bunlan tartışıyoruz, Cumhur- başkanı "Her şey usulüne uy- gun yapılmıştır" diyerek işin içinden çıkıyor. Batman Valisi, "Silahlan Jl- TEM'e verdim" diyor. Devlet yetkilileri "JİTEM diye bir ku- rum yoktur" cevabını veriyor- lar. Dönemin Batman Valisi ve Emniyet Müdürü, Hizbullahçı- lann Batman'da emniyet güç- lerinin yanı başında eğitim yaptıklannı, onlann bilgisi için- de bütün bunların olduğunu TBMM Faili Meçhul Cinayetle- ri Araştırma Komisyonu'na söylemişlerdi. Bu nedenle Batman Emniyet Müdürü o dönemde Tansu Çiller hükü- metince görevden alınmıştı. Demirel, "Devlet suçişlemez, suçlulan korumaz" diye cevap veriyor. Devlet insan değil ki, bu işleri kurumlar değil insan- lar yaparlar. ••• Cumhurbaşkanı "devletin zaman zaman njtin dışına çık- ması" açıklamasının yanlış anlaşıldığını söylüyor. Sanki Demirel söylemese, bu ger- çekler bilinmiyormuş gibi. Sanki Susuriuk'taki kaza, sanki Hizbullah'ın bugüne ka- dar on yıl boyunca ciddi bir operasyonla karşılaşmama- sını Demirel dedi diye başka türlü yorumlayacakmışız gibi. İşin aslı, Demirel'in rutin dışı açıklaması, olayı ancak ma- sum gösterebilir. Türkiye'nin sorunu zaten ru- tin hale gelmiş ihlaller. Devlet görevlileri, ne yazık ki keyfiliği bir devlet göreviymiş gibi an- lıyoriar ve yıllardır öyle uygu- luyortar. Yani yapılanlarda De- mirel'in dediği gibi rutin dışına çıkmak yok. Rutin olan, yani alışılmış olan zaten kanunla- nn çiğnenmesi. Siz nerede gördünüz; bir devlet görevlisi, 7 kişiyi öldürmekten aranan birkanun kaçağını saklıyor, bir başbakan onun "Devlet için kurşun atan bir şerefli" oldu- ğunu söylüyor. Sonra da rutin dışına çıkmış ihlallerden söz etti diye herkes ayağa kalkı- yor. ••• Türkiye'de rutinin dışına çı- kılması; beklenmeyen işlerin yapılması anlamına geliyor. Örneğin Batman'da silahlann ne olduğu, nasıl getirildiği, ge- tirilip getirilmediği soruları, ru- tin soaılardır. Rutin olmayan, bu yolsuzluğun hesabının so- rulmasıdır. Rutin olmayan bu tartışmanın gündeme gelme- sidir. Tansu Çiller, çakıl taşı ede- biyatı yaparken aslında başka bir gerçeği dile getiriyordu. Bu gerçeğin altından şimdi, asıl çakıl taşlan çıkıyor. Diyor ki: "Vermişsem ben verdim, ne olacak" Verdiği sanki babası- nın parası veya ölenler kendi çocuğu. Bu ülkenin milyonlarca do- lannı çakıl taşı gibi sokaklara saçtı mı saçmadı mı? Bunu bizlerin vergilerinden alınan paralarla yaptı mı yapmadı mı? Bu ülkeye silah ithalatı ya- pıyoruz diye devlet kesesin- den aldığı paralann karşılığın- da silahlar bu ülkeye geldi mi, gelmedi mi? Çakıl taşı edebiyatı yapan- lann, kahramanlık ve vatanse- veriik üzerine çok vurgu ya- panlann, aslında büyük bir çı- kar örgütlenmesini gizlemek için mi böyle davrandıkları şüphesi, şimdi bütün topluma yayılıyor. Siz siz olun, fazla kahra- manlık edebiyatı yapanların söylediklerini dikkatle dinleyin. Çakıl taşı edebiyatı yapanlann bugün içine düştükleri duru- mu ibretle izlerken geçmişte söyienenleri unutmayın. GLOBALPOLİTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Saklanmak İstenen Şey Kimi zaman bireyin psikolojik hastalıklanyla top- lumun ideolojik yaşamı arasında paralellikler kurmak aydınlatıcı olabiliyor. Ömeğin birbirey, kendineedin- diği kimlikle uyuşmayan, bu kimliği krize sürükleye- bilecek özelliğe sahip olabilir. Bu özellik ("gerçek") ile kimliğinin diğer bileşenleri arasındaki uyumsuz- luk kendini her dışa vurduğunda şiddetli ruhsai çal- kantılara, krizlere neden olabilir. Böyle bir ruhsai so- runla karşı karşı olan birey, uyumsuzluğu ortadan kaldırmak için bir "metin" (daha doğrusu bir fante- zi) üretebilir. Bu fantezi yoluyla her ortaya çıktığın- da krize yol açan "şeyi" (gerçeği) bastınr, (kendin- den, başkalanndan) saklar. Ama bastınlan "gerçek' sık sık geri gelecek, bireyin ruhsai, hatta fizyolojik yapısında krizler yaratmaya devam edecektir. Buradan hareketle toplumlann kimliklerinin de bu toplumlarla ilgili kimi özelliklerin, belli bir pers- pektifle bir araya konularak bütünleşmesiyle oluş- tuğunu düşünebiliriz. Sonra da toplumun istikrannı korumak için, bu kimliği bozacak kimi başka ger- çeklerin denetlenmesı. fantezilerle/metinlerle ör- tülmesi gerekeceği sonucuna varabiliriz. Ancak bi- reyin bastırdığı "şey" gibi toplumun bütünlüğünü korumak için bastınlan "şey"de toplumsal bütünlü- ğü/istikran tehdit etmek üzere sık sık geri gelecek- tir. Burada iki seçenek var Birincisi, bu geri gelen "şey" ile yüzleşmek, bununla toplumun bütünlüğü arasındaki çelişkiyi çözmek, belki de bütünü yeni- den kurmak. Ikincisi, bastırmaya devam etmek için fanteziler üretmeye devam etmek. Türkiye toplumuna dönersek, sık sık geri gelen, her geldiğınde de toplumda sarsıntı yaratan bir "gerçekle" karşı karşıya olduğumuzu düşünüyo- rum. Bu gerçeğin ne olduğunu henüz bilemiyoruz/ ya da yüzleşmek ıstemiyoruz, bu yüzden her geri ge- lişinde üzerimizde şok yaratıyor. Yakın tarihimiz acı- sından bu şoklardan biri hiç kuşkusuz Susurluk olayı. Buna, Marmara depremiyle Hizbullah çe- tesi ve kayıplar silahlar sorununu da ekleyebıliriz. Birbirini izleyen şoklardan kurtulmak için bu gerçe- ğin bilgisine mutlaka ulaşmalı, onunla yüzleşmeli- yiz. Peki bu nasıl olacak? Bu gerçek kendini her dı- şavurduğunda, oluşan metinlerin ortak, hep tekrar eden temalannı bir araya koymayı deneyerek işe başlayabiliriz. Yukandaki ömeklerde üretilen metin- lerin ortak parçalannı bir araya koyunca, ben, şu tür cümleleri içeren bir metinle karşılaştığımı gördüm: Devlet "şunu"yapmaz, devlet "bunu"yapmaz;dev- leti yıpratmamak gerekir; devlet suç işlemez; dev- let kendini korur... ve "Devlet..."diyebaşlayan baş- ka bir sürü benzer cümle. Buradan benim çıkardı- ğım bir sonuç şu: Söz konusu "gerçeğin" ne oldu- ğunu tam anlamıyla bilemiyoruz ama onunla hep "Devlet" bağlamında, devlete karşı, ya da yandaş oima bağlamında karşılaşıyoruz. Belli ki burada anahtar sözcük devlet. Öyleyse, sunulan metinler- deki "deWefle, gerçekte, somut olarak var olan "devlet" arasında bir çelişki olup olmadığına baka- rak yola devam edelim. lleriemek için irdeleyeceğimiz ömekleri, isterse- niz "gerçeğin" en son geri gelişinde karşımıza ÇH kan metinden seçelim. ^te pazar gazetelerinden Fv ki ömek: "Devlet rutini takip etmek zorunda değil- dir. Yüksek rnenfaatler icap ettirdiği zaman rutinin dışına çıkabilir." "Devlet gûvenliğinin içinde illega- lite var. Devlet, güvenliğine yönelen tehditleri ney- le bertarat edecek? lllegalite olacaktır." Benim kar- şılaştığımı düşündüğüm "örtak metinle" bu iki ör- nek arasında büyük örtüşmeler var. Ama devlet ko- nusu biraz daha açıklığa kavuşmuş gibi. Şimdi, ör- tüşen nokta bence şu: Bu söylemlerin hepsinde devlet, hepimizin dışında, kendi başına bir yaşamı, aklı, iradesi olan bir öznedir. Bu devlet söz konusu olunca, akla, bu devletin maddi ve düşünsel kay- naklan, bu kaynaklan işleyen personeli, kullanılan araçlar değil, tüm bunlardan soyutlanmış bir dev- let gelmesi isteniyor. Bence bu, fantezi, gerçek ya- şamdaki somut devletle uyuşmayan bir devlettir. Durum böyle olunca da aklıma şu soru geliyor: Bi- ze neden, her knz anında, bu fantezi devletle ilgili metin, neyi örtmek için sunuluyor? Fantezi devletle, günlük, somut devlet arasında- ki uyumsuzluk noktalanna odaklanınca, hepimizin yaşamını etkileyen kararlann adı, görevi, görevinin sınırlan, rutini yasal olarak saptanmış insanlar tara- findan alındığı gerçeğinin üstünün, bu fantezi dev- letle örtüldüğü görülüyor. Böylece siyasi kararlann sorumluluğu tek tek görevlilerin üzerinden kalkıyor, "devlet"in ama gerçekte olmayan fantezi bir dev- letin üzerine transfer edilmiş oluyor. Böylece "Dev- let rutini takip etmek zorunda degiidir" cümle- siyle, aslında, devletin rutinini (yerleşik yasalar tara- findan saptanmış, yargı denetimine açık olması ge- reken davranış kurallannı) hiçe sayan personelin so- rumluluk sahibi olmadığı ortaya çıkıyor. "Yüksek menfaatler icap ettirdiği zaman rutinin dışına çıkabilir" cümlesi de karşımızda, rutin dışına çıkı- şa neden olan "yüksek menfaatleri" de (bu yüksek olan şeyin ne olduğuna hep biriikte karar vermedi- ğimiz için, hatta bununla ne kastedildiğini dahi bi- lemediğimiz için, bu konuda aklımıza kimi devlet personelinin ortak menfaatleri geliyor ister istemez) kendisi saptayan, "Devlet gûvenliğinin içinde il- legalite var. Devlet, güvenliğine yönelen tehdit- leri neyle bertaraf edecek? lllegalite olacaktar" rfadelerindeki gibi yasalara aldırmayan bir personel türü olduğunu belirtiyor. Öyleyse fantezi devlet, gerçek devletin içindeki yasadışı, kendi özgün çı- karlan doğrultusunda hareket eden birilerinin varlı- ğını gizliyor. Şimdi bu gerçekle toplumsal olarak yüzleşecek miyiz, yoksa fanteziyi yaşamaya devam mı edeceğiz? Hizbullah stratejideğiştirdi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - "Kente açı- hm" amacı doğrultusun- da devleti silahlı eylem- lerinin hedefi olarak al- manıaya çalışan Hizbul- lah, stratejisini değiştire- rek güvenlik güçlerini de hedef almaya başladı. ANAP Genel Başkanı Mesur Yılmaz ile Içişle- ri Bakanı Sadettin Tan- tan da bu yeni gelişmeye dikkat çekerek "Bu olay artık HizbuUah'ın devle- te karşı şiddet kullandığı- nm göstergesidir" görü- şünü dile getirdiler. Ör- gütün 20 bine yalan ol- duğu tahmin edilen örgüt üyesi ve sempatizanın- dan yaklaşık 1500'ü ya- kalanabildi. Hizbullah'm başta üst düzey sorumlulan olmak üzere birçok üyesinin ya- kalanmasıyla örgüt bü- yük ölçüde deşifre oldu. Bunun üzerine örgütün strateji değişikliğine git- tiği yorumlan yapılıyor. Içişleri Bakanı Sadet- tin Tantan, Çin'e yapbğı resmi ziyaret öncesi, Emniyet Genel Müdür- lüğü'ne talimat vererek, Hizbullah operasyonla- nnın yapıhnadığı 31 ilin jandarma ve emniyet bi- rimlerinde terör örgütü- ne karşı çalışma başlatıl- masım istedi. Toplantının ilki dün Emniyet Genel Müdür- lüğü îstihbarat Daire Başkanlığı'nda yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle