23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ŞUBAT 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Mülkiyeliler'de Yeni Yönetim Füsun Çiçekoğtu Oralalp, genel başkan- bğına seçildiği Mülkiyeliler Birliği'ni şöyle ta- nımlıyor: "Birliğimiz, belirii bir ulusal kimlik etrafında toplanan, yurt ve insan sevgisini başat sayan, köşe dönmeciliği yenilgiye uğratmanın kaçınılmaz olduğunu kanıtla- yan enderkunjmlardan biri olan Mülkiye'nin unsurlanndandır. Mülkiyeliler Birtiği, Siya- sal BilgilerFakültesi mezunlarının dayanış- ması ile antiemperyalizm, bağımsızlık, ya- rtiyurtseverlik bilinci etrafında kenetlenmiş birgüçtür. Bu anlamda birliğimiz, kamusal vicdanı oluşturmak, kamusal vicdanı dile ge- tirmek, kamu çıkanndan, emekten ve aydın- lamadan yana saf tutma tavnnı bundan böyle de sürdürecektir." Mülkiyeliler Birliği'nin, iilke sorunlarıyla ilgili yayın politikasını sürdüreceğini, daha büyük bir kitleye ulaşmayı hedefleyeceği- ni belirten Füsun Çiçekoğlu Oralalp, üye- lerle ilişkilerin sıklaştırılacağını, küreselleş- menin yıkıcı etkilerine karşı oluşan ulusla- rarası platformlarda da üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerini söylüyor. Mülkiyeliler Birliği'nin "ilk kadın genel baş- kanı" olmasının öne çıkarılmasını ise şöy- le değerlendiriyor: "Birliğimiz, beliıii bir yönetim geleneğini aşılayan mezunlannın birliğidir. Daha önce olduğu gibi, kadın-erkek tüm üyeleriniilke- leri doğrultusunda kucaklamaya devam edecektir." SIK KA\Sl Federasyonu Ozerkleştirmek içinMafya söylentileri, Türkiye 1. Ligi'nin isim hakkının satılması, usulsüz harcamalar filan derken Türkiye Futbol Federasyonu'nun güvenilirliği büyük ölçüde zayıfladj. Devlet Bakanı Fikret Ünlü de iyi niyetli bir girişimle federasyonun kuruluş ve görevleri ile ilgili yasada değişiklik öngören bir taslak hazırladı. Ünlü'nün çıkış noktası, federasyonunun özerkleştirilmesi ve demokratik işleyişe kavuşturulmasıydı. Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Önursal Genel Başkanı Rıza Sümer, hazırlanan taslağın bu amaçlara ulaşmaktan uzak olduğunu ileri sürüyor. Sümer'in taslağa yönelik eleştirileri özetle şu noktalarda toplanıyor: - Türkiye Futbol Federasyonu'nun genel kurulunda kulüplerin kaçar kişi ile ve nasıl temsil edileceği, federasyon hukukuna göre federasyonu oluşturan spor kulüplerinin kararlarına bağlı olmalıdır. - Taslakta 2. Lig'de grupların ilk dört, 3. Lig'de de ilk sırayı alan kulüplerin başkanlarının delege olması öngörülmekte, diğer kulüpler ise yönetim bilimine ve çağımıza çok ayrı bir biçimde demokrasi alanının dışında bırakılmaktadır. Futbol sahalarında, sporcuların başarısını veya başarısızlığını genel kurul delegeliğine taşımak, yöneticileri ve üyeleri yok saymak demektir. - Spor kulüplerinin ve gönüllü örgütlerin başkanlarının futbol delegesi yapılmak istenmesi, hem demokrasi ile hem de özlenen hedeflerle uyuşmamaktadır. Kulüplerin sadece futbol kulübü olmaması gerektiğini savunanlar, bu girişimleri ile spor kulüplerini ve en yetkili yöneticilerini tamamen futbola yönlendirmiş ve bunu yaparken de kendileriyle çelişmiş oluyoriar. - Taslak ile amatör futbolla uğraşan ve sayıları beş bini aşan yerel spor kulüpleri devre dışı bırakılmış, onlara adeta "Bu federasyon sizin değil" denmiştir. - Federasyon, seçimle ve demokratik bir şekilde gelenlerin yönettiği bir üst oluşumdur. Yönetimlerine atama yapılması, federasyon anlayışı ve hukuku ile bağdaştınlamaz. - Merkez Hakem Kurulu'nun atama ile belirlenmesi, kurulun başkanını zor durumda ve baskılar altında bırakabilecektir. Geçmiş bunun örnekleriyle doludur. Dileriz, yıllarını coşkuyla, büyük bir özveriyle spora adamış olan Rıza Sümer'in önerilerine kulak tıkanmaz... Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un son takıntısı, kendisinin sorumlu olduğu kuruluşları, Koşuyolu Kalp ve Damar Hastahkları Eğitim Hastanesi, Dr. Siyami Ersek Hastanesi ile Yüksek Ihtisas Hastanesi'ni satmakmış. Hastaneleri isteyene "ederlerinin biraz altına" verebilirmiş... Sorumlu gazetecilik anlayışımızın gereği araştırdık ve öğrendik ki kalp-göğüs hastahkları üzerinde uzmanlaşmış hastanelerin üçü de Mazium HakKıyenen Kalp Ameliyatı Ohıyor Osman Durmuş'un babasından ya da dedesinden kendisine miras kalmamış. Kamuya ait bu sağlık kuruluşlanndan daha çok memurlar ve çalışanlar yararlanıyormuş. Merak işte, soruşturduk, Koşuyolu'nda bir açık kalp ameliyatının maliyeti 2 milyar 50 milyon lirayı buluyormuş. Sayın Osman Durmuş, Koşuyolu Hastanesi'ni özelleştirdiği takdirde, kalp rahatsızlığından şikâyetçi 4. derece 1. kademeden memur Mazium Hakkıyenen, ölümle tokalaşmak istemiyorsa eğer, 2 milyar 50 milyon lirayı paşa paşa cebinden ödemek zorunda kalacakmış. Ancak Mazium Hakkıyenen için 2 milyar 50 milyon lira az para değilmiş hani. Olsun, demokrasilerde çare tükenmez. Mazium Hakkıyenen, kalp ameliyatı olmak için emekli olmayı bekleyebilir. Emekli ikramiyesi başka neye yarar ki zaten? Konunun uzmanı, gazetemiz yazan Yılmaz Şipal'e sorduk, "25 yıl hizmet vermiş 4. derece 1. kademeden Mazium Hakkıyenen'in emekli ikramiyesi ne tutar?" diye. Yılmaz Şipal'in elleri dert göımesin, hesapladı: "4 milyar 13 milyon Türk LJrası." Mazfum Hakkıyenen daha ne istiyor ki, üstüne para bile kaltyor... Hasan Ali Toptaş'ı Tanır mısınız? Ondan hiç haberleri yoktu aslında. Kırçıllı paltosunun cebine sakladığı onlarca roman kahramanından da, işyerindeki hantal daktilosundan da... Halının üzerine uzanıp kilim dokur gibi yazdığından da... Sakin, çekingen görünüşünün ardındaki iç dünyasının varsıllığından da... "Kayıp hayaller"e doğru çıktığı yolculuklardan da... "Top ten" olmaya özenmemişti hiç. "Best- seller" da değildi. "Ben, ben, ben; özetle ben "den uzaktı. Gelip geçen zamana ve yaşama ilişkindi yaratıları. Kendi yatağında akan yazın ırmağında alabalıktı. Yunus Nadi Ödülü'nü, ardından da Cevdet Kudret ödülü'nü almıştı almasına da "Televole" kültürüne alıştırılmışlara "Sincan'da oturuyor olması" çekici gelirdi. Tank görüntüleri, Sincan Belediyesi'nin Hizbullah gösterisi eşliğinde "roman ödülü" aldığı sıkıştırıldı araya... Ondan hiç haberi olmayanlar, kitaplarının kapağındaki resmi bile görmemişler, karakola davet ettiler. Neler yazıyordu ki, ne işler çeviriyordu ki acep? Gelip geçen zamanımızın ayırdına varan usta romancı Hasan Ali Toptaş, tüm alçakgönüllülüğü ile gelse, "Benim evrensel aidiyet duygum var. Sincanlı değilim. Böyle anılmak hiç hoşuma gitmedi. Edebiyat konuşulsaydı daha iyiydi" dese, hsklı değil mi? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Bağ-Kur'da 10 yıllık borçlanma SSK'ye aktarılır mı? Soru: Yürürlüğe giren son SSK Yasası ile ilgili bilgi almak istiyorum. Annem. 1987 yılında Bağ- Kur'a kaydını yaprırıp, prim yatır- maya da başladı. Ayrıca geriye dönük on yıllık borçlanma da yaptı ve onun da primlerini ödedi. 1987 yılından 1992 yılına ka- ; dar Bağ-Kur'a prim yatırmaya devam etti. 1992'de Bağ-Kur'dan " "" ayrıhp SSK'li bir işte çalışmaya başladı ve Bağ-Kur'la olan il- < BVr $shıi Be kesti! Bâg-Rul a 4a prim y«ırdığı süreförin SSlOye ak- tarılmasını istedi. Bunun üzerine Bağ-Kur, annemin 1987 ile 1992 arasında prim yatırdığı 5 yılı SSK'ye aktardı. Ancak. geriye dö- nük on yıllık parasını yatırdığı borçlanmanın primlerini SSK'ye aktarmadı. 1999 yılında annem emekli olmak için SSK'ye baş- vurduğunda, 193? doğumlu olarak yaşını doldurmuş ve 3.6O0 gün prim de ödemiş durumda olnıasına rağmen sigortalılık sü- resi 15 yılı doldurmadığı gerekçesi ile kendisine aylık bağlan- nıadı. 1987 ile 1999 arasında geçen süreler 13 yıl olduğu için 2 yıl daha çalışıp, 15 yılı doldurması gerekiyormuş. Annemin ça- İışacak durumu yok. On yıllık borçlanması niçin kabul edilme- di? " " (M.Y.) YANIT: Sosyal Güvenlik Reformu Yasası olarak bilinen ve 8 Eylül 1999 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 4447 sayılı yasa ile sosyal güvenlik kurumlannın aylık bağlama koşullan yeniden düzenlenmiştir. Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasansı'nm 37. maddesinde, 2829 sa- yılı yasanın "Aylığı bağlayacak kurum" başlıkh 8. maddesinin değişti- rilmesi öngörülmüş. ancak tasanda yer alan: " Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere fiili hiz- met süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halin- de ise, eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir" hükmü tasarıdan çı- kanlmış ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kunımlanna Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Yasa, eski konumunu korumuştur. Bugün de geçerli olan uygulamaya göre aylığı bağlayacak kurum şöy- le belirlenmektedir: "Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere son ye- di yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum- ca, hizmet süreierinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlınır ve ödenir." 1 Ocak 2000'den önceki uygulamada SSK'den yaşlılık aylığı alabilme- nin koşullanndan biri de sıgortalının "b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bdlunması ve en az 3.600 gün", malullük, yaşlılık ve ölüm sigonalan primi ödemiş olmasıydı. Arcak, 2829 sayılı yasanın Uygulama Yönetmeliği'nin 5. maddesinde birle>tirme kapsamına alınmayan hizmetler açıklanmıştır. "1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun Ek Geçici 4. maddesine göre is- teğe bağlı sigortalıların geriye doğru yaptıkları 10 (on) yıllık borçlan- ma karşılığı kazanılmış hizmet süreleri diğer kurum ve sandıklardan ıvlık bağlanması halinde bu kurumlarda geçen hizmetlerle birleşti- rilmtyecektir. Ancak Bağ-Kur'dan aylık bağlanması halinde diğer kurum ve sandıkiardaki hizmetlerle birleştirilir." Amenizin on yıllık geriye dönük yaptığı borçlanma, ancak Bağ-Kur'dan aylık bağlanması durumunda göz önüne alınır. 14 Subat ?nnn Bugün depremin 1 8 2 - g ü n ü Profesyonel gönû'llû'lerimiz hâlâ depremzedelerin Hepimizi sarsan depreme rağmen başarısını _hâlâ sürdüron ilköğretim öğrencisi minik Ozge Merdanoğlu bizden bir bilgisayar istiyor. Ayrıca Sakarya Valiliği'nin, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüöü'nde kullanılmak üzere de. çok acıl ofis ve kırtasiye malzemelerine ihtiyacımız var. Acil İhtiyaç Listesi: Fotokopi makinesi, tepegöz. faks. elektrikli daktilo ve her türlü kırtasiye malzemesi Katkıda bulunmak isteyenler telefonlarımızdan bize ulaşabilir. Yardımlannız için: (0212) 292 87 27 - 292 O8 01 (Iş günleri saat 10.00/17.00 arası) KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicaküıturk.net • ; -ıif. .,j,ı: sitiM-- - ı H A R B İ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com MIRMIRLAR VĞUR DVRAK ( & j V)o ^ —1?"/ • 1 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Şubat COOK'ÜN ÖLÜMÜ!. •mg'M eusûu,ÜNLÛKAÇIF VE oeuizciJAMES COOK(KUK) HAWnİİ(HAMİ) 'DE S1 MŞtNDA ÖU>ÜeÜU>Û. BİK. YIL ÖNCE KEŞFETTİĞİ SU AOALAB SeUSUNA İKİNCİ KEZ eİCH/O/ZpU VE GEM/SIH/ ONAEAAASl GEIZEMMIŞTİ. COOK, YİNE ÖN- LABl KONUK EO€N KÖYÜfJ AÇI&NO* O€A4/g ATTIGPf. İLK &EUŞl£RlHDe, y£KLİLER ESKİ BİH EFSAMEYİ AMfM SIYABAK ONU, YÜZEM 8ig AO4Xb<l 0ÖNECE&NE SÖZ VBREN m/vervt/e/ •LOUO^SANIP SÛ/ÜK ıısi Gösree- AAİÇLESDİ.ANCAO. ,D£Nİ2Cİl.eGİN TÜM YİYeC£KL£eiNİ mtAAJ E7MESİ ONLAHI ÇOK ÜZMÜÇTÜ- Sü NEDENLE, İ&N Ci ĞEUŞLERıNDE DÜÇUAUCA PAveANPILAR. G£MİYE ' AİT eiR DE KAYtK ÇAL/NCA, COOZ ttMSAYA ÇlK/P ÇEFİ •nJTSAKALMAK İSTEPİ. KIVlPA YEJSÜLE/Sİ 6Ö/SEM DE- Nİzai£H ZAUAfJSIZ ATEÇAÇTI. OULARI £A/6EU£M£>E ÇAUÇAU COOK, BİK HAWAİIÜ mRAF/NPAN BIÇAkUANPI. DUYURU ÇYDD BEŞÎKTAŞ ŞUBESt DEĞERLt ÜYE VE DESTEKÇİLERİNE DUYURULUR. Telefon numaralan teknik nedenlerle değişmiştir. Lütfen not ediniz. Tel-Faks:021221647 79 02122164798 IÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrenci kimliğimi ve nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür. FATMA YILMAZ 14 Şubat sevgililer gününde Yeni bin yılda, çorak topraklarda bir fidan da ; .. .. • A . ikiniz için yeşersin. - TEMA Fidan Dikim Hattı: 0 212 284 80 00 GÖRÜŞ MUSTAFA KUL Tuzak: Dünya Bankası Kredileri Son günlerde Dünya Bankası uzmanlan başkentte kamu kurumlarında, çeşitli toplantılar yapmaktalar. Bu toplantılar Dünya Bankası'nın IMF ile yapılan stand by anlaşması paralelinde vermeyi düşündüğü koşul- lu krediler nedeniyle yapılmaktadır. Hazine yetkilileri, Dünya Bankası'ndan 2002yılına kadar 5 milyar dolar kaynak sağlamayı düşündükleri- ni belirtmektedirier. Yapısal reformlar için alınacak 3 milyardoların enaz2 milyardolannı buyılkullanacak- lannı, 750 milyon dolar kredinin, sosyal güvenlik, ma- li piyasalar, tahkim düzenlemeleri ve bütçe önlemleri karşılığında alınabileceğini, 2. dilim 750 milyon dolar- lık kredinin de 2000 yılındaki 2 kademe sosyal güven- lik ve tarım reformlan ile özelleştirme uygulamalarına göre aktanlacağını ifade ederek, mali sektör uyum kredisi olarak planlanan 750 milyon dolar ve kamu sektörünün şeffaflaştınlması, etkin hale getirilmesi için de 750 milyon dolar alınacağını açıklamaktadırlar." Uruguay Round toplantılannın tamamlanması ve 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütü'nün (VVTO) kurul- masından sonra küreselleşme anlayışı içerisinde, mer- kezleri VVashington'da bulunan kurumlarla, ulusal hü- kümetlerarasındaki ilişkiler yeniden tanımlanmıştır. Bu- nun sonucunda artık IMF, Dünya Bankası reçeteleri, yalnızca ülkeler düzeyinde hukuken bağlaytcılığı ol- mayan geçici kredi anlaşmalan olmaktan çıkarılmış, yapısal uyum programı adı altında borç talep eden ül- kelere "kredialmakoşullan"üayatan maddeler, VVTO anlaşmasınm maddeleri arasında yerteşiklik kazanmış- tır. Böylelikle borçlu ülkelere çeşitli koşullar altında kre- di verilmekte, bu yolla ülkelerin denetlenmesi ve ço- kuluslu şirketler için açık bir pazar haline gelmesi sağ- lanmaktadır. 1980'lerin başından bu yana IMF ve Dünya Banka- sı tarafından gelişmekte olan ülkelere dayatılan eko- nomi politikalarını, bizler ilk olarak "24 Ocak Kararia- n" olarak tanıdık. Uluslararası kredi kuruluşları, borç- lanma anlaşmalarına eklenen "uygulanacak politika- lara ilişkin koşullara" katlanmalan durumunda borç ver- meyi kabul etmektedirler. Dış borçlann yeniden gö- rüşülmesinin bir koşulu olarak dayatılan bu politika- lar, borçlu ülkelerin bağımsız ulusal ekonomik politi- kalara başvurmalannı önlerken, borç ödeme ilişkisi- nin mevcudiyetini zorla kabul etmelerine neden olmak- tadır. Dünya Bankası kredi anlaşmalan, oldukça katı kredi alma koşullan içermektedir. Para yalnızca hü- kümetlerin yapısal uyum reformlarını kabul etmeleri ve aynı zamanda bunların hayata geçirilmesi için ko- nan sürelere kesin olarak uymaları durumunda veril- mektedir. Bu nedenle bu kredi kuruluşlarından alınan para asla yatırımlara yönlendirilmediği için söz konu- su kredi anlaşmalannın doğası reel ekonominin yara- rına değildir. Uyum kredileri, kaynakları ulusal ekono- miden uzaklaştırmakta ve borçlu ülkeleri, zengin ül- kelerden gıda maddeleri de dahil olmak üzere büyük miktarlarda tüketim mallan ithal etmeye teşvik etmek- tedir. Bu sürecin sonucunda, yerel ekonomi durgun- luğa girmekte, ödemeler dengesi krizi büyümekte ve borç yükü artmaktadır. Uluslararası kredi kuruluşlarının, ülkelerle yaptığı borç göruşmelerinde kamu işletmelerinin özelleştiril- mesi her zaman bir koşul olarak ileri sürülmektedir. Başkentteki Dünya Bankası uzmanlan, hükümetin IMF'ye verdiği taahhütler arasında olan kamu kuru- luşlarının özelleştirilmesi ile ilgili dayatmalarda bulun- maktadırlar. Türkiye'ye kredi verme koşullan ârsında öncelikli olarak yer alan bu özelleştirmeler, böylesi kuruluşlar için büyük önem taşımaktadır. Dünya Ban- kası uzmanlan, kamu bankalannın özelleştirilmesi için bu bankalarda toplantı üzerine toplantı yapmakta, vereceklerini söyledikleri kredilerin ne için kullanıla- cağını da şarta bağlamaktadıriar. Ayrıca bu kuruluş- lann özelleştirilmesi için belirlenen danışmanlık şirke- tine neredeyse verilecek olan kredinin yansı ödenmek- tedir. Örneğin Erzincan depremi sonrasında alınan Dünya Bankası kredilerinin önemli bir bölümü danış- manlık şirketine aktarılmış, böylece kullanılamamış, ancak borçlanılmıştır. Bir başka ömek ise TEK'in TE- AŞ ve TEDAŞ olarak ikiye bolünmesi şartıyla verilen Dünya Bankası kredisinin yarısının da danışmanlık şirketine verilerek ülkenin borçlandırıimasıdır. Dünya Bankası, bünyesinde yer alan "Kamu Harcamalan Değerlendirmesi" (Public Expenditure Revievv, PER) aracılığıyla, bakanlıkların ve Klt'lerin bütçelerini ra- hatlıkla denetleyebilmektedirler. Uluslararası kredi kuruluşlarından borç almak zo- runda kalan ülkeler, ekonomik bağımsızlıktan, mali- ye ve para politikaları üzerindeki denetim gücünden vazgeçmek zorunda kalmakta, kamu kurumlannın yok edilmesine seyirci kalmakta hatta yardımcı ol- makta, bu kuruluşlann ikinci bir hükümet olarak (ikinci fakat görünen o ki asıl yetkili) faaliyet göstermesine izin vermektedir. Ülkemizde olup bitenlere baktığımızda, hükümetin "kendi ekonomik karahanmız" dediği uygulamaların aslında bu uluslararası kredi kuruluşlarının kredi ver- me koşulu olarak dayattığı politikalar olduğunu gör- mekteyiz. "Yapısal Uyum", "Ekonomik Yeniden Yapı- lanma" gibi kavramları dilinden düşürmeyen bu hükümet adım adım IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü'nün politikalannı hayata geçirmektedir. B U L M A C A SEPAT V4gAy.4JV SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 1/ Yatırım. 2/ Yürürlükte bu- lunan antlaş- malara göre ol- ması gereken " ya da süregelen 4 durum. 3/"Fe- na değil" örne- ğinde olduğu g gibi, bilinçli hafifsemeye 7 dayanan söz sa- g natı... Bir ili- miz.4/Parola... 9 Kirpik boyası. 5/" Doya doya cemalin görmedim" (Dadaloğlu)... Bir so- 2 ru sözü... Avrupa Bir- 3 liği 'nin kısa yazılışı. 6/ Ipucu... Üstü kapalı olarak anlatma. II Kur- 5 tuluş... Büyük kent ser- 6 serisi. 8/ Bankacılıkta faizin başlangıç tari- hi... Güney Afrika Cumhuriyeti'nin pla- 9 ka işareti. 9/ Gümüş... Erkek ve dişi gametin birleş- mesiyle oluşan döllenmiş yumurta. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çok sayıda basit birimin birbirine bağlanmasıyla oluşmuş büyük moleküllü yapay ya da doğal bileşik- lerin genel adı. 2/ Kadın hapishanesi. 3/ Rütbe ya da kıdemce küçük olan asker... Yahudi din adamı. 4/ Bir kanal içinde hareket ederek açılıp kapanan perde... Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. 5/ Gündüz yapılan sinema ya da tiyatro gösteri- si... Sulakyer. 6/Satrançtabirtaş... Kuzusesi... Hint- Iran dil grubuna verilen ad. 7/ Bir şeyin özü... Kalın sicim. 8/ Cilt kapaklan özel bir düzenle gevşetilip sı- kıştınlabilen defter. 9/ At tüyünün rengi... Benzerle- ri arasında güç ve önem bakımından başta gelen.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle