27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•M4 ŞUBAT 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER FP ve DYP'nin, anayasa değişikliği önerisini bugün vermesi bekleniyor DemirePin geleceği netleşiyorANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TB- MM'nin bır haftalık tatilinin yann sona er- mesıyle birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçimi taıtışmalan yeniden gündemrn ilk sıralan- n a taşııuyor. FP ve DYP'nin cumhurbaşka- nun halk tarafmdan seçilmesine ilişkİD ana- yasa değişikliği önerisini bugün TBMM Bsşkanlığı'na vereceği belirtiliricen Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili pa- zaıuklann da bu hafta netleşmesi bekleni- yor. Başbakan Bülent Ecevit, Romanya dö- nüşü gazetecilenn. 'cnmhurbaşkanlıgı seçi- miyle ilgili anayasa değişikliğine ilişkin so- rmıt bir adımın ne zaman atuacağV yolun- daki sorusuna, "Bu hafta içinde gerekli baş- vuruyuyapanz" yamtını verdi. MFiPbemirel'e "mesafeB" tavrını sürdü- rûyor. ANAP içinde Başbakan Ecevit'in cumhurbaşkanı seçüebilmesi için gündeme getirilen lise mezunlannın da aday olabilme- sine ilışkin öneri de tartışılmaya başladı. Pa- zarlık sürecinde, Cumhurbaşkanı Demirel'in • Başbakan Bülent Ecevit, cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalan ve anayasa değişikliği ile ilgili olarak bu hafta içinde gerekli başvuruyu yapacaklannı belirtti. Cumhurbaşkanlığı pazarlıklannın bu hafta netleşmesi beklenirken MHP Süleyman Demirel'e mesafeli tavnnı sürdürüyor. Pazarlık sürecinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de ABD gezisinden vazgeçmesi dikkat çekici bulundu ABD gezisinden vazgeçmesi de dikkat çeki- ci bulundu. DYP ve DSP'nin Cumhurbaşkanlığı seci- minde 5 artı 5 formülüne ilışkin anayasa de- ğişikliği önerisı üzennde başlattıklan çalış- malara bu hafta hız verilecek. DYP Grup Başkanvekili Nevzat Ercan, DYP ve FP'den 187 milletvekilinin imzasını taşıyan cumhur- başkanırun halk tarafından seçilmesine iliş- kin anayasa değişikliği önerisini bugün TB- MM Başkanlığı'na sunacaklannı söyledi. Önerinin bu hafta içinde Meclis Anayasa Ko- misyonu'nda hemen görüşülüp oylanması bekleniyor. FP bu önerinin TBMM Genel Kurulu'nda da oylanmasını isterken DYP ta- rafi önerinin Anayasa Komisyonu'nda redde- dilmesini yeterli buluyor. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yöne- lik öneri ile ilgili sürecin tamamlanmasının ardından. "5 artı 5" formülüyle ilgili asıl pa- zarlık başlayacak. Cumhurbaşkanı Demi- rel'in bu formül içındeki konumunun ne ola- cağı tarüşüırken ANAP'ta yeni bır öneri gün- deme getirildi. Bazı ANAP'lılar, Ecevit'e cumhurbaşkanlığı yolunun açılabilmesi için anayasanın 101. maddesinde ~Başbakan ya da Meclis Başkanhğı yapmış olanlar lise me- zunu olsalar dahi seçilebilir" biçüninde deği- şiklik yapılması önerisini dile getirdi. ANAP' ın, pazarhğın Demirel üzerinde yo- ğunlaştığı bır dönemde bu öneriyi gündeme getirmesi dikkat çekici bulundu. Baştan be- ri Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalannın dışında kalan MHP ise gerek Demirel, gerek- se Ecevit ile ilgili gündeme getirilen öneri- lere "Kişi için anayasa değişikliği yapılması yanhş olur. Bu ileride çok sakıncaiı sonuçlar doğurabilir" gerekçesıyle karşı çıkıyor. Hü- kümet ortaklannın üzerinde uzlaşrjğı "5 ar- n 5" formülünün arkasında duran MHP söz- cüleri, Demirel ile ilgili olarak "Partilerin üzerinde uzlaşacağı öneriyi destekleriz" de- melenne karşın -Meclis içinden bir kJşmin" seçilmesini istiyor. Meclis'teki sandalye da- ğıhmı nedeniyle kendini belirleyici konum- da gören MHP'liler. başbakanın DSP'li, TB- MM BaşkanTnın da ANAP'h olması nede- niyle yeni cumhurbaşkanının MHP'den ol- ması ya da partiye yakın bir kişinin olması gerektiğini düşünüyor. Adalet Bakanlığı'na tepki Avukatlar cezaevine gitmeyecek ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-Türkiye Ba- rolar Birliği (TBB), cezaevlerinde güvenliği sağ- lama gerekçesi ile adalet, ıçışleri ve sağlık bakan- kkian tarafından ımzalanan protokole tepki gös- tererek protokol yürürlükten kaldınlmcaya dek cezaevlerine gitmeme, tutuklu ve hükümlülerle görüşme yapmama karan aldı. TBB Başkanı Eralp Özgen. "protokolün avukadan potansryel suçhı oiarak görerek savunma hakkmı bütünüy- le ortadan kalduthgını'" belırterek "hukuk dtşı tıygulamaya imza atan" Adalet Bakanı Hikmet Sarni Türk'ü istifaya çağırdı. Özgen, protokolü A\Tupa lnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) götüreceklenni açıkladı. Eralp Özgen dün düzenlediği basın toplantısın- da. baro başkanlan toplantısında oybırliğı ile al- dıklan kararlan açıkladı. Türkiye'de uzun yıllar- dır hukuk devleti ilkelerinin zedelendiğini, sa- vunmayı yargı dışında bırakmak için bilüıçli bir uygulamanın adım adım yürürlüğe sokulduğunu kaydeden Özgen, son protokolü de bunun yeni bir adımı olarak gördüklerini söyledi. Özgen, baro başkanlanrun protokolün, hukukun üstünlüğü, demokrası ılkeîerini zedeleyeceği, bunun sonuç- ta "pofis devlet" anlayışına yol açabileceğinı vur- gulayarak protokolün, adil yargüama hakkına ay- kınlık nedeniyle AlHM'ye götürülmesini karar- laştrrdıklanm anlattı Özgen, protokol yürürlük- ten kaldınlmcaya kadar avukatlann cezaevlerine gitmeyeceklerim tutuklu ve hükümlülerle görüş- me yapmayacaklannı açıkladı. Adalet Bakanı'nın hukuk devleti ilkesıni gerçekleştirmek, savunma- nın haklarrnı korumakla görevli bulunduğunu kaydeden Özgen, yasalara aykın protokolü imza- layarak yeni bir hukuk dışılık teşkü etmesi ve hu- kuk devletı ilkesini zedelemesi karşısında Adalet Bakanı Hikmet Samı Türk'ü istifaya çağırdı. Özgen, hukuk dışı uygulama karşısında gerçek- leştirecekleri diğer eylemlen de şöyle sıraladı: • Bütün avukat ve barolardan, cumhurbaşka- nı, başbakan ve Adalet Bakanlığı'na faks ve telgrafla başvurarak yargılamalarda savunmayı dışlamayı amaçlayan ve savunma hakkıru kısıt- layan bu uygulamanın durdurulması istenecek. • TBB'nin belirleyeceği bir tarihte avukatlar hiçbir dunışma>a girmeyecek, Ankara'da "Hu- kuka Saygı Yürüyüşü" gerçekleştirilecek. • Protokol ve onu yürürlüğe sokan genelgenin iptali için TBB'ce açılacak davaya tüm barolar müdahil olarak katılacak. • Baro başkanlan, kendi bölgelerinde basın toplantılan düzenleyerek kamuoyunu protoko- lün içeriği konusunda aydınlatacak. • Bu eylemlerden bir sonuç elde edilemezse Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda 1992 de- ğişikliği ile öngörülen avukat yardnnı uygula- ması durdurulacak. Eralp, gazetecilerin "bukarardancezaevterm- deki tutuklulann mağdur olup oimavacağT so- rulan üzerine, protokol uyannca avukatın yarun- da getirdiği bilgi ve belgelerin cezaevi memur- lannca okunup değerlendirilmesinin ve sansür uygulanmasının kabul edilemeyeceğini belirtti. Akademi Istanbulöğrencüeri Cumhuriyet7 ûyaret etti î ri gazetemizi ziyaret etti. Akademi İstanbul öğrencüeri, Cumhuriyet'in CağaJoğlu'ndaki merkez binasına gelerek servisleri dolaşölar, yazar ve yöneticileriyle tanıştılar. gazetenin nasıl hazırlandığını yerinde gördüler. Yazıişleri mü- dûr ve j öneticilerine çeşitli sorular yönelten öğrenciler, bu kadar çok haber arasından seçim yapılırken neiere dik- kat edildigi, sayfalann nasıl çizUdiğl, habeıierin nasıl yerleştirfldiği konusunda bilgi aldılar. Yurdakul Yiğitgüden Bakû-Ceyhan görüşmelerinden umutlu 6 AnIaşma ay sonıına yetişir9 AYHANŞtMŞEK ANKARA - Bakû-Ceyhan petrol boru hattı projesinde Gürcistan ile Azerbaycan arasındakı pürüzlerin çözümü için arabu- luculuk girişimlerini yoğunlaştıran Tür- kiye, taraflar arasında Bakû'da yann baş- layacak görüşmelerden sonuç çıkmasını bekliyor. Enerji Bakanlığı Müsteşan Yurdakul Yiğitgüden, Cumhuriyet'e yapüğı değer- lendirmede Türk, Azeri ve Gürcü çalış- ma gruplan arasında geçen ay Ankara'da gerçekleştuilen görüşmelerde Gürcistan Geçiş Ulkesi Anlaşması konusunda önemli Uerlemeler kaydedildiğini söyle- di. Yiğitgüden. "Hem şirketleri. hemGür- dstan'ı tatmin edebilecek çözümler üretü- di. Hemen bu hafta içinde olur mu bümi- yonım, ama şubat sonuna kadar anlayna olacağı konusunda umuthryum" dedi. Gürcistan'rn daha önce tereddütlerini belirttiği kamulaştırma. çevTe ve güven- Uk konulannda Ankara'daki görüşmeleT- de prensipte anlaşmaya vardıklanm kay- deden Yiğitgüden, "Baa konular anlaşt- lamanuşn, bunlar burada Gürcistan ta- rafina yeniden anlanldı, uziaşıku. Uzlast- • Enerji Bakanlığı Müsteşan Yurdakul Yiğitgüden, Gürcistan ve Azerbaycan'ın yann Bakû'da yapacağı toplantıdan sonuç çıkmasını beklediğini söyledi. Yiğitgüden, geçen ay Ankara'da yapılan görüşmelerde hem şirketleri hem Gürcistan'ı memnun edecek çözümler üretildiğini belirtti. lan metinde maddeterin yoruma açık hü- kümleri vstr. Gürcü tarafi bunlan yeniden değerlendinnekistedi ve ara verildi.Bun- lann nihai halc getirilmesi için bu ay ye- niden bir araya gelinivor" dedi. Görüşmelerde geriye ana konu olarak geçiş ücretinin kaldığını vurgulayan Yi- ğitgüden, bu konuda taraflann endişele- rinin de giderildiğini söyledi. Yiğitgü- den, iki tarafi tatmin edecek çözümler üretildiğini anlatan Bakû'daki görüşme- lerin ardından bu ay sonunda anlaşmaya vanhnası konusunda umutlu olduğunu beüitti. Boru hattının geçeceği bölgede kamulaşrrrma için Türkiye'den maddi ta- lepte bulunuhnasınınpürüzlere neden ol- duğu haberlerini yalanlayan Yiğitgüden. "Her ülke kamulaşürmayı kendisi yapa- cak. Zaten şirkeder biz parayı ödeyeceğiz diyorlar. Fakat Gürcistan'ın ben kamu- laş&rmavi zamanında vaparun, fiyan da şudur diye taahhütte bulunması gerek. Gürcistan tarafinda yeni devlet olmanın getirdiği sıkmtüar vardL Topraklan yeni özel mülldyete açü, şimdi ise kamulaşür- ma yapması gerekrvor. Bunlar da aşıkfa, prensipte anlaşıldı" dedi. Müsteşar Yurdakul Yiğitgüden, Gür- cistan ile geçiş ülkesi anlaşmasının imza- lanmasırun ardından projede bundan son- ra izlenecek süreci de şöyle anlattı: u St- \aşk bir takvim. Geçiş ülkesi anlaşmalan, ülkelerin pariamentolanndan geçecek. Peşinden bir ay içerisinde temel mühen- dislik çahşmalannın başlaması gerekrvor. 6 ay içerisinde temel mühendislik çahş- maİan bitecek. 3 a> lık bir de değertendir- mesürecivar.Bununardından 12 a>hkde- taymühendislik vapılacak. Detaymühen- disiik çalışmalanyürütülürken diğeryan- dan finansman arayışlan sürecek. Fuıans bulunduğu anda da inşaata başlanacak. Bu da en erken 2001 yılını bulur. 2004 Mayısı'nda tamamen bitmesini plan- byoruz.1 ' IRMIKIAYDEV ENGÎN aenginfa doruk.nettr Tutun ki dar görüşlüyüm, tu- tun ki tutucuyum. Ama ben bu "Sfün'lerden bıktım. Anneler Günü, BabalarGünü, Kaynana- lar Günü (var mı?), Hayvanlar Günü, Sevgililer Günü... Deger verdiklerimizi anımsa- mamızın, onlann gönlünü alma- mızın, onlara gönlümüzü açma- mızın takvime bağlanıp yilın bir gününe hapsedilmesinden za- ten oldum bittim hoşlanmadım. Ama bu "günü'ierin, hediye- lik eşya sektörünün usta işi bir pazarlama hilesinden öte bir an- lamını bulamıyorum. Noel sırasında, küçücük bir Alman kentinde, insanlann na- sıl çılgınlar gibi büyük mağaza- lann hediyelik eşya reyonlann- dadolandığını görüp, bunun her yıl gitgidetırmanan birçılgınlığa, armağan alıp vermenin içtenli- ğınin nasıl gitgide bir "zorunlu- kık'a dönüştüğünü izledim ve içim bulandı. Ardından yılbaşı geldi. Ço- cuklann, eve dönen babanın yjzünden önce ellerine baktık- bnnı bir kez daha ve kimbilir ka- çıncı kez gözledim. lyiden iyiye canım sıkıldı. Günü'lerden Bıktım Oğlumun "BabalarGünü'nü" kaçınnm endişesiyle "Babalar Günû"mü bir ay öncesinden kutlamasına önce kızdım; son- ra kızdığıma kızdım. Çocuk birtoplumsal zorlama- nın cenderesinde "Ya unutur- sam" telaşına düşmüştü ve kı- zılacak olan, oğlumun telaştan "gûnü" kanştınp şaşırması de- ğil, onun böyle bir "zorlama "nın içine itilmesiydi. Tepkimin ilkyansıması, kendi dogum günümü kutlamamak oldu. Sanki beni iyiden iyiye kızdır- mak istercesine iki gün sonra "Sevgililer Günü" gelipçattı. Şimdi ben bu gün ne yapaca- ğım? Kanma, dün değil de bu- gün çiçek almamın gerekçesiy- le hesaplaşmadan, akşam eve dönerken, "Aaaa, bugün Sevgi- liler Günü'ydü. Unutursam ayıp olur. Şu Çingene kızından bir demet çiçekalayım "desem, bu önce kanma ayıp değil mi? He- le ille de beni kazıklamak iste- yen Çingene kızıyla pazarlık et- meye kalkarsam utancım kat- merlenmez mi? - Kaça bu güller? - Senin gül hatınn için beşi yinni milyon be abicim! - Çok... On milyon vereyim. - Allah seni inandırsın alışı on beş milyon be abicim... - l-ıh, çok... Ne çok? Fiyat mı çok, sevgi miaz? ••* örneğimi saçma mı buldu- nuz. Haydi canım siz de... Saçma- lığı bende değil, cahil Çingene kızının bile Sevgililer Günü mü- nasebet(sizliğ)iyle gül fiyatlannı iki kat artırmayı akıl ettiği, sev- gili için aynlmış bir günde ya da sevgiliye sadece bir gün ayır- mada arayın. insanlar, Sevgililer Günü için hediye almak üzere mağazalar- da geçirecekleri zamanı sevgi- lileriyle geçirseler daha mutlu oluriar bence. Yani... Bana annem için "bir" gün, sevgilim-kanm için başka "bir" gün, babama "bir" gün daya- tılmasını, özel hayatıma yönel- tilmiş berbat bir sataşma olarak görüyorum. Bu "gün'dayatma- sının ardında, ellerini ovuşturan pazarlama uzmanlannın donuk "yuppie" suratlannı görüyorum ve sıkıntım öfkeye dönüşüyor. Şimdi tutup "Ben annemi, babamı, kanmı, Nina kediyi gü- nün 24 saati, yılın 365 günü sevmeyi anlamlı buluyorum. Sevmiyorsam, seviyor gibi gö- rünmeyi beni de onlan da kü- çütten bir ikiyüzlülük olarak al- gılıyorum" desem itirazlar ge- lecek. "Oh-hoooo" denecek "Bun- lar söylene söylene yıpranmış, sakız olmuş, içi boşalmış laflar. N'olmuş yani, yılın bir günü in- sanlann sevgililerine daha bir özenleyaklaşmalan, annelerine daha bir sıcak sanlmalart güzel değil mi? Sevgisizlikten kunı- maya yüz tutmuş bir ûlkede ya- şıyoruz. Böyle küçük güzellik- lere itiraz etmek de ne ola?". lyi de bu sevgi gösterisinin, yılın, başkaları tarafından ve sevgiyle uzaktan yakından iliş- kisi olmayan ticari hesaplaria saptanmış bir gününde dayatıl- ması gene de beni çileden çıka- nyor. Sevgiyi takvime bağlama saçmalığına itiraz ediyorum. Bu yazı, gazeteleri kaplamış "Sevgililer Günü" armağanı ilanlannı elden geçirip, "Yann (yani bugün) Sevgililer Günü. Sakın unutmayın!" uyanlannı okuduktan sonra bilgisayarın başına çökülüp, tatsız tuzsuz bir Tırmık olması göze alınıp öyle yazıldı. Yazılırken Şubat'ın 13'üydü. Günlerden hemangi bir gündü. Yazı bitti; sevgilimle el ele tutuş- tuk; bir başka arkadaşımız da sevgilisiyle el ele tutuştu; hep bir- likte Rumeli Feneri'ne gittik. Ka- radeniz'in dalgalanyla Boğaz akıntılannın öpüştüğü yerde do- ğa, sevgililer için benzersiz bir şi- ir serdi önümüze. Sevgilime sa- nldım. O da bana... Muhalefetin 'kıyak' samimiyetsizliği... Kamuoyunda "kıyak emeklilik" olarak anılan yasa Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından da onaylanarak yürürlüğe girdi. Bu yasa ile ilgili tartışmalar sürecinde medya çalışanlan ile milletvekılleri arasında sert atışmalar yaşandı. Ünlü gazeteci yazarlann bol sıfırlı maaşlan sık sık gündeme getirilirken TBMM'de görev yapan partamento muhabirlerine de "kulis yasağı" tehdidi dile getirildi. Miiletvekilleri, "kıyak emeklilik" tartışmaJan sürecinde kendi samimiyetlerini ise pek sorgulamadı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan 15 dakikada geçirilen tasan, genel kurulda da bir gece yansı 45 dakikada kabul edildi. Milletvekılleri oylamada "kaçak" güreşmeyi yeğledi. 550 milletvekilinden sadece 200'ü oylamaya katıldı. TBMM'de hiçbir milletvekili çıkıp tasanya karşı eleştirel bir konuşma yapmadı. Ancak yasa çıktıktan sonra, bazı DYP sözcüleri "ucuz" muhalefete kalkıştı. DYP Genel _Başkan Yardımcısı Ümran Akkan, düzenlediği basın toplantısında kıyak emeklilik yasasını onaylamadıklannı, siyasilerin bu düzenlemenin dışında kalması gerektiğini söyledi. Siyasetçilerin "samimiyeti" kullandıklan oylarda sınanır. "Kıyak emeklilik" yasa tasansı oylanırken DYP'den sadece Tunceli Milletvekili Kamer Genç "hayır" oyu kullandı. FP de, "samimiyetsizlikte" DYP'den geri kalmıyor. FP'nin gayri resmi yayın organı Miili Gazete'de kıyak emeklilik yasasının onaylanmasryla ilgili olarak yayımlanan haberde "Meclis'te FP'lilehn aleyhte oy kullandığı "ndan söz ediliyor. Tutanaklara göre, tasannın oylamasında FP'den sadece 2 milletvekili "hayır" oyu kullandı... Oylamada "hayır" oyu kullanart milletvekili sayısı ise sadece 20. "kıyak emeklilik" konusunda muhalefet yapmaya kaJkışanlann seçmenlenne duyurulur... 'Değişmez' paylaşımın tanığı Her iktidar döneminde muhalif belediye başkanlan gerekli devlet yardımını alamadıklannı belirterek "partizanlıktan" yakınırlar. Iktidarlar değiştjkçe yakınanlar da değişir. CHP lideri Altan Öymen benzer şikâyetlert kendisine aktaran partililere hak verirken daha önce DYP'li şimdi de ANAP'lı Maliye Bakanı olarak görev yapan Sümer Oral'la bu konudaki görüşmelerini şöyle anlattı: "Bu şikâyetleri Maliye Bakanı Sümer Oral'a ilettim. CHP'li belediyelere DSP, MHP ve ANAP'lı belediyelere yapılan yardımın yansı kadar kaynak aktanldığını söyledim. Maliye Bakanı 'Evet öyle. Bu siz iktidardayken de böyleydi. İktidar partilerinin belediye başkanlanna her zaman daha tazîa yardım yapılır' yamtını verdi. Nasıl bu kadar emin olduğunu sorunca da, 'Çünkü o zaman da Maliye Bakanı bendim' dedi. Herhalde sorvn iktidar partilerinden değil Sümer Oral'dan kaynaktanryor..." Vekilin cep telefonu susmaz Cep telefonlan, milletvekillerinin vazgeçilmez aksesuvarlan arasında başta geliyor. TBMM Genel Kurulu salonunda bile cep telefonlannı kullanmakta sakınca görmüyorlar. Bu telefonlar, sadece ABD Başkanı Bill Clinton geldiğinde sustu. Clinton'ın konuşması sırasında anında çeviri yapılması nedeniyle, cep telefonlannın kapatılması gerektiği konusunda "özel" olarak uyanlan miiletvekilleri, Clinton'ın hatınna telefonlannı kapattı. •Miiletvekilleri, "Lütfen cep telefonlannızı kapatınız" uyansının yer aldığı TBMM Kütüphanesi'nde de cep telefonlannı kullanmakta sakınca görmüyor. Geçen hafta içinde bir milletvekili," kütüphanenin okuma salonuna girdi ve sessizce ellerindeki dergileri okuyanları hiçe sayarak cep telefonundan bağıra çağıra konuşmaya başladı: - Dayı, daha ne yapayım? Sabahtan ben bu iş için olmayacak adamlann kapısında saatlerce bekledım. Başbakan'a mı çıkayım? Milletvekili bağıra çağıra konuşmasını tamamladıktan sonra, özür dileme gereği bile duymadan salonu terk etti... Referansı parti kapatmak Necmettin Erbakan FP'liler bir yandan kongre tartışmalan diğer yandan da Anayasa Mahkemesi'nde karar aşamasına gelen kapatma davası nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor. Meclis kulisinde bir araya gelen FP'lilerin sohbeti dönüp dolaşıp bu konulara kilitleniyor. FP'li bir grup milletvekili davadan söz ederken kapatıima endişesinden söz edince Milli Nizam Partisi'nden (MNP) bu yana Erbakan la siyaset yapan Süleyman Arif Emre arkadaşlannı rahatlatmaya çalıştı: "Hiç endişelenmeyin, FP kapatılırsa oylanmız artar. Ben bu konuda deneyimliyim. Geçenlerde Hu-Der'in düzenlediği bir toplantıda herkes 'şu davayı kazandım, bu davada şöyle başanlar elde ettim' diye tanıtıyordu kendisini. Ben ayağa kalkınca bugüne kadar üç parti kapattığımı anlattım. Batı'da 'en deneyimli doktor kim' diye sorulunca en fazla hastası ölenler ömek gösterilir. Biz de parti kapata kapata önemli bir deneyim kazandık..." Van Gölü'ne kapak... Milletvekillerinin, seçim döneminde, akla hayale gelmedik vaatleri malum. DYP Grup Başkanvekili Saffet Ankan Bedük'ün yıllar öncesinden aktardığı anekdot, bu konudaki en güzel örneklerden biri. Bedük'ün aktardığına göre, yıllar önce Van'da bir milletvekili adayı meydanı dolduranlara sesleniyor. - Yollanmız kart kurt ediy, yollan asfaltlamak lazımdır! - Çocuklanmız soğukta tır br tırtlıyi, aba lazımdır. Ve vekil adayı bombasını patlatmış: - Van gölüne guşlar cırt cırtliy, kapak yaptırmak lazımdıır! Adı Bedük'te saklı olan vekil adayı o seçimlerde büyük bir oy oranıyla seçilip, pariamentoya girmeyi başarmış. Öyle anlaşılıyor ki, milletvekili adaylan yıllardır bu "duayenlerinin" yöntemini izliyor. Türey Köse, Ayşe Sa\in, Sebahat Karako\un, Emine Kaplan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle