Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-16 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Siyanürle altın işletmeciliğinde büyük felaketler yaşandı. Ancak şirketlerin kâr hırsı bitmedi
4
Felakederden ders ahnsm'
OZANYAYMAN
Papua Yeni Gine'de altın madeninde atık barajının yıkılması
sonrasında siyanürün çevreye sızmasıyla bölgede yaşayan binlerce
insan toprakJarmdan göç etmek zorunda kaJdı. Güney Amerika'da
cla benzer bir kaza yüzünden 18 bin kişi yaşadıklan terketti. En
büyük felaket ise ABD'nin Colarado kentinde yaşandı. Yaşanan
olaylar Bergamalılann Eurogold'a karşı verdiği mücadelenin ne
lcadar yerinde oldugunu gösteriyor.
bu madenlerin işletilmesinin büyük fe-
laketlere yoJ açacağı vurgulanıyor.
Siyanürle altın işîetmeciliğine yöne-
lik üretimler bugüne değin birçok bü-
yük felekete yol açtı. En önemlilerden
biri 1984 yılında Papua Yeni Gine'de
yaşandı. Ok Tedi'deki aitın madeninde
atık barajının yıkılması sonrasında si-
yanürün çevreye sızmasıyla bölgede
yaşayan binlerce insan topraklanndan
göç etmek zorunda kaldı. Madeni işle-
ten Alman firması, bu olay sonrasında
İZMİR - Dünya siyanür tehlikesin-
d e n bir türlü kurtulamıyor. Romanya'da
siyanürlü yöntemle işletüen altın ma-
deninde meydana gelen kaza sonrası
çevreye yayılan siyanürün insan yaşa-
rrunı tehdit etmesinin ilk olmadığını ya-
şanılan deneyimler gösteriyor. Türki-
ye'nin de birçok bölgesinde ayru yön-
temle işletilmek istemen altın madenle-
rinin aynı tehlikeyi içerdiği bildirilerek
12 milyar mark tazminat ödemek zo-
runda kaldı. Güney Amerika'nın Guya-
na ülkesinde işletilen Omai altın made-
ninde 20 Ağustos 1995'te zehirli atık
havuzunun patlaması sonucu çevreye 4
milyar litre siyanür yayıldı.
Bölgede yaşayan 18 bin insan çevre-
yi terk etti. Siyanürün çevreye yayıl-
ması sonrasında madenin işletilmesine
izin veren Guyana Devlet Başkanı
Cheddi Jagam. ülkesinde yaşayan ın-
sanlan kurtarması için Birleşmiş Mil-
letler'den yardım ıstemek zorunda kal-
dı. Ardından benzer bir çevre felaketi
dünyanın en gelişmış teknolojisine sa-
hip ülkesi olarak kabul edilen ABD'de
yaşandı. ABD'nin Colarado eyaletinde
Gummitville altın madeninde oluşan
kaza sonrasında çevreye yayüan siya-
nür sonucu binlerce insan bulundukla-
n bölgeden göç etmek zorunda kaldı.
1998 yılında îspanya'nın Sevilla ken-
tinde işletilen altın madeninde meyda-
na gelen kaza sonrasında, yağmur su-
lannın da etkisiyle çevreye yayüan si-
yanür insanlann bölgelerini terk etme-
sine neden oldu.
Tehlike bhmiyor
Yıllırdır Bergama 'da Eurogold'un si-
yanürle altın işîetmeciliğine karşı mü-
cadele eden Pergamon Derneği Başka-
m ve eski Bergama Belediye Başkanı
Sefa Taşkm, ışletme sırasında bu gibi
felaketlerin meydana geldiğini, ancak
tehlikenin daha sonra da sürdüğünü be-
lirterek şunlan anlattı: "Bu madenlerin
ardında bırakoğı zehirli aüklar, o böl-
gelerde kahyor. Toprağm içindeki amnı
siyanürle aynşünyorlar. Bu işlemden
sonı geriyebüyük miktarda içindesiya-
nür olan toprak kahyor. Aynı zamanda
ahmla birtikte toprakta bulunan ağır
metaDervar. Hepsi kanserojen ve zehir-
li maddelerdir. Toprağm doğal yapısı
aynşmalar sonucu bozularak konsant-
rasyonlar görülüyor ve bunlaruı hepsi
zehre dönüşüyor. Bu zehiıü maddeler
yerakı sulanna kanşırsa ya da yıkılır da
samtûar oluşursa canhJann yasamını
tehdit edryor. L vgulanan teknoloji her
yerde aynı. Madeni alacak, ardından
atıklanörtecekvegidecekler.BunaKu-
zey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin Lef-
kekentindeyıDarönceişletilen alün ma-
deniörnekgösterebfiniz. Madeni işleten
BMC firmasının 1974 yıiında bölgeyi
terk etmesi sonrasında siyanürün bı-
raküğı zarartann bugün iıwanl»n hâlâ
tehdit ettiği binniyor."
15 gün sonra denize ulaşacak
Karadeniz'de
tehdit siyanür
yoğunluğuna bağlı
• Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimle-
ri ve Teknolojisi Müdürü Prof. Dr. Orhan
Uslu, nehre kanşan siyanürlü atığın miktan-
na ilişkin kesin bilgi olmadığını belirterek
yine de tahmini olarak Tuna'dan Karade-
niz'e ulaşıncaya kadar siyanürün seyrelerek
çok düşük oranlara ineceğini söyledi.
ASUMANABACIOĞLU
İZMİR - Rornanya'daki madenden kaynakianan
siyanür kirliliğinin kazadan 15 gün sonra Karade-
niz'e ulaşacağını hesaplayan bilim adamlan, bu sü-
rede siyanürün tehlikeli olma özelliğini yitireceği-
ni söylüyorlar. Öte yandan litrede 0.2 miligram si-
yanürün balıkiar içm öldürücü etkiye sahip oldu-
ğunu belirten bilim adamlan, siyanürün 0.05 mi-
İigram/Iitre konsantrasyonda 120 saat sürede tüm
bahklann ölümüne yol açacağını vurguluyorlar.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Tek-
nolojisi Müdürü Prof. Dr. Orhan Usta, Roman-
ya'daki altın madeninde meydana gelen kazanın
oluşumu ve nehre kanşan siyanürlü atığın miktan-
na ilişkin kesin bilgi olmadığını belirterek yine de
*-., tahmini olarak Tuna'dan Karadeniz'e ulaşıncaya
kadar siyanürün seyrelerek çok düşük oranlara ine-
ceğini söyledi. Yan kollanndan Tuna'ya ulaşan si-
yanürün, her büyük kola bağlantı sırasında seyrel-
mesinin artacağım kaydeden Prof. Dr. Uslu, "Bir
de Tuna Nehri'ndeki ph, aşağı yukan 7 tivannda,
belki daha da düşük. Yaai siyanür hızte atmosfere
geçiyor. Karadeniz'egeiene kadar siyanür büyük öt-
çüde seyrelmiş ve atmosfere geçnuş ohır. Bizun bo
dununda fcorkacağımız bir şey yok" diye konuştu.
Tuna Nehri'adeki debinin, yağışlı mevsimde sani-
yede 10 bin metreküp gibi oldukça büyük bir debi
olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Uslu şu bilgi-
leri verdı: "Yukandan gelen siyanür deşarjı, 1B-
na'ya ulaşana kadar 700-800 küometre boyunca,4
kiJometre/saathıziailerlh'or.BirgÜDde lOOkflomet-
re flerieme htn var. Böyle olunca Tuna'ya ulasması
bir hafta sûrdü. Bu süre içinde siyanürün atmosfe-
re geçisi ve seyrebnesi söz konusu. Tuna Nehri'nde
de epeyce akıs süresi var; Karadeniz'e ulaşması 1?
günü bulur. Karadeniz için tehHke çok düşük, bel-
ki de öldürmeyecek miktariarda."
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Dekan Yardımcısı ve Çevre Mühendisliği Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ayşen Törkman de, Tuna Neh-
ri'ndeki siyanürün denize ulaştığında çok büyük bir
seyrehneye uğrayacağmı belirterek bu arada nehir-
deki konsantrasyonun çok önemli oldugunu söyle-
di. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Mimar-
hk Fakültesi Jeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Se-
dat Temur ise son derece zebirü bir element olan
siyanürün öldürücü etkisinin 40 gün devam ettiği-
ni bildirdi..
Sinop
Zehirli variller
lisans bekleyecek
CENGtZDEMtREL
StNOP-Sinop Valisı SdahattiııBaşar, 12 yıldırSo-
ğuksu köyünde bulunan zehirli varillerin Izmit Sa-
nayi Atıklan Yakma Tesisi (İZAYDAŞ) firmasın-
ca kaldınlmasıyla ilgili çaüşmalann hızlandınldı-
ğını açıkladı. İZAYDAŞ'm lisans almasını bekle-
yeceklerini anlatan Başar, "Zehiril rarfflerin ifimiz-
den usulüne uygun olarak ahnarak götürülnıesi ve-
y» imhası, her Sinoplu kadar valilik olarak bizferi
de sevindirecektir'' denıldi. Öte yandan zehirli va-
rillere karşı 6 Şubat'ta Soğuksu'da yapılan mitin-
gin düzenleme komisyonu hakkında soruşturma
açıldı. Sinop Valisi Selahattin Başar yaptığı yazüı
açıklamada, zehirli vanllerle ilgili oiarak basında
yer alan haberler üzerine gerekli incelemelerin ya-
pddığını ve durumun Çevre Bakanlığı'na bildiril-
digini belirtti. Vali Başar, depoda bulunan varille-
rin etiketleomesi ve ambalajlanması doğrultusun-
da ÇevTe Bakanlığı'nuı isteğinin yerine getirilme-
si için Abersan adlı fırma ile temasa geçildiğini ve
bakanlıktan ödenek istendiğini de duyurdu.
6 Şubat tarihinde Sinop'un Soğuksu köyünde ya-
pılan "Köylerimiz ttaha'nm çöphığü değü" mitin-
gi nedeniyle düzenleme komisyonu hakkında so-
ruşturma açıldı. Mıting düzenleme komitesi için-
de yer alan Çevre Dostlan Derneği Başkanı Hale
Özen, gazeteci Ceogiz DemireL II Genel Meclisi
üyesi IbrahiınŞahin. Şeyhli Köyü azası Kemai Tfr-
yaki, Sazlı Möyü Muhtan Yaşar Yıidmm, Hıdırlı
Köyü Muhtan Mahmut MehmetbeyoPu ve Şeyh-
li Köyü Muhtan Ramazan Sucu hakkında izinsiz
yürûyüş yapmak suçlamasıyla soruşturma açıldı.
Romanya tazminat
ödemeyi reddediyor
Romanvada buhınan bir aitm madeni işletmesinde geçen hafta meyda-
na gelen toprak kayması SODUCU, nehir sulanna kanşan siyanür yüzün-
den tonlarca bahk oldü. Sırbistan'da bahk sabşı vasaldandı.
BELGRAD (AA) - Romanya'dan
kaynakianan siyanürün zehirlediği
Tizsa ve Tuna nehirlerinden
binlerce ton ölü balık çıkanlırken,
Romanya, Macaristan ve
Sırbistan'a taymipat ödemeyi
reddetti. Romanya Çevre Bakanı
Gabriel Dumitrascu, en çok zarann
ülkesinde oldugunu, kendilennin de
tazminat almalan gerektiğinı
söyledi. Romanya'da bulunan
Avustralya-Romanya ortaklığındaki
bir altın madeni işletmesinde geçen
hafta meydana gelen toprak
kayması sonucu, nehir sulanna
yüksek oranda siyanür kanşmıştı.
Siyanür, Tizsa nehri yoluyla
Macaristan ve Yugoslavya'ya da
ulaşmıştı. Sırbistan, dün balık
satışını yasaklamış, Macaristan ise
sızıntının uzun dönemli bir çevre
felaketine yol açacağını bildirmişti.
Altın madeninin yetkilileri,
Macaristan ve Sırbistan'ı,
zararlarmı abartılı
göstermekle suçluyor ve şirkete
karşı tazminat davası açılmamasını
bekJiyor. Bu arada, ABD'li
uzmanlar, Doğu Avrupa'mn karşı
karşıya olduğu çevre felaketinin,
ABD'de 1992'de Colorado'nun
güneyindeki Summirville alnn
madenınden ka\-naklanan siyanür
sızıntısımn yol acnğı felaketle aym
boyutlarda oldugunu söylediler.
Siyanürle kırlenen Alamosa
nehrindeki tüm yaşam sona ermişti.
ABD'nin Çevre Koruma Kurumu,
Colorado'daki sızıntının yol açtığı
zarann maddi karşılığının 170
milyon dolar oldugunu tahmin
ediyor. Uzmanlar, bu gibi
durumlarda tüm eko-sistemin
yeniden oluşması gerektiğini ve
bunun yıllar alacağını söylüyor.
Siyanür, oksijenin hücre
duvarlanndan geçişini engelleyerek
vücuda zarar veriyor. Siyanüre karşı
en hassas olan ise merkezi sinir
sistemi.
Karadeniz'e dökülen Tuna Nehri'ne atık atılmaması için çağn yapıldı
4
Ulııslarara8i öıılem aluısın
9
tstanbulHaberServia-Tuna Neh-
ri 'ne akıtılan endüstri atıklannın ya-
rattığı kırliliğın giderilmesı amacıy-
la uluslararası önlem alınması isten-
di Istanbul Balık Müstahsilleri Der-
neği Başkanı İsmetYalçın, S.S. Mar-
mara Birlik Su Ürünleri Kooperatif-
leri Birliği Başkanı Ahmet Menek-
şe, S.S. Istanbul SuÜrünleri Koope-
ratifleri Birliği Başkanı Necdet Al-
bnbaş, Doğa Savaşçılan ÇevTe Ör-
gütü Başkanı Zafer Murat Çetintaş
ile Istanbul Üniversitesi Su Ürünle-
ri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Işık Oray Kumkapı Istanbul Balık
Müstahsilleri Derneği'nde yapnkla-
n basuı açıklamasında Almanya,
Avusturya, Hollanda, Yugoslavya,
Bulgaristan ve Romanya'nın endüst-
ri atıklannı 20 yıldır Tuna Nehri'ne
akıttıklannı belirterek, atıklann Tu-
na Nehri ile de Karadeniz'den Mar-
mara, Ege ve Akdeniz'e ulaştığmı
söylediler.
Baltkçı ve çevrecilerin ortak açık-
lamasında, Karadeniz'e akan en-
düstri atıklannm denizlerimizdeki
su ürünlerine "şundOik" zarar ver-
mediği belirtilerek, Tuna Nehri'ne
atıklann akıtılmaması amacıyla
uluslararası öniemler alınması isten-
di.
Açıklamada, Türkiye denizlerinin
korunması amacıyla yapılacak ulu-
sal araştırmada, bilim adamlan ile
araştırma gemilerinin gereğüıı yap-
ması, Dışişleri Bakanlığı ile araştır-
ma kurumlanmn Türkiye 'nin hak-
lannı koruması gereği dile gehrildi.
S.S. tstanbul Su Ürünleri Koope-
ratifleri Birliği Başkanı Necdet Al-
nnbaş, geçen yü yaşanan deprem fe-
laketinin ton cinsi (orkinos, palamut,
torik vb) balıklann denızlerünizden
göçüne neden oldugunu, bu balıkla-
nn avlanmasında yüzde 80 düşüş ya-
şandığını ifade ederek, "1999-2000
baukçınğı bir >il önceld oranlann
yüzde 40 aşağısuıa inmistir" dedi.
Balık müstahsıllerinin devletten al-
dıklan kredileri ödeyemeyecek du-
ruma geldiğine dikkat çeken Altın-
baş, devletin balıkçılann aldıklan
kredileri ertelemesini ya da başka
bir formül bulmasmı istedi.
Türk Deniz Araşünnalan Vakfi
Başkanı Prof. Bayram Öztürk, Ro-
manya'da bir altın madeni ışletme-
sinden sızan siyanürün şu anda orta
Tuna'da etkili oldugunu belirterek,
"Kısa vadedeKaradeniziçinbir teh-
like söz konusu değir dedi.
Karadeniz Kültür ve Çevre Der-
neği Genel Başkanı Alaettin Bahçe-
kapıh ise büyük bir sanayi bölgesi-
nin kırliliğini Karadeniz'e taşıyan
Tuna Nehri'nin şimdı de Roman-
ya'daki altın madenınden sızan siya-
nür ve diğer ağır metalleri taşıdığını
söyledi. Kıta Avrupası'ndan gelen
bu kirliliğin Karadeniz'i, Marma-
ra'yı, Ege'yi etkilemesine "Ne za-
man dur dijcceğiz'' diye soran Bah-
çekapılı, denizlerimizin kirlenme-
sinde Tuna'nm yüzde 75 paya sahip
oldugunu söyledi. Bahçekapıh, "Si-
yanüre, nüldeer enerjiye karşı du-
ranlann hakh oldugunu ne zaman
kabul edecegfce" dedi.
Denizcilikten Sorumlu Devlet Ba-
kanı Ramazan Mirzaoğlu, Tuna
Nehri'ndeki kirlilik ile ilgili olarak
Denizcilik Müsteşarhğı'nın bir in-
celeme başlattığmı belirtti. Tuna
Nehri nden gelen akmtınm Karade-
niz'e gelmeden siyanürün çökertil-
mesi için ilgili ülkelerle işbirliği ya-
pılacağını ifade eden Mirzaoğlu, ge-
rekirse Romanya'ya bir heyet gön-
derilebileceğini kaydetti.
Çevre Bakanı Aytekin, siyanürün etkisinin azaldığını söyedi
Arargemîsi ölçiim yapıyor
ANKARA (AA) - Çe\Te Bakanı Fevzi Avtekin. Ro-
manya'da bır altın madeni işletmesinden sızan siya-
nürün Karadeniz ve özellikle Marmara'daetkili olma-
sıru beklemediklerini bildirdL Aytekin, her ihtimale
karşı Istanbul Üniversitesi Su Ürünleri Enstitüsü'nden
Arar gemisinin Istanbul Boğazı Havzası'nda ölçüm-
leryapmasını istediklerini söyledi.
Çevre Bakanı Aytekin, Romanya'daki tesisin siya-
nür atık deposunun modern bir sistem olmadığı. sıra-
dan toprak setlerle olusturulmuş bir depolama tesisi
şeklinde olduğuna dikkati çekti. Aytekiîı, "Bu yanhş
yöotem. Çünküyağışiara, eroz>Bnve depreme karşı da-
yanıkk depotama tesisleri olınası, srahrmazbğın tam
sağtanması gereldrdL Sızdırmazhksagtanamadtğı için
siyanürün buhmduğu havuz toprak kayması sonucu
Tİzsa Nehri'ne ulaşmışOr" diye konuştu. Siyanürün
Tizsa Nehri ve bu nehrin döküldüğü Tuna Nehri'nde-
ki biyolojik yaşamı olumsuz etkilediğini ifade eden
Aytekin, "Siyanürün etkili olduğu yerdeiki nehrin del-
tası var. Burada da yoğun kuş popülayonu buhmuyor.
Sızan siyanür bu popülasyonu etküeyecek" dedi. Çev-
re Bakanı Aytekin, siyanürün Tuna Nehri kanalıyla
Karadeniz ve Marmara'ya geçme ihtimalinin bulun-
duğuna dikkati çekerek şunlan kaydetti: "BizKara-
deniz'e geldiğinde siyanür konsantrasyonunun azala-
cağnu, Marmara'ya geldiğinde ise daha da ayalarağı-
m tahmin edryoruz. Bu nedenle siyanürün Karadeniz
ve özelHkle Marmara'da etkffi otanasmı beldemivDruz.n
GENtŞ AÇI
HİKMETBİLA
Cumhuriyefte...
Gazetecinin hayatında ilkler vardır. İlk haber,
ilk yazı, ilk imza... Ama "Cumhuriyefte ilkya-
zı" çok daha anlamlı. Cumhuriyet, Türkiye
Cumhuriyeti ile yaşrt. Temelinde bir büyük dev-
rimin harcı var. Sadece bu özelliği bile heyecan-
lanmaya yetiyor.
76 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar,
gözlerini çağdaş uygarlığa dikmişlerdi. Ancak
ayaklan yere basıyordu. Sağlam basıyordu.
Emekleyen ülkenin biryanında en koyusundan
komünizm, bir yanında en azgınından faşizm
yükseliyordu. Cumhuriyetin kurucuları için bi-
rinden birinin çarklarına kapılmak işten bile de-
ğildi. Ama onlar ikisini de yapmadılar. Bu genç
ülkenin ve onun halkının koşullanna uygun ola-
nı aldılar, olmayanı reddettiler. Cumhuriyeti, Ba-
tı uygarlığının değerleri ile yoğururken o yıllar-
da hemen hemen tüm Batı'yı pençesine alan
diktatöriüklerle araya mesafe koymayı başar-
dılar.
Ne oldu? 76 yıl içinde, o ihtişamlı diktatöriük-
lerin hepsi yıkıldı, gitti. Hiçbiri 21 'inci yüzyılı gö-
remedi. Dünyayı titreten liderierinin heykelleri
bile ortada yok bugün. Ama Atatürk ve onun
kurduğu Cumhuriyet ayakta.
Cumhuriyet gazetesi de ayakta. Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluşunda benimsediği ev-
rensel değerleri o gün bugündürsavunduğu ve
uyguladığı için ayakta. Her şeye rağmen ba-
ğımsızlığını koruyabildiği için ayakta. Demok-
ratik, laik Cumhuriyete, bugün dünden daha
geçerii ve gerekli olan Atatürk ilkelerine, öz-
güriük, eşitlik, adalet ideallerine bağlı olduğu
için ayakta. Dostu için de, düşmanı için de say-
gın bir gazete olduğu için ayakta.
Türkiye'de aydınlanmanın kalesi Cumhuriyet
ailesinin bir üyesi olmak, "Cumhuriyet oku-
rt/"yla çaiışmak, ömür boyu taşınacak, gelecek
kuşaklara bırakılacak bir onurdur.
• • •
Türkiye Cumhuriyeti, bir dönüm noktasını
tam bir yıl önce bugün geçti. Tam bir yıl önce
bugün PKK'nin lideri Abdullah Öcalan, Ken-
ya'da yakalanıp Türkiye'ye getirildi. Bu olay,
bir terör örgütü şefinin ele geçirilmesinden çok
daha fazla bir anlam taşıyordu. Türkiye'nin,
Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana karşılaştığı en
büyük saldınnın sonuçsuz kaldığını gösteren en
çarpıcı gelişmeydi bu. Ocalan'ın yakalanması,
bir yumağın sökülüşüydü:
önce Apo yakalandı.
Sonra Suriye yakalandı, Yunanistan yakalan-
dı.
Sonra birçok Avrupa ülkesi yakalandı.
Yakalananlar, suçüstü telaşı içindeydiler.
Sonra işler, ilişkiler düzelmeye bâşladı. Daha da
düzelecek. PKK ve arkasındaki güçler büyük
bir savaşı kaybettiler. Geride, otuz bin ölü, acı,
gözyaşı kaldı, ama Türkiye, bu saldtnyı püskürt-
tü.
Zincinn bir başka halkası çeteler değil miy-
di? Işte onlar daçözülmeye başladı. Siyasal ira-
denin ve yargının tüm zayıflıklarına rağmen, yıl-
lardır Türkiye'yi içten içe kemiren çeteler de
neye uğradıklannı şaşırdılar. Yurtiçinde, yurtdı-
şında birer ikişer yakalandılar. Şimdi çoğu içer-
de.
Ve üçüncü halka: Hizbullah. Korku filmi gibi
izliyoruz. Silahlar, işkenceler, cesetler, hücreler
belleklere vahşetin belgeleri olarak kazınıyor. U-
cu nereye varacak, henüz belli değil. Dini,
amaçlanna alet edenlerin nereye kadar gide-
bileceği o kadar ürkütücü bir şekide görüldü
ki... Artık bu iş de bitiyor. , . »-
•••
Acı da olsa, kanlı da olsa, gözyaşlı da olsa
Türkiye, yeniden yoğruluyor. Türkiye, bağnna
saplanan hançerieri çekip çıkanyor. Geleceğin
umutlu ve huzuriu Türkiyesi bu hamurdan çı-
kacak.
PKK, çeteler, Hizbullah, dış bağlantıları...
Bunlar artık çok önemli değil. Bundan sonra
çok daha önemli olan, gerçekierie halk arasın-
daki kara perdenin indirilmesi. Gazetecinin, ya-
zann, çizerin görevi de zaten bu değil mi? Uğur
Mumcu'lar, Ahmet Taner Kışlalı'lar, o perde-
yi indirmeye çalışırken ölmediter mi?
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
37. DÖNEM GENEL KURUL GÜNDEMİ
I.Gün:
AJAÇIUŞ
A1- Başkanlık Divanı seçimı (1 Başkan, 2 Başkan Yrd..
4 Yazman)
A2- Saygı duruşu,
A3- Açılış konuşması (36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı)
A4- Konuklann konuşması,
B) GENEL KURUL ÇALIŞMALARI — — - -—-—>~-
B1- Komisyonlann seçimi,
B1-1 Yönetmelıkler Komisyonu (5 üye) - .
B1 -2 Bütçe Komisyonu (5 üye)
B1-3 örgütlenme Komisyonu (5 üye)
B2- 36. dönem Çalışma Rapoaı'nun okunması ve
görüşülmesi,
B3- Denetleme Kurulu Raporu'nun okunması, 1998-1999
yıllan bütçe harcamalannın
görüşülmesi, Yönetim Kurulu'nun aklanması,
B4- Komtsyon raportannın ve 2000-2001 yıllan Bütçe öner-
ilerinin görtişülüp karara bağlanması,
B5- Adaylann tespiti ve tutanağa bağlanarak ilanı,
B6- Dilek ve temenniler.
2. Gün
C) SEÇİMLER
C1- Oda Danışma Kurulu Üyeliği (15 Asil),
C2- Oda Yönetim Kurulu Üyeliği (7 Asil, 7 Yedek),
C3- Oda Haysiyet Divanı Üyeliği (5 Asil, 5 Yedek),
C4- Oda Denetleme Kurulu Üyeliği (5 Asil, 5 Yedek),
C5- TMMOB Yönetim Kurulu Üyeliği (3 Aday),
C6- TMMOB Denetleme Kurulu Üyeliği (1 Aday),
C7- TMMOB Haysiyet Dıvant Üyeliği (1 Aday),
C8- TMMOB Genel Kurul Delegeleri (100 Asil, 100 Yedek)
GENEL KURUL ve SEÇİM TARİHİ SAAT ve YERİ
Çoğunluk Aranacak Genel Kurvlda
Genel Kurul Toplantıst Seçim
Tarih: 04.03.2000 Tarih : 05.03.2000
Saat :10.00 Saat: 09.00-17.00
Yer :SelanikCad. No: 19/1 Yer : SelanikCad. No: 19/1
Kızılay/ANKARA Kjzılay/ANKARA
Çoğunluk Aranmaksızjn Yapılacak Genel Kurul
Genel Kurul toplantısı Seçim
Tarih :11.03.2000 Tarih : 12.03.2000
Saat :10.00-17.00 Saat : 09.00-17.00
Yer :DSİ Konferans Salonu Yer : Selanik Cad. No: 19/1
Yücetepe/ANKARA Kızılay/ANKARA