Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
•ûflabadı
yaşayacak
• Bl'RSA (AA) - Bombalı
saldm sonucu yaşaırunı
yitiren yazanmız Prof. Dr.
Ahmet Taner Kışlalı'nın
adı, Bursa'nın merkez
Yıldınm ilçesinde
yaşatılacak. Yıldınm
Belediyesi, Kışlaü'nın
adıru bir meydana verecek.
Belediye Başkanı
Ramazan Altınöz, 70 bin
metrekare alanda inşa
edilecek meydanın
projesinin ITÜ Vakfi'nca
hazırlanacağını söyledi.
Undh,
Türkiye'ye
geliyor
• ANKARA (Cumhııriyet
Bfirosu) - lsveç Dışişleri
Bakanı Anna Lindh, iki
günlük resmi ziyaret için
bugün Ankara'ya geliyor.
Dışişleri Bakanı Ismail
Çem'in 24-25 Kasım
tarihlerinde Stockholm'e
yaptığı ziyarete karşüık
olarak Türkiye'ye gelecek
olan Lindh'in Ankara
temaslannda, Tüririye'nin
AB'ye üyelik yolunda
gerçekleştıreceği
reformlar, ınsan haklan,
ikili ilışkiler ve bölgesel
konuJar ele alınacak.
Lindh, temaslan
çerçevesinde Dışişleri
Bakanı Ismaıl Cem'in yanı
sşra milletvekilleri Kamran
Inan ve Sema Pişkınsüt ile
görüşecek. Lindh, insan
haklan örgütlerinin
temsilcilerini de kabul
aderek Tûridye'nin bu
alanda yaptığı refonnlar
hakkında görüşlerini
alacak.
açıkJama
• Istanbul Haber Servisi -
Istanbul ll Mılh Eğıtım
Müdürü Ömer Balıbey,
dün gazetemızde
'Öğrencilerden protesto"
başlığıyla yayımlanan;
KartalilçesiÖzel2l.
Yûzyıl Ilköğretim
Okulu'nda 2. yanyıl
başlangıç tarihinde bayrak
töreni yapılmadığı, lstiklal
Marşı'nın olcunmadığı ve
bayrak çekümediği haberi
ile ügili yaptığı yazılı
açıklamada, okulda lstiklal
Marşı'run söylendigini ve
tören sırasında Tâk
bayrağının asılı oldu|unu
belirtti. Bahbey, konunun
daha aynntılı olank
incelenmesine ve
soruşturulmasına devam
edileceğini söyleö.
Hüseyin Tughı
Danıştay üyesi
• ANKARA (Cmhuriyet
Bürosu) - Cumhurbîşkanı
Süleyman DemİKL
merkez valisi Hüsıü
Tuğlu'yu Danıştay
üyeliğine seçti.
Cumhurbaşkanlıgı Basın
Merkezi'nden düıakşanı
saatlerinde yapıLn
açıklamada, Demıd'in,
Danıştay üyeliği çn eski
Antalya Milletvehb
Tuğlu'yu seçtiği
kaydedildi
Demirel'tten
açUtşANKARA (Cofcuriyet
B û r o s u ) - Radyo
Televizyon Gazefederi
Demeği'nce (RlGDı
yaptınlan AnadcuOetişim
M e s l e k Lisesfrnr.aıi
binası, Cumhurh^anı
Süleyman Demrrl
taraündan törerüt aoldı.
Detnirel, Aydıniıeıîer
t ı c a r e t Meslek Lss ve
A n a d o l u İletışimV.slek
L i s e si *nde düzeıesn
töremde yaptığı
konuşmada. 21 ^ılın
t ü m dünya iç,ın a asmli
hedjefinin egrtinsııgunu
beîirtti- DemıreLjfltet
t ö r e n i n i n ardında nnanın
yauaral jcida
fcnadu. Bu
Sii"adLa okulda dLesenen
'fAtatûrk Sergis; k
l
Van Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, operasyonda ihmal olmadığını açıkladı
CaııileiTiı silahı IranManYurt Haberieri Servisi - Van'da 5 polisin
şehit olduğu Hizbullah operasyonu sırasın-
da, teröristlerin kullandıklan mühimmatın
tran kaynaklı olduğu belırlendi. Emniyet
Genel Müdürü Turan Genç de Hizbullah'ta
ele geçirilen silah ve mühunmatın Suriye ve
tran'dan geldiği yönünde bilgılere sahip ol-
duklannı söyledi. Operasyonda öldürülen
ve aralannda Van Bölge Sorumlusu Seba-
hattin Sap'ın bulunduğu 5 terönstin ailele-
ri, cenazelerini almak için Emniyet Müdür-
lüğü'ne başvurdu. Bitlis'te 18, Ankara'da 4
kişi daha tutuklanuken Antah/a'da önceki
gûn yapılan operasyonda yakalanan ve ara-
lannda Hüseyin Vefioğlu'nun yeğeni Abdö-
bziz Velioğlu'nun da bulunduğu 19 kişımn
sorgulan devam ediyor.
Van Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin
verdiği bilgiye göre, önceki gece gerçekleş-
tirilen Hizbullah operasyonu, öıgüt karargâ-
hı olarak da kullanılan Ak-
köprü mahallesı Dere so-
kaktaki hücre evinin tespit
edümesiyle başladı. Bölge
sorumlusu Sabahattin Sap
ile diğer 4 teröristin bulun-
duğu ev, Terörle Mücadele
Şubesi ve Özel Tim ekiple-
rince kuşatıldı. Ancak, du-
rumu farkeden ve evin dı-
şını rahat görebilecek şe-
kilde nöbet tutan 2 terörist,
polis ekıplennin üzerine el
bombası attı, daha sonra
otomatık silahlarla ateş aç-
tı. Çatışma sırasında, 3 po-
lis memuru şehit olurken, 2
terörist de öldürüldü. Biri
yaralı 3 terörist ise yoğun
kar yağışı ve karanlıktan
yararlanarak, evin bahçe
kısmmdakı çalüıklar ara-
sından kaçtı.
Teröristlerin, kaçış sıra-
smdakarşılaştıldan polıs ü-
mine, *Bİderdepofeiz,ar-
kadaşmnzyaralandı'' diye-
rek, güvenlik çembennı aş-
üklan beürtildi.
Çanşmadan sonra hücre
evinde yapılan arama ve
araştırma sonucu, bu kişi-
lerin terörist olduğu fark
edildi. Bunun üzerine po-
lis, kardaki ayak ve kan iz-
lerini takip ederek, yakla-
şık 3 kilometre uzaİdıktaki
ikinci hücre evinin bulun-
duğu bölgeye ulaşu.
Dcincı hücre evi, bölgede
kuşatmaçahşması yapıldı-
ğı sırada, bir eve yaklaşan
• Van Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, "Teröristler önceden
hazırhk yapmışlar. Evin iki odasında nöbet tutarak, sürekli
dışanyı gözlüyorlarmış. Hatta, nöbet yerlerine, rahat ateş
etmelerini sağlayacak döner koltuk da koymuşlar.
Operasyonda herhangi bir ihmal yok" dediler.
poiis ekiplerinin üzerine terönstlerce oto-
matik silahlarla ateş açılması sonucu tespit
edildi. Buradaki çanşmada da 2 polis memu-
ru şehit olurken, teröristlerden 3 'ü öldürül-
dü.
Operasyon sırasında, birinci hücre evinde
bulunan bir kaduı ve 2 çocuğa zarar gelme-
mesi için titiz davranıldığmı belirten Van
Emniyet Müdürlüğü yetkılılen, "Ancak te-
röristler önceden hazırhk yapmışlar. Evin i-
ki odasında nöbet tutarak, sürekli dışanyı
gözlüvortannış. Hatta, nöbetyerlerine,rahât
ateş etmelerini sağlayacak döner koitnk da
koymuşlar.Operasyonda herhangi birihmal
yok" dediler.
Hizbullah'a ait hücre evlerinde yapılan
arama ve incelemelerde, el bombalan, oto-
matik silah ve tabancalarla çok sayıda mer-
mi ve dolu şarjör ele geçirildı. Terönstlenn
Iran kaynaklı mermi kullandıklannı belirten
güvenlik yetkilileri, mermi kovanlannda
Farsça yazılar tespit edıldiğini ifade ettiler.
Hücre evlerde aynca, bilgisayar disketleri,
cep telefonlan, dini içenkli yayınlar ve ör-
1ĞNELİF1RÇA ZAFER TEMOÇtN
Terör örgütü Hizbullah'ın dokümanlannın deşifre edilmesi sürüyor
Yeni lider Altsoy'dan saldırı emriIstanbul Haber Servisi - Şeri-
atçı terör örgütü Hizbullah'ın ye-
ni lideri Isa Altsoy'un, örgüt üye-
lerine, güvenlik güçlerine yöne-
lik mtikam ve saldın eylemleri
gerçekleştiriknesi emri verdiği
belirlendi. Operasyonlarda ele
geçirilen örgütsel dokümanlar-
dan, teröristlerin PKK'nin silah
depolanndan silah çaldıklan da
ortaya çıkü.
Vahşet örgütü Hizbullah'a yö-
neük 17 Ocak'ta Istanbul Bey-
koz'da başlatılan ve örgüt lideri
Hüseyin VeuoğhT nun öldürüldü-
ğü operasyonda ele geçirilen 400
bini hasar görmüş, 600 bin say-
falık dokümandan 200 bini, Em-
niyet Genel Müdürlüğü'ne bağ-
lı laboratuvarlarda istihbarat bi-
rimlerince deşifre ediliyor. Do-
kümanlar deşifre edildikçe kan-
lı örgütle ilgili yeni bilgiler gün
yüzüne çıkıyor. AA'nm haberine
göre, Hüseyin Velioğlu'nun öl-
dürühnesinden sonra örgüt lider-
ligini üstlenen Isa Altsoy, üyele-
rine verdiği emirde, bundan son-
ra intikam amacıyla güvenlik
kuvvetlerine yönelık saldınlar
yapılmasmı ve silahlı çaOşmaya
girilerek "şeDİf olunmasmı iste-
di. Yine yakalanan bazı örgüt
üyeleri, Iran'da askeri ve siyasi
egitim gördükten sonra Türki-
ye'ye geldiklerini açıkladılar. Is-
ruluşlannın alarma geçirildiğini.
ani saldınlara karşı güvenlik ön-
lemlerinin artunldığını anlattı.
PKK'den silah çaldılar
Aynı yetkılinın verdiği bilgiye
göre, Hizbullah'a yönelik tüm
yurtta sürdürülen operasyonlar-
depolanndan çalmdığı anlaşıldı.
Bir kısmı deşifre edılen bu dokü-
manlardan, Hizbullah ve PKK
terör örgütlerinin 1995 yılında
ateşkes yaptıklan anlaşıldı.
Orgûtfin gelir kaynaklan
• Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden sonra ör-
güt liderliğini üstlenen Isa Altsoy, üyelerine verdiği
emirde, bundan sonra intikam amacıyla güvenlik
kuvvetlerine yönelik saldınlar yapılmasını ve silahlı
çatışmaya girilerek "şehit" olunmasını istedi.
tanbul Emniyet Müdürlü-
ğu'nden üst düzey bir yetkili
Hizbullah terör örgütü üyeleri-
nin önceki gün Van'da özel yetiş-
tirihniş emniyet birinılerine si-
lahlı mukavemet göstermeleri-
nin de örgütün üst düzey yöneti-
cilerinden gelen emirlerden kay-
naklandığını belirtti. Yetkili, alı-
nan bu istihbaratlar doğrultusun-
da, emniyet teşkilan ve kamu ku-
da ele geçirilen sılahlardan bazı-
laruun Iran'dan getirildiği belir-
lendi. TIR'lann gizli böhneleri-
ne yerleştirilerek Güneydoğu
Anadolu Bölgesı'ne getirtilen bu
sılahiar örgüte aıt gizli yerlerde
muhafaza altına alındı. Sılahla-
nn bir bölümünün ise özellikle
Güneydoğu'da kaçmlıp sorgula-
nan PKK'ülerden ahnan bilgiler
doğnıltusunda terör örgütünün
Şeriatçı terör örgütünün lideri
Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldü-
gü, üst düzey yöneticilerden Edip
Gümüş ve Cemal Tutar'm da sağ
olarak yakalandığı Beykoz'daki
villada, örgüt üyelerine ait üyelik
başvuru formlan da bulundu. Ör-
güte girmek isteyenlerin kendi el
yazılan ile doldurduklan bu form-
lara özgeçmişlerini yazdıklan, ay-
nca, örgüt tarafindan sorulan bazı
sorulan da cevaplandırdıklan gö-
rüldü. Bu sorular arasında, devlet
dairelerinde çalışan akrabalan bu-
lunup bulunmadığuun yer alması
da dikkat çektı. Hizbullah terör ör-
gütünün malvarlıgının, toplanan
zekât, fitre ve kurban derileri ile
kaçtnlan kişılere ait olan ve el ko-
nulan malvarlıklanndan oluştuğu
öne sürüldü.
gütsel dokümanlarda bulundu. Emniyet yet-
kililen, hücre evierinde bulunan disketlerin
şifresinin çözühneye çalışıldığını, bu dis-
ketlerde örgüte ait önemli bilgiler olabilece-
ğini söylediler.
Çatışmada öldürülen örgütün Van Bölge
sorumlusu Sebahattin Sap'uı babası Muhh-
tin Sap, askeri kanat sorumlusu Mehmet
Nuri Balka'run babası Sefer Balka, Zahir
Hay^a ııın babası HasanHayva, Ylurat Hay-
va'nın ağabeyi Halit Hayva ve Nuri Ba-
ran'ın babası Hamit Baran, cenazeleri al-
mak için Emniyet Müdürlüğü'ne müracaat
ettiler. Muhittin Sap, oğlunun örgüt üyesi
olduğundan haberi olmadığmı belirterek,
"Bibevdim evlatnktan reddedenüm" dedi.
Oğlunun cenazesinı almak için Van Devlet
Hastanesi morguna gelen baba Muhittin
Sap, gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlu-
nun evli ve 6 çocıik babası olduğunu, üseyi
son suııftayken terk ederek
tahsiline devam etmediğini
söyledi. Sap, "Zaten 0d yıi-
dır pek görüşmüyorduk.
Kendisi rahatsız olduğunu
söylfiyor, Ankara ve Istau-
bul'daki hastanelere zaman
zaman tedavi ohnak için gi-
diyorda Oğlumuu kanş&ğı
işkri >«ni öğrendûn" dedı.
Terönstlerden Zahir Hay-
va, Murat Hayva ve Nuri Ba-
ran'm cenazeleri Bostaniçi
beldesindeki Sıhke Mezar-
lığı'na, Sebahattin Sap ve
Mehmet Nuri Balka adlı te-
röristlerin cenazeleri ise Ha-
tuniye Mahallesi'ndeki Şa-
baniye Mezarlığı'na defiie-
dildi. Sözkonusu ikı mezar-
lıkta geniş güvenlik önlem-
lerinin almdığı gözlenırken,
önceki gün yakalanan ve
kunliğı henüz açıklanmayan
teröristin ise Emniyet Mü-
dürlüğü'nde sorgulamasmın
devam ettiği bildirildi.
Hizbullah'm yoğun ola-
rak üslendiği G. Doğu'daki
operasyonlar sürüyor. Gü-
venlik kuvvetlerince, başta
Diyarbakır. Batman, Mardin
ohîıak üzere bölge genelin-
de sürdürdüklen operasyon-
larda son bir ayda yakalanan
868 kişiden 3 73 'ü, polistekı
sorgulanndan sonra sevk
edıldıklen adlı mercilerce
tutuklandılar. Bitlis ve Tat-
vanda gözalüna ahnan.18
kişi, eıkanfdıklan mahke-
mece tutuklanarak Bitlis E
Tipi Cezaevı'ne gönderildi.
Bitlis Valısı Keramettin
M. Köksal tutuklananlar ara-
sında, çeşiüi kurumlarda ça-
lışan 1 memur ve 3 işçinin
de bulunduğunu bildirdi.
Ankara Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele Şu-
besi'nın geçen hafta gözal-
nna aldığı Zahir Yıldız, Im-
ran Öztürk. VeUt Altun ve
Ankara Metrosu'nda görev-
li CahH Eldnd, sorgulama-
lannın ardmdan Ankara
DGM'ce tutuklandılar. Te-
rörle Mücadele Şube Mü-
dürlügü yetkilileri Hizbul-
lah'la ilgili kimliği tespit
edılen bazı kişilerin arandı-
ğını ve önümüzdeki günler-
de yeni gözaltılann olabile-
ceğini bildirdiler.
Şehit poüskr
toprağa verildi
Polis memuru Naci Ak-
çay(39), Giresun'un Bulan-
cak ilçesinde; Mostafa Ke-
maIAçıkgöz(27), Bartın'ın
Ulus ilçesinde; polis memu-
ru Mehmet Cnver, memle-
keti Çorum'un Osmancıkil-
çesuıe bağh Kuzhayat Kö-
yü'nde; Harun Karabulut
ise Eskışehir'in Çifteler ıl-
çesmde düzenlenen tören-
lerle toprağa venldi
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Tansu Çiller, en çok çakıl
taşı edebiyatı yapan politika-
cılardandı. Ülkemizin bir tane
çakıl taşını bile kimselere ve-
remeyeceğini söylerken öyle
bircelallenirdi ki!.. Onun döne-
minde, bazı aklıevvel gazete-
citerin de etkisiyle Kardak ka-
yalıkian yüzünden neredeyse
Yunanistan'la savaşa gire-
cektik.
Tansu Çiller döneminin, ça-
kıl taşı politikalannın ne oldu-
ğunu az çok öğrenmiştik. Bat-
man skandalıyla isin ne boyut-
lara ulaştığına bir kez daha ta-
nık oluyoruz. Susurluk silah-
lanyla ilgili skandaldan bu kö-
şede birkaç kez söz ettik.
MehmetAğar"ın Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü döneminde
Hazine'den alınan 25 milyon
doiariık paranın karşılığında it-
hal edildiği söylenen silahlann
hiçbir zaman bulunamadığı
müfettiş raportanyla belgelen-
mişti. Yine müfettişlerin rapo-
runda; alındığı söylenen silah-
lann hiçbir zaman yurda so-
kulmadığı, yani bu silahlann
alınmış gibi gösterilip sahte bir
şirket üzerinden paralann
Tansu Çiller'in Çakıl Taşlan
yurtdışınatransfer edildiği ko-
nusundaki derin kuşkular yer
almıştı.
Sözünü ettiğim müfettiş ra-
porlan, devlet arşivlerinde yer
alıyor. Açıkçası, devletin yetki-
li görevlileri, hayali ithalattan
kuşku duyuyorlar. Hayali silah
ithalatı yapıldığı yönünde sap-
tamalarda bulunuyorlar. Biz
bunlan tartışıyoruz, Cumhur-
başkanı "Her şey usulüne uy-
gun yapılmıştır" diyerek işin
içinden çıkıyor.
Batman Valisi, "Silahlan Jl-
TEM'e verdim" diyor. Devlet
yetkilileri "JİTEM diye bir ku-
rum yoktur" cevabını veriyor-
lar. Dönemin Batman Valisi ve
Emniyet Müdürü, Hizbullahçı-
lann Batman'da emniyet güç-
lerinin yanı başında eğitim
yaptıklannı, onlann bilgisi için-
de bütün bunların olduğunu
TBMM Faili Meçhul Cinayetle-
ri Araştırma Komisyonu'na
söylemişlerdi. Bu nedenle
Batman Emniyet Müdürü o
dönemde Tansu Çiller hükü-
metince görevden alınmıştı.
Demirel, "Devlet suçişlemez,
suçlulan korumaz" diye cevap
veriyor. Devlet insan değil ki,
bu işleri kurumlar değil insan-
lar yaparlar.
•••
Cumhurbaşkanı "devletin
zaman zaman njtin dışına çık-
ması" açıklamasının yanlış
anlaşıldığını söylüyor. Sanki
Demirel söylemese, bu ger-
çekler bilinmiyormuş gibi.
Sanki Susuriuk'taki kaza,
sanki Hizbullah'ın bugüne ka-
dar on yıl boyunca ciddi bir
operasyonla karşılaşmama-
sını Demirel dedi diye başka
türlü yorumlayacakmışız gibi.
İşin aslı, Demirel'in rutin dışı
açıklaması, olayı ancak ma-
sum gösterebilir.
Türkiye'nin sorunu zaten ru-
tin hale gelmiş ihlaller. Devlet
görevlileri, ne yazık ki keyfiliği
bir devlet göreviymiş gibi an-
lıyoriar ve yıllardır öyle uygu-
luyortar. Yani yapılanlarda De-
mirel'in dediği gibi rutin dışına
çıkmak yok. Rutin olan, yani
alışılmış olan zaten kanunla-
nn çiğnenmesi. Siz nerede
gördünüz; bir devlet görevlisi,
7 kişiyi öldürmekten aranan
birkanun kaçağını saklıyor, bir
başbakan onun "Devlet için
kurşun atan bir şerefli" oldu-
ğunu söylüyor. Sonra da rutin
dışına çıkmış ihlallerden söz
etti diye herkes ayağa kalkı-
yor.
•••
Türkiye'de rutinin dışına çı-
kılması; beklenmeyen işlerin
yapılması anlamına geliyor.
Örneğin Batman'da silahlann
ne olduğu, nasıl getirildiği, ge-
tirilip getirilmediği soruları, ru-
tin soaılardır. Rutin olmayan,
bu yolsuzluğun hesabının so-
rulmasıdır. Rutin olmayan bu
tartışmanın gündeme gelme-
sidir.
Tansu Çiller, çakıl taşı ede-
biyatı yaparken aslında başka
bir gerçeği dile getiriyordu. Bu
gerçeğin altından şimdi, asıl
çakıl taşlan çıkıyor. Diyor ki:
"Vermişsem ben verdim, ne
olacak" Verdiği sanki babası-
nın parası veya ölenler kendi
çocuğu.
Bu ülkenin milyonlarca do-
lannı çakıl taşı gibi sokaklara
saçtı mı saçmadı mı? Bunu
bizlerin vergilerinden alınan
paralarla yaptı mı yapmadı
mı? Bu ülkeye silah ithalatı ya-
pıyoruz diye devlet kesesin-
den aldığı paralann karşılığın-
da silahlar bu ülkeye geldi mi,
gelmedi mi?
Çakıl taşı edebiyatı yapan-
lann, kahramanlık ve vatanse-
veriik üzerine çok vurgu ya-
panlann, aslında büyük bir çı-
kar örgütlenmesini gizlemek
için mi böyle davrandıkları
şüphesi, şimdi bütün topluma
yayılıyor.
Siz siz olun, fazla kahra-
manlık edebiyatı yapanların
söylediklerini dikkatle dinleyin.
Çakıl taşı edebiyatı yapanlann
bugün içine düştükleri duru-
mu ibretle izlerken geçmişte
söyienenleri unutmayın.
GLOBALPOLİTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Saklanmak İstenen Şey
Kimi zaman bireyin psikolojik hastalıklanyla top-
lumun ideolojik yaşamı arasında paralellikler kurmak
aydınlatıcı olabiliyor. Ömeğin birbirey, kendineedin-
diği kimlikle uyuşmayan, bu kimliği krize sürükleye-
bilecek özelliğe sahip olabilir. Bu özellik ("gerçek")
ile kimliğinin diğer bileşenleri arasındaki uyumsuz-
luk kendini her dışa vurduğunda şiddetli ruhsai çal-
kantılara, krizlere neden olabilir. Böyle bir ruhsai so-
runla karşı karşı olan birey, uyumsuzluğu ortadan
kaldırmak için bir "metin" (daha doğrusu bir fante-
zi) üretebilir. Bu fantezi yoluyla her ortaya çıktığın-
da krize yol açan "şeyi" (gerçeği) bastınr, (kendin-
den, başkalanndan) saklar. Ama bastınlan "gerçek'
sık sık geri gelecek, bireyin ruhsai, hatta fizyolojik
yapısında krizler yaratmaya devam edecektir.
Buradan hareketle toplumlann kimliklerinin de
bu toplumlarla ilgili kimi özelliklerin, belli bir pers-
pektifle bir araya konularak bütünleşmesiyle oluş-
tuğunu düşünebiliriz. Sonra da toplumun istikrannı
korumak için, bu kimliği bozacak kimi başka ger-
çeklerin denetlenmesı. fantezilerle/metinlerle ör-
tülmesi gerekeceği sonucuna varabiliriz. Ancak bi-
reyin bastırdığı "şey" gibi toplumun bütünlüğünü
korumak için bastınlan "şey"de toplumsal bütünlü-
ğü/istikran tehdit etmek üzere sık sık geri gelecek-
tir. Burada iki seçenek var Birincisi, bu geri gelen
"şey" ile yüzleşmek, bununla toplumun bütünlüğü
arasındaki çelişkiyi çözmek, belki de bütünü yeni-
den kurmak. Ikincisi, bastırmaya devam etmek için
fanteziler üretmeye devam etmek.
Türkiye toplumuna dönersek, sık sık geri gelen,
her geldiğınde de toplumda sarsıntı yaratan bir
"gerçekle" karşı karşıya olduğumuzu düşünüyo-
rum. Bu gerçeğin ne olduğunu henüz bilemiyoruz/
ya da yüzleşmek ıstemiyoruz, bu yüzden her geri ge-
lişinde üzerimizde şok yaratıyor. Yakın tarihimiz acı-
sından bu şoklardan biri hiç kuşkusuz Susurluk
olayı. Buna, Marmara depremiyle Hizbullah çe-
tesi ve kayıplar silahlar sorununu da ekleyebıliriz.
Birbirini izleyen şoklardan kurtulmak için bu gerçe-
ğin bilgisine mutlaka ulaşmalı, onunla yüzleşmeli-
yiz.
Peki bu nasıl olacak? Bu gerçek kendini her dı-
şavurduğunda, oluşan metinlerin ortak, hep tekrar
eden temalannı bir araya koymayı deneyerek işe
başlayabiliriz. Yukandaki ömeklerde üretilen metin-
lerin ortak parçalannı bir araya koyunca, ben, şu tür
cümleleri içeren bir metinle karşılaştığımı gördüm:
Devlet "şunu"yapmaz, devlet "bunu"yapmaz;dev-
leti yıpratmamak gerekir; devlet suç işlemez; dev-
let kendini korur... ve "Devlet..."diyebaşlayan baş-
ka bir sürü benzer cümle. Buradan benim çıkardı-
ğım bir sonuç şu: Söz konusu "gerçeğin" ne oldu-
ğunu tam anlamıyla bilemiyoruz ama onunla hep
"Devlet" bağlamında, devlete karşı, ya da yandaş
oima bağlamında karşılaşıyoruz. Belli ki burada
anahtar sözcük devlet. Öyleyse, sunulan metinler-
deki "deWefle, gerçekte, somut olarak var olan
"devlet" arasında bir çelişki olup olmadığına baka-
rak yola devam edelim.
lleriemek için irdeleyeceğimiz ömekleri, isterse-
niz "gerçeğin" en son geri gelişinde karşımıza ÇH
kan metinden seçelim. ^te pazar gazetelerinden Fv
ki ömek: "Devlet rutini takip etmek zorunda değil-
dir. Yüksek rnenfaatler icap ettirdiği zaman rutinin
dışına çıkabilir." "Devlet gûvenliğinin içinde illega-
lite var. Devlet, güvenliğine yönelen tehditleri ney-
le bertarat edecek? lllegalite olacaktır." Benim kar-
şılaştığımı düşündüğüm "örtak metinle" bu iki ör-
nek arasında büyük örtüşmeler var. Ama devlet ko-
nusu biraz daha açıklığa kavuşmuş gibi. Şimdi, ör-
tüşen nokta bence şu: Bu söylemlerin hepsinde
devlet, hepimizin dışında, kendi başına bir yaşamı,
aklı, iradesi olan bir öznedir. Bu devlet söz konusu
olunca, akla, bu devletin maddi ve düşünsel kay-
naklan, bu kaynaklan işleyen personeli, kullanılan
araçlar değil, tüm bunlardan soyutlanmış bir dev-
let gelmesi isteniyor. Bence bu, fantezi, gerçek ya-
şamdaki somut devletle uyuşmayan bir devlettir.
Durum böyle olunca da aklıma şu soru geliyor: Bi-
ze neden, her knz anında, bu fantezi devletle ilgili
metin, neyi örtmek için sunuluyor?
Fantezi devletle, günlük, somut devlet arasında-
ki uyumsuzluk noktalanna odaklanınca, hepimizin
yaşamını etkileyen kararlann adı, görevi, görevinin
sınırlan, rutini yasal olarak saptanmış insanlar tara-
findan alındığı gerçeğinin üstünün, bu fantezi dev-
letle örtüldüğü görülüyor. Böylece siyasi kararlann
sorumluluğu tek tek görevlilerin üzerinden kalkıyor,
"devlet"in ama gerçekte olmayan fantezi bir dev-
letin üzerine transfer edilmiş oluyor. Böylece "Dev-
let rutini takip etmek zorunda degiidir" cümle-
siyle, aslında, devletin rutinini (yerleşik yasalar tara-
findan saptanmış, yargı denetimine açık olması ge-
reken davranış kurallannı) hiçe sayan personelin so-
rumluluk sahibi olmadığı ortaya çıkıyor. "Yüksek
menfaatler icap ettirdiği zaman rutinin dışına
çıkabilir" cümlesi de karşımızda, rutin dışına çıkı-
şa neden olan "yüksek menfaatleri" de (bu yüksek
olan şeyin ne olduğuna hep biriikte karar vermedi-
ğimiz için, hatta bununla ne kastedildiğini dahi bi-
lemediğimiz için, bu konuda aklımıza kimi devlet
personelinin ortak menfaatleri geliyor ister istemez)
kendisi saptayan, "Devlet gûvenliğinin içinde il-
legalite var. Devlet, güvenliğine yönelen tehdit-
leri neyle bertaraf edecek? lllegalite olacaktar"
rfadelerindeki gibi yasalara aldırmayan bir personel
türü olduğunu belirtiyor. Öyleyse fantezi devlet,
gerçek devletin içindeki yasadışı, kendi özgün çı-
karlan doğrultusunda hareket eden birilerinin varlı-
ğını gizliyor. Şimdi bu gerçekle toplumsal olarak
yüzleşecek miyiz, yoksa fanteziyi yaşamaya devam
mı edeceğiz?
Hizbullah stratejideğiştirdi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - "Kente açı-
hm" amacı doğrultusun-
da devleti silahlı eylem-
lerinin hedefi olarak al-
manıaya çalışan Hizbul-
lah, stratejisini değiştire-
rek güvenlik güçlerini de
hedef almaya başladı.
ANAP Genel Başkanı
Mesur Yılmaz ile Içişle-
ri Bakanı Sadettin Tan-
tan da bu yeni gelişmeye
dikkat çekerek "Bu olay
artık HizbuUah'ın devle-
te karşı şiddet kullandığı-
nm göstergesidir" görü-
şünü dile getirdiler. Ör-
gütün 20 bine yalan ol-
duğu tahmin edilen örgüt
üyesi ve sempatizanın-
dan yaklaşık 1500'ü ya-
kalanabildi.
Hizbullah'm başta üst
düzey sorumlulan olmak
üzere birçok üyesinin ya-
kalanmasıyla örgüt bü-
yük ölçüde deşifre oldu.
Bunun üzerine örgütün
strateji değişikliğine git-
tiği yorumlan yapılıyor.
Içişleri Bakanı Sadet-
tin Tantan, Çin'e yapbğı
resmi ziyaret öncesi,
Emniyet Genel Müdür-
lüğü'ne talimat vererek,
Hizbullah operasyonla-
nnın yapıhnadığı 31 ilin
jandarma ve emniyet bi-
rimlerinde terör örgütü-
ne karşı çalışma başlatıl-
masım istedi.
Toplantının ilki dün
Emniyet Genel Müdür-
lüğü îstihbarat Daire
Başkanlığı'nda yapıldı.