16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 14 ŞUBAT 2000 PAZARTESİ OLAYLARVE [email protected] Eğitimi 'Umuda Yolculuk' Kılmak.;. M. Hamdİ İLHANEski MEB Çıraklık ve Yaygın Egitim Genel Müdürü Z onmlu ilköğretimin se- kiz yıla çıkanknası ger- çekten çok olumlu bir gelişmedir. Şimdi ya- pılması gereken, zonm- lu ilköğretim çağında- ki çocuklanmızın tümüne sekiz yıl- lık öğrenim haklannı kullandırabil- mek olmalıdır. Bunun için, zorunJu ilköğretim- den yararlanmamn temel bir insan- lık hakla olduğunu bilmek, ona gö- re davranmak gerekir. En büyük hak- sızlık, insanın temel eğitimden yok- sun biîalalmasıdır. Beş yıllık zorun- lu ilköğretimi başanya ulaştııamamış olmamız, bu konuda iyımser olma- nuzı zorlaştırmaktadır. Çok acıdırki, çocuklannuzm önem- li bir bölümü, temel öğrenim hakla- nnı kullanamadıklanndan, öbürleri de uygun olmayan öğrenim yaşantı- lan nedeniyle bir çeşıt insan hak ih- lalleriyle karşı karşıyadırlar. Belki biraz garip ama, doğrusunu söylemek gerekirse ülkemizde in- sanların haklarından yoksun bırakıl- dığı yerlerin başında okullar ve aile- ler yer almaktadır. Zonmlu ilköğre- timin sekiz yıla çıkanlmasının belki de en olumhı sonucu, henüz gelişım- lerini tamamlayamadan çocuklan- mızın Anadolu liseleri sınavlarına hazırlanma baskısından kurtanlrmş olmalandır. Okullanmızda sürdürülen eğitim- öğretim etkinliklerinin bûyük bir bö- lümü öğrencilerin gelişün özellikle- rine uygunluk taşımamakta; öte yan- dan kullanılan eğitim-öğretim yön- temleri öğrencilerin anlamalarmı de- ğil, büyük ölçüde ezberlemelerini esas almaktadır. Öğretmen, "Ben ko- nuyu anlatffim, anlayan anlar" dü- şüncesiyle davranma hakkına sahip değildir, ama okuilanmızda olup bı- ten de bundan ibarettir. Doğrusu öğ- renci, öğretmeni çokça anlamak zo- runda değildir, oysaöğretmen, öğren- ciyı mutlaka anlarnak zorundadır. Gerekçesi ne olursa olsun çocuk- larm okuldan (eğitim- öğretimden) uzak-tutulmalan asla kabul edile- mez. Hele hele başansızlık ya da tembellik gerekçesiyle okuldan uzak- laştınlmalan hiçbirzaman kabul edi- lemez. Eğitimciler öğrenci tembelli- ği ya da başansızlığından yakına- mazlar. Çünkü onlar, tembelliği ve başan- şızlığı aşmakla yükümlü olanlardır. Özetle söylemek gerekirse hiçbir şey, ama hiçbir şey öğrencilerin okuldan uzaklaştınlmasına gerekçe olamaz. Çünkü öğrencilerin eğitim-ögretim- den yoksunluklannı üstlenebilecek başka bir kurum yoktur. öğrencilerin okuldan başka eği- tim-öğretirn haklannı karşılayabüe- cek bir başka kurum olmadığına gö- re, onlan başansızlık ya da bir baş- ka gerekçe ile okuldan uzaklaştır- mak, hastayı hastaneden kovmak gi- bi kötü bir benzetme ile açıklanabi- lir. Başansızlığı, kabul edilebilir bir durum olarak öğrencilere asla algı- latamayız. Başansızlığı kabullenmek tekrar başanya ulaşmayı engeller. Durum ne olursa olsun, çocuğa başanya ulaş- ma yolunda ilerlemekte olduğunu mutlaka sezdirmeliyiz. Çünkü ilerlemeyi sağlayan şeyin sa- dece zekâ değil, belki de daha çok duygusal yaşam olduğunu akıldan uzak tutmamalıyız. Öğretmenler, an- neler, babalar, temelinde sevgi bulu- nan hiçbir eylemin sonucunda başa- nsızhk olmayacağını bilerek çocuk- lara yaklaşmalıdırlar. Eğitimde öğüdün (nasihatin) değil, örnek davranışlann önemi vardır. "Yapüğımı değil, söylediğüni yap" düşüncesınin eğitimde yeri yoktur. Bu nedenle de öğretmenler, anne ve ba- balar, çocuklann nasıl olmalannj is- tiyorlarsa önce kendilerinin öyle ol- malan gerekir. Bireyin ögrenim düzeyi ne olursa olsun, çocuğun gelişim özellikleri hakkında yeterli bilgiye sahip olma- dıkça, eğitimde güvenilir bir kaynak olamaz. Ziraatçılan, veterinerleri öğ- retmen olarak atayanlann ülkemizin eğitimine ne kadar büyük zararlar verdiklerini bu kural ışığmda baktı- ğımızda daha kolay anlanz. Daha demokratik, daha laik, insan haklanna daha saygılı, daha çağdaş bir eğitim için, eğitimi yöneten ve yönlendirenlerin de bu özellikleri ta- şımalan gerekir. Öğrencileri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyenlerin en başında öğ- retmenler yer almaktadır Öğretmen kendi (mükemmelliğini) öğrencile- riyle bÖlüşen insandır. öğretmenin alanı ile ılgili bilgi yeterliliği şüphe- siz çokönemlidır, ama daha da önem- lisi öğrencilerin gelişim özellikleri- ni, öğrenme olayının nasıl oluştuğu- nu bilmesi, çocuklara o ölçüler için- de davranabilmesidir. Eğitimi planlayanlar, yöneticiler, öğretmenler ve diğerleri öğrencilere sınıf tekrar ettirmenin değil, sımf geçme kolayhklannm yollarmı ara- malıdırlar. Unutulmamahdırki, okul- lar sınıfta kalmak için değil, sımf geçmek için yapılmışör. Eğitimi olumsuz yönde etkileyen öğrenci kökenli hiçbir etken yokken başansızlığın sonucunu sadece öğren- ciye "fetura" etmek, eğitimın karak- teri ile asla bağdaştınlamaz. Ne ya- zık kı, bazı derslerden başanlı olama- dıkları gerekçesiyle okullanndan uzaklaştınlan ortaöğretim öğrenci- lerinin her yıl tekrarlanan gösterile- rinden utanç duymayacak kadar du- yarsız bir toplum haline geldik. Çocuk-genç mutlu bir dünyada, mutlu yaşamak için umutla okula gelmektedir. Çocuğun ve gencin mut- luluğa uzanan umutlannı köreltecek eylemlerden uzak tutulmalan gere- kir. Bilinir ki, amaca uzanan bir bi- reyin engellerle karşılaşması onda bozuhnalar yaratır. Bu bozuhnalar bireyin amaçtan uzaklaşmasına ne- den ohnakla birlikte, onu amaca ulaş- maktan asla vazgeçiremez. Birey amaca ulaşmanın başka yollannı de- neyecektir, ancak amaca ulaşmanın diğer yollan birincisi kadar meşru ohnayabilir. Bu yollar belki vergi ka- çırmaktır, belki başkalarmı aldat- maktır, belki banka soymaktır, ama her ne ise birincisi kadar kabul edi- lebilir eylemler olmadıklan da orta- dadır. Okul bitince kitaplannı yakan öğ- rencilerin yetiştirildiği bu eğitim dü- zenini sorgulayarak yeni ve bilimsel bir eğitim kültürünün oluşturuhnası- na yönehneliyiz. Öğretmenlik mes- leğinin onuru ve yücelığinin arkası- na sığınarak eğitim-öğretimde yapı- lan yanlışlıklan göz ardı edemeyiz. öğretmen yetiştirme düzeni yeniden ele alınması, halen yetiştirihnekte olan öğretmenlerin eğitimde ne öl- çüde güvenilir birer kaynak oldukla- nnın araştınlması gerekir. Dün, bugün yaşadığımız, muhte- melen yannlarda da yaşamak zorun- da kalacağımız ekonorrîik, sosyal, si- yasal, kültürel, etnik ve etik sorun- lann temeünde eğitim eksikliği oldu- ğu göz ardı edihneden ivedi çözüm- lere gidilmelidir. Unutuhnamalıdu- ki, eğitim bir bi- limdir, konusu da amacı da insandır. Insanımızın geleceğini rastlantılara bırakamayız. Avrupa'nın Göbeğinde Soykınmcılar... ItlT AKDOGAIV Galatasaray Üni. îletişim Fakültesi son sımföğrencisi G ünümüzde insanlık suçlan, soykı- nma varan toplu öldürmeler, da- ha çok, azgelişmiş geri kalmış top- nüdarda görülmektedir. Örneğin yüz günde bir milyon insanm Öl- dürüldüğü Tutsi soykınmı, Çezayir'de aşın din- cilerin katliamlan, geri kaknış kara kıta Afri- ka'da meydana gelirken Taleban'ın insanlık suçlan yine toplumsai açıdan geh'şmemiş olan Ortadoğu'nun tanıklıklandır. Bu, çoğu zaman geri kalmışlığın yanında güdühnüşlüğün, uluslararası topluluğun çıkar- lanna alet edihnişliğin de sonucudur. Ancak ta- Tİhte, hem de fazla uzakta değil. tkinci Dünya Savâşı sırasmda Nazilerin gerçekleştırdiği Ya- hadi soykınmı, Shoah'da yukanda örneklenen insanlık suçlan nedenlerinin hiçbiri görülmez. Çünkü Nazılere göre dünya üzerinde var olma- ması gereken Yahudilerin her birinin yok edil- mesini amaçlayan Shoah, Yahudi kültürünün yok olması konusunda oldukça etkili olmuş- tur. Yahudi düşmanlığı yalmz Almanlan değil, o dönemde tüm Avrupalılan içine alan bir dal- gadır. Bugün en ürkünç anılara elbette Almanya sa- hiptir. Nazi hareketinden önce etnosantrizm, "biz ve onlar" olarak açıklanırken, Nazilerle bir- likte bu tanım, "biz; üstün insan, onlar alt in- san, Yahudi, insan dışı varfak" olarak degişti. Bunun en güzel kamtı, bizi gezdiren dostum Cbaıies Baron'un 25 Temmuz 1944'te sol ko- luna, o insan obnadığı için dövulen numara- dır:A 17594. Çharles ile Polonya'nın Krakov kentinde ta- ruştık. özgür Brüksel Üniversitesi'nde tarih profesörü Joel Kotek ve arkadaşlan, soykınm- dan önce nüfusunun yüzde doksanınm Yahu- di olduğu Krakov'da insanlık suçlan, soykınm ve Shoah konulannın tarihçiler, gazeteciler ve gelecegin gazeteci adaylan ile tartışıldığı bir eğitim semineri düzenledi. Arkadaşım Joel Ko- tek'in davetiyle katıldığım seminerde Charles, kamp amlannı anlatıyordu. Hiç ummadığı bir anda Paris'ten Polonya'ya sürülen 16 yaşmda- ki delikanlı, mılyonlarca Yahudiden yahıız bi- ri. Savaş brtriği için gaz odasından, ölümden kurtulmuş. Ancak ailesi o kadar şanslı degil: miş. 27 Ocak'ta kurtuluşunun 55. yıldönümü kut- lanan Auschvvitz kampı ise tüm serinliği ile hâ- lâ ayakta ve bugün soykınmın sımgesi haline eldi. Israil devleti ve ABD Yahudi Lobisi tara- fından desteklenen bir müze konumunu almış olan ölüm kampında, doktor Mengele, deney- leri için minik çocuklan öldürmekten kaçın- mamış olsa da günümüzde bu müzeyi 14 ya- şmdan küçüklerin ziyareti yasak. Kampta insan haklanna saygılı olma kaygı- sıyla yerleştirilmiş, ancak bir kez bile Yahudi- lerin yararlanmasına ızın verümemiş olan has- tane, postane ve kafe-bar gibi binalar, Batı'mn insan haklan konusundaki gelgitlerinin yeni ol- madığun bir kez daha kanıthyor. "lasanflk dı- şı" yorumunu getirdiğimiz Auschwitz için Çharles ise "beş yıldızn otel" cliyor, "keşke be- ni de buraya getirselerdL" Onun bu sözlennuı haklılığuıı Auschwitz'in ünüyle gölgelenmiş, iki kilometre uzaklıktaki Birkenau Kampı'nı görünce anlıyoruz. Bura- sı 40 metrekarelik barakalarda sekiz yüzer ki- şinin yaşamak zorunda bırakıldığı, son derece pis ve kullanışsız tuvaletlerle aynı yerlerde uyuduklan, bir dönem para harcamamak için kimyasal jelatinin içinde kuru yaprak yedikle- ri gaz odalan ve fınnlann eksik olmadığı ger- çekten öbürünün yanında otel kaldığı ürkünç bir alan. Hangi duygu, hangi nefret, bir insanı başka bir ınsana bunu yapmaya zorlayabilir. Ya- hudi olduğu için öldürülen insanlann sayısı yalmz Auschwitz'te bir milyon altı yüz bin, Al- manya dışında tüm Avrupa'nın bu akıma gir- diğini kanıtlayan belgeler ise yine ölüm kam- pında, her bınne konu edilen ülkenin adının ve- rildiği binalarda sergileniyor. Yahudilere iyi davrandığım bildiğirruz, Anne Frank'ın kaçtı- ğı ve öldüğü yer olan Hollanda'nın bunlann için- de en çok yer tutması ise şaşırtıcı. Batı, bugün artık kendı topraklannda soykı- nm yapmıyor, yapanlan, pek ayıplıyor, ceza- landırmaya kaİkıyor. Ama sadece kendi toprak- lannda... Sözgelimi Balkanlar Avrupa'dan sa- yıhmyor ve Batı Avrupa, sorunu çözmesi için ABD'yi bekliyor. AfHka üzerinde oynanan oyunlar bir kabilenin eski kardeş kabile üye- lerini radyo yaymlannda insan dememek için "yılan, böcek" olarak adlandmnalanna ve bal- tayla kafalanm uçurmalanna neden oluyor. Bunun yanında dünya tarihinin en büyük soy- kırımını gerçekleştiren Hitler'in izleyicisi aşı- n sağcı lider Haider, Avrupa'nın ortasmda, Avusturya'da ne yazık ki halkoyuyla iktidara gelebiliyor. Bu, Batı kültürünün oralarda dahi gerektiğince özümsenmediğini mi gösteriyor? Uygar Avrupa bu denli geriledi mi diye düşü- nüyor insan. Tesellimiz, uygar ülkelerin Avus- turya'da faşizmin iktidara gelmesine karşı ata- ğa kalkması, demokrasi adına protestolann yükselmesidir. Ancak aynı zamanda medyanm egemeni olan Batı, tüm dünyaya ve özellıkle gençlere bu ha- berleri saor aralannda verirken körpe beyinle- ri magazin haberleriyle, sansasyonlarla doldu- ruyor. Kongo, ancak uluslararası topluluktan yardım ve banş gücü îstediği zaman ekrana ge- liyor. Bölge halİunın ne yaşadığı, ne düşündü- ğü ise o kadar önemli değil. Bugün bile kimin nerede ne yaptığını bilmek kolay değilken gecmişi unutmamak oldukça zor. Oysa "Tarih tekerriirden ibarettir" sözünü ammsarsak tanhi iyi bilmemiz ve ders alma- mız gerekir. Yahudi lobisi buna inanarak ken- di payına Shoah'da yaşamlannı yitirenlerin ve az sayıda hayatta kalanlann amlarmı canlı tu- tarak bu tarihin en korkunç ve Batı'mn soykı- nm yaptığını unutturmamak için çabalıyor. Ya öbürleri? Bu çahşmalann yapılabihnesi için gerekli olan koşullara sahip olmayan ve Ba- ö'yabagnnlı olan öbürleri?.. Ikiyüzlülükvebir- birlenne karşı uygarlık savaşı nedeniyle arada bir bir parmak balla susturulan öbürlerini, on- lan kim bilecek. anımsayacak ve tartışacak? VakıfBank taşıt kredisi faizi 36 aya kadar tüm vadelerde % 3.2 KADKÖY 1SULHHUKUK MAHKEMESt'NDEN (AHKÂMI ŞAHSÎYE) DosyaNo: 1999/487 Vesayet Mahkememızce ve- rilen 19.10.1999 tarih, 1999/487-650 sayüı ilamı ile Istanbul ili, Kadıköy ilçesi, Fener- yolu Mah. C.0009, KSN: 679"da nüfusa kayıtlı Hasan Sabn ve Fatma Behıce'den ol- ma, 1338 d.lu Bay- ramyeri Sok. Pazar Apt.No. 14/3 Kadıköy adresinde ikamet eden Sacide Enıse Boray, MK'nun 355. madde- si gereğınce vesayet altına alınmış ve ken- disıne aynj adreste ikamet eden Rıfat Na- zıın Arpacı vasi tayin edılmıştır. tlan olunur. 25.10.1999 Basın: 6780 J n yakın VakıfBank şubesine uğrayın! Tiirkiye'nin. en uygun taşıt kredisi VakıfBank'ta. Hemen harekete geçin, dilediğiniz taşıtın beklemeden sahibi olun. Ödemelerinizi 36 aya kadar uygun vadelerle dilediğiniz gibi yapın. 1 Milyar TL. İçin Örnek Ödeme Planı Aylık Taksit (TL) 103.217.813 61.984.240 48.972.199 Türkiye'nin en uygun faizli taşıt kredisi VbkıfBonk"2 1. Y ü z y ı l B a n k a c ı h ğ ı " StNCANASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞI'NDEN EsasNo: 1999/590 Sıncan Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nin 30/12/1999 tarih, 1999/590 Es. 1999/ 1165 K. sayılı ilamı ile Çorum ili Mecitö- zû ilçesi, Köseeyüp Mah/köyü, cilt: 48 sayfa: - kütük: 13'te nüfusa kayıtlı Bay- ram ve Zöhre'den ol- ma 15/7/1979 do- ğumlu Gûrsün Te- kın'in ismi Gülsün olarak düzeltılmıştir. tlan olunur. 21/01/2000 Basın: 6553 ClMHUMYET y TEN OKURLARA ORHANERtNÇ Dünya Horozlan TürkHorodanna Karşı Her horoz kendi çöplüğünde öter demişler ya elhak doğru. Bizimkiler, ülkeyi kendi çöplükleri saydıklanndan, önlerindeki engel olarak gördükleri Danıştay'ı ve idari yargı katlannı devre dışı bırakmak için baş- vurmadıklan yol yöntem kalmamışti. Dünya ile bütünleşme reformu olarak nitelendir- dikleri uluslararası tahkimi, anayasa ile geçerli kıl- ma girişimine arka çıkmayı horozluk raconundan saydılar. Habertertahkimin ülkeye yararlannı anlatan açık- lamalardan oluştu. Ayıp olmasın diye tahkime kar- şı çıkan köşe yazarian da sansürlenmedi. Bu hava içinde uyum yasaJan da çıkanldı. Ulus- lararası tahkim için amaçlanan, yabancı ortaklı şirketlerin enerji alanındaki yatınmlanydı, ama bir de bakıldı ki tasanya otoyollann yanı sıra çeşitli iş alanlan da eklenmişti. Tahkim yanlısı holdinglerin yöneticilerinin ağız- lan kulaklanna vardı. Ama tahkim yasallaştıktan son- ra ortaya başkalan çıktı. Bunlar da dünyayı kendi çöplükleri sayan ho- rozlardı. Hemen bilgisayara davranıp dileklerini (!) yazdılar ve Ankara'ya ilettiler. Yazılar, "Işletme hakkı devri yöntemiyle yapılan 15 dağıtım bölgesi ile 8 santral ihalesinin iptal edi- lerek mülkiyet devri biçiminde ıhalenin yeniden yapılması" isteklerini (!) iletiyordu. Yazılann çıkış noktası dünyanın büyük horozla- nndan biri olan Dünya Bankası'ydı. Büyük horoza "hayır" demek yöneticilerimizin pek harcı değildi ama, halka gerçekleri işlerine gelen bölümleri ve istedikleri yonjmlaria aktar- makta çok başanlıydılar. Geleneksel yöntem yürürtüğe girdi. önce 17 Aralık 1999 tarihli yazı ile ilgili haberter yalanlan- dı. Sayın Ecevit de kendisine iletilen bilgiler çerçe- vesinde, 3 Ocak Perşembe günü Çankaya'dan ay- nlırken şunlan söyledi: "Çıkan haberierde, güya birçok enerji ihalele- rini durdurduğumuz ya da durdurma karannda o/- duğurnuz gıbı iddialar yer alıyor. Bunlar kesinlik- le doğru değildir. Bu gibi hassas konularda böy- le aslı esası olmayan haöerier yayılması borsada birtakım spekülasyonlara yol açabilir. Bu konuda daha dikkatli davranılması gerekiyor..." Sayın Ecevit'in açıklamasına en büyük destek holdinglermedyasından geldi."Ecevitborsayıra- hatiath", "Borsayırahatlatanaçıklama', "Enerjiiha- leleri iptal edilmedi", "Enerji sektörvnde enflas- yon çıkmazı' gibi başlddarta verilen haberierde, Dün- ya Bankası'nın istekleri es geçildi ve "es" sürekli duruma getirildi. Dünya Bankası'nın dağibm şebeketerinin iştet^ me hakkı devirlerinin iptaüni isteyen 17 Aralık 1999 tarihli yazısı ile enerji thalelennın yabancılara ve- rilmesini isteyen 24 Ocak 2000 tarihli yazısı, 5 Şu- bat 2000 günü yine aynı gazetede yayımlandı. 4 Şubat günü sabah saatlerinde Hazine Müs- teşan yaptığı açıklamada "Hükümetin, Hazine'nin, Enerji Bakanlığı 'nın iha/eleri iptal nıyetinde olma- dığını" söyledi. Aksilik bu ya.. hem başbakanı hem de Hazine Müsteşan'nı yalanlama durumuna düşmek Baş- bakan Yardımcısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka- nı Cumhur Ersûmer'in üstüne kaldı. Bakanlar Kurulu toplantısından aynlırken "Dünya Bankası'nın önerilerinin, ilgili bakanlıklararasında yapılacak ça- lışmalaria değerlendirileceğini" açıklamak zorun- luğunu duydu. Unutmadan ekleyelim: Aynı günün sabahında TEAŞ ve TEDAŞ Genel Müdürteri de "elektrik ke- sintilerinin nedenlerini açıklamak için yaptıklan ortak basın toplantısında, sorular üzerine Dünya Bankası'nın yazılannı kabul edip yanıt hazıhandı- ğını söylediler. Bizim horozlar, önlerine çıkan engeli aşmak için yeni çözümler bulmaya çaJışıyoriar. Türkiye-Yuna- nistan yakınlaşmasından yararlanmak da bu ça- balardan biri olabilir diye düşünenter bulunabilir. Atina'da yapılan Türk-Yunan Gazeteciler Konfe- ransı'na katılan meslektaşlanma kusur kondur- mam ama, bir gazetecinin hiç yeri yokken "Tür- kiye ile Yunanistan Ege'de ortaklaşa doğalgaz ve petrol arasınlar" dediğini, aynca konferansa Yu- nanistan'ın mobil telefon, doğalgaz ve enerji iha- lelerinde önde gelen bir işadamının yakın ilgi gös- terdiğini belirtmeden geçemem. Adını venmedim ama, Dünya Bankasr'nın yazı- lanna haber değeri veren gazetenin Cumhuriyet olduğunu ankamışsınızdır. Hakkını yemeyelim, 3 Ocak günü oğleye yaklaşırken yazılardan, NTVyi izleyenler de haberdar oldular. Bakalım dünya horozlan ile Türkiye horozlan arasındaki çekişme nasıl sonuçlanacak. "B el- den üstündür; Arş-ı âlâya kadar" deyip bekleye- lim... • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçınneniz dileği ve saygılanmızla [email protected] Dans sanatçısı SEVAL UĞUR Inş. Yük. Müh. Dr. MÜZAFFER MUTLU evlendiler. îstanbul, 5 Şubat 2000 Hen'ım, canım, güzelim, bir tanem, sen Kızkulesi'nden daha güzelsin. "Ve insanlara inanmalıyız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle